PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Alevilik Nedir


seva
27.04.2009, 16:17
Alevilik Nedir

Kitabın Muhtevası
Bu kitabı üç ana bölüme ayırdım
1-Alevilik'in tanımı
2-Şiiliğin ve Alevilik'in doğuşu
3-Şüpheci sorular

1-aleviliğin Tanımı

Kelime manasıyla Alevi Hz. Ali'yi seven demektir
Başlıca iki gruba ayrılır Samimi sevenler siyasi sevenler
Bir Müslüman Hz. Ali'yi iki sebeple sever

a-Yüksek kemalatı ve üstün meziyetleri sebebiyle
b-Ehl-i Beyt silsilesinin mümessili olması hasebiyle

Diğer Manada Sevenleri Genel İtibarla 5’e Ayırabiliriz

1-Dinde mutaassıp ve muhakeme-i akliyede noksan insanların sevgisi
2-Münafık ve Yahudi dönmelerinin kasıtlı sevgisi
3-Emevi’lerin ırkçılığından rahatsız olarak Hz. Hasan ve Hüseyni Efendilerimizin yanında yer alan taifeler
4-İranlılar
5-İran’daki Mecusi dininin reis ve ruhanilerinin, İran’daki ırkçılar ve eski saltanat hanedanı mensuplarının kasıtlı sevgileridir

2-Şiiliğin Ve Aleviliğin Doğuşu
Hıristiyanlık’ın zuhuru ile yok oluş tehlikesi geçiren Yahudi’ler önce Hıristiyanlık’ı yok etmek için büyük gayret sarf etmişler bunu başaramayacaklarını anlayınca hile ve desise yoluna başvurmuşlardı Şöyle ki

Hristiyanlık’a uydurma hurafeleri ikame ederek çürütmek üzere feylesof bir Yahudi olan gerçek adı ile Seul, takma adı ile Pavlos’u kullandı Bu zeki ve kurnaz Yahudi beyi güya Hıristiyanlık’ı kabul etmişti daha sonra bu hususta kendini ispatlamak amacıyla çok muttaki yaşayarak Hıristiyan’ların hüsn-ü zannına sebep oluyordu Hatta o kadar ki Hıristiyan’lar ona bir Havari gibi hürmet etmeye başladılar Hz. İsa ile görüştüğüne dahi herkesi inandırmıştı zamanla bu özelliklerini kullanarak Hıristiyanlık’a teslisi sokarak batıl bir din haline getirmeyi başardı

Lakin Yahudi’lerin İslamiyet karşısındaki tehlike, eskisinden çok daha büyüktü. Buna da bir çare aradılar. Nihayet Abdullah ibn-i Sebe’yi sahneye sürdüler İbn-i Sebe hahambaşı ve büyük bir komiteciydi Hz. Osman zamanında Yemen’den Medine’ye geldi Zahiren Müslüman olmuştu. Pavlos Metoduyla ilk nifak ve ihtilaf tohumlarını burada atmaya başladı. Bu Yahudi dönmesinin maksadı Pavlos’un Hıristiyanlık’a yaptığı gibi, İslam akaidin ifsad ederek Müslümanlığı çığırından çıkarıp Müslümanları birer hurafeci ve hayalperest haline getirmektir

Yahudi’ler son peygamberin kendi milletlerinden geleceğini zannediyorlardı Lakin son peygamber Kureyş’ten gelince bu hal onların kin ve hasedine mucip oldu Bütün gayretlerine rağmen Efendimiz (sav ) ve Hz. Ebubekir ve Ömer (ra.) zamanında Müslümanlar arasında en ufak bir fitne sokmaya muvaffak olamadılar Ama Hz. Osman devrinin son zamanlarına doğru bu fırsat ellerine geçti İbn-i Sebe bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeyi başardı Şimdi bu fitne hareketini kısa kısa sıralayalım

Fitne hareketi yapabilmek için sırasıyla Basra, Kufe Şam ve Mısır'a gitti Metodu idarecilere küskün kişileri toplayarak kışkırtmak idi Mısır’da çok başarılı oldu Bu yerlere komiteci adamlarını yerleştirdi Daha sonra halkı kışkırtmak amacıyla sürekli idare aleyhinde iftira dolu mektuplar yazarak (bu şehirlere) halkı hazırlıyordu

Fitne ve fesat haberleri Hz. Osman’a ulaşınca durumun tetkiki için buralara güvenilir istişare etmek amacıyla Medine’ye çağırdı Ancak kurt gövdenin içinde girmişti

İbn-i Sebe ilk çekirdeği olan Sebeiyye mezhebini kurdu. Mısır da kurmuş olduğu bu mezhebine yeterince taraftar buldu. Onları Hz. Osman aleyhine şartlandırdı. Yeni bir halife adayı tespit ettikten sonra, sıra Hz. Osman’ı katletmeye gelmişti.

Bu iş için Hz. Ali’yi uygun gördü. Onu bir masal kahramanı gibi göstererek birtakım aşırı abartılmış hikayelerle adeta putlaştırmaya çalışıyordu. Etrafındaki insanlar birer Hz. Ali meczubu haline geliyorlar, Hz. Ali’nin halifelik hakkının gasbedildiğini iddia ediyorlardı.

İbn-i Sebe Basra, Kufe, Mısır gibi merkezlere Hz. Aişe, Ali, Talha ve Zübeyr imzalı uydurma mektuplar yazarak Hz. Osman’ın Hilafet’den uzaklaştırılması gerektiğini empoze ediyordu. Bu haberlere kanan gruplar Medine’ye yürüdüler. Hz. Osman, Hz. Ali’nin de yardımıyla isyancıları mescidde toplayarak yatıştırmayı başardı. Bu durumdan aratsız olan İbn-i Sebe sahte bir mektupla isyancıları yeniden kışkırtmayı başardı İsyancılar yeniden ayaklanarak Hz. Osman’ı şehid ettiler Bu vaka ile İslam’ın fütuhat ve tebliğ devri kapandı bir tevakkuf ve keşmekeş devri başladı

İbn-i Sebe Haşimi’lerle Emevi’leri karşı karşıya getirmek için Hz. Osman’ı Emevi, Hz. Ali’yi Haşimi olduğu için Hz. Osman’ı, Hz. Ali’nin öldürttüğünü gizlice yaydı Haliyle Emevi’leri tahrik etti Öbür taraftan Hz. Ali’nin halife olması için çaba sarfediyordu ki, bu yalanı daha gerçekçi olsun

Neticede Hz. Ali halife olmak zorunda kaldı Ancak Hz. Aişe Zübeyr ve Talha ile aralarında isyankarların cezalandırılması hususunda ihtilaf çıkacak ve on bin Müslümanın hayatına mal olan Cemel Vak’ası zuhur edecekti Yatışmış olan bu kavganın ateşlenmesinde yine İbn-i Sebe rolünü üstlenmişti

Bundan sonra Muaviye ile çıkan ihtilafta İbn-i Sebe tekrar rolünü üstlenecekti ve kanla neticelenecekti.

Bu vakalardan sonra İbn-i Sebe, bulanmış olan ortamı bir daha hiç düzelmemesi amacıyla, tıpkı Hıristiyanlık’da olduğu gibi yersiz uluhiyyet isnadlarıyla hurafeleştirecek ve böylece İslam dinini de tahrip etmiş olacaktı Kısmen de olsa bunu başarmış oldu

İbn-i Sebe Hz. Ali'nin ölümünden sonra da faaliyetlerine devam etti Bu hurafeleri en iyi sokacağı yer İran’dı ve orada hurafelerini başlattı

Alevilik, Anadolu’ya Timur zamanında müthiş bir duygu sömürüsüyle İran’dan sıçradı

3-Şüpheci Sorular
Bir Müslüman Hz. Ali'yi ve Ehl-i Beyt'i sevmekle ibadet mükellefiyetinden kurtulabilir mi
Hz. Ali'nin kendisine muhabbet edenlerin namazlarını kıldığı söyleniyor, bunun bir hakikati var mı
Bazı kimseler Hz. Ali camide şehid edildiği için camiye gitmiyor
Deniliyor ki oruç aslında üç Gün olarak farz kılınmıştır
Bazı kimseler Hz. Ali'ye uluhiyyet isnad ediyorlar
Bazı kimseler Hz. Ali'ye peygamber diyorlar
Bazıları Tarafından Kur'an-ı Kerim Hz. Ali’ye gönderildiği halde Cebrail (as. ) onu Muhammed’e (sav ) getirdi diye iddia ediyorlar.

Deniliyor Ki
Kur'an aslında 6666 ayetten daha fazlaydı
Hilafet öncelikle Hz. Ali’nin hakkıydı

WåñTêd_øØ7
10.08.2010, 15:29
Selamün aleyküm arkadaşlar sağolsun abircan abim hatırlattı güzel bi site hazırlanmış yapanın ellerine sağlık aleviliği merak eden aklına bazı sorular takılan siteye sorabılır

Sorularla Alevilik


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])




Facebook açıklama ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]):

Sadece Alevilik / Bektaşilik orjinal kaynaklarından yararlanılarak, zamanla tahrif olmuş kulaklı alevilik tarihi yerine, orjinal eserler ve belgelere dayanan Alevilik & Bektaşilik anlayışını esas alan, islamiyette Alevilerin yeri ve Alevilik yolu hakkında akla gelebilecek her türlü sorunun cevabını içeren bir sitenin tanıtım grubudur.

Aleviliğin hakiki manası, Alevi önderlerinin yaşam biçimi, takip ettikleri yollar, Hacı Bektaş-ı Veli kimdir? hayatı nasıl geçmiştir? hangi eserleri vardır? İslamiyeti nasıl yaşamışlardır? Alevilik bir din mi yoksa bir tarikat mıdır? 4 kapı 40 makam nelerdir? Cem nedir? Kendini bilmek nedir? gibi binlerce soruya ikna edici ve belgeleriyle cevap bulabileceğiniz bir siteye ait tali gruptur.

ŞAHBEY
10.08.2010, 15:46
emeğine sağlık abircanı buraya davet ediyorum...bilmiyorsa öğrensin bizde öğrenmenin yaşı yoktur

abircan
10.08.2010, 16:04
emeğine sağlık abircanı buraya davet ediyorum...bilmiyorsa öğrensin bizde öğrenmenin yaşı yoktur

ne güzel bak şunu bileydin öğrenmenin yaşının olmadığını, ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir
bak ne güzel aleviliği öğrenmek için siteler kurup okuyup öğrenmeniz ne kadar güzel, biz yaşarken sizin bunu öğrenmek için çaba sarfetmeniz sevindirici bir şey

sitemizin alevi öğreticisi adayıda belli oldu wanted 007
maşallah bu ne güzel merak, allah eksiltmesin gönlündeki iyilikleri merakı güzel kardeşim,
antalyada pirsultana git katıl oraya, başkanı selçuk köylümüzdür git ne güzel dostun arkadaşın artar , alevilerle arkadaş olman onları yakından tanıman ne senin inancına halel getirir nede seni doğru yoldan çıkarır güzel birşeydir insanların tanış olması , dostluklar arkadaşlıklar kurması iyidir, muhabbet etmek bizim için cem etmektir bizim için manasıda ibadet seviyesindedir

Arif Coşkun
10.08.2010, 16:13
Neden illa sorgulama, neden illa biri diğerini basit görme küçük düşürme gayreti içinde, neden herkes bir başkasının fikrine, inancına saygı duymaz, hep ön yargıyla bakar. Hangi dinde hangi inanışta olursa olsun, Her din bir inanış şeklidir, başta buna saygı duymalıyız. Bize yapılamsını istemediğimizi biz bir başkasına yapmamalıyız.
Önce bu sorun aşılmalı bu peşin hükümlülük yargısız infaz düşüncesini beynimizden arındırılması gerektiğini düşünüyorum.



