SEMİH-58
23.09.2008, 17:11
Günün birinde bir padişah varmış, daima fikir alış verişi yaptığı bir de veziri varmış. Padişah her olayda çok sevdiği bu vezirinin görüşünü alır ona göre yapacaklarını bir daha düşünürdü. Padişahın veziri her olaydan sonra "vardır bir hayır padişahım sen tasalanma" dermiş. Bir gün padişah ava çıkmış ve avladığı hayvanı keseyim derken serçe parmagını da kesmiş kopan parmağının acısıyla bağırırken padişahın en yakını, yardımcısı olan vezir "üzülmeyin padişahım her şeyde bir hayır vardır, bunda da vardır bir hayır" der. Parmağının acısı geçmeden vezirinin böyle konuşması padişahın canını çok sıkmış ve öfkelenerek vezirini zindana attırıp yeni bir vezir bulmuş kendine. Padişah ava meraklıymış, yeni vaziriyle ava çıktığı başka bir gün ülkeden çok uzaklaşıp ormanın daha önce hiç gitmediği bir yerinde avlanıyım derken insan eti yiyen bir kavme av olmuşlar. Padişah ve veziri yakalayıp bağlamışlar ki padişahın parmağının kexxx olduğunu görmüşler, bu kavimde her tarafı sağlam olmayan insan eti yememe gibi bir inanç varmış bu yüzden padişahı salmışlar veziri de yemişler. Padişah telaşla saraya döndüğünde veziri zindandan çıkartırıp özür dilemiş kusuruma bakma seni zindana attırdım ama dediğin çıktı o gün parmağımın kesilmesinde benim için bir hayır varmış der ve tekrar tekrar özür diler. Vezir, özür dileminize gerek yok padişahım beni vezirlik görevinden azledip zindana atmanızda da bir hayır var demiş. Padişah nasıl olur vezirim ben sana haksızlık ettim ve zindana attım bunda ne gibi bir hayır olabilir deyince; vezir, ben zindanda olmasaydım sen ava giderken senin yanında olurdum ve bugün eti yenen vezirin yerinde ben olurdum demiş.