seva
11.04.2008, 14:36
Dinde zorlama yoktur!
Soru : Bazi cevrelerde zorlamaya varan bir uslupla din anlatilmaktadir. Ben de dinde zorlama yoktur, diye bir soz duymustum. Bu sozun aslini merak etmeye basladim. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
'Dinde zorlama yoktur!' sozu ayet mi, hadis mi, bir buyuk zatin sozu mu?
Cevap : " Dinde zorlama yoktur!" hatirlatmasi Bakara Suresi'ndeki bir âyetin hukmudur. (2/256). Nitekim âyetin bu hatirlatmayi yapmasina da bir zorlama olayi sebep olmustur. Soyle ki : Medineli bir zatin iki oglu vardi. Ikisi de Islâm'a henuz girmemis, imanla muserref olmamislardi. Baba ise buna cok uzuluyor, "Benim birer parcam sayilan ogullarim kufurde nasil kalirlar, ben buna nasil razi olurum?.." diyerek Islâm'i kabullenmeleri icin cocuklarini zorluyor, bu zorlama da daha fazla uzaklasmaya sebep oluyordu. Iste bu sirada gonderdigi âyetinde Rabb'imiz : "Dinde zorlama yoktur, artik dogru ile egri, hak ile bâtil yasanarak ortaya cikmistir..." buyurdu. Boylece akil, fikir sahibi insanlarin, Muslumanlarin yasadigi Islam'i gorerek tercihlerini yapmalari gerektigine isaret edildi.
Demek ki, sahabe Islam'i oylesine ozellik ve guzelligiyle yasiyordu ki, Muslumanlarin hayatina geriden bakan akil, vicdan sahibi insanin Islam hakkinda tereddut ederek seyirci kalmasi mumkun degildi. O kadar ki, dun kendileriyle birlikte her turlu kotulukleri, haksizliklari yapanlar Islam'a girdikten sonra artik karincayi dahi incitmez, bir hurma tanesini dahi haram diye ellerine almaz hale gelmislerdi. Yani hak ile batil, yasayan Muslumanlarin ornekliginde siyahla beyaz kadar ayrilmisti. Ayetin hatirlatmasi ayniyla meydana cikiyor, zorlamaya hic gerek kalmiyordu nasibi olanlar icin... Musluman'in Islam'i dogru temsil etmesi yetiyordu...
Demek ki, Islam'i teblig icin zorlamaya gerek yoktu ama, yasayarak ornek vermeye gerek vardi. Sahabe de yasayarak ornek olma geregine oylesine ehemmiyet veriyordu ki, goren bir musrikin baglandigi yanlislar hayalinde guldur guldur yikiliyor, daha fazla dayanamayip, 'ben de bunlar gibi olmaliyim' demek zorunda kaliyordu. Kiyamete kadar gelecek Muslumanlarin vazgecilmez teblig gorevleri de buydu zaten. "Islam'i yasayarak ornek olma, dogru temsil etme gorevi!"
Misal : Bir sahabi yolda giderken onunde dokulmus hurmalar goruyor, basini kaldirinca yandaki avludan yola sarkan agacin dallarindan dokulen hurmalar oldugunu anliyor. Hemen toplayip sahibinin avlusuna birakarak yoluna devam ediyor. Arkasindan kendisini seyreden eski musrik arkadasi ise hizlanarak erisip, "Neden topladigin hurmalari yanina almadin da yandaki avluya biraktin?" diye sorunca, vicdan muhasebesine sebep olan su cevabi aliyor : "Sahibinin rizasi olmadan bir tanesini dahi yanima alamam, coluk cocuguma goturemem; haramdir!.."
Eski musrik arkadasi saskinlik icinde soruyor : "Daha dune kadar seninle birlikte colde koyun surulerini talan etmiyor muyduk, birlikte kervanlari soymuyor muyduk? Bu ne titizlik boyle?" Cevap cok acik : "Onlar Islam'la sereflenmeden onceydi. Simdi imanla sereflendim. Harami helali bilen Musluman'im!"
Musrik arkadasi bu fazilet zorlamasi karsisinda daha fazla dayanamayip, ben de senin gibi olmak istiyorum, diyerek Islam'i secmistir.
Demek ki ; 'Dinde zorlama yoktur!'un manasi, dine ilgi duymayanlara siz de ilgi duymayin, inancsizliklarina seyirci kalin, bundan siz sorumlu olmazsiniz, manasina gelmemektedir. Tam aksine yasayisinizla Islam'i dogru temsil ve teblig gorevinizi yapin ki, layik olanlar size bakip ilgi duymaya baslasinlar, layik olmayanlar da uzakta kalislarindan sizi sorumlu tutma hakkina sahip olmasinlar!..
