Orijinalini görmek için tıklayınız : Fikra(lar)
Bitliste adamın biri kahveye girer ve oyun oynayanlara hitaben:
"Hop abeler, bi dakka. Hanımından gorhanlar ayağa gahsın."
Ani bir gürültü, haydaaa herkes ayakta. Bir kişi hariç.
Kahvenin tamamı hayretler içinde.
Soruyu soran adam, oturan adama yaklaşır ve:
"Abe helal olsun be, deliganlı adam mışsın.
Harbiden sen hanımından korkmaz mısın?"
Adam nefes nefesedir. Heyecanı biraz geçince:
"Yav gardaşım ele bi laf ettin ki, dizlerim bağı çözüldü, galhamadım." der
Güzel Fikralariniz Varsa sizde paylasabilirsiniz ;)
Mert5858
05.10.2007, 14:22
Bu Fikra Benim Cok Hosuma Gidiyor.
Hakemler Bizde
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: -"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?" -"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan. -"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş: -"Ama bütün hakemler de bizde..."
orhanakbulut_58
06.10.2007, 18:54
Makara
Bir gün hamile bir kadın mağazada alışveriş yaparken, bir çatışma çıkar ve vurulur. Hemen hastaneye kaldırırlar. Doktor ameliyat sonrası kadına: "Hanımefendi hayati tehlikeyi atlattınız. Ancak iki kursunu çıkaramadık. Bunlardan biri doğacak olan kız çocuğunuza diğeri ise erkek çocuğunuza isabet etmiş. Şimdi çıkarırsak ölürler. Ancak üzülmeyin ileride bu kurşunları vücutlarından atarlar. Kadın doğum yapmış. Çocuklar sağlıklı. Aradan yıllar geçmiş. Kız çocuğu bir gün bahçede oynarken "Anne anne çabuk gel" diye bağırmış. Annesi telaş içinde "Ne oldu kızım?" diye kosmuş. "Bak anne vücudumdan bir demir parçası çıktı. Kadın sevinmiş: "Telaşlanma. Doktor amcan demişti. Bak kurşunu vücudundan attın. Bundan birkaç gün sonra bu kez erkek çocuk bağırmış. "Anne anne çabuk gel!" Kadın yine telaşla koşmuş: "Ne oldu oğlum?", "anne, mastürbasyon yaparken kediyi vurdum!"
Mert5858
06.10.2007, 19:18
Makara
Bir gün hamile bir kadın mağazada alışveriş yaparken, bir çatışma çıkar ve vurulur. Hemen hastaneye kaldırırlar. Doktor ameliyat sonrası kadına: "Hanımefendi hayati tehlikeyi atlattınız. Ancak iki kursunu çıkaramadık. Bunlardan biri doğacak olan kız çocuğunuza diğeri ise erkek çocuğunuza isabet etmiş. Şimdi çıkarırsak ölürler. Ancak üzülmeyin ileride bu kurşunları vücutlarından atarlar. Kadın doğum yapmış. Çocuklar sağlıklı. Aradan yıllar geçmiş. Kız çocuğu bir gün bahçede oynarken "Anne anne çabuk gel" diye bağırmış. Annesi telaş içinde "Ne oldu kızım?" diye kosmuş. "Bak anne vücudumdan bir demir parçası çıktı. Kadın sevinmiş: "Telaşlanma. Doktor amcan demişti. Bak kurşunu vücudundan attın. Bundan birkaç gün sonra bu kez erkek çocuk bağırmış. "Anne anne çabuk gel!" Kadın yine telaşla koşmuş: "Ne oldu oğlum?", "anne, mastürbasyon yaparken kediyi vurdum!"
Orhan Abi Bu Konu Daha Önce Yani Dün RaZZceden Acilmisti.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
kardeş komikte dikkat et seni aforoz etmesinler siteden :D
orhanakbulut_58
06.10.2007, 19:25
kardeş komikte dikkat et seni aforoz etmesinler siteden :D
napiim abi hoşuma gitti en fazla kovarlar bende bidaha üye olurum başka yapacak bişi yok :d
orhanakbulut_58
06.10.2007, 19:25
Orhan Abi Bu Konu Daha Önce Yani Dün RaZZceden Acilmisti.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
doğrudur kardeşim görmedim demekki daha önce
Konu tekraridir...!!
-----------------
_DuMaN_58
17.10.2007, 18:22
Bir Amerikalı, bir İngiliz ve bir Iraklı kahvede oturmuş cay içiyorlar.
Amerikalı çayını bitirince bardağı havaya fırlatmış, silahını çıkarıp bardağa ateş edip parçalamış. "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere cay içmeyiz"
İngiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardağı havaya fırlatmış ve ateş ederek bardağı parçalamış. "Bizim İngiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardır ki, ayni bardakla iki kere cay içmeyiz"
Bunun üzerine Iraklı da çayını bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip Amerikalı ve Ingilizi vurup öldürmüş. "Bağdat’ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok var ki, biz ayni adamlarla oturup iki kere cay içmeyiz...
altuntas58
17.10.2007, 18:25
Gercektende yılın fıkrası olmaya aday çok güzel bir fıkra
orhanakbulut_58
17.10.2007, 19:13
güzel paylaşım için tşk
güldüren ve bir o kadarda anlamlı bi fıkra
Sweetgirl
17.10.2007, 23:03
cok güzel bir fikra
paylasim icin sagol
arikarinkuchi
18.10.2007, 07:12
hehehe
sonu harika :D********:D
sanirim bu konu benim tarafimdan acilmisti....
yinede tsk.ler
emege saygii... :)
tanju_58
18.10.2007, 14:01
:D:D güzeldi paylaşım için sağol
Selam arkadaşlar
forumda fıkralar bölümü bulamayınca bende fıkralarımı buraya yazıyım dedim ;)
Yeni Öğretmen
Sinifa yeni ögretmen gelir ve ögrenciler ile tanismak ister.
Talebenin birine sorar:"Evladim senin adin ne?, - Fatih, Hocam der talebe, Ögretmende oo bir Fati'a okuda dinleyelim, talebe Fetia'yi okur ve yerine oturur.
Ögretmen diger bir talebeye sorar, kizim senin adin ne?
- Kevser, hocam diye cevab verir, ögretmende sende bir kevser suresini okuda dinleyelim.
Ögretmen arka siralarda talebenin birinin saklanmaya calistini fark eder ve adini sorar.
Talebede "Hocam benim adim yasin, ama arkadaslar bana kisaca subaneke derler"
Güle Güle Anne
Süper markette alışveriş yapmakta olan genç adam,kendisini takip etmekte olan bir hanımı farkeder.Kadını görmezlikten gelsede,kadın dik dik bakmaya devam eder. Nihayet kasa önünde kuyruğa gelirler.Kadın adamın birkaç sıra önüne düşmüştür.Kadın derki:¤¤Özür dilerim.Böyle dikkatli bakmam sizi rahatsız etmiş olmalı. Üzgünüm ama geçenlerde ölen oğluma o kadar benziyorsunuz ki adam şöyle cevap verir bunu duyduğuma çok üzüldüm.Sizin için yapa bileceğim birşey varmı?Evet yavrum az sonra eşyalarımı alıp çıkarken ne olur bana güle güle anne diye seslene bilirmisin?tabiki der genç adam.Yaşlı kadın çıkarken genç adam ona elsallar ve güle güle anne diye seslenir.adam birisini mutlu etmenin mutluluğu içinde gülümser ve ödeme sırası kendine gelince kasanîn 150 dolar yazdığını görür kasiyere sorar bu nasıl olur alt tarafı üç parça eşya aldım der.Kasiyer gayet sakin cevap verir "anneniz hesabını sizin ödeyeceğinizi söyledi
İyilik Sever Teyze
Tur otobüsü şöförünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını çevirmiş,
bir bakmış ki elinde bir avuç badem olan yaşlı bir kadın durmakta..
Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş..
15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şöförün omuzuna dokunup bir avuç
daha badem vermiş ve bu ikramı 5 kere daha yapınca "Zahmet ediyorsunuz efendim.." demiş saygılı şöför,
" Hep bana yedirdiniz..Biraz da kendiniz yesenize.."
Çiğniyemiyorum evladım.." demiş yaşlı kadın,
"Dişlerim yok.."
"Niye satın alıyorsunuz o zaman?.."
" Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!.."
Amerikalı, İngiliz ve Iraklı
Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus cay
iciyorlar.Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis,silahini
cikarip bardaga ates edip parcalamis:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere
cay icmeyiz" Ingiliz de bunun uzerine cayini bitirip bardagi havaya
firlatmis ve ates ederek bardagi parcalamis bizim Ingiliz kumsallarinda
bardak yapmak icin o kadar cok kum vardir ki, ayni bardakla iki kere cay
icmeyiz" Bunun uzerine Irakli da cayini bitirmis, bardagi havaya
firlatmis,
silahini cekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldurmüş: "Bagdat'ta bu Ingiliz
ve Amerikalilardan o kadar cok var ki biz ayni adamlarla oturup iki kere cay
icmeyiz...
İş Görüşmesi
Adam,korkunç bir kazada kulaklarının ikisini birden kaybetmiştir.Bu alışılmadık durum onu oldukça hassas ve alıngan bir kişi yapmıştır.Kaza sonucu sigorta şirketinden aldığı rekor tazminat acısını oldukça hafifletmiş ve ona her zaman hayalini kurduğu işini kurma olanağı vermiştir.Gelişmekte olan küçük bir bilgisayar şirketini satın alır.Ancak hiç yöneticilik deneyimi olmadığını görür ve birini işe almaya karar verir.Üç tane aday seçer ve her biriyle tek tek görüşür.İlk aday oldukça iyidir ve adam onu sevmeye başlar.Derken adaya sorar,
-Bende alışılmadık bir şey görüyor musun?
Adam yanıtlar,
-Eğer onu kastediyorsanız, kulaklarınız yok
Adam üzülmüştür, derhal adayı odadan kovar.İkinci aday, birinciden de iyidir.
Konuşmanın devamında adam aynı soruyu ona da sorar,
-Bende alışılmadık bir durum görüyor musun?
-Evet kulaklarınız yok!
Adam üzgün ve kızgın, onu da dışarı atar.Derken sıra üçüncü adaya gelir.Üçüncü bizim Temel... Tümünden de iyidir.Bütün sorulara mükemmel yanıtlar verir.Adam heyecanla sorar,
-Bende,alışılmadık bir durum görüyor musun?
Temel,
-Evet kontakt lens kullanıyorsunuz.
Adam iyice heyecanlanmıştır,
-Çok iyi! Bu senin zeki biri olduğunu gösterir,nasıl anladın?
-Ula çok basit,kulakların olsaydı gözlük takardın!
Ağlayan Hastalar
Temel hastaneye gitmektedir.Girişte birinin ağladığını görür.
Yaklaşır ve sorar:
-Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun?
Adam:
-''Kan tahlili yaptırmaya geldim,parmağımı kestiler!'' der.
Temel daha şiddetli bir biçimde ağlamaya başlar.
Bu sefer susan adam, Temel'e sorar:
-''Hemşerim sen niye ağlamaya başladın?''
Temel:
-''Ben'' der, '' İdrar tahlili yaptırmaya geldim!''
58divrigi
06.12.2007, 23:47
Çok güzel paylaşımlar emeğine sağlık
Temel Fıkrasından Beter:)
Trabzon'da yerel Akça Televizyonu'nda haftada bir yayınlanan "Müzik Ziyafeti" programını hazırlayan mahalli sanatçı İsa İlhan, geçen haftaki programında Temel fıkralarını aratmayan bir sürprizle karşılaştı. Her programında olduğu gibi izleyici istekleri almaya başlayan İlhan, canlı telefon bağlantıları yapmaya başladı. Bir kaç telefondan sonra bir bağlantı daha yapan ve türkü isteği almayı bekleyen İlhan, "İsa abi, ben sizin mahalledeki tüpçü Rıfat. İstediğin tüpü eve götürdük fakat patron, 'veresiye olmaz, parasını alın' dedi. Şimdi dükkándayız. Televizyonda seni görünce bunu söylemek için aradım" sözlerini duyunca şoke oldu. Neye uğradığını şaşıran İsa İlhan programa beş dakika reklam arası verdi.
Çok güzel paylaşımlar emeğine sağlık
Temel Fıkrasından Beter:)
Trabzon'da yerel Akça Televizyonu'nda haftada bir yayınlanan "Müzik Ziyafeti" programını hazırlayan mahalli sanatçı İsa İlhan, geçen haftaki programında Temel fıkralarını aratmayan bir sürprizle karşılaştı. Her programında olduğu gibi izleyici istekleri almaya başlayan İlhan, canlı telefon bağlantıları yapmaya başladı. Bir kaç telefondan sonra bir bağlantı daha yapan ve türkü isteği almayı bekleyen İlhan, "İsa abi, ben sizin mahalledeki tüpçü Rıfat. İstediğin tüpü eve götürdük fakat patron, 'veresiye olmaz, parasını alın' dedi. Şimdi dükkándayız. Televizyonda seni görünce bunu söylemek için aradım" sözlerini duyunca şoke oldu. Neye uğradığını şaşıran İsa İlhan programa beş dakika reklam arası verdi.
bu kadar olur hocam tüpçüye söyleyecek birşey bulamıyorum pes doğrusu:D
Sweetgirl
07.12.2007, 14:02
Güzel fikralar :D
paylasimizin icin tskler
emeginize saglik
BİRAZDA GÜLÜP EĞLENİP DÜŞÜNELİM
Bütün canlılar birbirlerini anlamaya çalışmalıdır
Çiftlikteki danalardan biri üzgün ve bezgin bir durumda, otların üzerine serilmiş, kara kara düşünmekteymiş.
Bu dananın arkadaşı olan dana onun yanına gelip çökmüş ve burnuyla arkadaşını dürtüp sormuş:
- Nedir bu halin?.. Hasta mısın, başına kötü bir şey mi geldi?
Üzgün ve bezgin dana, durumunun nedenini arkadaşı danaya anlatmaya başlamış:
- Bu insanlar bizi neden besliyorlarmış biliyor musun? Belirli kiloya ve yaşa gelince bizi keseceklermiş. Derimizi yüzeceklermiş. Kaburgalarımızdan pirzola, butlarımızdan bonfile yapacaklarmış. Beynimizi ve yüreğimizi bile çıkartıp, yiyeceklermiş.
Bunları dinleyen dana gülmüş, arkadaşı dananın başını yalamış,
- Sen ruh hastası olmuşsun. Kendini komplo teorilerine böyle kaptırırsan, aklını iyice yitirirsin, demiş.
Kıssadan hisseler
Esop'tan (MÖ 620-560) La Fontaine'e (1621-95) uzanan ve insanlarla hayvanları aynı bakış açısından yapıtlarına konu eden yazarların yaşadıkları dönemlerde dünya böyle karmaşık değildi.
Ama insanlar yine insandı.
Örneğin kaplumbağa ile yarışan ve "Nasıl olsa yarışı ben kazanırım" diye uyurken yarışı kaybeden tavşanın öyküsü Esop'a aittir. Veya "Çıkış yolunu bilmediğin sorunların içine girmeden önce düşünmelisin" benzeri kıssalar, Esop'un öykülerinden çıkartılmıştır.
La Fontaine'in öykülerindeki (fables) hayvanlar, günümüz insanlarına daha yararlı dersler verirler. Örneğin "En güçlünün görüşü en iyi görüştür" ya da "Aç karınlar genellikle sağırdır" benzeri kıssalar, La Fontaine öykülerinden çıkan derslerdir.
Günümüz dünyasında ise "fıkralar" her konudaki çarpıcı yaklaşımları seslendirmekte.
Empati denemesi
Yazının başında aktardığımız "komplo teorileri"ne ilişkin fıkra bunlara bir örnekti. Buna benzer birkaç örnek daha verelim.
Delikanlı nişanlısını hayvanat bahçesine götürmüş. Kız "Şempanzeleri göreceğim" deyince, primatların bulunduğu bölüme gitmişler. Ama şempanzelerin kafesi boşmuş.
Delikanlı o bölümdeki görevliye "Nişanlım şempanzeleri görmek istiyor, ama kafesleri boş. Şempanzeler nerede?" diye sormuş. Görevli "Kafesin arkasındaki odada sevişiyorlar" diye cevap verince, delikanlı tatmin olmamış,
- Acaba şempanzelere muz versek sevişmeyi bırakıp, kafese gelirler mi, demiş.
Görevli gülerek cevap vermiş:
- Siz olsaydınız gelir miydiniz?
"Empati"yi hatırlatan bu fıkraya, bir de "yabancı dil merakı"na ilişkin bir örneği ekleyelim:
Bıkkın yamyamlar
Karşılaşan iki kediden biri diğerine "Hav, hav" diye seslenince, birinci kedi "Neden bütün kediler gibi miyav miyav demiyorsun" diye tepki göstermiş. "Hav hav" diyen kedi kendisine gösterilen tepkiye sinirlenmiş,
- Cahil kedi, bu zamanda herkes bir yabancı dil konuşuyor artık, diye bağırmış.
Hayvanları kullanarak insanları alaya alan fıkralardan birinde de, insanlarla hayvanları birbirine karıştıran "yamyamlar" konu edilir.
Bir yamyamı normal bir lokantada dana pirzolası yerken gören arkadaşı "Neden buradasın?" diye sorunca, şu cevabı alır:
- İnsanlardan bıktım!
UTKUM_58
09.01.2008, 15:08
karne..
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
UTKUM_58
09.01.2008, 15:10
Hasta Cimbomlu gerçektende hasta olur ölüm dösegine düser. Her
zaman maçlara gittigi fanatik arkadaslari ziyaretine gelirler.Son defa
görelim derler.
" Allahin takdiri,elden birsey gelmez ama bir son istedigin varsa bari
onu yerine getirelim
" O zaman beni FB'ye üye yapin!
Herkes birbirine bakar:
"Yaav sen dogustan Galatasaray'lı degil misin? Ne yapiyorsun sen?
Hasta Galatasaray'lının birden yüzü güler:
"Ülen, bir CimBomlu ölecegine bir FB'li ölsün be!
UTKUM_58
09.01.2008, 15:18
Eşşekliğinden
Dostlarinin baskilarina dayanamayan Baba Erenler, camiye gitmis, hocanin vaazini dinliyordu.Hoca, içkinin kötülügünü anlatmak için aklina ne geliyorsa söylüyordu. Bir ara söyle dedi:
-Bir esegin önüne, bir kova su ile bir kova sarap koysaniz, hangisin içer? Elbette ki suyu içer. Peki esek niçin sarabi içmez?
Bektasi dayanamayip seslendi:
-Neden olacak, esekliginden..
UTKUM_58
09.01.2008, 15:25
Bir gün fazla tutmuş
Adama sormuslar:
-Kaç gün oruç tuttun?
-Hastaligim nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!
Ayni soruyu, orada bulunan Bektasiye sorunca, hiç istifini bozmadan yanit vermis:
-Bu arkadas benden bir gün fazla tutmus!
"fikralar" konusu benim tarafimdan acilmisti..
Iste Link: [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
fertelliyim
10.01.2008, 09:31
Ders 1 :
Adamın biri tam duşa girmek üzeredir ve karısı da duşunu almış olarak kabinden çıkmaktadır ki, kapının zili çalar. Kapıya kimin bakacağı konusunda ufak bir tartışma sonrasında kadın pes eder.
Üzerine bir havlu alarak merdivenleri aşağı iner ve kapıyı açar.
Gelen eşinin arkadaşı x'tir.
Kadın daha selam veremeden x "havlunuzu üzerinizden yere düşürürseniz size anında 300 Euro veririm" der.
Kadın bir müddet tereddüt eder, ancak havlunun düğümünü açarak havlunun düşmesini sağlar. X ona bakar ve 300 Euro verir ve söze devam eder:
"Antrede doğabilecek ufak bir tensel yakınlık için size 500 Euro daha verebilirim, hem de derhal" der.
Önce şaşkın, fakat daha sonra adrenalinin verdiği heyecan ve alacağı para ile yapabileceklerinin anlık hayaliyle kısa bir duraksamadan sonra kabul eder.
Yaşamış olduğu olayın ve kısacık bir süre içerisinde edinmiş olduğu ufak servetin heyecanıyla merdivenleri yukarı çıkarak banyoya geri döner.
Hala duşta olan eşi ona kimin geldiğini sorar. "Arkadaşın x" diye cevap verir kadın.
"Çok iyi, ona borç verdiğim 800 Euro'yu getireceğini söylemişti, onu getirdi o zaman."
1. hikayeden çıkartılacak ders :
Eğer bir ekipte çalışıyorsanız bilgiyi saklamayın, paylaşın. Karar mekanizmasında belirleyici olabilir. Böylece yanlış anlaşılmaların ve dışarıya karşı kötü duruma düşmenin önüne geçebilirsiniz.
Ders 2 :
Aracının direksiyonuna geçip kiliseye gitmek üzere yola koyulan rahip yolda yürümekte olan bir rahibeye rastlar. Aracını durdurur ve kiliseye kadar onunla gelmek isteyip istemediğini sorar. Kadın arabaya biner ve bacak bacak üstüne attığında bacaklarının güzelliği ortaya çıkar.
Rahibin gözü kayar ve bakayım derken kısa bir süre için aracın kontrolünü kaybeder. Aracı tekrar kontrol altına aldıktan sonra sağ elini rahibenin bacağı üstüne koyar. Rahibe ona bakar ve şöyle der :
"Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?"
Utançtan kıpkırmızı olan rahip derhal elini çekerek rahibeye özürlerini sıralar.
Bir müddet sonra aklı tekrar karışır ve rahibenin bacağına tekrar dokunur vites değiştirme bahanesiyle ve rahibe aynı soru ile karşılık verir :
"Rahip 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?"
Utancından yine kızaran rahip elini çeker ve "afedersin kardeşim, insanoğlu zayıf düşebiliyor" der.
Kiliseye vardıklarında rahibe arabadan iner ve tek kelime söylemeksizin, ancak çok manalı bir bakış fırlatarak kaybolur.
Rahip aceleyle içeriye koşturur ve bir İncil alarak 129. ayeti açar okumak için 129. ayet şöyle demektedir :İleriye gidiniz, daha yukarlarda arayınız.
Orada güzellikler bulacaksınız.
2. hikayeden çıkartılacak ders :
Görev alanınızla ilgili her zaman bilgili olun, aksi taktirde fırsatları kaçırabilirsiniz.
Ders 3:
Pazarlamacı, şef sekreter ve personel müdürü bir öğlen paydosunda lokantaya doğru yürümektedirler. Parktaki banklardan birinin üzerinde sihirli bir lamba bulurlar. Lambayı ovarlar ve gerçekten de lambadan cin çıkar.
"Aslında kişiye 3 dilek hakkı veriyorum ama sizler üç kişi olduğunuz için hepinizin birer dileğini gerçek yapacağım" der cin.
Şef sekreter arsızca atılarak "önce ben" diyerek sıranın önüne yerleşir.
"Bahamalarda, muhteşem bir sahilde tatil yapmak istiyorum. Tatilim hiç bitmesin ve hiçbir dert hayatıma girmesin" diye dileğini ifade eder.Ve hoop, ortadan kaybolur.
Şimdi de pazarlamacı atılır ve "şimdi sıra bende" der.
"Hayallerimdeki kadınla Tahiti sahillerinde Pina Colada içmek istiyorum" der ve hoop, o da ortadan kaybolur.
"Şimdi sıra sende" der cin Personel Müdürüne.
"İkisini de öğleden sonra işlerinin başında görmek istiyorum" der personel müdürü.
3. hikayeden çıkartılacak ders :
Üstünüz olan birinin her zaman için önce konuşmasına izin verin
Sweetgirl
10.01.2008, 10:42
bu güzel paylasimin icin cok sagol fertelli
devamini bekleriz
emegine saglik
DOKSAN DOKUZ
Bir devirde nasreddin hoca büyük bir para sikintisina düsmüs . Ne yapsin?
Baslamis gece gündüz evinde yüksek sesle dua etmeye : " Ya Rabbi bana yüz altin ver ! Doksan dokuz olursa asla kabul etmem..."
Onun durmadan böyle dua ettigini duyan zengin bir komsusu merak etmis .
Yanina doksa dokuz altin alarak görünmeden Hoca nin damina cikmis . tam hoca ayni duayi ederken baslamis bascasindan teker teker altinlari atmaya . Hoca , bacasindan altin yagmaya basladini görünce, Allah in nihayet duasini kabul ettigini inanarakkosmus . Baslamis altinlar toplamaya... Bir tarafdan da sayarmis. Altinlarin sayisi doksan dokuz olunca : "Buna da sükür Allahim! Varsin doksan dokuz olsun!"diyerek altinlari vcebine indirmis . Bacanin tepesinde bu isin sonunu bekleyem zengin komsu hemen telaslanmis . Yukaridan seslenmis:"Hoca! Hoca!
Hani altinlar doksan dokuz olursa kabul etmeyecektin ! Oldu mu ya?!" Hoca piskin bir tavirla söyle cevap vermis : Doksan dokuz altin veren Allah, elbette birini de verir.":D
Dursun, saatlerin geri alinacagini duyunca, evdeki tüm saatleri toplayip Saatci Temel'e gider:
- Ula Temel, saatler geri alunacakmis. Biz de evdeki saatleri senden satin aldigimiz için sana getirdik. Bunlari geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir sekilde:
- Oyle yagma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alinacakmis. 1 tanesini alirim, digerlerini almam.
PAPAZ VE PAPAĞAN
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis.
Sabah-aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis, papazin cemaatinden bir
kadininda 2 tanedisi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar
ahlakli isekadinin disi papaganlarida o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde erkek istiyoruz! diye bagirirlarmis. Kadin
sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.Papaz da 'Sen getir
onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz,
'Benim papaganlar surekli dua eder' demis. Kadinda almis papaganlari
getirmis papazin evine... Kafese girergirmez disi papaganlardan birisi 'hey
yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde' demis.
Erkek papaganlardan biri otekine donup 'oglum butun dualarimiz kabul oldu
lan sonunda'.....
UTKUM_58
17.01.2008, 10:10
PAPAZ VE PAPAĞAN
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis.
Sabah-aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis, papazin cemaatinden bir
kadininda 2 tanedisi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar
ahlakli isekadinin disi papaganlarida o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde erkek istiyoruz! diye bagirirlarmis. Kadin
sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.Papaz da 'Sen getir
onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz,
'Benim papaganlar surekli dua eder' demis. Kadinda almis papaganlari
getirmis papazin evine... Kafese girergirmez disi papaganlardan birisi 'hey
yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde' demis.
Erkek papaganlardan biri otekine donup 'oglum butun dualarimiz kabul oldu
lan sonunda'.....
ABIRCAN ABI BAK BENI COK GULDURDUN ALLAHTA SENI GULDURSUN :))) HAHAHAHHA :))
Temel aynı filmi 20’nci defa seyrettikten sonra sinemadan çıkarken, bilet satan adam gişeden çıkmış ve yolunu kesip sormuş ona:
- Bu filmde ne var ki her gün gelip izliyorsun bunu?
Temel anlatmış:
- Filmde bir sahne var. Güzel yıldız plaja geliyor ve elbiselerini çıkartıp mayo giyecekken bir tren geçiyor plajın önünden. Bu tren yüzünden kadını çıplak göremiyorum. Bu trenin mutlaka rötar yapacağını düşündüğüm için her gün aynı filme geliyorum.
TEMEL DEN
TEMEL KARISI NATAŞA'YA GERDEK GECESİ SORMUŞ:
"İLK UYUDUĞUN ERKEK BEN MİYUM?"