Dostça kardeşçe yaşamak varken
Bu kin bu öfke bu nefret niye?
Bölmüşler insanlığı ikiye, üçe
Alevi, Sunni, Laz, Çerkez diye

İnsan insandır kimlik takmayın
Bu sözümü hiç yabana atmayın
İnsanı insana düşman yapmayın
Alevi, Sunni, Laz, Çerkez diye



Bu kısa şiirimi 1996 yılında yazmışım paylaşmak istedim, o zamanlarda aynı sorunlar 14 yıl geçmiş yine aynı sorunlar değişen hiç birşey bir adım ileri atılmış bir adım göremiyorum, düşünceler hiç değişmemiş ve değişeceğede hiç benzemiyor hep ben iyiyim ben güzelim mantığı...

ŞAHBEY
10.08.2010, 16:56
GARDAŞIM ...
BİZİM DOSTUMUZ HER YERDE ÇOKTUR AYRIM YAPMAYIZ GEL SENDE BİZİMLE DOST OLMAYI DENE..SOFRAMIZDA SANADA YER VAR MADIMAĞIDA BEKLERİM..BİZ yolumuzu çizmişiz kimseyle derdimiz yok yeterki fitne çıkaranlar olmasın

sivaslıgenç
10.08.2010, 18:33
Verdiğiniz linkteki sitede yazılan tüm forumlar yorumcular tarafından yalanlanmış örneğin Namaz Yokmuş :) :) :)

WåñTêd_øØ7
10.08.2010, 19:53
ne güzel bak şunu bileydin öğrenmenin yaşının olmadığını, ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir
bak ne güzel aleviliği öğrenmek için siteler kurup okuyup öğrenmeniz ne kadar güzel, biz yaşarken sizin bunu öğrenmek için çaba sarfetmeniz sevindirici bir şey

sitemizin alevi öğreticisi adayıda belli oldu wanted 007
maşallah bu ne güzel merak, allah eksiltmesin gönlündeki iyilikleri merakı güzel kardeşim,
antalyada pirsultana git katıl oraya, başkanı selçuk köylümüzdür git ne güzel dostun arkadaşın artar , alevilerle arkadaş olman onları yakından tanıman ne senin inancına halel getirir nede seni doğru yoldan çıkarır güzel birşeydir insanların tanış olması , dostluklar arkadaşlıklar kurması iyidir, muhabbet etmek bizim için cem etmektir bizim için manasıda ibadet seviyesindedir

Teşekkürler abicim sizlerin ve bizlerin siteyi araştırıp taramasını isterim : ) çoğu insanın aklındaki ön yargılar yıkılacaktır ;)

ŞAHBEY
12.08.2010, 12:26
CEM evlerinde yapılan bir ibadetmi törenmi nasıl birşey anlayamıyorum rica etsem ABİRCAN anlata bilirmi acaba

madımak_58
12.08.2010, 20:34
CEM evlerinde yapılan bir ibadetmi törenmi nasıl birşey anlayamıyorum rica etsem ABİRCAN anlata bilirmi acaba


İbadet.Ama madem abircan'a soruldu,o anlatsın o halde gerisini de :)

Arif Coşkun
12.08.2010, 21:27
Allah, Muhammed, Ali kutsallığını kalbinde taşıyan, Hz.Ali’nin adaletinden ayrılmayan temelinde insan sevgisi bulunan her dine, mezhebe ser inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ırk, renk , farkı gözetmeyen eline diline sahip olma ilkelerini şart koşan, gelmek isteyen, inançlı insanları çatısı altına alarak manevi susuzluklarını gideren, insanları yaşadıkları toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargılamalarını sağlayan, laik,demokrat, eiştlikçi, katılımcı, paylaşımcı düşünceyi savunan, zalime ve zulme karşı gelen, mazlumun yanında olan, şeriatın bağnaz kuralllarına bağlı olmayan, ve onu reddeden, İslam dinini kendine göre ve sunni inancın dışında yorumlayan, aslı doğruluk, kemali dostluk, cevheri, merhamet, görüşü eşitlik, hazinesi bilgi, meyvası sevgi hamuru ile yoğrulmuş, insanı Kamil ve erdemli insan yaratmayı ön gören, korkuyu aşıp sevgi ile tanrıya yönelen, Enel-Hak ile insanın özünde tanrıyı gören, yaradan ile yaradılan ikiliğinen Varlk Birliğine varan, edep ve ahlaklığı yaşamın temeline oturtan, insanı yücelten, hamurunda hem ilahiliğin hemde irfaniliğin mayası bulunan; kişinin ahlaklı ve karakterli yaşam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’den gelen neslin imametini teberra ve tebelle ilkesi ile sahiplenen, dini biçim ve şekil olarak değil, gerçek anlamıyla algılayan, dini bağımsız bir irade gücü ve batını özelliği ile evrimleştiren akıl ve iman bütünlüğünde birleştiren ve tüm bunları Kırklar Cemi ile yürüten bir inanç sistemidir.


Bende merak ettim Alevilik Nedir diye bu soruyu "google amcaya" sordum yukarıdaki cevabı verdi :)

madımak_58
12.08.2010, 21:49
Allah, Muhammed, Ali kutsallığını kalbinde taşıyan, Hz.Ali’nin adaletinden ayrılmayan temelinde insan sevgisi bulunan her dine, mezhebe ser inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ırk, renk , farkı gözetmeyen eline diline sahip olma ilkelerini şart koşan, gelmek isteyen, inançlı insanları çatısı altına alarak manevi susuzluklarını gideren, insanları yaşadıkları toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargılamalarını sağlayan, laik,demokrat, eiştlikçi, katılımcı, paylaşımcı düşünceyi savunan, zalime ve zulme karşı gelen, mazlumun yanında olan, şeriatın bağnaz kuralllarına bağlı olmayan, ve onu reddeden, İslam dinini kendine göre ve sunni inancın dışında yorumlayan, aslı doğruluk, kemali dostluk, cevheri, merhamet, görüşü eşitlik, hazinesi bilgi, meyvası sevgi hamuru ile yoğrulmuş, insanı Kamil ve erdemli insan yaratmayı ön gören, korkuyu aşıp sevgi ile tanrıya yönelen, Enel-Hak ile insanın özünde tanrıyı gören, yaradan ile yaradılan ikiliğinen Varlk Birliğine varan, edep ve ahlaklığı yaşamın temeline oturtan, insanı yücelten, hamurunda hem ilahiliğin hemde irfaniliğin mayası bulunan; kişinin ahlaklı ve karakterli yaşam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’den gelen neslin imametini teberra ve tebelle ilkesi ile sahiplenen, dini biçim ve şekil olarak değil, gerçek anlamıyla algılayan, dini bağımsız bir irade gücü ve batını özelliği ile evrimleştiren akıl ve iman bütünlüğünde birleştiren ve tüm bunları Kırklar Cemi ile yürüten bir inanç sistemidir.


Bende merak ettim Alevilik Nedir diye bu soruyu "google amcaya" sordum yukarıdaki cevabı verdi :)

Maşallah,iyi cevap vermiş hemde :)

Cley
12.08.2010, 21:52
google da mı alevi yoksa güzel açıklamış :D

madımak_58
12.08.2010, 22:05
google da mı alevi yoksa güzel açıklamış :D


Hele bi açıklamasın :D

Cley
12.08.2010, 22:08
Google bile korkmuş senden sayın Madımak

madımak_58
12.08.2010, 22:20
Yok canım estağfurullah,korkutacak birşey yapmadım valla Sayın Cley :)

can99
12.08.2010, 22:22
googlenin açıklamalarına itirazı olan yok hayret :)))

barikat58
12.08.2010, 22:47
3-Şüpheci Sorular
Bir Müslüman Hz. Ali'yi ve Ehl-i Beyt'i sevmekle ibadet mükellefiyetinden kurtulabilir mi
Hz. Ali'nin kendisine muhabbet edenlerin namazlarını kıldığı söyleniyor, bunun bir hakikati var mı
Bazı kimseler Hz. Ali camide şehid edildiği için camiye gitmiyor
Deniliyor ki oruç aslında üç Gün olarak farz kılınmıştır
Bazı kimseler Hz. Ali'ye uluhiyyet isnad ediyorlar
Bazı kimseler Hz. Ali'ye peygamber diyorlar
Bazıları Tarafından Kur'an-ı Kerim Hz. Ali’ye gönderildiği halde Cebrail (as. ) onu Muhammed’e (sav ) getirdi diye iddia ediyorlar.

Deniliyor Ki
Kur'an aslında 6666 ayetten daha fazlaydı


Bu kısımla aynı görüşü veren bir alevi Hz. Aliyi sevdiğini söylesede alevi değildir.Hz Ali kelime-i tevhid getirmiş ilk müslümanlardan biri iken nasıl olurda onu sevenler böyle saplantılara düşebilir ki.Demekki Hz. Ali'yi seviyorum diyen her kişi alevi değildir...

madımak_58
12.08.2010, 23:01
Bu kısımla aynı görüşü veren bir alevi Hz. Aliyi sevdiğini söylesede alevi değildir.Hz Ali kelime-i tevhid getirmiş ilk müslümanlardan biri iken nasıl olurda onu sevenler böyle saplantılara düşebilir ki.Demekki Hz. Ali'yi seviyorum diyen her kişi alevi değildir...



Bu demek oluyor ki "Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse,biz en koyu aleviyiz" demekle de olmuyormuş efendim...

barikat58
12.08.2010, 23:11
Bu demek oluyor ki "Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse,biz en koyu aleviyiz" demekle de olmuyormuş efendim...

Bunu idrak etmek güzel !

madımak_58
12.08.2010, 23:17
Bunu idrak etmek güzel !


Hayret,aynen katılıyorum :D

LaEdri
12.08.2010, 23:19
Daha da hayreti ben ikinizie birden katılıyorum..:)

barikat58
12.08.2010, 23:22
Hayret,aynen katılıyorum :D


Hayret aynen katılıyorsun (:

ŞAHBEY
14.08.2010, 10:45
pc den bende tıklayıp okurum ben istedimki bu davayı savunan gardaş abircan yaşıyorsa hissettiklerini yazsın anlatsın istedim...

sivaslıosman
14.08.2010, 12:49
Alevilik Allah Muhammed Ali yoludur 12 imam Aşkı dır şekilden uzak akıl ve mantığın egemen oldugu Kuranı temel alan islamiyetin yoludur.. Ama günümüzde bakarsak Madımakda yangının içinde ateşte hakk aşkına semah dönmektir Alevilik , Maraşta Hakk aşkına kesilmek , Çorumda taşlanmak , Banaz da Pir Sultan gibi asılmak büyük şehirlerde Alevi olduğu için işsiz kalmak ötekileştirilmek ezilmek sömürülmektir Alevilik .. Aleviysen kız verilmez tuttugun yenmez hor gözle bakılır pis olduguna ınanılır Eğer köydeysen okulun ıcın öğretmen ıstersın devlet babadan ertesı hafta imam gönderirler ve o imam öğretmen evinde kalır Alevilik Kerbelada insanlık aşkına Hüseyin gibi olmak , Yüreği herşeye rağmen insan sevgisiyle dolmaktır Yunus Emre Aşık Veysel Hacı Bektaş Abdal Musa Şah Hatai ve daha nicesidir Alevilik ... Zulum görmek yanıp yakılmak ama yinede gerçekler yolundan dönmemektir..

madımak_58
14.08.2010, 13:01
Alevilik Allah Muhammed Ali yoludur 12 imam Aşkı dır şekilden uzak akıl ve mantığın egemen oldugu Kuranı temel alan islamiyetin yoludur.. Ama günümüzde bakarsak Madımakda yangının içinde ateşte hakk aşkına semah dönmektir Alevilik , Maraşta Hakk aşkına kesilmek , Çorumda taşlanmak , Banaz da Pir Sultan gibi asılmak büyük şehirlerde Alevi olduğu için işsiz kalmak ötekileştirilmek ezilmek sömürülmektir Alevilik .. Aleviysen kız verilmez tuttugun yenmez hor gözle bakılır pis olduguna ınanılır Eğer köydeysen okulun ıcın öğretmen ıstersın devlet babadan ertesı hafta imam gönderirler ve o imam öğretmen evinde kalır Alevilik Kerbelada insanlık aşkına Hüseyin gibi olmak , Yüreği herşeye rağmen insan sevgisiyle dolmaktır Yunus Emre Aşık Veysel Hacı Bektaş Abdal Musa Şah Hatai ve daha nicesidir Alevilik ... Zulum görmek yanıp yakılmak ama yinede gerçekler yolundan dönmemektir..

