_ђคzєяƒєη_58
24.06.2008, 16:05
Sual: Çalışmak ibadet midir?
CEVAP
Müminin çalışması ibadettir. Fakat imansızın çalışması ibadet olamaz. Ben namaz kılmam ama bak çalışıyorum, bu da ibadettir demek yanlıştır. Namaz kılmayanın da çalışması ibadet olmaz.
Kimseye muhtaç olmamak için çalışmak çok kıymetlidir. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaz ile müsafeha edince buyurdu ki:
- Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.
- Evet ya Resulallah, kazma elimde toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.
Fahr-i kâinat efendimiz, Hazret-i Muaz’ı öpüp buyurdu ki:
- Bu eli Cehennem yakmaz. (Tibyan)
Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Eshab-ı kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. Orada bulunan Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa, her adımı ibadettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.) [Taberani]
Görüldüğü gibi bir Müslümanın iyi niyetle çalışması ibadettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin çalışması ibadet olmaz. Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibadettir demek çok yanlıştır. Böyle söyleyen kâfir olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle çalışması ibadettir. (K. Saadet)
Rızk için çalışmak
Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın rızkı da bellidir. Rızk hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden ölmez. Bu konudaki âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyle:
(Allahü teâlânın rızk vermediği, bir canlı yoktur.) [Hud 6]
(Birçok canlı, rızkını kendi elde edemez. Sizin de, onların da rızkını Allah verir.) [Ankebut 60]
(Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır.) [İsra 30]
Allah’ın kimine çok, kimine az rızk verdiğini çok kimse bilmez. (Sebe 36)
Allah’tan korkana ummadığı yerden rızk gelir. (Talak 2,3)
Herkesin rızkı ayrılmıştır
İnsan, rızkını aradığı gibi, rızk da, sahibini arar. Çok fakirler vardır ki, zenginlerden daha iyi, daha mutlu yaşar. Allahü teâlâ kendisinden korkanlara, dinine sarılanlara, ummadıkları yerden rızk gönderir. Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ömürleri gibi, rızklarını da takdir etmiştir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İ.Hibban]
(Allah’tan korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Kötü sebeplere yanaşmayın! Hiç kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez.) [Hakim]
(Eceliniz sizi nasıl takip ederse, rızkınız da öylece takip eder. Rızk için sıkıntı çekerseniz, Allahü teâlânın emrine uygun hareket edin.) [Taberani]
(Allah korkusunu sermaye edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur.) [Taberani]
(Allahü teâlâya tam tevekkül etseydiniz, sabah aç gidip, akşam tok dönen kuşlar gibi rızka kavuşurdunuz.) [Tirmizi]
Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızk, mukadderdir. Yani ezelde ayrılmıştır. Rızk, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak gerekir. Çünkü, Allahü teâlânın işleri, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i İlahiye böyledir. Fakat, bazen, sebebe yapışıldığı halde, iş hasıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz de, hasıl olabilir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Rızkının bol olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buhari]
(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar!) [İbni Mace]
(Cömerdin evine rızk, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir.) [İbni Mace]
(İstigfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.) [İ.Mace]
(Namaz kılmak rızkın bereketine sebep olur.) [Miftah-ül cenne]
(Hanımı ile [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar.) [İ.Lal]
CEVAP
Müminin çalışması ibadettir. Fakat imansızın çalışması ibadet olamaz. Ben namaz kılmam ama bak çalışıyorum, bu da ibadettir demek yanlıştır. Namaz kılmayanın da çalışması ibadet olmaz.
Kimseye muhtaç olmamak için çalışmak çok kıymetlidir. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaz ile müsafeha edince buyurdu ki:
- Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.
- Evet ya Resulallah, kazma elimde toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.
Fahr-i kâinat efendimiz, Hazret-i Muaz’ı öpüp buyurdu ki:
- Bu eli Cehennem yakmaz. (Tibyan)
Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Eshab-ı kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. Orada bulunan Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa, her adımı ibadettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.) [Taberani]
Görüldüğü gibi bir Müslümanın iyi niyetle çalışması ibadettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin çalışması ibadet olmaz. Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibadettir demek çok yanlıştır. Böyle söyleyen kâfir olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle çalışması ibadettir. (K. Saadet)
Rızk için çalışmak
Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın rızkı da bellidir. Rızk hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden ölmez. Bu konudaki âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyle:
(Allahü teâlânın rızk vermediği, bir canlı yoktur.) [Hud 6]
(Birçok canlı, rızkını kendi elde edemez. Sizin de, onların da rızkını Allah verir.) [Ankebut 60]
(Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır.) [İsra 30]
Allah’ın kimine çok, kimine az rızk verdiğini çok kimse bilmez. (Sebe 36)
Allah’tan korkana ummadığı yerden rızk gelir. (Talak 2,3)
Herkesin rızkı ayrılmıştır
İnsan, rızkını aradığı gibi, rızk da, sahibini arar. Çok fakirler vardır ki, zenginlerden daha iyi, daha mutlu yaşar. Allahü teâlâ kendisinden korkanlara, dinine sarılanlara, ummadıkları yerden rızk gönderir. Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ömürleri gibi, rızklarını da takdir etmiştir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İ.Hibban]
(Allah’tan korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Kötü sebeplere yanaşmayın! Hiç kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez.) [Hakim]
(Eceliniz sizi nasıl takip ederse, rızkınız da öylece takip eder. Rızk için sıkıntı çekerseniz, Allahü teâlânın emrine uygun hareket edin.) [Taberani]
(Allah korkusunu sermaye edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur.) [Taberani]
(Allahü teâlâya tam tevekkül etseydiniz, sabah aç gidip, akşam tok dönen kuşlar gibi rızka kavuşurdunuz.) [Tirmizi]
Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızk, mukadderdir. Yani ezelde ayrılmıştır. Rızk, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak gerekir. Çünkü, Allahü teâlânın işleri, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i İlahiye böyledir. Fakat, bazen, sebebe yapışıldığı halde, iş hasıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz de, hasıl olabilir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Rızkının bol olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buhari]
(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar!) [İbni Mace]
(Cömerdin evine rızk, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir.) [İbni Mace]
(İstigfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.) [İ.Mace]
(Namaz kılmak rızkın bereketine sebep olur.) [Miftah-ül cenne]
(Hanımı ile [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar.) [İ.Lal]