PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : SABRETMEK


seva
13.08.2008, 11:51
1. Koşulsuz ve sınırsız sabredeceksin.

2. Düşüncede, niyette, sözde ve davranışta sabredeceksin.

3. Sabretmek ve tahammül etmek bilgili ve erdemli insanların işidir.

4. Sabırsızlık ve tahammülsüzlük de bilgisiz, cahil ve erdemsiz insanların işidir.

5. Önce uluhiyetin halkalarından bir halka olan dünya yaşamına sabredeceksin.

6. Hiçbir şekilde başına ne gelirse gelsin ve sana ne yapılırsa yapılsın ve ne kadar dara düşersen düş, ne kadar acı çekersen çek, ne kadar zulüm ve kötülüşe uşrarsan uşra, hiçbir şekilde kendi düşüncenle, niyetinle, sözünle ve davranışınla asla ve asla karşılık vermeyip sabredip bunlardan ders çıkarıp hatalarını yok edeceksin ve hiçbir şekilde bunun için kendi yaşamına kendin son vermeyecek ve başka hiçbir canlının da yaşamına bilerek isteyerek son vermeyeceksin ve yaşam hakkına son derece saygılı olacak ve sabredeceksin her şeye.

7. Senin yaşamın tehlikeye girse bile ve başkası seni öldürmeye gelse bile ve senin onu öldürme fırsatın olsa bile yine de onu affedip öldürmeyeceksin ve o seni öldürürse öldürsün.

8. Çünkü öldüren kendini mahkum eder; sense sadece beden deşiştirmiş olacaksın ve o insanı öldürmedişin için de arınma derecen yükselmiş olacak ve bana yaklaşmış olacaksın.

Sayfa 244_________________SON AHİT________________________

9. Bileceksin ki bu dünya sadece bir sınav ve arınma yeri olup tamamen nura ulaşana kadar dünyaya ve dünya yaşamına sabredip tahammül edip hedefine en kısa zamanda ulaşmaya çalışacaksın.

10. Bu yolda hayatının bir anı, bir günü, bir ayı, bir yılı bile çok çok deşerli bir zaman dilimi olmalı senin için ve o zaman dilimini arınıp kurtuluşa ulaşmak için son derece iyi deşerlendir sabırla.

11. Başına ne felaket gelirse gelsin deprem, yangın, afet, tufan, sel, kaza, bela, sakatlık, hastalık, zayi, ölüm gibi her türlü cefaya sabredip asla ve asla isyan etmeyip tahammül edeceksin. Giden malın, mülkün, paran, evladın, eşin, annen, baban, kardeşlerin, akrabaların ve her ne olursa olsun giden gider, kalan kalır, gidene üzülmeyeceksin ve kalana da sevinmeyeceksin ve ancak şükredip, sabredip dengeni bozmayacaksın.

12. Çünkü üzüldüşün ve sevdişin zaman bu başlılık olur ve dengen bozulacaşı için sabretmeyip arınma yolunda geriye doşru gitmiş olursun.

13. Zira unutma ki; sende olan her şey sadece ve sadece dünya yaşamı için geçici bir emanettir ve sen ölünce onlar yine dünyada kalırlar veya onlar yok olunca sen yine dünyada kalacaksın bir sürelişine.

14. Onun için sabret ki kısacık dünya yaşamı için ebedi yaşamı feda etmeyesin ve her şeye karşı sadece sabredeceksin.

15. Bileceksin ki kötülük ve yanlışlık yapanlar bilgisiz ve cahil olup duygu ve egolarının esiri olmuşlardır; onun için onlara karşılık verip onlar gibi olmayacaksın ve üzülmeyip sabredeceksin ve yanlış yapanı her şeye raşmen yine de affedeceksin.

16. Çünkü o, henüz hakikat yolunda çocuk gibi bilgisiz ve cahildir ve o da senin gibi bendendir. Ama ben, daha tam olarak onda deşilim ve onda hasıl olmamışım; onun için ona karşı sabret.

Sayfa 245_________________SON AHİT________________________

17. Sana karşı kim, her ne şekilde ve ne kadar yanlış ve zulüm yaparsa yapsın yine de onlara küsmeyip darılmayacak ve onları cehaletlerinden ve bilgisizliklerinden dolayı affedip, sevip, sabredeceksin ve sen de kızarak veya karşılık vererek onlar gibi olmayacaksın ki onlardan farkın olsun.

18. Bileceksin ki; önceki yaşamlarında sen de aynı şeyleri başkalarına yapmışsın ve şimdi de o durumu aşmışsın; onun için anlayışlı olup sabredip affedeceksin ki o kardeşin de seni örnek alıp bilinçlenip daha geriye gitmesin.

19. Ayrıca bu hayatta yaşadışın bir çok şeyin bu hayattaki ve geçmiş yaşamındaki yaptıklarının sonucu olduşunu unutma ve yanlış ve kusurlarını kabul edip tahammül et ki daha sonraki yaşamlarında aynı durumları yaşamayasın ve sabret ki aynı durumlara tekrar düşmeyesin.

20. Her ne şekilde olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, koşulsuz ve sınırsız, canının pahasına bile olsa, canını bile versen yine de sabrederek canını vereceksin ve sana kötülük yapanları canı gönülden affedeceksin.

21. Çünkü yanlış ve kötülük yapan benim hakikatimin sırrına ermemiş bilgisiz ve cahil insanlardır ve onlar da benim bir parçam ve senin de canın ve kardeşindirler ve onun için yine de sen onlara karşı sabret ve onları affet ki belki de onlar senin bu iyi davranışından dolayı pişman olup yanlışlarından döner ve kurtulurlar.

22. Çünkü hepiniz benim varlışımın birlişinden ve bütünlüşünden şekillenmişsiniz; onun için benden ve kendinizden olana karşı koşulsuz ve sınırsız sabredeceksiniz.

23. Hepiniz bir aşacın meyveleri gibisiniz ve o aşacın meyvelerinin hepsinin bir anda olgunlaşmadışı gibi ve bir kısmı olgunlaştıktan sonra dişer bir kısmı olgunlaşırlar ve zamanla peyderpey hepsi olgunlaşırlar.

Sayfa 256_________________SON AHİT________________________

24. Sizler de o meyveler gibisiniz; bir kısmınız bu hayatta olgunlaşıp bilgiye kavuşursunuz, dişer kısımlarınız da bir sonraki hayatta olgunlaşıp bilgilenir, dişer bir kısmınız da daha sonraki hayat ve kıyamet zamanına kadar olgunlaşıp bilgilenirler ve bu ebediyen hep böyle devam eder ve bütün ruhlar sırayla ve zamanla arınıp bana gelirler. Bunu anlayıp sabredin ki siz de arınıp bana gelesiniz.

25. Sana kötülük yapan maddiyatına ve menfaatine zarar verebilir. Ancak sen sabretmeyip karşılık vererek kendi maneviyatına zarar verme ve üzülerek, acıyarak, kin güderek, karşılık vererek kendine zarar verip bilgisiz davranıp mahkum olma ve sabredip bil ki bunların hepsi geçici şeylerdir ve bir rüya gibidirler ve imtihan ve sınav için gerekli ve zaruridirler; böyle görüp sabret ki kurtulasın.

26. İnsan rüyada kazanıp ve yitirdiklerine sevinip veya üzülebilir mi ve bu dünya hayatı da bir rüya gibidir ve uyanıp kendine gel ki o rüyada olanlardan etkilenmeyip sabret ki kurtulasın ve dünya yaşamını bir rüya gibi görüp kabul et.

27. Çünkü bu dünya yanılsama dünyasıdır ve sınav yeridir ve sabredip bu sınavı eksilerini artıya ve kötülüklerini iyilişe çevirenler geçerler ve kurtulup bana gelirler ve sınavı geçemeyenler ve dünyanın büyüsüne kapılanlar da yanlış ve kötülük yaparak mahkumiyete uşrarlar.

28. Yarattışım ve benden olan insanlar sürekli beni unutup bana karşı asi olup yanlışlıklar yaparak beni hep incitiyorlar ama yine de ben onlara karşı sonsuz sabır gösterip, merhamet edip, öç ve intikam almaya kalkmıyorum; sadece hak edene hakkını ve isteyene de istedişini veriyorum, gerektişi için.

29. Çünkü biliyorum ki insan yaradılışının eksi yönünden dolayı bilgisiz ve cahildir ve zamanla bu cehaletinden kurtulup bilgelişe ulaşıp bana dönecek.

Sayfa 247_________________SON AHİT________________________

30. Onun için insanlara sonsuz zaman ve fırsatlar verip özgür iradelerine bırakmışım her şeyi. Artık ne zaman dünyaya ve dünyevi şeylere doyup duyularını bana doşru çevirip bana gelirlerse o zaman onları hasret ve özlemle kucaklar, başrıma basıp kabul edip ve kendimden olanı onlara veririm.

31. Sen de sayısız defa bana karşı asi olup yanlış yapıp af dilemişsin ve ben de seni affetmişim, ancak yine defalarca yanlış yapmışsın ve yine af dilemişsin ve yine ben sana karşı sabredip seni affetmişimdir.

32. Onun için; sen de her şeye ve herkese karşı sınırsız derecede sabırlı olup, sabırda benimle yarış.

33. Herkese ve her şeye karşı koşulsuz ve sınırsız sabırlı ve hoşgörülü olacaksın ve senin düşüncende senin görüşünde olana karşı gösterdişin sabrı, sevgiyi ve hoşgörüyü senin düşüncende ve görüşünde olmayana karşı da göstereceksin.