NATAŞA:
"UYURSAN EVET!"
*************
BÜYÜK İKRAMİYE ÇIKAN TEMEL'İ ÜÇ AY SONRA BAKKAL, KASAP
VE BORÇLU OLDUĞU DİĞER ESNAF YOLDA ÇEVİRMİŞ;
"ULA TEMEL, SANA İKRAMİYE ÇIKTUĞU HALDE ÜÇ AYDIR NİYE B ORCUNU ÖDEMİYSUN?"
TEMEL;
"ZENCUN OLDİ, DEĞİŞTU DEMESUNLAR DİYE..."
****************
İDAMA MAHKUM OLAN TEMEL'E SON ARZUSUNU SORMUSLAR;
"BENU OĞLUMIN YANUNA GÖMİN" DEMİŞ.
OĞLUNUN YAŞADIĞI ORTAYA ÇIKINCA; "OLSUN BEN BEKLERUM" DEMİŞ.
******************
TEMEL ÖLMÜŞ , CEHENNEME GİTMİŞ.
KAPIDA SİLLE TOKAT KARŞILAMIŞLAR.
"PÖYLE YAPARSANUZ HİÇ ÇİMSE CELMEZ HAA" DEMİŞ.
********************
&n bsp; TEMEL İLE CEMAL EVE İKİ KADIN GETİRMİŞLER. YATMADAN ÖNCE
KADINLAR; "SÖYLEMEDİ DEMEYİN, BİZ DÖNMEYİZ" DEMİŞLER.
TEMEL;
"HA PURA BİZİMDİR, İSTEDİĞUNUZ KADAR KALABİLURSUNUZ DA!"
****************
ÖĞRETMEN TELEFONDA;
"DEMEK TEMEL HASTA, OKULA
GELMEYECEK. PEKİ BEN ŞİMDİ KİMİNLE KONUŞUYORUM?"
"PABAMLA"
*************
TEMEL SAVAŞTA BÜYÜK ÇATIŞMADAN SONRA, GECE SESSİZLİK
SIRASINDA BİR SİGARA ÇIKARIYOR, KİBRİTLE YAKIYOR.
ARKADAŞI HEMEN ATILIYOR;
"HEYY ! DELİ MİSİN? BU ÇOK TEHLİKELİ!"
TEMEL;
"YOK CANUM, İÇİME ÇEKMEYRUM.
Halim Yok
Plajin bol adaleli yakisiklisi, bir sabah dustan çikmis hayran hayran kendisini seyrederken bir bakmiski, tüm vücudu günes yanigi. Yalniz orasi süt beyazi Içine sinmemis. Onuda yakacak.
Dogru plaja itmis ,günes dogarken soyunmus tamamen kendini kuma gömmüs. Heryer kumun altinda Orasi disarda.. İki ihtiyar hanimefendi , sabah yürüyüsüne çikmislar erkenden Ellerinde baston Birden kumdan disari çikmis seyi gormusler Biri etrafinda dolasmis. Bastonu ile orasina burasina dokunmus. Sonrada arkadasina dönmüs..
'Dünyanin adaleti yok' demis
'Nasil Yani' demis öteki
'Nasil Olacak' demis yasli kadin Bak simdi bu nesne varya bu nesne:
10 yasimdayken merak ettim
20 yasimda tanistim.
30 yasimda hoslanmaya basladim.
40 yasimda pesine düstüm.
50 yasimda satin alir oldum.
60 yasimda bulmak için adaklar adadim
70 yasimda unuttum...
Ve bastonu ile dokunarak bir daha isaret etmis
-"Simdi 80 yasindayim, bu allahin belasi sey kumda bile yetismeye baslamis ama benim egilip dokunacak halim bile yok".
EŞ'den gelen özür maili.....
> >>>ne esler var :)
> >>>Sevgili Kocacim,
> >>>
> >>>Avrupadaki iþ gezisinden donmeden sana haber vermek istedim, arabamla
> >>>cok ufak bir kaza gecirdim,kotu bir kaza degil ve canim yanmadi,bana
> >>>birsey olmadi onun icin endiselenmeni istemedim... Migrostan geri
> >>>donerken
> >>>tam evin garajina girecekken ayagim kaydi ve yanlislikla gaz pedalina
> >>>basiverdim sonuna kadar...garaj kapisi hafif arizalandi ama senin
> >>>arabanin tamponuna dokundurunca arabam en nihayet duruverdi... Cok ama
> >>>cok
> >>>ozur dilerim ve biliyorum ki senin o yufka yuregin ve muthis
> >>>karakterinle
> >>>beni affedersin.. .seni ne kadar cok sevdigimi biliyorsun canim
> >>>benim...ekte
> >>>eksperin cekmiþ oldugu resmi koyuyorum,seni tekrar kollarimin arasinda
> >>>hissetmeyi 4 gozle bekliyorum kocacim...
> >>>
> >>>NOT: Sen evde yokken kiz arkadasin aradi. ...sevgiler. ...
Resim : Ferrari üstünde kamyonet darmadağın bir garaj :)
fertelliyim
23.01.2008, 19:57
Karne
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
Sobadaki hikmet
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."
Bayan Ajan
İsrailli güzel casus Suriye'den dönüp İsrail Genelkurmayı'na rapor verir: - Hafız Esad'ın son saldırı planını gece masasından çaldım. Üstelik, bununla kalmayıp oğlunu da hapsettim. Generaller sevinçle haykırırlar: - Harika, oğlunu hemen bize ver, sorguya çekelim. Güzel casus üzgün bir yüzle cevaplar: - İşte bu hemen olmaz, dokuz ay beklememiz lazım.
:DAteist
Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamiş. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: - "Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam utanç içinde: - "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: - "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamis. Herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamiş: - "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere.":D:D:D
Başçavuş Albayı tutuklayacakmış
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.:D
Tek ben miyim?
Manevra varmış. Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan gelip sormuş: -Düşman önden gelirse ne yaparsın? Mehmet cevaplamış. Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse diye; tekrar tekrar sormuş komutan. Mehmet bunları da cevaplamış. Komutan en sonunda: - "Ya düşman tepeden gelirse?" deyince; - "Bu memleketin tek askeri ben miyim komutanım?"
Teyzesiyim
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."
Öksüremiyorum
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"
sivaslıgenç
23.01.2008, 20:40
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor.
Kadın:
-Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi?
Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla
-Heyir baci, getmez!
Kadın:
-Vış! eleyse niye durdun!
Trafik ışıkları.
Erzurumda trafik ışıkları yeni yapılmış. Trafik polisi de kaza olmasın diye halkı yönlendiriyormuş.Neyse erzurumlu teyzenin biri de kırmızı ışıkta geçmiş.Polis
-Dur teyze nereye gidiyorsun? demiş. Teyze de
-Vış ahan sene ne çi erimden izin almışam gaynıma gidirem demiş.
Baba,ortaokul 3. sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah Allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir.
-Getir bakalım şu karneyi
-Al baba
Adam bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf
-Baba: bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin. ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali rezil şey!
-"Çocuk: baba o benim karnerm değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinin birisini bulmuştum..."
İki Deli.
Iki deli havuzun basina gelirler biri hemen havuza atlar suyu içer azcik içdikten sonra tükürür bunu gören öbür deli ne yaptin lan sen der.
Havuzdaki deli geçen gün iki seker atmistim tatli oldumu diye bakiyordum ama olmamis der.
Disardaki deli : ulen sen delimisin nesin karistirsana...
Kırmızı Otobüs
Bir gün doktorlar delileri test etmek istiyorlarmis ve kim akillandiysa, onu birakacaklarmis. Duvara kocaman bir resim asmislar. Resim kirmizi otobüs resmiymis. Doktarlar delilere "Atlayin otobüse" demisler. ve deliler resime dogru yürüyüp girmeye çalismislar. Bir deli arkada dikilmis. Doktorlar "Bu neden otobüse girmiyor" diye. Deli cevaplamis:
-Biletim yoktu...
Plan bozuldu
Akil hastanesinde deliler bi araya gelip kaçis plani yaparlar. Elebaslari plani anlatir :
-Büyük bir kütük bulup ilk önce 1. kapiyi, 2. kapiyi ve daha sonra 3. kapiyi kiracagiz ve herkes basinin çaresine bakip kaçacak. Sabah olunca bir kütük bulurlar dogruca 1. kapiyi kirarlar, 2. kapiya kosup onuda kirdiktan sonra 3. kapiya yönelirler. 3. kapinin açik oldugunu gören elebaslari der ki :
-Arkadaslar plan bozuldu geri dönün.
Kamyon.
Doktorlar delilerin akillanip akillanmadiklarini kontrol etmek için bir test yapmislar. Deliler'e:
-Buradan geçen küçük arabanin önüne atlayana çikolata verilecektir denmis. Delilerin hepsi arabanin önüne atlamis, lakin biri atlamamis.
Doktorlar akilliyi bulduk diye sevinmisler. Delinin yanina gidip neden atlamadigini sorduklarin da ise deli:
-Ben kamyon bekliyorum büyük çikolata alacagim demis...
Eleyse niye durdun.
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor.
Kadın:
-Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi?
Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla
-Heyir baci, getmez!
Kadın:
-Vış! eleyse niye durdun!
Ben bilmezmiyim.
Ermeni bir gün kayseriye gelir.Kayserili bir çocuğu kandırarak elindeki parayı almak ister.Çocuk :ona dediklerini yaptığı taktirde parayı vereceğini söyler.söyle bakalım der ermeni.çocuk:beni sırtında şuraya kadar taşı der.ermeni taşır.sonrada bir eşek sesi çıkar der. Ermeni başlar anırmaya.Sonra ermeni parayı ister.Çocuk:ermeniye sen eşşek olmakla paranın değerini biliyonda ben kayserili olarak bilmezmiyim der.
Sarhoş.
Yolda duran polis gençleri durdurur ve derki:
Gençler arkol var mı? Yok polis bey hepsini içtik..
Selamı var.
Öğrencinin biri Mısır'da üniversite okuyormuş. Yazılılar bittikten sonra sömestır tatili olmuş. Arkadaşı Ali'ye, ben memleketime gidiyorum sen bana notlarımı iletirsin: Eğer bir zayıfım varsa Ali'nin selamı var, iki zayıfım varsa Muhammed'in selamı var, üç zayıfım var ise Muhammet Emin'in selamı var dersin demiş. Arkadaşı notlara baktıktan sonra evini aramış, babası çıkmış telefona. Ali orada mı diye sormuş; babası, yok demiş, o da notu bırakmış:
- Ali geldiğinde söyleyin, ümmeti Muhammed'in selamı var.
Arif Coşkun
29.01.2008, 14:16
DOLMUŞ DİYALOGLARI
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?
- Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni...
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ..... .... .
Yolcu:
- Abi Heykel'e çıkıyo mu?
Şoför:
-Yok abi, yanından geçiyo.
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
- Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?
- Ben kız değilim!
- Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Kadın:
- Kızım dur! Ben vereyim benim ki bozuk zaten...
Genc Kız:
- Aman ne olacak sanki nasılsa benimki de bozulacak, ben vereyim!
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Eve gitmek üzere Bakırköy dolmuşu bekliyordum. Sigaramın (Monte Carlo marka)
kalmadığı aklıma gelince önünde durduğum Tekel bayiine girecekken minibüs geldi.
Apar topar bindim. Şoföre parayı uzatıp,
- Bir Monte Carlo' dedim! Adam birkaç saniye yüzüme bakıp:
- Abi bu Bakırköy'e gider' diye cevap verdi! Işte o an benim ve
şoförün bittiği andı.
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
- Mükemmel bir yerde inebilir miyim?
Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuşdakilerle birlikte
güler söylediğine şoför kadını indirirken:
- Buyrun, size layık değil ama!
............ ......... ... ...... ......... ......... ......... ......... ......... .
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- Müsait bi yerde iner misiniz?
Şoför:
- Niye sen mi kullancan???
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ..... .... .
Rumeli-Hisarü stü otobüsüyle Taksim'e doğru gidiyoruz. Adamın biri
Beşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla:
- Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
Bizim şoför olaya hakim:
- Tabi abi ayıp ettin. Al götür senden kıymetli mi...
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Oğlum bu Eminönü'nden geçer mi?
- Yok teyze biz Taksim'e çıkıyoruz.
- Tamam oğlum, öyleyse siz gidin ben gelmeyeyim.
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Istanbul'dayiz. .. Dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkıcak, elemanın
biri açtı kapıyı. Içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4 ...
Eleman hala bir umut sordu:
- Kaptan, yer var mı?
Şoför de arkasını dönüp cevap verdi:
- Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım...
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda
kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse
bindi. Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. Çocuklardan biri şoföre
parayı uzattı:
- Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
Buna benzer mizah türü yazıları olan arkadaşlar varsa bizlerle paylaşırsa seviniriz.:)
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
- Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?
- Ben kız değilim!
- Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.
............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... .
Kadın:
- Kızım dur! Ben vereyim benim ki bozuk zaten...
Genc Kız:
- Aman ne olacak sanki nasılsa benimki de bozulacak, ben vereyim!
:)
bittim bunlara ya. çok komik ellerine sağlık.
CrSivaslim58
29.01.2008, 15:05
paylllasim icin tesekürler güzel fikralar komik sizden
daha fazla fikralar bekliyorum:D
gelin kaynana karsi karsiya oturmuslar kaynana ; -gelin sen daha
yenisin birbirimizin huyunu suyunu oturup konusarak anlayalim
demis.
gelinde ;
tabi anne konusalim demis.
kaynana baslamis anlatmaya.
- aman kizim benim uc halim vardir dikkat et. sacima gul takmissam;
neseli olurum. her yola gelirim.
kulagimin arkasina gul takmissam havamda olmam. cok israrci olma.
eger ki yakama gul takmissam sakin etrafimda dolasma cok sinirli olurum.
gelin, kaynana lafini bitirince baslamis lafa;
- anne benim halim malim yoktur. bacak bacak ustune atarim,
sigarami yakarim, sen gulu nerene takarsan tak ben keyfime bakarim.
umitbsr58
29.01.2008, 19:41
PAPAZ VE PAPAĞAN
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis.
Sabah-aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis, papazin cemaatinden bir
kadininda 2 tanedisi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar
ahlakli isekadinin disi papaganlarida o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde erkek istiyoruz! diye bagirirlarmis. Kadin
sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.Papaz da 'Sen getir
onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz,
'Benim papaganlar surekli dua eder' demis. Kadinda almis papaganlari
getirmis papazin evine... Kafese girergirmez disi papaganlardan birisi 'hey
yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde' demis.
Erkek papaganlardan biri otekine donup 'oglum butun dualarimiz kabul oldu
lan sonunda'.....
saolasın super paylasım :D:D:D
umitbsr58
09.02.2008, 15:32
Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...
Arif Coşkun
13.02.2008, 10:25
Anlamsız evlilik
Çocuk babasına :
- Babacığım, annem ile nasıl evlendin?
Adam eşine dönüp :
- Görüyormusun, çocuk bile anlam veremiyor
Evlilik!
Her gün düzenli olarak edilen kavgaların birinde dayanamayan adam:
Sen öldüğünde mezar taşına ne yazdıracağım biliyormusun ; 'İşte burda benim karım yatıyor,Her zaman ki gibi soğuk'.
'Yaaa??' der kadın
'bende seninkine şöyle yazacağım; İşte burada kocam yatıyor nihayet sertleşti.'
Ararsa
Adama sormuşlar;
- Sevişirken karınızla konuşurmusunuz?
adam
- Tabii, ararsa neden olmasın.
Aksi kadın
Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen saga çekmiş ve polis gelmiş: 'buyrun memur bey?'
'beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz'
'yok efendim sadece bip yaptı, ben de sarji mi bitiyor diye baktım' karısı lafa atlamış:
'aaa yapma hayatım.. yarım saattir ortagınla iş görüşmesi yapıyordun telefonda'
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
'beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???'
'memur bey takmıştım ama sizin geldiginizi görünce durduktan sonra çözdüm'
Karısı yine atlamış: 'aman şekerim sen de o kemeri hayatında bir kere taktın mı acaba....'
Adam kadına bi tane patlatmamak için kendini zor tutarken;polis bu sefer de arabayı incelemeye başlamış vee... -'beyefendi bakar mısınız sag sinyaliniz de kırık'
'aaaa.. kırık mı?? sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık diildi...yolda oldu galiba, hiç de farketmedik' karısı çenesini tutamamis yine:
'amma da attın kocacıım, sana 3 haftadır söylüyorum artık şu kırık sinyalin icabına baktır diye.....'
Adam en sonunda dayanamamış bagırmış:
'bana bak sen susucak mısın çakıcam şimdi suratının ortasına!!'
Polis kadına sormuş: 'hanımefendi eşiniz size hep böyle mi davranır?'
Kadın cevap vermiş:
'yok canım....sadece alkollu oldugu zaman.....
Kumar
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve Las Vegas'in yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır.Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder:
- Hayatim, evde misin?
- Evet kocacığım.
- İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım.Kadın sevinç dolu bir çığlık atar:
- Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye?
Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Güney Amerika?...
Adam cevap verir:
- Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol...
Evlenirken Neredeydin?
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses:
- 'Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış:
- Uçak düştü kurtulan olmadı.
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında:
- 'Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş:
- Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses:
- 'Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, sormuş:
- 'Sen kimsin yahu?'
- 'Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış:
- Ulan evlenirken neredeydin?!
70'lik eş
70lik eşlerin evine adamın 40 yıllık arkadaşı gelmiş. Adam karısına hep canım, cicim, tatlım gibi sözler kullanıyomuş. Misafir merak etmiş ve sormuş:
- Yaw biz senle 20 yıllık arkadaşız sen karına hep güzel sözler söyledin niye hiç ismiyle çağırmadın¿
Adam:
- İsmini hatırlasam çağıracağım.
bestforvet
13.02.2008, 17:22
İki deli oturuyormuş, birisi aniden ayağa kalkmış ve yürümeye başlamış. Oturan deli sormuş: - "Nereye?" - "Seni aramaya.." - "İyi.. Çabuk gel, ben seni burda bekliyorum.."
bestforvet
13.02.2008, 17:23
İki deli havuzun başında oturuyorlarmış. Biri kalkıp havuza şeker atmış. Havuzdan bir yudum almış ve tükürmüş. Arkadaşına: - "Havuza şeker attım ama tatlı olmadı.." demiş. Arkadaşı: - "Karıştırmadın ki salak!"
bestforvet
13.02.2008, 17:23
Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum."
bestforvet
13.02.2008, 17:24
Bir akıl hastanesinde deliler iyileşmiş mi, diye bakıyormuş doktorlar. Doktorlar duvara kapı çizmişler. Bütün deliler bu kapıya çarpıyorlarmış. En son bir deli kapının üzerine yürümemiş. "Neden geçmiyorsun?" demişler. "Tabi kapıyı kilitlediniz, anahtarı da aldınız; biz içeriye giremiyoruz." demiş
bestforvet
13.02.2008, 17:24
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu: - "Kim o?" İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi: - "Kim var orada?" İkinci deli cevap verdi: - "Bir kedi daha."
bestforvet
13.02.2008, 17:24
Deli, kahveye girdiğinde soluk soluğaydı. Boş bir masaya oturup ocağa seslendi: - "Bana bir çay!" Çay geldi, şekerleri atıp karıştırdı. Garsondan yine şeker istedi. Onları da atıp karıştırdı, yeniden istedi. Garson: - "Sekiz şeker koydun çaya", dedi şaşkın şaşkın.. - "Koydum ama, işte görüyorsun, hepsi eriyor.."
aozdemir
14.02.2008, 21:40
AZRAIL
Kadinin biri, 46 yasindayken kalp krizi geciriyor ve hastaneye kaldiriliyor.
Ameliyat masasindayken, olume yakin, birden bir Hayal goruyor.
Azraili goruyor ve soruyor:
'Benim saatim geldimi?'
Azrail cevap veriyor:
'Hayir, senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 gunun var'.
Narkozdan uyandiginda, estetik yaptirmaya karar veriyor.
Yuzunu gerdirttiriyor, dudaklarini doldurtturuyor vede
Gogunslerini duzelttiriyor. Kisacasi: 'Yeniden dogmus gibi'. Daha uzun bir
sure yasiyacagini bildigi icin simdi, o kadar ameliyatin degdigini
dusunuyor. Son ameliyattan sonra,
hastaneden tamamen yeni bir insan gibi cikiyor.
Tam karsidan karsiya geciyor ki, ambulans carpiyor. Oluyor.
Obur tarafta Azrail'e soruyor:
'40 seneden daha fazla yasiyacagimi saniyordum! Neden o zaman bana o
ambulansin carpmasini saglayip, beni oldurttun?'
Azrail cevap veriyor:
'Kiz, allah canini almasin ben seni taniyamadim...
altuntas58
14.02.2008, 21:44
Değerli fıkranızı Paylaşımın için teşekkürler
_DuMaN_58
16.02.2008, 20:25
Yenisini Alabilirim
Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş:
-Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun
ve ilgilendiğin tek şey ben olurdum.
Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş:
-Evet keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine yeni bir tane alabilirdim ... :rolleyes:
Ekmek Var mı?
Ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok dedik ya
- ekmek var mı
- eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
- çivi var mı
- yok
- ekmek var mı :D:D
Enayiler Listesi
Adamın biri enayilerin listesini yaparmış en büyük enayiyi liste başına, ondan sonrakileri de alt alta sıralarmış. Günün birinde Padişahı enayiler listesinin başında göstermiş. Padişah haberci göndermiş adamı çağırtmış
Padişah:
-Bre zındık sen beni enayiler listesinin başında göstermişsin
Adam:
-Evet sultanım
Padişah:
-Neden yaptın bunu
Adam:
-Siz falanca kişiyi çağırdınız, ona yüz bin altın verdiniz ve "on tane Arap atı getir" dediniz
Padişah:
-Ne var bunda
Adam:
-O kişi gelmez sultanım
Padişah ufak bir düşünceye dalarak:
-Ya gelirse
Adam:
-O zaman sizi siler onu listenin başına yazarım sultanım. :D
Prensibimdir
Memur işe girmiş. Ay başında maaşını alınca bir de ne görsün zarfta 100 milyon fazla var. Sesini çıkarmamış, parayı bir güzel harcamış. Bir sonraki ay gelince bu seferde zarfta 50 milyon eksik çıkmış. Memur köpürmüş:
- Maaşım 50 milyon eksik böyle hatayı kabul etmem, diye bağırınca
- Peki 100 milyon fazla aldığın zaman niye sesini çıkarmadın, diye sormuşlar.
- Prensibimdir ilk hatayı affederim :)
Bil Bakalım
Şakacı pilot iniş yaparken, kuleye her seferinde "bilin bakalım ben kimim?" der. Kuledekiler çok sinir olur. Bir gece pilot yine:
"Bilin bakalım ben kimim?" der. Kuledekilerde ışıkları söndürür.
"Bil bakalım pist nerde?" :D:D:D
Bir fıkrada benden
Fare bir gün peynir kokusu almış kafasını tam dışarı çıkaracakken bunun kedinin bir tuzağı olduğunu düşünerek dışarıya çıkmamış.Biraz bekledikden sonra "miavv" diye bir ses duymuş ve yerinden çıkmadan beklemiş;ertesi gün yine peynir kokusunu alıyormuş ama yine "miaavv" sesini duyunca dışarı çıkamıyormuş;sonraki gün yine kokuyu almış bayağı bir beklemeden sonra "hav hav " diye sesler duymaya başlamış ve kedinin ortalarda olamayacağını düşünerek dışarı çıkmış ama dışarı çıkmasıyla kednin pençesi yemesi bir olmuş.Kedi yerde yarı baygın halde yatan fareyi yanındaki yavrusuna göseterek "Bak yavrum sana dememişmiydim;İkinci bir lisan gibisi yok diye"
:D____:D______:D___:D Eğitim Şart:D
Ertugrul
17.02.2008, 05:33
Bir fıkrada benden
Fare bir gün peynir kokusu almış kafasını tam dışarı çıkaracakken bunun kedinin bir tuzağı olduğunu düşünerek dışarıya çıkmamış.Biraz bekledikden sonra "miavv" diye bir ses duymuş ve yerinden çıkmadan beklemiş;ertesi gün yine peynir kokusunu alıyormuş ama yine "miaavv" sesini duyunca dışarı çıkamıyormuş;sonraki gün yine kokuyu almış bayağı bir beklemeden sonra "hav hav " diye sesler duymaya başlamış ve kedinin ortalarda olamayacağını düşünerek dışarı çıkmış ama dışarı çıkmasıyla kednin pençesi yemesi bir olmuş.Kedi yerde yarı baygın halde yatan fareyi yanındaki yavrusuna göseterek "Bak yavrum sana dememişmiydim;İkinci bir lisan gibisi yok diye"
:D____:D______:D___:D Eğitim Şart:D
Bir lisan bir kedi,
2 lisan bir kedi + bir fare :D
:D İYİ Kİ..TEMEL VAR
1 - Temel yere bir daire çizip bu dairenin içinde horon tepmeye baslamis. Niçin?
Kendi çapinda eglenmek için.
2 - Temel sigarasini bir metre uzunlugundaki agizliga takip içiyormus. Niçin?
Doktoru sigaradan uzak durmasini söyledigi için.
3 - Temel her gece yatmadan önce ayaklarina böcek ilaci sikiyormus. Niçin?
Ayaklarinda karincalanma oldugu için.
4 - Temel esinin yas gününde ne almis?
Kurulanmasi için bir havlu.
5 - Temel hamile karisinin çok su içmesine izin vermiyormus. Niçin?
Bebek yüzme bilmiyordur diye . . .
6 - Temel her yemekten sonra cebine bir kasik koyuyormus. Niçin?
Doktoru yemeklerden sonra bir kasik almasini söyledigi için . . .
7 - Temel hasmina tehtid mektuplari yazarken eldiven giymis. Neden?
El yazisi taninmasin diye.
8 - Milyarder Temel'in çocuklari, derslerini villalarinin bahçesinde yapiyorlarmis. Niçin?
Temel'e "zengin adamsin, çocuklarini disarida okut" dedikleri için
9 - Temel dolmakalemiyle mektup yazarken birden çok hizli yazmaya baslamis Neden?
Dolma kalemin mürekkebi bitmek üzereymis
10 - Temel doktorunun muayenehanesine kocaman bir fiçi ile gitmis Niçin?
Doktoru alti ay sonra idrarinla birlikte gel demis.
11 - Temel saçini islatmadan sampuanliyormus. Niçin?
Sampuanin etiketinde "kuru saçlar içindir" diye yazdigi için.
12 - Atletizim sampiyonasina katilan Temel, doping yapmasina ragmen sonuncu olmus Neden?
Doping yaptigi anlasilmasin diye.
13 - Temel yeni satin aldigi arabasini kullanirken kahkahalarla gülüyormuş. Niçin?
Dostlari güle güle kullan demis.
14 - Temel yeni aldigi ayakkabisini bir hafta giymemis Neden?
Satici bir hafta kadar ayaginizi sikabilir dedigi için.
_DuMaN_58
19.02.2008, 09:34
13 - Temel yeni satin aldigi arabasini kullanirken kahkahalarla gülüyormuş. Niçin?
Dostlari güle güle kullan demis. :D:D Hahay
İyi ki Temelimiz var ya... :) yoksa gülemicez...
FIKRA
Adamın biri New York, Central Park'ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğinin küçük bir kıza saldırdığını görür.
Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. Ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir.
