ayparcam
30.07.2008, 14:31
Asya'da maymun yakalamak icin kullanilan bir cesit tuzak vardir. Bir
Hindistan cevizi oyulur ve iple bir agaca veya yerdeki bir kaziga baglanir.
Hindistan cevizinin altina ince bir yarik acilir ve oradan icine tatli bir
yiyecek konur.. Bu yarik sadece maymunun elini acikken sokacagi
buyukluktedir. Yumruk yaptiginda elini disari cikaramaz. Maymun tatlinin
kokusunu alir,yiyecegi yakalamak icin elini iceri sokar, ama yiyecek
elindeyken elini disari cikarmasi olanaksizdir. Sıkıca yumruk yapmis el, bu
yariktan disari cikmaz. Avcilar geldiginde maymun cilgina doner ama,
kacamaz Aslinda bu maymunun tutsak eden hicbir sey yoktur onu sadece, Onun
kendi bagimliliginin gucu tutsak etmistir. Yapmasi gereken tek sey elini
acip yiyecegi birakmaktir. Ama zihninde acgozlulugu o kadar gucludur ki Bu
tuzaktan kurtulan maymun cok nadir gorulur.
Bizleri de tuzaga dusuren ve orada kalmamiza neden olan sey, arzularimiz ve
zihnimizde onlara bagimli olusumuzdur. Tum yapmamiz gereken elimizi acip
benligimizi, bagimli oldugumuz seyleri serbest birakmak ve dolayisiyla ozgur
olmaktir !!!
Ben, maymuna benzer yanimiz olarak sahip oldugumuzu dusundugumuz her seyin
bizim icin birer tuzak oldugunu fark etmiyor olusumuz oldugunu dusunuyorum:
Cogunlukla konusmaktan fazla bir ozelligini kullanmadigimiz son model cep
telefonlarina sahip olmak,
Ortalama 15 m2´sini kullandigimiz ama kullandigimiz alandan 20-30 kat buyuk
evlere sahip olmak,
Belki bir kez giydikten sonra cok uzun sure dolabimizin bir kosesinde
unuttugumuz gunun modasina uygun giysilere sahip olmak,
Okumadigimiz kitaplara sahip olmak,
Asla kadranin gosterdigi surate ulasamayacagimiz en suratli arabaya sahip
olmak,
Bize gunde 35 kez zamani, baskalarina surekli zenginligimizi gosteren kol
saatlerine sahip olmak
Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten cok uzak tabiri
caizse yorgunluktan hasatimizi cikaracak deniz kenarina yakin bir yazlik,
bir dinlence evine sahip olmak,
Faizi, getirisi zarara ugramasin diye kiyip harcanamasa bile bol sifirli
bir banka defterine sahip olmak,
Dunyalarina ve guzelliklerine katilamadigimiz, asla yeterli vakit
ayiramadigimiz basarili ve digerlerininkinden daha guzel cocuklara sahip
olmak,
Vaktimize, nakdimize, aklimiza, cenemize zarar verse bile bir futbol takimi
taraftarligina sahip olmak,
Sagligimiza, duzenimize, beynimize korkunc zararlar verse bile envai cesit
ickilerin bulundugu gosterisli, dekoratif bir mini bara sahip olmak
Oturmadigimiz koltuk takimlari,
:
Izlemedigimiz dev ekran televizyonlar,
Kullanmadigimiz, faydalanmadigimiz daha neler nelere sahip olmak... Ya da
sahip oldugumuzu sanmak...
O maymun gibi avucumuzda tuttugunuz surece (faydalanamasak bile) sahip
oldugumuzu sanmiyor muyuz? Ve ancak parmaklarimizi gevsetip bunlardan vaz
gectigimiz zaman gercekten ozgur olup tum yeteneklerimizi kullanabilir hale
gelmeyecek miyiz?