Yüreğinize sağlık.Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.Okurken tüylerim diken diken oldu,gözlerim doldu.Evet,son cümlenizde dediğiniz gibi;

Dönen Dönsün,Ben Dönmezem Yolumdan!...


Teşekkürler...

OSMAN ECE
14.08.2010, 13:54
Alevilik Allah Muhammed Ali yoludur 12 imam Aşkı dır şekilden uzak akıl ve mantığın egemen oldugu Kuranı temel alan islamiyetin yoludur.. Ama günümüzde bakarsak Madımakda yangının içinde ateşte hakk aşkına semah dönmektir Alevilik , Maraşta Hakk aşkına kesilmek , Çorumda taşlanmak , Banaz da Pir Sultan gibi asılmak büyük şehirlerde Alevi olduğu için işsiz kalmak ötekileştirilmek ezilmek sömürülmektir Alevilik .. Aleviysen kız verilmez tuttugun yenmez hor gözle bakılır pis olduguna ınanılır Eğer köydeysen okulun ıcın öğretmen ıstersın devlet babadan ertesı hafta imam gönderirler ve o imam öğretmen evinde kalır Alevilik Kerbelada insanlık aşkına Hüseyin gibi olmak , Yüreği herşeye rağmen insan sevgisiyle dolmaktır Yunus Emre Aşık Veysel Hacı Bektaş Abdal Musa Şah Hatai ve daha nicesidir Alevilik ... Zulum görmek yanıp yakılmak ama yinede gerçekler yolundan dönmemektir..

DURULMUŞ SULARI İYİCE BULADIR BAKALIM ŞU ANDA ALAEVİSİ SÜNNİYSİ
KARDEŞÇE YAŞARKEN YİNE TIRNAKLAYIP KIŞKIRTMAYA BAŞLADINIZ
BEKLE SANA İYİ BİR ÖDÜL VERİRLER MADALYA VERİRLER DÖŞÜNE TAKARSIN
HİÇ HEVESLENME VE HİÇ OĞRAŞMA BU GENÇLERİ KANDIRAMAYACAKSINIZ
ALEVİ SÜNNÜY HEP BİR KARDEŞİZ

filografozan
14.08.2010, 14:16
Hz. Ali'nin ölüm döşeğindeki vasiyeti
Hz. Ali ölüm döşeğinde yatarken yanı başında ağlayan oğlu Hz. Hasan'a “Yaptığında sana zarar vermeyecek sekiz tavsiyemi ezberle oğlum” der ve sözlerine şöyle devam eder:



Mü'min kardeşlerinizle bağlarınızı koparmayın. Birbirinize iyilikte bulunun, birbirinize sırt çevirmekten, aranızdaki ilişkileri koparıp ayrılıklara düşmekten sakının. Günah ve düşmanlık üzere değil, iyilik ve takva üzere yardımlaşın. Allah'a karşı gelmekten sakının.
Hz. Ali'nin vasiyetine kulak verelim
Hz. Ali, hain bir el tarafından yaralandığında oğlu Hz. Hasan ağlayarak yanına girer. Hz. Ali: “Seni ağlatan nedir oğlum?” der. “Nasıl ağlamayayım, sen vefat etmek üzeresin.” der. Hz. Ali: “Yaptığında sana zarar vermeyecek sekiz tavsiyemi ezberle oğlum” der ve sözlerine şöyle devam eder:
“Zenginliğin en iyisi akıl zenginliğidir. En büyük fakirlik de ahmaklıktır. En büyük yalnızlık kendini beğenmektir. En büyük şeref güzel ahlaktır.” Hz. Hasan, “Babacığım bu dört tanesi. Bana diğer dördünü öğret.” dediğinde ise Hz. Ali şöyle buyurur:
“Ahmakla arkadaş olmaktan sakın. Sana faydalı olmak isterken zararı dokunur. Yalancı ile arkadaş olmaktan sakın. Çünkü o sana uzağı yakın, yakını uzak gösterir. Cimri ile arkadaş olmaktan sakın. Çünkü o kendisine en çok ihtiyaç duyduğun anda senden uzaklaşır. Fasıkla, kötü kimse ile arkadaş olmaktan sakın. Çünkü o, çok değersiz bir şeye seni satar.”
Hz. Ali, oğulları Hasan ve Hüseyin'e, özetle takvalı olmalarını, namaz kılmalarını, zekat vermelerini, öfkelerini yutmalarını, dost ve akrabalarına ziyarette bulunmalarını, affedici olmalarını, Kur'an'a bağlı yaşamalarını, komşularıyla iyi geçinmelerini, kardeşleri Muhammed b. Hanefiye'ye iyi davranmalarını vasiyet eder.
ALLAH'IN İPİNE SARILIN, DAĞILMAYIN!
Hz. Ali evlatlarına şu vasiyette bulunur:
“Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bu, Ebu Talib oğlu Ali'nin vasiyetidir ki, o, Allah'tan başka ilah bulunmadığına, O'nun ortaksız olduğuna, Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet eder. Puta tapanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlerden üstün kılmak üzere Peygamberini doğru yol ve hak dinle gönderen Allah'tır. Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, alemlerin Rabbi Allah içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur.
Böyle emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Ey Hasan, ey bütün oğullarım ve ey bu yazımın kendisine ulaştığı herkes; Allah'a karşı takvalı olmanızı, ancak Müslüman olarak ölmenizi size vasiyet ediyorum. Hepiniz topluca Allah'ın ipine sarılın, dağılmayın.
Akrabalarınıza bakın. Namazınızı kılın ki, Allah hesabınızı kolaylaştırsın. Yetimlere haksızlık etmekten sakının. Onları dinlemezlik etmeyin. Onlara haksızlık edilmesin. Komşularınıza haksızlık etmeyin. Çünkü onlar, peygamberinizin size emanetidir. Onlar hakkında o kadar vasiyette bulundu ki, biz onları bize mirasçı kılacağını sanmıştık. Kur'an'ın emirleri dışına çıkmayın. Sizden başkaları sizden önce Kur'an'la amel etmesin. Önce siz amel edin.
NAMAZINIZA DİKKAT EDİN!
Namazınıza dikkat edin. Çünkü o, dininizin direğidir. Rabbinizin Beyt'inden uzak durmayın. Issız kalmasın. Hayatta bulunduğunuz sürece onu ziyaret edin. Eğer onu metruk bırakırsanız, size rahmet nazarıyla bakılmaz. Ramazan ayına dikkat edin. Çünkü o ayda tutulan oruç, Cehennem ateşine karşı bir kalkandır. Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla cihad etmeye bakın. Zekat ödememezlik yapmayın. Çünkü zekat, Rabbin öfkesini söndürür. Peygamberinizin ashabını da kollayın. Çünkü Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), onlara iyilik yapılmasını vasiyet etmiştir. Yoksullara ve düşkünlere yardımcı olun, onları geçiminize ortak edin.
Mü'min kardeşlerinizle bağlarınızı koparmayın. Birbirinize iyilikte bulunun, birbirinize sırt çevirmekten, aranızdaki ilişkileri koparıp ayrılıklara düşmekten sakının. İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah, azabı şiddetli olandır. Allah, sizi ehl-i beytin şikayetinden muhafaza etsin. Peygamberiniz, onları sizin üzerinize bekçi kılmıştır. Sizi Allah'a emanet ediyor, size selam söylüyorum. Allah'ın rahmeti üzerinize olsun.”
Hz. Ali'nin bu vasiyeti bizim için bir yol haritasıdır. Ne mutlu bu yol haritasına uyup istikametten ayrılmayanlara...

aysima58
14.08.2010, 14:33
teşekkürler kardeşim eline yüreğine sağlık.

OSMAN ECE
14.08.2010, 14:46
ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK FİLGRAFOZAN KARDEŞİM

Reform
14.08.2010, 14:58
Alevilik hakkında ne çok uzman arkadaşlar varmış, biraz da sunniliği irdelesek o konuda uzman arkadaşlarımız yokmu acaba.

OSMAN ECE
14.08.2010, 15:02
Alevilik hakkında ne çok uzman arkadaşlar varmış, biraz da sunniliği irdelesek o konuda uzman arkadaşlarımız yokmu acaba.

BENCE BU KONULAR HALKIMIZA ZARAR VERİR BİR KAÇ GÜNDÜR VEİYORDA
LÜTVEN BAŞKA ŞEYLER TARTIŞALIM

Reform
14.08.2010, 15:10
BENCE BU KONULAR HALKIMIZA ZARAR VERİR BİR KAÇ GÜNDÜR VEİYORDA
LÜTVEN BAŞKA ŞEYLER TARTIŞALIM


Bencede örneğin (599 tl) asgari ücretli bir aile hemde kirada nasıl geçim sağlıyor olabilir.

Ebuhalid_52
14.08.2010, 15:13
Alevilik hakkında ne çok uzman arkadaşlar varmış, biraz da sunniliği irdelesek o konuda uzman arkadaşlarımız yokmu acaba.




bence olaya o pencereyle bakma Sünnilikte zaten istesende birşey bulamazsın cünkü Ehl-i Sünnettir. herneyse Osman abi haklı fazla bu konularda konusmak ara bozar.

bilal kose
14.08.2010, 15:14
Bencede örneğin (599 tl) asgari ücretli bir aile hemde kirada nasıl geçim sağlıyor olabilir.

Ailenin baska fertleride calisiyorsa gayet guzel gecinirler.:)

OSMAN ECE
14.08.2010, 15:15
bence olaya o pencereyle bakma Sünnilikte zaten istesende birşey bulamazsın cünkü Ehl-i Sünnettir. herneyse Osman abi haklı fazla bu konularda konusmak ara bozar.

TEŞEKKÜR EDERİM DARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN

Reform
14.08.2010, 15:18
bence olaya o pencereyle bakma Sünnilikte zaten istesende birşey bulamazsın cünkü Ehl-i Sünnettir. herneyse Osman abi haklı fazla bu konularda konusmak ara bozar.

Burası bu tür konuların yeri olmadığını sanıyorum o konuda burada kimlik üstünlüğü tartışmanın kimseye bir fayda sağlayacağını sanmıyorum.