Sarılıp teşekkür etikten sonra "Sen" der "bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak; Cesur New York'lu küçük kızın hayatını kurtardı."
Adam "Ama ben New York'lu değilim!" der. Polis "Fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı" cevabını verir.
"Ama ben Amerikalı da değilim" der adam artık şaşırarak. Polis "Ya, o halde nerelisin?" diye sorunca adam cevap verir; "Ben Iraklıyım!"
Polis adama başka bir şey söylemez ve oradan hızla uzaklaşır..
Ama adam ertesi gün gazeteleri aldığında şaşkınlıkla şöyle bir başlıkla karşılaşır;
"Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini vahşice öldürdü……J
fatoş_yvz
27.02.2008, 16:13
dumaN yani yapmışsın yıne yapıcagını :)
ZARALI_ENGIN
27.02.2008, 16:45
Temelin babasi vefat eder,cenazeye gelen bir aile dostu temele sorar nasil oldu?Cevap 30.kattan düstü...adam vah vah desene cok feci ölmüs?Temel yok yok öyle ölmedi tam yere düsecekti manavin tentesine carpip tekrar yükseldi adam vah vah daha sitdetli cakildi o zaman Temel yok yok karsidaki kasabin tenteden zipladi bu sefer karsi binanin catisina...Adam demek catiya carpip öldü?Temel yokya catidan yuvarlanip elektirik tellerine gitti adam deme ya carpildi o zaman... Temel yok canim teller yaylandi babami 200 metre yukari firlatti... Adam 200 metreden yere cakildi öylemi yazik der Temel yok ya oradanda yine en bastaki manavin tenteye...Adam oradami öldü diye sorar Temel yoo oradanda tekrar baska kasaba...en sonunda bunalan Adam Temel\'e bagirir ulan nasil öldü bu adam?Temel baktik durmuyo bizde vurduk ;-))
ZARALI_ENGIN
27.02.2008, 16:49
Oğlu ,Kayserili\'den para istedi:BAba 500 bin lira verir misin?400bin mi?na pıçan lan 300 bini200bin neyine yetmiyor al sana yüz bin deyip cebinden 50 bin çıkarıp verdi oğluda bana zeten 50 bin lazımdı dedi babası bak kerataya sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.
Arif Coşkun
27.02.2008, 17:11
TRAFİK DENETİMİ
-Ehliyet, ruhsat lutfen...!
"Tabi buyrun" demis direksiyon basındaki adam ve belgeleri trafik polisine uzatmış.
Polis bakmis bi problem yok, "Pekii.." demis, "..cevre vergisi pulu?
-Burada, buyrun demis adam.
-Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
-Tabii deyip bagaji acmis adam.
Polis bakmis icinde eksik yok.
-Yangin sondurucu?
-Burada, buyrun.
-Zincir?
-Derhal cikarayim, buyrun.
Polis son bir soru yoneltmis adama:
-Mezdeke kaseti var mi?
Adam cok sasirmis.
-Evet var buyrun demis.
Trafik polisi, "Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin" demis ve baslamis oynamaya.
Adamın saskinligi daha da artmis ve dayanamayıp sormus.
-Hayrola memur bey! Neden oynuyosunuz böyle?
Polis cevap vermis:-
Eee! Artik takarsin bi 20 milyon...
Arif Coşkun
27.02.2008, 17:30
Kocanız fazla bilgili olursa...
Karıkoca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp
kurarlar.
Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya
dalarlar.
Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam
uyku sersemidir;
güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızğın:
"Ne oldu?Ne istiyorsun?" diye sorar.
Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle." Adam gökyüzüne bakar
ve cevap verir:
-"Bunun için mi uyandırdın beni?.Baktım işte. Bir sürü yıldız
görüyorum,ışıl ışıll parlayan milyonlarca yıldız.
Karısı tekrar sorar. Peki, bu sana neyi gösteriyor?
Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve cevap verir:
"Teolojik olarak Allahin kudretini ve kendi acizliğimizi
görüyorum.
Felsefi olarak, evrenin sonsuzlugunu ve onun karşısındaki
önemsizliğimizi görüyorum.
Astronomik olarak galaksilerin,yıldızların, gezegenlerin
varlığını görüyorum.
Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğununu görüyorum.
Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını
görüyorum.
Adam Niye sordun bunu bana?
Sana neyi gosteriyor der?
Karısı "Necati, çadırımızı çalmışlar!!!
fertelliyim
28.02.2008, 12:38
Fransız erkeğine sormuşlar. "Kadının elini niye öpersiniz?" diye. Fransız cevaplamıs " Kadına saygı duyarım. Erkek ile bir bütünü tamamlar."
Alman erkeğine sormuşlar. "Kadının elini niye öpersiniz?" Alman cevaplamış "Kadın kutsaldır. Hayatın devamını sağlar, doğurur."
Türk erkeğine sormuşlar. "Kadının elini niye öpersiniz?" Türk erkeği cevaplamış
-" Bir yerden başlamak lazım! "......
fertelliyim
28.02.2008, 18:39
Asker Temel
Kurtuluş savaşında ordu büyük zayiat vermektedir...
Ordu komutanı bu gidişe dur demenin yollarını ararken aklına dahiyane bir fikir gelir. Hemen bölüğü düz bir arazide toplar ve bölüğe hitaben: Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on lira vereceğini söyler ve bölüğü cepheye gönderir. Ertesi gün bölük şaha kalkar ve her kes iki,üç kelle getirip ordu komutanından parasını alır. Savaşın üçüncü günü ordu komutanı postası olan temelin yok olduğunu görür. Bölüğe haber salar ve tüm ölüler ile yaralıların arasında temeli araştırır. Yapılan aramalarda temelden iz yoktur. Temelsiz geçen beş günün sonunda nöbetçilerden birisi bölüğe doğru bir toz bulutunun yaklaştığını alarm verir. Dürbünü eline alan ordu komutanı yaklaşan bulutun bir kamyon olduğunu görür. Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki de temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan ordu komutanı ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır. Odaya giden temele ordu komutanı:
-Bak evladım devletimiz savaş halinde,ekonomimiz bozuk ben size kelle başına on lira sözü verdim ama bu kadar kelleye ödeyecek paramız yok gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana altı lira vereyim demiş.
Komutanın teklifine şiddetle karşı çıkan temel parasını tam olarak ister. Bir türlü temeli ikna edemeyen komutan kızgın bir ifadeyle altı lirayı neden kabul etmediğini sorar.
Temelin cevabı müthiştir.
Komutanım vallahi yedi liradan ben aldım onları der.
İstikamet
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul a olduğunu, trenin Ankara ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?
Bilenler Bilmeyenlere Öğretsin
Hoca merhum, bir gün sözde vaaz için kürsüye çıkar; kara kaplı kitabı önüne açtıktan sonra:
“Ey cemaat, bugün ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” diye sorar. Cemaat da:
“Ne bilelim, bilmiyoruz.” derler. Bunun üzerine Hoca:
“Madem ki bilmiyorsunuz, ne söyleyeyim size!” der, kürsüden iner.
Vaktin birinde gene kürsüye çıkar Hoca; sarığını kavuğunu düzelttikten sonra, eski nalın, eski tas, eski usul, eski tarz sorar. Cemaat da aralarında ağız birlikleri ettikleri için:
“Bilmez olur muyuz, biliyoruz elbet!” derler. Bu defa da Hoca:
“Ya, demek biliyorsunuz. O halde ne diye tekrarlayıp da başınızı ağrıtayım!” der, gene kürsüden iner.
Gel zaman, git zaman bir gün Hoca gene kürsüye çıkar; şöyle bir öksürdükten sonra, aynı nakaratı okur. Cemaat da daha önce öğütleyip, anlaştıkları için:
“Kimimiz biliyoruz, kimimiz bilmiyoruz Hoca’m”, derler. Hoca da:
“Öyle ise, ne diye vaktinizi çalıp da işten, güçten edeyim sizi; bilenler bilmeyenlere öğretsin!” deyip tası, tarağı toplar.
PEDER
Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçreden dönmekteydi.
Yanında oturmakta olan rahibe "Özür dilerim peder, sizden bir iyilik
isteyebilir miyim?" diye sordu. Rahip "Elbette kızım, senin için ne
yapabilirim?" diye cevapladı.
Kadın açıkladı: "İşte problemim; kendime yeni bir epilasyon aleti
aldım ve buna oldukça yüklü bir para saydım. Sanırım limitlerin
oldukça üzerine çıktı ve gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum.
Acaba gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir misiniz?"
Rahip "Tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz ki ben yalan
söyleyemem." diye yanıtladı
Kadın "Çok temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki
size soru filan sormazlar" dedi ve pahalı epilasyon aletini pedere
verdi.
Uçak havaalanına vardı. Peder gümrükten geçeceği sırada görevli
"Peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var mı?" diye sordu.
Bunun üzerine Peder
"Başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım herhangi birşey
yok, evladım" dedi
Bu yanıtı garip bulan görevli "Peki kuşağınızın altında kalan
bölümde neyiniz var?" diye sordu.
Peder yanıtladı:
"Kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel, küçük bir alet
var, ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!"
Görevli kahkahadan kırılarak:
"Tamam peder geçebilirsin, sıradaki!.."
MATEMATiK
Matematikten sürekli zayıf notlar alan Temel'i, ailesi bir faydası
olur düşüncesiyle Katolik okuluna gönderir.
Bakarlar ki Temel hep tam not almaya başlar...
Sebebini merak edip sene sonunda Temel'e sorarlar:
"Ne değişti?"
Temel cevap verir:
"Daha ilk günden artı işaretine çivilenmiş adamı görünce durumun
ciddiyetini anladım . "
DÜN GECE
Adamın biri hastalanıyor. O gün canı, işe gitmek istemiyor.İçinden
Allah'a şöyle bir dua edeceği tutuyor:
-"Allah'ım, her gün işe gidip 8 uzun saat boyunca evim ve eşimin rahatı
için çalışıyorum. Eşim ise sadece oturuyor. Ne olur, bir gün benim
yerime geçip, ne kadar zor bir hayat yaşadığımı görmesini sağla."
Hikaye bu ya, birdenbire adamın dileği yerine geliyor. Ertesi sabah,
karısının bedeninde uyanıyor.Hemen yataktan fırlıyor.Eşinin kahvaltısını
hazırlıyor.Çocuklarını uyandırıyor.Elbiselerini hazırlıyor.Onların da
kahvaltılarını yaptırıyor. Beslenme çantalarını hazırlıyor.Çocukları
okula götürüyor.Eve dönüp, evi toparlıyor.Yıkanacak bulaşıkları ve
çamaşırları hallediyor.Temizleyiciye götürülecek olanları eline alıp
telefon faturasını ödemek için bankaya gidip sıraya giriyor. Faturayı
ödedikten ve temizlikçiye uğradıktan sonra, akşam yemeği için alışverişe
gidiyor. Eli kolu dolu bir vaziyette eve dönüyor.Bu arada öğlen
oluyor.Evi süpürmeye başlıyor.Eşyaların tozunu alıyor.Mutfağı
siliyor.Çocuklarının okuldan gelince yiyeceği keki pişiriyor.Eee artık
çocukları okuldan alma zamanı da geliyor. Yolda onlarla sohbet ediyor.
Okulda olanlar konusunda akıl fikir veriyor.Eve geldiklerinde derslerini
kontrol edip, çalışma masalarına oturmalarını sağlıyor.Süt ve kek
getiriyor. Bu arada yıkadığı çamaşırları ütülemesi gerekiyor. Ütü
bittiğinde ancak akşam yemeğini hazırlayacak kadar vaktinin kaldığını
fark ediyor.Hemen patatesleri soymaya başlıyor. Salata malzemelerini
yıkıyor.Pilav için pirinci ıslatıyor. Etleri çıkartıp, fırın için
hazırlıyor.Kocası eve geldiğinde, onu sofraya tabakları yerleştirirken
buluyor.Akşam yemeğinden sonra, önce eşinin kahvesini pişiriyor.Masayı
topluyor ve bulaşıkları hallediyor. Eşinin ve çocuklarının ertesi gün
giyeceği kıyafetleri kontrol ettikten sonra çocukları yatırıyor. Onlara
hikaye okuyor.Televizyon seyretmeye ve biraz da gazete okumaya salona
dönüyor ki, eşi onu yatak odasına çağırıyor.Ne de olsa ,adamcağız bütün
gün onlar için çalışıp, yoruldu, şimdi rahatlaması ve gevşemesi
gerekiyor.Bu da zaten onun görevi.
Ertesi sabah uyandığında hemen Allah'a yalvarmaya başlıyor :
-"Allah'ım özür dilerim. Ben ne dediğimi bilmiyormuşum. Karımın hayatını
rahat zannetmekle ne halt ettiğimi şimdi anladım. Lütfen beni eski
halime döndür."
bir melek aracılığıyla cvp cevap geliyor :
-"Evet, dersini aldığını görüyoruz. Herşeyi değiştireceğim ama maalesef
9 ay beklemek zorundasın, çünkü dün gece hamile kaldın."
Bir işadamı tavernaya girer,bara oturur ve bir duble martini şipariş
eder.İçkisini bitirdikten sonra,gömleğin cebine bir göz atar,ardından
barmane bir duble martini daha hazırlamasını söyler.Bunuda bitirince,eyine
gömleğinin cebine bir göz atar,sonra barmane dönüp bir duble daha martini
siparişi verir.
Barmen; '' Bakın bayım,size bütün bir gece boyunca martini
getirebilirim.Fakat, bardağı her doldurmamı istemenizden önce niçin
gömleğinizin cebine baktığınızı söylemek zorundasınız.''deyince adam cevap
verir; ''Karımın
fotoğrafına bakıyorum.Ne zaman gözüme güzel gözükecek,işte o zaman eve gitme
zamanı gelmiş olacak''
fertelliyim
05.03.2008, 09:05
Yaşluluk
Uzun zamandır birbirlerini görmeyen Dursun ile Temel kahvede karşılaşmışlar.
Dursun başlamış anlatmaya:
- Ula Temel artık yaşlanduk.Ayaklarum, kollarum, başum anlayacağun her tarafum ağriyi.
Bu yaşliluk ne kötü bişeydur. Eeee sen nasilsun bakalum ?
Temel cevap verir:
-Eyiyum eyiyum. Anamdan doğduğum ilk günkü gibiyum. Başumda saçum yok. Ağzumda dişum yok. Altuma yapayrum haberum yok.
bayatlı kenan58
05.03.2008, 16:05
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
bayatlı kenan58
05.03.2008, 16:06
6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.
Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.
3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der
bayatlı kenan58
05.03.2008, 16:11
Sıcağı çok seven bir adam varmış.Ekmek çekilen tandırın üzerine otururmuş.
Bu adam ölmüş ve hesaba çekilmiş.
''Cennetimi istersin yoksa cehennemi mi?'' demişler
Adam:
neresi sıcaksa orayı isterim demiş.
Bu adama ''cehennem sıcaktır'' demişler.
Adaam: tamam demiş beni oraya götürün.
Adamı isteği üzerine sıcak olan yere yani cehenneme götürmüşler.
Bu adamı sonra merak etmişler ''ne yaptı acaba'' diye
Adam cehennemde sesli olarak şöyle diyormuş kendi kendine:
ne güzel bir yer üstelikte hep sıcak demiş.
Aradan 1 hafta geçince cehennem zebanileri cehennem kapısını açmışlar.
Adam hemen ayağı kalkmış şöyle demiş:
'' içeriyi soğutacaksınız çabuk kapıyı örtün'' demiş.
elektrıklı supurge satıcısı
bir apartman dairesinin kapısını çalmış, kapıyı açan bayana
- "Hanımefendi, bu elimde görmüş olduğunuz kovanın içinde at pisliği var ! " demiş ve bu bir kova pisliği evin içine doğru savurarak döküvermiş. Sonrada
- "Hanımefendi, elimdeki elektrik süpürgesi ile 10 dakika içinde bunu temizleyemezsem, bu pisliği yiyeceğim..! "demiş. Kadın satıcıya şöyle bir bakmış.
- "Beyefendi, üstüne domates sosu da istermisiniz ? Elektrikler kesik de ....! "
bayatlı kenan58
05.03.2008, 16:12
Bir GS’li, bir FENERLİ ve BJK’li Arabistanda yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar.... Mahkemeye çıkarılırlar... karar İDAM... itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevrilir. Ama o gün bayrama denk geldiği için Prens Hazretleri cezayı kaldırıp hepsine 20 kırbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik bulduğu içinde bi kıyak daha yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır...
BJK’li: "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanık FENERLİ bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz.
Sıra GALATASARAYlıya gelince Prens Hazretleri: "Bak GALATASARAYLI sana acıdım. Süper Ligi kaçırdınız 100’üncü senenizde başarısız oldunuz,hekemlerden çektiniz. Bu yüzden sana iki istek hakkı veriyorum"
Peki der GALATASARAYLI:"O zaman bana 40 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner.
Prens Hazretleri:"peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar...
GALATASARAYLI pis pis sırıtarak " FENERBAHÇELİYİ sırtıma bağlayın" der...
bayatlı kenan58
05.03.2008, 16:40
İşte Kadın Zekası
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der.
Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla.
"Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
"Sen içmeyecek misin?"
Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"
Temel köy yolundan şehre ilerlemektedir, karşıdanda Temelin köyünden biri temele doğru yaklaşmaktadır.. köylü: selamun aleyküm temel.
temel: aleyküm selam hocam.
köylü: nasılsın inşaallah ?
temel: iyiyim hocam sen nasılsın ?
köylü: iyiyim hamdolsun, temel bak sana bir şey anlatacağım.
temel: buyur hocam.
köylü: temel, sen bir gün öleceksin. sevdiklerin, eşin, dostun seni gömecekler. yeraltı dünyasının bilinmeyen canlıları senin bedenini yiyecekler
ve sen toprağa karışacaksın. sonra bir çiçek olup o toprakta yeşereceksin. inekler, danalar gelip seni yiyecekler ve gidip kuytu bir köşeye pisleyecekler.
ve ben o pisliğe bakıp diyeceğim ki,'yaaa temel, neydin n´oldun'.
temel: peki ben sana bir şey anlatabilir miyim ?
köylü: buyur temel.
temel: bak, sen bir gün öleceksin. sevdiklerin, eşin, dostun seni gömecekler. yeraltı dünyasının bilinmeyen canlıları senin bedenini yiyecekler ve sen toprağa karışacaksın.
sonra bir çiçek olup o toprakta yeşereceksin. inekler, danalar gelip seni yiyecekler ve gidip kuytu bir köşeye pisleyecekler. ve ben o pisliğe bakıp diyeceğim ki,
'yaaa hocam, hiç değişmemişsin'.
Dünyanın en ünlü kalp doktoru Mehmet Öz'ün arabası bozulmuş arabasını tamire götürmüş.Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Mehmet öz'e dönereksize birşey soracagım nerede ise ben ve siz aynı işleri yapıyoruz mesela ben şimdi itina ile kaputu açacagım bir bakışta problemin nerede oldugunu anlayacagım kapakcıkları,temizleyecegim gerekirse kabloları,motor yagını degiştirecegim hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacagım.Söylesene nasıl ouyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ben metelige kurşun atıyorum?bunun üzerine Mehmet Öz tamircinin kulagına egilmiş ve şöyle demiş.Bunların hepsini motor çalışırken yapmayı denesene!!!!!!!
fertelliyim
08.03.2008, 12:59
:) FIKRALAR
KAYSERİLİ
Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor.
Kayseri'li musteri bagirmis..
- "Durdur su arabayi.."
Sofor panik icinde haykirmis..
- "Durduramiyorum!.."
- "O zaman taksimetreyi durdur hic degilse" demis, Kayserili.
--------------------------------------------------------------------------------
KAZA
Bir araba yasli Temel'e çarpar. Arabanin soförü bagirir,
- Suç sende ben 20 yillik soförüm!..
Temel karsilik verir,
- Pen de 80 yildir yüreyrum!
--------------------------------------------------------------------------------
SERİNLEMEK İÇİN
Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder.
Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir.
Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler.
Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar.
- "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.."
Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar.
- "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin.
Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar.
- "Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.."
--------------------------------------------------------------------------------
UZUN BACAKLI PİLİÇ
Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu..
- "Bir bira..!" demis adam..
- "Ben de..!" demis devekusu.
Barmen servisi yapmis..
- "Hesap üç dolar kirkiki!" demis..
Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!..
Ertesi gün
- "Viski!" demis adam.
- "Ben de!" demis, devekusu.
- "Yedi dolar ondört!" demis Barmen..
Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para..
Merak etmis barmen sonunda..
- "Kuzum nedir bunlar..
Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.."
- "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam..
- "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!"
- "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen..
- "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!"
--------------------------------------------------------------------------------
EŞEK BORSASI
Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus,
- "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis.
O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun:
- "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....!
Yanindakine sormus
- "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?"
Adam hemen yanitlamis;
- "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. "
--------------------------------------------------------------------------------
KARIM BENİ ALDATIYOR
Üç karadenizli bir aksam meyhanede acaip dertli bir sekilde kafa çekiyorlar.
Kafalar kiyaklasinca Idris basliyor
-"Karim nasil beni aldatir ? Hem de bir yazarla " diye söylenmeye.
-"Nereden anladin bir yazarla aldattigini?" diye sorunca digerleri
-"Nereden olucak bir aksam eve geldigimde yatagin altinda bir roman buldum" der.
Biraz sonra Dursun bir of çeker ve o da baslar derdini anlatmaya
-"Benim kari da beni bir ahci ile aldatiyor."
-"Nasil anladin?" diye sorunca digerleri.
Dursun
-"Gecen gün gündüz vakti eve geldigimde bizim yatagin altinda bir kepçe buldum" der. Bunlari dinleyen bizim Temel öyle bir of ceker ki masayi titretir.
Hayrola der digerleri. Temel:
-"Sormayin arkadaslar sizi dinleyince benim derdim on kat daha artti." der.
Digerleri buna bir anlam veremez
-"Nasil yani?" diye sorarlar.
Temel
-"Uzun zamandir bizim karidan supheleneydum. Gecen gun gunduz vakti eve bir baskin yapayim dedim. Bi baktim yatagin altinda bir jokey var. Demekkim bu kari beni bir at ile aldatayi."
--------------------------------------------------------------------------------
SÜTANNE
Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider.
Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde ise hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir.
Hanımına sorar: "Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile yok; bu iş nasıl oldu?"
Hanım "Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi tuttuk, onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu" der.
Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve "bunu bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar.
Anne "Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur" der. Seni doğurduğumda benim de sütüm gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim.
Bak boynuzların çıkmaya başlamış bile!"
--------------------------------------------------------------------------------
ÖNCE SEN BAŞLATTIN
Adamin biri isbasvurusunda bulunmus. Görüsmeye çagirmisler; görüsme sonuna dogru ortalama bir tip olan adama yöneticisi sormus;
-Peki beklentilerin ne? seni ne tatmin eder? Arkadas saymaya baslamis;
-Öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrica su anda bulundugum dairenin kirasi biraz fazla onu da sirketin karsilamasi iyi olur, maas olarak da 3000$ dan asagi calismam. Sirket yöneticisi, dinler ve ;
-Biz sana son model bir Cherokee ve Tarabya'da bir villa verecegiz, ayrica bizim bu pozisyonumuz için planladigimiz maas 6000$'di, demis.
Bizim elemanin gozleri firlamis;
-Saka yapiyorsunuz, demis. Sirket Yoneticisi yapistirmis;
-Önce siz baslattiniz...
--------------------------------------------------------------------------------
II DÜNYA SAVAŞI BİTTİ Mİ?
Yasli Italyan, kasabanin papazina günah çıkarmaya gitmisti.Ihtiyar adam itiraflarina basladi:
"Ikinci Dünya savasinin ilk günlerinde bir güzel kiz kapimi çalip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim.Ve Onu asla bulamadilar.
"Bu harika birsey" dedi, papaz..
"Devami var" dedi ihtiyar.. "Ben zayif karakterli bir adamim.
Birgün ondan, kendisini saklamamin bedelini bazi arzularimi gidererek " odemesini istedim." Papaz bir süre düsündü,sonra.. "Himmm..Savas yillari. Zor günler.. O kosullarda böyle bir zaaf affedilebilir.çok büyük bir riski göze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlarin eline düsse, basina çok daha kötü seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos görülü ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kötülükleri tartar, sizi sefkatle yargilar.."
"Tesekkür ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi içim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?."
"Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz..
"Ona savasin bittigini söylemem gerekiyor mu?.."
--------------------------------------------------------------------------------
SIRANI BEKLE
Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken donunce karisini evde baska bir erkekle bulur. Derhal belinde tasidigi tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan vurur.
Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak uzerine atlar:
- Dur Temel'im, kiyma kendine!
Temel, sinirden titreyerek haykirir:
- Sus, sira sana da gelecek!..
--------------------------------------------------------------------------------
3 KIZ
Üç kiz ölmüs, cennetin kapisinda siraya girmisler. En büyük melek, kizlari karsilamis ve sormus:
-"Cennetin kapisinidan girmeden önce size küçük bir sorum var. Hayattayken iyi kizlar miydiniz?"
Ilk kiz atilmis:
-"Sayin melek hazretleri! Inanin ben daima iyi bir kiz oldum. Evlenmeden önce kimseyle olmadim gibi evlendikten sonra da olmadim"
Büyük melek yardimcisina donmus:
-"Tamam bu kiza altin anahtari verin"
Ikinci kiz;
-"Sayin melek hazretleri! Ben evlenmeden kimseyle olmadim ama evlendikten sonra dayanamadim!"
-"Bu kiza da gümüs anahtari verin" demis melek hazretleri.
Sira üçüncü kiza gelmis;
-"Sayin melek ben her önüme gelen erkekle evlenmeden önce ve sonra doyasiya birlikte oldum" demis...
Büyük melek söyle bir saginaa ve soluna baktiktan sonra yardimcisina fisildamis:
-"Buna da benim odanin anahtarini verin"
--------------------------------------------------------------------------------
DİLE BENDEN NE DİLERSEN
Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler.
Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum"
Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir.
"Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der.
Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir.
"Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri.
O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir.
Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?"
Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens.
Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar.
Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar:
- "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin."
--------------------------------------------------------------------------------
DON MESELESİ
Temel ile Fadime lunaparka giderler. Dolasirlarken bir ara Fadime donme dolaba binmek ister.
Temel karsi cikar, "olmaz, donun gozukur" der. Fadime susar.
Az sonra Temel balonlara tufek atarken Fadime caktirmadan yanindan ayrilir.
On dakika sonra Temel'in yanina doner.
Temel sorar: "Neredeydin?"
"Donme dolaba bindim" deyince Temel sinirlenir.
- Ben sana binme donun gozukur demedim mi?
- Dedin ama gozukmedi. Cikardim oni?..
--------------------------------------------------------------------------------
KAHRAMAN ER
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
- Söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş'lıyım komutanım..
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
- bir daha söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş'lıyım komutanım..
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
- ulan sona son defa soruyorum nerelisin ?
- Kahramanmaraş'lıyım komutanım..
- Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
- Oğlum sen nerelisin ?
- Kahramansinop'luyum komutanım !
--------------------------------------------------------------------------------
AYSE BALKONDA
Kari-koca tatil gunu evde televizyon seyretmekten ********, yatak odasina gecmeye karar vermisler.... Ama ne mumkun.....7 yasindaki oglan evde.....
Oglum, hadi biraz sokaga cik, gez, oyna! Ihhhhh. Israr faydasiz. Afacanin sokakta gozu yok.
