PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Baykal ve kurmaylarına suçlama


Serd@r
18.06.2008, 15:34
Yarın Balıkesir'e bir ziyaret gerçekleştirmeye hazırlanan CHP lideri Baykal ve kurmayları hakkında, Balıkesir'li bir genç Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

İşte 27 yaşındaki bir gencin CHP lideri Deniz Baykal ile kurmayları Önder Sav ve Onur Öymen hakkındaki suçlamaları:

CUMHURİYET SAVCILIĞINA
BALIKESİR

ŞÜPHELİLER : Deniz BAYKAL, Önder SAV, Onur ÖYMEN
KONU: CHP (Cumhuriyet Halk Parti) hakkında suç duyurusu

AÇIKLAMA : 6 sayfa ve 4 ayrı maddede suçlamalarım belirtilmiştir.

1 ) ATATÜRKE DÜŞÜNCELERİNE VE LAİKLİK KARŞITLIĞINA ODAK OLMAK

CHP, son yapılan seçimlerde, demokratik olarak başarı sağlayamadığı için, başarısızlıklarını hazmedemeyip, iktidar olma hırsına yenik düşerek, demokratik olmayan yollardan iktidarı yok etmek ve oy verenlerden adeta intikam almak amacıyla kendilerine taktıkları: Atatürkün kurduğu parti, Devletin sahibi, Cumhuriyet ve Laikliğin sahibi sıfatlarını, üzerinde barındırdığını Türkiye Cumhuriyeti halkına ve kurumlarına benimsetmek suretiyle şu yolu takip etmeye başlamıştır.

Laikliğin, Cumhuriyetin, Devletin ve Atatürkün sahibi veya savunucusu olarak, kamuoyuna halka ve kurumlara Türkiyede Laiklik tehlikesi olduğunu benimsetmek sureti ile demokratik yollarla, Türk halkının iradesiyle iktidar olmuş AK PARTİ yi Cumhuriyete, Laikliğe,rejime ve Atatürk e düşman gibi göstererek, aslı ve dayanağı olmayan sanal bir düşman gibi ilan ederek, siyasi hırsları ve ihtirasları doğrultusunda Laikliği AK PARTİ yi Cumhuriyeti ve Atatürk'ü çıkarlarına ve hedeflerine ulaşmak için adeta bir (MALZEME) haline getirmişlerdir. Hemen hemen her demeçlerinde ve açıklamalarında, mitinglerinde ve propagandalarında, Laikliğin tehlikede olduğundan bahsetmek suretiyle, yayınlarını denetlediği ve yönlendirdiği KANALTÜRK kanalınıda kullanarak, ülkede Laiklik sorunu olduğu korkusunu vererek ve buna AK PARTİ ve oy verenlerinin sebep olduğunu belirterek, kendilerine oy vermeyen halka ve AK PARTİ ye saldırmıştır. Başörtü takanları ve bu fikri benimseyen ve destekleyenleri Laikliğe aykırı ve düşman gibi göstererek. Nur Suresi 31. Ayette belirtildiği üzere, bunu dini gereksinimlerinden biri olarak gören büyük halk kitlesini Laikliğe karşı gelmekle itham ederek, bunu dinin gerekliliği görenlerin ise ülkeye şeriat getirmek istediklerini ve bu amaçları için AK PARTİ ye oy vermek sureti ile gerçekleştirmek istediklerini öne sürmektedirler. İslamiyeti, Din ve bireysel özgürlükleri doğrultusunda yaşayan halkıda bu savaşın bir tarafı haline getirmişlerdir. Türk halkının geri kalan kısmını ise bu sanal tehlikede Laikliğin tarafı olmaları için, basın yoluyla ve meydanlarda kışkırtmışlardır. Amaç çatışma çıkartmaktır.

İktidarı yok etmek için düzenlediği bu tuzağı, Mustafa Kemal ATATÜRK, Cumhuriyet ve Laiklik ilkesini kullanarak, Atatürkün Laiklik tanımını kendi ideolojileri doğrultusunda, değiştirerek, bu ilkeleri çarpıtarak, uzun süren çalışmaları sonucunda, halkı ve kurumları kutuplaşmaya itmişler, Atatürkün düşüncelerine, ilke ve inkılıplarına Türkiye Cumhuriyeti halkını düşman etmeye başlamışlardır.

Ve bu savaşta da Atatürk gibi düşündüklerini, halka ve bazı kurumlara empoze ederek, Atatürkü din düşmanı gibi göstererek, Türkiye Cumhuriyeti halkını, Atatürk'e , ilke ve inkılaplarına düşman etmeye başlamışlardır. Bu oluşturdukları savaşta, Türkiye Cumhuriyetinin istikrarını, girişimlerini, gelişmesini ve vatandaşların huzurunu, baltalamak pahasına yapmışlardır. Oluşturdukları sanal korkular ile bilerek ve isteyerek ekonominin bozulmasını ve enflasyonun artmasınıda sağlayarak, bütün bunları savaş açtığı AK PARTİ ye ve oy verenlerine mal etmek istemişlerdir.

