Sweetgirl
02.11.2008, 18:18
Kırmızı Başlıklı Kız
Sevgili Günlük... Ölemedi gitti şu babaannem olacak karı... Her gün ormanı geçip ona yemek götürmekten, 3 aylığını çekicem diye banka kuyruklarında beklemekten helak oldum. İbiş gibi kırmızı başlığımla gezindiğim için arkadaşlarım arasında alay konusu olmak da cabası. Millet hafta sonu alemlerden alemlere akıyor, ben habire yemek götürüyorum. Kurdu kuşu da var bunun... Kurt dedim de, kurt yese şu karıyı da kurtulsak ya. "Ağzın neden büyük? Burnun neden o kadar kocaman?" diye sorarsam da namerdim. Anlamamış gibi yaparım olur biter. Ha kurt beni yerse, masal oluruz ayrı, ama asıl ben kurdu yersem, haber olurum haber. Öyle bir gündeme otururum ki. Ardından bir kaset yaparım. İlk şarkımın adı da hazır; "İçime kurt düştü." Nasıl, yıkılıyo di mi?
Külkedisi
Sevgili Günlük... Ne bu ya?! Koca gün üvey ana, üvey kardeş zulmü çek, çalış, çabala; sonra kırk yılın başı karşına bir peri çıksın, ondan da azar işit! Neymiş, onun seçtiği kıyafeti beğenmemişim. Ulan onun nesini beğeneyim?! Acayip bir kılık. Hangi devirden kaldığı belli değil. Onu giyip gitsem davete, şimdikinden daha fena alay konusu olurum be. Hele o ayakkabılar. Camdan ayakkabı olur mu ya? Kesin çıkar onlar benim ayağımdan. Üstelik basıp bir yerlerimi keserim... Bal kabağından araba yapmaya kalktı, inanabiliyor musun? Millet Ferrari'den inmiyor ben kabağa binicem. Haa, bi de demesin mi, "12 oldu mu mekanı terk et!" Ayol millet 12'de gelmeye başlıyor be. Gece başlarken ben kaçacakmışım. Ben "Olmaz" deyince, "Sen Külkedisi değilsin, kıl kedisisin" deyip gitti. Giderse gitsin. Hem evleneceği kızı ayağına çağırıp, dans ettiren prensten de hayır gelmez. Bunca yıl beklemişim, olacaksa tam olsun. Haa bi de kimse şunu unutmasın, komşu komşunun külkedisine muhtaçtır. İşte o kadar! n
Çizmeli Kedi
Sevgili Günlük... Yaz geldi, ben hala bu manyak çizmelerleyim. Ben böyle masal yazarına tüküreyim e mi? Ulan yazsana şöyle spor ayakkabılı kedi, tek parmak terlikli kedi. Sanki millet bişey diyecek... Kedinin çizme giymesine takmayan sandalet giymişine mi takacak? Ama yok, maksat bana eziyet olsun. Ama bu böyle olmayacak. Ya ne olacak? Cırmalıycam bu masalın yazarının her bi yanını, o olacak. Bu sıcakta çizme giye giye her yanım pişik oldu be. Hayır, çizme de giysem kediyim sonuçta kardeşim, ciğer gördüm mü işi gücü bırakıyorum. Köpek gördüm mü tıslayıp kabarıyorum, ayakta çizmeler olunca takan olmuyor tabii. Kedilik karizması marizması kalmıyor. Yazara sorsan masaldaki karizmadan bahsedecek, "O çizmeler her şeyin senin" deyip tatava yapacak. Kendi bu arada bütün gün karılarla kızlara. Seni masalda oynatıcam ayağıyla kimleri götürdü inek. Ya ben? Mart geldi mi hepten deliriyorum. Bu çizmelerle damda dişi kedi kovalamak kolay mı? Bazen gözü karartıyorum, çıkayım diyorum dama. Sonra "Ulan koskoca çizmeli kedisin yakışır mı sana elin damında gece vakti bağıra çağıra" diyorum. Bunun paparazzisi var, bunun kariyeri var. İyi de sap sap da dolaşılmıyor ki be kardeşim. Milletin derdini çözücez derken biz dert yumağı olduk gitti...
