fırtına110
28.09.2009, 16:32
Yeni eğitim ve öğretim yılı herkese hayırlı olsun.İnşallah milletimize,ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Her yeni eğitim yılı başlarken büyük heyecanlar yaşanıyor,beylik laflar ediliyor,sanki hiç sorun yokmuş gibi konuşmalar yapılıyor,eğitim sistemi bozuk değilmiş gibi,sanki her şey toz pembeymiş gibi gösteriliyor.
Türkiye de eğitim maalesef uzun süredir bir türlü istenilen düzeyde değil.Eğitimin durumundan hemen hemen herkes şikayet etmektedir.Gerek öğrenciler,gerek öğretmenler,gerekse anne-babalar eğitim sisteminden hiç memnun değiller.
Öğrenciler açısından eğitimin durumunun düşünürsek,maalesef içler acısı. Okul yetersizliğinden dolayı sabahçı-öğlenci olan okulların fazla olması,meslek liselerinde aşırı ders yükünün olması,akşam geç saatlerde okuldan çıkmak zorunda kalmaları,hem yorgunluk hem de güvenlik açısından sıkıntı vermesi.Son yıllarda ezberci eğitime karşı bazı çalışmaların yapılmasına karşın yetersiz kalınması,kılık-kıyafet konusunda çağ dışı kalınması,hala çağdaş,modern,kıyafet anlayışının olmaması,eski kıyafet zihniyetinin tam olarak değişmemesi,sürekli sınavların olması sonucunda yarış atı gibi olmak zorunda kalışları,dinlenmeye ve oynamaya fazla zamanlarının kalmaması,anne-babalarının kendilerini anlamadıklarını hatta öğretmenlerinin de çok anlayışlı olmadıkları düşünmeleri ve birçok sebebi sayabilmemiz mümkün.
Öğretmenler açısından bakacak olursak,öğretmenler belkide eğitimin bozukluğundan en fazla şikayetçi olan gruptur.Öğretmenler kendilerine verilen maaşın azlığından ,haklı olarak şikayetçidirler. Maalesef dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile(Afrika’nın neredeyse bütün ülkeleri dahil)Türkiye dekinden daha fazla öğretmenlere maaş verilmektedirHaklarını aramaları en doğal talepleri olsa gerek.Öğretmenler bu durumun sonucunda eve nasıl ekmek götüreceklerini,ay sonunu nasıl getireceklerini,taksitleri nasıl ödeyeceklerini,kredi kartının borcunu bitirmenin yollarını düşünmektedir.Bu şartlardaki öğretmenlerden ne kadar verim beklenebilir ki?
Öğretmenlerin diğer sıkıntıları ,birçok kurumda var olan kreşlerin neden okullarında çok az olduğu,öğretmenlerin kalitesizliği,eğitim fakültelerinin yetersiz eğitim vermesi,hizmet içi seminerlerinin okulların bünyesinde verilmeyişi,özellikle meslek liselerindeki öğretmenler açısından aşırı derecedeki ders saatinin fazlalığı,bazen öğlenci olan okullarda akşam 19.30 da derslerin bitmesi,liyakata,yeteneğe önem vermeden taraflı ve yanlı atamaların çokluğu,hala binlerce okulda vekil müdür ve müdür yardımcılarının olması,sınıfların hala kalabalık oluşu,yeni değişen ders kitaplarının bir kısmının hala basılmayışı,bazı branşlarda yığılmaların olmasına rağmen birçok branşta öğretmen eksikliğinin yaşanması ve derslerin boş geçmesi. Gibi birçok sebebi sayabiliriz
Anne-babalar açısından ise,yine pek parlak değil maalesef.Hemen her gün çocuğuna ders çalış ders çalış demek zorunda kalması,çocukları olumsuz etkileyen bir sürü dizi filmlerin olması,cep telefonu çılgınlığının artması, çocuklarının yanlış kişilere özenmesi,belli bir yaştan sonra evlatlarının kontrolden çıkması,eğitimin neredeyse paralı hale gelmesi,özellikle kayıtlarda korkunç paraların alınması,tüketim çılgınlığının artması sonucunda çocuklarına para yetiştirememeleri,
Genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak gençlerimiz,maalesef okumuyor,sorgulamıyor, tüketim kültürünün esiri olmuş,yanlış özentiler içerisinde,sbs ve öss sınavlarından dolayı sürekli bir yarışın içinde kalmaları,televizyonlardaki olumsuz örnekler ve bağımlılık yapan dizilerin olması,okullarda bilimsel araştırmaya önem verilmemesi,görsel eğitimden uzak kalınması,kalabalık sınıflar vb sebepleri düşündüğümüzde aslında herkes şikayetçi olmak da haklı diyebiliriz.