Osman Bey çok haklı bu tür konuların kapatılamsı site adına her zaman faydalıdır.

bilal kose
14.08.2010, 15:24
Hicbir kimse kimseyi inancindan mesepinden irkindan dolayi asaliyamaz hakaret edemez dalga gecemez kimsenin boyle bir hakki yok.Bu konun acilmasi tamamen gereksiz. kimseye fayda vermez.

filografozan
14.08.2010, 15:30
Alevilik hakkında ne çok uzman arkadaşlar varmış, biraz da sunniliği irdelesek o konuda uzman arkadaşlarımız yokmu acaba.
kıymetli reform kardeşim;
islamiyet tebliğ olmaya başladığında ve asrı saadette,alevilik sunnilik ve başka mezhep veya inanç yolları yoktu.
üst,alt,yan nerden bakarsan bak tek gerçek islamiyettir.
fitneler olacağını sevgili peygamberimiz haber vermiştir,ve çok büyük fitneler olmuştur halende oluyor.
aslolan alevilik sunnilik değil,ALLAHa yakınlık derecemiz olmalı bence.
dinimizde ayrışma yoktur birlik vardır.ve uzatmadan son söz bir hadisi şerif;
BEN İLİM ŞEHRİYİM,ALİ DE O ŞEHRİN KAPISIDIR....
amenna ve saddakna....

Reform
14.08.2010, 15:39
kıymetli reform kardeşim;
islamiyet tebliğ olmaya başladığında ve asrı saadette,alevilik sunnilik ve başka mezhep veya inanç yolları yoktu.
üst,alt,yan nerden bakarsan bak tek gerçek islamiyettir.
fitneler olacağını sevgili peygamberimiz haber vermiştir,ve çok büyük fitneler olmuştur halende oluyor.
aslolan alevilik sunnilik değil,ALLAHa yakınlık derecemiz olmalı bence.
dinimizde ayrışma yoktur birlik vardır.ve uzatmadan son söz bir hadisi şerif;
BEN İLİM ŞEHRİYİM,ALİ DE O ŞEHRİN KAPISIDIR....
amenna ve saddakna....

Sayın filografozan her dini irdele Allaha yaklaşmak ona sevgi saygı duymaktır. Bu konu uzamasın dendi o açıdan bırakalım dedik lütfen Osman Bey'in bir çağrısı oldu ona uyalım dedik, bu tartışma bitmez bence burada son bulmalı.

Sivaslisandy-58
14.08.2010, 22:44
ehl-i sünnetlikten baska inanlar yada inanislari cakma uydurma bulanlardan biriyim bu ne ilk zaten nede son dünyada o kadar cikarilan inanclar varki!?
insanoglu bir kargasaya düsmüs gidiyor Allah sonlarini hayir eylesin ne diyeyim!

bu tartismanin son bulmasi icin bu sayfanin kapatilmasi gerekir !
gereksiz olan bir konu..

OSMAN ECE
14.08.2010, 23:08
ehl-i sünnetlikten baska inanlar yada inanislari cakma uydurma bulanlardan biriyim bu ne ilk zaten nede son dünyada o kadar cikarilan inanclar varki!?
insanoglu bir kargasaya düsmüs gidiyor Allah sonlarini hayir eylesin ne diyeyim!

bu tartismanin son bulmasi icin bu sayfanin kapatilmasi gerekir !
gereksiz olan bir konu..

günlerdir aynı şeyi söylüyorum ama duyan yok yönetimde usandı bir yeri kapatıyorlar baka bir mevzuu açılıyor ve hemen aynı tartışmalar başlıyor
tartışmayı başlatanın amacı üzüm yemek deyil bağcıyı dövmek ne zaman ortam iyi plsa hemen birleri çıkıp kışkırtıyor işleri bu saygılar

WåñTêd_øØ7
14.08.2010, 23:11
ehl-i sünnetlikten baska inanlar yada inanislari cakma uydurma bulanlardan biriyim bu ne ilk zaten nede son dünyada o kadar cikarilan inanclar varki!?
insanoglu bir kargasaya düsmüs gidiyor Allah sonlarini hayir eylesin ne diyeyim!

bu tartismanin son bulmasi icin bu sayfanin kapatilmasi gerekir !
gereksiz olan bir konu..

Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat) denir.

Cley
14.08.2010, 23:31
Konu gereksiz bir konu değil. Alevilik hakkında bilgisi olanlar yazsın bilgisi olmayanlar bilgi sahibi olsun. Gereksiz yazılan yazanların yüzünden konu gereksiz olamaz...

madımak_58
15.08.2010, 01:47
"Gereksiz konu"diyerek üstüne basa basa söyleyen arkadaşlar,neye dayanarak bunu söyleyebiliyorsunuz? Sadece tartışma oluyor gerekçesi ile mi? Peki neden kimse dönüpte bir sormuyor kendine,tartışma nedir,bunun da bir üslubu,saygısı var mıdır,ne kadar uyabiliyorum bunlara diye?

Bilgisi olan gelir,konuşur,tartışır gider.Ancak şu da bir gerçek ki,sırf şu konudada parmağım bulunsun diye,gelip ortalığı karıştırıp geri çekilenler de var.Ben ya da benim gibiler,gelip sizin oyunlarınızı karıştırıyormuyuz?

Lütfen gerçekten merak edenler,bilenler gelip yorum yapsın.Diğerleri oyunlarıyla devam etsinler...

Sayın Cley'e de teşekkür ediyor,aynen katılıyorum...

Saygılar...

can99
15.08.2010, 01:57
Alevilik Allah Muhammed Ali yoludur 12 imam Aşkı dır şekilden uzak akıl ve mantığın egemen oldugu Kuranı temel alan islamiyetin yoludur.. Ama günümüzde bakarsak Madımakda yangının içinde ateşte hakk aşkına semah dönmektir Alevilik , Maraşta Hakk aşkına kesilmek , Çorumda taşlanmak , Banaz da Pir Sultan gibi asılmak büyük şehirlerde Alevi olduğu için işsiz kalmak ötekileştirilmek ezilmek sömürülmektir Alevilik .. Aleviysen kız verilmez tuttugun yenmez hor gözle bakılır pis olduguna ınanılır Eğer köydeysen okulun ıcın öğretmen ıstersın devlet babadan ertesı hafta imam gönderirler ve o imam öğretmen evinde kalır Alevilik Kerbelada insanlık aşkına Hüseyin gibi olmak , Yüreği herşeye rağmen insan sevgisiyle dolmaktır Yunus Emre Aşık Veysel Hacı Bektaş Abdal Musa Şah Hatai ve daha nicesidir Alevilik ... Zulum görmek yanıp yakılmak ama yinede gerçekler yolundan dönmemektir..

konu alevilik nedir?

yukarıdaki arkadasta konuya istinaden yorumunu yapmıs acıklamıs

aşağıdaki ne yapmış peki ??

yukarıdaki mesaja istinaden arkadasın ortalıgı karıstırdıgını madalya beklediginden bahsetmiş. okadar mesaj okudumki hepsi aynı seyler siteye zarar verir kapatılmalı ortalıgı karıstırmayın vs vs vs. birşeyler biliyorsanız buyrun siz anlatında sizden dinleyelim aşağıdaki...

DURULMUŞ SULARI İYİCE BULADIR BAKALIM ŞU ANDA ALAEVİSİ SÜNNİYSİ
KARDEŞÇE YAŞARKEN YİNE TIRNAKLAYIP KIŞKIRTMAYA BAŞLADINIZ
BEKLE SANA İYİ BİR ÖDÜL VERİRLER MADALYA VERİRLER DÖŞÜNE TAKARSIN
HİÇ HEVESLENME VE HİÇ OĞRAŞMA BU GENÇLERİ KANDIRAMAYACAKSINIZ
ALEVİ SÜNNÜY HEP BİR KARDEŞİZ

bilal kose
15.08.2010, 04:18
Buyurun yiyin birbirinizi ben sozumu geri aliyorum.buyurun anlatin Aleviligi sunnuligi biraz aydinlanalim kulaktan duyma sozlerle burada kimse aygam kesmesin.Buradaki arkadaslarin konun gereksiz oldugundan degil baska taraflara cekilerek kimsenin birbirini kirmasindan endiselendikleri icindir.kimse kimseyi bilgisizlikle suclamasin okulda yaramaz ogrencinin kopya cektigi gibi oradan buradan kopya cekerek burada bilgi ogretmenligini oynamasin simdiden beni bilgilendirecek olan arkadaslara tesekur ederim.

kartal-
15.08.2010, 10:25
Alevilik dinmidir?????

WåñTêd_øØ7
15.08.2010, 11:02
Alevilik dinmidir?????

Alevîlik aslında bir fırka veya mezhep değildir. Âl-i Beyt'in muhabbetini esas alan bir tarikat şeklinde ortaya çıkmıştır. Meselenin tarihi seyrine baktığımızda Alevîliğin bir tarikat şekline gelişmesi şöyle olmuştur:

Timur, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayazıt'ı yendikten sonra Anadolu'dan aldığı otuz bin kadar esiri İran'a götürmüştü. Bunları Erdebil'e yerleştirmişti. Bunlar zamanla, Şah İsmail’in dedesi olan ve Erdebil Şeyhi olarak ta bilinen Şeyh Ali'ye intisap ettiler ve ondan tarikat dersi aldılar. Bir süre sonra Timur, ara sıra ziyarete gittiği Erdebil Şeyhinin kendisinden bir arzusu olup olmadığını sorduğunda, şeyh, “Hiçbir dileğim yok, sadece Anadolu'dan esir olarak getirmiş olduğun Türkleri serbest bırakmanı istiyorum.” dedi. Timur, şeyhin bu arzusunu memnuniyetle kabul etti ve onları serbest bıraktı.

Bu esirler, bu vesile ile, şeyhe olan muhabbetlerini aşırı derecede ziyâdeleştirdiler. Şeyhin bu sofilerinin bir kısmı Anadolu'ya döndü, bir kısmı da Erdebil'de kaldı. Erdebil Şeyhi, Anadolu'ya dönen bu müritleriyle alâkasını devam ettirdi. Erdebil Şeyhi'nin tarikatında “Hz. Ali muhabbeti” esas alındığı için, bu tarikata devam edenler Hz. Ali sevgisi ile tamamen boyandılar. Bunlara bu niteliklerinden dolayı “Alevî” denildi.

Aslında bu esirlerin ecdatları ve kendileri, bu tarikat ile bağ kuruncaya kadar, Ehl-i Sünnet inanışında idiler. Bu tarikatla irtibatlarını yoğunlaştırdıktan sonra, tamamen Erdebil tekkesinin emrine girdiler. Oradan gelen her emri, harfiyen yerine getirmeye gayret gösterdiler. Öyle ki, bu müritler vergi, sadaka ve zekâtlarını bile Erdebil'e tahsis ettiler.

Bunların bu fedakârane gayretleri ve karşılıklı diyalogları, gidip gelmeleri devam etti. Hattâ Erdebil'den gönderilen ve şeyhin “halifesi” olarak isimlendirilen şahıslar, Anadolu'da “nezir” ve “sadaka” namıyla para topluyor ve bu paraları gizli olarak İran'a gönderiyorlardı. Böylece Erdebil Şeyhi'nin tekkesi gittikçe genişliyor, müritleri çoğalıyordu.

Bu Şeyh'in asıl amacı, gerek İran'da, gerekse Anadolu'da müritlerini çoğaltarak irşat postundan saltanat tahtına, şeyhlikten şahlığa geçmekti. Ancak bu arzusuna nâil olamadan ölünce, yerine oğlu Şeyh Cüneyd geçti. O da babasının gizli emelini sürdürmeye devam etti. Bunu hisseden o zamanın İran hükümdarı Cinahşah, kendisini İran'dan sürdü. Bunun üzerine Şeyh Cüneyd Anadolu'ya geldi. Onun altı yıl süren bu Anadolu ziyareti, tarikatına çok mürit kazandırdı.

Sadece bir şeyh değil, aynı zamanda bir “seyyid” unvanı ile de dolaştığı için beklediğinin çok üstünde taraftar topladı. Artık Erdebil tekkesi Anadolu'da güçlenmiş, küçümsenmeyecek kadar büyük bir etki sahasına sahip olmuştu.