Sevgili Günlük... Ölemedi gitti şu babaannem olacak karı... Her gün ormanı geçip ona yemek götürmekten, 3 aylığını çekicem diye banka kuyruklarında beklemekten helak oldum. İbiş gibi kırmızı başlığımla gezindiğim için arkadaşlarım arasında alay konusu olmak da cabası. Millet hafta sonu alemlerden alemlere akıyor, ben habire yemek götürüyorum. Kurdu kuşu da var bunun... Kurt dedim de, kurt yese şu karıyı da kurtulsak ya. "Ağzın neden büyük? Burnun neden o kadar kocaman?" diye sorarsam da namerdim. Anlamamış gibi yaparım olur biter. Ha kurt beni yerse, masal oluruz ayrı, ama asıl ben kurdu yersem, haber olurum haber. Öyle bir gündeme otururum ki. Ardından bir kaset yaparım. İlk şarkımın adı da hazır; "İçime kurt düştü." Nasıl, yıkılıyo di mi?
Külkedisi
Sevgili Günlük... Ne bu ya?! Koca gün üvey ana, üvey kardeş zulmü çek, çalış, çabala; sonra kırk yılın başı karşına bir peri çıksın, ondan da azar işit! Neymiş, onun seçtiği kıyafeti beğenmemişim. Ulan onun nesini beğeneyim?! Acayip bir kılık. Hangi devirden kaldığı belli değil. Onu giyip gitsem davete, şimdikinden daha fena alay konusu olurum be. Hele o ayakkabılar. Camdan ayakkabı olur mu ya? Kesin çıkar onlar benim ayağımdan. Üstelik basıp bir yerlerimi keserim... Bal kabağından araba yapmaya kalktı, inanabiliyor musun? Millet Ferrari'den inmiyor ben kabağa binicem. Haa, bi de demesin mi, "12 oldu mu mekanı terk et!" Ayol millet 12'de gelmeye başlıyor be. Gece başlarken ben kaçacakmışım. Ben "Olmaz" deyince, "Sen Külkedisi değilsin, kıl kedisisin" deyip gitti. Giderse gitsin. Hem evleneceği kızı ayağına çağırıp, dans ettiren prensten de hayır gelmez. Bunca yıl beklemişim, olacaksa tam olsun. Haa bi de kimse şunu unutmasın, komşu komşunun külkedisine muhtaçtır. İşte o kadar! n
Çizmeli Kedi
Sevgili Günlük... Yaz geldi, ben hala bu manyak çizmelerleyim. Ben böyle masal yazarına tüküreyim e mi? Ulan yazsana şöyle spor ayakkabılı kedi, tek parmak terlikli kedi. Sanki millet bişey diyecek... Kedinin çizme giymesine takmayan sandalet giymişine mi takacak? Ama yok, maksat bana eziyet olsun. Ama bu böyle olmayacak. Ya ne olacak? Cırmalıycam bu masalın yazarının her bi yanını, o olacak. Bu sıcakta çizme giye giye her yanım pişik oldu be. Hayır, çizme de giysem kediyim sonuçta kardeşim, ciğer gördüm mü işi gücü bırakıyorum. Köpek gördüm mü tıslayıp kabarıyorum, ayakta çizmeler olunca takan olmuyor tabii. Kedilik karizması marizması kalmıyor. Yazara sorsan masaldaki karizmadan bahsedecek, "O çizmeler her şeyin senin" deyip tatava yapacak. Kendi bu arada bütün gün karılarla kızlara. Seni masalda oynatıcam ayağıyla kimleri götürdü inek. Ya ben? Mart geldi mi hepten deliriyorum. Bu çizmelerle damda dişi kedi kovalamak kolay mı? Bazen gözü karartıyorum, çıkayım diyorum dama. Sonra "Ulan koskoca çizmeli kedisin yakışır mı sana elin damında gece vakti bağıra çağıra" diyorum. Bunun paparazzisi var, bunun kariyeri var. İyi de sap sap da dolaşılmıyor ki be kardeşim. Milletin derdini çözücez derken biz dert yumağı olduk gitti...