- Oyleyse, diyor baba, annenle ben odamiza gecelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et !
Oglan biraz miziklanmakla birlikte caresiz balkona geciyor. Bizimkiler de yataga.
Ve afacan canli yayina basliyor:
- Su an bizim sitenin otoparkina yabanci bir arac park etti. Simdi de Aygaz arabasi sokaga giris yapti. Yasli bir kadin markete giriyor......
Kisa bir sessizlik...Ve rapora devam:
- Yan komsumuz Ahmet Bey amcayla karisi Necla teyze yatak odasinda sevisiyorlar. Yataktakiler sok vaziyette.
Baba sesleniyor:
- Oglum, nereden cikardin simdi bunu ?
- Hicc. Kucuk kizlari Ayse balkonda dikiliyor da.
--------------------------------------------------------------------------------
ALTIN ANAHTARLI TAKSİCİ
iki adam ölür ve cennetin kapisina gelirler. Cennetin kapisinda Aziz Peter beklemektedir. Aziz Peter ilk adama sorar:
- Hayattayken ne is yapardin?
- Ben rahiptim, ömrümü Tanri'ya verdim, karima sadiktim, her gün dua ettim, insanlara yardim ettim, çocuklari sevdim, der.
- Çok iyi, der Aziz Peter, al sana cennetin gümüs anahtari.
Ikinci adama sorar:
- Hayattayken ne is yapardin?
- New Yorkta taksi soförüydüm, der adam. Çok iyi, al sana cennetin altin anahtari.
Rahip bunu görünce öfkelenir.
- Aziz Peter, nasil olur bu? Ben ömrümü Tanri' ya adamis bir insanim, bana gümüs anahtari bu taksi soförüne de altin anahtari uygun gorüyorsunuz?
Aziz Peter gülerek:
- Oglum, der. Sen vaaz verirken herkes uyuyordu, bu adam araba kullanirken herkes dua ediyordu.
--------------------------------------------------------------------------------
İNATÇILIK ŞAMPİYONASI
Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler.
Birinci müsabik:
"Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim."
Ikinci müsabik:
"Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi."
Üçüncü müsabik:
"Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim."
Bu arada jüri baskani
"Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?"
diye sorunca:
"Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim."
--------------------------------------------------------------------------------
VAHŞİ PUMA
KIZILDERİLİ KABİLESİNİN LİDERİNİN KÜÇÜK OĞLU BABASINA ÇEKİNEREK SORDU:
NEDEN BİZİM İSİMLERİMİZ BEYAZLARIN İSİMLERİ GİBİ DEĞİL?
REİS
"BİZİM İSİMLERİMİZİN BİRER HİKAYESİ VARDIR. BU BİR GELENEKTİR" DEDİ
OĞLAN:
"NASIL YANI" DEDİ
REİS
"SANA BİR KAÇ TANE ÖRNEK VEREYİM"
DİYEREK AÇIKLAMAYA BAŞLADI.
"MESELA BEN DOĞDUĞUMDA ÇADIRIMIZIN ETRAFINDA VAHŞİ BİR PUMA DOLAŞIYORMUŞ BENİM ADIMI VAHŞİ PUMA KOYMUŞLAR. AĞABEYİN DOĞDUĞU ANDA GÖK GÜRLEDİ ADINI GÖK GÜRÜLTÜSÜ KOYDUK. ABLAN DOĞDUĞUNDA AY DOLUNAYDAYDI. ADINI DOLUNAY KOYDUK. KARDEŞİN DOĞDUĞUNDA GÖKKUŞAĞI ÇIKMIŞTI. ADINI GÖKKUŞAĞI KOYDUK. ANLADIN MI ŞİMDİ PATLAK PREZERVATİF"
--------------------------------------------------------------------------------
MEDYA
Laz hamama peştemal yerine gazete sarınmış olarak girmiş. Bunu görenler:
- Ne lan bu halin ?
- Medya herseyi büyütüyormuş.
--------------------------------------------------------------------------------
GOZLUK
Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip bakinca insanlari ciplak gosteren gozluklerden alir. Takar bakar ciplak, cikarir bakar giyinik. Cok hosuna gider. Ikide bir takip, cikarir. Eve gozunde gozluk gider, bakar Fadime'yle sutcu ciplak. Gozlugu cikarir bakar ciplak.
Takar bakar ciplak. Muthis cani sikilir ve Fadime'ye der ki:
- Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!!!
----------------------------------------------------------------------------------
OLACAKSA OLSUN
İki Laz birer turist tavlamışlar ve bir tenhaya çekilmişler. Tam birlikte olacakları sırada iki kızda Lazlardan prezervatif kullanmalarını istemiş ve çıkarıp birer tane vermişler.
Lazlar ilk defa gördükleri prezervatiflere bakarak :
- Ne yani, şimdi bunları takınca çocuk olmayacak mı ?
- Evet
Bunun üzerine Lazlar kabul etmişler ve prezervatifleri takmışlar.
Aradan bir altı ay geçtikten sonra bir gün tarlada çalışan iki Lazdan biri aniden elindeki kazmayı yere atarak :
- Yeter daa ! Ben çıkartıyorum artık, çocuk olacaksa olsun !
--------------------------------------------------------------------------------
ARARSA
Hafifme_rep kadina sorarlar:
- Sevişirken kocanizla konuşur musunuz?
Kadin siritarak cevap verir:
- Ararsa neden konuşmayayim?
--------------------------------------------------------------------------------
BALONLA CENNETE YOLCULUK
Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar;
- "Anne,bunlar nedir?"
Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek-
Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar,
- "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak".
Birkaç hafta sonra johny'nin babasi eve birkaç saat erken gelir.
Johhny aglayarak babasinin yanina kosar.
- "Baba kos annem ölüyor."
Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar,
- "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?"
Çocuk aglamaya devam ederken anlatir,
- "Harry Amca annemin balonlarini sisiriyordu, ve annem de söyle bagiriyordu,"
- "Tanrim geliyorum"
--------------------------------------------------------------------------------
VİCDANININ SESİ
Doktor John hastasıyla ateşli bir seks yaptıktan sonra, oturup düşünmüş:
- "Keşke yapmasaydım ama olsun.. Tüm doktorlar meslek hayatında hastasıyla yatmıştır"
Der ve kendini avutmaya çalışır. O sırada vicdanından bir ses gelir:
- "Ama John sen bir veterinersin."
--------------------------------------------------------------------------------
İKİ DENİZCİ
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar;
- Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu.
- Once kotusunu soyle.
- Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!.
- Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?.
- Senden hoslaniyorum!...
--------------------------------------------------------------------------------
MİNİ ETEK
Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu:
- "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip,
- 'Benden ne istersen alabilirsin' dedi, ben de arabasini aldim.
Dursun :
- "İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi."
--------------------------------------------------------------------------------
LASTİK
Belediye otobusu agzina kadar dolu, yasli bir adamcagiz ayakta. Elindeki bastonu otobusun her kalkisinda ve durusunda kayiyor ve adamcagiz dusmemek icin olanca gucunu harciyor.
Bu sirada oturmakta olan genclerden biri kustahca akil veriyor:
-Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz!
-Ah oglum, demis yasli adam, senin baban o lastigi zamaninda taksaydi ben simdi bu otobuste oturacak yer bulurdum!
--------------------------------------------------------------------------------
YÜZÜNÜ KAPAT
Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok.
Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden.
Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis.
Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis:
- "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?"
--------------------------------------------------------------------------------
LEZBİYEN
Temel bara gitmis. Yanindaki kadinla sohbet ederken kadin:
- "Ben lezbiyenim" demis.
Temel lezbiyenin ne oldugunu sorunca kadin:
- "Ben yalnizca kadinlarla beraber olurum" demis.
Temel' in hosuna gitmis.
- "Pen ta sizin cibu lezbiyenum" demis.
--------------------------------------------------------------------------------
GOZLUK
Adamın teki bi bara girer, yaslanır bara ve elini vurarak
- "Bana 3 viski" der.
Barmen viskileri verir adam arka arkaya tak tak tak götürür viskileri, hadi bana ii günler der bardan çıkmaya hazırlanır.
- "Hoopp kardeşim nereyee" diye seslenen barmene
- "Param yok" diye yanıt verir ve barmeni şöyle bi süzüp
- "Ama sana bi teklifim var, bak şimdi cebimde 20 santim boyunda bir piyanist var eğer istersen sana ne istersen çalar biz de ödeşiriz" der.
Şaşıran barmen merak ederek "Göster bakalım" der, adam cebinden çıkartır, gerçekten de 20 santim boyunda bi adamcık, geçer piyanonun başına, barmeni iyice eğlendirir. Barmenin çok hoşuna gider bu ve bu piyanisti nereden bulduğunu sorar adama..
Bunun üzerine adam ona piyanisti veren "cin"i çağırır. Barmen bi bakar cinin ahı gitmiş vahı kalmış, yaşlııı, eğilmişşş, bemmbeyaz sakallı bi dede..
Bastonuna dayanmış zar zor ayakta duruyor.
- "Dile benden ne dilersen" demiş cin ve barmen yanıt vermiş:
- "Yıllardır bu barda sigara, içki ciğerlerim mahvoldu bana iki yeni ciğer ver" demiş.
Kulağını daha da barmene yaklaştıran cin "Ha??" diye sormuş, barmen bağırmış
- "iki yeni ciğer!!!"
"Ha peki" demiş cin ve parmaklarını şıklatmış, hoppp barmenin arkasında zebella gibi iri yarı, parabıyıklı, kılıçlı cengaver.
- "Yahu ben yeni ciğer dedim.. yeniçeri demedim ki!!" diye isyan etmiş barmen..
Adam da gülmüş:
- "Hah sanki ben de 20 santimlik piyanist istedim!!!"
--------------------------------------------------------------------------------
ÇIBAN
Varlikli capkinin erkeklik organinda bir ciban cikar.
Turkiyede hangi doktora gitse aldigi cevap,
"Kokunden kesilmesi lazim. Yoksa olursunuz!" olur.
Arkadaslari Fransayi onerirler. Gider, basvurmadigi doktor kalmaz. Cevap aynidir. Amerika' ya gider. Cevap degismez. Cok kizar.
Bir zenci doktor, adama acir,
"Kimseye soyleme, Afrikada bizim kabilenin buyucusu dedemdir,sana yardimci olabilir" der adresi tarif eder.
Adamcagiz, Afrika' ya gider. Kabileyi ve Buyucu dedeyi bin bir guclukle bulur.
Utanarak buyucu dedeye,
"Butun doktorlar kokunden hemen kesilmesi lazim.Yoksa yakinda olursun dediler" diye uzuntu icinde derdini anlatir.
Buyucu dede muayene eder ve kendinden emin bir sekilde guler,
"Korkma! Tam zamaninda beni buldun!"
Hemen bitkilerden ve yabani hayvan diskilarindan bir merhem yapar. Guzelce surer, sarar.
"Her aksam bana gel, 7 aksam merhem surmemiz lazim" der.
Adam sevincle ayrilir. Her aksam gelir, merhem surulur, 7.gun aksam yine merhem surulur. Tedavinin iyi gittiginden emin ve mutlu bir sekilde, cok az konusan buyucuye sorar,
"Nasil kesilmesinden kurtuluyor muyum?"
Buyucu agir agir basini sallar. Cubugundan emin bir eda ile duman ceker. Dumani magrur bir eda ile uflerken,
"Yok artik kesmek. Yarin gece Ay dogarken kendiliginden dusecek."
--------------------------------------------------------------------------------
YAKA
Hemşire, doktora hastayı gösterdi:
- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalpatışları hızlanıyor. Ne yapsak?
- Önlüğünün yakasını iliklesen...
--------------------------------------------------------------------------------
EVDE İNEK BEKLEMİYOR
Bir gün aslan ile boga bara gitmisler bir iki tek attiktan sonra aslan müsade istemis. Boga bununla dalga geçmis :
- Koskoca aslansin. Ormanlar kralisin..
Saat daha sekiz. Hiç yakisir mi sana kilibiklik...
Aslan kükremis :
- Eee beni evde bir aslan bekliyor, seninki gibi bir inek degil...
--------------------------------------------------------------------------------
OKULDA NE ÖĞRENDİK
Bir iktisat seminerinde kahve ve ihtiyac molasi verilmis. konferans sirasinda arkadas olan uc uzman birlikte tuvalete girerek ihtiyac gidermisler.
Isini ilk bitiren ellerini yikadiktan sonra makineden pespese kurulama kagitlari alip ellerini kurulamis tam 16 tane kagit havlu harcamis ve arkadaslarina donmus.
Ben bilkent mezunuyum, demis, bizim okulda once temizlik ogretilir.
Isini ikinci bitiren tek bir kagit havlu cekmis ellerini o tek havluya dikkatle kurulamis.
Diger iki kisiye donmus ben odtü mezunuyum, demis, bize okulda cevreciligi ogrettiler cok kagit harcamak cevreye zararlidir.
Ucuncu kisi ne ellerini yikamis, ne kagit almis kendisine saskin saskin bakan arkadaslarina donmus.
Ben hacettepe mezunuyum, demis, bize okulda elimize isemeden cis yapmayi ogrettiler.
--------------------------------------------------------------------------------
TOKAT
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- çok şiddetli bir şamar sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Herkes şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor.
Genç kız düşünüyor; (Benim yerime annemi öperlerse, işte böyle şamarı yerler..)
Kızın annesi düşünüyor; (Helal benim kıza, öpüldü ama, hemen şamarı yapıştırdı..)
Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan asker kızı öptü, şamarı ben yedim...)
Asker gülümsüyor; (İntikamımı aldım daa. Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir şamar!!)
--------------------------------------------------------------------------------
KİMİ YİYELİM
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken
nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın görürler.
Oğul sorar:
-Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra:
-Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! der.
--------------------------------------------------------------------------------
ESKİ GAZETELER
Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı :
-Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...
Başhekim bu işten hoşlanmış :
-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.
-Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.
Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!
-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim...
--------------------------------------------------------------------------------
MEZARCI
Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer.Tezgahtara yaklaşır.Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker.Oradan buradan konuşurlarken sorar :
-Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş :
-Günde 2 bin lira.
-Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş :
- 4 bın lira.
-Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
-O zaman 5 bin liraya para demem.
Diktatör kızar :
-Bu ne biçim iş.Köküne kadar sıkarsak?
-O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım.
Diktatör şaşırmıştır.Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.Sorar :
-Şeytan mısın, nesin.Ne iş yapıyorsun?
-Mezarcıyım!
--------------------------------------------------------------------------------
İYİ KEKEME
Kekemenin biri bir gun Besiktas'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamis, en yakinindaki bir bakkala girip:
- Kakakakarrdesssss, bubububurraaalarrrrdaddadadadb i kekekemememe okukukukuluuu varmis, nenenenerededede bibibiliyomusususun ?
diye sormus. Bakkalda:
- Okulun yerini bilmiyorum ama agbiy, senin okula hic ihtiyacin yok bence gayet iyi kekeliyorsun...
--------------------------------------------------------------------------------
MANTAR ZEHİRİ
"Heey dostum iyi haberlerini aldim, evlenmissin!!"
"Evet bu 4. oldu"
"Onceki ücüne ne oldu peki?"
"Ücü de öldü.."
"Yapma ya.. cok uzuldum.. nasil oldu peki?"
"Ilk karim yedigi mantarlardan zehirlenerek öldü"
"Bu korkunc bisey.. peki ya ikincisi?"
"O da mantar zehirlenmesinden öldü"
"Tanrim ne kaderin varmis senin... ya ücüncüsü? Yoksa o da mi..."
"Hayir hayir.. o boynu kirilarak öldü"
"Anliyorum.. kazaydi yani.."
"Hayir... mantarlari yemedi.... "
-------------------------------------------------------------------------------
NEDEN
Genc deve annesine sormus , anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük?
Anne cevap vermis , çölde kuma batmamak için..
Genç deve tekrar sormus , peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermis , çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye.
Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus, bizim niye hörgüçlerimiz var.
Anne deve sabirla yanitlamis , çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolariz.
Sonunda dayanamayan genç deve sormus , Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne bok yiyoruz???
--------------------------------------------------------------------------------
HOMOSEKSÜELLİK
Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen burosundaki
Almanlar Temel'i taniyorlar, seviyorlar. Sormuslar;
"Niye donuyorsun" diye.
Temel "homoseksueller yuzunden" demis.
Burodakiler sasirmis ;
"Seni rahatsiz filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu yuzden ayrilmana degmez demisler"
Temel ; "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis.
Burodakiler yine sasirmis ;
"Peki neden gidiyorsun?"
Temel cevaplamis :
"Burada 20 yil once homoseksuellik yasakti, 10 yil once serbest oldu, 5 yil oncede evlenmelerine izin cikti. Homoseksuellik MECBUR olmadan donmek istiyorum."
--------------------------------------------------------------------------------
BULMACA
Temel uçağa binerken merdivende bir bakmış önünde Sharon Stone haltetmiş bir dilber..
Muhteşem de bir mini..
Temel içini çekerken bir bakmış, yeri dilberin tam yanı..
Oturmuşlar.. Uçak havalanmış. Dilber çantasına uzanmış.
İçinden bir bulmaca dergisi, bir kurşun kalem çıkarmış.
Başlamış çapraz bulmacayı çözmeye..
Temel heveslenmiş..
"Şimdi bir yerde takılır, bana sorar, böylece muhabbete başlarız" diye..
Beş dakika geçmeden dilber Temel'e dönmüş, gerçekten..
Kısık, seksi bir sesle sormuş: "Beş harfli bir kelime. Sonu arak..
Başına bir harf koyarsanız kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz?" diye..
"Aman Tanrım" demiş Temel, Amerikan filmlerindeki gibi..
"Aman Tanrım.. Bu güzel kadına o kelimeyi nasıl söylerim ben..
Mutlak bir başka kelime olmalı.." Başlamış düşünmeye..
Beş dakika sonra jöton "Dank" diye düşmüş.. Kadına dönmüş:
"Tarak olabilir mi, hanımefendi?..
Tarak!.." "Harikasınız" demiş dilber..
"Silginiz var mı acaba?
--------------------------------------------------------------------------------
MİGROS
Temel tarikata girmek icin muracaat etmis, tarikat seyhi
"Bize katilmak icin sinavlardan gecmen gerek.
Ilk sinavin.. Kadinlara uc hafta yaklasma..
Dayanabilirsen, uc hafta sonra gel goruselim!" demis...
Temel uc hafta sonra gelmis seyhin onune.. Suklum, puklum..
"Ilk hafta kolay gecti" demis,
"Ikinci hafta biraz zorlandim, son hafta Fadime ile Migros'a gittik...
Fadime ust raftaki konservelere uzaninca icim gitti..
Konserve yere dusup Fadime yere egilince de kendimi tutamadim.."
"Yoo" demis seyh "Bu durumda seni tarikata katiyyen alamam.."
"Yahu! Ne Tarikati. Ben ondan coktan vazgectim" demis
Temel "Beni Migros'a almiyorlar artik!.. Derdim o!.."
--------------------------------------------------------------------------------
GÜVENSİZLİK
Büyük bir kasa soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!
--------------------------------------------------------------------------------
SOGAN
Temel eczacilik fakultesini bitirmis.fakat eczane acacak parasi yok, Girmis bir eczaneye:
- Beyefendi sizde sogan var mi? Adam Temel'i basindan savmis. Temel bu durur mu? Hergun yeni sacma sorularla geliyormus.Birgun eczaci Temel'e:
-Kardesim senin derdin ne?
-Burayi bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmis,birkac gun sonra Eczaneyi satan adam iceri girmis,Temel'e:
-Siz de sogan varmi? demis... Temel adama:
- Bizde sogan var ama senin receten var mi? demis...
--------------------------------------------------------------------------------
MANTIK
Temel birgün yolda giderken arkadaşın prof. idrise rastlar idrisin kolunun
altında kalın kalın bi sürü kitap temel idrise sorar
-ula idris o kitaplar ne kitabudur?
-MANTIK KİTABUDUR.
-mantık ne demek
-valla temel sana nasıl anlatayım. senin evde akvaryum var mı?
-var.
-o zaman sen balıkları seversin
-çok severim.
-balıkları çok sevdiğine göre balık tutmayı ve yemeyi de seversin.
-bayulurum özellikle hamsiye
-balık sevdiğine göre balıkta bol miktarda fosfor azot vs bulunur bunlarda bir erkek olarak seni çok kuvvetlendirir dolayısıyla sen tam bir erkeksin işte mantık ilmi bunu açıklar.
bu cevap temelin çok hoşuna gider hemen kitapçıya koşar bir sürü mantık kitabı alır ve okumaya başlar tabi okuduğundan pek bişey anlamaz ama yine devam eder bir gün kolunun altında bisürü kitapla dursun temeli görür.
-ula temel o kitaplar nedir.
temel kasılarak cevap verir
-mantik kitabudur
-ula temel mantik ta ne oliyi
-valla sana nasıl anlatayım ula dursun senin evde akvaryum varmı?
-yook.
temel şaşkınlıkla dursuna bakmış, ve
-ula dursun yoksa sen i.nemisin?
--------------------------------------------------------------------------------
KİM VERECEK?
Paris'in ünlü müzikholüne gitti, müdürün karşısına çıktı:
- Efendim ben, masaj uzmanıyım. Bu alanda benim gibi bir uzman daha bulamazsınız.
- Memnun oldum. Bize niye geldiniz?
- Ayda onikibin frank karşılığında, müzikholünüzde çalışan bayan sanatçılara masaj yapmayı öneriyorum.
Müdür gülümsedi:
- Onikibin frankı peşin verirseniz, hemen başlayabilirsiniz!
--------------------------------------------------------------------------------
:) KARA BULUTLAR
Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi :
-Kirli sulardan olur öğretmenim!..
--------------------------------------------------------------------------------
:) GÜZELLİK
Meliha, komşusu Zülbiye'ye:
- Sabah sana uğradım, dedi. Evde yoktun.
- Güzellik salonundaydım Melihacım.
Meliha, Zülbiye'nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak büktü:
- Demek bu kadar bekledim, hala sıra gelmedi.
--------------------------------------------------------------------------------
:) BELEDİYE DAMGASI
Çok mutaasıp bir aile çocuğu yine kendi gibi mutaasıp eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış.
Delikanlının ailesi ne hikmettirse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye başlamış ben ne diyeceğim diye, en samimi arkadaşına durumu anlatmış oda "canım bundan kolay ne var,git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı soyup sana versin,tanıdık bir doktor var,ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş.
Kızda dediğini aynen yapmış,artık içi rahat muayene olmaya gitmiş.Delikanlı orda, ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş "kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp ordakilere bakmış "allah allah "demiş.
Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problemmi var doktor "doktor" bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş.
Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa kız değilmi? "Doktor" kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının burda ne işi var?"
--------------------------------------------------------------------------------
:) KÖTÜ BIR HABER VERMENIN EN AKILLICA YOLU NEDIR?...
Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..."
-"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayirdir? Bi sorun mu var?...
Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir:
-"N'ooldu kizim? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..."
-"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..."
-"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...."
-"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini."
-"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..."
-"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..."
Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur:
-"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..."
-"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...."
Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir:
-" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..."
-"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..."
Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir:
-"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...."
-"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..."
-"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..."
Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir.
-"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..."
-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..."
Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar:
-"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir:
-"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."
--------------------------------------------------------------------------------
:) TANRI
Zengin bir is adaminin kizi, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadasini anne ve babasiyla tanistirmak icin evlerine yemege cagirdi. Yemekten sonra zengin is adami damat adayiyla basbasa konusmak istedi ve onu calisma odasina goturdu.
Senle söyle erkek erkege konusalim yavrum, dedi.
- Evlendikten sonra aileni gecindirmek icin ne is yapmayi düsünüyorsun?
Damat adayi duraksamadan yanit verdi:
- Aslinda benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasil olsa, Tanri yardim eder.
Damat adayinin bu yanitini kuskuyla karsilayan is adami, bu kez daha somut bir soru sordu:
- Peki icinde kizimi oturtabilecegin bir eve nasil sahip olmayi düsünüyorsun?
Damat adayi yine duraksamadan cevap verdi:
- Ben aslinda cok caliskan bir insanimdir, dedi. Gece gündüz demez calisir, para biriktiririm. Sonra da nasil olsa Tanri yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz.
Kız babasinin nesesi iyice kacti. Bu kez sesini yükselterek sordu:
- Peki oglum ilerde cocuklariniz olunca onlara nasil bakacaksiniz?
Damat adayi o soruyu da yanitladi:
- Biraz önce söyledim ya, gece gündüz calisir kazandigim tüm parayi biriktiririm. Sonrada nasil olsa Tanri'nin yardimiyla cocuklarimizi büyütürüz.
Damat gittikten sonra kizi kosarak babasinin yanina geldi:
- Damadini begendigini gözlerinden anliyorum babacigim, lütfen söylermisin onun en cok neyini begendin?
Babasi kizinin yüzüne dik dik bakti:
- Onun en cok hosuma giden yani benim hakkimdaki görüsü, dedi ve ekledi:
- Beni Tanri saniyor!
--------------------------------------------------------------------------------
:) AFRIKA
Bir adam ucagiyla Afrika'nin uzerinde gezerken birden ucagi arizalanir ve ormanlik bir alana duser. Adam ne yapayim ne yapayim diye dusunurken birden bir Afrika kabilesinin ona dogru yaklastigini gorur. Adam icinden "Iste simdi boku yedik" der. O anda dusuncesinde Nur yuzlu dedenin sesini duyar.
- Hayir evladim boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek.
- Suradaki mizragi goruyor musun?
- Evet.
- Al onu ondeki renkli giysili adamin tam kalbine batir. Adam mizragi alir ve adamin tam kalbine batirir.
- Evladim iste simdi boku yedin.
--------------------------------------------------------------------------------
:) NASIL DÜNYAYA GELDIM?
Ali babasina sormus:
- Baba ben nasil dünyaya geldim?
- Gece annenle yatmaya gittigimizde yatagin çevresine seker koyduk. Sabah kalktigimizda sen gelmistin.
Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmis ve denemeye karar vermis. Yatarken yataginin çevresine seker koymus. Sabah bütün karinca, böcekler, vs yatagin çevresindeymis.
Ali:
- Ulan demis, simdi size elimin tersiyle bir korum. Ama baba yüregi iste!
--------------------------------------------------------------------------------
:) NE GİYERSEN GİY!
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş:
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman öğüt vermiş:
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş:
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş:
- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder:
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..
--------------------------------------------------------------------------------
4 MÜHENDİSLER
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.
Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene.
Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek?
Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.
--------------------------------------------------------------------------------
OĞLUM BENİM
Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder.
Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama:
- "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der.
Bunun üzerine adam üzülerek:
- "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." der
Yaşlı kadında
- "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder."
Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona
- "Güle güle anne" diyerek veda eder.
Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler.
Adam şaşırır ve
- "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır.
Bunun üzerine tezgahtar kız
- "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi."
--------------------------------------------------------------------------------
3 ARKADAŞ
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler.
Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus.
Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.
Adanalinin karisi:
- Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim.
Kayserili
- Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim
Karadenizli ise
- Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..
--------------------------------------------------------------------------------
KARISIKLIK
Temel oksurukten Dursun da kabizliktan sikayetcidir. Beraber doktora giderler.
Doktor Temel'e oksuruk surubu Dursun'a da mushil verir. Bunlar ilaclari karistirirlar.
Bir hafta sonra doktor Temel'e:
- Nasil oldu? Hala oksuruyor musun?
- oksurmeye cesaret bile edemiyorum doktor bey.