Şeyh Cüneyd de babasının âkıbetine uğradı. Yerine geçen oğlu Şeyh Haydar da aynı gayeyi takip etti. Bütün gayret ve ihtiraslarına rağmen o da siyasî amacına eremedi. Nihayet oğlu Şah İsmail, babasının ve dedelerinin rüyalarını gerçekleştirmeye maalesef muvaffak oldu. 13 yaşında iken Anadolu'daki müritlerinden teşkil ettiği bir orduyla, o gün İran'da hâkim olan Akkoyunlulara harp ilân etti ve Akkoyunlu hükümdarını devirerek irşat postundan saltanat tahtına çıkmaya muvaffak oldu ve Safeviler Devleti'ni kurdu.

Bununla beraber Şah İsmail Anadolu'dan elini çekmedi. Zaman zaman birçok halifeler göndererek Anadolu'daki nüfûzunu kuvvetlendirmek için çalıştı. Bu çeşit faaliyetler, Çaldıran Muharebesi'ne kadar artan bir hızla devam etti. Bu muharebeden sonra İran'la Osmanlı Devleti arasında kesin hudutlar çizildi. Böylece Erdebil sofileriyle Anadolu arasındaki irtibat kesilmiş oluyordu. Bunun neticesi olarak Anadolu'daki müritler, pirlerin tesirinden gitgide uzaklaştılar.

Bu tarikatın Anadolu'da kalan mensupları, Erdebil tekkesinden aldıkları tesirle, kendilerinin dışında kalan Müslümanları Ehl-i Beyt'e gerektiği gibi muhabbet beslemedikleri zannına kapıldılar. Onların bu anlayış ve davranışları diğer Müslümanlarla aralarında bir soğukluk ortaya çıkardı. Bu soğukluk, zamanla ayrılığa dönüştü. Bu ayrılık sonucunda, Erdebil tekkesine bağlı Anadolu Türkleri medreseden uzak kaldıkları için, İtikada, ibadete,... ait birçok hükümleri gereği gibi öğrenemediler. Sadece babadan oğula intikal eden birtakım telkinlerle yetindiler.

Diğer Müslümanlar ise, bunlarla yakın alâka kuramadı ve onlara karşı görevlerini lâyıkıyla yerine getiremediler. Ölçüsüz tartışmalar, yersiz tenkitler ve davranışlarla, aradaki soğukluk gittikçe büyüdü ve derin bir ayrılığa dönüştü. Buna bir de idarecilerin ihmali eklenince, Anadolu Müslümanları arasında Sünnîlik ve Alevîlik şeklinde bir ikilik ortaya çıktı.

Aslında bir Müslüman’ın veya bir tarikatın Hz. Ali muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir mahzuru yoktur. Diğer sahabelere tecâvüz etmemek, Kur'an ve Sünnet'in ışığında namazını kılmak, orucunu tutmak ve diğer sorumluluklarını yerine getirmek kaydı ile, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetini rehber edinmenin hiçbir mahzuru yoktur.

Gerçek şu ki, Kitap ve Sünnet'i bilen ve gereği gibi yaşayan hakikî bir Alevî, ancak Allah-ü Teâlâ'yı ma'bûd olarak tanır. Kendisini, İslâmîyet’in bir ferdi olarak bilir, Peygamberimizi, en son Peygamber, Kur'ân-ı Kerîm'i de son semavî kitap kabul eder. Bu sun’î ayrılığın ortadan kalkmasının tek yolu, Kur'an'ın ışığı altına girmek ve O'nu yegâne ölçü kabul etmektir. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'de, “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız ve ayrılmayınız.” buyurmakla, bütün Müslümanların Kur'an etrafında toplanmasını emretmektedir. Müslümanların birlik ve beraberlikleri ancak böylece temin edilebilir, ayrılıklar O'nun prensipleriyle ortadan kaldırılabilir. Her türlü hurafe ve safsatalardan ancak böylece uzak kalınabilir.

Evet, Hakk'ı bulmanın, hakikate ermenin tek yolu, Kur'an'a iman ve onun gereği ile amel etmektir. Çünkü, Kur'an, insanlığı mutlak hayır ve hakikate sevk etmek için, bizzat Allah-ü Teâlâ tarafından gönderilmiş mukaddes bir kitaptır. İnsanın dünyevî ve uhrevî saadetini gösterecek ve olgunlaştıracak olan O'dur. O, insanı iman ve tevhide; ubudiyet ve kulluğa, kardeşlik ve sevgiye davet eder. İman ve salih amele ait ölçülerin en güzelini O vazetmiştir. İslâmîyet ancak ve ancak O'nun ölçüleriyle yapılanmıştır.

O'nun sarsılmaz ve muhteşem kurallarının dışında hiçbir hakikat yoktur ve aranılmaz. O'nun güzel görüp tasdik ettiği Her şey hakikat; çirkin bulup reddettiği Her şey ise uydurmadır. O'nun tesis ettiği İslâmîyet köhne hurafeleri, batıl inanışları, rezalet ve fuhşiyatı şiddetle reddeder. Şu halde, bütün Müslümanlar, itikada, ibadete, ahlâka, helâle, harama, zikre, fikre, muhabbete ait kutsî hakikatleri, O'nun terazisiyle tartacaklardır.

Kur'an ayetlerinin Allah'a ait beyanları her insanı ikna edecek bir kuvvettedir. Sıradan halk, O'nun beyanının sadeliğine meftûn, bilim adamları da fesahat ve belagatına hayrandır. “Kalpler O'nun zikriyle tatmin olur.” ve her seviyedeki fikir erbabı, inanma ihtiyacını O'nunla karşılarlar, O'na uymakla kemâle ererler. Kur'an, insanları tefekküre teşvik etmiş ve bunun ölçülerini aklın eline vermiştir. İnsanlar ancak O'nun ders verdiği ölçülerle kâinat Kitabı'nı okuyabilmişler ve O'ndaki gizli hakikatlerini keşfedip Hâliklarını, Mabûtlarını bulabilmişlerdir. O, hayatın karanlık ve fırtınalı yollarını aydınlatmak için aklın eline verilen bir ilâhi meşaledir. Güneş, madde âlemini aydınlattığı gibi, Kur'an da maneviyat âlemini aydınlatmak için nazil olmuştur. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: “Gerçekten bu Kur'an, insanları en doğru yola götürür.” (İsrâ, 9)

Bir fende terakki etmek için, o fennin kanunlarına uymak bir zaruret olduğu gibi, hak ve hakikati bulmak için de, Kur'ân ve Sünnet'in düsturlarını rehber kabul etmek son derece gereklidir. Evet, insan Cenâb-ı Hakk'ın zâtını, sıfatlarını ancak Kur'an'ın ve Sünnet'in irşadıyla bilebilir. Nereden gelip, nereye gittiğini, dünyadaki görevinin ne olduğunu, gideceği ahiret âleminin mahiyetini, hakikatini ve o âlemde nelerin makbul, nelerin merdut olduğunu, ancak bu iki vesile ile anlayabilir.

Hangi fiil ve hareketlerin, hangi hâl ve tavırların Cenâb-ı Hakk'ın rızasını, hangilerinin de gazabını celp edeceğini; neyin hak, neyin batıl ve neyin hata, neyin doğru olduğunu yine Allah'ın Kitabı ve O'nun sevgili Peygamberinden (s.a.v) öğrenecektir. Her Müslüman, kendi inanç ve ibadet dünyasını, bu iki hakikatin rehberliğinde gerçekleştirmekle sorumludur. Nelere, nasıl inanmakla iman dairesine gireceğini ve hangi amelleri işleyip nelerden çekinerek İslâm dairesinde kalacağını yine bu iki esastan, yâni Kur’an ve Sünnet'ten öğrenecektir.

Madem ki, bütün Müslümanların ölçüsü Kur'an ve Sünnet'tir, o halde bir Müslüman beşerî her fikri, her iddiayı, her inancı, her itikadı Kur'an'a ve O'nun birinci derecede tefsiri olan Hadîs-i şeriflere göre değerlendirecek ve muvazene edecektir. Kur'ân-ı Azimüşşân, imanın birinci rüknü olan “Allah'a iman”ı bizlere ders verdiği gibi, “melâikelere, semavî kitaplara, peygamberlere, ahirete, kadere (hayır ve şerri O'nun yarattığına) iman” etmeyi de ders verir. Bir insan, ancak iman hakikatlerine Kur'an'ın bildirdiği gibi iman etmekle mümin olur. Hem Kur'ân-ı Kerim, Allah-ü Teâlâ'nın bütün emir ve yasaklarından ibaret olan İslâmîyet’i müminlere talim etmiştir. Bir mümin, bu emir ve yasaklara harfiyen uymakla kâmil bir Müslüman olur.

Mehmet Kırkıncı Alevilik Nedir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

kartal-
15.08.2010, 11:07
yani din degildir kisacasi ....

Arif Coşkun
15.08.2010, 11:26
Arkadaşlar her dinde yada inanışta olduğu gibi Alevilikte bir inanış bir yaşam biçimidir, kabul edersiniz etmezsiniz herkes inanışında özgürdür, Burada yorum yaparken karşı tarafı küçümseyici, aşağılayıcı, incitici sözlerden mümkünse uzak duralım. Herkesin doğrusu kendine, bırakalım insanlar inandığı gibi yaşasınlar, birbirimize sevgi ile, ölçülü saygılı davrandığmızı sürece bir problem olacağını sanmıyorum.

doğan bulut58
15.08.2010, 11:40
Arkadaşlar her dinde yada inanışta olduğu gibi Alevilikte bir inanış bir yaşam biçimidir, kabul edersiniz etmezsiniz herkes inanışında özgürdür, Burada yorum yaparken karşı tarafı küçümseyici, aşağılayıcı, incitici sözlerden mümkünse uzak duralım. Herkesin doğrusu kendine, bırakalım insanlar inandığı gibi yaşasınlar, birbirimize sevgi ile, ölçülü saygılı davrandığmızı sürece bir problem olacağını sanmıyorum.




tesekkürler arif bey aynen katılıyorun çok güzel yorum

barikat58
15.08.2010, 12:18
Alevilik Nedir ?

İnsanları ayrıştırmak birbirine düşürmek ve ülke içinde karışıklık oluşturmak için ağızlarında salyalarla bekleyen derin güçlerin sürekli kullandığı bir farklılıktır.
Emelleri olan ; Türkiye'nin yerinde sayması,eller aya Türkler yaya sözünün sürekliliğini korumak için alevleri yeniden püskürteceği bir kanal..
Hedefleri olan ; İnsanları birbirine düşürmek,toplumda huzuru bozmak için kullanılan yoldur...
Bu ülke ayrılıktan çok çekti."Ayrılıkta azap birlikte Rahmet vardır"sözünün ışığında bir olmak için engel değildir şu veya bu olmak.
Rivayetlere göre Fatih istanbulu feth edeceği zaman şehrin ulemaları ileri gelenleri sarayda toplanmış melekler erkekmi dişimi diye tartışıyorlarmış.Onlar böyle yararsız bir konuda tartışa dursun Fatih çoktan İstanbul'u almış bayrağını dalgalandırmıştır.İşte şimdi onların yapmak istediği bu ! İnsanlar birbirine düşsün birbirine kin beslesin biz alalım düşlerimizi !
Sen benim camime karışma ben senn cemine,Sen benim ezanıma ses etme ben senin semahına,Senin özgürlüğün benim özgürlüğümü kapatmasın benim özgürlüğümde senin özgürlüğünü !
Kısacası doğrusuyla yanlışıyla herkes kendi inancını yaşasın.Yanmalar yakılmalar iki ayrı inancın çevresini birbirine düşürmek için kirli eller tarafından çizilmiş oyunlardır.