Aslinda biz bu dunyaya sahip olmaya degil, sahit olmaya gelmisiz. Ah bunu
bir anlayabilsek...
baska bir konu insallah simdide
ETME BULMA DÜNYASI
Bir adam, karısı ve yaşlı babası. Kadın kayınpederini istememekte, huysuzluk etmekte, evin huzurunu boznaktadır.
Bir gün kocasına:
Bey... bey.. Bezdim bezdim. Bir gün göremedim. Gençliğim gidiyor. Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı al da nereye getirirsen getir beraber kalalım. Yoksa ben gidiyorum.
Adamcağız şaşkınbiraz da sitemli bir vaziyette:
-Ne diyorsun hanım, o babam babam; öldüreyim mi, atayım mı? Kimi var bizden başka bakacak, dese de karısı ısrarda ısdrar ediyordu.
Adam baktı olacak gibi değil babasını dağa bırakmaya karar verdi. Yanına oğlunu da alarak yola koyulurlar. Babasına da:
Baba, torununla beraber dağa oduna gidiyoruz, istersen sen de gel" der. Baba gelinin dırdırını dinlemektense onlarla beraber ağın yolunu tutar..
yola koyulu dağlara, ormanların içlerine girip bir müddet gittikten sonra, babasına:
Baba sen burada biraz dinlen. Bizde odun toplayalım, der ve oradan ayrılırlar.
Odun toplamadan, babasını orada bırakarak dönerler.
Yolda oğlu: derki
Dedemi almadık baba.
Dedeni oraya bıraktık. Artık ihtiyarladı orada kalacak.
Torun ısrar eder:
Dedemi isterim... . En sonunda babasına ne dese desin fayda etmeyceğini anlayan çocuk:
- Baba, sen ihtiyarladığında ben de senin gibi seni getirip dağa mı bırakacağım? der demez adamın aklı başına gelir.
Babasını almaya karar verir İhtiyar, kendisini almak için yoldan geri dönen oğluna:
- Evlâdım, sen beni bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı bırakmadım. Ölünceye kadar hizmet ettim.
Adam babasını alıp eve getirir.
Bu dünya etme-bulma dünyası» diye... Sen ne yaparsan sana da onun aynısının yapılacak
Hindistan cevizi oyulur ve iple bir agaca veya yerdeki bir kaziga baglanir.
Hindistan cevizinin altina ince bir yarik acilir ve oradan icine tatli bir
yiyecek konur.. Bu yarik sadece maymunun elini acikken sokacagi
buyukluktedir. Yumruk yaptiginda elini disari cikaramaz. Maymun tatlinin
kokusunu alir,yiyecegi yakalamak icin elini iceri sokar, ama yiyecek
elindeyken elini disari cikarmasi olanaksizdir. Sıkıca yumruk yapmis el, bu
yariktan disari cikmaz. Avcilar geldiginde maymun cilgina doner ama,
kacamaz Aslinda bu maymunun tutsak eden hicbir sey yoktur onu sadece, Onun
kendi bagimliliginin gucu tutsak etmistir. Yapmasi gereken tek sey elini
acip yiyecegi birakmaktir. Ama zihninde acgozlulugu o kadar gucludur ki Bu
tuzaktan kurtulan maymun cok nadir gorulur.
Bizleri de tuzaga dusuren ve orada kalmamiza neden olan sey, arzularimiz ve
zihnimizde onlara bagimli olusumuzdur. Tum yapmamiz gereken elimizi acip
benligimizi, bagimli oldugumuz seyleri serbest birakmak ve dolayisiyla ozgur
olmaktir !!!