--------------------------------------------------------------------------------
TED AMCA
Amerikada bir ilkokulda ögretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarini, ertesi gün sinifta okuyacaklarini söylemis.
Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya baslamis. ilk sirada küçük Suzi varmis. Baslamis anlatmaya:
- Bizim çiftligimiz var. Bir gün babamla yumurtalari topladik, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtalarin hepsi kirildi.
- Güzeel. Peki bu hikayeden alinacak ders nedir?
- Bütün yumurtalari ayni sepete koyma.
- Aferim çok güzel. Lily sira sende.
Küçük Lily tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:
- Bizim de bir çiftligimiz var. Babam yumurtalardan civciv çikmasi için onlari kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacagini saniyordu, ama sadece 8'inden civciv çikti.
- Eveeet. Peki burdan alinacak ders nedir?
- Yumurtadan çikmamis tavuklari sayma
- Aferim bu da çok güzel. Billy, sira sende
Küçük Billy tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:
- Amcam Ted Vietnam Savasina katilmisti. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmus. Ted Amcam helikopter düsmeden elinde bir makinali tüfek, bir kasatura ve bir sise bira ile atlamayi basarmis. Parasütüyle yere inerken yolda birayi içip bitirmis. Inince mermisi bitene kadar makinali tüfegiyle 70 kisiyi haklamis. Sonra kasatura kirilana dek onunla 20 kisiyi halletmis. Sonra da son 10 kisiyi de silahsiz bitirmis.
- Böyle korkunç bir hikayeden alinacak ne ders olabilir?
- Içerken Ted Amcama bulasmayin...
--------------------------------------------------------------------------------
CANIM SEVGİLİM
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
--------------------------------------------------------------------------------
TETANOS
Seksenlik koca, evden çikmak üzere paltosunu giyerken onu gören yasli karisi seslenir:
- Bu saatte nereye gidiyorsun?
- Doktora gidiyorum
- Ne oldu? yine neren agriyor?
Yasli adam siritir:
- Yok hanim yok, doktora söylicem bana bi VIAGRA yazsin
Bunu duyan kadin ayaga kalkar ve o da sokaga çikmak için hazirlanmaya baslar. Ihtiyar sasirir:
- Eee hanim, sen nereye?
- Doktora gidiyorum der ve adamin saskin bakislari altinda devam eder:
- Eger o eski, pasli seyi benim üzerimde kullanacaksan ben de tetanos ignesi yaptirayim bari..!
--------------------------------------------------------------------------------
MUTLULUK
Büyük bir kedi, kuyruguyla oynayan küçük bir kediye sormus: "Neden kuyrugunu kovaliyorsun?" Yavru kedi yanit vermis:
"Bir kedi için en güzel seyin mutluluk, mutlulugun da kuyrugum oldugunu ögrendim. Bu nedenle onu kovaliyorum, yakaladigimda mutluluga kavusacagim."
Bunun üzerine yasli kedi söyle demis: "Gencken ben de mutlulugun kuyrugum olduguna karar vermistim. Ama sunu farkettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklasiyor, ne zaman kendi isime baksam hep pesimden geliyor."
--------------------------------------------------------------------------------
PERFORMANS
Adamin biri, seks hayatindaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve sikayetlerini anlatir:
- Doktor bey, bana bir seyler oluyor. Sevisirken bir sicak basiyor, terliyorum, bir soguk basiyor, üsüyorum.
Yapilan tahlillerde hiçbir sey çikmamasi üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tip kitaplarina bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben:
- Beyefendi, bir de esinizi çagirip onunla konusalim...
Ertesi gün, adamin esi gelince doktor durumu kadina anlatir:
- Sevisirken esiniz bir terliyormus, bir üsüyormus.
Kadin:
- Aman körolasica herif, bir Agustosta sevisir, bir de Ocakta!!!
--------------------------------------------------------------------------------
BEKARET KEMERİ
Sovalyelerin gozupek oldugu eski zamanlarda bu sovalyelerden biri Hacli Seferlerine cikmaya karar verir. Yola cikmadan once kahyayi yanina cagirir:
- Hacli Seferlerine katilacagim. Karimin bekaret kemerini sana veriyorum. Sana guveniyorum. 10 yil icinde donmezsem anahtari kullanabilirsin.
Sovalye bastan asagi donanir, tozlu yollara revan olmadan once donup son bir kez satosuna bakar. Birden kahyanin, bagirarak nefes nefese satodan disari kostugunu gorur:
- Durun! Durun! Majesteleri. Oh, iyi ki size yetisebildim. Yanlis anahtar vermissiniz.
--------------------------------------------------------------------------------
İNTİKAM
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- diye çok şiddetli bir toktat sesi duyuluyor.
Tren tünelden çıkıyor. Ortalık aydınlanınca herkes şaşkın şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor.
Genç kız düşünüyor; (Salaklar benim yerime annemi öperlerse, işte böyle annemden şamarı yerler..)
Kızın annesi düşünüyor; (Aferin benim kızıma, askerlerden biri kızımı öptü ama, tokatıda hemen yedi..)
Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan bizdeki şansa bak, bizim asker kızı öptü, tokadı ben yedim..)
Ve Asker kıs kıs gülüyor; (Komutanım'dan intikamımı nasılda aldım Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir tokat!!)
--------------------------------------------------------------------------------
YARDIM
Temel bir gün dağda giderken ayağı kayar ve uçuruma düşer. Başlar bağırmaya:
-"Kimse yok miduur? Kimse yokmiduur?"
Böyle bağırırken gece olur. Tanrı bakar kulu çok acı bağırıyor, kendi kendine:
-"Şu kulum düzelirim desin kurtaracağımm yahu."
Neyse gökten bir ses, Temel'e:
-"Ben tanrıyım, sen kulum! Ömrün boyunca içki içtin, kumar oynadın, zamparalık yaptın, bunları bırakacağına bana yemin et seni kurtaracağım" der
Temel düşünür ve başlar:
-"Başka biri yok miduur? Başka biri yokmiduur?"
--------------------------------------------------------------------------------
GEÇEN SENE
Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.
Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?"
Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum".
Görevli kiz saskinlikla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil".
Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistiniz da!
--------------------------------------------------------------------------------
REFERANS BOL
Arkadaslari isadamini evlendirmek istiyorlar. Sonunda uygun bir hanim bulunuyor ve isadamina haber veriliyor.
"Ben isadamiyim", diyor adam, "Numune görmeden böyle bir ise karar veremem."
Genc kadina durumu iletiyorlar:
"Ben de is kadiniyim", diyor hos hanim, "Numune veremem ama istedigi kadar referans gösterebilirim "
--------------------------------------------------------------------------------
HIZ
Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş.
Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim!
Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye.
Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.
--------------------------------------------------------------------------------
DAMATIN YEMİNİ
Kilisede dugunun baslamasina cok az zaman var.. damat rahibin yanina yaklasip fisildiyor.. "Bakin.. size verecegim $100 karsiliginda evlilik yeminimizde birtakim degisiklikler yapmanizi istiyorum.. hani su bana soracaginiz sonsuza dek seveceginize, koruyacaginiza, sadik kalacaginiza yemin ediyor musunuz?" kismi var ya, onu metinden cikarmanizi istiyorum... "
Rahip gulumseyerek basini salliyor ve damat rahibin avucuna $100 sıkıştırıp iceri donuyor...
Ve dugun basliyor... herkes yerini aliyor, gelin ve damat rahibin onunde bulusuyor ve yeminler okunmaya baslaniyor....
Sira damadin yeminine gelince damadin gozleri hain hain parliyor.. ve rahip damata soruyor: "....... esinizin daima bir adim gerisinden yuruyeceginize, her emrini ve dilegini yerine getireceginize,her sabah kahvaltisini hazirlayip ayagina kadar gotureceginize,ve ikiniz de yasadiginiz surece baska kadinlara yan gozle bile bakmayacaginiza yemin ediyor musunuz...?"
Tabi damat bu beklenmedik is karsisinda gozleri faltasi gibi aciliyor..saga sola bakiyor.. bi yutkunuyor.. ve kisik bir sesle:
"E..eee..evet efendim"...
Ve toren sona erdikten sonra damat hisimla rahibin karsisina dikiliyor:
"Bir anlasma yaptigimizi saniyordum!!!!"
Rahip gulumseyerek cevapliyor:
"Esiniz daha iyi para verdi.... "
--------------------------------------------------------------------------------
MESAJINIZ VAR
New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler..
Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün içinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. Fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı için esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider.
Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim için koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir.
Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir:
- Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... Seni özlemle bekliyorum. Kocan... :-))
--------------------------------------------------------------------------------
AHLAKLI PAPAĞANLAR
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.
"Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi
"hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?:
"oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"
--------------------------------------------------------------------------------
LAZ VAMPİR
Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz
vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu.
- Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti.
Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak,
- Hani senin az once girdigin agil vardi ya...
- Evet..
- Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu?
- Evet gordum.
- iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti.
Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5
dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu.
Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler...
- Eee? Nasildi?
- Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan pen oni gormedum daa..
--------------------------------------------------------------------------------
CİN
Yeni evli çift balayı zamanında golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasına inip golf oynamaya başlarlar. Adam topa bir vurur top direk çalılıkların arasında kaybolup beraberinde bir şeylerin kırıldığına dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camını kırdığını anlarlar. İçeri girdiklerinde iri kıyım bir adam koltukta oturmaktadır. Çift üzgün bir vaziyette, -Kusura bakmayın beyefendi bilerek olmadı çok özür dileriz zararınızı ödemeye de razıyız, diyerek af dilerler.
Bunu gören adam:
-Hayır hayır esas ben size çok teşekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yıldır bu lambadaydım.. Topunuz lambayı kırarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacağım ikinizinde birer hakkı var, der.
Kadın:
-Benim içinde hizmetçileri olan kapısında son model arabalar duran bir villam olsun, der.
Cin:
-İsteginiz yerine getirildi bayan, der.
Adam ise düşünür.."Ev var araba var bende 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girişir:
-Cin bende hesabımda 1 milyon dolar istiyorum.
-Beyefendi sizin de isteğiniz yerine getirildi. Fakat benimde bir isteğim var biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapalıyım ve canım acaip kadın çekiyor. Bu isteklerinizin karşısında bende hanımınızla beraber olmak istiyorum, der.
Adam bu istek karşısında sinirlense de cinin yaptıklarından dolayı biraz yumuşar ve cin olduğunu düşünüp bir daha karşılarına çıkmayacağını düşününce karısına bakar. Karısı da yakışıklı cinle bir beraberliğin zararlı olmayacağını düşünüp kabul eder. Kadınla cin arka odada işlerini bitirmişler kadın giyinmektedir. Cin yatakta uzanırken kadına:
-Hanfendi kocanız kaç yaşında?
-35 nolduki?
-Hiiç bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor
--------------------------------------------------------------------------------
OTURAN BOĞA AKILLANDI
Kizilderililerin genç reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister.
Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boga kadin ister." Büyücü:
- "Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir.
Der ki:
- "Oturan Boga hazir." Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir. Reis alir kizi çadira girer.
- "90 derece egil" der. Kiz egilince, kiza bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar.
Reis söyle cevap verir:
- "Oturan Boga akillandi, önce yaban arilarini kontrol!"
--------------------------------------------------------------------------------
UĞURSUZ KADIN
Cafer komadadir... Yaninda ise karisi... Cafer'in gozleri nemli, kisik sesiyle karisina dogru bakar ve konusmaya baslar:
"Ilk isten kovuldugum zaman yanimda idin... Iflas ettigim gun oradaydin... Vuruldugum zaman ilk gozumu actigimda seni gordum... Trafik kazasi gecirdigimde hastanede hep basucumdaydin...
Karisi takdir edilmenin mutlulugunda tabii.
"Simdi komadayim yine basucumdasin... Sonunda anladim ama, cok gec oldu; yahu sen ne ugursuz karisin..."
--------------------------------------------------------------------------------
BURADA KİMSE YOK
Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış:
"Peder, büyük günah işledim.."
"Evet oğlum... Ne yaptığını anlat bana... Tanrı seni affedecektir..."
"Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var. Ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim, kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce kardeşiyle beraber olduk..."
"Oh, bu çok kötü evlat... Fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun farkındasın. Tanrı affetsin..."
"Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. İş arkadaşlarından biri dışında iş yerinde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş arkadaşıyla birlikte olduk."
'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..'
"Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk.."
Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş:
"Peder???? Peder , neredesiniz?? '
Hiç cevap yok... Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu piyanonun arkasındaki masanın altında saklanır bulmuş.
"Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?"
"Birden ortalıkta senle benden başka kimsenin olmadığını farkettim de!"
--------------------------------------------------------------------------------
100 ÜZERiNDEN 150
Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonuçta 100 üzerinden 150 alip gecer. Bunun üzerine bir sorusturma açilir.
Müfettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye.
Hoca;
- "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi.
Müfettis:
- "Iyi de neden 100 degil de 150 verdin?" Hoca:
- "Bunlarin hepsini egzozdan yapti !"
--------------------------------------------------------------------------------
MELEK Mİ?
Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu baslar :
- Hiç içki içtin mi?
- Aman efendim...
- Kumar oynadin mi
- Aman efendim...
- Kadinlarla aran nasildi?
- Aman efendim, ben kim çapkinlik kim.
Cebrail dönüp bagirir:
- Oradan bir çift kanat getirin!
Adam çok sevinir :
- Melek oluyorum, degil mi efendim? der.
Cebrail cevaplar:
- Hayir kaz oluyorsun!
--------------------------------------------------------------------------------
PATRON
Uçakta hostes, papaza sormus :
- Viski, cin, sarap...Ne emredersiniz?
- Kaç metrede uçuyoruz kizim?
- On bin metredeyiz peder!
- O halde sen bana su getir kizim, patrona çok yakiniz, ayip olur!
--------------------------------------------------------------------------------
KADINLAR AKILLIDIR
Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş.
Kurbağa ona,
"Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım".
Kadın onu kurtarmış, kurbağa da
"Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!"
Kadın
"Tamam" demiş.
İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek"
Kadın,
"Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek".
KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş.
İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da,
"Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak"
demiş. Kadın,
"Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir",
KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş.
Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda, kadın
"Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş...
Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın!
--------------------------------------------------------------------------------
KOCAN NEREDE
Genc bir kadin sol gozu mosmor bir halde evine gelmis.
- aman allahim kim yapti bunu kizim?
- kocam.
- peki ama o londra da degil miydi?
- bende oyle zannediyordum anne.
--------------------------------------------------------------------------------
SİYANÜRLÜ KARPUZ
Bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi:
"Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!"
Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti:
"Şimdi o karpuzlardan iki tane var!"
--------------------------------------------------------------------------------
KISSADAN HİSSE
Amerikada bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya başlamış.
İlk sırada küçük Suzi varmış. Başlamış anlatmaya:
- Bizim çiftliğimiz var. Bir gün babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı."
Öğretmen:
- Güzeel. Peki bu hikayeden alınacak ders nedir?
- Bütün yumurtaları aynı sepete koyma.
- Aferim çok güzel. Lily sıra sende.
Küçük Lily tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış:
- Bizim de bir çiftliğimiz var. Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacağını sanıyordu, ama sadece 8 inden civciv çıktı.
- Eveeet. Peki burdan alınacak ders nedir?
- Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma
- Aferim bu da çok güzel. Billy, sıra sende
Küçük Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış:
- Amcam Ted Vietnam Savaşına katılmıştı. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makinalı tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış. Paraşütüyle yere inerken yolda birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makinalı tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış. Sonra kasatura kırılana dek onunla 20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş.
- Böyle korkunç bir hikayeden alınacak ne ders olabilir?
- İçince Ted Amcama bulaşmayın...
--------------------------------------------------------------------------------
GÖRGÜSÜZ BAKAN
Bakan olan görgüsüz birisi soförüne sorar.
"Soför söyle bakalim esekle soför arasinda ne fark vardir? "
Soför bir süre düsündükten sonra mahcup bir sekilde;
"Bilemedim bakanim" diyor
Bakan cevap olarak:
"Esege çüs diyince, soföre ise dur diyince durur" demis.
Bunun üzerine soför çok sinirlenmis ama karsidaki bakan oldugu için bir sey söyleyememis.
Belirli bir süre sonra bu defa soför bakana:
"Bir soru sorabilir miyim bakanim" der. Bakan da:
"Sor bakalim" der. Soför sorar:
"Esekle bakan arasinda ne fark vardir?"
Bakan bir süre sonra:
"Bulamadim soför söyle bakalim" diyor. Bunun üzerine soför de:
" Vallahi bakanim ben de bulamadim... "
--------------------------------------------------------------------------------
AVUKATIN SADAKASI
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
--------------------------------------------------------------------------------
HANGİ SINIF?
Bir gözlem:
Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi.
Sinif hep birden
"Günaydin, hocam!" deyince,
"A! Siz birinci sinifsiniz," dedi.
Sonra açikladi:
"Bir hoca sinifa girip
"Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin, hocam!" derse, birinci siniftirlar; gazetelerini ortadan kaldirip kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü siniftirlar; ayaklarini siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü siniftirlar.
Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not aliyorlarsa master ogrencisidirler."
--------------------------------------------------------------------------------
ÇATLAK YUMURTA
Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine goturmek istemis.
Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis.
Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis.
Rahibe utana sikila adama donmus:
'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis !'
--------------------------------------------------------------------------------
BİYOLOJİ SINAVI
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?"
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış" Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"
--------------------------------------------------------------------------------
KUŞ YEMİ
Kadinin biri petshop'a gidip bir muhabbet kusu almak istemis.. ordan bir tane erkek kusu gozune kestirmis..adama sormus:
"Bu simdi erkek olduguna gore kesin konusur degil mi?"
"Tabiii efendim..hem de harika bir secim yaptiniz, bu oyle cinstir ki 2 haftaya kalmaz karsilikli sohbet bile edersiniz" Kadinin cok hosuna
gitmis,kusu alip eve goturmus. 2 hafta sonra kadin yine dukkana gelmis:
"Bu kus tek kelime etmedi!!"
"Imkani yok hanimefendi salincagina cikip sallana sallana gayet guzel konusuyor olmali"
"Iyi de siz salincak vermediniz ki bana?"
Boylece adam kadina bir salincak satmis, kadin eve donmus....
2 hafta sonra kadin yine dukkanda:
"Bakin beyefendi 4 hafta gecti bu hayvandan hala ses cikmiyor!!!"
"Gercekten anlamiyorum.... merdivenine cikip oynarken konusuyor olmasi gerekirdi!!!"
"Merdiven mi? Bunun merdiveni yok ki?"
Ve adam gule oynaya kadina bir de merdiven satmis. kadin yine evine donmus...
2 hafta sonra:
"Beyefendi bir bucuk ay oldu ve bu kustan hala tek bir kelime duyamadim, olmayacak bu is galiba!!"
"Bakin hanimefendicigim ben bunlardan onlarca sattim biliyorum merdivenine cikip ordan salincagina konarlar ve aynada kendilerini seyrederken bicir bicir konusurlar"
"Ayna mi."
Ve adam o gun de bir ayna satmis olmanin mutluluguyla kadini evine gondermis....
2 hafta sonra petshop'un kapisi acilmis,kadin iceri girmis....elinde kafes, kafesin icinde merdiven, salincak, ayna ve bacaklarini havaya dikmis olu muhabbet kusu....
"BENI KAZIKLADINIZ!!! ISTE KONUSMAYAN KUSUNUZ VE YANINDA BANA KAKALADIGINIZ IVIR ZIVIRLAR!!!" Adam cok sasirmis....
"Hanimefendi bu ilk defa basima geliyor inanamiyorum tek kelime etmedimi bu hayvan??????"
"Valla olmeden once tek bir cumle soyledi"
"Ne dedi??????????"
"O DUKKANDA KUS YEMI SATMAZLAR MI?"
--------------------------------------------------------------------------------
KALP KRİZİ
Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur:
"Neler oluyor???"diye sorar..
Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır..
Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır..
Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır..
Bunun üzerine adam hışımla bağırır:
"SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!"
--------------------------------------------------------------------------------
RESSAM TEMEL
Clinton, Küba'ya gelecekmis.. Kübalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar.. Bir tablo yap..
Adi, 'Clinton Kübada' olsun" diye.. Ressam "Hadi ordan" demis..
"Ben adami görmedim bile.. Adam hayatinda Küba'ya gelmedi.
Simdi ben nasil 'Clinton Küba'da' diye resim yaparim?.."
Tesadüf bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.. konusmayi duymus..
"Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" demis ..
Vermisler.. Temel bir hafta sonra, Küba' lilari cagirmis.. "Iste tablonuz" demis..
Tuvalin üzerini örten bezi hizla asagi cekivermis.. Kübalilar da donuvermisler.. Tabloda, yatakta iki kisi .. "Bu ne" diye gürlemis, Turizm Bakani.:
"Bu ne?.. Bu kadin kim?.."
"Clinton'un karisi" demis, Temel..
"Peki bu üstündeki adam kim?"
"Clinton'un usagi!.."
"Peki Clinton nerde ulan!.."
"Clinton Küba'da" .....
--------------------------------------------------------------------------------
VİTES
Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış;
Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs.
neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve
Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş.
Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş.
Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.'
Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş.
Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş.
Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler.
Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye.
Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok.
Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok.
O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş.
Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!.
Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler
Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş.
Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler
Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
AVCI
80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der";
Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almiş ve ... pat ... geyik yere yığılmış. "Adam şaşırmış ve doktora dönerek" olamaz ... başka birisi vurmuş olmalı" demiş.
Doktor "KESiNLiKLE!"
--------------------------------------------------------------------------------
KÖPRÜ
Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
--------------------------------------------------------------------------------
HAMİLE
Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayani durdurur. Kadinin karnini isaret ederek Teyze o ne? der. Kadin da O benim çocugum der. Temel Çocugunu seviyor musun teyze sen? der. Kadin da: Tabii ki evladim" diye cevap verir. Temel de O zaman onu niye yedin? der
--------------------------------------------------------------------------------
DÖRT KİŞİLİK EĞİTİM UÇAĞI
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş...... Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış.
--------------------------------------------------------------------------------
SEKS DERSİ
Oglan (O) : Baba sex neden zevklidir?
Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer.Burun her zaman parmaktan daha cok zevk alir.
O : Neden kadinlar tecavuz edilmekten nefret
ederler?
B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi?
O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar?
B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin?
O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar?
B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde.
O : Baba neden sex ozeldir?
B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi?
O : Baba sen supersin yaa!....
Sevgili fertelli kardeşim sadece maşallah denir bu kadar fıkraya derlense sanırım bi fikra kitabı ortaya çıkar!!
Arif Coşkun
09.03.2008, 14:29
Zamanın birinde istanbul'da pastanelerinde teftişe giden Müdürün biri pasta ustasına sormuş.
- Bu pastalara hangi yağ kullanıyorsunuz?
Ustada:
- Sana kouyuruz demiş efendim.
ßunun üzerine müdürde :
'O zaman bende bütün pastacılara söyleyimde sana koysunlar:D
80'Li yılların sonu..Bir Beşiktaş BoLuspor maçı sırasında hakem Beşiktaş'ın net 2 gölünü vermez,Boluspor'a havadan bir penaltı verir.Maç çığrından çıkmıştır.Beşiktaş'lılar neredeyse sahayı terk etmeyi düşünürLer.BoLuspor 2. GöLüde atar.Metin Tekin Santrayı yapmaz bekler.Hakem düdüğü bir daha çalar, ama Metin hala topa dokunmaz.
Hakem:
Metin neden başlamıyorsun bak kart çıkarırım.!
Metin cevap verir:
Hocam sahanıza geçinde başlayalım.:D:D:D
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:43
İzciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu:
-Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara...Yaşlılara...Muhtaç lara... Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?
Ertesi sabah oymak beyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:44
Hakim sanığa sormuş:
-Uluslararası kaçakçılık suçu ile suçlanıyorsun. Tüm deliller aleyhine. Söyleyecek bir şeyin var mı?
Sanık boynunu bükmüş ve,
-Aman hakim bey, demiş.. Ben Fenerbahçeliyim. Uluslararası ne gibi bir faaliyetim olabilir ki?
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:44
Adamın biri kendini fare zannettiği için akıl hastanesine düşmüş. Tedavisi bittikten sonra doktor sormuş. Simdi sen bir fare misin yoksa insan mi?
Deli :
- Fare olur mu doktor bey ben bir insanim.
Doktor :
- O zaman artık gidebilirsin iyileştin artık.
Deli kapıdan çıkmış ve imdaaaaaat diye bağırarak tekrar içeri girmiş doktor 'ne oldu' demiş...
Deli :
- Bir kedi gördüm de ondan korktum.
- Sen hani artık kendini bir fare zannetmiyordun.
- Ben fare olmadığımı biliyorum da kedi nerden bilsin...
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:45
Birgün bi akıl hastanesinin doktoru 2 hastayı yanına çağırır. 1. deliye oğlum git öbür odaya ben varmıyım yokmuyum bak der deli tamam der. 2. deliye ise al şu 1 lirayı git bana en lüks arabayı al gel der. deli peki der 2 deli çıkışta buluşurlar. 1. deli:
-Ya bizim bu doktor kafayı yemiş. Bi de bize deli derler. Bugün bana git öbür odada ben varmıyım diye bak dedi halbuki yanı başında telefon vardı.2. deli:
-YA ya banada 1 liraya araba almamı söyledi
bugün pazar arabayı nerden bulcam
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:45
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor.
Kadın:
-Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi?
Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla
-Heyir baci, getmez!
Kadın:
-Vış! eleyse niye durdun!
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:46
Dünyanin Sekli
Ögretmen Ali ye sordu,
- Oglum dünyanin sekli nasildir? Daire mi? Elips mi?
- Valla o kadarini bilmiyorum ama babam dünyanin karmakarisik oldugunu
söylemisti hocam...
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:48
Erzurumlunun biri büyük bir çukura düşer başlar bağırmaya
- çimse yokmu çimse yokmu beni kurtaracak çimse yokmu?
İmdada bir melek yetişir ve derki seni üç şartla oradan çıkarırım
- bir içkiyi iki kumarı üç karı kız ayağını bırakacan
Bizim erzurumlu düşünür tekrar başlar bağırmaya
- Başka çimse yokmu, başka çimse yokmu?
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:48
Kayseri`li bir adamın bir çocuğu varmış.
Bir gün çocuk babasından 500 bin istemiş.
Babası da ne 400 bin mi ne yapacaksın 300 bini,200 bin yetmez mi, al şu 100 bini der ve 50 bin lira verir.
Çocuk sinsi sinsi gülmeye başlar.
Babası da merak eder ve sorar:
-Niye gülüyorsun evladım.
Çocukta bana zaten 50 bin lazımda bilerek 500 bin istedim der.
Babasıda cevap verir;
-Ulan sahte 50 bin vermeseydim kazıklayacaktın beni der.
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:49
Askere giden ahmet acemi birligini bitirdikten sonra ilk çarşı izininde yolda yürürken üzerinde generals motor yazan bir tır geçer bunu gören ahmet derhal selama durur ne yapıyorsun diyenlereyse salaklar koskoca general geçiyo görmüyormusunuz demiş
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:49
İki tane çiftçi, biri Adanalı, diğeri Kayserili, sohbet ederken, tabi haliyle zenginlikleriyle övunecekler... Adanalı başlamış :
-Bizim orda sabah günes doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz, demiş... Kayserili de demiş ki :
-Yav bizim de vardı öyle bir arabamız ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık....
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:50
Bir gün Nasreddin hoca yolda gezinirken bir komşusu :
- Senin kadın her evi geziyo maşallaah hocam der.
