PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : NAMAZIN FAYDALARI...


puar
06.03.2008, 10:33
NAMAZIN FAYDALARI

Namaz, hadîs-i şerîfte;"dinin direği"olarak vasfedilen bir ibâdettir. İbadet ise, yine Kur'ân-ı Kerîm'de belirtildiği üzere, "yaratılışımızın sebebi" dir.
Namaz, Allâh'ı zikretme sırrının farklı derecelerdeki tecellî mekânı ve mü'minin mi'racıdır. Rûhî bakımdan binbir mânevî tecellî ve ziyâfetin makâmı olan bu ibâdete devam sayesinde, vücudumuzun da sayısız istifade ve nasibi vardır.
* * *
Göz merceklerinin kasılmadan görebildiği ve böylelikle rahatlayıp dinlendiği mesafe 1,5 metre civarındadır. Bu mesafe ise, namaz kılan kişinin secde yaptığı yere olan uzaklığıdır. Bilindiği gibi namazda secde yapılan yere bakılır ve böylelikle farkında olmadan göz mercekleri dinlendirilir. Günde 40 rekat hesabı ile bu dinlenme takrîben bir saat tutar ki, bu nimet, göz için bulunmaz bir sağlık reçetesidir.
Vücudun en zahmet çeken yerleri, eklemlerdir. Ve bütün eklemler, namaz içinde yıpranmışlıkları gidererek sağlıklarına kavuşurlar. Şunu da açıkça belirtmek gerekir ki, namaz dışında hiçbir hareket tarzı, vücuda bu ölçüde fayda sağlamaz. Ayrıca namazın bir ibâdet disiplini içinde devamlılığı, eklemlerdeki bu huzuru ömrün sonuna kadar götürür.
Kalbin çalışmasında ve hissî sistemlerle olan alâkasında, elektromanyetik eksenler, en ideal çizgilere gelir. Özellikle sağlıklı kişilerin günlük elektromanyetik tesirlerle, göğüs bölgelerinde hissettikleri huzursuzluklara, namaz kılanlarda hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.
* * *

Namazın, psikolojimiz içinde pek çok faydası vardır:
Günde bir saat kadar da olsa, dünya telâşesinden kurtulur ve namazın penceresiyle nefes alırız. Namazlarımızı devam ettirmekle, her türlü aşırılık ve günahtan uzak kalır, ihtiras ve buna bağlı streslerden büyük ölçüde kurtuluruz.
Namaz kılanlarda tevekkül duygusu, kendiliğinden gelişir. Böylece rûh hastalıklarında önemli bir rolü olan vesveseler (evhamlar) de giderilmiş olur.
* * *

