PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : BİLGİSAYAR VE İMAN


MeLody58
20.12.2008, 18:20
Cami imamı Abdullah hoca, resmi işlerini yaptırmak için nufus
müdürlüğüne gider.

Kendisinden TC kimlik numarası istenince, en yakıninternet-cafenin yolunu
tutmak zorunda kalır.
Cafenin kapısından girerken levhada yazılı isim
'fesuphânallah'lar,estagfirull ah'lar cektirir hoca efendiye, hem de
peşpeşe:

CEN.NET CAFE
Cafe işleten delıkanlıya:
- Evlâdım T.C. kimlik numarası istediler benden, yardımcı olabilir misin?
- Tabi amcacım, siz şuraya oturun, şu işimi hemen bitirip sizinle
ilgilenirim.

Abdullah hoca başlar beklemeye. Boylelikle bulundugu mekânı inceleme
fırsatı da geçer eline.
Demek ki gençlerin girip bir türlü çıkmak bilmedikleri, internet-cafe
denilen yer burasıdır.

Gözüne takılan her detaydan rahatsız olarak, huzursuz bakışlarla
etrafını
süzer durur.
Evin bodrumunda kurduğu fare tuzakları gelir aklına. Küçücük bir peynire
tutsak olan fareler nasıl kapandan cikamiyorlarsa, ayrı telden ayrı telden
oyunlara yakalanan gençlerin de buradan çıkamadıklarını düşünür. Bir
'fesuphanallah'
Bir 'fesuphânallah' daha çeker ve:
- Ähir zaman fitneleri işte canım, der kendi kendine

Hoca efendinin huzursuz olduğunu fark eden delikanlı hemen bir çay
söyleyince, kendisine ikram edilmesinden memnun olur.
En azından bu da bir hürmet ifadesidir. 'Aferin' derken içinden,
hayflanır, istemeden:
- Yazık oluyor bu gençlere, hayatlarını heder ediyorlar.

Boşa hayıflanmanın, vah vah demenin, bir faydası olmayacağını bildiği
için, delikanlıyla hasbihal etmeye karar verir:
- Delikanlı sana bir ş ey soracağım ama bilmem ne düşünürsün?
- Buyurun amca, ne soracaktınız?
- Sen Allah'i bilir misin?


Birbirine girmiş, hiçbir şekle benzetemediği joleli saçları, her
baktığında bir 'fesuphanallah' daha çektiği sakal şekliyle
bu delikanlıdan aldığı cevap, hoca efendiyi pek şaşırtır.
Cafeyi işleten delikanlı gülümseyen gözlerle bakarak:
- Kul, kendisini yoktan var edip hayat bahşeden, düşünecek akıl, görecek
göz veren Rabbini nasıl bilmez amca?

Hayretle sormaktan alamaz kendisini:
- Biliyor musun? Peki neyle biliyorsun Allah'ı, bana bir anlatır mısın?


Delikanlı eliyle cafedeki bilgisayarları göstererek cevap verir:
- Bu bilgisayar ile biliyorum amca.
- Bunlarla mı? Pek anlayamadım.
- Bu bilgisayarların varlığı benim nazarımda Allah'ın varlığının
en açık delillerinden biridir.
Bilgisayar kullananlar gayet iyi bilirler amca,böyle bir makine, ancak bir
mühendis ve üstün bir teknol oji ile var olabilir.
Ateistin en önde
gidenine sorsan, bu zımbırtının tesadüf eseri
oluşmayacağını,
mutlaka birisi tarafindan yapılmış olduğunu söyler sana.
Meselâ Darwin kalkıp dirilse, şu laptopu göstersen, desen ki:
'Bu Älet, şu hesap makinesinin tesadüfler zinciriyle evrimleşmiş
hâlidir.'
Darwin bile 'çüş lan deve' der.

Abdullah Hoca delikanlının anlattıklarından hoşlanmıştır. Keyiflenir:
- Bilgisayarın kendiliğinden yapıldığını kabul etmeyen adam, onu yapan
insanın yaratılmış olduğuna gelince
kıvırıveriyor değil mi evlâdım?

- Bak amca, burada 20 tane bilgisayar var, bunlar bir sistemle birbirine
bağlı, hepsi bir program tarafından idare ediliyor.
Bu sistemi ben kurdum, burayı ben çekip çeviriyorum. Buradaki düzen benden
sorulur;
Yani bir anlamda da farzi muhal buranın tanrısı benim.

