PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : HAZNEVİ AİLE SİNİ KISACA TANIYALIM


COBANYILDIZI
26.11.2008, 10:21
HAZNEVİ AİLESİ



Haznevi ailesi İslam âlemi içersinde mümtaz ve son derece farklı bir konuma sahip, büyük alimlerden, fazilet sahibi ariflerden, insanları irşad eden hikmet sahiplerinden, takva kutbu irşad edici büyük salih zatlardan oluşmuş bir ailedir. Onlar bu özellikleri ile hem öncü ve örnek olup hem de aziz olan İslam dininin yükselmesine vesile olmuşlardır. Bu Yüce Allah'ın onların şahıslarında İslam âlemine sunduğu bir lütuf ve hamdi gerektiren bir ikramdır.

Bilindiği gibi 'sünnetullah' Allah-u Teala'nın âlemde geçerli olan yasalarını ve tasarruf şeklini bize gösteren ilahi nizamın uygulanış şeklidir. O'nun sünnetinde herhangi bir değişiklik yoktur. Zamanın geçmesi, mekânların değişmesi ilahi düzeni ve onun yasalarını değiştirmez. Aziz olan Kur'an-ı Kerim'in surelerinden birisinin ismi bilindiği gibi 'Al-i İmran' suresidir. Bu surede İmran ailesinin alemlere üstün kılındığı tüm insanlara duyurulmaktadır.

Bilindiği gibi Hz.İmran son derece dindar, insanları hak dine davet eden, önder ve büyük bir şahsiyetti. Yıllarca İsrailoğulları arasında ilahi dini yaydı, iyiliği emir ve kötülüğü nehiy eyledi. Onun Yüce Allah'a olan bu bağlılığı, bu yakınlığı ve bu takvası feyz ve bereketleri kendi üzerine çekti. Bu öyle bir bereket idi ki nesline de yansıdı. Onun ihlası ve samimiyeti kendi neslinden dünyanın en hayırlı dört kadınından biri olacak olan Hz.Meryem'in dünyaya gelmesi şeklinde tecelli etti. Bu tecelli öylesine kuvvetli idi ki bununla da kalmadı. Ulul-azm peygamberlerden biri olan Hz.İsa (a.s) da bu yüce anneden dünyaya teşrif ettiler. Bu yüce Rabbimizin tecelli eden sünnetullahı idi. O dilediğini hesapsızca rızıklandırandır. O yaptığından hesaba çekilmeyendir. O alemlerin Rabbidir. Bu bereket sadece İmran ailesi ile sınırlı değildir. Kur'an'ı Kerim'e ve hadisi nebeviye (a.s.) baktığımızda Al-i İbrahim'in de aynı nimet ile bereketlendiğini görmekteyiz.

Tüm namazlarında müminlerden, namaz sonunda bir vefa numunesi olarak aynı bereketin Al-i Muhammed (a.s.)'in üzerine de indirilmesini istemelerini okunan salli / barik dualarından, salavat-ı şerifelerden anlamaktayız. Bu kabul olmuş bir dua ve tecelli etmiş bir sünnetullahtır. Evliyaların ekserisinin, tarikat pirlerinin çoğunun, dini tecdid eden mehdi misal alimlerin büyük bir kısmının ehl-i beyten oldukları tarihin şahit olduğu bir durumdur. Bu ilahi tedbir halen yürürlüktedir. Kim böylesi bir ihlasa yaklaşır, tam bir samimiyet ile Kuran ve sünnete yapışırsa onun da neslinden böylesi büyük şahsiyetlerin çıkması kaçınılmazdır. Bu Allah'ın (c.c.) fazlı ve Rasullullah (a.s.)'ın bereketidir.

Haznevi mürşidleri hem tertemiz nesillerinin bereketi ve hem de gerek Şeyh Ahmed (k.s.) ve gerekse diğer mürşidler olan Şeyh Masum (k.s.), Şeyh Alaaddin (k.s.), Şeyh İzzeddin (k.s.) ve Şeyh Muhammed (k.s.)'nun ihlasları ve kâmil imanlarının bereketi ile bu davayı seksen yıldır omuzlamış ve bugünlere kadar getirmişlerdir. Onlardan bahsetmek ve onların makamlarını anlayabilmek bizim gibilerin harcı değildir. Fakat tamamına ulaşılamayan bir şeyin tamamını terk etmek de uygun görülmemiştir.