Namaz, ahlâkî hayatımızı da tanzîm eder. Şöyle ki;
Namaz kılan insanlar, Cenâb-ı Hakk'ın huzûrunda her gün onlarca defa okuduğu,"Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz." andını, şuur altında yavaş yavaş geliştirerek ahlâkî yapılarını tahlil ederler.
Namazın rûhâniyetinden mahrum bir şekilde, şeklen de olsa onu edâ etmeye çalışanlar, secdeye kapandıkları için gururlarını kırarlar. Bu ise çok hayâtî bir meseledir. Zira ahlâk açısından en tehlikeli hastalık "gurur"dur. Bütün kavgaların, nefretlerin temelinde, nefsin bu zâlim hastalığı yatar. Namazı bir ibâdet ciddiyeti içinde devam ettirenlerin gururları, secdeye her vardıklarında mânevî bir hikmetle törpülenir. Sırf bu açıdan bile namaz, ahlâka temel olan bir ibadettir.
Namaz, insanı kontrol eden titiz bir bekçidir. Îmânda ortaya çıkabilecek aşınmalar ve zaaf, namaz kılanlarda görülmez. Bu yüzden îmânın hastalıkları ve İslâmiyet'in temel yasakları olan riyâ ve yalan, karakter çizgimizde, yerini ihlas ve sadâkate bırakır. Böylelikle Efendimiz'in ifadesinde yerini alan,"Müslüman yalan söylemez."." hükmü tecellî etmiş olur.
Namazın; insanın maddî veya rûhî yapısında ortaya çıkardığı tesirler, bu birkaç satırda sayamayacağımız kadar çoktur.
Fakat kesinlikle unutmamalıyız ki, buraya kadar saymış olduğumuz, maddî, bedenî ve rûhî faydalar; bizim ibadet yapış amacımız olamaz, olmamalıdır. İbâdetler, Allâh emrettiği için ve O'nun istediği şekilde yapılmalıdır. Yoksa, perhiz yapmak için oruç tutmak, vücudu dinlendirmek için abdest almak ve benzeri maksatlarla ibadetleri îfâ etmeye çalışmak, Allâh korusun, insanın âhireti açısından faydadan çok zarar meydana getirebilir.
Biz, Allâh emrettiği için abdest alırız, onun emri sebebiyle namaz kılar ve diğer ibadetlerimizi yerine getiririz. Sonsuz merhamet sahibi olan Allâh, ibadetlerine devam eden kullarına ne gibi faydalar lütfetmişse, bu emirlerini yerine getirdikçe zaten üzerimizde tecellî edecektir.
O halde bizleri sayısız rızıklarla perverde kılan Allâh Teâlâ'ya her an hamd ve şükr hâlinde olmalıyız.
O'nun bizlere sunduğu bu nimetlerin kıymetinin idraki içerisinde, kulluk vazifemizi en güzel şekilde ifâ edebilmeyi Yüce Mevlâmız hepimize nasip etsin. Âmin!

bayatlı kenan58
06.03.2008, 10:54
Namaz;mü’mini ruhen yücelten,onu maddi,manevi kir ve paslardan arındıran,fahşâ ve münkerden alıkoyan,nefsin ve şeytanın esaretinden kurtaran,kibir,gurur ve bencillik gibi hastalıkları tedavi eden,vakar ve tevazu duygularını artıran mükemmel bir ibadettir.

Namaz;mü’mini Allah katına yükseltip O’na kavuşturan bir mi’râcdır.

Namaz;gönülleri ferahlatan,ruhları aydınlatan şifadır.

Namaz;fani ve fena olan şu dünyadan,ebedi olan ilahi aleme açılan bir penceredir.

Namaz;mü’mini gerçek özgürlüğüne kavuşturan ruhi bir inkılaptır.

Namaz;ömür boyu,her türlü hal ve ortamda sürekli devam eden bir sabır eğitimidir.

Namaz;günlük hayatın akışını beş kez durdurup düzenleyen,vakti en verimli ve en yararlı bir biçimde kullanmayı sağlayan bir nizamnamesidir.

Namaz;mü’minin günlük faaliyetleri hakkında düzenli olarak Rabb’ine hesap vermesini sağlayan bir otokontrol mekanizmasıdır.

Namaz;dua,zikir,tevbe,istiğfar ,şükür,hamd,tesbih,t enzih gibi ögeleriyle Mü’mini manen eğiten ve olgunlaştıran bir ibadetler bütünüdür.

Namaz Kötülüklerden Arındırır

Namazın,bir mü'minin hayatındaki en önemli etkisi;onu çirkin,fena ve kötü olan şeylerden,Nâhoş ve yüz kızartıcı davranışlardan uzak tutmasıdır.

Muhakkak namaz,kötü ve iğrenç şeylerden vazgeçiricidir.(Ankebût:45)

Yalnızca Allah için namaz kılan bir mü’min,Allah’ın haram kıldığı ve münker saydığı şeylerden uzak durmaya ve onlara yaklaşmamaya çalışacaktır.Çünkü namazda bu tür olumsuzlukları bağdaştırmak mümkün değildir;ateşle barutu bir arada tutmak nasıl imkansızsa,namazla fahşâ ve münkerin arasını telif etmek de öylesine imkansızdır.Namaz kılan bir kimse,en azından namaz kıldığı süre içinde bu tür kötülük ve çirkinliklerden uzak kalacak demektir.Bu da,fahşâ ve münkeri tamamen terk etmek için ilk adım sayılır.

