PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : SİVAS 1877


BOUN
02.06.2008, 19:04
Sivas’a “öteki” yüzünden bakmak


Ermeni rahip Boğos Natanyan’ın 150 yıl önce kaleme aldığı bir raporda, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Ermeni vilayeti olarak söz edilen Sivas şehrinde yaşayan yüzbinlerce Ermeni’nin kültürel, ekonomik ve sosyal hayatına dair bilgiler yer alıyor


Tokat, Amasya ve Şebinkarahisar sancaklarını da içine alan Sivas vilayetinde Ermeni kaynaklarına göre Birinci Dünya Savaşı’ndan önce 181 bin 700, Osmanlı kaynaklarına göre 143 bin 406 Ermeni yaşıyordu. Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımında bu sayı beş bine düşmüş, günümüzde ise birkaç aileyle sınırlı kalmış durumda. Halbuki, bir zamanlar Sivas’ta okulları, kiliseleri, dernekleri, gazete, mezarlık ve iş hanlarıyla Ermeniler yaşardı. Bu bilgiler tarih derslerinde anlatılmamıştı. Ama tarih nankörlük edip bu değerlerin kaybolmasına da göz yummadı. Bundan 150 yıl önce bir Ermeni rahibin kaleme aldığı notlar günümüze “Sivas 1877” adlı kitapla taşındı.


ERMENİ NİZAMNAMESİ • İstanbul Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan, 1863 yılında ilan edilen “Ermeni Nizamnamesi” ya da Osmanlı Sarayı’nın kabul ettiği adıyla “Nizamname-i Millet-i Ermeniyan” yasasının uygulanıp uygulanmadığını yerinde araştırmak için Anadolu’nun değişik bölgelerine rahipler gönderdi.
Patriklik, 1877’de Sivas için Rahip Boğos Natanyan’ı görevlendirdi. Natanyan’ın hazırladığı rapora göre, Sivas vilayeti bugünkü Şarkışla, Yıldızeli, Hafik, Zara, Divriği, Darende, Gürün, Kangal, Aziziye (Pınarbaşı) ve Bünyan kazaları ile Tokat, Amasya ve Şebinkarahisar sancaklarından oluşuyordu. Şehirde Surp Sarkis, Surp Pırgiç, Surp Minas, Surp Hagop, Surp Kevork adlı altı kilise bulunuyordu. Sivas’ın ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle Ermeni tüccarları bu bölgede etkindi. Kuyumculuk, kalaycılık, bıçakcılık gibi zanaatlar çoğunlukla Ermeniler tarafından icra edilirdi. Eğitim kurumları da gelişmiş olan Ermeniler’in, erkek öğrencilerin okuduğu beş, kız öğrencilerin okuduğu iki, kız-erkek öğrencilerin birlikte okuduğu beş okulu ve bir de anaokulu bulunuyordu.

Dernekleri ve tiyatro grupları olan ve gazete çıkaran Ermeniler’in kültür hayatına dair ayrıntılı bilgilerin yer aldığı raporda, halkın yaşam tarzı, gelenekleri, kadınların alışkanlıkları, bölgenin madenleri, kaplıcaları, meşhur insanları, köprüleri ve çeşmelerinden de söz ediliyor.


HANE SAYISI AZ • Natanyan’ın raporuna göre, Sivas’ın “Ruhani Önderlik Bölgesi”ne bağlı 34 Ermeni köyü vardı. Bu köylerdeki hane sayısının azlığına dikkat çeken rahip, bunun köylerde ataerkil Ermeni geleneğinin sürmesine bağlıyor. Yani evlenen çocuklar hemen evden ayrılmaz, baba evinde yaşardı. Bu köylerdeki Ermeniler çifçilikle uğraşmaktadır. Natanyan, toprakların verimli olduğuna işaret ederek şu notu düşüyor: “Eğer görevliler padişahın iradesi dışında hareket etmez ve halkı sömürmezlerse, şunu söyleyeyim ki, hem Türkler, hem Ermeniler gerçekten çok zengin olurlar.”


OTUZ DEĞİŞİK ZANAAT • Sivas’taki dükkânlar, hanlar ve hamamlar hakkında da bilgi veren Rahip Natanyan, Ermenilerin elinde otuz zanaat olduğunu yazıyor. Büyük çarşıların bulunduğu şehirde, küçüklü büyüklü dükkân sayısı 1200’ü geçiyor. Zanaatkârların çoğu ve özellikle tüccarların büyük kısmı Ermeni. Üstü kapalı otuz dükkândan oluşan çarşıya Kagir, küçük çarşılara da Bezesten deniliyor. Şehirde büyüklü küçüklü 47 tane handan Ermeniler’e ait olanın adı Millet Hanı.


MİSAFİRPERVER ERMENİLER • Rahip Natanyan, Sivas’taki Ermeniler’in misafirperver olduğunu ve bu eski geleneği sürdürdüklerini şöyle anlatıyor: “Kapıları açık her zaman misafir kabul etmeye hazırdırlar, ayrım yapmadan her yolcuyu evlerine kabul ederler. Gereken saygıyı gösterir, karnını doyururlar. Özellikle seyahat eden Kürt ve Türkler Ermeniler’den her zaman saygı görmüşlerdir.”

Evliya Çelebi, o ünlü Seyahatnamesi’nde Sivas halkının giysileri ve dilleri hakkında şunları söylüyor: “Seçkinler çeşit çeşit değerli elbiseler giyerler. Orta hallileri londura çuka (kumaş çeşidi) ve renkli boğası (astarlık seyrek dokunmuş bez) giyerler. Dilleri Türkçe ve Kürtçe konuşurlar. Ermeni vilayeti olduğundan genellikle bütün halkı Ermenice konuşurlar.”

“Sivas 1877” adlı kitabın yayımcısı Birzamanlar Yayıncılık, 2 hazirana kadar Pangaltı Lisesi’nden Yetişenler Derneği’ndeki sergiyle kitabın tanıtımını yapacak.


AGOP PAŞA EVLİYA AZİZ VLAS • Rahip Natanyan’ın anlattığı meşhur insanların arasında, Birinci Meşrutiyet döneminde kurulan Meclisi Mebusan’daki 13 Ermeni temsilciden biri olan Agop Şahinyan Paşa da vardı. Sarayın çok güvendiği Agop Paşa, yüksek Osmanlı görevlilerini kendi konağında ağırlardı. Agop Şahinyan’ın konağı, Cumhuriyet’in kuruluşunda PTT hizmetine verilmişti. Kitapta adı geçen portrelerden biri de Sivas’lı Aziz Vlas. Vlas’ın hayırseverliği ve hastalıkları iyileştirici gücü Müslümanlar’ın da onu “evliya” olarak görmesine neden olmuştu. Bugün Vlas’ın Müslüman mahallesinde bulunan mezarının bakıcısı da Müslüman bir kadındır ve mezarı, bugün de hastalıklara çare bulmak için ziyaret edilir.



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

BOUN
02.06.2008, 19:08
Sivas’ı hiç böyle bilmezdik!

Sivas’ın 130 yıl öncesini anlatan “Sivas 1877” sadece Sivas’ın değil, Türkiye’nin de bugünlere nasıl geldiğinin ipuçlarını sunuyor.
5/02/08 - 12:50




Ferda Balancar
fbalancar@medyakronik.com


Birzamanlar Yayıncılık tarafından yayımlanan “Sivas 1877” adlı kitap, Türkiye’de son zamanlarda sayıları hızla artan yerel tarih çalışmalarının en nitelikli ve en kapsamlı olanlarından biri olarak kitabevi raflarındaki yerini aldı.


Osman Köker tarafından kurulan Birzamanlar Yayıncılık, ilk kez “Orlando Carlo Calumeno Koleksiyonu’ndan Kartpostallarla 100 Yıl Önce Türkiye’de Ermeniler” başlıklı kitapla adını duyurmuştu. Birzamanlar Yayıncılık’ın geçen günlerde yayımlanan Sivas 1877 başlıklı kitabı da geniş tartışmaları kışkırtmaya aday görünüyor.


“Sivas 1877”nin ana metnini Rahip Boğos Natanyan’ın 1877 yılında kaleme aldığı bir rapor oluşturuyor. Natanyan, 1863’te ilan edilen, Ermeni toplumunun kendi iç işleyişini ve devletle ilişkilerini düzenleyen anayasal bir metin niteliğindeki Ermeni Nizamnamesi’nin uygulanıp uygulanmadığını yerinde araştırmak için 1877’de İstanbul Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan tarafından Sivas’a gönderilir. Yaptığı incelemeler sonunda o dönemde vilayet merkezi olan Sivas şehri ve bu vilayete bağlı Tokat, Amasya ve Merzifon’u kapsayan bir rapor hazırlar. Raporda, bölgedeki Ermeni manastır ve kiliseleri, okulları, mezarlıkları, eğitim ve yardımlaşma dernekleri, halkın yaşam tarzı, gelenekleri, kadınların alışkanlıkları, bölgenin ekonomik durumu, madenleri, kaplıcaları, zanaat ve ticaret hayatı, meşhur insanları, köprüleri, çeşmeleri hakkında ayrıntılı bilgi yer alıyor.