Tasavvufi anlayışları Kur'an ve sünneti en güzel bir şekilde anlayarak yaşamak ve yaşatmak, yüce Rasul'ün (a.s.) sünnetini toplumlarda ihya etmek, bidatlardan kaçınmayı sağlamak, gerçek muhabbete ve muhabbetle ibadet etmeye muvaffak olmak, yakin bir imanı elde etmek olan bu büyük zatlar, sayılan bu amaçlara ulaşmak için dünyevi siyaset ile uğraşmamışlar, yöneticilerle düşüp kalkmamışlar, alimin ve ilmin izzetini korumuş ve insanların mallarını toplama peşinde koşmamışlardır. Onlar insanların imanlarını kurtarmaya çalışmışlardır. Hakikatin parlak yüzüne herhangi bir lekenin bulaşmaması, sadece hakkın gözükmesi ve alabildiğince güzelliğiyle zuhur etmesi için mum misal hayatlarını yakmış, gösterdikleri azami ve akıllara durgunluk veren çaba ile insanları aydınlatmış ve durmaksızın hizmet etmişlerdir.

Her tabakadan, sınıftan, ırk ve milletten insanla ilgilenmiş, onları herhangi bir şekilde dışlamamış ve takvayı asıl üstünlük vesilesi olarak tutmuşlardır. Müslümanlara karşı son derece şefkatli, anlayışlı, azami derecede onlarla ilgili, küfür ehline karşı ise izzetli bir tebliğ edici ve hakkı duyurucu bir önder konumunda olmuşlardır. Onların eli ile pek çok gayr-ı müslim hidayet bulmuş, iman nuru ile şereflenmiştir. Pek çok hıristiyan cemaatı müslüman olmadıkları halde onların büyük zatlar olduklarını kabul ettiklerini ve onlardan bereket umduklarını dile getirmişlerdir. Onlar İslam'ın sapasağlam ve yıkılmaz birer kalesi olmuşlardır.

Büyük o kimsedir ki kendi düşmanlarına dahi kendisini kabul ettirir. Haznevi mürşidleri öylesi zatlardırlar ki İslam dünyasının pek çok yerinde etkin ve tesirli olan, tasavvufa soğuk bakışlarıyla tanınan selefi alimleri tarafından dahi, yüce ve üstün zatlar, Kur'an ve hadis ehli mürşid ve alim kişiler olarak kendilerini kabul ettirmişlerdir. Onların vesilesi ile pek çok selefi alim tasavvufa karşı olan katı tutumlarından vazgeçmiş ve İslam'ı en güzel yaşama biçimi olan bu yola karşı eski tavırlarından vazgeçmişlerdir.

Şeyh Ahmed (k.s.) hayatta iken; 'Üç oğlum var. Üçü de kâmil-i mükemmel zatlardır. Benden sonra sırayla yerime geçsinler.' diye buyurarak; Şeyh Masum (ks) Şeyh Alaaddin (ks) ve Şeyh İzzeddin (ks) hazretlerine işaret etmiş ve dediği gibi kendisinden sonra sırayla bu zatlar irşat makamına oturmuşlardır. Şeyh Muhammed (ks) hazretleri için de 'O bizim şanımızı yüceltecektir.' buyurmuş ve yapacakları irşadın muazzamlığını ve makamlarının yüceliğini onaylamışlardır.

Bu zatlar tüm insanlık içindirler. Onların bereketi herkese şamildir. Arif olan için bir işaret dahi yeterlidir buyurulmuştur. Yüce Rabbimiz bizleri kendisini ve dostlarını sevenlerden eylesin ve bu büyük zatlardan ve bereket ve sırlarla dolu Haznevi mürşitlerinden ayırmasın. Allah (c.c.) muttakilerle beraberdir

seva
26.11.2008, 16:26
Bu vesileyle; bütün sevenlerine ve İslam Alemine taziyetlerimizi bildirir, Allah-u Zülcelal’den yakınlarına sabr-ı cemil ihsan etmesini niyaz ederiz.