Bide bazı insanlar var mesela bulundukları yerde birgün akşama kadar ezan okunmasa farketmezler acaba neden bugün hiç ezan okunmadı demezler ama burda sırf konuyu saptırmak için yorum yapıyor :rolleyes: :)

ŞAHBEY
15.08.2010, 12:42
SİVASLI OSMAN kardeşe ikiçift lafım olacak ...biz bu Vatanda yıllardır sorunsuz yaşıyoruz ama senin gibiler fitne çıkarıyor o yazdıklarının sebeplerinide yazsan diyorum nasıl olur maşallah ben bile acıdım bir söz vardır bilirmisin SÖVME BAŞKASININ DİNİNE SÖVERLER DİNİNE .biz alevi kardeşlerimize saygı duyarız bunu birde onlar öğrense olay biter şu anki hükümet alevilere fazlasıyla hak tanımıştır ben gitsem işim olmaz ama onların bir dediği iki olmuyor..bilene tabii sen neden bahsediyorsun kardeş şükretmeyi bilmek lazım

OSMAN ECE
15.08.2010, 13:15
Alevîlik aslında bir fırka veya mezhep değildir. Âl-i Beyt'in muhabbetini esas alan bir tarikat şeklinde ortaya çıkmıştır. Meselenin tarihi seyrine baktığımızda Alevîliğin bir tarikat şekline gelişmesi şöyle olmuştur:

Timur, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayazıt'ı yendikten sonra Anadolu'dan aldığı otuz bin kadar esiri İran'a götürmüştü. Bunları Erdebil'e yerleştirmişti. Bunlar zamanla, Şah İsmail’in dedesi olan ve Erdebil Şeyhi olarak ta bilinen Şeyh Ali'ye intisap ettiler ve ondan tarikat dersi aldılar. Bir süre sonra Timur, ara sıra ziyarete gittiği Erdebil Şeyhinin kendisinden bir arzusu olup olmadığını sorduğunda, şeyh, “Hiçbir dileğim yok, sadece Anadolu'dan esir olarak getirmiş olduğun Türkleri serbest bırakmanı istiyorum.” dedi. Timur, şeyhin bu arzusunu memnuniyetle kabul etti ve onları serbest bıraktı.

Bu esirler, bu vesile ile, şeyhe olan muhabbetlerini aşırı derecede ziyâdeleştirdiler. Şeyhin bu sofilerinin bir kısmı Anadolu'ya döndü, bir kısmı da Erdebil'de kaldı. Erdebil Şeyhi, Anadolu'ya dönen bu müritleriyle alâkasını devam ettirdi. Erdebil Şeyhi'nin tarikatında “Hz. Ali muhabbeti” esas alındığı için, bu tarikata devam edenler Hz. Ali sevgisi ile tamamen boyandılar. Bunlara bu niteliklerinden dolayı “Alevî” denildi.

Aslında bu esirlerin ecdatları ve kendileri, bu tarikat ile bağ kuruncaya kadar, Ehl-i Sünnet inanışında idiler. Bu tarikatla irtibatlarını yoğunlaştırdıktan sonra, tamamen Erdebil tekkesinin emrine girdiler. Oradan gelen her emri, harfiyen yerine getirmeye gayret gösterdiler. Öyle ki, bu müritler vergi, sadaka ve zekâtlarını bile Erdebil'e tahsis ettiler.

Bunların bu fedakârane gayretleri ve karşılıklı diyalogları, gidip gelmeleri devam etti. Hattâ Erdebil'den gönderilen ve şeyhin “halifesi” olarak isimlendirilen şahıslar, Anadolu'da “nezir” ve “sadaka” namıyla para topluyor ve bu paraları gizli olarak İran'a gönderiyorlardı. Böylece Erdebil Şeyhi'nin tekkesi gittikçe genişliyor, müritleri çoğalıyordu.

Bu Şeyh'in asıl amacı, gerek İran'da, gerekse Anadolu'da müritlerini çoğaltarak irşat postundan saltanat tahtına, şeyhlikten şahlığa geçmekti. Ancak bu arzusuna nâil olamadan ölünce, yerine oğlu Şeyh Cüneyd geçti. O da babasının gizli emelini sürdürmeye devam etti. Bunu hisseden o zamanın İran hükümdarı Cinahşah, kendisini İran'dan sürdü. Bunun üzerine Şeyh Cüneyd Anadolu'ya geldi. Onun altı yıl süren bu Anadolu ziyareti, tarikatına çok mürit kazandırdı.

Sadece bir şeyh değil, aynı zamanda bir “seyyid” unvanı ile de dolaştığı için beklediğinin çok üstünde taraftar topladı. Artık Erdebil tekkesi Anadolu'da güçlenmiş, küçümsenmeyecek kadar büyük bir etki sahasına sahip olmuştu.

Şeyh Cüneyd de babasının âkıbetine uğradı. Yerine geçen oğlu Şeyh Haydar da aynı gayeyi takip etti. Bütün gayret ve ihtiraslarına rağmen o da siyasî amacına eremedi. Nihayet oğlu Şah İsmail, babasının ve dedelerinin rüyalarını gerçekleştirmeye maalesef muvaffak oldu. 13 yaşında iken Anadolu'daki müritlerinden teşkil ettiği bir orduyla, o gün İran'da hâkim olan Akkoyunlulara harp ilân etti ve Akkoyunlu hükümdarını devirerek irşat postundan saltanat tahtına çıkmaya muvaffak oldu ve Safeviler Devleti'ni kurdu.

Bununla beraber Şah İsmail Anadolu'dan elini çekmedi. Zaman zaman birçok halifeler göndererek Anadolu'daki nüfûzunu kuvvetlendirmek için çalıştı. Bu çeşit faaliyetler, Çaldıran Muharebesi'ne kadar artan bir hızla devam etti. Bu muharebeden sonra İran'la Osmanlı Devleti arasında kesin hudutlar çizildi. Böylece Erdebil sofileriyle Anadolu arasındaki irtibat kesilmiş oluyordu. Bunun neticesi olarak Anadolu'daki müritler, pirlerin tesirinden gitgide uzaklaştılar.

Bu tarikatın Anadolu'da kalan mensupları, Erdebil tekkesinden aldıkları tesirle, kendilerinin dışında kalan Müslümanları Ehl-i Beyt'e gerektiği gibi muhabbet beslemedikleri zannına kapıldılar. Onların bu anlayış ve davranışları diğer Müslümanlarla aralarında bir soğukluk ortaya çıkardı. Bu soğukluk, zamanla ayrılığa dönüştü. Bu ayrılık sonucunda, Erdebil tekkesine bağlı Anadolu Türkleri medreseden uzak kaldıkları için, İtikada, ibadete,... ait birçok hükümleri gereği gibi öğrenemediler. Sadece babadan oğula intikal eden birtakım telkinlerle yetindiler.

Diğer Müslümanlar ise, bunlarla yakın alâka kuramadı ve onlara karşı görevlerini lâyıkıyla yerine getiremediler. Ölçüsüz tartışmalar, yersiz tenkitler ve davranışlarla, aradaki soğukluk gittikçe büyüdü ve derin bir ayrılığa dönüştü. Buna bir de idarecilerin ihmali eklenince, Anadolu Müslümanları arasında Sünnîlik ve Alevîlik şeklinde bir ikilik ortaya çıktı.

Aslında bir Müslüman’ın veya bir tarikatın Hz. Ali muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir mahzuru yoktur. Diğer sahabelere tecâvüz etmemek, Kur'an ve Sünnet'in ışığında namazını kılmak, orucunu tutmak ve diğer sorumluluklarını yerine getirmek kaydı ile, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetini rehber edinmenin hiçbir mahzuru yoktur.

Gerçek şu ki, Kitap ve Sünnet'i bilen ve gereği gibi yaşayan hakikî bir Alevî, ancak Allah-ü Teâlâ'yı ma'bûd olarak tanır. Kendisini, İslâmîyet’in bir ferdi olarak bilir, Peygamberimizi, en son Peygamber, Kur'ân-ı Kerîm'i de son semavî kitap kabul eder. Bu sun’î ayrılığın ortadan kalkmasının tek yolu, Kur'an'ın ışığı altına girmek ve O'nu yegâne ölçü kabul etmektir. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'de, “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız ve ayrılmayınız.” buyurmakla, bütün Müslümanların Kur'an etrafında toplanmasını emretmektedir. Müslümanların birlik ve beraberlikleri ancak böylece temin edilebilir, ayrılıklar O'nun prensipleriyle ortadan kaldırılabilir. Her türlü hurafe ve safsatalardan ancak böylece uzak kalınabilir.

Evet, Hakk'ı bulmanın, hakikate ermenin tek yolu, Kur'an'a iman ve onun gereği ile amel etmektir. Çünkü, Kur'an, insanlığı mutlak hayır ve hakikate sevk etmek için, bizzat Allah-ü Teâlâ tarafından gönderilmiş mukaddes bir kitaptır. İnsanın dünyevî ve uhrevî saadetini gösterecek ve olgunlaştıracak olan O'dur. O, insanı iman ve tevhide; ubudiyet ve kulluğa, kardeşlik ve sevgiye davet eder. İman ve salih amele ait ölçülerin en güzelini O vazetmiştir. İslâmîyet ancak ve ancak O'nun ölçüleriyle yapılanmıştır.

O'nun sarsılmaz ve muhteşem kurallarının dışında hiçbir hakikat yoktur ve aranılmaz. O'nun güzel görüp tasdik ettiği Her şey hakikat; çirkin bulup reddettiği Her şey ise uydurmadır. O'nun tesis ettiği İslâmîyet köhne hurafeleri, batıl inanışları, rezalet ve fuhşiyatı şiddetle reddeder. Şu halde, bütün Müslümanlar, itikada, ibadete, ahlâka, helâle, harama, zikre, fikre, muhabbete ait kutsî hakikatleri, O'nun terazisiyle tartacaklardır.

Kur'an ayetlerinin Allah'a ait beyanları her insanı ikna edecek bir kuvvettedir. Sıradan halk, O'nun beyanının sadeliğine meftûn, bilim adamları da fesahat ve belagatına hayrandır. “Kalpler O'nun zikriyle tatmin olur.” ve her seviyedeki fikir erbabı, inanma ihtiyacını O'nunla karşılarlar, O'na uymakla kemâle ererler. Kur'an, insanları tefekküre teşvik etmiş ve bunun ölçülerini aklın eline vermiştir. İnsanlar ancak O'nun ders verdiği ölçülerle kâinat Kitabı'nı okuyabilmişler ve O'ndaki gizli hakikatlerini keşfedip Hâliklarını, Mabûtlarını bulabilmişlerdir. O, hayatın karanlık ve fırtınalı yollarını aydınlatmak için aklın eline verilen bir ilâhi meşaledir. Güneş, madde âlemini aydınlattığı gibi, Kur'an da maneviyat âlemini aydınlatmak için nazil olmuştur. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: “Gerçekten bu Kur'an, insanları en doğru yola götürür.” (İsrâ, 9)

Bir fende terakki etmek için, o fennin kanunlarına uymak bir zaruret olduğu gibi, hak ve hakikati bulmak için de, Kur'ân ve Sünnet'in düsturlarını rehber kabul etmek son derece gereklidir. Evet, insan Cenâb-ı Hakk'ın zâtını, sıfatlarını ancak Kur'an'ın ve Sünnet'in irşadıyla bilebilir. Nereden gelip, nereye gittiğini, dünyadaki görevinin ne olduğunu, gideceği ahiret âleminin mahiyetini, hakikatini ve o âlemde nelerin makbul, nelerin merdut olduğunu, ancak bu iki vesile ile anlayabilir.