Namaz,mü’minin,o ana dek işlediği hata ve günahların farkına varması,bunlardan dolayı tevbe ve istiğfarda bulunması için ele geçmez bir fırsattır.Böylece,kendi kendini hesaba çekecek,Rabb’inden af ve bağışlanma dileyecektir:

Rabb’imiz! Bizim günahlarımızı bağışla,kötülüklerimizi ört ve birr (iyilik ve ihsan) sahipleriyle beraber canımızı al! (Âl-i İmrân:193).

Namaz kılan mü'min,bir yandan namazını mükemmel hale getirmeye çalışırken,öte yandan da salih amellerde,iyilik ve ihsanlarda bulunarak kötülüklerini örtmeye çalışacaktır:

Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl;çünkü iyilikler (hasenât),kötülükleri giderir.Bu,ibret alanlara bir öğüttür.(Hûd:114)

Rasüllah-sallallâhu aleyhi ve sellem-de,namazın günahlara bir keffaret olduğu ve onları yıkayıp temizlediğini ifade buyurmaktadır:

Hiçbir kimse yoktur ki,abdest alsın ve abdestini güzel yapsın.Sonra namazı kılsın da,o abdest ile kıldığı namazı takip edecek namaz arasındaki günahları onun için mağfiret olunmasın.

Bir keresinde Nebi-aleyhisselem-:

“Beş vakit namaz kılan,evinin önünde bol miktarda akan tatlı bir suya günde beş defa dalıp yıkanan gibidir.Bu adamda kir namına bir şey kalır mı?”dedi.

“Hayır,bir şey kalamaz!”dediler.

Rasûlüllah,”Suyun kiri giderdiği gibi,beş vakit namaz da günahları yok eder.”buyurdu.

Namaz,insandaki birtakım olumsuz özellikleri yıkayıp temizlemekle kalmaz.ayrıca ona olumlu ve güzel nitelikler kazandırır:

Namaz;mü’mini birr,takva ve ihsan sahibi yapar.Onu sabırlı,olgun,ağırbaşlı ve alçakgönüllü bir insan haline getirir.

Namaz Sabır Eğitimidir

Ey iman edenler! Sabırla ve namazla yardım dileyin! Şüphesiz bu,huşû duyanlardan başkasına ağır gelir.(bakara:45).

Ey iman edenler!Sabırla ve namazla yardım dileyin! Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.(Bakara.153)

Bu âyetlerde sabır ve namaz birlikte zikredilmekte ve böylece bu iki kavram arasındaki sıkı bağlantıya işaret edilmektedir.Gerçekten sabır ve namaz,davetçi mü’minin en belirgin iki hasleti olmalıdır.

seva
06.03.2008, 14:27
Kendi kendimize şöyle bir düşünüp soralım ve samimi olarak cevap verelim;
Bir Müslüman olarak *namazı sevebiliyor muyuz*? Her zaman için *namazı seven
* bir insan mıyız? " *Namaz vakti gelse, ezan okunsa, namaz kılsam, canım
namaz kılmak istiyor"* diyor muyuz hiç?

Midemizin açlık hissettiği ve bir şeyler yemek istediği gibi günün belirli
vakitlerinde namazın açlığını hissedip namaz kılma arzusu geliyor mu
içimizden? *Karnımız iyice acıktığı zaman yanımızdakilerin konuştuklarını
anlamaz duruma gelerek aklımızı yemeğe taktığımız gibi, namaza olan
açlığımızdan dolayı da aynı durum meydana geliyor mu, kafamızı namaza
taktığımız oluyor mu?*

Bazen canımız bir şey istediğinden dolayı belirli bir öğün olmadığı halde
mutfağa girip bir şeyler atıştırdığımız gibi, farz olan vakitlerin dışında
gönlümüz namaz kılmak istiyor mu, durup dururken iki rekât namaz kıldığımız
oluyor mu? Sözü uzatmadan söyleyelim; *Allah Teala ile beraber olmayı arzu
ediyor muyuz?*

Ezan sesi bizde nasıl bir etki yapıyor, *ezanı duyduğumuzda çok müthiş bir
müjdeli haber almışçasına gözlerimizin ışığı parıldıyor mu?* Ezanın
sözlerini tahlil ettiğimiz oluyor mu, tekbirler, tevhidler ve şehadetler
kulağımıza ulaştığında ruhumuzun derinliklerine kadar ulaşıyor mu?

