fırtına110
19.06.2009, 08:30
Türk kültürü,bilinen tarihimize baktığımızda beş bin yıldır varlığını devam ettirmektedir.Gerek fetih amaçlı,gerek güvenlik amaçlı,gerekse iklimin ve coğrafyanın getirdiği sebepler sonucunda dünyanın her tarafına yayılmalarına rağmen hala bir Türk kültüründen söz edilmektedir.Çok farklı millet ve medeniyetlerle sürekli etkileşim içinde olunmuş,hem etkilemiş hem de etkilenmiş bir Türk kültürü günümüze kadar varlığını devam ettirebilmiştir.Tarihimize baktığımızda,en eski dönemlerde Çinliler,zamanla İranlılar,Bizanslılar,Araplar kültürümüzü olumsuz etkilemiş,son iki yüz yıldır da Avrupa kültürü Türk kültürünü katletmeye çalışmaktadır.Günümüzde buna birde Amerikan kültürünü de eklememiz gerekmektedir.
Örflerine,adetlerine,gelenekle rine bağlı kalmakla övünen bir milletiz.Bizdeki kadar saygı,misafirperverlik,folklor ik özelliklerine bağlılık,yemek kültürüne sahip olmak,aile kavramına sadakat vs başka hangi millette vardır acaba.Evet bunlarla övünebiliriz de,acaba gerçekten kültürel özelliklerimiz yeterince korunmakta mıdır yoksa tehdit altında mıdır?
Bence özümüzden bir kopma var.Sürekliİngilizce kelimeleri konuşma,batılı giyim tarzına özenme,Arap ve İran tarzı İslam anlayışından etkilenmeler,amerikan yiyecek anlayışını kabullenme,yani ayakta ve çabuk yeme anlayışı,konuşurken merhaba yerine hello lar iyi günler yerine by by lar gibi sayabileceğimiz onlarca, belki yüzlerce katliam bozukluklarını akla getirmektedir.
Biz her zaman böylemiydik?Yoksa yakın zamanda mı böyle olduk?.Uzunca bir süredir Avrupalılaşma sevdasıyla birlikte Avrupalı hayat tarzı ülkemizi etkilemeye başlamıştı.Özellikle son 50 yıldır da iletişimin gücüyle birlikte kültürümüzdeki bozulma artmaya başladı.Hele son 30 yıldır televizyonların etkisiyle başlayan görüntülü iletişim.ardından özel televizyonlar.radyolar,cep telefonları,internetin ortaya çıkışı,msn,bilgisayar oyunları,cafelerin artması gibi etkenler bozulmayı artıran önemli sebeplerdir.
Konuyu örneklerle biraz daha açmak gerekirse,okullardaki duruma bakmak yeterli olur.20-30 yıl önceki öğrenci görüntüsüyle şimdiki öğrenci görüntüsünü kıyaslarsak yada konuşmalarını değerlendirirsek herhalde mesele anlaşılmış olur.Eski öğrencilerin kıyafetlerinde gömlek dışarı olması,kravatın yamuk olması,ceketin düğmelenmemiş olması,sakalın uzun olması,saçların dağınık olması düşünülebilir miydi,ya şimdiki öğrencilerin durumu,gömlekler dışarıda uçuşuyor,kravatlar yamulmuş,saç sakal birbirine karışmış yada darmadağınık.Şimdi bazı gençler diyeceki sadece şekle bakarak mı değerlendiriliyoruz.Tabi ki sadece görüntü değil,konuşma tarzı değişmiş.Öğrenci öğretmenine ya hocam siz manyak ders anlatıyorsunuz,şaşırma ifadesi olarak oha, çüş, lan,yuh,ezik diye birbirlerine konuşmalar,çok rahat küfürleşmeler,mal,moruk,embesi l,koptuk,şero, ,spastik,boru,zönk,özenti,okey gibi lafları rahatça söylemeleri neyle açıklanabilir ki?
Günümüz gençliği.kültürel tehdit altındadır.Cahilliğinden,duygu sallığından,heyecanından,eğiti m eksikliğinden yararlanarak gençler,kötü amaçlı kişilerin tuzağına düşürülmekte,inancından,örfünd en,kültüründen uzaklaşmaktadır.Büyüklerine karşı saygısızlık,küçüklerine karşı sevgisizlik,isyankar tutum ve davranışlar,umursamamazlıklar, sesini yükseltmeler,söylenileni yapmamalar,karşı gelmeler,büyük bir laf deyince on laf söylemeler,artık normal karşılanmaktadır.
Bahsetmeden geçmeyeceğimiz bir husus daha vardır ki,o da gençliğimizin büyük çoğunluğunun msn,facebook ve cep telefonu hastalığına yakalanması.Okulda,derslerde sürekli olarak cep telefonlarını açık bırakmaları sonucu derste telefonlarının çalması,derslerde mesajlaşmaları,saatlerce mesajla vaktini harcamaları,evde bilgisayarın başında,ders yapması gereken zamanlarını msn ,oyun ve facebook gibi eğlenceye ayırmaları,sosyal olmalarını engellemeye başlamış,ders başarıları ciddi bir şekilde düşmeye başlamıştır.Aile içinde kopukluklar başlamış,ana-baba ve çocuk arasında yabancılaşma artmıştır.
Çaresi var mı dır bu kötü gidişatın diye düşündüğümüzde, elbette ki çaresiz hiçbir şey yoktur ölüm hariç.Nedir çare;
Bizi biz yapan değerlerimize sarılmamız,gençlerimize bunları öğretmemiz,işimizi bahane etmeden onlarla konuşmamız,paylaşmamız,değer verdiğimizi göstermemiz,öğretmenlerimizin gençleri anlayışla karşılamaları,bağırmadan,dövme den,sevecenle,şefkatle yaklaşmaları,milli ve manevi terbiyeyi vermeleri,milli kültürlerini öğrenmeleri için kitap,dergi,gazete okumalarını sağlamak,konferanslara,seminer lere,panellere yönlendirmek,çok okuyup,araştırmalarını ,soru sormalarını,sorgulamalarını sağlamak,yeteneklerini ortaya çıkarıcı faaliyetler ve yöntemler belirlemek,aile kavramının önemini anlatmak gibi birçok güzel şeyler yapılabilir.
Batının hayat tarzına karşı çıkmakla kalmayıp,karşı duruşumuzu hayat tarzı haline getirmemiz gerekiyor.Dik duracağız,eğilmeden ,bükülmeden,kıvırmadan,fırılda k olmadan,ilkeli,prensipli,karar lı,cesur,delikanlı,samimi olursak bize hiç kimse bir şeycik yapamaz.
Selam ve dua ile……………
Osman AZMAN
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Örflerine,adetlerine,gelenekle rine bağlı kalmakla övünen bir milletiz.Bizdeki kadar saygı,misafirperverlik,folklor ik özelliklerine bağlılık,yemek kültürüne sahip olmak,aile kavramına sadakat vs başka hangi millette vardır acaba.Evet bunlarla övünebiliriz de,acaba gerçekten kültürel özelliklerimiz yeterince korunmakta mıdır yoksa tehdit altında mıdır?
Bence özümüzden bir kopma var.Sürekliİngilizce kelimeleri konuşma,batılı giyim tarzına özenme,Arap ve İran tarzı İslam anlayışından etkilenmeler,amerikan yiyecek anlayışını kabullenme,yani ayakta ve çabuk yeme anlayışı,konuşurken merhaba yerine hello lar iyi günler yerine by by lar gibi sayabileceğimiz onlarca, belki yüzlerce katliam bozukluklarını akla getirmektedir.
Biz her zaman böylemiydik?Yoksa yakın zamanda mı böyle olduk?.Uzunca bir süredir Avrupalılaşma sevdasıyla birlikte Avrupalı hayat tarzı ülkemizi etkilemeye başlamıştı.Özellikle son 50 yıldır da iletişimin gücüyle birlikte kültürümüzdeki bozulma artmaya başladı.Hele son 30 yıldır televizyonların etkisiyle başlayan görüntülü iletişim.ardından özel televizyonlar.radyolar,cep telefonları,internetin ortaya çıkışı,msn,bilgisayar oyunları,cafelerin artması gibi etkenler bozulmayı artıran önemli sebeplerdir.
