abircan
13.06.2008, 10:08
"ALLAH'A DİN Mİ ÖĞRETİYORSUNUZ?"
Soruyu ben değil, Kur’an soruyor, sevgili okuyucularım.
Kur'an ,Hucurât Suresi 16. ayet, vahyin tebliğcisi Hz. Peygamber'e şu emri veriyor:
"Onlara şöyle de: Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? O Allah ki göklerde ne var, yerde ne varsa bilir. Allah her şeyi en iyi bilendir."
İnsanoğlu bu serzenişin muhatabı olacak kadar düşebilmiş, küstahlaşabilmiştir.
İnsan; kendisine iyiyi ve güzeli öğreten peygamberlere din dersi, takva dersi vermeye kalkmakla kalmamış, dinin sahibi olan kudrete de din öğretmeye yeltenmiştir. İnsanın tüm erdirici kanallarını kirleten bu büyük küstahlık, Kur'an'ın birçok ayetinde gündeme getirilmiştir.
Şu serzenişlere bakın:
"Allah'a örnekler vermeye kalkmayın; Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Nahl, 74)
"Yoksa Allah'a yeryüzünde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" (Ra'd, 33)
"Siz mi daha iyi bilirsiniz, Allah mı?" (Bakara, 140)
Dinin faturası hep Allah'a çıkarılmış, ama kotarıcısı hep Allah adına hegemonya kuranlar olmuştur! Kur'an bu hegemonyacılara şürekâ (Allah'a ortak koşulanlar, Allah yerine iş görmeye kalkanlar) diyor:
"Yoksa onların şürekâsı mı var da onlara, dinden, Allah'ın izin vermediği şeyi şeriatleştiriyorlar?" (Şûra, 21)
Dinden ilham almak Allah için iş görmeye bağlı iken Allah ile aldatan din tüccarları, Allah yerine iş görme çığırını açmışlar. Ve bu ikiyüzlülük bizim mahvımıza sebep olmuştur. Bir yandan ‘Allah’ diye kıyametler koparıp beş bakanlık bütçesi kadar parayı ‘ibadet’ edilsin diye maaş olarak dağıttığımız, okul sayısının birkaç katı cami yaptığımız halde sürünen ülkelerden biri haline gelmiş olmamız başka nasıl izah edilebilir?
Dinin sahibi, koyucusu ve koruyucusu olan kudret, dinde şürekâ üretimine gerekçe yapılacak bahaneleri de en iyi bilendir. Nitekim Kur’an’da bu bahanelere sık sık değinmiş ve şürekâ odaklarına verilecek cevapları insanlığın önüne koymuştur.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
Soruyu ben değil, Kur’an soruyor, sevgili okuyucularım.
Kur'an ,Hucurât Suresi 16. ayet, vahyin tebliğcisi Hz. Peygamber'e şu emri veriyor:
"Onlara şöyle de: Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? O Allah ki göklerde ne var, yerde ne varsa bilir. Allah her şeyi en iyi bilendir."
İnsanoğlu bu serzenişin muhatabı olacak kadar düşebilmiş, küstahlaşabilmiştir.
İnsan; kendisine iyiyi ve güzeli öğreten peygamberlere din dersi, takva dersi vermeye kalkmakla kalmamış, dinin sahibi olan kudrete de din öğretmeye yeltenmiştir. İnsanın tüm erdirici kanallarını kirleten bu büyük küstahlık, Kur'an'ın birçok ayetinde gündeme getirilmiştir.
Şu serzenişlere bakın:
"Allah'a örnekler vermeye kalkmayın; Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Nahl, 74)
"Yoksa Allah'a yeryüzünde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" (Ra'd, 33)
"Siz mi daha iyi bilirsiniz, Allah mı?" (Bakara, 140)
Dinin faturası hep Allah'a çıkarılmış, ama kotarıcısı hep Allah adına hegemonya kuranlar olmuştur! Kur'an bu hegemonyacılara şürekâ (Allah'a ortak koşulanlar, Allah yerine iş görmeye kalkanlar) diyor:
"Yoksa onların şürekâsı mı var da onlara, dinden, Allah'ın izin vermediği şeyi şeriatleştiriyorlar?" (Şûra, 21)
Dinden ilham almak Allah için iş görmeye bağlı iken Allah ile aldatan din tüccarları, Allah yerine iş görme çığırını açmışlar. Ve bu ikiyüzlülük bizim mahvımıza sebep olmuştur. Bir yandan ‘Allah’ diye kıyametler koparıp beş bakanlık bütçesi kadar parayı ‘ibadet’ edilsin diye maaş olarak dağıttığımız, okul sayısının birkaç katı cami yaptığımız halde sürünen ülkelerden biri haline gelmiş olmamız başka nasıl izah edilebilir?
Dinin sahibi, koyucusu ve koruyucusu olan kudret, dinde şürekâ üretimine gerekçe yapılacak bahaneleri de en iyi bilendir. Nitekim Kur’an’da bu bahanelere sık sık değinmiş ve şürekâ odaklarına verilecek cevapları insanlığın önüne koymuştur.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK