selocan58
23.12.2008, 18:17
AHSAP EVDEKI HAYALET
Her sey 1994 yilinda basladi. Olaylarin yasandigi yer ise, tarihi ahsap bir evdi. Yüksel ailesi yakinda içinden çikilmaz bir hal alacak alan olaylari baslarda önemsemedi.
Üsküdar semtinde oturduklari ahsap binada meydana gelen ilk gariplik evdeki isiklarin kendi kendine yanip sönmesiydi. Elektrikçiler ve tamirciler çagrildi ve binanin elektrik sistemi kontrol edildi. Ancak probleme rastlanmadi.
Bir süre sonra, Emir Yüksel uykusunda rahatsiz edilmeye basladi. Gece yattiktan sonra üzerine bir agirlik çöküyor; bazi geceler güçlükle agirliktan kurtuluyor ve çigliklarla uyaniyordu. Genelde evde bulundugu zamanlarda da bu gerilimi hissediyor, evden çikinca rahatliyor, ancak tüm bunlara anlam veremiyordu.
Son çare olarak, esini ve çocugunu alarak evden tasinan Emir Yüksel, bir süre için yasanan tüm garip olaylari o eski ahsap evde biraktiklarini düsündü. Ancak, bir gece yatmak için odasina giderken karsisinda bir siluet belirdi ve kayboldu. Bu siluetin ortaya çikis sikligi artinca, Emir Yüksel'in esi ve kizi da ayni görüntüyle karsilasinca, ailenin geceleri kabusa dönüstü. Olayin bir diger ilginç sahidi de ailenin köpegiydi. Evde tanimlanamaz varlik dolastiginda köpek hemen uzun uzun ulumaya basliyordu.
Bir gece, yine isiklar yanip sönmeye basladi. Köpek yine huzursuz hareketler yapiyor ve uluyordu. Çileden çikan Emir Yüksel çiglik çigliga bagirip çagirmaya basladi ve varliga onlardan ne istediklerini sordu. O gece bu soruya yanit alamadilar; ancak tüm aile ilk defa silueti hep birlikte gördü.
Çaresizlik içinde, belki de bu varligin onlara anlatmak istedigi bir sey var düsüncesiyle evlerinde bir seans düzenlediler; bundan sonuç elde edemediler
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MEZARLIKTAKI GELIN
Bir akraba dügününden dönen Kemal ve arkadasi Recep, 20 kasim aksami, yaklasik 00.30 sularinda sehir mezarligindan otomobille geçiyorlardi.
Her iki tarafi mezarlik olan dar bir yoldu geçtikleri. Aniden soldaki duvarin üstünden, arabanin önüne beyaz bir sey atladi. Iki arkadas bunun beyaz bir köpek olabilecegini düsündü. Ancak normal sartlarda ona çarpmalari gerektigi halde her ikisi de çarpma sesi duymamis ve çok sasirmislardi.
Arabayi durdurup arkalarina baktilar ama hiçbir sey görmediler. Her ikisi de garip bir seyler oldugunu fark etmislerdi. Mezarliktan çikmalarina çok az kalmisti ki, araci kullanan Recep bir çiglik atti. Dikiz aynasindan bakiyordu.
Bunun üzerine arkaya dönüp bakan Kemal arka koltukta oturan gelinlik giymis bir kadin gördü. Kadin sessizce iki arkadasi izlemekteydi. Büyük bir korkuya ve telasa kapilan arkadaslar, mezarliktan nasil çiktiklarini ve arabadan nasil indiklerini hala hatirlamiyorlar. Ön cama yapismis bir sekilde arabayi durdurdular fakat kadin artik orada degildi.
Bunun üzerine olayi arastirmaya baslayan Kemal, ayni gün ölen bir kadin oldugunu ögrendi. Kadin yakin bir köyde yapilan dügününden dönerken trafik kazasinda hayatini kaybetmisti. Ve öldügünde üzerinde gelinligi vardi.
Ölen kadinin yakinlarini ziyaret eden Kemal , kadinin ayni kadin olup olmadigini ögrenmek istedi. Gittigi evde kendisine bir fotografi gösterildi. Fotograftaki kadin o gece otomobilin arka koltugunda gördügü kadindi. Ölen kadinin yakinlari da olaya sasirdilar. Bir daha o mezarliktan geçemeyen Kemal ve arkadasi, olayi bir süre daha irdelemelerine ragmen, o gün ölen kadinin neden onlara gözüktügünü ögrenemediler.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MEZARLIKTAKI GIZEMLI GECE
Bir mühendis olan Necdet Durmaz kendi otomobiliyle yolculuga çikmisti. Çalismakta oldugu firma tarafindan görevlendirilmis ve Istanbul'dan Malatya'ya gidiyordu. Bu ildeki fabrikada bir arizayi acilen gidermesi gerekiyordu.
Ancak yol üzerindeki Kirsehir'in Derebayiri geçerken otomobili bozuldu. Hemen köylülerden yardim istedi. Aksam vakti oldugu için kimse bir sey yapamiyordu.Necdet Durmaz geceyi mecburen orada geçirecek, sabah olunca da yakindaki bir kasabaya otomobili çekilecekti.