Konuyu örneklerle biraz daha açmak gerekirse,okullardaki duruma bakmak yeterli olur.20-30 yıl önceki öğrenci görüntüsüyle şimdiki öğrenci görüntüsünü kıyaslarsak yada konuşmalarını değerlendirirsek herhalde mesele anlaşılmış olur.Eski öğrencilerin kıyafetlerinde gömlek dışarı olması,kravatın yamuk olması,ceketin düğmelenmemiş olması,sakalın uzun olması,saçların dağınık olması düşünülebilir miydi,ya şimdiki öğrencilerin durumu,gömlekler dışarıda uçuşuyor,kravatlar yamulmuş,saç sakal birbirine karışmış yada darmadağınık.Şimdi bazı gençler diyeceki sadece şekle bakarak mı değerlendiriliyoruz.Tabi ki sadece görüntü değil,konuşma tarzı değişmiş.Öğrenci öğretmenine ya hocam siz manyak ders anlatıyorsunuz,şaşırma ifadesi olarak oha, çüş, lan,yuh,ezik diye birbirlerine konuşmalar,çok rahat küfürleşmeler,mal,moruk,embesi l,koptuk,şero, ,spastik,boru,zönk,özenti,okey gibi lafları rahatça söylemeleri neyle açıklanabilir ki?
Günümüz gençliği.kültürel tehdit altındadır.Cahilliğinden,duygu sallığından,heyecanından,eğiti m eksikliğinden yararlanarak gençler,kötü amaçlı kişilerin tuzağına düşürülmekte,inancından,örfünd en,kültüründen uzaklaşmaktadır.Büyüklerine karşı saygısızlık,küçüklerine karşı sevgisizlik,isyankar tutum ve davranışlar,umursamamazlıklar, sesini yükseltmeler,söylenileni yapmamalar,karşı gelmeler,büyük bir laf deyince on laf söylemeler,artık normal karşılanmaktadır.
Bahsetmeden geçmeyeceğimiz bir husus daha vardır ki,o da gençliğimizin büyük çoğunluğunun msn,facebook ve cep telefonu hastalığına yakalanması.Okulda,derslerde sürekli olarak cep telefonlarını açık bırakmaları sonucu derste telefonlarının çalması,derslerde mesajlaşmaları,saatlerce mesajla vaktini harcamaları,evde bilgisayarın başında,ders yapması gereken zamanlarını msn ,oyun ve facebook gibi eğlenceye ayırmaları,sosyal olmalarını engellemeye başlamış,ders başarıları ciddi bir şekilde düşmeye başlamıştır.Aile içinde kopukluklar başlamış,ana-baba ve çocuk arasında yabancılaşma artmıştır.
Çaresi var mı dır bu kötü gidişatın diye düşündüğümüzde, elbette ki çaresiz hiçbir şey yoktur ölüm hariç.Nedir çare;
Bizi biz yapan değerlerimize sarılmamız,gençlerimize bunları öğretmemiz,işimizi bahane etmeden onlarla konuşmamız,paylaşmamız,değer verdiğimizi göstermemiz,öğretmenlerimizin gençleri anlayışla karşılamaları,bağırmadan,dövme den,sevecenle,şefkatle yaklaşmaları,milli ve manevi terbiyeyi vermeleri,milli kültürlerini öğrenmeleri için kitap,dergi,gazete okumalarını sağlamak,konferanslara,seminer lere,panellere yönlendirmek,çok okuyup,araştırmalarını ,soru sormalarını,sorgulamalarını sağlamak,yeteneklerini ortaya çıkarıcı faaliyetler ve yöntemler belirlemek,aile kavramının önemini anlatmak gibi birçok güzel şeyler yapılabilir.
Batının hayat tarzına karşı çıkmakla kalmayıp,karşı duruşumuzu hayat tarzı haline getirmemiz gerekiyor.Dik duracağız,eğilmeden ,bükülmeden,kıvırmadan,fırılda k olmadan,ilkeli,prensipli,karar lı,cesur,delikanlı,samimi olursak bize hiç kimse bir şeycik yapamaz.
Selam ve dua ile……………
Osman AZMAN
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]