Ben, maymuna benzer yanimiz olarak sahip oldugumuzu dusundugumuz her seyin
bizim icin birer tuzak oldugunu fark etmiyor olusumuz oldugunu dusunuyorum:
Cogunlukla konusmaktan fazla bir ozelligini kullanmadigimiz son model cep
telefonlarina sahip olmak,
Ortalama 15 m2´sini kullandigimiz ama kullandigimiz alandan 20-30 kat buyuk
evlere sahip olmak,
Belki bir kez giydikten sonra cok uzun sure dolabimizin bir kosesinde
unuttugumuz gunun modasina uygun giysilere sahip olmak,
Okumadigimiz kitaplara sahip olmak,
Asla kadranin gosterdigi surate ulasamayacagimiz en suratli arabaya sahip
olmak,
Bize gunde 35 kez zamani, baskalarina surekli zenginligimizi gosteren kol
saatlerine sahip olmak
Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten cok uzak tabiri
caizse yorgunluktan hasatimizi cikaracak deniz kenarina yakin bir yazlik,
bir dinlence evine sahip olmak,
Faizi, getirisi zarara ugramasin diye kiyip harcanamasa bile bol sifirli
bir banka defterine sahip olmak,
Dunyalarina ve guzelliklerine katilamadigimiz, asla yeterli vakit
ayiramadigimiz basarili ve digerlerininkinden daha guzel cocuklara sahip
olmak,
Vaktimize, nakdimize, aklimiza, cenemize zarar verse bile bir futbol takimi
taraftarligina sahip olmak,
Sagligimiza, duzenimize, beynimize korkunc zararlar verse bile envai cesit
ickilerin bulundugu gosterisli, dekoratif bir mini bara sahip olmak
Oturmadigimiz koltuk takimlari,
:
Izlemedigimiz dev ekran televizyonlar,
Kullanmadigimiz, faydalanmadigimiz daha neler nelere sahip olmak... Ya da
sahip oldugumuzu sanmak...
O maymun gibi avucumuzda tuttugunuz surece (faydalanamasak bile) sahip
oldugumuzu sanmiyor muyuz? Ve ancak parmaklarimizi gevsetip bunlardan vaz
gectigimiz zaman gercekten ozgur olup tum yeteneklerimizi kullanabilir hale
gelmeyecek miyiz?
Aslinda biz bu dunyaya sahip olmaya degil, sahit olmaya gelmisiz. Ah bunu
bir anlayabilsek...
baska bir konu insallah simdide
ETME BULMA DÜNYASI
Bir adam, karısı ve yaşlı babası. Kadın kayınpederini istememekte, huysuzluk etmekte, evin huzurunu boznaktadır.
Bir gün kocasına:
Bey... bey.. Bezdim bezdim. Bir gün göremedim. Gençliğim gidiyor. Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı al da nereye getirirsen getir beraber kalalım. Yoksa ben gidiyorum.
Adamcağız şaşkınbiraz da sitemli bir vaziyette:
-Ne diyorsun hanım, o babam babam; öldüreyim mi, atayım mı? Kimi var bizden başka bakacak, dese de karısı ısrarda ısdrar ediyordu.
Adam baktı olacak gibi değil babasını dağa bırakmaya karar verdi. Yanına oğlunu da alarak yola koyulurlar. Babasına da:
Baba, torununla beraber dağa oduna gidiyoruz, istersen sen de gel" der. Baba gelinin dırdırını dinlemektense onlarla beraber ağın yolunu tutar..
yola koyulu dağlara, ormanların içlerine girip bir müddet gittikten sonra, babasına:
Baba sen burada biraz dinlen. Bizde odun toplayalım, der ve oradan ayrılırlar.
Odun toplamadan, babasını orada bırakarak dönerler.
Yolda oğlu: derki
Dedemi almadık baba.
Dedeni oraya bıraktık. Artık ihtiyarladı orada kalacak.
Torun ısrar eder:
Dedemi isterim... . En sonunda babasına ne dese desin fayda etmeyceğini anlayan çocuk:
- Baba, sen ihtiyarladığında ben de senin gibi seni getirip dağa mı bırakacağım? der demez adamın aklı başına gelir.
Babasını almaya karar verir İhtiyar, kendisini almak için yoldan geri dönen oğluna:
- Evlâdım, sen beni bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı bırakmadım. Ölünceye kadar hizmet ettim.
Adam babasını alıp eve getirir.
Bu dünya etme-bulma dünyası» diye... Sen ne yaparsan sana da onun aynısının yapılacak