Mustafa Kemal ATATÜRK ün, Din hakkında, Peygamberimiz hakkında, Kuran-ı Kerim hakkında, Dindar halk hakkında yaptığı icraatları ve övgüleri bilinmektedir. Atatürkün yüzlerce sözünden biri şudur. "Bütün dünyanın müslümanları, Allahın son peygamberi, Hz.Muhammed in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli, tüm müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı, İslamiyetin yükümlülüklerini olduğu gibi yerine getirmeli, zira buşekilde insanlar kurtulabilirler ve kalkınabilirler" (Nedim SENBAİ; Atatürk, A.Ü. Dil Tarih ve Coğrafya yayınları sf.102 1979)

Cümlelerini sarf eden Atatürk' ün görüşleri ve düşünceleri ortadadır. Bunu çıkarları doğrultusunda çarpıtarak. Atatürkün düşüncelerine ve Laikliğe ve Dini inanç özgürlükleri doğrultusunda, Dinini yaşamak isteyen insanlara ve düşüncelerine hakaret etmiştir. Bu hakaretlerin neticesi,sağ duyulu insanların değerleriyle alay edip terörist faaliyetlere başvurmalarını sağlamak ve haklılıklarını ispat etmektir.
Laikliği, Atatürkü ve Türkiye Cumhuriyeti ilkelerini, siyasi hedeflerine alet etmişlerdir. İnsanlar üzerinde, İlkeleri ve Atatürke düşman olarak benimsemeleri sağlanmış ve halen sağlanmaya çalışılmaktadır.

SONUÇ : Atatürke , düşüncelerine ve Laiklik karşıtlığına,sebep ve odak olmuşlardır.

2) DİNİ SİYASETE ALET ETMEK

-CHP, "DİN BİZİM" yazılı afişleri,propaganda amacı ile ilan panolarına astıkları kamuoyuncada bilinmektedir. Siyasi parti olarak,Dini sahiplenmek, siyasete alet etmektir.

-CHP Seçim propagandalarında, meydanlarda halka, Dini bir gereklilik olduğunu bildiği "BAŞÖRTÜSÜ" dağıtmış ve Dini siyasete alet etmiştir.


-CHP, seçim otobüsünün üzerine, bilerek "BAŞÖRTÜLÜ KADIN" resmi koyarak Dini siyasete alet etmiştir.

SONUÇ : Dini siyasi anlayışlarına açık olarak alet etmiştir.

3 ) DİNİ İNANÇ VE İBADETLERE HAKARET ETMİŞTİR

Onur ÖYMEN ; Yurtdışında gerçekleştirdiği bir röportajda "BAŞÖTÜSÜ NAZİ GÖMLEĞİDİR" diyerek, açık bir şekilde hakaret etmiştir.

İslam Dininin kitabı olan Kuran-ı Kerimde Başörtüsü şöyle belirtilmiştir:

NUR SURESİ 31.AYET

"Mümin kadınlarada söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar (yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zinet (yer)lerini göstermesinler.

BAŞÖRTÜLERİNİ TA YAKALARINA KADAR SALSINLAR

"Bu ayet üzrine kadınlar bu örtüyü kullanmaktadırlar. Sonuç olarak dini bir gerekliliktir. Bu hakarete göz yuman CHP ve yöneticileri bir yaptırım uygalamadıkları sonucunda bu suça ortak olmuşlardır.

Önder SAV ; İslam dininin peygamberi olan Hz.Muhammed hakkında alaylı bir uslub kullanarak hakaret etmiştir. İslamın açık emirlerinden biri olan Hac ibadeti ilede dalga geçmiş ve hakaret etmiştir.

Savunur gibi gözüktükleri ve her fırsatta sahiplendikleri Atatürk'ün Peygamberimize olan övgülerini biliyorum. Laiklik ilkesinin Dini ve inançları, koruma altına alması gerektiğinide biliyorum.

Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında ve Kurtuluş savaşında, Laikliğe tehtid olarak CHPnin gösterdiği Türk evlatları, imanlarıyla, vatan sevdalarıyla yüzbinlerce şehit verdiler. Kanlarıyla canlarıyla savaştılar. Geride kalan eşleri, bacıları ve analarının tamamı Başörtülüydü. Ciğerleri yanan bu Türk analarının örtülerine laf söyleyen, nazi gömleği gibi iğrenç bir benzetme yapan. Bu toprak için, şahadet mertebesine ulaşmış atalarımıza, cepheye mermi taşıyan başörtülü analarımıza, Atatürk'ün ailesine, Atatürk'e ve hatıralarınada hakarettir. Basın yoluyla yapılan bu hakaretler yenilir yutulur şekilde değildir. Müslüman ve bir Türk genci olarak, ne Atatürke ne de Dinime, Peygamberime ve inançlarıma bu hakaretler karşısında kayıtsız kalamam.

Mustafa Kemal ATATÜRK; "Dini inanç ve kanaat özgürlüğü, Devlet tarafından garanti altına alınır, buna aykırı hareket edenler, Türk Ceza Kanunu'nun, ilgili maddelerince yargılanarak cezalandırılır" demiştir.

Ayrıca, CHP nin yayınlarını yönettiği belgelenen, Kanaltürk televizyonunun CHP ile yaptığı sözleşme tarihinden itibaren, dini inanç ve ibadet özgürlüğüne yapılan tüm hakaretler, aynı zamanda kanalla arasındaki sözleşme gereği CHP'yi de ilgilendirerek, tüm beyanlar ve hakaretlere CHP ortaktır.

SONUÇ: Dini inanç ve ibadetlere açık olarak hakaret edilmiştir.

4 ) YARGIYA MÜDAHALE ETMEK VE ÇIKARLARI İÇİN KULLANMAK

- CHP nin seçim propagandası için "DEVLET BİZİM" şeklindeki afişleri.Devletin içinde kutsal bir yeri olan yargıyıda içine almakta ve siyasi kimliğiyle kendi malı gibi göstermektedir.

- CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yargıya intikal eden konuda şu beyanda basın yoluyla bulunmuştur. "367 kararı çıkmazsa çatışma çıkar" beyanı yargıyı tehtid etmek, baskı altına almaya çalışmak ve müdahale etmektir. çünkü bu sözleri söyleyen Deniz BAYKAL ve partisi Atatürk'ü temsil ettiklerini söylemektedirler.

