PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bid’at ve bid’at ehli olanlar


_ђคzєяƒєη_58
21.06.2008, 10:48
Sual: Bid’at kaç türlüdür?
CEVAP
Resulullah efendimizin ve Onun dört halifesinin zamanlarında dinde olmayan bir inanışı, bir işi, bir sözü ortaya çıkarmak ve böyle bir bozukluğu yaymak ve bundan sevap beklemek yasak edilen bid'at olur. Bid'at üç türlüdür:
1- İslamiyet’in küfür alameti dediği şeyleri zaruret olmadan kullanmak, en kötü bid'attir.

2- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymayan inanışlar da kötü bid'attir.

3- İbadet olarak yapılan yenilikler, reformlar, amelde bid'at olup büyük günahtır. (c.2, m.19)

İbadetlerde böyle değişiklik yapanlara da bid'at ehli denir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Her bid'at sapıklıktır.) [Müslim]

(Bir bid'at çıkaranın namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz, hamurdan [yağdan] kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur.) [İbni Mace]

(Allahü teâlâ, bid'at ehlinin ne duasını ne zekatını ne haccını, ne namazını, ne de sadakasını kabul eder, yağdan kıl çıkar gibi dinden çıkar.) [Deylemi]

(Bid'at ehli, bid'atini Allah rızası için terk etmedikçe, hiçbir ameli kabul olmaz.) [Deylemi, İbni Neccar, Ebu Nasr, İbni Ebi Asım]

(Bid'at ehlinin tevbesi, bid'ati bırakana kadar kabul olmaz.) [Taberani] (Tevbesi kabul olmaz demek, bid'at ehli, bid'atinden sevap beklediği, iyi bir iş yaptığını sandığı için tevbe etmeyi düşünmez. Bu bid'atten vazgeçmediği için de ibadeti kabul olmaz.)

(Bid'at ehlinin hiç birisi Sırattan geçemez, Cehenneme düşer.) [İbni Asakir]

(Bid’at çıkarıp, onunla amel edenlere lanet olsun.) [Dare Kutni]

(Bid’at çıkarana da, onu himaye edene de lanet olsun.) [Buhari]

(Bid'at ehlini beğenmeyenin kalbi, iman ile dolar.) [Gunye]

(Bir zaman gelir, sünnetim unutulur, bid'atler çıkar. Sünnete uyanlar garip olur, yalnız kalır. Bid'atlere uyan ise, kendilerine çok yardımcı bulur.) [Şir’a]

(Amellerin en hayırlısı farzlar, en kötüsü de bid'atlerdir.) [Beyheki]

(Bid’at ehli, yaratıkların en kötüsüdür.) [Ebu Nuaym]

(Bid'at ehline sert davran! Allahü teâlâ, onlara düşmandır.) [İbni Asakir]

(Ümmetim gruplaşacak, bid'atlere bulaşacak, tıpkı kuduzun ısırıp da, kuduranda hiçbir yer kalmayıp her tarafını sardığı gibi, bu bid'at de onların her hallerine bulaşacaktır.) [Ebu Davud]

(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, [bid’at ehli olan] 72’si Cehenneme gider. Yalnız bir fırka kurtulur. Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshabımın gittiği yolda gidenlerdir.) [Tirmizi] (Bu fırkanın ise, Ehl-i sünnet vel-cemaat olduğu icma ile bildirildi.) [Mekt. Rabbani, Hadika]

Ahmed bin Muhammed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki:
Fırka-i naciyye, bugün dört mezhepte toplanmıştır. Bu zamanda bu dört hak mezhepten birine uymayan, bid'at ehlidir. (Tahtavi)

(Bid'atler yayıldığı zaman ilmi olanlar bunu açıklasın. Eğer açıklamayıp ilmini gizlerse, Allah’ın indirdiği Kur’anı gizlemiş olur.) [İbni Asakir]

(Bid'atler çıkınca âlim ilmini açığa çıkarsın! İlmini açıklamayana lanet olsun!) [Deylemi]

İmam-ı Malik hazretleri, (Bid'at ehlinin şahitliği kabul olmaz) buyurdu. O halde bid’atlerden çok sakınmalıdır.

Bid’at ehli Cennete girecek mi?
Sual: Bid’at ehli müslüman doğrudan Cennete giremez mi?
CEVAP
Bid’at ehli, imanındaki bozukluk sebebiyle mutlaka Cehenneme girecektir. Affedilmeleri mümkün değildir, yani affedilmeyecekleri bildirilmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi]

Bid’at ehli, iman ile ölürse sonunda elbette Cennete gider; fakat bu zamanda Ehl-i sünnet itikadında olmayanın küfre düşmemesi, iman ile ölmesi imkansız denecek kadar zordur. Çeşitli haramları işlemekten çekinmeyen Ehl-i sünnet itikadındaki kimsenin de bid’at ehli gibi küfre düşmesi çok kolay olur. Namaz kılmayan içki içen bir kimsenin küfre düşmesi an meselesidir. Çünkü onda dini kaygı kalmamıştır. Rahatça küfre düşürücü söz ve harekette bulunabilir. Namaz kılmadığı, içki içtiği için değil, bu günahlar onu küfre düşürebileceği için Cehennemlik olabilir.

