bayatlı kenan58
23.07.2008, 19:47
Sual: Sorgusuz sualsiz Cehenneme girenler de olacak mı?
CEVAP
Evet, bazı kimseler de sorgusuz sualsiz Cehenneme girer, yani hesapları zor olur. Mesela bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Şu altı kişi, [affa veya şefaate uğramazsa] sorgusuz sualsiz Cehenneme girer:
1- Zulmü yüzünden hükümdar,
2- Irkçılık yüzünden Arap,
3- Kibri yüzünden köy muhtarı,
4- Yalanı, hıyaneti yüzünden tüccar,
5- Hasedi yüzünden âlim,
6- Hasisliği yüzünden zengin.) [Ebu Ya’la]
Salih Müslüman olan, hesaba çekilmeden sorgusuz sualsiz Cennete girer, yani hesapları kolay olur. O halde iyi bir Müslüman olmaya çalışmalıdır!
İnce hesap
Sual: Ahirette herkes, niçin iğneden ipliğe hesaba çekiliyor?
CEVAP
Allahü teâlâ yegane mülk ve kudret sahibidir. Nasıl istiyorsa öyle yapar. Cennet müminler için ebedi mükafat yeri, Cehennem de kâfirler için ebedi ceza yeridir. Cennet, hatıra, hayale gelmeyen nimetlerle doludur. Cehennem de, akıl almayacak azaplarla doludur. Mükafat ve azaplar bir hal işidir. Yaşanmadıkça anlatılamaz. Mükafat ve ceza büyük olduğu için sorgu-sual işi de büyük olacaktır. Allahü teâlâ hadis-i kudside buyurdu ki:
(Salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hatta hatıra gelmeyen, hayal edilemeyen nimetler hazırladım.) [Müslim]
Kur'an-ı kerimde de mealen, (Onlar için, yaptıklarına mükafat olarak göz aydınlatıcı ne nimetler hazırlandığını hiç kimse bilemez) buyuruldu. (Secde 17)
Cehennem azabının şiddeti de çeşitli âyet-i kerimelerle bildirilmiştir. Böyle büyük mükafat ve büyük ceza için elbette büyük imtihan olur ve ince şeyler sorulur. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Zerre kadar hayır yapan sevabını, zerre kadar şer yapan cezasını görür.) [Zilzal 7, 8]
Ahirette hiç kimseye zulmedilmez. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Rabbin kullarına zulmedici değildir.) [Fussilet 46]
Haksızlık yapılmayacak ama, mükafat verilirken de bol bol ihsan edilecektir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Şüphe yok ki, Allahü teâlâ zerre kadar haksızlık etmez, [kötülüğün cezasını adaletle verir], zerre kadar bir iyiliğin sevabını da kat kat artırır, kendinden de büyük ecir verir.) [Nisa 40]
İlkokul imtihanı ile üniversite imtihanı aynı olmadığı gibi, her fakültenin imtihanı da farklıdır. Çöpçülük imtihanında fizikten, cebirden sorulmaz. Kuyumculardaki küçük terazilerde küçük ağırlıklar tartılır. Niçin 3-5 kiloyu tartmıyor diye sorulmaz. 40-50 tonluk büyük basküller, kantarlar da niye 3-5 gramı tartmıyor denemez. Herkes gücüne göre imtihana tâbi tutulur. Herkese ne nimet verilmişse, onun hesabı sorulur. A’maya göz nimetinden, dilsize dilden sorulmaz. Genel Müdürün mesuliyeti ile odacınınki farklıdır. Âlim ile cahilinki farklıdır. Dağda, ormanda veya çölde yaşayıp da Müslümanlığı duymayanlar, hesaba çekilmez. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kendilerine peygamber gönderilenlere ve gönderilen peygamberlere de elbette hesap soracağız.) [Araf 6]
(Biz, peygamber göndererek bildirmeden önce azap yapıcı değiliz.) (İsra 15)
Müslümanlığı duyanlara mutlaka hesap sorulur. (Rabbin hakkı için, onların hepsine yaptıklarının hesabını elbette soracağız) mealindeki âyet-i kerime bunu bildirmektedir. (Hicr 92-93)
Her insanda bulunan kiramen katibin melekleri, insanların yaptığı bütün işlerin resmini çekmekte, her anını filme almaktadır. İnsanların yapacağı işleri Allahü teâlâ ezelde bildiği için levh-i mahfuza da kaydetmiştir. En ufak bir yanlışlık ve haksızlık olmaz.
