kaanansay
22.04.2009, 09:35
Evrim Teorisinin Savunuluş Nedeni
Materyalist inanışa sahip fikir akımlarının ve Darwin'in evrim teorisinin ortak oldukları nokta dinsizliktir. Bu fikir akımlarını savunanların yegane amaçları, insanların tammına Allah'ın varlığını inkar ettirebilmektir. Bu nedenle de materyalizmin çökertilmesi, aynı zamanda dünya üzerinde gün geçtikçe daha fazla yaygınlaşan dinsizliğin ortadan kaldırılması anlmına da gelmektedir.
Günümüzde pek çok bilim adamı, bilimsel gerçeklere rağmen neden hala evrim teorisini ve materyalizmi savunduklarını açıkça itiraf etmektedir. Örneğin evrim teorisinin ateşli savunucularından ve günümüzün en koyu materyalistlerinden biri olan Harvard Üniversitesi'nden genetikçi Richard Lewontin'in bir bilim adamı olarak materyalizmle ilgili şu yorumu yapmaktadır:
Asıl sorun insanlara en yakın yıldızın ne kadar uzaklıkta olduğunu göstermek veya hangi genlerin hangi bilgiyi içerdiği hakkında bilgi vermek değildir. İnsanların öğrenmesi gereken, ister beğenin ister beğenmeyin, şudur: "Biz, tüm fenomenleri maddelerin arasındaki maddi ilişkilerden doğan, maddi bir dünyada yaşayan, maddi varlıklarız". Diğer bir deyişle insanlar Allah'ın varlığını inkar eden materyalizme inanmalıdır. (Phillip E. Johnson, Objections Sustained, Intervasity, 1998, USA, s. 69-70)
Lewontin'in bu ifadeleri, maddeci fikri savunanların aslında nasıl çarpık bir mantık anlayışına sahip olduklarını da göstermektedir. Çünkü bugün bilimin ortaya koyduğu gerçekler, materyalizmin öne sürdüğü iddiaların akıl ve mantıkla tamamen zıt olduğunu ortaya koymuştur. Ama materyalistler her türlü bilimsel veriye rağmen, körü körüne bağlandıkları inançlarını korumakta kararlıdırlar ve bu uğurda çaba harcamaktadırlar. Sydney Üniversitesi'nden, antropolog Dr. Michael Walker da evrim teorisine neden hizmet edildiğini şöyle açıklamaktadır:
Birçok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin'in teorisine onay veriyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin Yaratıcı'nın varlığını reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız. (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim 1982, s.44)
Darwinizm'in bilim dışı iddialarını reddeden saygın bilim adamı Phillip Johnson ise, Darwinizm'in neden bilimin dinsiz liderleri için "yeri doldurulamaz" bir önemi olduğunu ve neden her ne pahasına olursa olsun onu korumaya çalıştıklarını şöyle anlatır:
Modern bilimin liderleri, kendilerini 'dindarlara' -yani bir Yaratıcı'nın var olduğuna inananlara- karşı girişilen bir savaşın öncüleri olarak görmekteler. Darwinizm ise, 'dine' karşı girişilen bu savaşta yeri doldurulamaz ideolojik bir rol oynamaktadır. İşte bu nedenle bugün bilim çevreleri, Darwinizm'i test etmeyi değil, ne olursa olsun korumayı kendilerine amaç edinmişlerdir. Bilimsel araştırmaların kuralları da, bu ideolojiyi doğrulayacak şekilde belirlenmektedir. (Phillip Johnson, Darwin on Trial, 2.b. Illinois:Intervarsity Press, 1993, s.155)
Materyalist ve ateist felsefenin en önde gelen savunucuları ve bunları tüm dünyaya yaymayı kendilerine hedef edinen "dinsizliğin önderleri", Johnson'ın da belirttiği gibi, Darwin'in evrim teorisine kendi ideolojilerine sözde bilimsel bir dayanak sağladığı için sahip çıkmışlardır.