Natanyan’ın 1877 yılında Ermenice olarak yayımlanan raporu, Arsen Yarman tarafından Türkçe olarak yayına hazırlandı. Kitabın bu yeni baskısında Natanyan’dan hemen sonra bölgede benzer bir araştırmada bulunan bir başka Ermeni rahip Karekin Sırvantsdyants’ın 1879 tarihli “Toros Ahpar” adlı seyahatnamesinin Sivas’la ilgili bölümü de yer alıyor.


Kitabın giriş bölümünde Arsen Yarman’ın Natanyan’ın Sivas’la ilgili raporu ve Sırvantsdyants’ın “Toros Ahpar” seyahatnamesinin Osmanlı devleti ve Ermeni toplumu için nasıl bir tarihsel konjonktürde hazırlandığına dair geniş kapsamlı bir yazısı yer alıyor. Yarman’ın giriş yazısı Anadolu’nun demografik yapısında büyük altüst oluşların başlangıcı olan 1877 – 78 Osmanlı – Rus Savaşı, halk arasında bilinen adıyla “93 Harbi”nin hemen öncesinde Osmanlı devleti ve Anadolu’nun siyasal ve sosyal tablosunu ortaya koyuyor.


Kitabın sonuna eklenen makaleler de “Sivas 1877”yi bir yerel tarih çalışması olmaktan çıkartıp dönemin Osmanlı – Ermeni toplum yapısı hakkında okuyucuya çok önemli bilgiler sunuyor. Bu makaleler arasında 1863’te yayımlanan Ermeni Milleti Nizamnamesi, ünlü araştırmacı Kevork Pamukciyan’ın değişik araştırmaları, Doğan Kuban’ın Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, Sinan Tandıryan’ın Tarih Konuşuyor Sivas Ermenilerinin Yaşam Tarzı gibi çalışmalar yer alıyor.


Bir bütün olarak bakıldığında “Sivas 1877” Türkçede bugüne kadar yayımlanan en kapsamlı ve en nitelikli şehir monografilerinden biri olma özelliğini taşıyor.



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

BOUN
02.06.2008, 19:12
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

BOUN
02.06.2008, 19:33
Bir Zamanlar Sivas'ın Beşte Biri Ermeni'ydi

Kürşad OĞUZ


Bugünlerde Sivas futbol takımının başarısıyla, Ermeniler de ülkelerindeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan kanlı gerilim nedeniyle gündemimizde.
20. yüzyıla baktığımızda Sivas tarihinin sayfalarında belirleyici bir olay göze çarpıyor: Türk milli hareketinin başlangıcı sayabileceğimiz, Eylül 1919'daki Sivas Kongresi. 20. ve 21. yüzyılda milliyetçi eğilimler hep ağır basıyor Sivas'ta. Aynı yüzyıllarda bu topraklardaki Ermeni tarihine baktığımızda ise hep bir eksilme, azalma dikkat çekiyor.


Oysa 19. yüzyılın sonlarına ait nüfus verileri, Ermeniler'in Sivas vilayetinin yüzde 20'sinden fazlasını oluşturduğunu gösteriyor. Yakın döneme kadar, elimizde Ermeniler'in o yıllarda Anadolu'daki varlıklarının encamını gösteren pek bir kaynak yoktu. Sivas veya Anadolu'nun başka bölgelerindeki Ermenilerin nüfus yapısı, ekonomik, dini ve sosyal yapısı hakkında kaynak bulmak Ermenice bilmeyenler için çok zordu. Arsen Yarman'ın Boğos Natanyan'ın tanıklıklarından yola çıkarak hazırladığı “Sivas 1877” bu alanda önemli bir boşluğu dolduruyor; Osmanlı'nın son dönemlerindeki Sivas Ermenileri'nin tarihine ışık tutuyor.


Kitabın gövdesini Rahip Boğos Natanyan'ın 1877 yılında kaleme aldığı bir rapor oluşturuyor. 1863 yılında ilan edilen Ermeni Nizamnâmesi'nin tatbik edilip edilmediğini yerinde araştırıp rapor sunması için İstanbul Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan tarafından Sivas'a gönderilen Natanyan, Sivas şehri ve bu vilayete bağlı Tokat, Amasya ve Merzifon'u kapsayan bir rapor sunar. Raporda bu bölgedeki Ermeni manastır ve kiliseleri, okulları, mezarlıkları, eğitim ve yardımlaşma dernekleri, halkın yaşam tarzları, gelenekleri, kadınların alışkanlıkları, bölgenin ekonomik durumu, madenleri, kaplıcaları, zanaat ve ticaret hayatı, meşhur insanları, köprüleri, çeşmeleri hakkında ayrıntılı bilgi yer alır.


Ermeni tarihi üzerine araştırmalar yapan ve bir dönem Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Yönetim Kurulu'nda da bulunan Arsen Yarman (1941), Natanyan'ın bu raporunu Türkçe'ye kazandırmakla yetinmemiş, kitabın başına, bölgenin tarihini ve Natanyan'ın biyografisini de içeren kapsamlı bir sunuş yazısı (140 sayfalık) yazmış. Fotoğraflar, belgeler ve dipnotlarla kitabını daha da çekici hale getirmiş.


Onun deyimiyle “Boğos Natanyan'ın kitabı” yani “Sivas Marhasalığı ve Sivas Vilayetine Bağlı Birkaç Önemli Şehir Hakkında Rapor (Sivas, Tokat, Amasya, Merzifon),” Osmanlı İmparatorluğu'nun reform sürecinin bir aşamasına tanıklık ediyor. Ancak Natanyan bu sürecin bir bölümüne ve sadece taşra ölçeğinde tanıklık etmekte. Bir din adamı olarak Natanyan, 19. yüzyılın son çeyreğinde Sivas Ermenilerinin dini ve sosyal yaşantılarının niteliği ve yaşadıkları sorunlar hakkında bir fikir sahibi olmamızı amaçlıyor.


Ama kitap bunun da ötesine geçiyor çünkü Sivas Ermenileri'nin dinsel yaşamlarından söz etmek, kaçınılmaz olarak onların geçmişlerinden söz etmek demek ve Natanyan bu konuda çok değerli bilgiler veriyor: Sivas'taki Ermeni varlığının tarihsel geçmişi, şehirde halen faaliyette bulunan Ermeni manastırları ve kiliselerinin durumu…


Arsen Yarman şöyle diyor: “Natanyan'ı böyle bir kitap yazmaya iten 1870'li yılların sosyal ve siyasal gelişmeleridir. Öylesine yoğun ve çok boyutlu gelişmeler söz konusudur ki, mevcut durumun tespiti ve değerlendirilmesi giderek daha fazla önem kazanmaktadır. İstanbul Ermenilerinin siyasal, sosyal ve kültürel düzeyleri ve arzuları hakkında fikir sahibi olabilmek göreli olarak kolaydır. Ancak Anadolu Ermenileri sözkonusu olduğunda ortada ciddi bir belirsizlik ve bilgi noksanlığı göze çarpmaktadır. Patrik Nerses Varjabedyan'ın Natanyan'ı görevlendirmesi, bir bakıma bu belirsizliğin, bilgi noksanlığının aşılmasını ve iletişim kanallarının güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Aslında bu dönemde Varjabedyan tarafından Anadolu Ermenilerinin durumunu yerinde görmek üzere taşraya gönderilen tek din görevlisi Natanyan değildir. Öyle anlaşılıyor ki, Patrik Varjabedyan bunun için, hemen hemen aynı dönemde, birçok rahibi izlenimlerini kaleme almak üzere görevlendirmiştir.”


Bu izlenimlerden şimdilik bizim elimize ulaşan tek kaynağın sahibi olan Natanyan, Cemaat Karma Meclisi ve İstanbul Patriği Nerses Varjabedyan (1837-1884) tarafından görevlendirilişinden sonra yaşanan gelişmeleri şöyle anlatıyor:



SİVAS-DİVRİK ATLA ÜÇ GÜN


“Cemaat Karma Meclisi'nin kararı ve Patrik Nerses Hazretleri'nin genelgesiyle, Divrik'teki cemaat üyeleri arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkları incelemek ve idareyi bilgilendirmek için, tam yetkiyle donanmış olarak, 1875 yılı Eylül ayı sonlarında İstanbul'dan yola çıkarak Sivas'a vardım. Patrik Hazretleri'nin bana vermiş olduğu belgeyi Vali'ye takdim ettikten ve Divrik Kaymakamı'na hitaben önemli emirnameyi de kendisinden aldıktan sonra esas görev yerim olan Divrik'e yollandım. Görevimin gerektirdiği süre boyunca orada kaldım. Cemaat üyeleri arasında süregelen anlaşmazlıklara ilişkin araştırmalar yaptım. Görevimle ilgili bilgileri Patrikhane'ye kolaylıkla ulaştırabilmek, incelemelerin sonuçlarını iletebilmek ve rahatça görüşebilmek amacıyla Aralık ayı başlarında Sivas'a döndüm. Dönüş yolunda korkunç kış sebebiyle Karabel denilen dağda ölümcül bir kaza atlattım. Tanrının inayetiyle zar zor kurtuldum.


