PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yetiş Ya Muhammed, Yetiş Ya Ali


...Kangallı...
24.02.2009, 13:27
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Insanı insandan ayırıyorlar
Bu sizden bu bizden kayırıyorlar
Dört kitap ne diyor anlamıyorlar
Ortalık karıştı düzen bozuldu
Yetiş ya muhammed yetiş ya ali

Yolumuz düştü haci bektaş'a
Kaderde olan gelirmiş başa
Can düşman olmuş kardaş kardaşa
Yetiş ya muhammed yetiş ya ali

Anaya babaya saygı kalmamış
Insanlık elinden nasip almamış
Herşeyi var ama gözü doymamış

Bi çare insanlar nefsine uymuş
Yetiş ya muhammed yetiş ya ali

Öyle bir dünya ki kıran kırana
Düşenin sırtından vuran vurana
Aşkolsun gerçekten bir dost bulana
Insanlık yaralı dost pazarında
Yetiş ya muhammed yetiş ya ali

goramaz
24.02.2009, 13:35
İki sırdaş Hz. MUhammed ve Hz. Ali...

goramaz
24.02.2009, 14:05
ben ilmin şehriyim Ali de onun kapısıdır buyurmuş efendimiz.
hz. ali islama ilk giren çocuktur..
zekası daha o zamanlar parlak.
efendimiz hz. Ali ki ki o zaman çocuk islama daver ettiğinde hz. Ali babasına bu durumu danışması için efendimizden mühlet istemiştir.
ertesi gün hz. ali düşünür ve o çocuk halinden beklenmedik bir cevapla efendimizin yanına gelir:
Allah beni yaratırken babama sormadı ki ben Allah'a inanırken babama sorayım..

sibelYILMAZ
24.02.2009, 14:25
paylaşım için teşekkürler kangallı ...... sözler çok güzel ama bunu şarkı olarak söyleyenden haz etmiyorum ne yazıkki........

yiğidoturan
25.02.2009, 02:27
EY MEVTA! Ptsi Ara. 15, 2008 5:45 pm

--------------------------------------------------------------------------------



Düne kadar aboneydin harama;
Hep derdin ki: \'\' Sözüm geçer parama.\'\'
Şimdi musallada, boşa arama;
Banka vezneleri yok tabutların,
Söyle, biraz avans versin putların!

Tapular bıraktın, valiz dolusu,
Vârisler şimdiden, kurdular pusu.
Niye getirmedin? Hayret doğrusu;
Gerçi, bagajları yok tabutların,
Bir taksi tutardı, sana putların...

Ahlâk felsefende, çağdaşlık maşa,
Üçbeş fâhişeyle, güreştin başa.
Haydi.. Bu gece de, kaçamak yaşa;
Gümüş şamdanları, yok tabutların,
Söyle, birkaç mum getirsin putların! .

Hep aşkta kazandın (!) , verdin kumarda,
\'\'Dolaşmalı\'\' derdin, \'\'rakı damarda\'\'
Biraz ayıldın mı bu son şamarda?
Amerikan barı, yok tabutların,
Söyle de cin tonik versin putların!

Nerde şimdi, beş yıldızlı oteller?
O hüzzam faslına, dem tutan teller?
Nerde, o rakseden incecik beller?
Dansözü, şantözü yok tabutların,
Zil takıp oynasın, şimdi putların! .

Yaşarken, sen de bir saplantı vardı;
Minâreler, sanki sana batardı.
Hele sabahları, tepen atardı;
Gördün ya.. Konforu yok tabutların,
Söyle de, bir döşek sersin putların! .

Ne kadar büyüktü dindara kinin.
Hacıya, hocaya uzardı dilin.
Konuşsana mevtâ! Bitti mi pilin?
Oksijen tüpleri yok tabutların,
Söyle de bir nefes versin putların.

\'\'Uyandım\'\' diyorsun, lâkin boşuna;
Gördün.. Bakmıyorlar hiç göz yaşına
\'\'Ey mevtâ! . Kaldın mı, yalnız başına \'\'
İmdat düğmeleri, yok tabutların