Bir kimse, icma ile ve zaruri olarak bildirilmemiş olan inanılacak şeylerde manası açıkça anlaşılamayan nasslara [âyet-i kerime ve hadis-i şeriflere] yanlış mana verirse buna bid’at ehli denir. Fakat dinde inanması zaruri lazım olan şeylere inanmayan, yani her Müslümanın işittiği, bildiği şeyleri tevilini bilmeden reddeden küfre girer.

seva
21.06.2008, 11:26
Faydalı bid’at olmaz. Hâşâ o zaman Allahü teâlâ dini eksik göndermiş olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Okul, kitap gibi dinin izin verdiği faydalı şeylere bid'at dememeli, Sünnet-i hasene, yani iyi iş demeli. Bid'atler, faydalı görünseler de, hepsinden kaçınmak gerekir. Hiçbir bid'atte fayda yoktur. Bugün kalbler karardığından, bazı bid'atler güzel görünse de, kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır.

Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Din adına uydurulan her şey bid’attir, her bid’at sapıklıktır; her sapıklık da Cehenneme götürür.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai]

Kur'an-ı kerimde mealen, (Bazı şeyleri faydalı sanıp seversiniz, halbuki o şeyler sizin için zararlıdır) buyuruldu. (Bekara 216)

_ђคzєяƒєη_58
21.06.2008, 16:11
Diğer bid’atlerden bazıları şunlardır:

İnce çoraba veya çıplak ayağa mesh etmek. (Dürer)

Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak. (Bezzâziyye)

Namazı hoparlör ile kıldırmak. (Mezahibi erbea, Elmalılı tefsiri)

Sünnet ile farz namaz arasında dua etmek, tesbih çekmek, üç İhlas okumak. (İbni Âbidin)

Müezzinin tesbihlere komuta etmesi. Hutbeyi Türkçe olarak okumak. (El edille)

Namaz kılıp, duadan sonra şükür secdesi yapmak. (Dürr-ül Muhtar)

Namazlardan sonra imam ile, eli göğse koyarak selamlaşmak. (S. Ebediyye)

Camide her namazdan sonra müsafeha etmek. [Tokalaşmak] (Redd-ül Muhtar)

Estağfirullahel'azim ellezi... diye başlayan istiğfarı müezzinin yüksek sesle okuması. (El İbda)

Vaazdan sonra, cenazede yüksek sesle dua etmek. (Mekâtib-i şerife)

Mezar taşı üzerine âyet-i kerime, şiir, methiye v.s. yazmak. (S. Ebediyye)

Aşure günü aşure pişirmeyi ibadet sanmak. (S.Ebediyye)

Bir kabirden başka bir yere nakledilirken tekrar cenaze namazı kılmak. (Hindiyye)

Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemek. (Şerh-i Akâid)

Kadını bir defada üç talakla boşamak. (Mecmua-i Zühdiyye)

Cenazede yüksek sesle tekbir getirmek, ilâhi okumak. (Halebi)

Cenaze namazından sonra konuşma yapmak. (Zübdet-ül-makamât)

Ölü evinden helva vs. dağıtmak. Ölünün 3, 7, 40, 52 veya 53 üncü günlerini yapmak. (Tahtavi)

Kabir azabına inanmamak. (Akâid-i Şeybâniyye)

Yatırlara mum yakmak. Mezhepsiz olmak. (Tahtavi)

Zekeriya sofrası diye adak yapmak. (S.Ebediyye)

Bir kişinin bildirdiği hadislere inanmamak. (Tâtârhâniyye)

Mirac mucizesinin Kudüs’ten sonrasına inanmamak. (Bahr)

Kısa sakala sünnet demek. (Hadika)

sonbahar5803
21.06.2008, 16:23
Ya Mevlid?....................... ........

_ђคzєяƒєη_58
21.06.2008, 16:50
Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır.

Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Hatta, Mevlid gecesinin Kadir gecesinden de kıymetli olduğunu bildiren âlimler de vardır.

(Allahü teâlâ bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsan ederse, Resulullahı övsün, düşmanlarını kötülesin) hadis-i şerifine uyularak, asırlardır mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resulullah efendimizi öven çeşitli mevlid kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de her zaman okunan Mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Bu kasidenin asr-ı saadetten sonra yazılması, bid’at olmasını gerektirmez. Çünkü Resulullah efendimizi övmek ibadettir. Her zaman Onu övücü kasideler, yazılar yazılabilir. Onları da okumak bid’at değil, sevap olur. Mevlid-i şerif okumak, Resulullah efendimizin dünyaya gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Her müminin Resulullah efendimizi çok sevmesi gerekir. Bu da zaten imanın gereğidir. Çok sevmek kâmil mümin olmanın da alametidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Beni ana-baba, evlat ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz.) [Buhari]

(Peygamberleri anmak, hatırlamak ibadettir.) [Deylemi] (Bu ibadeti, şiir olarak söylemek daha tesirli olur. Resulullah efendimizin şairleri, camide, Resulullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı.)

(Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.) [Deylemi] (Resulullahı seven de Onu çok anar.)

Vehhabiler, mezhepsizler, Resulullah efendimizi öven ve Ondan şefaat isteyen müslümanlara müşrik, yani puta tapan kâfir damgasını basıyorlar. Ülkemizde bunu açıkça söyleyemedikleri için, mevlide bid’at diyorlar. Resulullahı övmek bid'at olmaz. Bu övgüden ancak Allahü teâlâyı sevmeyen rahatsız olur. Çünkü Allahü teâlâ Onu övmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]

(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe, 28]

(Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin) [Kalem 3-4]

(Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5]

(Allah ve melekleri, Resule salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56]

Mevlidi, erkek kadın karışık olmadan, çalgı ve başka haram karıştırmadan, Allah rızası için okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. (Ni'met-ül kübrâ, Hadika, M.Nasihat)

Resulullah efendimizi çok övmek, mahlukların en üstünde olduğunu söylemek, Allahü teâlânın, sevgili Peygamberine verdiği üstünlükleri saymak ve Ondan şefaat istemek, büyük ibadettir. Buna karşı koymak, koyu bir cahillik, pek çirkin bir inattır. Resulullahı övmek, anmak lazım geldiğine delil olarak, Ahzab suresinin (Allah ve melekleri, Resule salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin) mealindeki 56.âyet-i kerimesi yetmez mi?

Haram ve bid'at karıştırmamak şartı ile mevlid okumak çok sevaptır.

sonbahar5803
21.06.2008, 17:17
Neden sordum bunu?

Çünkü bu konuda çok farklı yorumlar var. Ama genel olarak tüm islam alimlerinin vardığı sonuç:

Mevlid bidat'tır. Ama nasıl bir bidat; bid’at-i hasene (güzel bidat)

O zaman burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Faydalı bidat olmaz...





Ulema arasında bid’at geniş ve dar kapsamlı olmak üzere iki ayrı şekilde mütalâa edilmiştir. Bid’atı geniş kapsamlı olarak inceleyen başta İmam Şâfiî, İmam Nevevî olmak üzere İbn Âbidin ve benzeri âlimler bu kısaca şu tarifi getirirler: “Bid’at, Resûlullah’tan Sallallahu Aleyhi Vesellem sonra ortaya çıkan herşeydir.”

Bu tarife göre, dinî özellik taşıyan amel ve davranışlarla birlikte günlük hayatla ilgili olarak sonradan ortaya çıkan yeni düşünceler, uygulama ve âdetler de bid’at olarak kabul edilmiştir.

Bu âlimler, meseleye delil olarak da şu hadisi zikrederler: “Kim benim bir sünnetimi ihya ederek insanların onunla amel etmelerine vesile olursa, o insanların kazanacağı sevaplardan hiçbir şey eksiltmeden onların sevaplarının bir katını almış olacaktır. Kim de bir bid’at icat ederek onunla amel edilmesine sebep olursa, o bid’at ile amel edenlerin yüklenecekleri günahlardan hiçbir şey eksiltmeden onların günahlarının bir katını yüklenmiş olacaktır.” (İbn Mâce, Mukaddime, 15)

Bu tarifle birlikte aynı ulema bid’atı, hasene ve seyyie olarak ikiye ayırır, yapılması mahzurlu olmayanlara bid’at-ı hasene (iyi bid’at), yapılması mahzurlu olanlara da bid’at-ı seyyie (kötü bid’at) derler. Minare ve medrese yapmak bid’at-ı hasene, kabirlerin üzerine mum yakmak da bid’at-ı seyyiedir. Buna göre, hadislerde reddedilen bid’atler, kötü bid’atlerdir.


Hz. Ömer (r.a), Mescid-i Nebevi’de teravih namazını cemaatle kılanları görünce, “Bu ne güzel bir bid’attır” diyerek teşvik etmiş ve bid’at-ı haseneyi belirtmiştir. (Buhârî, Teravih, 1)


İmam Rabbani ise daha dar kapsamlı düşünenlerden. bidat'ı hasene yoktur; sünnet-i hasene (güzel adet) vardır diyor.



Bir de şu var:
Bugünkü mevlid'ler nasıl yapılıyor? Nasıl niyet ediliyor?

seva
21.06.2008, 20:15
Hz. Ömer (r.a), Mescid-i Nebevi’de teravih namazını cemaatle kılanları görünce, “Bu ne güzel bir bid’attır” diyerek teşvik etmiş ve bid’at-ı haseneyi belirtmiştir. (Buhârî, Teravih, 1)


tşk ederim sonbahar.