Laikliğe ve Atatürk karşıtlığına odak olma konulu 1 nolu suçlamamda belirttiğim, çatışma ortamı ve kutuplaşmaya, yargıyıda taraf olma zorunluluğuna itmiştir. Laiklik ve Atatürk üzerinden siyaset yaptıkları için, kendinden olanları laik, diğer siyasetçileri ve kurumları da Laiklik karşıtı ilan ettikleri için, yargıyıda bu ihtiraslarında silah gibi kullanmak istedikleri için yargıyıda kutuplaşmanın kendi safına çekmek istemeleri açıktır. Türk yargısını kullanmak ve kararlarını direk etkileyerek müdahale etmek istemeleri açıktır.

Bu suçlamaları bir kaç arkadaşımla paylaştığımda, bana verdikleri cevap CHP'nin bu amacına ulaşmak üzere olduğunu doğrulamaktadır. Suçlamaları paylaştığım kişilerden şu cevapları işittim; "uğraşma CHP suçlu olsa da kapanmaz ceza verilmez. Yargı bir kılıf bulur. Anayasa mahkemeleri üyelerinin görüşleri ve aileleri CHP'li ,kimi kime şikayet ediyorsun. 367 kararını çıkaranlar CHP'yimi kaparlar gibi sözler işittim." İnsanların yargıya bu denli kötü bakışı ne üzücüdür. Yargıyı bir silah olarak gören Deniz BAYKAL ve CHP yargıyıda bu savaşa sokmaya çalıştığı ve taraf olmaya zorladığı açıktır..

SONUÇ : Yargıya müdahale edilmekte ve CHP kendi çıkarları için kullanmaya çalışmıştır.

CHP nin siyasi bir parti olarak devam etmesi kanımca mümkün değildir. Ülke üzerinde bu kadar hain planlar yapan bir parti olsa olsa terör isteyen bir parti olur. Bu gidişe dur denilmez ve bu partinin önü kesilip Yüce Divan'da yöneticileri yargılanmaz ise güzel ülkemizin geleceği nek adar karanlıktır. Yaptıklarının tabiri iki kelimeyle özetlenebilir. İRTİCAİ FAALİYET ve TERÖR ÇIĞIRTKANLIĞI

Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki "..Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve mudafa etmektir."

Atatürk'ün gençliğe hitabesinin bana vermiş olduğu yetki ve "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözündeki milletin bir bireyi olarak kendimde gördüğüm yetkiyle;

CHP nin işlediği bu suçlardan yargılanmasını ve güzel ülkemden kirli ellerinin çekilmesini istiyorum ve gereğinin yapılmasını arz ve taleb ediyorum

Haber7

altuntas58
18.06.2008, 16:11
Bu chp yi cumhuriyet baş savcılığına suc duyurusunda bulunmak için o kadar çok sebeb varki işte yukarda yazılmış bu yazılanların dışında daha bir çok sebep bulabilirim memleketi kaosa sürükleyen zihniyeti allaha havale ediyorum

yakamozz
18.06.2008, 16:14
valla bu chp yargı ile kanka olduğu için ne kadar başvuruda bulunsalar da ben buradan bir sonuç çıkacağını sanmıyorum...

dark_yamtar58
18.06.2008, 16:16
Yarın Balıkesir'e bir ziyaret gerçekleştirmeye hazırlanan CHP lideri Baykal ve kurmayları hakkında, Balıkesir'li bir genç Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

İşte 27 yaşındaki bir gencin CHP lideri Deniz Baykal ile kurmayları Önder Sav ve Onur Öymen hakkındaki suçlamaları:

CUMHURİYET SAVCILIĞINA
BALIKESİR

ŞÜPHELİLER : Deniz BAYKAL, Önder SAV, Onur ÖYMEN
KONU: CHP (Cumhuriyet Halk Parti) hakkında suç duyurusu

AÇIKLAMA : 6 sayfa ve 4 ayrı maddede suçlamalarım belirtilmiştir.

1 ) ATATÜRKE DÜŞÜNCELERİNE VE LAİKLİK KARŞITLIĞINA ODAK OLMAK

CHP, son yapılan seçimlerde, demokratik olarak başarı sağlayamadığı için, başarısızlıklarını hazmedemeyip, iktidar olma hırsına yenik düşerek, demokratik olmayan yollardan iktidarı yok etmek ve oy verenlerden adeta intikam almak amacıyla kendilerine taktıkları: Atatürkün kurduğu parti, Devletin sahibi, Cumhuriyet ve Laikliğin sahibi sıfatlarını, üzerinde barındırdığını Türkiye Cumhuriyeti halkına ve kurumlarına benimsetmek suretiyle şu yolu takip etmeye başlamıştır.

Laikliğin, Cumhuriyetin, Devletin ve Atatürkün sahibi veya savunucusu olarak, kamuoyuna halka ve kurumlara Türkiyede Laiklik tehlikesi olduğunu benimsetmek sureti ile demokratik yollarla, Türk halkının iradesiyle iktidar olmuş AK PARTİ yi Cumhuriyete, Laikliğe,rejime ve Atatürk e düşman gibi göstererek, aslı ve dayanağı olmayan sanal bir düşman gibi ilan ederek, siyasi hırsları ve ihtirasları doğrultusunda Laikliği AK PARTİ yi Cumhuriyeti ve Atatürk'ü çıkarlarına ve hedeflerine ulaşmak için adeta bir (MALZEME) haline getirmişlerdir. Hemen hemen her demeçlerinde ve açıklamalarında, mitinglerinde ve propagandalarında, Laikliğin tehlikede olduğundan bahsetmek suretiyle, yayınlarını denetlediği ve yönlendirdiği KANALTÜRK kanalınıda kullanarak, ülkede Laiklik sorunu olduğu korkusunu vererek ve buna AK PARTİ ve oy verenlerinin sebep olduğunu belirterek, kendilerine oy vermeyen halka ve AK PARTİ ye saldırmıştır. Başörtü takanları ve bu fikri benimseyen ve destekleyenleri Laikliğe aykırı ve düşman gibi göstererek. Nur Suresi 31. Ayette belirtildiği üzere, bunu dini gereksinimlerinden biri olarak gören büyük halk kitlesini Laikliğe karşı gelmekle itham ederek, bunu dinin gerekliliği görenlerin ise ülkeye şeriat getirmek istediklerini ve bu amaçları için AK PARTİ ye oy vermek sureti ile gerçekleştirmek istediklerini öne sürmektedirler. İslamiyeti, Din ve bireysel özgürlükleri doğrultusunda yaşayan halkıda bu savaşın bir tarafı haline getirmişlerdir. Türk halkının geri kalan kısmını ise bu sanal tehlikede Laikliğin tarafı olmaları için, basın yoluyla ve meydanlarda kışkırtmışlardır. Amaç çatışma çıkartmaktır.