"*Biraz sonra Allah Teala ile beraber olacağım, rabbimin huzuruna varıp
samimi bir şekilde kendimi O'na arz edeceğim. O'nun kelamını O'na okuyacağım
ve O da beni dinleyecek. Her taraftan üzerime çullanan ve içerisinde
boğulduğum atmosferden kurtulacağım, beni boğmaya çalışan şu karanlıktan
sıyrılacağım, hepsini arkama atacağım, beni yaratanın huzuruna varacağım,
O'nunla yüz yüze geliyor gibi olacağım, O'na halimi arz edeceğim. Şu anda ne
kadar mutluyum, ne güzel"*

Evet, bu ve benzeri duygu ve düşünceler geçiyor mu içimizden? Samimi olarak
cevap verelim.

Sonra bu düşüncelerimiz bir bir gerçekleşiyor mu? Yani Allah Teala'nın
huzuruna vardığımızda O'nunla gerçekten *sağlıklı bir bağlantı* kurabiliyor,
beraber olabiliyor muyuz? Bunun en önemli belirtisi olarak da O'nunla olan
bu *beraberliğimizi uzatmak istiyor ve uzatıyor muyuz?* Kıyamımızı,
kıraatimizi, rükûmuzu, secdemizi ve son oturuşumuz, yani her bir rüknü kendi
içersinde uzatıyor muyuz? Evet, sırf Allah Teala ile beraberliğimizden
dolayı uzatabiliyor muyuz rükünlerimizi, yani namazımızı?
*Mehmed GÖKTAŞ*

_DuMaN_58
06.03.2008, 16:30
Namazın bizler için farz olması, Allah'ın, namazın faydalarından yararlanmamız gerektiğini ortaya koyuyor.

Paylaşımın için Teşekkurler...

seva
17.05.2008, 18:13
Rum 30 – O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a yönelt ki insanları bu din üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Yüce Allah bizleri ruhen ve bedenen bulunduğumuz bu mükemmel din üzere yarattığını ayette de açıkça beyan etmektedir. Bu önemli neden üzere bizlerin ilk etapta anlayamasakta dinimizin kurallarını sıkı bir bağlılıkla icra etmemiz gerekmektedir.

Rabbimiz bizlerin temel beden ve ruh ihtiyaçları olan namaz, oruç, hac gibi fiiliyatların, ciddiyetini kavrayıp gereği gibi sahip çıkamayacağımızı bildiği için, bunları nafile ibadet olarak keyfiyetimize bırakmamış, üzerimize farz kılmıştır. Küçük bir benzetme ile evlatlarımıza bizlerin sobadan uzak durmaları, ödevlerini yapmaları, yemeklerini bitirmeleri, dişlerini fırçalamaları, erken yatmaları ve benzeri temel ihtiyaçlarını, kimi zaman cezalandırma tehdidiyle de olsa, onlara zorunlu kılmamız gibi.

Sadece namazın doktorlar ve psikologlar tarafından kabul edilmiş faydalarından bazıları şunlardır:

a) Artan enerji ve canlılık
b) Daha derin sükûnet ve iç huzur
c) Daha iyi çalışan bir sindirim sistemi
d) Düşünce berraklığı ve dikkatini yoğunlaştırma yeteneği
e) Daha gevşek kaslar, daha iyi bir duruş, baş ağrısı dâhil acı ve ağrılardan kurtulmak
f) Bağışıklık sisteminin gelişmesi ve hastalıklardan kurtulmak
g) Daha derin ve tatmin edici uyku
h) İlişkileri idare etme becerisinde artış
i) Stres ve sorunlarla baş etme yeteneğinde artış
J) Daha gelişmiş bir sezgi ve yaratılıcık düzeyi

Tüm belirtilen bu faydaları olmasaydı bile biz Müslümanlar Yüce Allah’ın emri olduğu için namaz kılmaktayız. Gani = zenginliğinin hududu/ölçüsü olmayan Yüce Allah kendi ihtiyacı olduğundan değil, bizlerin ihtiyacımız olduğundan namazı bize farz kılmıştır.

Kulluğumuzun en güzel sembolü olan namazlarımızda kullandığımız Arapça ifadelerin manasını da ezberleyerek namaz içerisinde kaybolmaktan kurtulabiliriz. Namazımızın özü Arapça olmak kaydı ile namaz esnasında her kullandığımız Arapça ifadenin mealini de aynı anda aklımıza getirmek, bizi namazda gereksiz ve yersiz düşüncelerden kurtaracak tek fiiliyattır.

Böylelikle namaz, küçük günahlarımızı mahvedip bizleri arındıran, bizdeki kulluk şuurunu daima taze ve diri tutan, hayâsızlıktan ve kötülükten bizleri alıkoyan büyük bir ikrama dönüşecektir.

Daha verimli ve şuurlu bir namazı arzu edenlerimize mutlaka namazda kullandığımız Arapça ifadelerin Türkçe manalarınıda ezberlemelerini tavsiye ederiz...

kasparix
01.06.2008, 15:42
müslüman, beş vakit namazı, allah teala emrettiği için kılar. cenabı hakkın her emrinde bir çok hikmetler vardır. namaz kılarken yapılması emredilen her hareketin, hem bedene hem de ruha sağladığı faydalar vardır. namazın sağlığımız üzerindeki faydalarından bazıları şunlardır:



1. namazda yapılan hareketler hafif olduğundan kalbi yormaz. ve günün değişik saatlerinde kılındığı için insanı devamlı zinde ve dinç tutar.



2. namaz sebebiyle başını günde seksen defa yer koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak kan fazla ulaşır. bu yüzden beyin hücreleri yeterince beslendiğinden, namaz kılanlarda hafıza ve şahsiyet bozukluklarına daha az rastlanır. bu insanlar daha sağlıklı bir ömür geçirirler. bu gün tıpta "demans senil" bunama hastalığına uğramazlar.



3. namaz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip doğrulmaktan dolayı, daha kuvvetli kan deveranına malik olur. bu sebeple göz içi tansiyonunda artma olmaz ve gözün ön kısmındaki sıvını devamlı değişmesi temin edilmiş olur. gözü "katarakt" veya "karasu" hastalığından korur.



4. namaz kılmaktaki izometrik hareketler, midedeki gıdaların karışmasına, safranın kolay akmasına ve dolayısıyla safra kesesinde birikinti yapmamasına, pankreastaki enzimlerin kolay boşalmasına yardımcı olacağı gibi, kabızlığın giderilmesinde de rolü büyüktür. böbreğin ve idrar yollarının iyice çalkalanmasından, börekte taş oluşumunun önlenmesinde ve mesanenin boşalmasına da yardımcı olur.



5. beş vakitte kılınan namazdaki ritmik hareketler, günlük hayatta çalıştırılamayan adale ve eklemleri çalıştırarak artoz ve kireçlenme gibi eklem hastalıklarını ve adale tutulmalarını önler.



6. vücut sağlığı için temizlik muhakkak lazımdır. abdest ve gusül, hem maddi hem de manevi bir temizliktir. işte namaz temizliğin ta kendisidir. zira hem bedeni hem de ruhi temizlik olmada namaz olmaz. abdest ve gusül, bedeni temizliği sağlar. namaz ibadeti insanı ruhen ve bedenen temizlemiş dinlendirmiş olur.



7. koruyucu hekimlikte belirli zamanlarda yapılan beden hareketleri çok mühimdir. namaz vakitleri, kan dolaşımını tazelemek ve teneffüsü canlandırmak için en uygun vakitlerdir.



8. uykuyu tanzim eden en önemli unsur namazdır. hata vücutta biriken statik elektriklenme, secde yapmakla topraklama yapmış olur yani statik elektrik boşalır. böylece vücut tekrar zindeliğe kavuşur. SAYGILARIMLA ...