Bu durumun örneklerine geçmişte, evrim teorisinin ilk ortaya atıldığı günlerde de rastlanmıştır. Örneğin diyalektik materyalizmin kurucusu, ateist Karl Marx evrim teorisinin, kendi savunduğu fikirler açısından ne kadar önemli olduğunu defalarca ifade etmiştir. Marx, Darwin'in Türlerin Kökeni kitabını okuduktan sonra şöyle demiştir:
Bizim teorimiz evrimin teorisidir, ezberlenecek ve mekanik olarak yinelenecek bir dogma değildir. (Karl Marx-Friedrich Engels, Seçme Yazışmalar 2, 1870-1895, Sol Yayınları, birinci Baskı, Ekim 1996, Ankara, Çev:Yurdakul Fincancı, -Kitabın orjinali Moskova 1975 basımı-)
Marx, yakın dostu ve diyalektik materyalizmin diğer ünlü ismi Friedrich Engels'e yazdığı bir mektupta ise Darwinizm hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:
Bizim görüşlerimizin tabii tarih temelini içeren kitap işte budur. (Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and The Social Science, University of Pennsylvania Press, 1959, s.527)
Amerikalı botanik profesörü Conway Zirckle ise, komünizmin kurucuları olan Marx ve Engels'in Darwinizm'i neden benimsediklerini şu sözlerle açıklar:
Marx ve Engels, evrim teorisini, Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabı yayınlanır yayınlanmaz benimsediler. Evrim, komünizmin kurucuları için, insanlığın doğaüstü bir gücün müdahalesi olmadan nasıl ortaya çıkmış olabileceği sorusuna getirilen cevaptı ve dolayısıyla savundukları materyalist felsefenin temellerini desteklemek için kullanılabilirdi. Dahası, Darwin'in evrimi yorumlama biçimi -yani evrimin bir doğal seleksiyon süreci içinde geliştiği teorisi- onlara o zamana dek hakim olan teolojik (dini) düşüncelere karşı koyma fırsatı veriyordu. (Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and The Social Science, University of Pennsylvania Press, 1959, s.85-86)
Evrim teorisi Marx ve Engels’in düşündüğünün aksine canlılığın ortaya çıkışını bilimsel olarak açıklayamıyordu. Nitekim ileriki yıllarda elde edilen bilimsel bulgular evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını ve canlılığın var oluşunun tek açıklamasının yaratılış olduğunu açıkça ortaya koydu. Aslında materyalist bir dünya görüşüne sahip olan Marx ve Engels'in, Darwin'i desteklemelerinin ardındaki tek neden dine olan düşmanlıklarıydı. Bilimsel açıdan hiçbir değeri olmayan, yalnızca Darwin'in hayal gücünden kaynaklanan bazı mekanizmalara ısrarla sahip çıkmaları da bu yüzdendi.
Geçmişte yaşamış komünist ve dinsiz liderlerin en kanlısı olarak bilinen Joseph Stalin de otobiyografisinde evrim teorisine verdiği öneme şöyle dikkat çekmişti:
Okullardaki öğrencilerimizin zihnini altı günde yaratılış efsanesinden temizlemek için onlara üç şeyi özellikle öğretmeliyiz: Dünyanın yaşını, jeolojik orijinini ve Darwin'in öğretilerini. (Kent Hovind, The False Religion df Evolution, -Bu kitap sadece internette yayınlanmıştır-)
Materyalist inanışa sahip fikir akımlarının ve Darwin'in evrim teorisinin ortak oldukları nokta dinsizliktir.
Bilim adamlarının evrim teorisine olan bağlılıklarının nedeni sahip oldukları ideolojilerinde yatmaktadır. Bu evrimci bilim adamları gerçek birer bilim adamı gibi davranmaz, sadece gözlem ve deneylerine bağlı kalmazlar. Onlar yapılan gözlem ve deneylere ve bilimsel araştırmalara rağmen ideolojilerini savunurlar. Sahip oldukları ideolojilerinin temeli ise materyalizmdir. Materyalizme olan inançları onlara Allah'ın varlığını inkar etmeyi emretmektedir. Bu nedenle tüm bilimsel veriler üstün ve herşeyin hakimi olan bir Yaratıcının varlığını açık ve kesin olarak göstermesine rağmen, bu evrimci ve materyalist bilim adamları Allah'ın varlığını inkar etmektedirler. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da açıkça itiraflarda bulunmuşlar, delillerin bir Yaratıcının ve O'nun var ettiği kusursuz tasarımının varlığını gösterdiğini, ancak sahip oldukları ideolojileri uğruna bu gerçeği kabul edemeyeceklerini belirtmişlerdir.