“Görevimi tamamlayabilmek amacıyla dört ay boyunca Sivas'taki Surp Nışan Manastırı'nda beklerken, aziz milletim için dördüncü bir hizmet daha yaparak, bir zamanlar Ermeniler'in payitahtı olan Sivas'ın Ermenileri hakkında bir rapor hazırlamaya karar verdim. Öncelikle şehir ve civarında ikamet eden Ermeniler'in Ermenistan'ın hangi bölgesinden, ne kadar zaman önce ve ne sebeple buraya göç ettiklerini, şehrin mevkiini, nüfusunu, gelenek ve göreneklerini, sosyal yaşamını, maddi ve manevi durumunu, diğer milletlerle olan ilişkilerini ve bu bölgede bulunan manastır sayısını ve durumlarını vs. vs. anlatmak istedim.


“Özel bir bilgi olarak şunu ekleyebilirim ki, şimdiye kadar görevim icabıyla ziyaret ettiğim yerlerde aradığım Ermenilerin hemen hemen hepsinin kökü Ani şehrine dayanmaktadır. Tarihimiz ve tarihi çalışmaların tümü bizi, geçmişte yoğun Ermeni nüfusuna sahip bu şehre yönlendirmektedir. Böylece biz de milletimizin dört bir tarafa dağılmasının sebebini bu kentin yıkılışında buluyoruz.


“Ne tuhaftır ki, insanlığın dünyaya yayılışı nasıl ki Ermenistan'ın ilk atalarından oldu, şimdi de Ermenilerin diasporaya dağılımı aynı şekilde Ermenistan'dan başladı.


“İşte bunlar, milletimizin birleşememiş olduğunun kanıtlarıdır. Bu sefer de kanıtladığım üzere, vatanını terk ederek ülkenin her yerinde, diasporada dağınık olarak yaşamaktadırlar.


İstanbul'dan Samsun'a deniz yoluyla, ondan öteye kara yoluyla Amasya, Tokat ve Sivas yolu kervanla sekiz gün, posta arabasıyla ise üç gün sürmektedir. Sivas'tan Divrik'e atla üç gün sürer. Bu yol üzerinde Ermenilerin kalabalık olduğu şehirler de bulunmaktadır. Buradaki Ermeni nüfusun, zamanında buraları vatan sayarak Ani ve Vaspuragan'dan gelip yerleştiklerini biliyoruz. Gerçi rastladığım şehirler hakkında sevgili milletime geniş ve ayrıntılı bilgi vermeyi arzu ettim, ancak görevim dolayısıyla zamanın izin verdiği ölçüde kısmi bir bilgi verebildim.”


Aslında pek de kısmi denemez bu bilgiler için. Biraz açalım.


Amasya Ermenileri arasında, bebek doğmadan ya da beşikte iken yapılan nişanların “Ruhani Önder” tarafından yasaklanması; Merzifon'da yüz hane kadar yeni tarikata (Protestanlar) mensup ailenin bulunmasının verdiği “üzüntü”; Sivas'ın köyleri ve onlar hakkında kısa bilgiler; Sivas'taki zanaatlar (“Sivas'ta çoğu Ermeniler'in elinde olan 30 kadar zanaat vardır” diyor), dükkânlar, hanlar ve hamamlar; Kızılırmak'ın neden kırmızı aktığı; Müslümanlar'a ait tekkeler, camiler; şehirlerdeki Türkler ve Ermeniler arasında adaletsiz dağıtılan su; Sivas'ın Tavra köyünün ahalisi (Burada büyük bir parantez açıp hoş bir alıntı yapalım: “Kadınlar genellikle aynı tip entari giyer. Hem evde hem dışarıda başları kapalıdır. Asya'nın diğer şehir, kasaba ve köylerinde olduğu gibi burada da aynı şekilde gelinler kaynanalarının önünde yıllarca sessiz dururlar. Bir kocakarı geleneğine uyarak gelinler ve genç kızlar kiliseye gitmez.); Sivas'ın 62 sokağı ve isimleri; Sivas'taki mezarlığın adının neden “Kara Topraklar” olduğu (Burayı da alıntılayalım: “Böyle adlandırılmasının sebebi şudur: Lenk Timur, zamanında Sivas'a gelerek sayısız Ermeni'yi öldürdükten sonra sıra bebeklere gelmiş, bunları tek tek keserek başa çıkamayacağını anlayınca, hepsini yere sererek merhametsizce pek çok sayıdaki kudurmuş atın nalları altında ezdirmiş, bebeklerin kanları oradan akan ırmağa karışmış. Surp Nışan Manastırı'nın tarihine göre o günden beri buralara Kara Topraklar adı verilmiş. Anlatılanlara göre Ermeni kadınlar ellerine mumlar alarak Surp Nışan Kilisesi'ne ziyarete giderlermiş, özellikle de Paskalya ve Noel günlerinde iki milletten kadın ve erkek, delikanlı ve genç kızlar el ele vererek borazan ve davul eşliğinde dans ederlermiş. Bazen ayıplanası olaylar da yaşanırmış. Ancak bu yıl Sivas Ruhani Önderi bu rezaletleri kesinlikle yasakladı.”)…



MEHMET ALİ VE TAHİR YAKALANDI


Natanyan'ın anlattıklarından, sözkonusu şehirlerde, kasabalarda, köylerde birlikte yaşayan Ermeni ve Türkler'in aslında ne kadar iç içe geçtikleri, birbirlerinin kültürlerinden etkilendikleri ortaya çıkıyor çoğu zaman. Sivaslı kadınların alışkanlıkları hakkında şunları söylüyor mesela: “Ermeni ve Türk kadınlar, doğacak çocuklarında herhangi bir leke ve işaret bulunmaması, kör veya sakat olmaması için Surp Kevor Yortusu günü kesinlikle elişi yapmazlar. Kadınların buna benzer pek çok gereksiz alışkanlıkları vardır.”


Yine Sivas'ı anlatır:


“Ortalama bir hesapla Müslümanlar yirmi beş binden fazla etmektedir. Ermenilerle araları görünüşte iyidir, ancak içten içe onları rakip olarak görmekte ve sevmemektedirler. Büyüklü küçüklü tüm çocuklar sokakta bir papaz gördüklerinde, hep bir ağızdan 'Keşiş oşoş' (Keşiş hoşt) diye bağırırlar. Yetişkinler de Ermenilere 'gâvur' demeyi ağız alışkanlığı yapmışlardır. Sevgisizlik o dereceye ulaşmıştır ki, eğer bir Türk bir Ermeni'nin çarşıda aldığı malın kendisine de gerekli olduğunu görürse, almasına izin vermez. Hatta kendisi daha aşağı fiyata satın alır ki bu bir nevi haksızlıktır, çoğu zaman yeri geldiğinde de küfür eder, eziyet eder veya saldırırlar. Şunu da söyleyelim ki yerel idareciden çekinirler, ancak ne fayda, yine de halka sıkıntı vermedikleri gün olmaz. Ermeniler mülk edinmeye korkarlar. Bazıları mal sahibi olsa da bunların sayısı azdır. Zira eski zamanlarda Ermenilerin elinden pek çok malları zorla almışlar ve bugün güzelce kullanmaktadırlar. Zengin ve mal sahibi Türkler çok olmasına rağmen, bir kısım Türkler de fakirdir ve neredeyse Ermenilerden kazanarak geçinmektedirler. Özellikle Mehmet Ali ve Tahir adlı kişilerin kötülükleri nam salmıştır. Ancak bu insanlar kötülüklerini gizlice yapmaktadırlar. Görünüşte iyi davranmalarına rağmen koyu birer Ermeni düşmanı oldukları anlatılmaktadır.