Kendisine hemen Köy Misafirhanesi'nde yer verildi. Necdet Durmaz burada bir süre dinlendikten sonra muhtarin yanina gitti. Muhtar misafirlerini en iyi sekilde agirlamak için her türlü ayrintiyi düsünüyor, otomobilini de merak etmemesini sorunu çözeceklerini söylüyordu. Muhtar, Necdet Durmaz o gece köy meydaninda düzenlenecek olan dügüne davet etti.
Mustafa Belli köy meydanina geldiginde , bütün kalabalik oraya toplanis egleniyordu. Davullar zurnalar çaliyor, köy halki halay çekiyordu. Bir süre sonra Necdet Durmaz gürültüden uzaklasmak için kalabaligin arka tarafina yürüdü. Agaçlarin basladigi yerde tek basina duran çok güzel bir kiz gördü. Yanina yaklasti ve onunla tanisti. Bu genç kiz köyde ögretmen olarak çalisiyordu. Istanbul'dan gelmisti.
Birlikte korulugun içinde yürüdüler. Hava oldukça serin oldugu için, Necdet Durmaz genç kiza ceketini verdi. Korulugun bittigi yerde, tepe basliyordu. Genç kiz daha fazla eslik etmemesini, evinin o tepenin ardinda oldugunu söyledi. Orada ayrildilar.
Necdet Durmaz ne o gece , ne de ertesi sabah genç kizi aklindan çikaramadi. Onu tekrar görmek istiyordu. Köy muhtarina gidip, durumu anlatti ve genç kiz hakkinda bir seyler ögrenmek istedi. Ancak o bunlari anlatirken, muhtar saskinlik içinde onu dinliyordu. Çünkü bahsettigi ögretmen geçen kis evinde çikan yanginda ölmüstü.
Muhtar Necdet Durmaz'i ikna edemedi ve birlikte o tepenin ardina hala yikintilari duran eve gittiler. Necdet Durmaz'in bunu anlayabilmesi olanaksizdi. Verdigi tüm bilgiler dogruydu ancak ona, bu genç kadinin artik yasamadigi söyleniyordu.
Muhtar sonunda dayanamayarak Necdet Durmaz'i genç kizin mezarina götürdü. Köy mezarligina girdiklerinde onlari bir sürpriz bekliyordu. Uzakta duran bir mezar tasinin üstünde Necdet Durmaz'in ceketi asili duruyordu sizinde garip bi hikayenis yukmu:D
Her sey 1994 yilinda basladi. Olaylarin yasandigi yer ise, tarihi ahsap bir evdi. Yüksel ailesi yakinda içinden çikilmaz bir hal alacak alan olaylari baslarda önemsemedi.
Üsküdar semtinde oturduklari ahsap binada meydana gelen ilk gariplik evdeki isiklarin kendi kendine yanip sönmesiydi. Elektrikçiler ve tamirciler çagrildi ve binanin elektrik sistemi kontrol edildi. Ancak probleme rastlanmadi.
Bir süre sonra, Emir Yüksel uykusunda rahatsiz edilmeye basladi. Gece yattiktan sonra üzerine bir agirlik çöküyor; bazi geceler güçlükle agirliktan kurtuluyor ve çigliklarla uyaniyordu. Genelde evde bulundugu zamanlarda da bu gerilimi hissediyor, evden çikinca rahatliyor, ancak tüm bunlara anlam veremiyordu.
Son çare olarak, esini ve çocugunu alarak evden tasinan Emir Yüksel, bir süre için yasanan tüm garip olaylari o eski ahsap evde biraktiklarini düsündü. Ancak, bir gece yatmak için odasina giderken karsisinda bir siluet belirdi ve kayboldu. Bu siluetin ortaya çikis sikligi artinca, Emir Yüksel'in esi ve kizi da ayni görüntüyle karsilasinca, ailenin geceleri kabusa dönüstü. Olayin bir diger ilginç sahidi de ailenin köpegiydi. Evde tanimlanamaz varlik dolastiginda köpek hemen uzun uzun ulumaya basliyordu.
Bir gece, yine isiklar yanip sönmeye basladi. Köpek yine huzursuz hareketler yapiyor ve uluyordu. Çileden çikan Emir Yüksel çiglik çigliga bagirip çagirmaya basladi ve varliga onlardan ne istediklerini sordu. O gece bu soruya yanit alamadilar; ancak tüm aile ilk defa silueti hep birlikte gördü.
Çaresizlik içinde, belki de bu varligin onlara anlatmak istedigi bir sey var düsüncesiyle evlerinde bir seans düzenlediler; bundan sonuç elde edemediler
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MEZARLIKTAKI GELIN
Bir akraba dügününden dönen Kemal ve arkadasi Recep, 20 kasim aksami, yaklasik 00.30 sularinda sehir mezarligindan otomobille geçiyorlardi.