İktidarı yok etmek için düzenlediği bu tuzağı, Mustafa Kemal ATATÜRK, Cumhuriyet ve Laiklik ilkesini kullanarak, Atatürkün Laiklik tanımını kendi ideolojileri doğrultusunda, değiştirerek, bu ilkeleri çarpıtarak, uzun süren çalışmaları sonucunda, halkı ve kurumları kutuplaşmaya itmişler, Atatürkün düşüncelerine, ilke ve inkılıplarına Türkiye Cumhuriyeti halkını düşman etmeye başlamışlardır.

Ve bu savaşta da Atatürk gibi düşündüklerini, halka ve bazı kurumlara empoze ederek, Atatürkü din düşmanı gibi göstererek, Türkiye Cumhuriyeti halkını, Atatürk'e , ilke ve inkılaplarına düşman etmeye başlamışlardır. Bu oluşturdukları savaşta, Türkiye Cumhuriyetinin istikrarını, girişimlerini, gelişmesini ve vatandaşların huzurunu, baltalamak pahasına yapmışlardır. Oluşturdukları sanal korkular ile bilerek ve isteyerek ekonominin bozulmasını ve enflasyonun artmasınıda sağlayarak, bütün bunları savaş açtığı AK PARTİ ye ve oy verenlerine mal etmek istemişlerdir.

Mustafa Kemal ATATÜRK ün, Din hakkında, Peygamberimiz hakkında, Kuran-ı Kerim hakkında, Dindar halk hakkında yaptığı icraatları ve övgüleri bilinmektedir. Atatürkün yüzlerce sözünden biri şudur. "Bütün dünyanın müslümanları, Allahın son peygamberi, Hz.Muhammed in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli, tüm müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı, İslamiyetin yükümlülüklerini olduğu gibi yerine getirmeli, zira buşekilde insanlar kurtulabilirler ve kalkınabilirler" (Nedim SENBAİ; Atatürk, A.Ü. Dil Tarih ve Coğrafya yayınları sf.102 1979)

Cümlelerini sarf eden Atatürk' ün görüşleri ve düşünceleri ortadadır. Bunu çıkarları doğrultusunda çarpıtarak. Atatürkün düşüncelerine ve Laikliğe ve Dini inanç özgürlükleri doğrultusunda, Dinini yaşamak isteyen insanlara ve düşüncelerine hakaret etmiştir. Bu hakaretlerin neticesi,sağ duyulu insanların değerleriyle alay edip terörist faaliyetlere başvurmalarını sağlamak ve haklılıklarını ispat etmektir.
Laikliği, Atatürkü ve Türkiye Cumhuriyeti ilkelerini, siyasi hedeflerine alet etmişlerdir. İnsanlar üzerinde, İlkeleri ve Atatürke düşman olarak benimsemeleri sağlanmış ve halen sağlanmaya çalışılmaktadır.

SONUÇ : Atatürke , düşüncelerine ve Laiklik karşıtlığına,sebep ve odak olmuşlardır.

2) DİNİ SİYASETE ALET ETMEK

-CHP, "DİN BİZİM" yazılı afişleri,propaganda amacı ile ilan panolarına astıkları kamuoyuncada bilinmektedir. Siyasi parti olarak,Dini sahiplenmek, siyasete alet etmektir.

-CHP Seçim propagandalarında, meydanlarda halka, Dini bir gereklilik olduğunu bildiği "BAŞÖRTÜSÜ" dağıtmış ve Dini siyasete alet etmiştir.


-CHP, seçim otobüsünün üzerine, bilerek "BAŞÖRTÜLÜ KADIN" resmi koyarak Dini siyasete alet etmiştir.

SONUÇ : Dini siyasi anlayışlarına açık olarak alet etmiştir.

3 ) DİNİ İNANÇ VE İBADETLERE HAKARET ETMİŞTİR

Onur ÖYMEN ; Yurtdışında gerçekleştirdiği bir röportajda "BAŞÖTÜSÜ NAZİ GÖMLEĞİDİR" diyerek, açık bir şekilde hakaret etmiştir.

İslam Dininin kitabı olan Kuran-ı Kerimde Başörtüsü şöyle belirtilmiştir:

NUR SURESİ 31.AYET

"Mümin kadınlarada söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar (yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zinet (yer)lerini göstermesinler.

BAŞÖRTÜLERİNİ TA YAKALARINA KADAR SALSINLAR

"Bu ayet üzrine kadınlar bu örtüyü kullanmaktadırlar. Sonuç olarak dini bir gerekliliktir. Bu hakarete göz yuman CHP ve yöneticileri bir yaptırım uygalamadıkları sonucunda bu suça ortak olmuşlardır.