“Bu adamlar ne zanaatkârdırlar, ne de ticaretle meşgul olmaktadırlar, ancak korkunç bir zenginliğe sahipler. Zira işleri güçleri çalmak. Şaşırtıcı olan bunca zenginliği nasıl ele geçirdikleridir. Hiçbir millet tarafından sevilmemektedirler. Türk kadınların da yaptığı eziyet şudur ki, Ermeni kadınların mekruh olduğunu ileri sürerek onlarla yıkanmak istememektedirler. Sekiz hamam, Ermeni kadınların özel günlerde yani Cumartesi ve Salı günleri öğleden sonra yıkanmalarına izin vermiştir. Eğer Ermeni bir de fakir ise, Allah göstermeye, ya yarım yamalak yıkanabilir ya da yıkanmadan dışarı çıkar. Özellikle kışın bu olay hastalıklara sebep olmaktadır. Yıkanmak isteyen eğer zengin aileye mensupsa, rahat yıkanabilmek için hamamcı kadına hediyeler getirmek zorundadır. Türk kadınları her zaman her konuda cesaretlidirler. Zavallı Ermenilerin başından bu ve buna benzer eziyet ve kötülükler hiç eksik değildir. Çünkü masum Ermeni nereye gitse ne yazık ki zorluk da beraberinde gidiyor, sanki Yüce Tanrı şanssızlık kelimesini Ermeninin alnına mühürlemiş. Sivaslı Ermenilerin bir kısmı özgür olabilmek için Vaspuragan'dan buraya göç etmişler, ancak yine de özgür olamamışlar. Ancak umuyoruz ki şanlı Sultan Abdülhamid sayesinde Ermeni milleti çektiği zorluklardan kurtulacaktır.”


Natanyan yaşasaydı şimdi ne yazardı bilmiyoruz ama bu tür kitapların Türk okurlarla buluşması gerektiği çok açık. Arsen Yarman'ı “Sivas 1877”yi dilimize kazandırdığı ve can alıcı fotoğraflarla kitabı süslediği için kutlamak lazım gerçekten…



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

BOUN
02.06.2008, 19:55
Berat hocam bilgi sahibi olmadan verilen hükümler yanıltıcı ve yanlış olabilir.

Hoşumuza gitmeyen bir takım bilgilerle karşılaştığımızın farkındayım ancak kendi geçmişi hakkında ve 900 yıl komşuluk yapılmış bir toplum hakkında, aynı zamanda memleketimizin geçmişinde önemli bir yer edinen bir topluluk ve onun kültürü hakkında ne kadar bilgiyle donanmış olursak ne kadar malumat sahibi isek o kadar doğrucu değerlendirmeler yapabiliriz diye düşünüyorum.

Bu konuyu açmamdaki en temel neden geçmişimizin çok mühim bir kısmını oluşturan bu topluluk hakkında insanımızın ''malumat sahibi'' olmasının sağlanmasıdır. En temel nedeni budur! Yazıya göre yorum yapmak, birşeyler çıkarmak ise okuyan kişiye kalmış... Beni ilgilendirmez...

haythuyt
02.06.2008, 20:14
boun ve berat abı cok guzel bir paylasıma yer vermıssınız tesekkur edıyorum

Arif Coşkun
02.06.2008, 20:54
Boun arkadaşım öncelikle, bizleri bilmediğimiz konularda emek ve zaman harcayarak bilgilendirdiğin için tşk. ederim.
Ancak,bazı arkadaşlarımız seni nasıl Sivas'lılıktan silmedi ve Sivas düşmanı ilan etmedi hayretle izliyorum.Benin bir konuya,biryerden aldığım bir haberi ekleyerek yaptığım yorumla beni nelerle suçlamadılarki.Bu konuda şanslı olduğunu bilmelisin.Tabiki herkesin görüşü yorumu kendini bağlar ve saygı duymaktır, tartışmanın yada platformun kaidelerinden biride odur.
Saygılar.

akifeker2
02.06.2008, 21:07
Boun arkadaşım öncelikle, bizleri bilmediğimiz konularda emek ve zaman harcayarak bilgilendirdiğin için tşk. ederim.
Ancak,bazı arkadaşlarımız seni nasıl Sivas'lılıktan silmedi ve Sivas düşmanı ilan etmedi hayretle izliyorum.Benin bir konuya,biryerden aldığım bir haberi ekleyerek yaptığım yorumla beni nelerle suçlamadılarki.Bu konuda şanslı olduğunu bilmelisin.Tabiki herkesin görüşü yorumu kendini bağlar ve saygı duymaktır, tartışmanın yada platformun kaidelerinden biride odur.
Saygılar.

SAYIN ABİM BU YAZINI KIME YAZDIYSAN
AÇIKÇA BILDIRDE HERKES BILSIN
CVPLARSAN SEWİNİRİM

BOUN
02.06.2008, 21:07
Boun arkadaşım öncelikle, bizleri bilmediğimiz konularda emek ve zaman harcayarak bilgilendirdiğin için tşk. ederim.
Ancak,bazı arkadaşlarımız seni nasıl Sivas'lılıktan silmedi ve Sivas düşmanı ilan etmedi hayretle izliyorum.Benin bir konuya,biryerden aldığım bir haberi ekleyerek yaptığım yorumla beni nelerle suçlamadılarki.Bu konuda şanslı olduğunu bilmelisin.Tabiki herkesin görüşü yorumu kendini bağlar ve saygı duymaktır, tartışmanın yada platformun kaidelerinden biride odur.
Saygılar.


Abi ömründe kitap, gazete, dergi vs hiçbirşey okumamış bazı arkadaşların hayatlarındaki ilk ciddi okumaları ve bilgilenmeleri bu site vesilesiyle gerçekleşiyor. Bazen daha evvel okuyup araştırmamış bu kanı kaynayan genç arkadaşlar bazı gerçeklerle burda yüzleştiklerinde bir bilgi şokuna uğrayıp sarsıldıklarında çok sert tepki verebiliyorlar.

İnsan cahili olduğu şeyin düşmanıdır derler, bu arkadaşlarımızda zamanla okudukça, kendilerini geliştirdikçe hoş görmesini, anlayışı, bilginin (hoşuna gitsin veya gitmesin) değerini ve gücünü anlayacaklar, çapları ve anlayışları gelişecek. Çapları genişledikçe hep beraber toplum olarak sınıf atlayacağız...

BOUN
02.06.2008, 21:15
Sevgili Yiğidolar, lütfen birbirimize karşı sürekli alınganlık göstermeyelim, yapılan tartışmalar tatlıya bağlandıktan sonra unutulsun. Velev ki unutulmadı yine de sürekli üzerine vurguda bulunmak birlik ve beraberliğimize zarar verir!

Arif Coşkun
02.06.2008, 21:32
Berat kardeşim ben burada direkt birini suçlamıyorum,sana veya senin tepkilerine hak veren arkadaşlarınıda suçlamıyorum.Fakat senin suçlama şekline maruz kalacak birşey yapmadığım inancını hala taşıyorum.
O forumda cevapladım zeten. Elbetteki o yazı bana ait değil,bende kitaplardan yada internetten araştırma yapıyorum.Konuyla ilgisi olunca bende forumda paylaştım sadece.
Şiddetle karşı çıktığın yazının birde sonunu okusaydın keşke.
Neyse, şimdi konuyu dağıtmayalım hem "boun" arkadaşımızın açtığı sayfayıda,
farklı konuyla işgal etmek istemiyorum,zaten orada sende bende yazacağımızı
yazmışız,
Sizden ricam,fikirlere görüşlere biraz daha ölçülü birazdaha hoşgörülü yaklaşırsanız hem tartışılan konu daha iyi anlaşılır hem de ortak mutabakat sağlamamız adına daha iyi bir durum ortaya çıkarmış oluruz.
Saygılar

Arif Coşkun
02.06.2008, 22:47
ÜSTAD GÖRDÜĞÜN GİBİ ARİF BEY BİZE BİR TAŞ ATMIŞ. ATATÜRK ÜN SİVASTA HATIRALARI KONUSUNDA ÇOK BÜYÜK BİR HATA YAPARAK SİVASLI DEDELERİMİZİ VATAN HAİNİ İLAN EDEN BİR ALINTIYI ALIP YAYINLAMIŞ. VE HALADA BU HATAYI YAPMAMIŞ GİBİ BİZE TAŞ ATIP DURUYOR. İLK ÖNCE O UZATMIYACAK. ONUN SUSMASI GEREKİRKEN BİZ BÜYÜĞÜMÜZDÜR DİYE SUSTUK. AMA HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ MİSALİ HALA UZTIYOR BU TARTIŞMAYI. NE YANİ DEDELERİMİZ VATAN HAİNİ İLAN EDİLİRKEN SUSALIM MI ASLA SUSMAYIZ.
BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZE EN ÇOK ZARAR VEREN OLAYLAR UYDURMA BELGELERLE DEDELERİMİZİN VATAN HAİNİ İLAN EDİLDİĞİ YAZILARDIR. BU YAZI DA SN ARİF COŞKUNUN ATATÜRKÜN SİVASTA HATIRALARI KONUSUNDA YAYINLADIĞI BELGEDİR
Berat kardeşim,bu yazını sonradan gördüğüm için cevap hakkım olduğundan cevaplamam gerektiğini düşündüm.

Vatan işlerinde korkmak olmaz...

Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu.
Isgal kuvvetleri ile İstanbul hükümeti de kongreyi toplatmamak için el birligi etmislerdi. Binbasi rütbesinde bir fransiz jandarma subayi, yanina bir tercüman alarak sivas valisine geldi.
"eger burada kongre toplanirsa fransizlar Sivas'i isgal edecekler" dedi.
Vali, Mustafa Kemal'e ikinci bir kongreden vazgeçilmesini yahut Erzincan'da toplanmasini söyledi. Kuva-i milliyeci bir genç sonradan Sivas milletvekili Kasim da valiyi desteklemekteydiler. Mustafa kemal, ingilizlerin Samsun'u topa tutmak, on güne kadar yeni isgaller yapmak santaji ile kendi çalismalarina engel olmak istediklerini hatirlatarak bu blöflere kulak asmamalari cevabini verdi.
Hiç bir vaka olmadan 2 eylül aksami Sivas'a varilmistir. Sehirde ne kadar fayton ve yayli araba varsa hepsini karsilayicilar tutmuslardi. Yalniz hürriyet ve itilaf partisinden kimse yoktu. Kalabalik arasinda fransiz subayin tehdidi üzerine telaslanan genç rasim'i Gören Mustafa Kemal:
- "gençler için vatan islerinde ölmek olabilir, korkmak asla !
Kurtulus Savası’nda Sakarya Zaferi nasil bir kader dönümü olmussa, anadolu'da yeni devletin kurulusunda Sivas kongresi’nin o kadar büyük önemi vardir.


Yukarıdaki suçlamalarında alttaki yazının ne alakası var okuyucalara bırakıyorum.

(Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu.)

İşte beni asıp kestiğin şiddetle karşı çıktığın cümle.Ya bu cümleden neden bu kadar etki bu kadar tepki doğurdu sende anlayamadım.
Bu cümle şunu ifade ediyor,
Bir yerde bir şey yapmak isteniyor ama karşı olanlarda çoktu,karşı da olunabilinir tarafta oluna bilinir,bir devlet yıkılıyor yeni bir devlet kurulma arafesinde.Bu normal değilmi sence.
Hem sonra burada genelleme yapılmıyorki.
Neyse arkadaşım bu konu burada kapansın,sadece birbirimizi iyi anlayamamadan bu sonuç çıktı sanırım.
Yoksa şundan eminimki,hepimizde Sivas'ın hertürlü kazancında,başarısında gurur duyacağız övüneceğiz sevineceğiz.
Saygılar

Arif Coşkun
02.06.2008, 22:53
Boun arkadaşım kusura bakma lütfen,senin konunun içine konu oldu.

BOUN
02.06.2008, 22:54
Boun arkadaşım kusura bakma lütfen,senin konunun içine konu oldu.

Canın sağolsun abi naapalım!:):):)

Arif Coşkun
02.06.2008, 23:26
Efendiler, hatırlayacaksınız, İngilizler Merzifon’u ve arkasından da Samsun’u boşaltmışlardı. Bu münasebetle ve Ferit Paşa Kabinesi’nin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı düzenledi ve gösterilerde bulundu. Birtakım söylevler verildi. Bu sırada halk da ‘kahrolsun işgal’ diye bağırdı. Sivas’ta yayınlanan İrade-i Milliye gazetesi, bu olayı olduğu gibi yazdı. Dahiliye Nazarı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberlerine dayanarak, Sivas iline yaptığı bir bildiride ‘kahrolsun işgal’ şeklindeki yazılar, hükûmetin bugünkü siyasetine uygun değildir diyordu.
Bu ne demektir, Efendiler? Hükumet işgali suç saymayan bir politika mı güdüyordu? Yoksa ‘kahrolsun işgal’ dedikçe, memleketi daha çok işgale mi yol açacaktı? İşgal ve saldırı karşısında, milletin sessizlik ve sükunet içinde kalması, işgalden tepkilenmiş görünmemesi mi akla ve politikaya uygundu?
Böyle sakat ve hayvanca bir düşünce, çöküş ve yokoluş uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete temel olabilir miydi?
......Milletin ‘kahrolsun işgal’ şeklindeki protestosunu boğmaya çalışan, duygu ve kavrayıştan yoksun hayvanca insanlardan kurulu ve içinde hayinler bulunan bir hey’etin ahmakça, bilgisizce ve miskince hareketlerine seyirci kalmak, akıl ve anlayış sahibi vatansever kimselerden beklenebilir miydi?”
Mustafa Kemâl ATATÜRK (NUTUK)

ÖZ VE ÖZ NUTUKTAN ALINMIŞTIR

SİVASLI DEDELERİMİZİN ATALARIMIZIN NE KADAR VATANA MİLLETE NE KADAR BAĞLI OLDUĞUNU MUSTAFA KEMAL PAŞA NUTUĞUNDA YAZMIŞ.
SİVASLI DEDELERİMİZ KAHROLSUN İŞGAL DİYE TÜRKİYE VE DÜNYAYA HAYKIRMIŞ. ABİ SENİN BELGENİN BAŞLIĞINDAKİ CÜMLE TAMAMEN SAFSATA. İFTİRA.
VE HALA KARŞI OLANLAR OLABİLİR DİYORSUN. KARŞI OLANLAR YOK İŞTE YOK. BUNU NUTUK İSPAT EDİYOR. HALA İNAT EDİP SİVASTA KARŞI OLANLAR OLABİLİR DEME. KESİNNİKLE YOK YOK YOK. DAHA FAZLA BU KONU ÜZERİNE GİTME. KENDİN ZARAR GÖRÜYORSUN BENDEN UYARMASI. BEN BU OLABİLİRİ DE KABULLENMEM GURURUMA YEDİREMEM. ATALARIMA DA LAF ETTİRMEM TOLERANSIM YOKTUR BU KONUDA. ÇÜNKÜ SİVASLI DEDELERİM O ZAMANIN ÇİLESİNİ ÇEKMİŞ YAŞAMIŞ GÖRMÜŞ.

Bunları sadece sen biliyorsun,
herşeyi çok iyi bildiğin gibi,
biz birşey bilmiyoruz.
Benim dedemde savaşa gidip dönmeyenlerden,
dikkatini çekerim.
Buradan daha fazla kimseyi rahatsız etmek istemiyorum,
boun arkadaşımdan ve
site sakinlerinden tekrar özür diliyorum.
Saygılar.
Cevap hakkı doğuracak yazı yazmayın lütfen,
özelden msn mi yazayım daha sonra, oradan yazmak istersen yazabilirsin.

yakamozz
03.06.2008, 00:49
arif coşkun

(Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu.)

bu ne biçim bir cümledir sen kime neyi anlatıyorsun bırak ya.Ondan sonra da gelmiş yorum yapıyor.Diyeceksin ki yorum yapma özgürlüğüm var.Hayır yok kardeşim böyle yorum yapılmaz sen çünkü yalan şeylerle koca bir memleketi töhmet altında bırakıyorsun.Kurtuluş Savaşı dönemlerinde kongre yapmak o kadar kolay mıydı.Mustafa Kemal in yanında asker mi vardı onun korumaları mı vardı.Sivas Kongresi kararlarını bilmiyorsan öğren bu kararlar tüm ulusa hitap etmiştir böyle bir karar sadece ve sadece o zamanda sivas ta alındı.Sivas halkı 3 ay boyunca Atatürkü misafir etti, bilmiyorsan öğren onu korudu, yedirdi, içirdi, bilmiyorsan öğren.Sivas halkı yaptı bunu yani bizim dedelerimiz.Daha sonra gelip burda saçma sapan ifadelerle yorum yapma.Türk Tarihinde bir Sivas Kongresi gerçeği var işte bu ruh buradan geliyor.Söylediğin sözlere bir daha dikkat et!!!