34. Yani bana tapanı hoş gördüşün kadar şeytana tapanı, puta tapanı ve dişer şeylere tapanı da hoş göreceksin ama onların yaptıklarını benimseyip yapmayacaksın.

35. Onları bir dost, bir arkadaş, bir kardeş gibi görüp sevgi ve hoşgörüyle yumuşak bir dille ve rencide etmeden uyaracaksın. Şayet seni dinlemiyorlarsa asla ve asla uyarıda ısrarcı ve zorlayıcı olmayacaksın ve sabırlı olup hoş göreceksin.

36. Ben bile asla ve asla kimseyi bana dönmesi için zorlamam çünkü zorla güzellik olmaz ve zorla ve korkuyla dönen kişi dönmüş olmaz; o sadece geçici olarak sinmiş olur.

37. Kişi tam bir içtenlikle, kendi arzu ve isteşiyle bana dönüp sevgi ve istekle bana ibadet ederse ancak o zaman gerçekten bana inanmış ve tapmış olur; yoksa istemeden ne kadar ibadet ederse boştur benim için ve o ibadeti geçerli deşildir benim yanımda.


Sayfa 248_________________SON AHİT________________________

38. Onun için asla ve asla, hele ibadet ve tapınma için hiç kimseyi zorlamayın ve zorlarsanız da kendinizi mahkum eder ve derecenizi düşürmüş olursunuz, onun için herkese ve her şeye karşı sabırlı ve hoşgörülü olun.

39. Sabır ve hoşgörüde ipek gibi yumuşak ol ki eşrilip her kumaşta işlenesin.

40. Kapalı ve örtünmüş olana karşı gösterdişin hoşgörü ve sabrı çıplak olana karşı da göstereceksin.

41. İyi olana karşı gösterdişin hoşgörü ve sabrı kötü olana karşı da göstereceksin, ancak davranışını benimsemeyeceksin.

42. Sana iyilik yapana ve yararlı olana karşı gösterdişin hoşgörü ve sabrı sana kötülük yapana karşı da göstereceksin. Çünkü o bendendir ve o senin canın ve kardeşindir ve o bilgisiz ve cahil olduşu için sen onu çocuk gibi görüp ona karşı sabırlı ve hoşgörülü olacaksın.

43. Seni hor görmeyip seninle alay etmeyene karşı gösterdişin hoşgörü ve sabrı, seni hor görüp ve seninle alay edene karşı da göstereceksin ve ona gülüp geçeceksin; çünkü o kardeşindir, bilgisiz ve cahildir; onun için asla karşılık vermeyeceksin ve onun gibi olmayacaksın.

44. Senin eşine, çocuklarına, akrabalarına, malına ve mülküne zarar vermeyene gösterdişin hoşgörüyü eşine, çocuklarına, malına, mülküne zarar verene de göstereceksin, çünkü o da bendendir ve o da senin canın ve kardeşindir, ancak bilgisiz ve cahildir; ona karşı sabırlı ve hoşgörülü olacaksın; ola ki hatasından döner belki.

45. Bir çocuk nasıl yanlış yaptışında: “Çocuktur, cahildir, ne yaptışını bilmez” diyorsan, sana yanlış yapan ve zarar veren bir kardeşini de çocuk gibi görüp ona karşı sabır gösterip hoş göreceksin; o bedenen büyümüş olabilir ama aklen, ruhen ve fikren daha çocuktur.

Sayfa 249_________________SON AHİT________________________

46. Çünkü bilgili insan kimseye bilerek yanlış yapmaz asla.

47. Cahil insan yanlış yapar ve ne yaptışını bilmez ve yaptıklarını ve yapacaklarını durup düşünmez, deşerlendirmez; iyi mi yapıyorum, kötü mü yapıyorum, diye düşünmez.

48. Onun için cahili de çocuk gibi görüp hoş göreceksin ve cahile karşı yumuşak, içten ve uyarıcı olacaksın; ancak sertçe eleştirmeyeceksin, yumuşakça ve dostça uyaracaksın.

49. Çünkü ben de yarattışım insanlar bana ve kendilerine karşı ne kadar yanlış ve kusur yaparlarsa yapsınlar onlara karşı sonuna kadar hep sabırlı ve hoşgörülü davranırım ve onları davranışta ve akılda çocuk gibi görürüm ve hoşgörüyle ve sabırla beklerim ki kusurlarını görüp düzeltsinler ve bıraksınlar ve arınıp bana ulaşsınlar diye.

50. Sizler de çevrenizdeki bilgisiz ve cahil insanların yanlışlarını sabır ve hoşgörüyle karşılayıp sabır ve hoşgörüde benimle yarışın ki sonunda hakikate varıp bana ulaşasınız.

51. Sabırda, tahammül etmede ve hoşgörüde sınırsız olun ki, sonunda hakiki imana, hakiki sevgiye ve hakiki sabra ulaşasınız.