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Hiç kimseyi gücünün yettiğinden fazlası ile yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır. Hiç kimse haksızlığa uğratılmaz.) [Müminun 62]
Herkesin hesabı çok kısa bir zamanda yapılacaktır. Kur'an-ı kerimde, (Vallahü seriulhisab) ifadeleri geçmektedir. (Allah, hesabı çok çabuk görür) demektir.
Herkes hesaba hazırlanmalıdır! Bir iş yapmadan önce hatırına gelene dikkat etmelidir. İyi şeyler geliyorsa yapmalı, kötü şeyler geliyorsa, nefsin arzusundan olduğunu düşünerek Allahü teâlâdan utanmalı, kendine böyle istek geldiği için nefsini ayıplayıp ona kızmalıdır! Bu işin kötülüğünü, zararını ve kıyametteki cezasını düşünmesi farzdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kulun isteyerek yaptığı her iş için önüne üç defter konur: Niçin yaptın, nasıl yaptın, kim için yaptın? Birinci niçinin manası, bunu Allah için mi, nefsine veya şeytana uyduğun için mi yaptın? Bundan kurtulursa nasıla sıra gelir. Her hakkın bir şartı, edebi ve ilmi vardır. Yaptığını ilme uyarak mı, yoksa cahilliği kolay görerek mi yaptın? Şartlarına uygun yapıp bu sualden de kurtulursa, kim içine sıra gelir. Bunu ihlasla, yalnız Allah rızası için yaptıysan mükafatını görürsün. Başkası için yaptıysan karşılığını ondan iste. Dünya için yaptıysan zaten nasibin yok. Başkası için yaptıysan sıkıntıya ve cezaya maruz kalırsın, denir.)
Bunları bilen, kendini hesaba çekmekten gafil olmaz.
CEVAP
Evet, bazı kimseler de sorgusuz sualsiz Cehenneme girer, yani hesapları zor olur. Mesela bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Şu altı kişi, [affa veya şefaate uğramazsa] sorgusuz sualsiz Cehenneme girer:
1- Zulmü yüzünden hükümdar,
2- Irkçılık yüzünden Arap,
3- Kibri yüzünden köy muhtarı,
4- Yalanı, hıyaneti yüzünden tüccar,
5- Hasedi yüzünden âlim,
6- Hasisliği yüzünden zengin.) [Ebu Ya’la]
Salih Müslüman olan, hesaba çekilmeden sorgusuz sualsiz Cennete girer, yani hesapları kolay olur. O halde iyi bir Müslüman olmaya çalışmalıdır!
İnce hesap
Sual: Ahirette herkes, niçin iğneden ipliğe hesaba çekiliyor?