Soru : Bazi cevrelerde zorlamaya varan bir uslupla din anlatilmaktadir. Ben de dinde zorlama yoktur, diye bir soz duymustum. Bu sozun aslini merak etmeye basladim. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
'Dinde zorlama yoktur!' sozu ayet mi, hadis mi, bir buyuk zatin sozu mu?
Cevap : " Dinde zorlama yoktur!" hatirlatmasi Bakara Suresi'ndeki bir âyetin hukmudur. (2/256). Nitekim âyetin bu hatirlatmayi yapmasina da bir zorlama olayi sebep olmustur. Soyle ki : Medineli bir zatin iki oglu vardi. Ikisi de Islâm'a henuz girmemis, imanla muserref olmamislardi. Baba ise buna cok uzuluyor, "Benim birer parcam sayilan ogullarim kufurde nasil kalirlar, ben buna nasil razi olurum?.." diyerek Islâm'i kabullenmeleri icin cocuklarini zorluyor, bu zorlama da daha fazla uzaklasmaya sebep oluyordu. Iste bu sirada gonderdigi âyetinde Rabb'imiz : "Dinde zorlama yoktur, artik dogru ile egri, hak ile bâtil yasanarak ortaya cikmistir..." buyurdu. Boylece akil, fikir sahibi insanlarin, Muslumanlarin yasadigi Islam'i gorerek tercihlerini yapmalari gerektigine isaret edildi.
Demek ki, sahabe Islam'i oylesine ozellik ve guzelligiyle yasiyordu ki, Muslumanlarin hayatina geriden bakan akil, vicdan sahibi insanin Islam hakkinda tereddut ederek seyirci kalmasi mumkun degildi. O kadar ki, dun kendileriyle birlikte her turlu kotulukleri, haksizliklari yapanlar Islam'a girdikten sonra artik karincayi dahi incitmez, bir hurma tanesini dahi haram diye ellerine almaz hale gelmislerdi. Yani hak ile batil, yasayan Muslumanlarin ornekliginde siyahla beyaz kadar ayrilmisti. Ayetin hatirlatmasi ayniyla meydana cikiyor, zorlamaya hic gerek kalmiyordu nasibi olanlar icin... Musluman'in Islam'i dogru temsil etmesi yetiyordu...
Demek ki, Islam'i teblig icin zorlamaya gerek yoktu ama, yasayarak ornek vermeye gerek vardi. Sahabe de yasayarak ornek olma geregine oylesine ehemmiyet veriyordu ki, goren bir musrikin baglandigi yanlislar hayalinde guldur guldur yikiliyor, daha fazla dayanamayip, 'ben de bunlar gibi olmaliyim' demek zorunda kaliyordu. Kiyamete kadar gelecek Muslumanlarin vazgecilmez teblig gorevleri de buydu zaten. "Islam'i yasayarak ornek olma, dogru temsil etme gorevi!"
Misal : Bir sahabi yolda giderken onunde dokulmus hurmalar goruyor, basini kaldirinca yandaki avludan yola sarkan agacin dallarindan dokulen hurmalar oldugunu anliyor. Hemen toplayip sahibinin avlusuna birakarak yoluna devam ediyor. Arkasindan kendisini seyreden eski musrik arkadasi ise hizlanarak erisip, "Neden topladigin hurmalari yanina almadin da yandaki avluya biraktin?" diye sorunca, vicdan muhasebesine sebep olan su cevabi aliyor : "Sahibinin rizasi olmadan bir tanesini dahi yanima alamam, coluk cocuguma goturemem; haramdir!.."
Eski musrik arkadasi saskinlik icinde soruyor : "Daha dune kadar seninle birlikte colde koyun surulerini talan etmiyor muyduk, birlikte kervanlari soymuyor muyduk? Bu ne titizlik boyle?" Cevap cok acik : "Onlar Islam'la sereflenmeden onceydi. Simdi imanla sereflendim. Harami helali bilen Musluman'im!"
Musrik arkadasi bu fazilet zorlamasi karsisinda daha fazla dayanamayip, ben de senin gibi olmak istiyorum, diyerek Islam'i secmistir.
Demek ki ; 'Dinde zorlama yoktur!'un manasi, dine ilgi duymayanlara siz de ilgi duymayin, inancsizliklarina seyirci kalin, bundan siz sorumlu olmazsiniz, manasina gelmemektedir. Tam aksine yasayisinizla Islam'i dogru temsil ve teblig gorevinizi yapin ki, layik olanlar size bakip ilgi duymaya baslasinlar, layik olmayanlar da uzakta kalislarindan sizi sorumlu tutma hakkina sahip olmasinlar!..