Arif Coşkun
03.06.2008, 13:33
arif coşkun

(Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu.)

bu ne biçim bir cümledir sen kime neyi anlatıyorsun bırak ya.Ondan sonra da gelmiş yorum yapıyor.Diyeceksin ki yorum yapma özgürlüğüm var.Hayır yok kardeşim böyle yorum yapılmaz sen çünkü yalan şeylerle koca bir memleketi töhmet altında bırakıyorsun.Kurtuluş Savaşı dönemlerinde kongre yapmak o kadar kolay mıydı.Mustafa Kemal in yanında asker mi vardı onun korumaları mı vardı.Sivas Kongresi kararlarını bilmiyorsan öğren bu kararlar tüm ulusa hitap etmiştir böyle bir karar sadece ve sadece o zamanda sivas ta alındı.Sivas halkı 3 ay boyunca Atatürkü misafir etti, bilmiyorsan öğren onu korudu, yedirdi, içirdi, bilmiyorsan öğren.Sivas halkı yaptı bunu yani bizim dedelerimiz.Daha sonra gelip burda saçma sapan ifadelerle yorum yapma.Türk Tarihinde bir Sivas Kongresi gerçeği var işte bu ruh buradan geliyor.Söylediğin sözlere bir daha dikkat et!!!
Ne laftan anlamazsınız,yukarıdaki yazdığım yazıyı iyi algılasan,buraya bir daha yazmazsın, özel den yazarsın,boun arkadaşımızın açtığı bir konuyada saygılı olmuş olurdun.
Okuma algılama kabiliyetin biraz fazla olsa, yazdığım yazıyı sonuna kadar okursun ne demek istediğini daha iyi anlarsın,"yazıyı cımbızlayıp " sonrada ahkam kesmemiş olursun.
Senin bildiğin kadarını ben unutmuşumdur,seninde yeni bilgilere ihtiyacın olduğu kanısındayım.Nelerin yaşandığını neler geçtiğini senden öğrenecek değilim.Sana saçma gelebilir,herkes senin gibi düşünmek zorundada değil,konuya katılırsın yada katılmazsın.Bu senin bileceğin iş.Burada yazılan yazıyı genelleyemez işine geldiği gibi yönlendiremezsin.Anlıyan anlıyor zaten.Sen kendine bak.

yakamozz
03.06.2008, 14:12
Ne laftan anlamazsınız,yukarıdaki yazdığım yazıyı iyi algılasan,buraya bir daha yazmazsın, özel den yazarsın,boun arkadaşımızın açtığı bir konuyada saygılı olmuş olurdun.
Okuma algılama kabiliyetin biraz fazla olsa, yazdığım yazıyı sonuna kadar okursun ne demek istediğini daha iyi anlarsın,"yazıyı cımbızlayıp " sonrada ahkam kesmemiş olursun.
Senin bildiğin kadarını ben unutmuşumdur,seninde yeni bilgilere ihtiyacın olduğu kanısındayım.Nelerin yaşandığını neler geçtiğini senden öğrenecek değilim.Sana saçma gelebilir,herkes senin gibi düşünmek zorundada değil,konuya katılırsın yada katılmazsın.Bu senin bileceğin iş.Burada yazılan yazıyı genelleyemez işine geldiği gibi yönlendiremezsin.Anlıyan anlıyor zaten.Sen kendine bak.

Bu cümleyi yazdığın zaman ister yazının tümüne bak ister bakma içindeki bazı şeyleri dışarıya çıkarmışsın kimse benim memleketime laf söyleyemez söyletmem de sen kimsin!!!Benim gibi düşünmek zorunda değilsin ama saçmalamak zorunda da değilsin.Evet anlayan anladı, içindeki şeyleri resmen kusmuşsun,tabiki özele de varız hangi ortamda istersen...

Abdurrahman 58
04.06.2008, 00:09
Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu

arifcoşkun bu cümleyi okudum okudum okudum!olumlu düşünmeye çalıştım ama başlı başına fesat bir cümle!
bu ne cürrettirki toprağına bunca tarihinde düşman ayağı değmemiş ve böylesine milliyetçi bir şehir olan sivasımıza HAİN yakıştırması yapılıyor!
siteye giriyoruzki sivasımız hakkında konuşalım hemşerilerimizle birşeyler paylaşalım ama hala eski kafadan devam ediyorsunuz.OSMANLI TORUNUYUZ AGA KALDIRAMIYORUZ TOPRAĞIMIZA HAKARET EDİLMESİNİ!YAŞÇA BÜYÜĞÜMSÜN BEN UTANIYORUM BU LAFLARI SANA SÖYLEMEYE AMA ÇOK İLERİYE GİDİYOSUN ARİFCOŞKUN YAZACAĞIN YORUMU ÖNCE KAFANDA TASARLA LAFIN NEREYE GİDECEĞİNİ BİL ÖYLE YAZ!ŞURDA SİYASET YAPMAYALIM DİYORUZ HALA SAĞ-SOL ÇATIŞMASINI ALEVLENDİRİYORSUNUZ.BİZE GÖRE HAVA HOŞ SABAHA KADAR TARTIŞALIM İSTERSENİZ!
BİZ RİCAMIZI EDELİM GERİSİ (SİZE)KALMIŞ BİZDEN SÖYLEMESİ...

Arif Coşkun
04.06.2008, 09:39
Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu

arifcoşkun bu cümleyi okudum okudum okudum!olumlu düşünmeye çalıştım ama başlı başına fesat bir cümle!
bu ne cürrettirki toprağına bunca tarihinde düşman ayağı değmemiş ve böylesine milliyetçi bir şehir olan sivasımıza HAİN yakıştırması yapılıyor!
siteye giriyoruzki sivasımız hakkında konuşalım hemşerilerimizle birşeyler paylaşalım ama hala eski kafadan devam ediyorsunuz.OSMANLI TORUNUYUZ AGA KALDIRAMIYORUZ TOPRAĞIMIZA HAKARET EDİLMESİNİ!YAŞÇA BÜYÜĞÜMSÜN BEN UTANIYORUM BU LAFLARI SANA SÖYLEMEYE AMA ÇOK İLERİYE GİDİYOSUN ARİFCOŞKUN YAZACAĞIN YORUMU ÖNCE KAFANDA TASARLA LAFIN NEREYE GİDECEĞİNİ BİL ÖYLE YAZ!ŞURDA SİYASET YAPMAYALIM DİYORUZ HALA SAĞ-SOL ÇATIŞMASINI ALEVLENDİRİYORSUNUZ.BİZE GÖRE HAVA HOŞ SABAHA KADAR TARTIŞALIM İSTERSENİZ!
BİZ RİCAMIZI EDELİM GERİSİ (SİZE)KALMIŞ BİZDEN SÖYLEMESİ...

Okuduğun cümle bir web sitesinden Atatürk'ün Sivas anıları bölümünden alınmıştır.Bu konunun başlangıç cümlesi(devamını zahmet edip okudunmu bilmiyorum) ,doğrudur,yalnıştır tartışılır, ki bende yalnış olmasından yanayım.Doğru olduğunuda iddia etmiyorum,burada açılan konuyla alakalı olunca paylaşmak istememdeki gaye konu benzerliği.
Doğrular yada yanlışlar kişilerin medeni bir şekilde tartışmasıyla açıklığıa yada netliğe kavuşturulur.
Benim o medeni cesaretimde vardır yani hatalıysam yada yalnışsam her alanda özür dilemsinide bilirim.Tabiki bunuda karşımdakinden beklerim.
Sivas sadece sizin toprağınız değil,senin,benim ,onun,bunun hepimizin,Sivas için oluşacak iyi birşey sizler kadar dışladığınız bizleride memnun eder.
Utanmanı gerektirecek bir şey göremiyorum,tartışmak bazı konuları irdelemek seni utandırmasın, çünkü doğru tektir ikitane doğru olmayacağına göre, doğrularda konuşularak ortaya çıkar.
Vatan millet sakarya edebiyatı yaparak lafı yine getirip sağa-sola dayandırıyorsun, sonrada diyorsunki ya biz sağ-sol tartışma olmasın istiyoruz ama siz böyle istiyorsunuz.Ne alaka şimdi bu.Bu yaşınla kalkmış bana akıl vermeye kalkıyorsun.Utanmadan birde ileri gidiyorsun diyorsun, senin yaşında benim oğlum var.Büyüğüne karşı o lafı asla sarfetmez.Sen dünyada belki yoktun o zaman, o safhaları çok iyi bilirim neler gördük neler geçirdik çok iyi bilirim.Onun içindirki kimseyede tafsiye etmem.
Sen okuyormusun,çalışıyormusun bilemiyorum.Sen enerjini biraz o yöne versen daha iyi edersin,bak görüyorsun ülkenin gidişatını.Ele güne muhtaç İMF kapılrında bekleyen, bağımsızlığını yitirmiş dışarıya danışmadan bir iş yapamayan ülke haline gelmişiz. Vatanımızı memleketimizi çok seviyorsak bunlara birlikte çözüm bulalım,80-90 yıl geçmişte yaşanan doğru yada yalnış bir haber yüzünden, daha fazla konu üzerinde durmak istemiyorum.Sağ-sol kavgalarıyla çözüm bulunsaydı şimdiye kadar çoktan bulunmuştu.
Bizler vatanını milletini seven Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda yürüyen ülkenin tam bağımsızlığını savunan birer yurtseveriz.

(sizlerden ricam bu konu kapansın lütfen )

izmirliyigido
04.06.2008, 10:32
Arkadaşlar ben burada kimseyi eleştirmek, kırmak, yargılamak ve sorgulamak için yazmıyorum. Öncelikle bunu belirteyim.

BOUN kardeşimizinde konusu çok güzel. Bu konuda yorumları okumayı beklerken çok farklı bir konu ilede karşılaştım. Bu tartışmada da farklı sav'lar gördüm hoşuma gitti. Kim haklı, kim haksız yargısını okuyanlara bırakıyorum. Burada hoşuma giden, doğru yada yanlışın tartışarak bulunmasından yanayım. Herkes herşeyi doğru bildiğini sanır ama yanlışlığına kendini ikna edemedikten sonra başkalarının sözü hep yanlış gelir.