Bazen oy un oynayıp, interneti kullanıp para ödemeden sıvışmaya
kalkanlar
oluyor.
Hemen yakaliyorum onları. 'Gel bakalım! Nereye gidiyorsunuz böyle?
Buranın nimetlerinden faydalanıp başıboş bırakılacağınızı mı
zannettiniz?
'Paramız yok abi! ' derlerse; 'Yok öyle yağma! ' deyip
cezalandırıyorum.
Internet-cafeyi temizletiyorum: paspas yapıyorlar, camları silip tuvaleti
temizlettiriyorum.

Bir saat oyunun, internetin bedeli olur, bunun hesabı sorulur da, sayısız
nimetlerle dolu koca bir ömrün hesabını sormazlar mı insana?
Bir cafenin bile işlerini düzenleyen, tertip eden biri varken, koca kâinatı
kusursuz işleyen bu sisteminin bir kurucusu olmaz mı?
Olmaz diyenin ahmaklığını bütün noterler tasdik etmez mi?

- Vallahi evlâdım pek takdir ettim seni. Peki Allah'ı nasıl bilirsin,
neye benzetirsin?
-Ben Allah'ı hiçbir şeye benz etmeden bilirim amca.

- Bunun böyle olacağını nasıl bildin evlâdım?
Delikanlı eliyle
bilgisayarları işaret etti:
- Yine bunlar sağ olsun. Bu bilgisayarları yapan mühendisler başka,
bilgisayarlar başkadır. Birbirlerine benzemezler.
Programı yazan insan başkadır, ortaya konulan program ise bambaşka.
Bilgisayarda yüklenmiş bilgiler vardır, fakat benim bilmem yine başkadır.
Kamerası vardır, ses düzeni vardiır, ama benim gözlerim ve duyup konuşmam
farklıdır.

Abdullah amca çocuğun feraset ve anlayışını çok beğenmişti.
Sorduğu sorulara aldığı cevaplar, gayet mantıklıydı ve berrak bir imana
işaret ediyordu.
Aslında buradaki işi bitmiş, kimlik numarasını çoktan almıştı; ama
muhabbete devam etmek istedi.

- Peki varlığına inandığın Rabbin için ne yapman gerektiğine dair ne
biliyorsun?
&nbs p; - Ne yapmam gerektiğini biliyorum amca, fakat ne kadarını
yapabildiğim hususunda kendimi yeterli
görmüyorum.
- Ne bildiğini söylersen, neler yapabileceğine dair yardımcı olabilirim
belki evlâdım.
- Neler yapmam gerektiğine dair şuradan biliyorum amca:
Öncelikle, Rabbim bana bir gönül vermiş. Kendisini bilmeyi nasip edip
muhabbetini gönlüme yerleştirmiş.
Ben de gönlümde sadece O'na ve sevdiklerine yer vermeliyim,
O'nun istemeyeceği şeyleri gönlümden uzak tutmalıyım.

İkinci olarak bana verdiği dili razı olmayacağı sözlerden korumalıyım.
Her zaman O'nu soylemeli, O'nu anlatmalıyım.
Son olarak bana verdiği bu bedeni onun razı olacağı şekilde kullanmalı,
bir gün toprak olacak vücudumu
O'nun yolunda eskitmeliyim. Benim bildigim bundan ibaret.|

- Ee evlâdım daha ne yapacaksın, başka bir şey kalmadı ki!
- Efendim yapmalıyım, etmeliyim diyorum ama, bal demekle ağız tatlanmıyor
ki!
Gidilecek yolu bilmek ayrı, usuluyle yolda
yürüyebilmek apayrı bir şey|
Yine bilgisayar tabirleriyle söylemek gerekirse,
Şeytan denilen melun HACKER, benim sistemimde ki NEFS virusunu aktif hale
getiriyor.
Üstesinden gelebilene aşk olsun. Etkili bir antivirus programı bulmam lazım
belki de..

- Ben biliyorum, dedi Abdullah Hoca ve ekledi: NAMAZ
- Eveeet amca, NAMAZ anti-virus programlarından birisidir. Hayat sistemine
kurup, gunde beş kere de bağlanırız
Böylece sürekli güncellenir.

sibelYILMAZ
20.12.2008, 19:25
Emeğine sağlık sağol canım çok güzel bir yazı:)

EyüphanAydın
20.12.2008, 19:45
Çok ilginç :) Paylaşım için teşekkür ederiz.

recosan58
20.12.2008, 21:03
Güzel bir paylaşım emeğine sağlık arkadaşım.........

MİKAİLOGLU
26.11.2009, 01:32
EMEGİNE SAGLIK.TŞK.