erolbal
14.08.2009, 11:22
Değerli arkadaşlar, sitenizi belli aralıklarla izliyorum. İstanbulda yaşayan bir Sivaslı olarak, sizin aracılığınızla özlem gideriyorum. Teşekkür ederim.
Dini bilgiler bölümünüze, benim alanım olduğu için izninizle katılma cüretini gösteriyorum. Bu alanda en ufak bir katkım olabilirse de çok mutlu olurum.
İslam dini ile ilgili yayınlar, çok yoğun bir şekilde ilmihal bilgilerine dayanmaktadır. Değerli insanlarımız da haklı olarak bu bilgilerin yol göstericiliğinde maalesef çok sığ bir zeminde kalıyor. Böyle olunca dini yaşayış bu bilgiler ile sınırlı oluyor. Burada ilmi derinliği yüksek olan konular konuşulmalıdır demiyorum. Ancak insanlarımızda ancak bunları anlar, onlara sadece salavat getirererek, tespihiyle saatlerce başbaşa kalarak hatta binlerce defa bunu yaparak din adına büyük bir iş yapmış olur havasına sokmayalım.
Yapmamız gereken öncelikleri verdikten sonra ilmihal bilgisi (çoğu insan dini bilgi sadece deyince ilmihal bilgisi zannediyor)de verelim. Allah'ın emrettiği yapmamamızı istediği her şey haramdır.Uyulması gereken bu yasaklara "kul hakkı" diyoruz.Dinimiz; affedilmez günahlar kategorisine, başka insanlarla ilişkilerimizde ki yanlışlarından(Kul Hakkı) dolayı gireceğimizi açıklamaktadır.
İzin verirseniz kul hakkı ile ilgili bir başlık açmak istiyorum. Çünkü maalesef toplumsal olayları bir gün bile izlediğimizde ne kadar vahim bir durumda olduğumuzu görürüz.
Bu durumla ilgili şöyle bir tespit yaparsak konu daha iyi anlaşılmış olur. Bir ilahiyatçı olarak yıllar öncesi ve bugünü çok kısa özetlemek istiyorum. Toplumumuzda ki vahşet, şirret, iğrenç olayları ya da sevimsiz, rahatsız edici, yakışıksız durumları göz önüne alırsak; son yıllarda çok büyük bir olumsuzluk olduğunu gözlemleriz. Ancak yine son yıllarda (kamuoyu araştırmalarına gre de, kendi gözlemlerimize göre de) abitlerin(ibadet edenlerin) çok arttığını, ariflerin ise çok azaldığını görüyoruz.
Müslümanın miracı olan namaz sırasında ulaşılması gereken ruh yüceliği yerine, toplumun bazı kesimlerinde yer edinme ya dadünyevi çıkar amacı güdülmemelidir.Çünkü din adına insanlarımıza ibadet etmenin önemini anlattık, ama müslüman keyfiyetini ( gerçek müslümanın özellikleri) anlatamadık. "Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir." buyuran Hz. Peygamberimizin ümmeti ne durumdadır. Biz alış veriş ve iş yaparken hangi esnafa, ustaya, satıcıya, iş adamına, bürokrata, siyasetçiye v.s. güveniyoruz? Bu soruya %99 diyemiyorsak müslüman kimliğimizin durumu vahimdir. Yüzyıllar öncesinde ulaştığımız medeniyet seviyesiyle bir ilgimiz var mıdır? O büyük şahsiyetler şimdi neden yok?
Toplumsal ve dini kimliğimizin sağlıklı , seviyeli , örüntüyü değilde özü kurtaran bir kimlik olması için kul hakkına riayet bir müslüman için(imanla birlikte) en başta gelen özelliktir. "İbadet ayrı kabahat ayrı" gibi kabahatli sözlerin doğru olmadığını belirtelim. Büyük alimlerimizin ittifakla kabul ettiği görüşlerden bir tanesi de şudur;" Bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa fakat üzerinde kul hakkı bulunsa, bu hakkı ödemedikçe Cennete giremez." Lütfen toplumumuzu imkanlarımız ölçüsünde aydınlatalım.
