HaKaaN
12.11.2008, 22:47
Hayatımızın her ânı değişik imtihanlarla dolu. Bu imtihanlar sabır ve azimle başarıldığı takdirde bizi olgunlaştırıyor ve niyetimize göre Rabb’imize yaklaştırıyor.
Her insanın hayatının değişik karelerinde yaşadığı ve insana sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu öğreten bir imtihanımız var: Hastalık.
Hastalık bir imtihandır. Hastalığın hikmetini bilen ve ona göre hareket edebilen insanlar, bu imtihanı başarıyla vermiş olurlar. Hepimiz mutlaka hasta olmuşuzdur.
Hastalıklardan kaçıp kurtulmak mümkün olmadığına göre, imanlı bir insanın hastalıklar karşısında nasıl davranması gerektiğiyle ilgili Risale-i Nur Külliyâtı Hastalar Risalesi’nde çok güzel nükteler vermektedir:
1. Hastalık ibadet vesilesidir İmanlı bir gözle bakıldığında hastalık bir çeşit ibadet vasfını kazanır. Namaz ve oruç gibi hastalık da ibadettir. Hastalık, sabredip şükreden hastalar için her bir ömür dakikasına, bir saat ibadet değeri kazandırır.
2. Şafi ismi hastalığı gerektirir Mülk Allah’ındır. Allah, mülkünde dilediği gibi tasarruf edebilir. İnsan, Allah’ın güzel isimlerinin nakışlarını göstermek için bir model olarak yaratılmıştır. Bu sebeple çeşitli haller içinde değişiklikler yaşar insan. Mesela Allah’ın Rezzak ismi açlığı gerektirirken, Şafi ismi de hastalığın varlığını ister ta ki şifa versin.
3. Hastalıklar insanın yüzünü ebedi dünyaya çevirir. Bu dünya asıl hayat olan ebedi hayatı kazanmak için kurulmuştur. Devamlı sıhhatte olan bir insan, bunu unutup gaflete düşebilir. Halbuki hastalıklar onun yüzünü ebedi hayata çevirip orası için çalışmaya teşvik eder. Bu bakımdan, hastalıklar Allah’ın insana birer ihsanıdır. Dünyanın fani yüzüne olan sevgiyi kırıp ahireti sevdirirler.
4. Hastalıklar insanı şükre sevk eder. Her şey zıddıyla bilindiği için hastalıklar da sıhhatin değerini hatırlatıp insanı mazhar olduğu sağlık nimeti için şükre sevk ederler.
5. Ölümü hatırlatır. Ölüm gizli olduğu ve her zaman gelebileceği için hastalıklar insana ölümü unutturmayıp hatırlattığından, onlara üzülmek değil aksine memnun olmak gerekir.
6. Sosyal yardımlaşmayı artırır. Hastalık sosyal hayatı ayakta tutan hürmet, merhamet gibi duyguları daha da canlandırır. Hastalığın ızdırabını yaşayan bir insan diğer hasta ve zayıfları kendisine nispet ederek onların yardımına daha bir canla başla koşar.
7. Endişe hastalığı artırır. Hastalığının hafiflemesini isteyen kişi endişe etmemeye çalışmalı. Yani hastalığın faydalarını, sevabını ve çabuk geçeceğini düşünüp endişelenmemeli ve bu şekilde hastalığını yenme adına manevi olarak da kendisini güçlendirmelidir
Her insanın hayatının değişik karelerinde yaşadığı ve insana sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu öğreten bir imtihanımız var: Hastalık.
Hastalık bir imtihandır. Hastalığın hikmetini bilen ve ona göre hareket edebilen insanlar, bu imtihanı başarıyla vermiş olurlar. Hepimiz mutlaka hasta olmuşuzdur.
Hastalıklardan kaçıp kurtulmak mümkün olmadığına göre, imanlı bir insanın hastalıklar karşısında nasıl davranması gerektiğiyle ilgili Risale-i Nur Külliyâtı Hastalar Risalesi’nde çok güzel nükteler vermektedir:
1. Hastalık ibadet vesilesidir İmanlı bir gözle bakıldığında hastalık bir çeşit ibadet vasfını kazanır. Namaz ve oruç gibi hastalık da ibadettir. Hastalık, sabredip şükreden hastalar için her bir ömür dakikasına, bir saat ibadet değeri kazandırır.
2. Şafi ismi hastalığı gerektirir Mülk Allah’ındır. Allah, mülkünde dilediği gibi tasarruf edebilir. İnsan, Allah’ın güzel isimlerinin nakışlarını göstermek için bir model olarak yaratılmıştır. Bu sebeple çeşitli haller içinde değişiklikler yaşar insan. Mesela Allah’ın Rezzak ismi açlığı gerektirirken, Şafi ismi de hastalığın varlığını ister ta ki şifa versin.
3. Hastalıklar insanın yüzünü ebedi dünyaya çevirir. Bu dünya asıl hayat olan ebedi hayatı kazanmak için kurulmuştur. Devamlı sıhhatte olan bir insan, bunu unutup gaflete düşebilir. Halbuki hastalıklar onun yüzünü ebedi hayata çevirip orası için çalışmaya teşvik eder. Bu bakımdan, hastalıklar Allah’ın insana birer ihsanıdır. Dünyanın fani yüzüne olan sevgiyi kırıp ahireti sevdirirler.
4. Hastalıklar insanı şükre sevk eder. Her şey zıddıyla bilindiği için hastalıklar da sıhhatin değerini hatırlatıp insanı mazhar olduğu sağlık nimeti için şükre sevk ederler.
5. Ölümü hatırlatır. Ölüm gizli olduğu ve her zaman gelebileceği için hastalıklar insana ölümü unutturmayıp hatırlattığından, onlara üzülmek değil aksine memnun olmak gerekir.
6. Sosyal yardımlaşmayı artırır. Hastalık sosyal hayatı ayakta tutan hürmet, merhamet gibi duyguları daha da canlandırır. Hastalığın ızdırabını yaşayan bir insan diğer hasta ve zayıfları kendisine nispet ederek onların yardımına daha bir canla başla koşar.
7. Endişe hastalığı artırır. Hastalığının hafiflemesini isteyen kişi endişe etmemeye çalışmalı. Yani hastalığın faydalarını, sevabını ve çabuk geçeceğini düşünüp endişelenmemeli ve bu şekilde hastalığını yenme adına manevi olarak da kendisini güçlendirmelidir