Yıllarca ihmal edilen eğitim sistemimiz tamir edilmeye ,düzeltilmeye çalışılıyor.Oldukça fazla eksikler olsa da bir nebze olsun bazı çalışmaların olduğunu görmek sevindirici bir gelişmedir.Eski,çağ dışı kalmış müfredat programları değiştiriliyor,bilgisayar sistemine geçiş yapılıyor,kıyafetlerde yumuşamaya gidiliyor,ders anlatım tekniklerinde değişimler yaşanıyor,eskimiş okullar yenileniyor.
Eğitimin sorunlarını değerlendirirken kendi memleketimizn eğitimine de bir iki cümleyle değinmek istiyorum.,6 ay önce yazdığım bir yazımda Rize’nin eğitimde ne kadar geri kaldığını belirtmiştim.Maalesef eğitimdeki başarısızlık daha da geri gitmiş.Daha alt sıralara gerilemiş Rize miz.Bu sorunun çözümünü de belirtmiştim ama değişen bir şey yok.Rize insanı sorunu sadece öğretmen yetersizliği ve Rize de az kalmaları olarak görmeye devam ederlerse yakında başarı sıralamasında son sıraya gerilememiz kaçınılmaz olacaktır.Herkes başını iki elinin arasına alıp düşünmesi lazım.Özellikle eğitimi yönetenlerin,ilimizi yönetenlerin iyi düşünmesi ve derhal çözüm için düğmeye basmaları gerekmektedir.
Her şeye rağmen yeni eğitim yılının çok güzel geçmesi dileğiyle…..
oazman@hotmail.com
Osman Azman
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Her yeni eğitim yılı başlarken büyük heyecanlar yaşanıyor,beylik laflar ediliyor,sanki hiç sorun yokmuş gibi konuşmalar yapılıyor,eğitim sistemi bozuk değilmiş gibi,sanki her şey toz pembeymiş gibi gösteriliyor.
Türkiye de eğitim maalesef uzun süredir bir türlü istenilen düzeyde değil.Eğitimin durumundan hemen hemen herkes şikayet etmektedir.Gerek öğrenciler,gerek öğretmenler,gerekse anne-babalar eğitim sisteminden hiç memnun değiller.
Öğrenciler açısından eğitimin durumunun düşünürsek,maalesef içler acısı. Okul yetersizliğinden dolayı sabahçı-öğlenci olan okulların fazla olması,meslek liselerinde aşırı ders yükünün olması,akşam geç saatlerde okuldan çıkmak zorunda kalmaları,hem yorgunluk hem de güvenlik açısından sıkıntı vermesi.Son yıllarda ezberci eğitime karşı bazı çalışmaların yapılmasına karşın yetersiz kalınması,kılık-kıyafet konusunda çağ dışı kalınması,hala çağdaş,modern,kıyafet anlayışının olmaması,eski kıyafet zihniyetinin tam olarak değişmemesi,sürekli sınavların olması sonucunda yarış atı gibi olmak zorunda kalışları,dinlenmeye ve oynamaya fazla zamanlarının kalmaması,anne-babalarının kendilerini anlamadıklarını hatta öğretmenlerinin de çok anlayışlı olmadıkları düşünmeleri ve birçok sebebi sayabilmemiz mümkün.