Her iki tarafi mezarlik olan dar bir yoldu geçtikleri. Aniden soldaki duvarin üstünden, arabanin önüne beyaz bir sey atladi. Iki arkadas bunun beyaz bir köpek olabilecegini düsündü. Ancak normal sartlarda ona çarpmalari gerektigi halde her ikisi de çarpma sesi duymamis ve çok sasirmislardi.
Arabayi durdurup arkalarina baktilar ama hiçbir sey görmediler. Her ikisi de garip bir seyler oldugunu fark etmislerdi. Mezarliktan çikmalarina çok az kalmisti ki, araci kullanan Recep bir çiglik atti. Dikiz aynasindan bakiyordu.
Bunun üzerine arkaya dönüp bakan Kemal arka koltukta oturan gelinlik giymis bir kadin gördü. Kadin sessizce iki arkadasi izlemekteydi. Büyük bir korkuya ve telasa kapilan arkadaslar, mezarliktan nasil çiktiklarini ve arabadan nasil indiklerini hala hatirlamiyorlar. Ön cama yapismis bir sekilde arabayi durdurdular fakat kadin artik orada degildi.
Bunun üzerine olayi arastirmaya baslayan Kemal, ayni gün ölen bir kadin oldugunu ögrendi. Kadin yakin bir köyde yapilan dügününden dönerken trafik kazasinda hayatini kaybetmisti. Ve öldügünde üzerinde gelinligi vardi.
Ölen kadinin yakinlarini ziyaret eden Kemal , kadinin ayni kadin olup olmadigini ögrenmek istedi. Gittigi evde kendisine bir fotografi gösterildi. Fotograftaki kadin o gece otomobilin arka koltugunda gördügü kadindi. Ölen kadinin yakinlari da olaya sasirdilar. Bir daha o mezarliktan geçemeyen Kemal ve arkadasi, olayi bir süre daha irdelemelerine ragmen, o gün ölen kadinin neden onlara gözüktügünü ögrenemediler.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MEZARLIKTAKI GIZEMLI GECE
Bir mühendis olan Necdet Durmaz kendi otomobiliyle yolculuga çikmisti. Çalismakta oldugu firma tarafindan görevlendirilmis ve Istanbul'dan Malatya'ya gidiyordu. Bu ildeki fabrikada bir arizayi acilen gidermesi gerekiyordu.
Ancak yol üzerindeki Kirsehir'in Derebayiri geçerken otomobili bozuldu. Hemen köylülerden yardim istedi. Aksam vakti oldugu için kimse bir sey yapamiyordu.Necdet Durmaz geceyi mecburen orada geçirecek, sabah olunca da yakindaki bir kasabaya otomobili çekilecekti.
Kendisine hemen Köy Misafirhanesi'nde yer verildi. Necdet Durmaz burada bir süre dinlendikten sonra muhtarin yanina gitti. Muhtar misafirlerini en iyi sekilde agirlamak için her türlü ayrintiyi düsünüyor, otomobilini de merak etmemesini sorunu çözeceklerini söylüyordu. Muhtar, Necdet Durmaz o gece köy meydaninda düzenlenecek olan dügüne davet etti.
Mustafa Belli köy meydanina geldiginde , bütün kalabalik oraya toplanis egleniyordu. Davullar zurnalar çaliyor, köy halki halay çekiyordu. Bir süre sonra Necdet Durmaz gürültüden uzaklasmak için kalabaligin arka tarafina yürüdü. Agaçlarin basladigi yerde tek basina duran çok güzel bir kiz gördü. Yanina yaklasti ve onunla tanisti. Bu genç kiz köyde ögretmen olarak çalisiyordu. Istanbul'dan gelmisti.
Birlikte korulugun içinde yürüdüler. Hava oldukça serin oldugu için, Necdet Durmaz genç kiza ceketini verdi. Korulugun bittigi yerde, tepe basliyordu. Genç kiz daha fazla eslik etmemesini, evinin o tepenin ardinda oldugunu söyledi. Orada ayrildilar.
Necdet Durmaz ne o gece , ne de ertesi sabah genç kizi aklindan çikaramadi. Onu tekrar görmek istiyordu. Köy muhtarina gidip, durumu anlatti ve genç kiz hakkinda bir seyler ögrenmek istedi. Ancak o bunlari anlatirken, muhtar saskinlik içinde onu dinliyordu. Çünkü bahsettigi ögretmen geçen kis evinde çikan yanginda ölmüstü.
Muhtar Necdet Durmaz'i ikna edemedi ve birlikte o tepenin ardina hala yikintilari duran eve gittiler. Necdet Durmaz'in bunu anlayabilmesi olanaksizdi. Verdigi tüm bilgiler dogruydu ancak ona, bu genç kadinin artik yasamadigi söyleniyordu.
Muhtar sonunda dayanamayarak Necdet Durmaz'i genç kizin mezarina götürdü. Köy mezarligina girdiklerinde onlari bir sürpriz bekliyordu. Uzakta duran bir mezar tasinin üstünde Necdet Durmaz'in ceketi asili duruyordu sizinde garip bi hikayenis yukmu:D