Orijinalini görmek için tıklayınız : YAŞ..30..
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Gürül gürül akan hayatın, kenarında kalmış hikâyemin;
Kimi zaman akşamsefalarıyla birlikte açan
Sabah güneşiyle kapanan,
Kimi zaman gündüzün ilk ışıklarıyla
Güne merhaba diyen
Sessiz sesini dinleyerek yazdığım
Ebruli vaktinde…
Kıvamını yeni yeni bulmuş bir yolculuğun ortalarındayız…
Yalancı baharları geçtik, meyvesini dalında kurutan ağaçlar, bal vermeyen arılar tanıdık, çare olmayan merhemleri sürünce anladık…
Olgunlaşmaya başlamış yaşımızla hayata üçüncü bir gözle bakıyorduk…
Gözlemlerimiz daha doğru ve yerinde…
Sabrımız kuytusundan alel acele fırlamıyor ve yaz gelmeden meyve vermiyorduk…
Olgunluk çağındaydık…
Ne yirmisindeki gibi yeşil ışığı beklemeden koşarak geçiyorduk karşıdan karşıya…
Ne de atmışındakiler gibi yeşil ışıkta bile geçmekte tedirginlik çekiyorduk…
65serdal58
24.08.2009, 17:34
paylaşım için teşekkürler................... ...
Olgunluk çağındaydık…
Ne yirmisindeki gibi yeşil ışığı beklemeden koşarak geçiyorduk karşıdan karşıya…
Ne de atmışındakiler gibi yeşil ışıkta bile geçmekte tedirginlik çekiyorduk…
paylaşım için teşekkürler
barikat58
24.08.2009, 18:40
hayat bazen anlamsız olur,karamsar hava kaplar gökleri...öyle bir ortamda yazılmış şiir gibi
paylaşım için teşekkürler
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Bir yoldaydık
Her durağa son durak yazılmış
Taş toprak birbirine karışmış
Aklımız gönlümüzden uzaklaşmıştı
Bir yoldu ki, aydınlığı içimize saklanmış
Ara sıra zorlu yokuşlardan, tehlikeli inişlerden geçmiştik çünkü.
Geldiğimiz yolda yuttuğumuz toza, dumana tecrübe diyorduk.
Yaşamadan öğrenmek olmazdı…
Yaşadıktan sonra öğrenemeyenler de vardı elbet.
Ama öğrenenler kendilerine tecrübeli diyordu…
Tecrübeli olmayı başarabilmiş olanlar aslında, her adımında başından geçenleri didikleyip, beynin ince süzgecinden geçirebilmiş olanlardı.
Yokuşların yoran çekim gücüne karşı, acıya olan alışıklığımız gün geçtikçe kemikleşiyordu…
Tecrübe kazandıkça hücrelerimiz biraz daha eskiyor, eskidikçe biliyor, öğreniyorduk…
Tıfıl hayat öyküleri, kısa yol yürümüşlükleri olanlara anlatacak ne çok öykümüz vardı…
30 yaşına doğru insan daha bir olgunlaşıyor..
daha iyi anlıyor anlayamadığı birçok şeyi...
yavaş yavaş tecrübeler biriktiyormuş beyne gönle ömre..ve insan sorgulamadan kabul etmeyi öğreniyormuş.. nedeni niçini bir kenara bırakıp sadece durup düşünmeyi ve her acıyı büyük olgunlukla her sevinci büyük bir dinginlikle karşılamayı öğreniyormuş..
hiçbir yaşa benzemiyormuş...30. yaşımın gölgesi düşerken üstüme yirmili yaşlara veda etmekten çok otuzlu yaşların sevinci var...
altuntas58
27.08.2009, 18:37
Bir sokak çeşmesi oldu gençliğim
Uzanan her tasa doldu gençliğim
Çerçevesiz kalmış bir resim gibi
Eğrildi kırıldı soldu gençliğim
On sekiz yaş ile otuz arası
Dile destan oldu her macerası
Aynaya bakınca yıllar sonrası
Ağaran saçımı yoldu gençliğim
Yaş kırkta testimiz doldu dolacak
Arzular hayaller toprak olacak
Bir ömür boyunca ne yazık ancak
Felekten birkaç gün çaldı gençliğim
Yalancı baharları geçtik, meyvesini dalında kurutan ağaçlar, bal vermeyen arılar tanıdık, çare olmayan merhemleri sürünce anladık…
Olgunlaşmaya başlamış yaşımızla hayata üçüncü bir gözle bakıyorduk…
Gözlemlerimiz daha doğru ve yerinde…
Sabrımız kuytusundan alel acele fırlamıyor ve yaz gelmeden meyve vermiyorduk…
Olgunluk çağındaydık…
Ne yirmisindeki gibi yeşil ışığı beklemeden koşarak geçiyorduk karşıdan karşıya…
Ne de atmışındakiler gibi yeşil ışıkta bile geçmekte tedirginlik çekiyorduk…
güzeldi...
kardeşim eline yüreğine sağlık harika bir paylaşım teşekkür ederim.
altuntaş abicim sizin şiirinizde çok güzel çok teşekkür ederim ama
yolun sonu gibi olmuş be abi korktum bir azrail geldi gibi oldu okurken daha renklisi
yokmu be bu şiirlerin.
vBulletin v3.8.3, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.