Chandra Wickramasinghe:
Bir bilim adamı olarak aldığım eğitim boyunca, bilimin herhangi bir bilinçli yaratılış kavramı ile uyuşamayacağına dair çok güçlü bir beyin yıkamaya tabi tutuldum. Bu kavrama karşı şiddetle tavır alınması gerekiyordu... Ama şu anda, Allah'a inanmayı gerektiren açıklamaya karşı olarak öne sürülebilecek hiçbir argüman bulamıyorum. Biz hep açık bir zihinle düşünmeye alıştık ve şimdi yaşama getirilebilecek tek mantıklı cevabın yaratılış olduğu sonucuna varıyoruz, tesadüfi karmaşalar değil. (Chandra Wickramasinghe, London Daily Express ile bir röportajından, 14 Ağustos 1981 )
Prof. Fred Hoyle (Cambridge Üniversitesi'nden İngiliz matematikçi ve astronom):
Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Bunun (kabul edilmeyişin) nedeni, bilimsel değil, psikolojiktir.(Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York, Simon & Schuster, 1984, s.130)
Dr. Michael Walker (Antropolog, Sidney Üniversitesi):
Birçok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin teorisine dilleriyle hizmet ediyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin bir Yaratıcı olduğunu reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız. (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim1982, s.44)
Pierre Paul Grassé:
(Evrimcilerin canlılığın açıklaması olarak öne sürdükleri)... tesadüf kavramı, ateizm görüntüsü altında kendisine gizlice tapınılan bir tür ilah haline gelmiştir.(Pierre Paul Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s.107)
Görüldüğü gibi evrim teorisinin hala savunuluyor olması kesinlikle bilimsel değil sadece ideolojiktir.
Bazı İnsanlar dine inanınca bilimadamı olunmazmış gibi bir yanılgı içerisindedirler. Ama dünya milyonlarca iman eden bilim adamıyla doludur.
kaynak: Evrimcilerinitiraflari.com
Materyalist inanışa sahip fikir akımlarının ve Darwin'in evrim teorisinin ortak oldukları nokta dinsizliktir. Bu fikir akımlarını savunanların yegane amaçları, insanların tammına Allah'ın varlığını inkar ettirebilmektir. Bu nedenle de materyalizmin çökertilmesi, aynı zamanda dünya üzerinde gün geçtikçe daha fazla yaygınlaşan dinsizliğin ortadan kaldırılması anlmına da gelmektedir.
Günümüzde pek çok bilim adamı, bilimsel gerçeklere rağmen neden hala evrim teorisini ve materyalizmi savunduklarını açıkça itiraf etmektedir. Örneğin evrim teorisinin ateşli savunucularından ve günümüzün en koyu materyalistlerinden biri olan Harvard Üniversitesi'nden genetikçi Richard Lewontin'in bir bilim adamı olarak materyalizmle ilgili şu yorumu yapmaktadır:
Asıl sorun insanlara en yakın yıldızın ne kadar uzaklıkta olduğunu göstermek veya hangi genlerin hangi bilgiyi içerdiği hakkında bilgi vermek değildir. İnsanların öğrenmesi gereken, ister beğenin ister beğenmeyin, şudur: "Biz, tüm fenomenleri maddelerin arasındaki maddi ilişkilerden doğan, maddi bir dünyada yaşayan, maddi varlıklarız". Diğer bir deyişle insanlar Allah'ın varlığını inkar eden materyalizme inanmalıdır. (Phillip E. Johnson, Objections Sustained, Intervasity, 1998, USA, s. 69-70)
Lewontin'in bu ifadeleri, maddeci fikri savunanların aslında nasıl çarpık bir mantık anlayışına sahip olduklarını da göstermektedir. Çünkü bugün bilimin ortaya koyduğu gerçekler, materyalizmin öne sürdüğü iddiaların akıl ve mantıkla tamamen zıt olduğunu ortaya koymuştur. Ama materyalistler her türlü bilimsel veriye rağmen, körü körüne bağlandıkları inançlarını korumakta kararlıdırlar ve bu uğurda çaba harcamaktadırlar. Sydney Üniversitesi'nden, antropolog Dr. Michael Walker da evrim teorisine neden hizmet edildiğini şöyle açıklamaktadır:
Birçok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin'in teorisine onay veriyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin Yaratıcı'nın varlığını reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız. (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim 1982, s.44)
Darwinizm'in bilim dışı iddialarını reddeden saygın bilim adamı Phillip Johnson ise, Darwinizm'in neden bilimin dinsiz liderleri için "yeri doldurulamaz" bir önemi olduğunu ve neden her ne pahasına olursa olsun onu korumaya çalıştıklarını şöyle anlatır:
Modern bilimin liderleri, kendilerini 'dindarlara' -yani bir Yaratıcı'nın var olduğuna inananlara- karşı girişilen bir savaşın öncüleri olarak görmekteler. Darwinizm ise, 'dine' karşı girişilen bu savaşta yeri doldurulamaz ideolojik bir rol oynamaktadır. İşte bu nedenle bugün bilim çevreleri, Darwinizm'i test etmeyi değil, ne olursa olsun korumayı kendilerine amaç edinmişlerdir. Bilimsel araştırmaların kuralları da, bu ideolojiyi doğrulayacak şekilde belirlenmektedir. (Phillip Johnson, Darwin on Trial, 2.b. Illinois:Intervarsity Press, 1993, s.155)
Materyalist ve ateist felsefenin en önde gelen savunucuları ve bunları tüm dünyaya yaymayı kendilerine hedef edinen "dinsizliğin önderleri", Johnson'ın da belirttiği gibi, Darwin'in evrim teorisine kendi ideolojilerine sözde bilimsel bir dayanak sağladığı için sahip çıkmışlardır.
Bu durumun örneklerine geçmişte, evrim teorisinin ilk ortaya atıldığı günlerde de rastlanmıştır. Örneğin diyalektik materyalizmin kurucusu, ateist Karl Marx evrim teorisinin, kendi savunduğu fikirler açısından ne kadar önemli olduğunu defalarca ifade etmiştir. Marx, Darwin'in Türlerin Kökeni kitabını okuduktan sonra şöyle demiştir:
Bizim teorimiz evrimin teorisidir, ezberlenecek ve mekanik olarak yinelenecek bir dogma değildir. (Karl Marx-Friedrich Engels, Seçme Yazışmalar 2, 1870-1895, Sol Yayınları, birinci Baskı, Ekim 1996, Ankara, Çev:Yurdakul Fincancı, -Kitabın orjinali Moskova 1975 basımı-)
Marx, yakın dostu ve diyalektik materyalizmin diğer ünlü ismi Friedrich Engels'e yazdığı bir mektupta ise Darwinizm hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:
Bizim görüşlerimizin tabii tarih temelini içeren kitap işte budur. (Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and The Social Science, University of Pennsylvania Press, 1959, s.527)
Amerikalı botanik profesörü Conway Zirckle ise, komünizmin kurucuları olan Marx ve Engels'in Darwinizm'i neden benimsediklerini şu sözlerle açıklar:
Marx ve Engels, evrim teorisini, Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabı yayınlanır yayınlanmaz benimsediler. Evrim, komünizmin kurucuları için, insanlığın doğaüstü bir gücün müdahalesi olmadan nasıl ortaya çıkmış olabileceği sorusuna getirilen cevaptı ve dolayısıyla savundukları materyalist felsefenin temellerini desteklemek için kullanılabilirdi. Dahası, Darwin'in evrimi yorumlama biçimi -yani evrimin bir doğal seleksiyon süreci içinde geliştiği teorisi- onlara o zamana dek hakim olan teolojik (dini) düşüncelere karşı koyma fırsatı veriyordu. (Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and The Social Science, University of Pennsylvania Press, 1959, s.85-86)
Evrim teorisi Marx ve Engels’in düşündüğünün aksine canlılığın ortaya çıkışını bilimsel olarak açıklayamıyordu. Nitekim ileriki yıllarda elde edilen bilimsel bulgular evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını ve canlılığın var oluşunun tek açıklamasının yaratılış olduğunu açıkça ortaya koydu. Aslında materyalist bir dünya görüşüne sahip olan Marx ve Engels'in, Darwin'i desteklemelerinin ardındaki tek neden dine olan düşmanlıklarıydı. Bilimsel açıdan hiçbir değeri olmayan, yalnızca Darwin'in hayal gücünden kaynaklanan bazı mekanizmalara ısrarla sahip çıkmaları da bu yüzdendi.
