kronik
25.10.2008, 19:10
Güzel bir bahar sabahı, dışardan baktığında çalkalanmakta olduğunu farkettirircesine uyanmış Süt. “Ne kadar güzel bir gün” diye düşünmüş bembeyaz yanaklarını elleriyle kapatarak, duraksamış ve düzeltmiş “Aşık olmak için ne de güzel bir gün!” Pek sık böyle hissetmezmiş, aşkı kovaladığı yıllar boyunca. Hızlıca aşağı inmiş, mutfaktan güzel kokular geliyormuş. “Annem yine harikalar yaratıyor!” diye düşünerek içeri girmiş. Hiçbir şeyden habersiz “Günaydıııın!” diye seslenmiş. Annesi gülümseyerek öpmüş Süt’ü. Süt’ün yanakları kızarmış. Pembe ve beyaz, sayesinde birbirine çok yakışırmış.
“Nedendir bu hazırlık, özel bir misafirimiz mi var anneciğim?” diye sormuş ince sesiyle. Annesi tedirgince cevap vermiş. “Evet.” demiş ve eklemiş. “Kahve ve ailesi gelecek.” Süt gülümsemiş, “Ağır misafirlerimiz var anlaşıldı. Ama anneciğim, gerçekten biraz fazla ağır değiller mi? Ve biraz yapmacık..” diye sormuş. Annesi kaşlarını çatarak “Artık onların dedikodusunu yapmamalısın Süt! Lütfen..” demiş. Süt anlamsızca gözlerini kırpıştırarak “Niye?” diye sormuş. Sorduğuna pişmanlık hissederek çıkmış evden, aka aka uzaklaşmış. Gözyaşları likit bedenine karışmış. Kahve’yle evlenmek istemiyormuş. Onun aşkı bulması gerekiyormuş. Kahve’yle evlenmemek için değil, aşkından ağlamak istiyormuş.
Akmış akmış, ve bir dere kenarına gelmiş. “Aşk yok!” diye bağırmış yankılanan sesi eşliğinde. “Aşk yok ve bunu kimse duymuyor! Aşk yok ve kimse de bilmiyor.! O hiç gelmedi.” demiş. Biraz bekledikten sonra “O yoksa..” diyerek dereye katılmaya, kendini yoketmeye hazırlanmış. Tam atlayacakken renginin koyulaştığını ve birşeylerin gitmesine izin verdiğini farketmiş. Arkasını döndüğünde, esmer mi esmer yakışıklı mı yakışıklı bir erkek ona bakmaktaymış. “Gidemezsin.” demiş erkek gülümseyerek. Dişleri süt’ün rengine yakınmış. Çok çok güzelmiş. Süt’ü farkında olmadan gülümsetmiş. Erkek konuşmaya devam etmiş. “Gidemezsin çünkü o var. Burada değilse de yaklaşık 40 saniye önce buralara uğradı. Ben kakao, ya sen?” diye sormuş Kakao. Süt gülümsemiş “Çok şirin bir isim bu, Kakao. Bende Süt.” demiş. El ele uzaklaşarak bir taşın üzerinde oturup Gece’yi beklemişler. Gece gelmiş, asık suratlı Süt ve Kakao’yu görüp sormuş “Neyiniz var?” Kakao konuşmak istememiş, sözü Süt’e bırakmış. Süt herşeyi anlatarak “O eve gitmeyeceğim. Orda aşk yok. Kimse de beni sevmiyor.” demiş. Gece iç çekmiş ve “Ama annen seni çok merak ediyor, O kadar üzgün ki Güneş ilk sizin evinizin tepesinde battı ve ben burdayım.” demiş. Süt üzülmüş, zaman geçsin rüyası devam etsin istemiş. Süt üşümüş. Kakao güçlü ve centilmenmiş. Süt artık hiç üşümeyecekmiş gibi hissetmiş.
Süt’ün dileği yerine gelmiş ve zaman geçmiş. Süt ve kakao evlenmeye karar vererek Cezve Dede’ye gitmişler. Bu evlilik için ona ihtiyaçları varmış. Mutlu mutlu girdikleri cezveden endişelice ayrılmışlar. Çünkü Cezve Dede onlara, “Şeker’i bulmadan evlenemezsiniz.” demiş.. Şeker’in doğuda yetişen şeker pancarlarından üretildiğini öğrenerek doğudaki çöle doğru yola çıkmışlar. Gece vakti varmışlar yanlarına, birkaç ay önce dertlerini dinleyen Gece, bu kez onları çok üşütmüş. O an kimseye güvenmemeye karar vererek yollarına devam etmişler. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamış, Süt ve Kakao ısınarak daha çok çaba harcamışlar. Öğlen olduğunda, önemli bir detayı atladıklarını farketmişler. Çöl fazla sıcakmış ve Süt yavaş yavaş buharlaşmaktaymış. Kakao’nun gölgesi yetmemiş. Azaldıkça azalmış. Kakao göz yaşlarıyla beslemiş onu. Hayatta kalması için Kakao’nun ağlaması Süt’ü çok üzmüş, ama elden başka birşey gelmiyormuş. Hain Güneş elinden geleni yapmış, ve Şeker’e kavuşmalarına ne kadar az kaldığını birtek Tanrı’nın bildiğininden habersiz Süt, yokoluvermiş. Kakao kendini Mecnun gibi hissetmiş. Çölün ortasında sevgilisinin ardından saatlerce ağlamış, bildiği en büyük aşık gibi hissettiği için Süt’e son bir kez teşekkür ederek oradan uzaklaşmış..
Yağmur’u çok sevmiş Kakao. Buharlaşıp bulut olan sevgilisini hissetmek için dışarı fırlarmış her Yağmur yağdığında. Onun bu halini ve onu deli sananları gören Yağmur ağlarmış. Daha çok yağar, daha çok mutlu edermiş Kakao’yu.