Öğretmenler açısından bakacak olursak,öğretmenler belkide eğitimin bozukluğundan en fazla şikayetçi olan gruptur.Öğretmenler kendilerine verilen maaşın azlığından ,haklı olarak şikayetçidirler. Maalesef dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile(Afrika’nın neredeyse bütün ülkeleri dahil)Türkiye dekinden daha fazla öğretmenlere maaş verilmektedirHaklarını aramaları en doğal talepleri olsa gerek.Öğretmenler bu durumun sonucunda eve nasıl ekmek götüreceklerini,ay sonunu nasıl getireceklerini,taksitleri nasıl ödeyeceklerini,kredi kartının borcunu bitirmenin yollarını düşünmektedir.Bu şartlardaki öğretmenlerden ne kadar verim beklenebilir ki?
Öğretmenlerin diğer sıkıntıları ,birçok kurumda var olan kreşlerin neden okullarında çok az olduğu,öğretmenlerin kalitesizliği,eğitim fakültelerinin yetersiz eğitim vermesi,hizmet içi seminerlerinin okulların bünyesinde verilmeyişi,özellikle meslek liselerindeki öğretmenler açısından aşırı derecedeki ders saatinin fazlalığı,bazen öğlenci olan okullarda akşam 19.30 da derslerin bitmesi,liyakata,yeteneğe önem vermeden taraflı ve yanlı atamaların çokluğu,hala binlerce okulda vekil müdür ve müdür yardımcılarının olması,sınıfların hala kalabalık oluşu,yeni değişen ders kitaplarının bir kısmının hala basılmayışı,bazı branşlarda yığılmaların olmasına rağmen birçok branşta öğretmen eksikliğinin yaşanması ve derslerin boş geçmesi. Gibi birçok sebebi sayabiliriz
Anne-babalar açısından ise,yine pek parlak değil maalesef.Hemen her gün çocuğuna ders çalış ders çalış demek zorunda kalması,çocukları olumsuz etkileyen bir sürü dizi filmlerin olması,cep telefonu çılgınlığının artması, çocuklarının yanlış kişilere özenmesi,belli bir yaştan sonra evlatlarının kontrolden çıkması,eğitimin neredeyse paralı hale gelmesi,özellikle kayıtlarda korkunç paraların alınması,tüketim çılgınlığının artması sonucunda çocuklarına para yetiştirememeleri,
Genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak gençlerimiz,maalesef okumuyor,sorgulamıyor, tüketim kültürünün esiri olmuş,yanlış özentiler içerisinde,sbs ve öss sınavlarından dolayı sürekli bir yarışın içinde kalmaları,televizyonlardaki olumsuz örnekler ve bağımlılık yapan dizilerin olması,okullarda bilimsel araştırmaya önem verilmemesi,görsel eğitimden uzak kalınması,kalabalık sınıflar vb sebepleri düşündüğümüzde aslında herkes şikayetçi olmak da haklı diyebiliriz.
Yıllarca ihmal edilen eğitim sistemimiz tamir edilmeye ,düzeltilmeye çalışılıyor.Oldukça fazla eksikler olsa da bir nebze olsun bazı çalışmaların olduğunu görmek sevindirici bir gelişmedir.Eski,çağ dışı kalmış müfredat programları değiştiriliyor,bilgisayar sistemine geçiş yapılıyor,kıyafetlerde yumuşamaya gidiliyor,ders anlatım tekniklerinde değişimler yaşanıyor,eskimiş okullar yenileniyor.
Eğitimin sorunlarını değerlendirirken kendi memleketimizn eğitimine de bir iki cümleyle değinmek istiyorum.,6 ay önce yazdığım bir yazımda Rize’nin eğitimde ne kadar geri kaldığını belirtmiştim.Maalesef eğitimdeki başarısızlık daha da geri gitmiş.Daha alt sıralara gerilemiş Rize miz.Bu sorunun çözümünü de belirtmiştim ama değişen bir şey yok.Rize insanı sorunu sadece öğretmen yetersizliği ve Rize de az kalmaları olarak görmeye devam ederlerse yakında başarı sıralamasında son sıraya gerilememiz kaçınılmaz olacaktır.Herkes başını iki elinin arasına alıp düşünmesi lazım.Özellikle eğitimi yönetenlerin,ilimizi yönetenlerin iyi düşünmesi ve derhal çözüm için düğmeye basmaları gerekmektedir.
Her şeye rağmen yeni eğitim yılının çok güzel geçmesi dileğiyle…..
oazman@hotmail.com
Osman Azman
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]