Hoca cevabı yapıştırır:
-Yok ya benim karım hiç gezmez.Eğer her evi gezseydi bizim eve de uğrardı.
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:50
Nasrettin Hoca tarlada uğraşırken birden alacaklısı gelmiş."Nasrettin Hoca, paramı ne zaman ödeyeceksin." demiş.Nasrettin Hoca'da"şu görüğün bölgeden devamlı koyunlar geçer. oraya bir tel örgü takıcam,takılan koyun yünlerini de satıp sana borcumu ödeyeceğim."demiş. Adam da haklı olarak gülmüş.Nasrettin Hoca buna karşılık adama "Ne oldu köftehor.Peşin parayı görünce gülersin demii!" demiş.
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:51
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar :
- Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu ?
Hoca cevabı yetiştirmiş hemen :
- Zavallı hayvan, demiş. Zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor. Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da ona yüklemek istemedim. Bu yüzden ben vurdum sırtıma.
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:51
Bir gün nasreddin hoca bir köpeğin mescidin kapısına işediğini görmüş. kovmak için öfkeyle hayvanın üstüne gidince köpek de hırlayarak ona gelecek olmuş.
Hoca hemen sesini tatlılaştırarak:
'hoşt beyim hoşt!'demiş.
_DuMaN_58
19.03.2008, 18:52
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.
-Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.
-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?
-İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:55
Nasreddin Hoca, kirda sesinin yettigince bagirarak ezan okuyor ve olanca
hiziyla kosuyormus.
Bu durumu gören birkaç kisi, Hoca ya birsey oldugunu düsünerek yanina
yaklasip sormuslar :
- Ne oldu sana, Hoca efendi? Bu ne istir?
Hoca, kosmasini sürdürerek :
- Sesimin nerelere kadar gittigini merak ettim de... demis. Onun için
arkasindan kosuyorum...
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:55
Bir gün hoca giderken yamur yamaya baslamis hoca yavas yavas gidiyordu arkadasini islanmamak icin kostugunu görmüs arkadasina demiski arkadas allah´in nimetinden kacilirmi arkadasida hayir demis. Arkadasi camdan bakarken yine yamur yagmis..Hoca kosuyormus arkadasida bunu görmüs hacaya seslenmis hoca allahin nimetinden kacilirimi? Hayir ben allahin nimetinden kacmiyorum allahin nimetine basmamak icin kosuyorum demis.
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:55
Bütünleme sınavına girmişti Hakan.Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu :
-Sorulara cevap verebildin mi, oğlum?
-Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.
-Peki, ne cevaplar verdin bakalım?
-Bilmiyorum, dedim babacığım!...
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:56
Nasıl olduysa Hoca eşeğinden düştü. Mahallenin çocukları etrafına toplandılar. Kıkır kıkır gülüşüp alay etmeye başladılar. Hoca "Aman çocuklar, bu kadar gülecek ne var?" dedi. "Ben zaten inecektim."
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:56
Bir ahbap topluluğunda Hoca’nın eline iş olsun diye bir saz tutturmuşlar:
-Hadi bize güzel güzel bir şeyler çal da dinleyelim!
Demişler. Hoca sazı eline alınca mızrabı bir aşağı bir yukarı teller üzerinde rastgele dolaştırmağa ve böylece tuhaf tuhaf sesler, gıcırtılar çıkarmağa başlamış:
-Aman Hoca demişler, saz dediğin böyle mi çalınır? Perdeler üzerinde usuliyle gezinmek gerek ...
Hoca , elindeki sazı dımbırdatmağı sürdürürken:
-Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldu işte. Niçin boşu boşuna gezinip durayım, demiş. Gülmüş.
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:56
Adamın biri doktora gitmiş. Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş: "Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?" Doktor cevaplamış:
"10" Bizimki de "Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?"
Doktor:
"9, 8, 7, 6...."
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:56
Doktor beni morga mi goturuyorsunuz?..
- Evet.
- Ama ben daha olmedim ki...
- Olsun biz de daha gelmedik zaten...
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:59
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:59
Günlerden ramazan günüdür Hoca orucludur..
Hoca ekin tarlasinda ürün toplamaktadir.
Iftar zamanina 5 dakika varken, hava bozar. Hoca Allaha yalvarir: "Yarabbi su hasati toplayayim daha sonra ister yagmur yagdir ister firtina estir" der.
Fakat, hemen bir yagmur yagarki her tarafi sel götürür. Hocanin Hanimi kosa kosa gelir ve derki: "Hoca bizim essek suda boguldu". Tabii üzüntü büyüktür.
Ertesi gün tam iftara 5 dakika kala Hoca bir tane sigara yakar orucu bozar, dumanini yukari dogru üfler ve kinci bir bakisla: "Ne o gücünemi gitti der".
Hemen sonra Hoca sözüne devam eder: "Duuur, daha bitmedi Kurbanda´da ölen esseg´i kurban yerine sayacagim" der.
_DuMaN_58
20.03.2008, 20:59
Nasreddin Hoca birgün pazarda 10 akçeye aldığı 10 odunu,
9 akçeye satıyormuş. Etraftan sormuşlar: "Hocam bu ne iştir hiç
böyle ticaret olur mu?"
Hoca gayet sakin cevaplamış:
"Olsun. Önemli olan işi nasıl yaptığın değil,
insanların seni iş yaparken görmesidir."
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:00
Arkadaslari Hoca'ya, katı bir koca olmadigina, takilirlar:
"Hoca, karin tum zamanini komsu arkadaslariyla geciriyor!"
"Hayir dogru degil. Eger dogru olsaydi, bize de bir ara ugrardi!" diye cevaplar Hoca.
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:00
nasrettin hoca ile karısı yatağa yatmışlar ve eve hırsız girmiş .... karısı:hocam eve hırsız girdi (olsun )...hocam masayı çalıyorlar( yenisini alırız )hocam:dolabı çalıyo bıırak karı yenisini alırız hocam seni çalıyolar( bırak yenisini alırız)
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:00
Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:01
Nasrettin Hocaya sorarlar;
- Hocam yeni ay girince eski ayı ne yaparlar?
"Bunu bilmeyecek ne var" der hoca
- Kesip, kesip yıldız yaparlar.
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:06
Hoca esegini kaybetmis ve ariyor, bu arada da neseli bir turku tutturmus.
Birisi kendini sormaktan alikoyamaz:
-Hoca Efendi, esegini kaybettigini herkes bilirken, turku soylemeni duymak eglenceli gorunuyor. Oysa kaybina feryat edip aglaman beklenirdi!
-Son bir umidim, aptal mahlukun su kucuk tepenin arkasinda olabilecegidir, arkadas. Eger degilse, bekle ve gor o zaman sen bendeki aglamayi feryadi!
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:06
nasrettin hoca birgün yüzü gözü mor olarak çarsıya iner.dursun karsıdan alaylı alaylı gelir 'hocam sizin ewden dün sesler geldi neydi o sesler ya ' der.
nasrettin hoca 'hanımla kavga ettm.cüppemi merdivenden attı'demiş.dursun sasırarak 'hocam cüppe okdr ses çıkarmazki'demiş.hoca ezilip büzülerek içinde bnde vardım' demiş!!
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:07
Hocanın. çok. sevdiği. bir. kuzusu. varmış.öyle. ki. kuzuyu. diğer. hayvanlarından. daha .üstün tutmaktadır.arkadaşları .hocanın. bu. zaafını .bildilerinden. bir. gün. gelip :--hocam yarın nasıl olsa kıyamet kopacakgel şu kuzuyu kesip afiyetle yiyelim.derler. bu teklife hocanıngönlü razı olmasa da arkadaşlarını kıramaz kuzuyu kesip arkadaşlarına ikram eder.ziyafet bittikten sonra hocanın arkadaşlarıyüzmek için dereye girer.hoca her zamanki gibi ayağına gelen fırsatı tepmez.arkadaşlarının dereye girerken çıkardıkları giysileri kuzuyu kızarttığı ateşte yakar.arkadaşlar dereden gelince: --ne yaptın hoca şimdi biz ne giyineceğiz diye feryat ederler. hoca imalı bir tebessüm ile cevap verir: --ne üzülüyorsunuz arkadaşlar nasıl olsa yarın kıyamet kopacak değil miydi.
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:07
Nasrettin hoca bırgun hayat kadınının yanına gider ve sevişir sonra ben bir hata yaptım dıyerek bir sokagın basına geçer ve allahım ne olur beni affet şeytana uydum der 1. böyle geçer ikincisinde ise aynısını yapar ve bir sokagın basına geçer allahım ne olur beni affet şeytana uydum der.üçüncüsünde bi daha yapar ve bi sokagın basına geçip allahım ne olur benı affet şeytana uydum der ve şeytan ordam çıkıp derki her becerdıgınde benı neden katıyosun
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:07
Bir gün Nasrettin hoca yolda yürürken lambaya çarpmış. lambanın içinden bir cin çıkmış ve şöyle demiş dile benden ne dilersen demiş Nasrettin hoca özür dilerim demiş. :D (Basit ama komik )
_DuMaN_58
20.03.2008, 21:07
Birgün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kısmının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını farketti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:
-Bir sabah, Akşehir`den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...
Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca`yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:
-Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:24
Hocaya sormuşlar; "Evliliğin anlamı nedir?" diye...
Şu cevabı vermiş Hoca;
"Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama."
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:24
Hoca canindan bezmis.Her agaca çiktiginda, ayakkabilarini kaçiriyorlarmis.Bir gün kavak agacina çikmasi gerekmis.Ama bu kez ayakkabilarini kusagina sokmus.Yoldan geçenler merak içinde sormuslar:- Hoca! ayakkabi ile kavaga çikildigi görülmüs mü hiç?Hoca bilmis bilmis gülüp, cevabi yapistirmis:- Eee evlat! belli mi olur? Belki kavaktan öteye yol bulurum.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:24
bir gun elma agacina cikan deli elmalari yiyormus aniden nasrettin hoca agacin altina gelir namaz kilar namazi bittiginde son dualara gelmir ve soyle der:
-"allahim sen namazimi kabul et"der nasrettin hoca
-"ETMEM"der deli
nasrettin hoca tekrar soyler-"allahim sen namazimi kabul et"
-"ETMEM"der deli
bundan bikan nasrettin hoca
-etmezsen etme zaten abdessizdim!der
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
Cimri ve de boş boğazın biri Hocaya:
Ya Nasrettin Hoca demiş demek parayı çok seviyorsun. Acaba neden ?
-Hoca cevabını yapıştırmış. Senin gibilere muhtaç olmamak için...
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
NASRETTİN HOCA birgün ölmüş öbür dünyaya gitmiş MELEK NASRETTİN HOCA'ya sorar:
_CENNET'emi gitmek istersin yoksa CEHENNEM'emi gitmek istersin.Hangisine gitmek istersin?
HOCA bir bakmış CENNET'te herkes tespih çekiyormuş ama CEHENNEM'de herkez müzik açmış oynuyormuş.NASRETTİN HOCA MELEGE cevabın verir:
CENNET'te benim canım sıkılır CEHENNEM'de ise canım sıkıldıkça oynarım.Demiş.Ve cehennemi tercih etmiş.Tam cehennemin kapısından girmışki:ŞEYTAN(Eylenme bitti herkes kazanlara
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun birşey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen :
-Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
BİR GÜN NASREDDİN HOCA BAHÇEDE NAMAZ KILIYOMUŞ BİR ÇOÇUKDA AĞAÇA ÇIKMIŞ NASREDDİN HOCA DUA EDİYOMUŞ ALLAHIM GÜNAHLARIMI AFFET DEMİŞ ÇOÇUKTA ETMEM DEMİŞ TEKRAR DEMİŞ ALLAHIM SEN GÜNAHLARIMI AFFET DEMİŞ ETMEM DEMİŞ NASREDDİN HOCA ETMEZSEN ETME ZATEN ABDESTİM YOKTU DEMİŞ
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:25
Akşehirde otururken, Nasrettin Hoca'nın evine dostlarından biri konuk olarak gelmiş.Nasrettin Hoca bu konuğa çeşitli yemekler hazırlatarak ikramlarda bulunmuştu.Tam yatacakları sırada, durmaksızın yemek yiyen bir obur konuk, bir mani söylemeye başlamıştı:
- "Bizim iller, bizim iller,
Yatarken üzüm yerler... "
Nasrettin Hoca,konuğun ne demek istediğini anlamıştı.Ona bu saatte üzüm ikram etmeyi uygun bulmadığı için, hemen bir karşı mani söyledi:
- "Bizde böyle adet yoktur,
Saklarlarda güzün yerler... "
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:26
Bir gün Hoca'nın kapısı çalındı. Açıp baktı ki karşısında dilenci kılıklı bir adam.
- Ne istiyorsun? dedi.
Adam:
- Tanrı misafiriyim.
Deyince, Hoca onu hemen elinden tutup, yakındaki camiye götürdü.
- Tanrının evi burasıdır dedi! haydi gir, güle güle otur.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:26
NASRETTİN HOCA MUZİPLİK YAPICAKMIŞ.EŞEĞİNE TERS BİNMİŞ PAZARDA AĞLIYORMUŞ.GÖRENLER SORMUŞ NE OLDU HOCAM. GÖRMÜYOR MUSUNUZ EŞEĞİMİN BAŞINI KAYBETTİM ONUN İÇİN AĞLIYORUM DEMİŞ.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:26
Hoca' ya sormuşlar:
- Sabah olunca halkın bir kısmı bir tarafa, bir kısmı diğer tarafa gidiyor, acaba neden?
Hoca cevap vermiş:
- Hepsi aynı tarafa gitseler dünyanın dengesi bozulur da ondan.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:26
Hoca rüyasında bir zengin beyin karşısındaydı.Adam ona dokuz altınveriyor, ancak o:
- On olmazsa almam!
Diyerek direniyordu. Tam o sırada uyandı. Baktı ki ne bey var ne de para. Hemen gözlerini yumarak avucunu açtı:
- Hadi ver dokuza da razıyım.
_DuMaN_58
22.03.2008, 07:26
Hoca, komsusu ile agaç gölgesinde oturmus, konusuyorlarmis."- Bak su Allahin isine!", demis, Hoca.- Koca kabak, incecik ota baglanmis. Küçücük elma, koskaca agaca tutunmus! Bu nasil istir?!Tam o sirada daldan bir elma kopmus.Hoca'nin basina düsmüs.Hoca, saskin, ellerini göge kaldirmis:"- Tövbe!, Bir daha isine karismam!", demis.
fertelliyim
25.03.2008, 10:27
Tükürük Şampiyonu
Temel Almanya'ya işçi olarak çalışmaya gider. Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.
- Adam: "Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider.
-Hans: "Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tükürür.
-Temel: "Daha acemiyim." der.
fertelliyim
25.03.2008, 10:28
Doğanın Dengesi
Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
fertelliyim
25.03.2008, 10:29
Temel Eczane Açmak İsterse
temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye:
- Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel'e:
-Kardeşim senin derdin ne?
-Burayı bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel'e:
-Siz de soğan varmı? demiş... Temel adama 'biz de soğan var ama senin reçeten var mı?'demis....
fertelliyim
25.03.2008, 10:30
Temel Londrada
Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor. 'Ulan' diyor, __Ben aşağıdan içki isterken Laz olduğum anlaşılır mı acaba? Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor... __Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar __Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle de anlarlar. __Bana bir bira.... Tamam diyor böyle iyi anlamazlar.... Ve aşağıya iniyor, masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor. Barmen bana bir bira. Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor: __Birader sen laz mısın? Temel _uuuy nasıl anladın diyor; _burası resepsiyon da bar karşıda......!
fertelliyim
25.03.2008, 10:31
Temel Papağan Görürse
Temel şehre inmiş. Bakmış pencere kenarında bir papağan. İçinden: _Allah allah kuşa bak yav....demiş. Tabi bu arada papağan da Temel'in kendisine baktığını görüp: _Ne bakıyorsun hemşerim... demiş. Temel biraz şaşkınlık biraz da saflıkla: _Afedersun hemşerum. Ben seni kus sandiydum.
fertelliyim
25.03.2008, 10:33
Oruçlu Temel
Dursun Temel'e sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun? Temal
- 100 tane demiş. Dursun
- Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ? Cemal
- 50 demiş.
-Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş.
fertelliyim
25.03.2008, 10:34
Ormanın Güzelliği
Temel ile Dursun ormanda uyuyorlar.
Bir ara Temel Dursun'a sesleniyor.
Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun: Ağaçlardan göremiyorum ki
Sweetgirl
25.03.2008, 15:16
paylasim icin sagolun yaa
cok güzel fikralar :)
altuntas58
25.03.2008, 15:29
Bu güzel fıkraları bizimle paylaştığın için sağol
_DuMaN_58
26.03.2008, 16:11
Fertelliyim paylaşımın için teşekkürler ;)
> >> Erbakan ölmüş ve cennete gitmiş..
> >> meleklerin karşısında cennetin kapsında dururken arkasında
> >> saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş ve sormuş:
> >> -'Bu saatler ne böyle?'
> >> melekler cevap vermiş:
> >> -'Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır.
> >> Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder.'
> >> Erbakan
> >> -'Ooo, peki bu kimin saati?'
> >> -'Bu ATATÜRK ün saati.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç
> >> yalan söylememiş.
> >> -'İnanılmaz' demiş Erbakan.
> >> -'Peki bu kimin saati?'
> >> melekler cevap vermiş:
> >> -'Bu İsmet İnönü'nün saati. İbre iki kez hareket etti, yani İnönü
> >> tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi...'
> >> En sonunda Erbakan dayanamamış ve sormuş:
> >> -'Peki Tayyibin saati nerede??'
> >> -'Tayyibin saati Peygamber efendimizin ofisinde, Hz.Muhammed onu vantilatör
> > olarak kullanıyor..'
altuntas58
31.03.2008, 12:01
Bu güzel fıkarları bizlerle paylaştığınız için sağolun
fertelliyim
31.03.2008, 13:07
>
> >> En sonunda Erbakan dayanamamış ve sormuş:
> >> -'Peki Tayyibin saati nerede??'
> >> -'Tayyibin saati Peygamber efendimizin ofisinde, Hz.Muhammed onu vantilatör
> > olarak kullanıyor..'
Tamam fıra olarak güzel olmuş ancak güzel ve hoş olmayan Hz. Muhammad (s.a.v.) min kullanılması Bu fıkrayı her kim yazmışsa (ilk yazan) Bilmezmi Cennette vantilatöre ihtiyacın olmadığını Hz. Muhammed'de (s.a.v.)Cenette olduğuna göre.
fertelliyim
31.03.2008, 13:20
Deniz Baykal ve cumhurbaşkanlığı süreci hakkında... Fıkra bu ya 27 Nisan sabahı 367 milletvekili oylama için TBMM'ye gitmek üzere evlerinden çıktıktan bir süre sonra ortadan kaybolmuşlar. AK Parti, ANAVATAN ve DYP'lilerden oluşan 367 vekilin ortadan kaybolması Deniz Baykal ve arkadaşlarını çok sevindirirken, Abdullah Gül ve taraftarlarını derin üzüntüye boğmuş...
Türkiye'de büyük bir kaos yaşanırken ve herkes milletvekillerinin akıbetini merak ederken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın cep telefonu çalmış. Telefonun ucundaki ses Deniz Baykal'a, "Eğer partinin başından istifa ettiğini açıklamazsan, her 5 dakikada bir, bir milletvekilini serbest bırakacağız..."
fertelliyim
01.04.2008, 13:56
Parayı Kim Versin...
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik
kazasında ölmüş. Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla
kaldırılmış.
İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor.
Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle,sonra bakmış zombi mombi değil, bayağı kanlı canlı, cesaret edip
yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
-Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış: - Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk...
Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri
geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim
de ayağımız alışsın! ' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin! ' diye inat ediyordu
Parayı Kim Versin...
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik
kazasında ölmüş. Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla
kaldırılmış.
İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor.
Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle,sonra bakmış zombi mombi değil, bayağı kanlı canlı, cesaret edip
yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
-Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış: - Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk...
Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri
geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim
de ayağımız alışsın! ' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin! ' diye inat ediyordu
paylasim icin saol
ama dalga gecmis gibi....
SON YILLARIN EN IYI FIKRASI...
Tayyip ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
Bush Tayyip'e 'Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü 'diriltiriz' der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- Bizdeki teknoloji çok farkli, partimizin bütün elemanlari 100 metreyi, 3 saniyede kosmayi beceriyor' der.
Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirir, ve attigi palavrayi anlatir;
-'Haftaya Bush geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?' diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-'Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?'
-'Hayir sormadik.'
-'O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse, siz zaten 100
metreyi 3 saniyede kosarsiniz!...
tayyip fıkrası..
Basbakan Erdogan, dış destek aramak için Ingiltere’yi ziyarete
gitmis. Ziyareti sirasinda kraliçe tarafindan çay
içmeye davet edilen Erdogan, kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne
oldugunu sormus.
Kraliçe de “Çevremi akilli insanlarla doldurmak!” cevabini vermis.
Erdogan bunun üzerine kraliçeye çevresindeki insanlarin akilli olup
olmadiklarini nasil ayirt ettigini sormus Kraliçe, “Onlara dogru sorulari sorarak ayirt ediyorum.” diye
yanitlamis ve
“Izin verin göstereyim.” demis.
Kraliçe hemen Tony Blair’i aramis ve “Sayin Basbakan, lütfen bu
soruya cevap
verin: Annenizin bir çocugu var, babanizin bir çocugu var ve bu
çocuk sizin
ne kiz, ne de erkek kardesiniz. Kimdir bu?”diye sormus.
Tony Blair: “Bu benim majesteleri!” diye yanitlamis.
Kraliçe: Dogru.Tesekkürler,iyi çalismalar Blair.” demis ve
Erdogan’a dönerek: “Gördünüz mü Sayin Erdogan?”Evet majesteleri, çok
tesekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacagim.” diyerek oradan
ayrilmis.
Yurda dönüsünde hemen Unakitan’i yanina çagiran Erdogan “Kemal Abi
Unakitan: “Tabii efendim, nedir?”
Erdogan: “Annenizin bir çocugu var, babanizin bir çocugu var ve bu
çocuk sizin ne kiz, ne de erkek kardesiniz. Kimdir bu?”
Unakitan saga bakmis, sola bakmis düsünmüs, tasinmis ve en sonunda:
Efendim
bunu biraz düsünüp sonra size cevap versem?”demis.
Erdogan kabul etmis ve Unakitan oradan ayrilmis. Vakit kaybetmeden
Bakanlar
Kurulunu toplantiya çagirmis.
Saatlerce bu soru üzerinde düsünmüsler, ama bir cevap bulamamislar.
En sonunda Kemal Unakitan,Kemal Dervis’i aramis ve durumu
açikladiktan sonra: “Annenizin bir çocugu var,
babanizin bir çocugu var ve bu çocuk sizin ne kiz, ne de erkek
kardesiniz. Kimdir bu?”
Dervis: “Bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!” diye yanitlamis.
Cevabi alan Unakitan hemen Tayyip’i arayarak:
Cevabi buldum efendim, kim oldugunu biliyorum, “Sayin Kemal Dervis”
demis.
Tayyip büyük bir hayal kirikligiyla cevap vermis:
“Yanlış cevap Kemal Abi, dogru cevap “Tony Blair” idi.”.
Abdurrahman 58
03.04.2008, 15:52
pardon ama syn r.tayyip erdoğan sizin babanızın oğlumu!
hitap şekliniz yalnış bence.
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına bu şekilde hitap edemezsiniz!
Bush,putin ve tayyip oturup sohpet ederken birden karşılarına şeytan çıkar.bush hemen atılır:
biz dünyaya ne zaman hakim olacaz.şeytan:bi 50 yıl sonra .bush başlar ağlamaya ben o günleri göremiyeceğim diye.putin de aynı soruyu sorar.
şeytan:sizde bir 100 yıl sonra.putin de ağlar o günleri göremeyeceği için.tayyip'in sorusu da farksızdır.bu sorudan sonra şeytan ağlamaya başlar.tayyip sorar niçin ağlıyorsunuz? diye.şeytan :ah o günleri bende göremeyeceğim.
Abdurrahman 58
03.04.2008, 16:03
Evet, farklı düşünceler olabilir. Değişik görüşler savunulabilir.
Ama her farklı düşüncede, asgari bazı ilkelere de saygı göstermek gerekir.
Bir şeyi savunurken, kendimizi rezil etmemeliyiz. Temel ilkelere ters beyanlardan kaçınmamız gerekir.
Sayın Deniz Baykal'ın bugün düştüğü durum, "Türbana özgürlük verilmesin" diye yaptığı açıklamalar, kendisinin tüm siyasi ömrünü rezil eden bir noktaya geldi dayandı.
Bir konuşmada, küçük bir yanlışlık, bir-iki maddi hata olabilir.
Ama ben sıralayayım, siz de karar verin, bu kadar tezat dolu, gerçeklerle uyuşmayan bir konuşma, Türkiye'yi yönetmeye aday bir siyasi partinin genel başkanına yakışıyor mu?
"Anayasa yapmak için değil, uygulamak için seçildik."
Gafa bakın siz..
Sayın Baykal, 22 Temmuz seçimlerinde, milletten Anayasa yapmak için değil, darbeci 5 generalin kendi kafalarına göre yaptıkları Anayasa'yı harfiyyen uygulamak için oy istemiş!
Yapmayın sayın Baykal.. Bu kadar küçük düşürmeyin kendinizi.. Bu kadar gülünç olmayın.
Bir konuda düşüncelerinizi açıklarken, birazcık özeleştiride bulunun..
Milletvekili seçiminde verilen oyların anlamı nedir? Yasama organını oluşturacak milletvekillerinin belirlenmesi. Peki milletvekillerinin görevi nedir? Belli çoğunluğu elde ederlerse Anayasa'yı değiştirmek, yine belli bir çoğunluğu elde ettiklerinde kanunları değiştirmek, yenilerini yapmak..
Baykal ne diyor?
"Biz Anayasa'yı değiştirmek için seçilmedik!"
O zaman senin Anayasa'dan da haberin yok sayın Baykal.
Anayasa'daki, Anayasa'nın değiştirilmesi ile ilgili maddelerden de haberin yok! Nasıl hukukçu oldun, nasıl milletvekili oldun, anlamak mümkün değil.
Alın bir gaf daha: "Milletvekilleri Anayasa'yı korumak için yemin ettiler.. Mevcut Anayasa'yı yok sayıp yeni bir Anayasa yapılması öngörülmemiştir."
Sayın Baykal, bu cümleleri gerçekten siz mi söylüyorsunuz? Anayasa'nın onlarca maddesinin değiştirildiğini bile bile, Anayasa değişikliğini şimdi "Anayasa'yı koruma yeminine aykırı" mı buluyorsunuz gerçekten?
Anayasa'nın kendisinde yazılı, Anayasa'nın nasıl değiştirileceği.. Milletvekilleri de, o maddeyi de bilerek ettiler yeminlerini. Ve şimdi de, Anayasa'da yazılı şekilde olduğu gibi değiştiriliyor Anayasa..
O zaman sorun ne?
Bir gaf daha: "Anayasa yeniden yapılamaz mı? Elbette yapılır. Düşmanı atarsın, devleti yeniden kurarsın. Bayrağı dikersin. Parayı bastırırsın. Yapanlar yapmış... İhtilali yaparsın. İdamı göze alırsın... Anayasa toptan yenilenir."
Baykal, ihtilalcilere, idamı göze alarak darbe yapanlara Anayasa yapma hakkı veriyor... Darbeciye verdiği hakkı, milletin temsilcilerine vermiyor!