Ben o yüzden bardağıma kakao ve sütten önce ilk şeker koyarım.
Ve ben o yüzden gidenlerin ardından “Süt ve kakao gibiydik biz ikimiz, güzeldik ama eksikti şekerimiz.” derim..
Kakaolu sütlerin bol şekerli içilmesi dileğiyle..
“Nedendir bu hazırlık, özel bir misafirimiz mi var anneciğim?” diye sormuş ince sesiyle. Annesi tedirgince cevap vermiş. “Evet.” demiş ve eklemiş. “Kahve ve ailesi gelecek.” Süt gülümsemiş, “Ağır misafirlerimiz var anlaşıldı. Ama anneciğim, gerçekten biraz fazla ağır değiller mi? Ve biraz yapmacık..” diye sormuş. Annesi kaşlarını çatarak “Artık onların dedikodusunu yapmamalısın Süt! Lütfen..” demiş. Süt anlamsızca gözlerini kırpıştırarak “Niye?” diye sormuş. Sorduğuna pişmanlık hissederek çıkmış evden, aka aka uzaklaşmış. Gözyaşları likit bedenine karışmış. Kahve’yle evlenmek istemiyormuş. Onun aşkı bulması gerekiyormuş. Kahve’yle evlenmemek için değil, aşkından ağlamak istiyormuş.
Akmış akmış, ve bir dere kenarına gelmiş. “Aşk yok!” diye bağırmış yankılanan sesi eşliğinde. “Aşk yok ve bunu kimse duymuyor! Aşk yok ve kimse de bilmiyor.! O hiç gelmedi.” demiş. Biraz bekledikten sonra “O yoksa..” diyerek dereye katılmaya, kendini yoketmeye hazırlanmış. Tam atlayacakken renginin koyulaştığını ve birşeylerin gitmesine izin verdiğini farketmiş. Arkasını döndüğünde, esmer mi esmer yakışıklı mı yakışıklı bir erkek ona bakmaktaymış. “Gidemezsin.” demiş erkek gülümseyerek. Dişleri süt’ün rengine yakınmış. Çok çok güzelmiş. Süt’ü farkında olmadan gülümsetmiş. Erkek konuşmaya devam etmiş. “Gidemezsin çünkü o var. Burada değilse de yaklaşık 40 saniye önce buralara uğradı. Ben kakao, ya sen?” diye sormuş Kakao. Süt gülümsemiş “Çok şirin bir isim bu, Kakao. Bende Süt.” demiş. El ele uzaklaşarak bir taşın üzerinde oturup Gece’yi beklemişler. Gece gelmiş, asık suratlı Süt ve Kakao’yu görüp sormuş “Neyiniz var?” Kakao konuşmak istememiş, sözü Süt’e bırakmış. Süt herşeyi anlatarak “O eve gitmeyeceğim. Orda aşk yok. Kimse de beni sevmiyor.” demiş. Gece iç çekmiş ve “Ama annen seni çok merak ediyor, O kadar üzgün ki Güneş ilk sizin evinizin tepesinde battı ve ben burdayım.” demiş. Süt üzülmüş, zaman geçsin rüyası devam etsin istemiş. Süt üşümüş. Kakao güçlü ve centilmenmiş. Süt artık hiç üşümeyecekmiş gibi hissetmiş.
Süt’ün dileği yerine gelmiş ve zaman geçmiş. Süt ve kakao evlenmeye karar vererek Cezve Dede’ye gitmişler. Bu evlilik için ona ihtiyaçları varmış. Mutlu mutlu girdikleri cezveden endişelice ayrılmışlar. Çünkü Cezve Dede onlara, “Şeker’i bulmadan evlenemezsiniz.” demiş.. Şeker’in doğuda yetişen şeker pancarlarından üretildiğini öğrenerek doğudaki çöle doğru yola çıkmışlar. Gece vakti varmışlar yanlarına, birkaç ay önce dertlerini dinleyen Gece, bu kez onları çok üşütmüş. O an kimseye güvenmemeye karar vererek yollarına devam etmişler. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamış, Süt ve Kakao ısınarak daha çok çaba harcamışlar. Öğlen olduğunda, önemli bir detayı atladıklarını farketmişler. Çöl fazla sıcakmış ve Süt yavaş yavaş buharlaşmaktaymış. Kakao’nun gölgesi yetmemiş. Azaldıkça azalmış. Kakao göz yaşlarıyla beslemiş onu. Hayatta kalması için Kakao’nun ağlaması Süt’ü çok üzmüş, ama elden başka birşey gelmiyormuş. Hain Güneş elinden geleni yapmış, ve Şeker’e kavuşmalarına ne kadar az kaldığını birtek Tanrı’nın bildiğininden habersiz Süt, yokoluvermiş. Kakao kendini Mecnun gibi hissetmiş. Çölün ortasında sevgilisinin ardından saatlerce ağlamış, bildiği en büyük aşık gibi hissettiği için Süt’e son bir kez teşekkür ederek oradan uzaklaşmış..
Yağmur’u çok sevmiş Kakao. Buharlaşıp bulut olan sevgilisini hissetmek için dışarı fırlarmış her Yağmur yağdığında. Onun bu halini ve onu deli sananları gören Yağmur ağlarmış. Daha çok yağar, daha çok mutlu edermiş Kakao’yu.
Ben o yüzden bardağıma kakao ve sütten önce ilk şeker koyarım.
Ve ben o yüzden gidenlerin ardından “Süt ve kakao gibiydik biz ikimiz, güzeldik ama eksikti şekerimiz.” derim..
Kakaolu sütlerin bol şekerli içilmesi dileğiyle..