Hangi fiil ve hareketlerin, hangi hâl ve tavırların Cenâb-ı Hakk'ın rızasını, hangilerinin de gazabını celp edeceğini; neyin hak, neyin batıl ve neyin hata, neyin doğru olduğunu yine Allah'ın Kitabı ve O'nun sevgili Peygamberinden (s.a.v) öğrenecektir. Her Müslüman, kendi inanç ve ibadet dünyasını, bu iki hakikatin rehberliğinde gerçekleştirmekle sorumludur. Nelere, nasıl inanmakla iman dairesine gireceğini ve hangi amelleri işleyip nelerden çekinerek İslâm dairesinde kalacağını yine bu iki esastan, yâni Kur’an ve Sünnet'ten öğrenecektir.

Madem ki, bütün Müslümanların ölçüsü Kur'an ve Sünnet'tir, o halde bir Müslüman beşerî her fikri, her iddiayı, her inancı, her itikadı Kur'an'a ve O'nun birinci derecede tefsiri olan Hadîs-i şeriflere göre değerlendirecek ve muvazene edecektir. Kur'ân-ı Azimüşşân, imanın birinci rüknü olan “Allah'a iman”ı bizlere ders verdiği gibi, “melâikelere, semavî kitaplara, peygamberlere, ahirete, kadere (hayır ve şerri O'nun yarattığına) iman” etmeyi de ders verir. Bir insan, ancak iman hakikatlerine Kur'an'ın bildirdiği gibi iman etmekle mümin olur. Hem Kur'ân-ı Kerim, Allah-ü Teâlâ'nın bütün emir ve yasaklarından ibaret olan İslâmîyet’i müminlere talim etmiştir. Bir mümin, bu emir ve yasaklara harfiyen uymakla kâmil bir Müslüman olur.

Mehmet Kırkıncı Alevilik Nedir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

EMEĞİNE SAĞLIK ÇOK YARARLI BİR PAYLAŞIM BUYURSUN OKUSUN HERKES
ALEVİSİNE SÜNNÜSÜNE HERKESE SAYGI SEVGILER SUNARIM

ismail 58
15.08.2010, 13:50
Yukarıya bir bilenden bir alimden açıklama taşınmış..

Ve bu konuda bence mümkün oldugu kadar alimlerin yani bir bilenin görüşlerine müracaat etmeli, bilgilenmeliyiz...

Aksi takdir de öyledir böyledir gölgesi altında bu konuda ehemmiyetini kaybederek, sitede ayrıştırıcı bir başlık olmaya devam edecek.

sivaslıosman
15.08.2010, 14:35
SİVASLI OSMAN kardeşe ikiçift lafım olacak ...biz bu Vatanda yıllardır sorunsuz yaşıyoruz ama senin gibiler fitne çıkarıyor o yazdıklarının sebeplerinide yazsan diyorum nasıl olur maşallah ben bile acıdım bir söz vardır bilirmisin SÖVME BAŞKASININ DİNİNE SÖVERLER DİNİNE .biz alevi kardeşlerimize saygı duyarız bunu birde onlar öğrense olay biter şu anki hükümet alevilere fazlasıyla hak tanımıştır ben gitsem işim olmaz ama onların bir dediği iki olmuyor..bilene tabii sen neden bahsediyorsun kardeş şükretmeyi bilmek lazım

bu hükümet alevilere hangi hakları tanımışlar söylede öğrenelim öyle lafla peynir gemisi yürümüyor çalıştayda hiç bir öneri kabul edilmedi hükümet tarafından Zorunlu din dersleri , cemevlerinin ibadethane statüsü kazanması v.b Cem evlerine cümbüş evi diyenler bu gün başbakan oldular . dünyanın neresınde olursa olsun bır ınsanlar bır yere burası bizim ibadethanemiz diyorsa orası ibadethane kabul edilir...

ŞAHBEY
15.08.2010, 14:42
HİÇ OLMADIĞI KADAR CEM EVİ açıldı her isteğiniz yerine geliyor birde tşk edin.

Kardelencicegi
15.08.2010, 15:59
Alevi sünni degil konu.
Bence insan olabilmektir bu isin sonu...........

ŞAHBEY
15.08.2010, 16:19
önemli olan kendinden olmayanada saygı duymaktır.

eyupk
03.06.2011, 03:39
Alevîlik, kendi orijinalliği ile gerçek ve arı-duru olarak; "Hz. Muhammed'in Risâletine îmândan sonra", “İmâm Ali’nin İmâmet ve Velâyetine inanmaya” dayanmaktadır. Ve Alevîlik asırlar boyu bu Velâyet anlayışına yönelik baskı ve saldırılara karşı direnmiş, mücâdele etmiştir.

Evet... Alevîlik siyâsî atmosferde şekillenen hiç bir “izm” le îzâh edilemeyecek kadar açık, net ve köklü bir inançtır. Bu inancın temelinde Kur’ân ve Ehli Beyt’in ayrılmazlığına inanç ile, İmâm Ali’nin tüm şer-şeytânî düzenlere karşı verdiği kutsal mücâdele ve bu mücâdelenin devâmını sağlayan İmâmet anlayışı yatmaktadır.

Alevîlik, târih boyunca tüm degerlerini Kur’ân’dan, Hz. Peygamberden (s.a.a.) ve Oniki İmâm’ların (a.s.) öğretilerinden aldığı içindir ki İslâm ile özdeşleşmiş, “ÖZ İSLÂMÎ YOL” olmuştur.

Zaman zaman bu kutsal inanç üzerinde İslâm’ın açık ve gizli düşmanları büyük ve saptırıcı hesaplar yapmaktadırlar. İmâm Ali’nin (a.s.) tüm şîarlarını ve misyonunu içeren Alevîlik, siyasal kavramlara, geleneksel ve yöresel anlayışlara hapsedilerek, kültürel bir olay izlenimi verilip, evrensellik anlayışından uzaklaştırılmak istenmektedir. Bu tür saptırmalara gerek görsel basında, gerekse yazılı basında rastlamak mümkündür. Özellikle İslâm düşmanlarının bu konuda yoğgunlaşmalarının sebebi, Alevîliği öz membâı olan “Muhammedî İslâm Anlayışı”ndan uzak tutmak, Kur’ân’a ve Ehli Beyt’e yönelmeyi engellemektir. Çünkü şeytânın yandaşları iyi biliyorlar ki Alevîliğin rehberleri olan Oniki İmâm’lar her türlü beşerî nizâm ve şer düzenlerinden uzaktırlar ve hayatları da bu tür sistemlerle mücâdele içinde geçmiştir. Yine şeytânin askerleri biliyorlar ki, Ondört Masûm'lar (a.s.), ilahî inancı hayatlarının tüm zerrelerinde yaşadılar ve bunu yaşatma mücâdelesi verdiler.

Alevîler, yüzyıllardır toplumsal olarak sosyal, ekonomik ve psikolojik baskı altında ezildiler. Artık Alevîler gerçek kimliklerini sorgulamaya başlamışlardır. Bu sorgulama esnâsında yıllarca kendilerini çeşitli baskılar altında tutan tüm siyâsî, örfî ve idârî mekanizmaları aşarak, bugün kimliklerini ve inançlarını muhâfaza etmeyi ve yaşamayı amaç edinen Alevîler, bu dönemlerde serbest düşünme, güzelce araştırma ve öz inançlarına yönelme kulvarına girmişlerdir.

Alevî kimdir?;

Bu bilgiler ışığında diyoruz ki;

ALEVÎ; Yüce Allâh’ın (c.c.) son Peygamberi Hazreti Muhammed’in (s.a.a.), ümmetine emânet olarak bıraktığı Kur’ân ve Ehli Beyt yolunda en derin aşk ve sarsılmaz bağlılıkla yürüyen yol ehlidir.

ALEVÎ; Hz. Peygamberimizin @, kendisi için; “...dünyâ ve âhirette kardeşimsin...” buyurduğu İmâm Ali’ye @ candan bağlı olan ve O’na benzemeye çalışan kimsedir.

ALEVÎ; İmâmet ve Velâyet mayasıyla yoğrulan kâmil bir mümindir.

ALEVÎ; İmânını, ahlâkını, düşüncesini, iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı, helâlı-harâmı, kini-sevgiyi, yaşamı, ibâdeti, namâzı, niyâzı, cemi, cemâati, aşkı, muhabbeti... kısaca her şeyini, Hazreti Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Zeynelâbidîn, Hz. Muhammed Bâkır, Hz. Cafer Sâdık, Hz. Mûsâ Kâzım, Hz. Ali Rızâ, Hz. Muhammed Takî, Hz. Ali Nakî, Hz. Hasan Askerî ve Hz. İmâm Muhammed Mehdî’ den (Allâh’ın selamı ve rahmeti onlara, laneti de düşmanlarının üzerine olsun.) öğrenen, kabullenen ve yaşamına aktarandır.

ALEVÎ; "Hablullâh" (Allâh’ın ipi) olan Kur’ân-ı Kerîm ve Ondört Masûm’a kalben, kavlen ve amelen sımsıkı sarılandır.

ALEVÎ; Muhammed (s.a.a.), Ali’nin (a.s.) nûrundan nasiplenendir.

ALEVÎ; Halk içinde Hakk’ı, yol içinde Yol’u, can içinde Cân’ı bulandır.

Ve’l-hâsıl...

ALEVÎ;

“Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün Resûlullâh, Aliyyün Veliyyullâh”ı kalben ve kavlen tasdîk edip, bunun gereklerini amel ile de tatbîk edendir

ottomanmurat
03.06.2011, 16:15
Yazilarin hepsini okumadım ama kafama takılan çok soru var alevilik hakkında
Peygamber Efendimiz (S.A.V) Alevilik hakkında birşey demiş midir
Hazreti Ali varken alevilik diye birşey varmıydı
Hazreti Ali öldükten sonra alevilik nasil din olmuştur
Aleviler Hazreti Ali yi Peygamber Sayiyorlar Oysa son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) dır
Alevilik bir din ise kitabi neydir inançlar ibadetler neye göre uygulanıyor
Aleviler Neden Peygamber Efendimiz S.A.V i Peygamber Görmemektedir.
Ona inanmamaktadir Birçogu böyle
Aleviligi islam dini parçası Saymıyorlar
Alevilerin cogu kendini müslüman görmemekte
Hazreti Ali Tam Bir Müslümandir bir okadar Peygamber Efendimiz Damat yapmiştir kendine
ilerde Atatürkcülügü de Sevgisi Yüzünden Din olarak görenlerde olursa ne olacak.
Daha cok soru Var Buraya Sıgmaz..

Ben Bir Sünni Müslüan olarak Hazreti Ali yi çok severim çok iyi bir müslüman vede peygamber efendimizin damadı peygamber efendimizin sevgisine övgüsüne nail olmuş biri
Bizim inancımıza göre herkesi severiz her peygambere inanırız ama bazı dinlerde böyle bir anlayış yok karşı dinler hep düşman hep sahte..

aktassa
03.06.2011, 18:21
Alevilik din mi olmuştur?
DİN?..

ottomanmurat
03.06.2011, 18:33
Alevilik din mi olmuştur?
DİN?..

Din Degil Mezhep ise Neyin Mezhepi
Müslümanlıgın Mezhepi ise Neden Müslümanlıktan Birşey Yok Müslümanlıkta Olmayan Şeyler Var

kuzu_58
03.06.2011, 18:47
islam dini bir çınarın gövdesiyse nakşilik,kadirilik,alevilikde, o çınarın dallarıdır.
alevilik kesinlikle dinsizlik değildir hz ali islam dininin bütün hükümlerini yerine getiren mükemmel bir müslümandı
ben sivasda ticaret yapıyorum sünni biri olarak alevi kardeşlerimizi daha doğru ,daha dürüst görüyorum

eyupk
04.06.2011, 02:38
Yazilarin hepsini okumadım ama kafama takılan çok soru var alevilik hakkında
Peygamber Efendimiz (S.A.V) Alevilik hakkında birşey demiş midir
Hazreti Ali varken alevilik diye birşey varmıydı
Hazreti Ali öldükten sonra alevilik nasil din olmuştur
Aleviler Hazreti Ali yi Peygamber Sayiyorlar Oysa son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) dır
Alevilik bir din ise kitabi neydir inançlar ibadetler neye göre uygulanıyor
Aleviler Neden Peygamber Efendimiz S.A.V i Peygamber Görmemektedir.
Ona inanmamaktadir Birçogu böyle
Aleviligi islam dini parçası Saymıyorlar
Alevilerin cogu kendini müslüman görmemekte
Hazreti Ali Tam Bir Müslümandir bir okadar Peygamber Efendimiz Damat yapmiştir kendine
ilerde Atatürkcülügü de Sevgisi Yüzünden Din olarak görenlerde olursa ne olacak.
Daha cok soru Var Buraya Sıgmaz..

Ben Bir Sünni Müslüan olarak Hazreti Ali yi çok severim çok iyi bir müslüman vede peygamber efendimizin damadı peygamber efendimizin sevgisine övgüsüne nail olmuş biri
Bizim inancımıza göre herkesi severiz her peygambere inanırız ama bazı dinlerde böyle bir anlayış yok karşı dinler hep düşman hep sahte..

Alevilikle ilgili duydukların kulaktan duyma bilgilerden ibaret değerli kardeşim. Alevilik din değil İslam'ın özüdür, biz Alevilerinde peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a), kutsal kitabı Kur'an'ı Kerim, imamlarımız ise Allahın seçtiği Onikiimamlardır (a.s). Lütfen kulaktan duyma boş bilgilerle forumu kirletmeyelim, araştıralım değerli kardeşlerim.

Arif Coşkun
04.06.2011, 10:43
Herşeyin temelinde "inanç" yatıyor. Birbirimizi daha iyi anlamak için öncelikle karşı tarafa saygı. Bunu başardığımız ölçüde herşeyi daha iyi anlayacağımızı ve aşacağımızı ümit ediyorum.

altuntas58
04.06.2011, 11:15
ALEVÎ;

“Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün Resûlullâh, Aliyyün Veliyyullâh”ı kalben ve kavlen tasdîk edip, bunun gereklerini amel ile de tatbîk edendir

ottomanmurat
04.06.2011, 12:58
eyupk Kardeşim Güzel Özetlemişsin.
Alevilikde Kendi içinde Bölünüyor Galiba Çünkü Kimi Camiye Giriyor Kimi Girmiyor Kimi Namaz Kılıyor Kimi Kılmıyor. Hiç Araştırmadım Aleviligi Çevremde Vede Nette Tv De Gördüklerimce Degerlendiriyorum Ayrica Alevi Forumlarında Bile Farklı Farklı Şeyler Var Aynı Forumda Tartişan Biri Ak Diyen Biri Kara Diyen Cok Var..

_DuMaN_58
05.06.2011, 00:03
Birşey sormak istiyorum.
"Aleviler taşvan eti yemezler" söylentisi doğru mudur? Doğruysa neden yemezler? Bir de Peygamber efendimiz tavşan eti yemezmiymiş?(Bir sitede okumuştum yüzden soruyorum)
Yukarda ki sorular hakkında bilgisi olan varsa paylaşması ricasında bulunuyorum.

burak2258
05.06.2011, 12:09
Ben sünniyim ama her alevinin inancına saygı duyarım.(nokta)

kuzu_58
05.06.2011, 20:20
yorumların birinde bir arkadaşım aleviler arasında bir kısmı camiye gider bir kısmı gitmez demiş
peki sevgili kardeşim ben müslümanım diyen kişininde camiye gitmesi gerekmezmi kayıtsız şartsız
peki nerde cuma namazları hariç imam cemaatsiz kılıyor namazını bütün müslümanlar camiye gidiyormu
müslümanım diyen kişinin içki içmemesi lazım ,zina yapmaması lazım,yalan söylememesi lazım varmı öyle müslüman nerde ?
şimdi bunları yapmıyoruz diye haşla İSLAM dinininmi suçu suç müslümanlık kisvesine bürünüp kitabımızın bize emrettiği şekilde yaşamayanlarda
şimdi alevi kardeşlerimin dergahlarına tarıkatlarına nasıl ben dil uzatırım gittikleri yol benim yolum bütün yollar sevgiliye (hz.MUHAMMED MUSTAFA S.A.V)çıkıyorsa aleviyimde sünniyimde
herkes başkasının kapısının önündeki pisliklere bakmasın kendi kapısının önünü temizlesin

ottomanmurat
01.07.2011, 12:36
kuzu_58 Arkadaşın Demek istedigi Bazı Aleviler Hazreti Ali Camide Şehit Edildigi için Camiye Kin Duyup Gitmedikleri Konudadır Sünniler içinde De Camiye Kin Yoktur Sadece isteyen Gidip Namaz Kılar isteyen Kılmaz Kılmayan Çoktur Ama Bunlarda Cami Nefreti Kini Girmemesinde Bir Sebep Yoktur Demek istedigi O Dur Benimde Düşüncem Aynı. Ayrıca Alevilere Neden Camiye Girmiyorsun Diye de zorlayan baskı yapan yok aynı şekilde de sunnilere de öyle isteyen istedigine inansın isteyen inanmasın Dinde Zorlama Yoktur..

madımak_58
02.07.2011, 02:22
Yazilarin hepsini okumadım ama kafama takılan çok soru var alevilik hakkında
Peygamber Efendimiz (S.A.V) Alevilik hakkında birşey demiş midir
Hazreti Ali varken alevilik diye birşey varmıydı
Hazreti Ali öldükten sonra alevilik nasil din olmuştur
Aleviler Hazreti Ali yi Peygamber Sayiyorlar Oysa son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) dır
Alevilik bir din ise kitabi neydir inançlar ibadetler neye göre uygulanıyor
Aleviler Neden Peygamber Efendimiz S.A.V i Peygamber Görmemektedir.
Ona inanmamaktadir Birçogu böyle
Aleviligi islam dini parçası Saymıyorlar
Alevilerin cogu kendini müslüman görmemekte
Hazreti Ali Tam Bir Müslümandir bir okadar Peygamber Efendimiz Damat yapmiştir kendine
ilerde Atatürkcülügü de Sevgisi Yüzünden Din olarak görenlerde olursa ne olacak.
Daha cok soru Var Buraya Sıgmaz..

Ben Bir Sünni Müslüan olarak Hazreti Ali yi çok severim çok iyi bir müslüman vede peygamber efendimizin damadı peygamber efendimizin sevgisine övgüsüne nail olmuş biri
Bizim inancımıza göre herkesi severiz her peygambere inanırız ama bazı dinlerde böyle bir anlayış yok karşı dinler hep düşman hep sahte..

Öncelikle kırmızıyla belirttiğim cümlenize çok güldüğümü belirtmek isterim :) Lütfen kusura bakmayın...

Neyse,sorularınız genelde aynı sonuca çıkıyor.Ve zaten sürekli sorulan şeyler bunlar.Alevilerin Hz. Ali'yi Peygamber olarak görmeleri tamamen uydurmadır.Böyle birşey mümkün değil.Haa,olur da bunu böyle gören alevi kardeşleriniz olur,karşınıza çıkarsa,yanlış bildiğini söylemenizde hiç bir sakınca yok.Cahillik herkes için olunabilen bir durum öyle değil mi?

Peygamber Efendimiz Alevilik hakkında birşey demiş midir diye sormuşsunuz.Peki Peygamber Efendimiz Sünnilik ya da Şafilik hakkında birşey demiş midir? O zamanlar böyle mezhepler yoktu,ne olduysa zaten Peygamber Efendimizin ölümünden sonra düzenin bozulmasıyla olmuştur.

Alevilik din değildir.Kitabımız da elbette ki Kur'an-ı Kerim'dir...

madımak_58
02.07.2011, 02:26
eyupk Kardeşim Güzel Özetlemişsin.
Alevilikde Kendi içinde Bölünüyor Galiba Çünkü Kimi Camiye Giriyor Kimi Girmiyor Kimi Namaz Kılıyor Kimi Kılmıyor. Hiç Araştırmadım Aleviligi Çevremde Vede Nette Tv De Gördüklerimce Degerlendiriyorum Ayrica Alevi Forumlarında Bile Farklı Farklı Şeyler Var Aynı Forumda Tartişan Biri Ak Diyen Biri Kara Diyen Cok Var..

Bunu aleviler diye sınıflandırmak yanlış değil mi? Çünkü her insanın inanışı diğerine göre farklıdır.Burada da aynı inanca sahip olup farklı görüşte olan,tartışmalar yaşayan bir çok kişi var...

madımak_58
02.07.2011, 02:50
Birşey sormak istiyorum.
"Aleviler taşvan eti yemezler" söylentisi doğru mudur? Doğruysa neden yemezler? Bir de Peygamber efendimiz tavşan eti yemezmiymiş?(Bir sitede okumuştum yüzden soruyorum)
Yukarda ki sorular hakkında bilgisi olan varsa paylaşması ricasında bulunuyorum.


Evet,aleviler tavşan eti yemezler...

Neden yemediklerine gelince;

Benim bildiğim en büyük neden hayız gören canlıdır.Bunun dışında İslam dininin murdar ve yenilmez diye saydığı hayvanların bütün izleri bu canlıda bulunmaktadır diye açıklanır.Şunlar gibi;

Tavşan kedi ile çiftleşmektedir.
Tek tırnaklı bir hayvandır.
Tavşan regl olmaktadır.
Etinin yüzde doksanı kan pıhtısından oluşmaktadır.
Kıl yerine tüyü vardır...

Sanırım Peygamber Efendimizle ilgili olan yazı da şu;


Hz. Ali’den (a.s.) şöyle nakledilmiştir: Resulullah’tan (s.a.v.) meshedilmişlerin ne olduğunu sorduğumda, şöyle buyurdu: “Bunların sayısı on üçtür ve şunlardan ibarettir: Fil, ayı, domuz, maymun, yılan balığı, kertenkele, yarasa, lavra, akrep, fare, karga, örümcek ve tavşan” (Vesail-üş Şia, c.16, s317)

İmam Musa Kazım’dan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: “Meshedilmişler on üçtür: Bunlar fil, ayı, tavşan, akrep, kertenkele, örümcek, lavra, yılan balığı, yarasa, maymun, karga, fare, domuzdur. Tavşan; hayız, cenabet vb. şeylerden gusül edip temizlenmeyen bir kadındı.” (Yani o kadın tavşan şekline dönüşmüştür.) (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)

İmam Cafer-i Sadık (a.s.): “Allah ve Resulü mesh olmuş bütün hayvanları haram kılmıştır.” ( El-Kafi, c.6, s.247)



İmam Rıza (a.s.): “Tavşanın haram kılınış sebebi şudur ki onlar da kediler gibidir. Aynı kediler ve vahşi hayvanlar gibi pençeleri vardır. Bu yüzden onlar gibi sayılmıştır. Ayrıca kadınlar gibi hayız olmaktadır. Çünkü o mesh olanlardandır.” (Vesail-üş Şia, c.16, s.316)