Önder SAV ; İslam dininin peygamberi olan Hz.Muhammed hakkında alaylı bir uslub kullanarak hakaret etmiştir. İslamın açık emirlerinden biri olan Hac ibadeti ilede dalga geçmiş ve hakaret etmiştir.

Savunur gibi gözüktükleri ve her fırsatta sahiplendikleri Atatürk'ün Peygamberimize olan övgülerini biliyorum. Laiklik ilkesinin Dini ve inançları, koruma altına alması gerektiğinide biliyorum.

Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında ve Kurtuluş savaşında, Laikliğe tehtid olarak CHPnin gösterdiği Türk evlatları, imanlarıyla, vatan sevdalarıyla yüzbinlerce şehit verdiler. Kanlarıyla canlarıyla savaştılar. Geride kalan eşleri, bacıları ve analarının tamamı Başörtülüydü. Ciğerleri yanan bu Türk analarının örtülerine laf söyleyen, nazi gömleği gibi iğrenç bir benzetme yapan. Bu toprak için, şahadet mertebesine ulaşmış atalarımıza, cepheye mermi taşıyan başörtülü analarımıza, Atatürk'ün ailesine, Atatürk'e ve hatıralarınada hakarettir. Basın yoluyla yapılan bu hakaretler yenilir yutulur şekilde değildir. Müslüman ve bir Türk genci olarak, ne Atatürke ne de Dinime, Peygamberime ve inançlarıma bu hakaretler karşısında kayıtsız kalamam.

Mustafa Kemal ATATÜRK; "Dini inanç ve kanaat özgürlüğü, Devlet tarafından garanti altına alınır, buna aykırı hareket edenler, Türk Ceza Kanunu'nun, ilgili maddelerince yargılanarak cezalandırılır" demiştir.

Ayrıca, CHP nin yayınlarını yönettiği belgelenen, Kanaltürk televizyonunun CHP ile yaptığı sözleşme tarihinden itibaren, dini inanç ve ibadet özgürlüğüne yapılan tüm hakaretler, aynı zamanda kanalla arasındaki sözleşme gereği CHP'yi de ilgilendirerek, tüm beyanlar ve hakaretlere CHP ortaktır.

SONUÇ: Dini inanç ve ibadetlere açık olarak hakaret edilmiştir.

4 ) YARGIYA MÜDAHALE ETMEK VE ÇIKARLARI İÇİN KULLANMAK

- CHP nin seçim propagandası için "DEVLET BİZİM" şeklindeki afişleri.Devletin içinde kutsal bir yeri olan yargıyıda içine almakta ve siyasi kimliğiyle kendi malı gibi göstermektedir.

- CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yargıya intikal eden konuda şu beyanda basın yoluyla bulunmuştur. "367 kararı çıkmazsa çatışma çıkar" beyanı yargıyı tehtid etmek, baskı altına almaya çalışmak ve müdahale etmektir. çünkü bu sözleri söyleyen Deniz BAYKAL ve partisi Atatürk'ü temsil ettiklerini söylemektedirler.

Laikliğe ve Atatürk karşıtlığına odak olma konulu 1 nolu suçlamamda belirttiğim, çatışma ortamı ve kutuplaşmaya, yargıyıda taraf olma zorunluluğuna itmiştir. Laiklik ve Atatürk üzerinden siyaset yaptıkları için, kendinden olanları laik, diğer siyasetçileri ve kurumları da Laiklik karşıtı ilan ettikleri için, yargıyıda bu ihtiraslarında silah gibi kullanmak istedikleri için yargıyıda kutuplaşmanın kendi safına çekmek istemeleri açıktır. Türk yargısını kullanmak ve kararlarını direk etkileyerek müdahale etmek istemeleri açıktır.

Bu suçlamaları bir kaç arkadaşımla paylaştığımda, bana verdikleri cevap CHP'nin bu amacına ulaşmak üzere olduğunu doğrulamaktadır. Suçlamaları paylaştığım kişilerden şu cevapları işittim; "uğraşma CHP suçlu olsa da kapanmaz ceza verilmez. Yargı bir kılıf bulur. Anayasa mahkemeleri üyelerinin görüşleri ve aileleri CHP'li ,kimi kime şikayet ediyorsun. 367 kararını çıkaranlar CHP'yimi kaparlar gibi sözler işittim." İnsanların yargıya bu denli kötü bakışı ne üzücüdür. Yargıyı bir silah olarak gören Deniz BAYKAL ve CHP yargıyıda bu savaşa sokmaya çalıştığı ve taraf olmaya zorladığı açıktır..

SONUÇ : Yargıya müdahale edilmekte ve CHP kendi çıkarları için kullanmaya çalışmıştır.

CHP nin siyasi bir parti olarak devam etmesi kanımca mümkün değildir. Ülke üzerinde bu kadar hain planlar yapan bir parti olsa olsa terör isteyen bir parti olur. Bu gidişe dur denilmez ve bu partinin önü kesilip Yüce Divan'da yöneticileri yargılanmaz ise güzel ülkemizin geleceği nek adar karanlıktır. Yaptıklarının tabiri iki kelimeyle özetlenebilir. İRTİCAİ FAALİYET ve TERÖR ÇIĞIRTKANLIĞI

Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki "..Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve mudafa etmektir."