Bu nasıl bir demokrasi anlayışı? Bu nasıl bir hukuk devleti anlayışı?
İdamlık suç işleyen adamı, milletvekillerinden üstün gören kafa, hangi yüzle siyaset yapıyor? Bugünden sonra hangi yüzle yapacak?
Gerçekten hayret etmemek elde değil.
Açıkça soruyorum sayın Baykal'a: "Şu an savunduğun ve değiştirilmemesini önerdiğin Anayasa'yı, ihtilal yaparak, idamı göze alan 5 general yapmadı mı?"
Buyur söyle sayınBaykal, 5 generalin ihtilal ile yaptığı Anayasa'ya sarılıp duruyorsun da, seçimlerde milletten oy alarak yasama organına gelmiş olan milletvekillerine, darbecilerin yaptığı Anayasa'yı değiştirme hakkını niçin vermiyorsun?
Sen darbecilere alkış tutuyorsun da, niçin milletin seçtiği Meclis'te oturuyorsun?
Baykal'dan bir gaf daha: "Anayasa ile ilgili değişiklik ihtiyacı hissedilebilir. Belli konular için düzenleme yapılabilir. Yaygın, kısmen değişiklik ihtiyacı hissedilebilir ama 85 yıl sonra Anayasa'nın tamamını bir kenara atıp, dünyada bir ülkenin yeniden yazma ihtiyacı içine girdiğinin pek fazla örneği yoktur."
Neresini düzeltelim bu cümledekilerin?
Hem "Kısmi olarak Anayasa değişikliği olabilir" diyor, hem de Anayasa'nın iki maddesinde yapılmak istenen değişikliğe bile karşı çıkıyor. Kafası hepten bozulmuş olmalı ki, gündemin ne olduğunu karıştırıp, Anayasa'nın tümünün değiştirilmek istendiğini sanıyor!
Daha da ilginci, mevcut Anayasa'nın 85 yıl önce yapıldığını sanıyor!
Uyan Baykal uyan. Bu Anayasa, 1921 Anayasası değil. Darbecilerin 1982'de yaptığı Anayasa!
Uyan da, millet nezdinde daha fazla utanılacak durumlara düşme!
Ali İhsan KARAHASANOĞLU VAKİT
asitane3458
03.04.2008, 17:39
bu ne yha başka dalga geçecek adam mı bulamadınız.
superglam
03.04.2008, 17:41
Bush,putin ve tayyip oturup sohpet ederken birden karşılarına şeytan çıkar.bush hemen atılır:
biz dünyaya ne zaman hakim olacaz.şeytan:bi 50 yıl sonra .bush başlar ağlamaya ben o günleri göremiyeceğim diye.putin de aynı soruyu sorar.
şeytan:sizde bir 100 yıl sonra.putin de ağlar o günleri göremeyeceği için.tayyip'in sorusu da farksızdır.bu sorudan sonra şeytan ağlamaya başlar.tayyip sorar niçin ağlıyorsunuz? diye.şeytan :ah o günleri bende göremeyeceğim.
iLAHİ ABİRCAN ŞEYTAN BILE BU ANLATTIĞIN FIKRAYA GULER.. UMARIM O FIKRAYI HATIRLAMIŞINDIR:))))) NEYSE ANLAYAN ANLADI :))
sayyın kardeşim ordan burdan toplama t c başbakanınıda içine katarak fıkralar saygı seviyesini aşar sizin bu yazdıklarınız medeni insanla bagdaşmıyor
şimdi bir iki fıkrada sizin çok begendiginiz genel başkanlarada isimleriyle beraber uyarlasak nasıl olur hoşunuza gider mi
ama biz medeni insanlarız yakışmaz tabiki sizede yakışmaz
saygılar yigido abi
albina58
03.04.2008, 19:06
Yaşasın,tarihimizde ilk defa bir başbakanımıza,saygı duyulmasını,gerktiğini duydum,
Ahh ahhh,demokrasi=siyaset=dinsizl ik....
söyleminin geldiği nokta gözlerimi yaşarttı...
Arif Coşkun
03.04.2008, 19:44
Başbakan Tayyip Erdoğan berbere saç traşı olmaya gider.
Oturur koltuğa berber hazırlığını yapar başlar traş etmeye.
Berber:
-Sayın başbakanım laiklik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Başbakan hiç duymazlıktan gelir.Bir süre sessizlik olur.Aradan 5 Dakika geçmez berber yine:
-Sayın başbakanım laiklik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Başbakan yine içinden ya sabır der susar,yine bir sessizlik...Aradan yine bir 5 dakika geçer.
Berber:
-Sayın başbakanım laiklik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Başbakan:
Sana ne lan laiklikten sen traşına baksana!!!!
Berber:
-Kızmayın sayın başbakanım. Laiklik deyince saçlarınız diken diken oluyor,o zaman daha rahat kesiyorum saçlarınızıda....;)
FatihCan
03.04.2008, 19:48
çok iğrenç fıkralar....... :mad:
Saygı adına hiçbirşey kalmamış ülkemizde maalesef...
sivaslihakan
03.04.2008, 20:16
gecin bakalim dalganizi siznende bi dalga gecen olur elbet
Arif Coşkun
03.04.2008, 20:17
çok iğrenç fıkralar....... :mad:
Saygı adına hiçbirşey kalmamış ülkemizde maalesef...
Arkadaşım küfür yok kaba söz yok.Neden kızdınız anlamadım. Adı üzerinde "FIKRA" "Karikatür" aşırı bir söz yada şekil olmadığı sürece bunlara kızmak gücenmek bence kişide hoşgörü eksikliğinden kaynaklanıyor olmalı. Sizde fıkralar üretin sizde karikatürler ekleyin size mani olanmı var.? Padişahın dahi karikatür ve fıkraları yayınlanırdı. Kim olursa olsun sizde herkesin fıkrasını yada karikatürünü bulun ekleyin. Bu tutumunuza bir anlam veremedim doğrusu :confused:
Süperglam o ne güzel ad öyle benim fotografımdan niye rahatsız olup özel mesaj attın hala anlamış değilim, benim adım sanım kimliğim ortada sen kimsinde özelden mesaj atıp kaldır o fotografı diyebiliyorsun niyetin nedir
şimdi gelelim fıkra mevzusuna her demokratik ülkede her zaman yönetenlere ait bu tür fıkralar yazılır , karikatürler çizilir , yöneticiler hoşgörülü olmak zorundalar, her zaman herkes iktidara kıç yalayılıcık yapmaz demokrasinin gereğidir bu,
küfür yok işey yok
adam bana yazarken tayyipe adam diyor ama ben adam deyince sorun oluyor
aleyhte yazan tüm arkadaşlarıma saygılar
al size gerçek tayyip haberi
ULUSAL KANAL DIŞINDA PEK RASTLANAN BİR HABER DEĞİL
FORBES'İN ZENGİN LİDERLER LİSTESİNDE ERDOĞAN 8'İNCİ
Pazartesi, 31 Mart 2008
Dünyaca ünlü iş çevreleri dergisi Forbes'te yayınlanan bir listeye göre, Tayyip Erdoğan, dünyada en zengin devlet ve hükümet başkanları arasında sekizinci sırada. Tayyip Erdoğan, Forbes'in 2005 yılı tahminiyle 2 milyar dolarlık servetiyle prens ve kralları geride bıraktı.
Yoksul Tayyip Erdoğan dünya zenginler listesinde. Oğluna gemicik alabilen Tayyip Erdoğan'ın zenginlik sırasındaki tırmanışı sınır tanımamış olacak ki, dünyaca ünlü iş çevreleri dergisi Forbes'in listesinde bile sıralamaya girmiş.
Forbes'in hazırladığı listede Tayyip Erdoğan 2 milyar dolarlık tahmini servetiyle krallar, prensler ile devlet ve hükümet başkanlarını geride bırakıyor. Erdoğan'ın listede geride bıraktıkları arasında 17 ülkenin kraliçesi ünvanını taşıyan İngiltere kraliçesi, Monako Prensi, Norveç kralı ve Amerikan Başkanı Bush da var.
iLAHİ ABİRCAN ŞEYTAN BILE BU ANLATTIĞIN FIKRAYA GULER.. UMARIM O FIKRAYI HATIRLAMIŞINDIR:))))) NEYSE ANLAYAN ANLADI :))
superglammm kardeşim aşağıda özelden attığın mesajı birde arkadaşlara sen anlat istersen ne demek istedin
İĞRENÇ FOTOĞRAF HAKKINDA..
--------------------------------------------------------------------------------
ABİRCAN ŞU TİPSİZ FOTOĞRAFINI KALDIRIRSAN SEVİNİRİM..
__________________
bayatlı kenan58
04.04.2008, 10:10
ABD Başkanı, İngiltere Başbakanı ve ecevıt bir gün bir toplantıda bir araya gelmişler.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce ABD başkanına sormuşlar:
- ABD´de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?
Başkan cevap vermiş:
- Valla ben memura en az 2000 dolar veririm. 1000 doları ile geçinirler. Geri kalan 1000 doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam.
Gazeteciler aynı soruyu İngiltere başbakanına da sormuşlar. O da cevap vermiş:
- Ben, memuruma ortalama 3000 sterlin veririm. Geçinmesi için 2000 sterlin yeterli. Artan 1000 sterlini ne yapar, nerede harcarlar, sormam, beni hiç ilgilendirmez.
Her ikisinden bu cevapları alan gazeteciler, aynı soruyu bizim ecevıte de sormuşlar.
- Valla, demiş bizimki, Türkiye´de bir memurun geçinebilmesi için en az 1 milyar lira lazım. Ama ben taş çatlasın 400 milyon lira veriyorum. Geri kalan 600 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler hiç sormam.
Arif Coşkun
04.04.2008, 12:19
ABD Başkanı, İngiltere Başbakanı ve ecevıt bir gün bir toplantıda bir araya gelmişler.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce ABD başkanına sormuşlar:
- ABD´de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?
Başkan cevap vermiş:
- Valla ben memura en az 2000 dolar veririm. 1000 doları ile geçinirler. Geri kalan 1000 doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam.
Gazeteciler aynı soruyu İngiltere başbakanına da sormuşlar. O da cevap
vermiş:
- Ben, memuruma ortalama 3000 sterlin veririm. Geçinmesi için 2000 sterlin yeterli. Artan 1000 sterlini ne yapar, nerede harcarlar, sormam, beni hiç ilgilendirmez.
Her ikisinden bu cevapları alan gazeteciler, aynı soruyu bizim ecevıte de sormuşlar.
- Valla, demiş bizimki, Türkiye´de bir memurun geçinebilmesi için en az 1 milyar lira lazım. Ama ben taş çatlasın 400 milyon lira veriyorum. Geri kalan 600 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler hiç sormam.
Çok güzelmiş ilk kez okudum teşekkürler.
aspasya58
04.04.2008, 13:16
Yaşasın,tarihimizde ilk defa bir başbakanımıza,saygı duyulmasını,gerktiğini duydum,
Ahh ahhh,demokrasi=siyaset=dinsizl ik....
söyleminin geldiği nokta gözlerimi yaşarttı...
HAKLISINIZ VALLA :D
EĞİTİM ŞART BİRDE SAYGI ŞART
gülkibar_58_07
05.04.2008, 11:37
arkadaşlar çok güzeller varsa 1 ,2 tane daha yazarmısınız
tabiki ulusal kanaldan başkasında bulamayız nedeni belli malum
yaraları var
Arif Coşkun
08.04.2008, 15:43
Benzinli Kedi>
> Temel, sol kolunun üstüne güzel mi güzel pek hoş bir kedicik oturtmuş.
> Nereye gitse kedi kolunda.
> Arkadaşları
> - Nedeysun pütün gün kedi kolinda, kediyi rahat piraksana.
> Temel:
> - Pirakmasına pirakacağum ama, kedi dişi başina bir halt kelir tiye >
endişeleneyrum.
> içlerinden bir tanesi Temel'e ilginç bir fikir önerir.
> Kedinin belirli yerlerine pamukla benzin sürmesini, böylece erkek
kedilerin
> hiç bir şekilde Temel'in kedisine zarar vermeyece»ini söyler. Temel de
> söyleneni aynen uygular. Sonuç harika, erkek kediler değl yaklaşmak,
> neredeyse altı aylık yola kaçarlar.
> Günlerden bir gün Temel'in kedisi kaybolur. Temel perişan:
> - La, penum kediyi körtünüz mi?
> Diye, diye iki, üç gün dolaşır.
> Derken bir tanıdığı
> - Senin kediyi körtüm.
> Temel:
> - Nerdeydi? Ne ediyirdi?
> Dost arkadaş
> Aşağı mahalledeydi, penzinu bitmiş arkadan itiylerdi.
bayatlı kenan58
11.04.2008, 15:40
Çukur işi
Temel bir grup arkadaşıyla çukur açıyormuş.Bir başka grupda gelip çukurları kapıyomuş. Adamın biri çok merak etmiş ve ne yaptıklarını sormuş.
Temel: -Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de pizim işler geri kalmasın diye çalişayruz...
Firar
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık hastalanmakta haftada bir doktora gitmektedir.Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.Bir gün bacağı,sonra kolu,eli...Son gelişinde Temel koğuş arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülüşle: -Uy!Hemşerim sanmaki anlamayrum,bağa öyle geliyoki galiba sen kısım kısım firar edeysun...
Paça
Adamın biri Karadeniz'i gezerken bakmış bir köyde bütün koyunlar üç bacaklı. Merak etmiş ve arabasından inip çobana sormuş niye koyunlar böyle diye. Bunun üzerine çoban :
- Canımız her paça istediğinde koca koyunu kesecek değildik herhalde...
Pro
Lazlar kahvede otururken bir arkadaşları içeri girmiş :
- Temel, ineklerinden pipo içen var mı ?
- Yok
- O zaman ahırın yanıyor
Boyacı Laz
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ?
- Ben yine iyi çalışıyorum
- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın.
- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya basladı.
Düşüş
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz.
Davet
Temel Fadimeye demiş ki; "Fadime, bu akşam bize gel. Evde kimse olmayacak."
Fadime akşam gelmiş kapıyı çalmış çalmış kimse açmamış...
El işareti
Bir gün temel bir minübüse durması için işaret etmiş adam ellerini havaya kaldırarak ve tüm parmaklarını oynatarak çok kalabalık demiş.
Temelde baş parmağını işaret ve orta parmağının arsına sokmuş. Şoför kızmış ve aşağı inmiş
-Sen ne kadar terbiyesiz adamsın demiş.
Temel "asıl sen ne kadar terbiyesizsin bana böle böle yaptın" demiş
Şoför "ben sana kalabalık" dedim diye yanıt vermiş. Bunun üzerine temel
- "e bende beni araya sıkıştırırsın diyordum"
Temel hastaneye gitmektedir. Girişte birinin agladığını görür.
Yaklaşır ve sorar: "Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun?".
Adam: "Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler." der.
Bu sefer Temel daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başlar. Bu sefer susan adam Temel'e sorar:
"Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın?".
Temel: " Ben..." der, "İdrar tahlili yaptırmaya geldim..."
Kara' cıların komutanı bir asker çağırmış. Asker
- "Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş.
Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek
-"İşte cesaret" demiş.
Havacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker yine
- "Emret komutanım "diyerek komutanının yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yereçakılmış ve can vermiş. Komutan da diğeri gibi dönerek
- "İşte cesaret " demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve
-"Emret komutanım" demiş. Komutan
- Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma demiş.
Asker;
- "Hadi lan" demiş.. Komutan diğer komutanlara dönerek
- "İşte asıl cesaret bu " demiş.
bayatlı kenan58
11.04.2008, 15:45
Albay askerlerin sigara içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda :
-Sigara öldürür, diye yazıyormuş.
Ertesi gün oradan geçen albay yazının altındaki cevabı görmüş :
-Türk askeri ölümden korkmaz!
bayatlı kenan58
11.04.2008, 15:57
bi gün Akmerkezde 2 adam karılarını kaybeder. karılarını ararkem birbirlerine rastlarlar ve ne aradklarını sorarlar
2 de karısını ardıgını soliyince birbirlerine yardım etmeye karar verirler.
birincisi anlatamya balşlar
benm karım sarışın mavi gözlü kırmızı bir mini etgi olan güsel bi kadın der.senin karın nası biri die sorunca 2. adam
- benim karıyı boşver seninkini arıyalım. der
KARADENİZ’de köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki:
- Çukurun yanında bir ambulans beklesin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin."
İkincisi:
"- Çukurun yanına hastane kuralım, düşenleri yetiştirmesi vakit almaz" [/b]demiş.
Sıra Temel’e gelmiş.
- Kafanız hiç çalışmıyor" demiş.
- Bunu kapatalım ve gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım"
__________________
Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun'u aradı: - "Tursun, orada durum nasıl?" - "Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor." Temel: - "O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor
Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel'e: - "Ya, senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara gore insan olarak gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin. Ne olmak istersin?" Temel biraz düşündükten sonra: - "Yunus balığı olayım", demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: - "Ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?" Temel masum bir şekilde cevaplamış: - "Yüzme bilmiyordum, boğuldum!"
Arif Coşkun
12.04.2008, 10:12
KISSASA KISSAS
Iki katli bir evde oturan bir karikoca tam yatmaya hazirlanirken karisi:
Her halde garajda hirsiz var, asagidan sesler geliyor der.
Adam camdan sessizce disari bakar ve:
-Evet, der. Disarida iki kisi var ve bizim esyalari götürüyorlar...
Derhal polise telefon eder..
- Alo memur bey... Su anda iki hirsiz var ve garajdan esyalarimizi çaliyorlar.
Acele araba gönderin, der.
Bunun üzerine polis:
- Evin içindeler mi? diye sorar.
- Hayir der adam. Garajdalar...
- Tamam o zaman içerden kapilari iyice kilitleyin ve ses çikarmadan
evde bekleyin.
Arabamiz oldugunda göndeririz, çünkü su anda bütün arabalar görevde...
Adam iki dakika sonra polise tekrar telefon eder.
- Biraz önce size garajda hirsiz var diye telefon etmistim ya...
- Evet!
- Ikisini de vurdum!..
Iki dakika geçmeden bir sürü polis arabasi ve bir de ambülans gelir ve
hirsizlari suçüstü yakalarlar.
Polisin biri adama yanasir:
- Hani adamlari vurdum demistiniz?
- Hani siz de su anda arabamiz yok demistiniz!
:))
fertelliyim
12.04.2008, 10:18
KISSASA KISSAS
Iki katli bir evde oturan bir karikoca tam yatmaya hazirlanirken karisi:
Her halde garajda hirsiz var, asagidan sesler geliyor der.
Adam camdan sessizce disari bakar ve:
-Evet, der. Disarida iki kisi var ve bizim esyalari götürüyorlar...
Derhal polise telefon eder..
- Alo memur bey... Su anda iki hirsiz var ve garajdan esyalarimizi çaliyorlar.
Acele araba gönderin, der.
Bunun üzerine polis:
- Evin içindeler mi? diye sorar.
- Hayir der adam. Garajdalar...
- Tamam o zaman içerden kapilari iyice kilitleyin ve ses çikarmadan
evde bekleyin.
Arabamiz oldugunda göndeririz, çünkü su anda bütün arabalar görevde...
Adam iki dakika sonra polise tekrar telefon eder.
- Biraz önce size garajda hirsiz var diye telefon etmistim ya...
- Evet!
- Ikisini de vurdum!..
Iki dakika geçmeden bir sürü polis arabasi ve bir de ambülans gelir ve
hirsizlari suçüstü yakalarlar.
Polisin biri adama yanasir:
- Hani adamlari vurdum demistiniz?
- Hani siz de su anda arabamiz yok demistiniz!
:))
Bu fıkradan ziyade anlamlı bir mesaj anlayana paylaşım için teşekkür ederim.
Arif Coşkun
12.04.2008, 10:25
Bu fıkradan ziyade anlamlı bir mesaj anlayana paylaşım için teşekkür ederim.
Evet arkadaşım, tam bize göre çok uyuyor değilmi:confused:
Arif Coşkun
12.04.2008, 10:40
AH BU UNUTKANLIK...
Genç adam, yaşlı karı-kocanın evlerine misafir olur.
75 yaşındaki amca karısından bir fincan daha çay isterken:
-'Çiçeğim, bir bardak daha verir misin?' der.
Sonra da:
-'Peteğim, şekersiz lütfen' diye ekler.
65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşan kanı çayı alırken de:
-'Bebeğim, sana çok zahmet oldu' diye ekler.
Genç adam, yaşlı amcanın karısı için kullanıldığı sevgi sözcüklerinden
çok etkilenir: -'Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz?' diye sorar.
Yaşlı ama dinç adam:
-'40 seneyi geçtik evladım' der.
Genç adam: 'Vallahi maaşallah, Allah muhabbetinizi arttırsın. Sürekli
çiçeğim, peteğim, bebeğim gibi güzel sözlerle hitap ediyorsunuz
galiba?'
Yanakları pembeleşen teyze:
-'Doğru, birkaç yıldır hep bana böyle hitap ediyor' deyip mutfağa
doğru yöneldiğinde yaşlı amca genç adamın kulağına doğru eğilerek:
-'Şiiişşşt, çaktırma! 2 sene önce adını unuttum, hâlâ hatırlayamıyorum...' ))
fertelliyim
12.04.2008, 11:00
Burada balık yok
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer.
Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir. Oltasını ve takımlarını alarak işe koyulur.
Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
- Oğlum burada balık yok!
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
- Burada balık yok dedim sana...
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:
- Tanrım, sen misun yoksa?
Ses yeniden duyulur,
- Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.
------------------------------------------------------
Temel
Temel ucakla yurt dısına gidiyor.Yanına bir Fransız,bir
bir ingiliz ve bir de Amerikalı var.Biraz sonra Fransiz :
"intihar etmek istiyorum,birakın beni" diye bagırmaya
baslar.Nedenini sorduklarında annesinin bir fahise oldugunu haber aldıgını soyler.Zor bela adamı intihar etmemesi icin ikna ederler.Biraz sonra Ingiliz intihar etmek ister,sebebi annesini bir arkadasıyla yakalamıs.Onu da guclukle ikna ederler.Kısa bir sure sonra Amerikalı efkarlanır o da intihar etmek istedigini söyler.Bu arada Temel dayanamayıp: "Haçan ben de in-
tihar etmek istiyorum der.Nedenini sorduklarında ise
-"Benim sizin gibi o..cocuklarının yanında ne işim var"der.
---------------------------------------------------------
kontak lens
Adamın birisi iş kazası geçirmiş kaza sonucu kulaklarını yitiren adam yüklü bir tazminat almış. Parasıyla iş kurmuş. işe alacağı adamlarla mülakat yapıyor ve onlara kendisinde görülen değişikleri soruyormuş.
1.adama bende bir değişiklik var mı demiş o da kulaklarınız yok demiş
2. adam
3. adam hepsi aynı şeyleri söylemiş
bir gün temel gelmiş
adam temele "bende bir değişklik görüyor musun?" demiş.
temel düşünmüş ve "kontak lens kullanıyorsunuz" demiş.
"adam ne alakası var" demiş.
temel:
-kulaklarınız olsa gözlük takrdınız demiş.
----------------------------------------------------
Günah Saati
Temel bır gun olmus yanında ak sakallı bır dede belırmıs dedenın elınde saate benzeyen cısımler varmıss temel:
-bu nedur dede? demiş
dede:
-gunah saatı demiş...
tanıdıklarıma bakabılırmıyım demıs temel...
dede:
-tabi demiş
mustafa demıs
-saat yavas yavas donmeye baslamıs
-serhan demıs
normal donmeye baslamıs
-doruk demiş...
dede bakamazsın demiş...
-temel nıye dıye sormuş?
-dede:
-PATRON İÇERİDE VANTİLATOR OLARAK KULLANIYOR DEMİŞ...
----------------------------------------------------------
Tren
Temel bir gün tren kullanirken treni devirmis, 400 kisi ölmüs.
Amiri sormus "Oglum nasil oldu ?", demis.
Temel "Tren rayina bir adam çikti, onun yüzünden oldu.",demis.
Amiri "Oglum ezseydin o adami da 400 kisi ölmeseydi ,"demis.
Temel de "Ben de öyle düsündüm , adam raydan çikinca onu ezmeye
çalisurken tren devruldi ", demis.
Arif Coşkun
13.04.2008, 14:47
BU İŞ NEDİR ?
Temel evini satmak ister...
Dursun da,
"Alırım ama tek şartla; o da bana, bu evi alacağım kadar borç para verirsen"
der...
Temel, Dursun' a evi satar ve borç da verir...
Az sonra Temel hafiften uyanır gibi olur ve hanımına sorar:
- Yav Fadime, cepte para kalmadı; ev de yok... Bu nasıl alış-veriş?...
-Temel ha bu senin yaptığın ev satışı falan değil, özelleştirme gibi bir şey...:D
aozdemir
17.04.2008, 22:42
Saçlarına Bir Şey Olmamış
Adamın biri hem ahmak hem lafazandır. Sakalı süt gibi beyaz olmasına rağmen saçına hiç ak düşmemiştir. Bir mecliste bu adamın saçıyla sakalı arasındaki bu farkın neden kaynaklandığı konuşulur.
Zariflerden biri der ki:
- Bunda bilinmeyecek ne var? Bir şey çok kullanılırsa elbette ki çabuk eskir. Bunun da çenesi çok kullanıldığı için eskiyip ağarmış. Beyni ise hiç kullanılmadığı için saçlarına bir şey olmamış!
aozdemir
18.04.2008, 15:35
ANBELE EDlRSİZ
Erzurumlunun biri ölür. Öbür tarafta terazi de günahları tartılır, günahı sevabından çok olunca bunu cehenneme atarlar. Tabii zebaniler başlar bunu dövmeye. Canı çok yanan Erzurumlu zebanilere der ki:
"Gardaş, anbele edirsiz diye kimse burya gelmek isdemir."
altuntas58
18.04.2008, 15:54
:5 Şişe Kola Tarih..:11/21/2001
Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".
altuntas58
18.04.2008, 15:55
Fıkra Adı..:Havuz Tarih..:11/24/2001
Doktor akıl hastahanesine havuz yaptırmış. Deliler buna çok sevinmişler;o kadar sevinmişler ki hemen havuza dalmaya başlamışlar,360 dalanlar,balıklama dalanlar. Doktor hastalarının birinin yanına yanaşmış''Havuzu nasıl buldunuz ?''diye sormuş. Deli de çok beğendiklerini,havuzun harika olduğunu söylemiş. Doktor da ''İyii.Yarın da havuza su dolduracaaz.!!''de
fertelliyim
21.04.2008, 11:25
orası neresi?
- Alo buyrun
- Hüsamettin orada mı?
- Hayır daha gelmedi
- Ne zaman gelir?
- Ben bilemem Allah bilir
- Orası neresi?
- Karacaahnet mezarlığı
fertelliyim
21.04.2008, 11:27
TÜRKLER SAVAŞI KAZANIR
türklerle yahudiler savaşırken yahudi komutanın aklına bir fikir gelir.
askerlerine şöyle der :
-hazır olun ve ayağa kalkanı vurun. ardından "aliiiii" diye bağırır.Türk tarafındaki aliler ayağa kalkınca hepsi vurulmuş.sonra "ahmeeett" diye bağırmış ayağa kalkan ahmetler de vurulmuş.türk tarafındaki komutan temel askerlerine:
-şimdi siz hazırlanın ve ayağı kalkanı vurun
ardından seslenmiş:
-heeeeyyy burada 100 dolar buldum,bu kimin?