CEVAP
Allahü teâlâ yegane mülk ve kudret sahibidir. Nasıl istiyorsa öyle yapar. Cennet müminler için ebedi mükafat yeri, Cehennem de kâfirler için ebedi ceza yeridir. Cennet, hatıra, hayale gelmeyen nimetlerle doludur. Cehennem de, akıl almayacak azaplarla doludur. Mükafat ve azaplar bir hal işidir. Yaşanmadıkça anlatılamaz. Mükafat ve ceza büyük olduğu için sorgu-sual işi de büyük olacaktır. Allahü teâlâ hadis-i kudside buyurdu ki:
(Salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hatta hatıra gelmeyen, hayal edilemeyen nimetler hazırladım.) [Müslim]
Kur'an-ı kerimde de mealen, (Onlar için, yaptıklarına mükafat olarak göz aydınlatıcı ne nimetler hazırlandığını hiç kimse bilemez) buyuruldu. (Secde 17)
Cehennem azabının şiddeti de çeşitli âyet-i kerimelerle bildirilmiştir. Böyle büyük mükafat ve büyük ceza için elbette büyük imtihan olur ve ince şeyler sorulur. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Zerre kadar hayır yapan sevabını, zerre kadar şer yapan cezasını görür.) [Zilzal 7, 8]
Ahirette hiç kimseye zulmedilmez. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Rabbin kullarına zulmedici değildir.) [Fussilet 46]
Haksızlık yapılmayacak ama, mükafat verilirken de bol bol ihsan edilecektir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Şüphe yok ki, Allahü teâlâ zerre kadar haksızlık etmez, [kötülüğün cezasını adaletle verir], zerre kadar bir iyiliğin sevabını da kat kat artırır, kendinden de büyük ecir verir.) [Nisa 40]
İlkokul imtihanı ile üniversite imtihanı aynı olmadığı gibi, her fakültenin imtihanı da farklıdır. Çöpçülük imtihanında fizikten, cebirden sorulmaz. Kuyumculardaki küçük terazilerde küçük ağırlıklar tartılır. Niçin 3-5 kiloyu tartmıyor diye sorulmaz. 40-50 tonluk büyük basküller, kantarlar da niye 3-5 gramı tartmıyor denemez. Herkes gücüne göre imtihana tâbi tutulur. Herkese ne nimet verilmişse, onun hesabı sorulur. A’maya göz nimetinden, dilsize dilden sorulmaz. Genel Müdürün mesuliyeti ile odacınınki farklıdır. Âlim ile cahilinki farklıdır. Dağda, ormanda veya çölde yaşayıp da Müslümanlığı duymayanlar, hesaba çekilmez. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kendilerine peygamber gönderilenlere ve gönderilen peygamberlere de elbette hesap soracağız.) [Araf 6]
(Biz, peygamber göndererek bildirmeden önce azap yapıcı değiliz.) (İsra 15)
Müslümanlığı duyanlara mutlaka hesap sorulur. (Rabbin hakkı için, onların hepsine yaptıklarının hesabını elbette soracağız) mealindeki âyet-i kerime bunu bildirmektedir. (Hicr 92-93)
Her insanda bulunan kiramen katibin melekleri, insanların yaptığı bütün işlerin resmini çekmekte, her anını filme almaktadır. İnsanların yapacağı işleri Allahü teâlâ ezelde bildiği için levh-i mahfuza da kaydetmiştir. En ufak bir yanlışlık ve haksızlık olmaz.
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Hiç kimseyi gücünün yettiğinden fazlası ile yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır. Hiç kimse haksızlığa uğratılmaz.) [Müminun 62]
Herkesin hesabı çok kısa bir zamanda yapılacaktır. Kur'an-ı kerimde, (Vallahü seriulhisab) ifadeleri geçmektedir. (Allah, hesabı çok çabuk görür) demektir.
Herkes hesaba hazırlanmalıdır! Bir iş yapmadan önce hatırına gelene dikkat etmelidir. İyi şeyler geliyorsa yapmalı, kötü şeyler geliyorsa, nefsin arzusundan olduğunu düşünerek Allahü teâlâdan utanmalı, kendine böyle istek geldiği için nefsini ayıplayıp ona kızmalıdır! Bu işin kötülüğünü, zararını ve kıyametteki cezasını düşünmesi farzdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kulun isteyerek yaptığı her iş için önüne üç defter konur: Niçin yaptın, nasıl yaptın, kim için yaptın? Birinci niçinin manası, bunu Allah için mi, nefsine veya şeytana uyduğun için mi yaptın? Bundan kurtulursa nasıla sıra gelir. Her hakkın bir şartı, edebi ve ilmi vardır. Yaptığını ilme uyarak mı, yoksa cahilliği kolay görerek mi yaptın? Şartlarına uygun yapıp bu sualden de kurtulursa, kim içine sıra gelir. Bunu ihlasla, yalnız Allah rızası için yaptıysan mükafatını görürsün. Başkası için yaptıysan karşılığını ondan iste. Dünya için yaptıysan zaten nasibin yok. Başkası için yaptıysan sıkıntıya ve cezaya maruz kalırsın, denir.)
Bunları bilen, kendini hesaba çekmekten gafil olmaz.