Atatürk'ün gençliğe hitabesinin bana vermiş olduğu yetki ve "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözündeki milletin bir bireyi olarak kendimde gördüğüm yetkiyle;

CHP nin işlediği bu suçlardan yargılanmasını ve güzel ülkemden kirli ellerinin çekilmesini istiyorum ve gereğinin yapılmasını arz ve taleb ediyorum

Haber7








Bu konu bence kocaman bir fiyasko...Sadece Akp nin gündemi değiştirmek için kundakladığı bir siyasi pilan.

yakamozz
18.06.2008, 16:33
Bu konu bence kocaman bir fiyasko...Sadece Akp nin gündemi değiştirmek için kundakladığı bir siyasi pilan.

tabi işnize gelmediği için dimi korkmayın korkmayın birşey olmaz ne de olsa sizin yargınız sizin istediğiniz gibi karar verir

Arif Coşkun
18.06.2008, 16:54
Madem yargıya güvenmiyorsunuzda bu davayı neden açıyorsunuz.
Çelişki değilmi?
Bir söz vardı, "hırsızı yakaladım ben onu bırakıyorum ama,o beni bırakmıyorki" aynen o hesap.

titizyiğido
18.06.2008, 17:01
Yarın Balıkesir'e bir ziyaret gerçekleştirmeye hazırlanan CHP lideri Baykal ve kurmayları hakkında, Balıkesir'li bir genç Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

İşte 27 yaşındaki bir gencin CHP lideri Deniz Baykal ile kurmayları Önder Sav ve Onur Öymen hakkındaki suçlamaları:

CUMHURİYET SAVCILIĞINA
BALIKESİR

ŞÜPHELİLER : Deniz BAYKAL, Önder SAV, Onur ÖYMEN
KONU: CHP (Cumhuriyet Halk Parti) hakkında suç duyurusu

AÇIKLAMA : 6 sayfa ve 4 ayrı maddede suçlamalarım belirtilmiştir.

1 ) ATATÜRKE DÜŞÜNCELERİNE VE LAİKLİK KARŞITLIĞINA ODAK OLMAK

CHP, son yapılan seçimlerde, demokratik olarak başarı sağlayamadığı için, başarısızlıklarını hazmedemeyip, iktidar olma hırsına yenik düşerek, demokratik olmayan yollardan iktidarı yok etmek ve oy verenlerden adeta intikam almak amacıyla kendilerine taktıkları: Atatürkün kurduğu parti, Devletin sahibi, Cumhuriyet ve Laikliğin sahibi sıfatlarını, üzerinde barındırdığını Türkiye Cumhuriyeti halkına ve kurumlarına benimsetmek suretiyle şu yolu takip etmeye başlamıştır.

Laikliğin, Cumhuriyetin, Devletin ve Atatürkün sahibi veya savunucusu olarak, kamuoyuna halka ve kurumlara Türkiyede Laiklik tehlikesi olduğunu benimsetmek sureti ile demokratik yollarla, Türk halkının iradesiyle iktidar olmuş AK PARTİ yi Cumhuriyete, Laikliğe,rejime ve Atatürk e düşman gibi göstererek, aslı ve dayanağı olmayan sanal bir düşman gibi ilan ederek, siyasi hırsları ve ihtirasları doğrultusunda Laikliği AK PARTİ yi Cumhuriyeti ve Atatürk'ü çıkarlarına ve hedeflerine ulaşmak için adeta bir (MALZEME) haline getirmişlerdir. Hemen hemen her demeçlerinde ve açıklamalarında, mitinglerinde ve propagandalarında, Laikliğin tehlikede olduğundan bahsetmek suretiyle, yayınlarını denetlediği ve yönlendirdiği KANALTÜRK kanalınıda kullanarak, ülkede Laiklik sorunu olduğu korkusunu vererek ve buna AK PARTİ ve oy verenlerinin sebep olduğunu belirterek, kendilerine oy vermeyen halka ve AK PARTİ ye saldırmıştır. Başörtü takanları ve bu fikri benimseyen ve destekleyenleri Laikliğe aykırı ve düşman gibi göstererek. Nur Suresi 31. Ayette belirtildiği üzere, bunu dini gereksinimlerinden biri olarak gören büyük halk kitlesini Laikliğe karşı gelmekle itham ederek, bunu dinin gerekliliği görenlerin ise ülkeye şeriat getirmek istediklerini ve bu amaçları için AK PARTİ ye oy vermek sureti ile gerçekleştirmek istediklerini öne sürmektedirler. İslamiyeti, Din ve bireysel özgürlükleri doğrultusunda yaşayan halkıda bu savaşın bir tarafı haline getirmişlerdir. Türk halkının geri kalan kısmını ise bu sanal tehlikede Laikliğin tarafı olmaları için, basın yoluyla ve meydanlarda kışkırtmışlardır. Amaç çatışma çıkartmaktır.

İktidarı yok etmek için düzenlediği bu tuzağı, Mustafa Kemal ATATÜRK, Cumhuriyet ve Laiklik ilkesini kullanarak, Atatürkün Laiklik tanımını kendi ideolojileri doğrultusunda, değiştirerek, bu ilkeleri çarpıtarak, uzun süren çalışmaları sonucunda, halkı ve kurumları kutuplaşmaya itmişler, Atatürkün düşüncelerine, ilke ve inkılıplarına Türkiye Cumhuriyeti halkını düşman etmeye başlamışlardır.

Ve bu savaşta da Atatürk gibi düşündüklerini, halka ve bazı kurumlara empoze ederek, Atatürkü din düşmanı gibi göstererek, Türkiye Cumhuriyeti halkını, Atatürk'e , ilke ve inkılaplarına düşman etmeye başlamışlardır. Bu oluşturdukları savaşta, Türkiye Cumhuriyetinin istikrarını, girişimlerini, gelişmesini ve vatandaşların huzurunu, baltalamak pahasına yapmışlardır. Oluşturdukları sanal korkular ile bilerek ve isteyerek ekonominin bozulmasını ve enflasyonun artmasınıda sağlayarak, bütün bunları savaş açtığı AK PARTİ ye ve oy verenlerine mal etmek istemişlerdir.