Ama belli bir düzeyde tartışmak, kırmadan, rencide etmeden fikrini savunmak doğruları bulmak için çok medeni bir davranıştır. Lütfen birbirinizi kırmadan, BOUN kardeşiminde dediği gibi okumak alışkanlığı olmayan genç beyinlerimizin ilgisini çekmek adına tartışılmasından yanayım.



.

akifeker2
04.06.2008, 20:45
Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu

arifcoşkun bu cümleyi okudum okudum okudum!olumlu düşünmeye çalıştım ama başlı başına fesat bir cümle!
sivas halkından bu cümleyi söylediğin için özür dilemeleisin
çünkü yazdığın bu cumle çok kapsamlı ve butun sıvaslılara hakaret olabilecek bı cumle
yazmaddan once düşünde oyle yaz!!!!!!!
şimdi burda sağcı-solcu çatışması yapmayalım
bu yaazıları okuyanlar kımın solcu kımın sağcı olduğunu anlarla
hangısınınde dewletine yararlı olduğunu anlarlar
sağcımı dewletine düşkün solcumu?

akifeker2
04.06.2008, 20:49
arifcoşkun bu nasıl bir cümle tekrar tekrar okudum okudum okudum hatta alıntı yaptığın yazının tamamını okudum. bu cümleni o yazının ne başı ne sonu yine masum göstermiyor. dedelerimizin kemiklerini sızım sızıııım sızlattın. sivası bu cümlenle yıktın mahvettin. sivası sırtından bıçakladın. sivas bunu haketmedi. bizler bunu haketmedik. bizim gururumuz canımızdan önce gelir. gururumuzu kırdın.
hala üsteliyosun özür dile artık

Arif Coşkun
04.06.2008, 21:30
Okuduğun cümle bir web sitesinden Atatürk'ün Sivas anıları bölümünden alınmıştır.Bu konunun başlangıç cümlesi(devamını zahmet edip okudunmu bilmiyorum) ,doğrudur,yalnıştır tartışılır, ki bende yalnış olmasından yanayım.Doğru olduğunuda iddia etmiyorum,burada açılan konuyla alakalı olunca paylaşmak istememdeki gaye konu benzerliği.
Doğrular yada yanlışlar kişilerin medeni bir şekilde tartışmasıyla açıklığıa yada netliğe kavuşturulur.
Benim o medeni cesaretimde vardır yani hatalıysam yada yalnışsam her alanda özür dilemsinide bilirim.Tabiki bunuda karşımdakinden beklerim.
Sivas sadece sizin toprağınız değil,senin,benim ,onun,bunun hepimizin,Sivas için oluşacak iyi birşey sizler kadar dışladığınız bizleride memnun eder.
çünkü doğru tektir ikitane doğru olmayacağına göre, doğrularda konuşularak ortaya çıkar.
Vatan millet sakarya edebiyatı yaparak lafı yine getirip sağa-sola dayandırıyorsun, sonrada diyorsunki ya biz sağ-sol tartışma olmasın istiyoruz ama siz böyle istiyorsunuz. Biz o yollardan çok geçtik, o safhaları çok iyi bilirim neler gördük neler geçirdik çok iyi bilirim.Onun içindirki kimseyede tafsiye etmem.
Sen okuyormusun,çalışıyormusun bilemiyorum.Sen enerjini biraz o yöne versen daha iyi edersin,bak görüyorsun ülkenin gidişatını.Ele güne muhtaç İMF kapılrında bekleyen, bağımsızlığını yitirmiş dışarıya danışmadan bir iş yapamayan ülke haline gelmişiz, zamlar içinde inim inim inleyen dar gelirli.
Sağ-sol kavgalarıyla çözüm bulunsaydı şimdiye kadar çoktan bulunmuştu,
Vatanımızı memleketimizi çok seviyorsak bunlara birlikte çözüm bulalım,80-90 yıl geçmişte yaşanan doğru yada yalnış bir haber yüzünden, daha fazla konu üzerinde durmak istemiyorum.
Ne kadar tahrik ederseniz edin,ne kadar kışkırtırsanız kışkırtın oyununuza gelmem çabanız boşuna ben cevaplarımı yukarıda açıkca yazmışım anlayan anlıyor siz o tahrikçilikten vazgeçin bence,

Bu yazdıklarımdan birşey anlamayana, başka yorum yada cevap yazmayada gerek yoktur.
Siz bilirsiniz yazın yazın kendi kendinizi kutlayın,sanırım bundan büyük keyif alıyorsunuz,
SON-SON-SON bundan anlamıyorsunuz belki bundan anlarsınız THE END- THE END- THE END

Bizler vatanını milletini seven Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda yürüyen ülkenin tam bağımsızlığını savunan birer yurtseveriz.
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

Abdurrahman 58
04.06.2008, 22:03
yukarda yazdıklarınız her ne kadar doğru olsada o yazdığınız tek cümleye bir savunma değil...
gerçektende gururumuz çok kırıldı.ben bugüne kadar seninle böyle bir münasebete girmedim.çok şükür büyüğümüzede saygısızlık etmeyiz.zaten dengim biri o cümleyi yazsaydı çok kötü şeyler olurdu.büyüğümüzsün hemşerimizsin.
SİVASLILAR OLARAK YA O CÜMLENİN DÜZGÜN Bİ AÇIKLAMASINI YAPMANI
YADA ÖZÜR DİLEMENİ BEKLİYORUZ...
>NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE>
BU VATAN HEPİMİZİN,SİVAS HEPİMİZİN!KIYMETİNİ BİLELİM...BİR DAHADA BU TÜR LAFLAR ETMEYELİM MÜMKÜNSE!

akifeker2
04.06.2008, 22:06
Okuduğun cümle bir web sitesinden Atatürk'ün Sivas anıları bölümünden alınmıştır.Bu konunun başlangıç cümlesi(devamını zahmet edip okudunmu bilmiyorum) ,doğrudur,yalnıştır tartışılır, ki bende yalnış olmasından yanayım.Doğru olduğunuda iddia etmiyorum,burada açılan konuyla alakalı olunca paylaşmak istememdeki gaye konu benzerliği.
Doğrular yada yanlışlar kişilerin medeni bir şekilde tartışmasıyla açıklığıa yada netliğe kavuşturulur.
Benim o medeni cesaretimde vardır yani hatalıysam yada yalnışsam her alanda özür dilemsinide bilirim.Tabiki bunuda karşımdakinden beklerim.
Sivas sadece sizin toprağınız değil,senin,benim ,onun,bunun hepimizin,Sivas için oluşacak iyi birşey sizler kadar dışladığınız bizleride memnun eder.
çünkü doğru tektir ikitane doğru olmayacağına göre, doğrularda konuşularak ortaya çıkar.
Vatan millet sakarya edebiyatı yaparak lafı yine getirip sağa-sola dayandırıyorsun, sonrada diyorsunki ya biz sağ-sol tartışma olmasın istiyoruz ama siz böyle istiyorsunuz. Biz o yollardan çok geçtik, o safhaları çok iyi bilirim neler gördük neler geçirdik çok iyi bilirim.Onun içindirki kimseyede tafsiye etmem.
Sen okuyormusun,çalışıyormusun bilemiyorum.Sen enerjini biraz o yöne versen daha iyi edersin,bak görüyorsun ülkenin gidişatını.Ele güne muhtaç İMF kapılrında bekleyen, bağımsızlığını yitirmiş dışarıya danışmadan bir iş yapamayan ülke haline gelmişiz, zamlar içinde inim inim inleyen dar gelirli.
Sağ-sol kavgalarıyla çözüm bulunsaydı şimdiye kadar çoktan bulunmuştu,
Vatanımızı memleketimizi çok seviyorsak bunlara birlikte çözüm bulalım,80-90 yıl geçmişte yaşanan doğru yada yalnış bir haber yüzünden, daha fazla konu üzerinde durmak istemiyorum.
Ne kadar tahrik ederseniz edin,ne kadar kışkırtırsanız kışkırtın oyununuza gelmem çabanız boşuna ben cevaplarımı yukarıda açıkca yazmışım anlayan anlıyor siz o tahrikçilikten vazgeçin bence,

Bu yazdıklarımdan birşey anlamayana, başka yorum yada cevap yazmayada gerek yoktur.
Siz bilirsiniz yazın yazın kendi kendinizi kutlayın,sanırım bundan büyük keyif alıyorsunuz,
SON-SON-SON bundan anlamıyorsunuz belki bundan anlarsınız THE END- THE END- THE END

Bizler vatanını milletini seven Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda yürüyen ülkenin tam bağımsızlığını savunan birer yurtseveriz.
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"






şu koskoca yazıyı boşa yazmışın
lafı uzatma senden bütün sivaslılar olarak özür bekliyoruz
bu konu anca böyle kapanır

SONMEZ
04.06.2008, 22:12
Arkadaşlar,
Buradan düşüncelerinizi, yorumlarınızı yazarken,
lütfen biraz daha sakin ve hoşgörülü olmanız gerekmez mi ?

Evet gerçekten de talihsiz bir ibare var. Ben de tasvip etmiyorum...!
Ama, Arif abi, yazının alıntı olduğunu ve o talihsiz(!) ibarenin kendisine ait olmadığını söylüyor...!
Arkadaşlar, hassasiyetinizi anlıyoruz ve de genç olmanız hasebiyle,
kanınız biraz deli akıyor olabilir ama bakın Arif abi burda neredeyse hepimizin büyüğü durumunda...!
Sizlerden ricam:
Lütfen, büyüğünüze kırıcı olmamanızdır...!

Arif Abi, senden de istirhamım lütfen, artık bu konu uzamasın.
Sen de en azından bu ibarenin talihsiz olduğunu ve tasvip etmediğini belirterek,
hem küçüklerine yaklaşımın biraz daha rasyonel ve sevecen olur;
hem de ariflik ve erdemlilik göstermiş olursun.

Arkadaşlar, birbirimize biraz daha saygı ve sevgi lütfen...!
Rica ediyorum...

yakamozzzz
05.06.2008, 00:02
Ben de bir web sitesine gireyim aynı bölümden bunun tam tersini ifade eden yazı bulurum ne olacak yani bu bir marifet mi bunu da gelmiş burada söylüyorsun her kulaktan dolma doğruluğu kanıtlanmamış bilgileri gelip bizle paylaşıyorsun.Tamam gayriciddi konularda böyle haberler yayınlayabilirsin ama böyle bir ortamda bu kadar ciddi bir konu hakkında ne idüğü belirsiz sitedeki bilgileri gelip burada paylaşman hiç hoş olmuş mu.Eğer gerçekten böyle birşey varsa ki olma ihtimali yok girersin türk tarih kurumunun sitesine alırsın bilgi veya Genel Kurmay ın sitesine bakarsın.Siz tarihinizi, kıytırık bir web sitesinden mi öğreniyorsunuz.Yeter ama bu kadar da olmaz ki.Bir de kendinizi savunuyorsunuz ne hakla yapıyorsunuz bunu beyefendi.Hala sizden özür bekliyoruz tabi bunu yapacak kadar erdemliyseniz...

yakamozzzz
05.06.2008, 00:38
Al işte bunlar da Atatürk'ün kendi nutkunda söyledikleri iyi oku;



Efendiler, Sivas'ta toplanmasını sağlamaya çalıştığımız kongreye her taraftan temsilci seçtirmek ve onların Sivas'a gelmelerini sağlamak üzere, daha Amasya'da iken başlamış olan çalışma ve yazışmalar devam ediyordu. Bütün komutanlar ve birçok vatansever her yerde olağanüstü bir çaba harcıyorlardı.Ne var ki, yine her tarafta olumsuz ve aleyhte propagandalar ve özellikle İstanbul Hükûmeti'nin engelleyici tedbirleri işi güçleştiriyordu.
Bazı yerlerden hem temsilci seçmiyorlar hem de maneviyat kıracak ve herkesi ümitsizliğe düşürecek cevaplar veriyorlardı. Örnek olarak,20' nci Kolordu Komutanı adına Kurmay Başkanı Ömer Halis Bey'in İstanbul'dan gelen bilgileri içine alan 9 Ağustos 1919 tarihli şifresinde, şu maddeler dikkate değer görüldü :

1- İstanbul temsilci göndermiyor. Oradaki işleri uygun bulmakla birlikte, cür'etli bir duruma girmeyi de istemiyor.

2 - İstanbul'dan temsilci göndermek imkânsızdır. Gönderilmek istenen kimseler, orada verimli, başarılı iş göreceklerine emin olmadıklarından dolayı, boşuna masraf etmemek ve yolculuk sıkıntılarına katlanmamak için hareket etmiyorlar. (Bilindiği üzere, bazı kimseleri özel birer mektupla da davet etmiştik. )

Biz, her yerden temsilci seçtirmek ve göndertmekte karşılaşılan güçlükleri yenmeye çalışırken, öte yandan kongrenin toplanması için en güvenli bir yer olarak seçtiğimiz Sivas'ta da bir telâş ve heyecan başladı.

Efendiler, burada, sırası gelmişken arz edeyim ki, ben Sivas'ı gerçekten de her bakımdan güvenli bir yer saymış olmakla birlikte, daha Amasya'da iken Siıvas'a gelen bütün yollar üzerinde uzaktan ve yakından her türlü askerî tedbir ve tertipleri aldırmayı da ihtiyatlı olmanın gereği saymıştım.


Son iki paragrafı çok iyi okumanı istiyorum...




[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] (bu da belki yalan söylediklerimi düşünürsün diye linki veriyorum sana hani olur da inanmazsın ya...)

Arif Coşkun
05.06.2008, 10:24
Arkadaşlar,
Buradan düşüncelerinizi, yorumlarınızı yazarken,
lütfen biraz daha sakin ve hoşgörülü olmanız gerekmez mi ?

Evet gerçekten de talihsiz bir ibare var. Ben de tasvip etmiyorum...!
Ama, Arif abi, yazının alıntı olduğunu ve o talihsiz(!) ibarenin kendisine ait olmadığını söylüyor...!
Arkadaşlar, hassasiyetinizi anlıyoruz ve de genç olmanız hasebiyle,
kanınız biraz deli akıyor olabilir ama bakın Arif abi burda neredeyse hepimizin büyüğü durumunda...!
Sizlerden ricam:
Lütfen, büyüğünüze kırıcı olmamanızdır...!

Arif Abi, senden de istirhamım lütfen, artık bu konu uzamasın.
Sen de en azından bu ibarenin talihsiz olduğunu ve tasvip etmediğini belirterek,
hem küçüklerine yaklaşımın biraz daha rasyonel ve sevecen olur;
hem de ariflik ve erdemlilik göstermiş olursun.

Arkadaşlar, birbirimize biraz daha saygı ve sevgi lütfen...!
Rica ediyorum...

Mustafa gardaş,
Zaten geçen o cümleyi, tasvip etmedim ettiğimide iddia etmedim,doğrudur
talihsiz bir yazıdır, bunu inatla hayır doğrudur dediğim felan yok.
Şu anlamda hatamı kabul ediyorum, konunun başlama şeklindeki cümleye dikkat etmediğim ve böyle bir tepkiyle karşılaşacağımı hesap edemediğim
kaynağına bakmadan direk sayfaya taşıdığım için,
gözden kaçtığı için hatalıyım.Bunun için elbetteki özür dilerim.Sayfaya taşıdıktan sonrada bir arkadaşın uyarısıyla karşılaşınca, tabiri yerindeyse "uyandım" derlerya aynen öyle bir durum oldu,
Ancak,
Defalarca yazmama rağmen,bazı arkadaşlar,ısrarla ve inatla,
hala sanki benim kendi söylediğim ve benim yazdığım bir,
kitaptan alınmış söz gibi sanki benim görüşümmüş gibi,gösterip saldırıda bulunmalarını, hiç bir mantıkla bağdaştıramadım.
Bunu Sivas'lılıklarına "yiğido" (mert,dürüst) ekolüne hiç yakıştıramadığımı bilmelerini isterim.
Konunun fazla uzamamasını istememe rağmen, tehditle,kaba yazılarla
resmen saldırıya geçip konunun dahada uzamasına neden olmuşlardır.
Madem burası demokratik bir platform, katılıyorum yada katılmıyorum
şeklinde görüş belirtilir.Biz buraya kavga yada tehtid için elbette gelmiyoruz,
Herkesin birbirine biraz daha saygılı ve hoşgörülü olmaya davet ediyorum.
Hepimizin amacı elbetteki iyi gelişmiş büyümüş onur duyduğumuz birer Sivas'lı
olmaktır,aksini kim isterki.?
Benim bu konu hakkında yazacaklarım bu kadar, ve son bulmasını istiyorum,
tekrar bu konuyla ilgili kırdığım arkadaşlarım olduysa,onlardan ve site sakinlerinden özür diliyorum.
Ne Mutlu Türküm ve Sivas'lıyım diyene diyor,
Herkese sevgi ve saygılar sunuyorum.

SONMEZ
05.06.2008, 10:46
Arif abi, anlayışın, beni kırmadığın ve özür dileme erdemliliğini gösterdiğin için,
teşekkür ediyorum abi saygılar.
Berat kardeşim sen de ricamı kırmayıp, saygıdan çıkmayacağını belirttiğin için,
sana da teşekkür ediyorum.

Konunun bu şekilde tatlıya bağlanıp kapanması, memnuniyet vericidir.
Saygılar... Sevgiler...