TÜRKLER SAVAŞI KAZANIR
fertelliyim
21.04.2008, 11:29
sabahtan beri oynaysun
temel istanbuldan bir araba almış ama ehliyeti yokmuş dursuna hemen telefon etmiş:
-uşaum gelde şu arabayu trabzon a kadar götürelim.demiş
sabaha karşı trabzona 30 km kala arabanın vites kolu dursunun elinde kalmış.dursun temeli uyandırmış:
-uşaum kalk bu arabanın vites kolu elimde kaldu bu araba bozuk daa.
temel:
-tabi elinde kalır uşaum sabahtan beri oynaysun daa.!!
fertelliyim
21.04.2008, 11:30
Kekeme Dağcı
İki tane dağcı, birisi kekeme, dünyanın en yüksek dağına tırmanacaklarmış. Dağın ortasına tırmandıklarında, bizim kekemenin yine dili tutulmuş:
-"Çad.. çad.. çad..!" demeye başlamış. Öbür ki de;
-"Yukarı çıkalım, söylersin." demiş.
Çıkınca sormuş; "ne diycektin lan?" diye.
-"Çad.. çad.. çad.. çadırı aşağıda unuttuk!" diyor kekeme olan.
Çadır olmayınca Aşağı inmeye karar vermişler dağın ortasında kekeme yine;
-"Şak.. şak.. şak..!" diye konuşmaya çalışmış.
Öbür ki de, yine;
-"Aşağı inelim, söylersin" demiş.
Aşağı inmişler. Adam bakmış, çadır madır yok! Dönmüş ve sormuş:
-"Sen ne diyecektin?" diye...
-"Şak.. şak.. şak.. şaka yaptım!"
fertelliyim
21.04.2008, 11:32
Cennet
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.
Arif Coşkun
21.04.2008, 18:11
Yuzyilin fikrasi HARiKA :))
Başbakan Erdoğan, dış destek aramak için İngiltereye ziyarete gitmiş.
Ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Erdoğan,
Kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. Kraliçe de
'çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermis.
Erdoğan bunun üzerine kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadiklarını nasıl
ayırt ettiğini sormuş.
Kraliçe, 'onlara doğru soruları sorarak ayırt ediyorum' diye yanıtlamış ve
'izin verin göstereyim' demiş.
Kralice hemen Tony Blair'i aramış ve: ' Sayin Başbakan, lütfen bu soruya cevap verin :
Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve bu çocuk sizin
ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu ? diye sormuş.
Tony Blair : ' Bu, benim majesteleri ' diye yanıtlamış.
Kraliçe: ' Doğru. Teşekkürler. İyi çalışmalar Blair ' demiş ve Erdoğan'a dönerek :
' Gördünüz mü sayın Erdoğan ? '
Erdoğan ; ' Evet majesteleri, çok teşekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle
kullanacağım ' diyerek oradan ayrılmış.
Yurda dönüp hemen Unakıtan'ı yanına çağıran Erdoğan,
' Kemal abi sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum ' demiş.
Unakitan : ' Tabii efendim, nedir ? '
Erdoğan : 'Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var, ve bu çocuk senin ne kız
ne de erkek kardeşin. Kimdir bu ? '
Unakıtan sağa bakmış , sola bakmış düşünmüş taşınmış ve en sonunda :
'Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem ? ' demiş.
Erdoğan kabul etmiş ve Unakıtan oradan ayrılmış, vakit kaybetmeden
danışmanlarını toplantıya çağırmış, saatlerce bu soru üzerinde düşünmüşler,
ama kimse bir cevap bulamamış.
En sonunda Kemal Unakıtan Kemal Derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra :
'Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin ne kız
ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu ? ' diye sormuş.
Derviş: ' Bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim ' diye yanıtlamış.
Cevabi alan Unakıtan hemen Erdoğan'ı arayarak : ' Cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum.
Cevabım : Sayin Kemal Derviş ' demiş.
Erdoğan büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş:
' Yanlış cevap Kemal Abi, doğru cevap Tony Blair idi . '
_DuMaN_58
22.04.2008, 13:10
Enayimiyim Ben
Delinin biri hastanenin bahçesinde el arabasını ters çevirmiş ve sürmeye uğraşıyormuş. Bunu gören doktor: - Öyle sürülmez, düzeltsene arabayı. Deli hemen cevap verir: - Geçen gün senin dediğin gibi sürdüm akşama kadar kum taşıttırdılar, enayimiyim ben!
_DuMaN_58
22.04.2008, 13:11
Delik
Temel deliler hastanesine düsmüs.Odada 15- 20 tane deli varmis. Odada bir delik varmı deliler sraya girip delige bakiyorlarmıis.Temel de merak etmis girmis sıraya...Sıra Temele Gelince ;- Temel : Burda bişi yok puraya neden bakarsunuz demis.- Delinin Biri : Biz 20 senedir bakıyoz bişi göremedik de sen bir bakıştamı görecen demiş.
altuntas58
22.04.2008, 13:31
Hasta doktoruna dert yandı: "Sormayın doktor bey... Gece gündüz, kendimi hep kaleci olarak düşünüyorum, ha bire topu tutmak için sağa sola atlıyorum. Geceleri uykum kalmadı, gündüzleri iş yapamaz hale geldim." "Canım kaleci olduğunuzu düşünmeyi bıraksan da biraz da güzel kızları düşünsen olmuyor mu yani?" "Ah doktor bey... bir kaç defa kızları düşünmeye çalıştım her seferinde topu elimden kaçırdım, gol yedim..."
altuntas58
22.04.2008, 13:33
EZBERLEYEMEDİM
Adam eczaneye gelmiş :
-Sizde asetilsalisilik asit var mı? Eczacı adama dönmüş :
-Yani aspirin istiyorsunuz değil mi ?
-Evet evet, şu meredin adını bir türlü ezberliyemedim de.
bir gün temel bakkala girer.para üstüne almayı unutur parasını almak için geri döner.Bakkalcı temelciğim 1 ytl'yide helal et artık nolcak.Hiç mi emeğimiz yok üstünde?temel parasını alır ve bakkalcıyı takmadan gider.Ertesi gün gene bakkala girer busefer bakkalcı para üstünü fazla verir yanlışıkla.Arkasından heyy temel ha gel buraya para üstünü fazla mermişim ver bakeyum fazla para üstünu.Temel dönerek:helal et bea 1 ytl'den ne olacah azmı alışveriş yapdık senden? bakkalcı parasını ister ve temeli yolcu eder:))
temel bir gün dursuna baık kılçığı zihni çalıştırıyor demiş sonra balıkçıya gitmişler: temel balığın ütün etlerini yemiş dursun ise kılçıklarını yemiş dışarı çıktıklarında dursun:temel sen beni kazıkladın demiş temel:bak aklın çalışmaya başladı demiş
kangallim
28.04.2008, 15:01
eeee kısasa kısas ...... .... :)
_DuMaN_58
10.05.2008, 10:15
85 yaşında bir adam doğumhanenin
kapısında beklemektedir. Doğum haneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
D-"içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
A-"Evet, eşim."
D-"Ama bayan 25 yaşlarında..."
A-"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız,
baba olamaz mıyım yani?"
D-"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
A-"Nesi varmış dedenizin?"
D-"Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca
zorlanmaya başladı. Bir gün ava
çıkacakken kendisini uyardık, aman
yapma dedecim,
sen yaşlandın, ava
gidemezsin diye. Kendisi Israr etti ve
hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken
tüfek yerine baston aldı eline.
Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı
yol yürüdükten sonra bir geyik
gördük.Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu
omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe
bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
A-"Olur mu, başkası vurmuştur onu."
D-"Ben de onu demeye çalışıyorum..! :D
hahah süper bir fikra :D:D
paylasimin icin saol :D
_DuMaN_58
17.05.2008, 20:36
İki arkadas bir gece, bir parti dönüşünde
yürüyerek eve dönerlerken bir tanesi, biraz macera olur eğleniriz
düşüncesiyle ilerideki mezarlığa girip kestirmeden gitmeyi önerir ve diğeri de hemen kabul eder.
Mezarlığın içine girerler ve yürümeye başlarlar.
Çok derinlerden "tong tung" diye garip seslerin geldiğini farkederler.
İki arkadaş bir taraftan tırsarak bir taraftanda tırstıklarını
birbirlerine belli etmeyerek yürümeye devam ederler ama bu korkunç ses
onlar yürüdükçe artmaktadır. Epey ilerledikten
sonra ilerideki sis bulutunun arkasında bir kıpırtı görürler. İyice
tırsmışlardır artık ama "erkeklik" ya, yürümeye
devam ederler. Sis biraz dağıldığında, farkederler ki, bir mezar
başında bir yaşlı bir adam, elinde çekiçle mezar taşına birşeyler yazmaktadır.
Bunu gören iki arkadaş, müthiş bir şekilde rahatlayarak sorarlar adama
:"Üf yahu amca, bu saatte çalışılır mı? Biz de seni hayalet sanıp korkmuştuk !"
Yaşlı adam da şöyle bir kafasını kaldırıp
gençleri süzdükten sonra sinirle homurdanır :
Adımı yanlış yazmış gerizekalılar!!!
:D
SéHéKéRŞéY
17.05.2008, 20:38
ilk yorum benden çok komik he heh
gürün_güzeli
17.05.2008, 20:46
aman yarabbiiiiiiiiiiiiimmmmmmmmmmm mmmm.........:D
yiğidoturan
17.05.2008, 20:50
harika bi fıkra hehehehehehehe
he he
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]) [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]) [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Güzeldi :D
sivaslı_gız
17.05.2008, 21:28
arkadaşlar fıkrayı beğendiyseniz lütfen soğuk bir gülücük atmayın hehehe gibi bakın ben nasıl gülüorum.gardaş fıkran fevkaladenin fevkinde olmuş nuhuhahaha hahahahaa o my got:D:D:D
sonbahar5803
17.05.2008, 21:43
arkadaşlar fıkrayı beğendiyseniz lütfen soğuk bir gülücük atmayın hehehe gibi bakın ben nasıl gülüorum.gardaş fıkran fevkaladenin fevkinde olmuş nuhuhahaha hahahahaa o my got:D:D:D
Bacum, bülent ersoy neyin oluyor? :D
Fıkra da gerçekten güzeldi kardeşim. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
sivaslı_gız
17.05.2008, 21:56
o söz sadece bülent ersoya mı özgü biraderim eski türkçe şimdiye oranla daha zarifti şimdikilere bu fıkrayı anlatsan olum manyaksız ahaha süpermiş gibisinden tepkiler vermesi şahsen benim sinirimi bozuyor haksız mıyım
_DuMaN_58
17.05.2008, 22:02
Bende bi bağlantı kuramadım Bülent Ersoyla?
gürün_güzeli
17.05.2008, 22:11
saçmalık...................... ..............
gürün_güzeli
23.05.2008, 18:56
oy oy oy oy......................dicek laf yok :)))))))
haythuyt
24.05.2008, 13:55
KARDESİM ELINE KOLUNA SAGLIK YA HARBİ COK KRAL Bİ FIKRA :D:D:D
sivaslı_gız
24.05.2008, 14:31
vayy sprr miş baaaaaaa:Doturtmuş doktoor lafı!!:D
üsküdarli
24.05.2008, 15:16
harika bu gerçekten sağolasın...................
Kaptan-58
28.05.2008, 10:46
Arabanın lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.
Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Sonraki işlem malum...
Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil,
Bijonlar görünmüyor bile.
Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar,
çaresiz kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;
- Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?
- Sorma birader,lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun.
Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemern denileni yapar.
Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var tımarhanede?
Cevap müthiştir....
- Biz burada delilik'ten yatıyoruz kardeşim, salaklık'tan değil...!
HAYAT ÇATLAK BARDAKTAKİ SUYA BENZER;SEN İÇSENDE BİTECEK İÇMESENDE.SEN HAYATI GÜZEL YAŞASANDA BİTECEK YAŞAMASANDA.
fatoş_yvz
28.05.2008, 11:53
ne kaaa komıkmışş teşk.. .:)))... ..
delidir her yaptığı yeridir :D:D
sonbahar5803
28.05.2008, 16:12
Kafası çalışan deliler de var böyle.
deliler fazla zekadan dolayı delidir akılsızlıktan deillerdir
altuntas58
28.05.2008, 16:59
Süper bir fıkra sağol kardeşim emeğine sağlık
arikarinkuchi
28.05.2008, 17:08
en sonda adama iyi laff çakmış ama :D
umit_koc
30.05.2008, 17:54
Fıkra : 58 laz 1 kayserili
bir uçakta 58 laz ile 1 kayserili yolculuk yapıyorlarmış kaptandan bir ses gelmiş uçaktaki ağır eşyaların hepsini atın yoksa düşecez bunun üzerine tüm ağır eşyalar atılmış. 10 dak sonra kaptan tekrar seslenmiş uçağın sağ kanadını koparmak zorundayız yoksa düşecez kanadıda koparmışlar. sonra kaptan tekrar seslenmiş sol kanadıda koparacaz. uçak kanatsız ilerlerken kaptan seslenmiş kusura bakmayın ama uçağın alt kısmını kesmezsek hepimiz ölecez tüm yolcular yukarıdaki tutacaklara tutunmuşlar ve alt kısım kesilmiş. yolculuk devam ederken kaptan bu son isteğim malesef kontrolü sağlayamıyoruz o yüzden içinizden 1 kişinin atlaması lzım der bunun üzerine 58 laz kayseriliye döner kayserili ise şöyle der başını sallayarak tamam tamam anladım ama hani alkış der laz larda alkışlar.
Fıkra : Vasiyet
Kayserili bircimri kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır. Üç oğluna da vasiyette bulunur. Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum der. Adam öldükten sonra sırayla 1. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğlu da mezara gider ve mezardaki paraları alır yerine babası adına bir 3 milyarlık çek koyar...
_DuMaN_58
12.06.2008, 16:52
Yav bu fıkra hala aklımda :D unutamadım gitti :D
yigidonun_kızı
13.06.2008, 14:22
süpermiş yaaa hehehe emeğine sağlık
arikarinkuchi
13.06.2008, 14:25
çok
güzeldi
teşekkürler
_DuMaN_58
13.06.2008, 14:30
Hani bir film vardı. Şener Şenin oynadığı :D Orda bir dede vardı kulağıyla oynuyordu o aklıma geliyor hep :D
fatoş_yvz
13.06.2008, 16:36
çok guzeLmiş ya teşk payLşm için:))))
SEMİH-58
03.08.2008, 13:57
18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. Annesi,
çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve
sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir. Anne çıldırmıştır, bağırır
çağırır ve:
- "Bunu yapan hangi domuz!! bilmek istiyorum" der. Kız telefon açar ve
yarım saat içinde bir ferrari evin önünde durur, içinden hafif
kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir
elbisenin içinde manyak yakışıklı bir adam iner ve kapıdan içeri
girer. Anne baba
ve kızla beraber otururlar. Herif:
- "Kızınız durumu anlattı, kişisel durumumdan dolayı kızınızla
evlenemem. Ancak tüm sorumluluğu alıyorum. Eğer bir kız çocuğu
doğarsa; Annesine bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir
banka hesabı... Eğer bir erkek çocuk olursa; Birkaç fabrika ve
bir
milyon dolarlık bir hesap... Eğer ikiz doğarsa; Her ikisine de 500
bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim, der. Ancak düşük
olursa...." O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın
omuzuna koyar ve:
- "O zaman tekrar yaparsın evladım" der.
CrSivaslim58
03.08.2008, 14:01
Hihi çok komikti Çok güldüm.:D:D:D:D
Bu komik payllaşim iÇin teşekürler.:D
_DuMaN_58
03.08.2008, 14:44
:D çok güzeldi yav. Tşkler.
Komikmiş ama birazcık utandıracak şeyler diye düşünüyorum..
SEMİH-58
04.08.2008, 13:22
Komikmiş ama birazcık utandıracak şeyler diye düşünüyorum..
bundanda utanıyorsanız artık...:)
hihihi cok güzel :-)
tskler...
fatoş_yvz
04.08.2008, 14:45
:) ne kaa guseLmış teş........................... k...
ABDULLAH DUMAN
04.08.2008, 16:26
ÇOK GÜZELMİŞ YAAAAAAAAAAAAAAAAA
Adamın biri birgün adak için aldıgı koyunu kestirmek ister ve elinde bıçak camiye girer.!!!!!
Aranızda müslüman varmı der? ve bi ihtiyar ben der.Dışarı çıkarlar kurbanı kesermisin der,ihtiyar kurbanı keser ve yarıya gelince koyun sahibine bıçagı verir,ben yoruldum geri kalanını başkasına yaptır der ve gider.
adam kanlı bıçakla tekrar camiye girer ve Aranızda başka müslüman varmı der.!!!!!
Herkes korkar ve imama bakmaya başlar.imam bi saga bakar bi sola bakar ve derki:
NE LAN İKİ REKAT NAMAZ KILDIRDIK DİYE MÜSLÜMAN MI OLDUK DER.:):):)
yiğidoturan
28.10.2008, 00:03
Delikanlı Maymun
Maymun kurmus çilingir sofrasini ormanin orta yerine, kulhanbeyligi yapiyor.
O sirada zurafa ordan geciyormus, sormus:
- "Vay maymun Kardes, nasilsin?"
- "İyiyim be anam, iciyorum iciyorum aslani dovuyorum."
Zürafa tirsmis ve uzaklasmis. Derken Zebra gecmis, o da sormus:
- "Selam maymun abi, ne var ne yok?"
- "N'olsun be gulum hep ayni; iciyorum iciyorum aslani marizliyorum."
Zebra da uzaklasmis ordan. Bu kez kostebek, gecerken sormus:
- "Maymun ya naber?"
- "Iyilik kocum iciyorum iciyorum Allah ne verdiyse girisiyorum aslana!"
Kostebek de sivismis.
Ancak boyle boyle derken, olanlar aslanin kulagina gitmis ve aslan o tarafa dogru yola koyulmus. Cikmis maymunun karsisina:
- "Eee anlat bakalim maymun efendi, ne var ne yok?"
Maymun hemen kendine ceki duzen vererek yanitlamis:
- "N'olsun be abi, içiyorum içiyorum abuk subuk konusuyorum.
yiğidoturan
28.10.2008, 00:04
Büyük Yumurta
İki tavuk alışveriş merkezinde gezerlerken yumurta reyonuna gelmişler. Birinci tavuk otuzbin liralık yumurtaları göstererek;
- "Bak bunları ben yaptım demiş."
Birkaç reyon sonra kırk bin liralık çok iri olan yumurtaların yanına gelmişler. İkinci tavuk atılmış hemen;
- Bak şekerim bunları da ben yaptım demiş.
Birinci cevap vermiş;
- "Valla bende bu kadar büyük yapardım ama kocam 10 bin lira için dötünü yırtmaya değmez dedi!
yiğidoturan
28.10.2008, 00:05
Ekmek Varmı
Ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok dedik ya
- ekmek var mi
- eger bir daha sorarsan seni duvara civilerim
- civi var mi
- yok
- ekmek var mi?
yiğidoturan
28.10.2008, 00:11
Maliyecilerden Kaçış
Birgün bir ormana maliyeciler gelir. Bunu gören tilki koşarak ormandan kaçarken kaplumbağa ile karşılaşır kaplumbag tilkini acelesini görünce merakla sorar:
- Hayrola tilki kardeş böyle acele nereye gidiyorsun? diye sormuş kaplumbağa
- Ormana maliyeciler gelmiş duymadınmı? onlardan kaçıyorum. demiş tilki
- İyi ama senle ne ilgisi var
- Olmaz olur mu? Bende kürk, hanımda kürk, çocukta kürk
Bunu duyan kaplumbağa ormanı terk etmek için koşmaya başlar. O sıra koşarak giden kaplumbağayı gören leylek sorar:
- Hayrola kaplumbağa kardeş böyle acele nereye?
- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.
- İyi ama senle ne ilgisi var? diye sorar leylek.
- Olmaz olur mu bende ev hanımda ev çocukta ev.
Bunu duyan leylek ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Maymun leyleği görür ve sorar:
- Hayrola leylek kardeş böyle acele nereye?
- Ormana maliyeciler gelmiş duymadınmı? onlardan kaçıyorum
- İyi ama senle ne ilgisi var? diye sorar maymun.
- Olmaz olur mu, bende yazlık hanımda yazlık çocukta yazlık.
Bunu duyan maymun paniğe kapılır ve ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Bir müddet sonra yavaşlar ve şöyle der:
- Ya ben niye koşuyorum ki! Benim kıçım açıkta hanımın kıçı açıkta çocuğun kıçı açıkta..
yiğidoturan
28.10.2008, 00:39
Fark
Temel'e sormuşlar,
- Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardur?
- Tul kadın kocasının nerede olduğuni piliy, evli kadın pilmiy.
sandalli
08.12.2008, 23:39
Nasrettin hocanın birgün karısı ölmüş, arkadaşları çok iyi çok güzel deyip çirkin bir kadınla evlendirmişler.Sabah hoca işe giderken bizim yeni gelin hocaya; efendi akrabaların erkeklerden hangilerine görünüp hangilerine görünmeyeceğim demiş; hoca da hiç düşünmeden bana görünme de kime görünürsen görün demiş
Kardelencicegi
08.12.2008, 23:49
Sifon Cekmeyin
Temel Dallas’taki kuzeni Dursun’u görmeye gitmiş. Dursun Temel’i havaalanında karşılamış. Beraberce dışarı çıkmışlar. Temel bir bakmış 10 metre boyunda bir limuzin: “Uyyy, amma da büyük bu, daa!” Dursun gülmüş: “Temel’im burası Amerika! Burada her birşey büyük!” Yola çıkmışlar, Dursun’un çiftliğinin kapısından içeri girmişler. Git git bir türlü eve varmıyorlar. Temel şaşkınlık içinde: “Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!” Dursun gene hafifçe gülmüş: “Temel’im burası Amerika! Burada her birşey büyük!” Akşam olmuş, yemek salonuna geçmişler. Salonun ortasında kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun’u taa uzaktan zor seçiyor. “Uyy!” diye bağırmış: “Amma büyük masa, daa!” Dursun’un sesi gelmiş: “Temel’im burası Amerika! Burada her şey büyük!” Yemekten sonra Temel’in tuvalete gitmesi gerekmiş. Dursun: “Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapı!” diye tarif etmiş. Temel alt kata inmiş ama sol yerine sağdan üçüncü kapıya girmiş. Orası evin havuzunun oldugu yermiş. Her yer karanlık olduğu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düşmüş. Can havliyle bağırmaya başlamış:
- Sifonu çekmeyiiin! Sifonu çekmeyiiin!
sandalli
09.12.2008, 00:53
Akıllı Eşek
Milletvekilinin biri bir köyu gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.
Yanındaki köylüye sormuş;
Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor ?
Efendim, demiş köylü, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete başlıyor.
Akıllıca ,demiş vekil peki eşek olduğu yerde durupta başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?
Anlayamam ama, ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda
sandalli
09.12.2008, 01:03
Masal
Adamın biri kitapçıya gider ve tezgahtara :"Evin reisi erkektir adli kitap varmı?." diye sorar.
Tezgahtar:"Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz."
sandalli
09.12.2008, 01:15
Adamin biri kazada kulaklarini kaybetmis.. Arastirmalari sonucu iyi bir plastik cerrah bulmus , ve girmis ameliyata..
Ameliyat sonrasi bandajlar açildiktan bir süre sonra "Aman Allahim Doktor! Bana kadin kulaklari takmissiniz!" diye bagirmaya baslamis..
"Kulak kulaktir!" demis Doktor.. "Kadini erkegi olmaz!"
"Yaniliyorsunuz!" demis hasta.. "Herseyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamiyorum!"
sandalli
09.12.2008, 21:16
Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine cağırır ve :
-Benim oyuncularım seninkilerden akıllı, der. Bunun uzerine Rıdvan :
-Göster hadi, der.
Fatih :
-Hakan gel oğum, der. Hakan :
-Buyur hocam, der.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benimdir hocam, der.
-Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan. Fenerbahçe tesislerinde : -Boliç gel evladım.
-Buyur hocam.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Valla bilmem kimdir hocam?
-Bak birde bana soruyor git iki kat antreman yap!!!
Boliç düşünür :
-Ulan hocayı kızdırdık bari Rüştü'den öğreniyim.
-Rüştü.
-Ne var.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benim.
-Sağol.
Boliç koşarak Rıdvan'ın yanına gelir.
-Hocam hocam cevabı buldum.
-Nedir?
-Tabii ki Rüştü'dür hocam.
-Salak herif cevap Rüştü olur mu?
-E peki o zaman nedir?
-Tabiki Hakan Şükür'dür
yiğidoturan
30.12.2008, 07:23
Ümmed-i Muhammed
Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır. Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
yiğidoturan
30.12.2008, 07:30
At Suratlı
köyde bir dolma nenediye yaşlı kadın vardı .
köye gelen gelinlerin hepsinde bir noksanlık bulur onları o isimle cağırırmış .
örnek naylon rebiye .kel sevimgibi.
Köyün ağası oğlunu evlendirip köye yeni bir gelin getirecekmiş .
Dolma neneyi davet etmiş yedirip içirdikten sonra demişki .
Bak dolma nenesakın bizim geline lakaptakma ad takmıyasan dolmanene yo viş oğul ele şey olurmi ben heç bir gusur bulmam demiş ve ayrılmış.ağa düğünü yapmış gelini getirmiş dolma neneyi çağırmış.
dolma nene nasıl gelin demiş.dolma nene oğul ben gelini ey buldum güzel buldum.amma aşşaği mehlenin garilari at suratli demeseler.
yiğidoturan
30.12.2008, 07:33
Jinekolog
Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonucta 100 uzerinden 150 alip gecer. Bunun uzerine bir sorusturma acilir. Mufettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye.
Hoca :
- "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi."
Mufettis :
- "Iyi de neden 100 degil de 150"
Hoca :
- "Bunlarin hepsini egzozdan yapti."
yiğidoturan
30.12.2008, 07:36
70'lik Eş
70lik eşlerin evine adamın 40 yıllık arkadaşı gelmiş. Adam karısına hep canım, cicim, tatlım gibi sözler kullanıyomuş. Misafir merak etmiş ve sormuş:
- Yaw biz senle 40 yıllık arkadaşız sen karına hep güzel sözler söyledin niye hiç ismiyle çağırmadın¿
Adam:
- İsmini hatırlasam çağıracağım
yiğidoturan
30.12.2008, 07:39
Kadın - Erkek / Seni Asla Unutmayacağız
İki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar.
Yemekten sonra bara falan derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye başlamışlar. İyice sıkıştıklarını farketmişler ama etrafta tuvalet falan bulamamışlar. Bir mezarlığın yanından geçerken biri
- Hadi şurada yapalım kimse görmeden_!
Başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda işlerini bitirmişler.
Temizlenmek için bir şey bulamadıklarından biri külodunu çıkarıp kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış.
Sabah kocalardan biri uyanıp karısını donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünü aramış:
- Yahu biz fena boynuzlandık galiba. Karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak dönmüş...
- Sen gene iyisin , bizimkinin kıçına "seni asla unutmayacağız" diye bir de kart yapıştırmışlar..
yiğidoturan
30.12.2008, 07:40
yaa bu fıkraya çok güldüm gerçekten harika hahahahahaha:D:D:D
vBulletin v3.8.3, Copyright ©2000-2024, Jelsoft Enterprises Ltd.