Mustafa Kemal ATATÜRK ün, Din hakkında, Peygamberimiz hakkında, Kuran-ı Kerim hakkında, Dindar halk hakkında yaptığı icraatları ve övgüleri bilinmektedir. Atatürkün yüzlerce sözünden biri şudur. "Bütün dünyanın müslümanları, Allahın son peygamberi, Hz.Muhammed in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli, tüm müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı, İslamiyetin yükümlülüklerini olduğu gibi yerine getirmeli, zira buşekilde insanlar kurtulabilirler ve kalkınabilirler" (Nedim SENBAİ; Atatürk, A.Ü. Dil Tarih ve Coğrafya yayınları sf.102 1979)

Cümlelerini sarf eden Atatürk' ün görüşleri ve düşünceleri ortadadır. Bunu çıkarları doğrultusunda çarpıtarak. Atatürkün düşüncelerine ve Laikliğe ve Dini inanç özgürlükleri doğrultusunda, Dinini yaşamak isteyen insanlara ve düşüncelerine hakaret etmiştir. Bu hakaretlerin neticesi,sağ duyulu insanların değerleriyle alay edip terörist faaliyetlere başvurmalarını sağlamak ve haklılıklarını ispat etmektir.
Laikliği, Atatürkü ve Türkiye Cumhuriyeti ilkelerini, siyasi hedeflerine alet etmişlerdir. İnsanlar üzerinde, İlkeleri ve Atatürke düşman olarak benimsemeleri sağlanmış ve halen sağlanmaya çalışılmaktadır.

SONUÇ : Atatürke , düşüncelerine ve Laiklik karşıtlığına,sebep ve odak olmuşlardır.

2) DİNİ SİYASETE ALET ETMEK

-CHP, "DİN BİZİM" yazılı afişleri,propaganda amacı ile ilan panolarına astıkları kamuoyuncada bilinmektedir. Siyasi parti olarak,Dini sahiplenmek, siyasete alet etmektir.

-CHP Seçim propagandalarında, meydanlarda halka, Dini bir gereklilik olduğunu bildiği "BAŞÖRTÜSÜ" dağıtmış ve Dini siyasete alet etmiştir.


-CHP, seçim otobüsünün üzerine, bilerek "BAŞÖRTÜLÜ KADIN" resmi koyarak Dini siyasete alet etmiştir.

SONUÇ : Dini siyasi anlayışlarına açık olarak alet etmiştir.

3 ) DİNİ İNANÇ VE İBADETLERE HAKARET ETMİŞTİR

Onur ÖYMEN ; Yurtdışında gerçekleştirdiği bir röportajda "BAŞÖTÜSÜ NAZİ GÖMLEĞİDİR" diyerek, açık bir şekilde hakaret etmiştir.

İslam Dininin kitabı olan Kuran-ı Kerimde Başörtüsü şöyle belirtilmiştir:

NUR SURESİ 31.AYET

"Mümin kadınlarada söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar (yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zinet (yer)lerini göstermesinler.

BAŞÖRTÜLERİNİ TA YAKALARINA KADAR SALSINLAR

"Bu ayet üzrine kadınlar bu örtüyü kullanmaktadırlar. Sonuç olarak dini bir gerekliliktir. Bu hakarete göz yuman CHP ve yöneticileri bir yaptırım uygalamadıkları sonucunda bu suça ortak olmuşlardır.

Önder SAV ; İslam dininin peygamberi olan Hz.Muhammed hakkında alaylı bir uslub kullanarak hakaret etmiştir. İslamın açık emirlerinden biri olan Hac ibadeti ilede dalga geçmiş ve hakaret etmiştir.

Savunur gibi gözüktükleri ve her fırsatta sahiplendikleri Atatürk'ün Peygamberimize olan övgülerini biliyorum. Laiklik ilkesinin Dini ve inançları, koruma altına alması gerektiğinide biliyorum.

Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında ve Kurtuluş savaşında, Laikliğe tehtid olarak CHPnin gösterdiği Türk evlatları, imanlarıyla, vatan sevdalarıyla yüzbinlerce şehit verdiler. Kanlarıyla canlarıyla savaştılar. Geride kalan eşleri, bacıları ve analarının tamamı Başörtülüydü. Ciğerleri yanan bu Türk analarının örtülerine laf söyleyen, nazi gömleği gibi iğrenç bir benzetme yapan. Bu toprak için, şahadet mertebesine ulaşmış atalarımıza, cepheye mermi taşıyan başörtülü analarımıza, Atatürk'ün ailesine, Atatürk'e ve hatıralarınada hakarettir. Basın yoluyla yapılan bu hakaretler yenilir yutulur şekilde değildir. Müslüman ve bir Türk genci olarak, ne Atatürke ne de Dinime, Peygamberime ve inançlarıma bu hakaretler karşısında kayıtsız kalamam.

Mustafa Kemal ATATÜRK; "Dini inanç ve kanaat özgürlüğü, Devlet tarafından garanti altına alınır, buna aykırı hareket edenler, Türk Ceza Kanunu'nun, ilgili maddelerince yargılanarak cezalandırılır" demiştir.

Ayrıca, CHP nin yayınlarını yönettiği belgelenen, Kanaltürk televizyonunun CHP ile yaptığı sözleşme tarihinden itibaren, dini inanç ve ibadet özgürlüğüne yapılan tüm hakaretler, aynı zamanda kanalla arasındaki sözleşme gereği CHP'yi de ilgilendirerek, tüm beyanlar ve hakaretlere CHP ortaktır.

SONUÇ: Dini inanç ve ibadetlere açık olarak hakaret edilmiştir.