Geçmişte yaşamış komünist ve dinsiz liderlerin en kanlısı olarak bilinen Joseph Stalin de otobiyografisinde evrim teorisine verdiği öneme şöyle dikkat çekmişti:
Okullardaki öğrencilerimizin zihnini altı günde yaratılış efsanesinden temizlemek için onlara üç şeyi özellikle öğretmeliyiz: Dünyanın yaşını, jeolojik orijinini ve Darwin'in öğretilerini. (Kent Hovind, The False Religion df Evolution, -Bu kitap sadece internette yayınlanmıştır-)
Materyalist inanışa sahip fikir akımlarının ve Darwin'in evrim teorisinin ortak oldukları nokta dinsizliktir.
Bilim adamlarının evrim teorisine olan bağlılıklarının nedeni sahip oldukları ideolojilerinde yatmaktadır. Bu evrimci bilim adamları gerçek birer bilim adamı gibi davranmaz, sadece gözlem ve deneylerine bağlı kalmazlar. Onlar yapılan gözlem ve deneylere ve bilimsel araştırmalara rağmen ideolojilerini savunurlar. Sahip oldukları ideolojilerinin temeli ise materyalizmdir. Materyalizme olan inançları onlara Allah'ın varlığını inkar etmeyi emretmektedir. Bu nedenle tüm bilimsel veriler üstün ve herşeyin hakimi olan bir Yaratıcının varlığını açık ve kesin olarak göstermesine rağmen, bu evrimci ve materyalist bilim adamları Allah'ın varlığını inkar etmektedirler. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da açıkça itiraflarda bulunmuşlar, delillerin bir Yaratıcının ve O'nun var ettiği kusursuz tasarımının varlığını gösterdiğini, ancak sahip oldukları ideolojileri uğruna bu gerçeği kabul edemeyeceklerini belirtmişlerdir.
Chandra Wickramasinghe:
Bir bilim adamı olarak aldığım eğitim boyunca, bilimin herhangi bir bilinçli yaratılış kavramı ile uyuşamayacağına dair çok güçlü bir beyin yıkamaya tabi tutuldum. Bu kavrama karşı şiddetle tavır alınması gerekiyordu... Ama şu anda, Allah'a inanmayı gerektiren açıklamaya karşı olarak öne sürülebilecek hiçbir argüman bulamıyorum. Biz hep açık bir zihinle düşünmeye alıştık ve şimdi yaşama getirilebilecek tek mantıklı cevabın yaratılış olduğu sonucuna varıyoruz, tesadüfi karmaşalar değil. (Chandra Wickramasinghe, London Daily Express ile bir röportajından, 14 Ağustos 1981 )
Prof. Fred Hoyle (Cambridge Üniversitesi'nden İngiliz matematikçi ve astronom):
Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Bunun (kabul edilmeyişin) nedeni, bilimsel değil, psikolojiktir.(Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York, Simon & Schuster, 1984, s.130)
Dr. Michael Walker (Antropolog, Sidney Üniversitesi):
Birçok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin teorisine dilleriyle hizmet ediyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin bir Yaratıcı olduğunu reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız. (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim1982, s.44)
Pierre Paul Grassé:
(Evrimcilerin canlılığın açıklaması olarak öne sürdükleri)... tesadüf kavramı, ateizm görüntüsü altında kendisine gizlice tapınılan bir tür ilah haline gelmiştir.(Pierre Paul Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s.107)
Görüldüğü gibi evrim teorisinin hala savunuluyor olması kesinlikle bilimsel değil sadece ideolojiktir.
Bazı İnsanlar dine inanınca bilimadamı olunmazmış gibi bir yanılgı içerisindedirler. Ama dünya milyonlarca iman eden bilim adamıyla doludur.
kaynak: Evrimcilerinitiraflari.com