Dini bilgiler bölümünüze, benim alanım olduğu için izninizle katılma cüretini gösteriyorum. Bu alanda en ufak bir katkım olabilirse de çok mutlu olurum.
İslam dini ile ilgili yayınlar, çok yoğun bir şekilde ilmihal bilgilerine dayanmaktadır. Değerli insanlarımız da haklı olarak bu bilgilerin yol göstericiliğinde maalesef çok sığ bir zeminde kalıyor. Böyle olunca dini yaşayış bu bilgiler ile sınırlı oluyor. Burada ilmi derinliği yüksek olan konular konuşulmalıdır demiyorum. Ancak insanlarımızda ancak bunları anlar, onlara sadece salavat getirererek, tespihiyle saatlerce başbaşa kalarak hatta binlerce defa bunu yaparak din adına büyük bir iş yapmış olur havasına sokmayalım.
Yapmamız gereken öncelikleri verdikten sonra ilmihal bilgisi (çoğu insan dini bilgi sadece deyince ilmihal bilgisi zannediyor)de verelim. Allah'ın emrettiği yapmamamızı istediği her şey haramdır.Uyulması gereken bu yasaklara "kul hakkı" diyoruz.Dinimiz; affedilmez günahlar kategorisine, başka insanlarla ilişkilerimizde ki yanlışlarından(Kul Hakkı) dolayı gireceğimizi açıklamaktadır.
İzin verirseniz kul hakkı ile ilgili bir başlık açmak istiyorum. Çünkü maalesef toplumsal olayları bir gün bile izlediğimizde ne kadar vahim bir durumda olduğumuzu görürüz.
Bu durumla ilgili şöyle bir tespit yaparsak konu daha iyi anlaşılmış olur. Bir ilahiyatçı olarak yıllar öncesi ve bugünü çok kısa özetlemek istiyorum. Toplumumuzda ki vahşet, şirret, iğrenç olayları ya da sevimsiz, rahatsız edici, yakışıksız durumları göz önüne alırsak; son yıllarda çok büyük bir olumsuzluk olduğunu gözlemleriz. Ancak yine son yıllarda (kamuoyu araştırmalarına gre de, kendi gözlemlerimize göre de) abitlerin(ibadet edenlerin) çok arttığını, ariflerin ise çok azaldığını görüyoruz.
Müslümanın miracı olan namaz sırasında ulaşılması gereken ruh yüceliği yerine, toplumun bazı kesimlerinde yer edinme ya dadünyevi çıkar amacı güdülmemelidir.Çünkü din adına insanlarımıza ibadet etmenin önemini anlattık, ama müslüman keyfiyetini ( gerçek müslümanın özellikleri) anlatamadık. "Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir." buyuran Hz. Peygamberimizin ümmeti ne durumdadır. Biz alış veriş ve iş yaparken hangi esnafa, ustaya, satıcıya, iş adamına, bürokrata, siyasetçiye v.s. güveniyoruz? Bu soruya %99 diyemiyorsak müslüman kimliğimizin durumu vahimdir. Yüzyıllar öncesinde ulaştığımız medeniyet seviyesiyle bir ilgimiz var mıdır? O büyük şahsiyetler şimdi neden yok?
Toplumsal ve dini kimliğimizin sağlıklı , seviyeli , örüntüyü değilde özü kurtaran bir kimlik olması için kul hakkına riayet bir müslüman için(imanla birlikte) en başta gelen özelliktir. "İbadet ayrı kabahat ayrı" gibi kabahatli sözlerin doğru olmadığını belirtelim. Büyük alimlerimizin ittifakla kabul ettiği görüşlerden bir tanesi de şudur;" Bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa fakat üzerinde kul hakkı bulunsa, bu hakkı ödemedikçe Cennete giremez." Lütfen toplumumuzu imkanlarımız ölçüsünde aydınlatalım.