4 ) YARGIYA MÜDAHALE ETMEK VE ÇIKARLARI İÇİN KULLANMAK

- CHP nin seçim propagandası için "DEVLET BİZİM" şeklindeki afişleri.Devletin içinde kutsal bir yeri olan yargıyıda içine almakta ve siyasi kimliğiyle kendi malı gibi göstermektedir.

- CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yargıya intikal eden konuda şu beyanda basın yoluyla bulunmuştur. "367 kararı çıkmazsa çatışma çıkar" beyanı yargıyı tehtid etmek, baskı altına almaya çalışmak ve müdahale etmektir. çünkü bu sözleri söyleyen Deniz BAYKAL ve partisi Atatürk'ü temsil ettiklerini söylemektedirler.

Laikliğe ve Atatürk karşıtlığına odak olma konulu 1 nolu suçlamamda belirttiğim, çatışma ortamı ve kutuplaşmaya, yargıyıda taraf olma zorunluluğuna itmiştir. Laiklik ve Atatürk üzerinden siyaset yaptıkları için, kendinden olanları laik, diğer siyasetçileri ve kurumları da Laiklik karşıtı ilan ettikleri için, yargıyıda bu ihtiraslarında silah gibi kullanmak istedikleri için yargıyıda kutuplaşmanın kendi safına çekmek istemeleri açıktır. Türk yargısını kullanmak ve kararlarını direk etkileyerek müdahale etmek istemeleri açıktır.

Bu suçlamaları bir kaç arkadaşımla paylaştığımda, bana verdikleri cevap CHP'nin bu amacına ulaşmak üzere olduğunu doğrulamaktadır. Suçlamaları paylaştığım kişilerden şu cevapları işittim; "uğraşma CHP suçlu olsa da kapanmaz ceza verilmez. Yargı bir kılıf bulur. Anayasa mahkemeleri üyelerinin görüşleri ve aileleri CHP'li ,kimi kime şikayet ediyorsun. 367 kararını çıkaranlar CHP'yimi kaparlar gibi sözler işittim." İnsanların yargıya bu denli kötü bakışı ne üzücüdür. Yargıyı bir silah olarak gören Deniz BAYKAL ve CHP yargıyıda bu savaşa sokmaya çalıştığı ve taraf olmaya zorladığı açıktır..

SONUÇ : Yargıya müdahale edilmekte ve CHP kendi çıkarları için kullanmaya çalışmıştır.

CHP nin siyasi bir parti olarak devam etmesi kanımca mümkün değildir. Ülke üzerinde bu kadar hain planlar yapan bir parti olsa olsa terör isteyen bir parti olur. Bu gidişe dur denilmez ve bu partinin önü kesilip Yüce Divan'da yöneticileri yargılanmaz ise güzel ülkemizin geleceği nek adar karanlıktır. Yaptıklarının tabiri iki kelimeyle özetlenebilir. İRTİCAİ FAALİYET ve TERÖR ÇIĞIRTKANLIĞI

Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki "..Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve mudafa etmektir."

Atatürk'ün gençliğe hitabesinin bana vermiş olduğu yetki ve "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözündeki milletin bir bireyi olarak kendimde gördüğüm yetkiyle;

CHP nin işlediği bu suçlardan yargılanmasını ve güzel ülkemden kirli ellerinin çekilmesini istiyorum ve gereğinin yapılmasını arz ve taleb ediyorum

Haber7

destekliyoruz sonuna kadar arkasındayız BAYKAL HAPİSE

havacı
18.06.2008, 17:28
Bu baykal varya oldugu surece cumhuriyetimizin partisi hiç bir zaman iktidad olamaz baykal cumhur başkanı şeçiminde şöyle diyorduya (olamazzzzz , olmamalıııııı , olmayacak) işte bu söyledikleri kendisi için geçerli .
Gerçi öyle oldugu için kendiside razı çünkü o adam muhalefetteyken bu ülkeyi yönetemiyorki iktidar oldunmu yönetsin siz yandaşları inanmayın ona çıkarın artık 60 lı yılların gözlüklerini çünkü teknoloji gelişti chp nin siyasetine kimse inanmıyor artı yeterki negel olmasın diyor bunuda ben demiyorum türkiyenin % 70 i diyor bundan 1 yıl önce cevabı aldı baykal hala o koltugu bırakmıyor
Sıkıştıkları zaman atatürke , başörtüsüne , dine aklımıza ne geliyorsa ona sıgınarak bir iş yaptıklarını sanıyorlar ondan sonrada ülkemizi kaosa sürüklemeye çalışıyorlar vede bu ülkede puroveketörlük yapıyorlar zararını her düşünceden zihniyetten olanlar çekiyor onlarda bıyık altından gülüyorlar hoş bıyıkı da yok gerçi bizlerde birşey yaptıklarını sanarak şakşakcılık yapıyoruz
Aklı selim olalım arkadaşlar iyi düşünelim arkadaşlar geriye dönüp bakalım ne gibi faydalı izler bırakmışlar çk in yapalım bizi en iyi kim yönetir ona bakalım

FatihCan
18.06.2008, 17:49
Valla helel olsun

sonuç alacakmı derseniz hayır alamayacak...

ama medeni cesareti göstererek böyle bir teki göstermesi çok güzel....


keşke hepimiz bursalı genç kadar cesaretli olabilsek

yakamozz
18.06.2008, 18:30
Madem yargıya güvenmiyorsunuzda bu davayı neden açıyorsunuz.
Çelişki değilmi?
Bir söz vardı, "hırsızı yakaladım ben onu bırakıyorum ama,o beni bırakmıyorki" aynen o hesap.


DİKKAT EDERSENİZ DAVAYI BENİM AÇTIĞIM SÖYLENMİYOR:) BEN SADECE KENDİ GÖRÜŞÜMÜ BİLDİRDİM:)....