Orijinalini görmek için tıklayınız : Sevİlenlerden olmak
Ramazan... Cuma günü... Cuma vakti... Cami... Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde... Girenlerin arasında... O... Hızır... Hızır a.s. da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor... Hızır'ın yanına kırklarında bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmakta.
Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır a.s. adamı dürtüklüyor:
-Uyuyacaksın, der.
Adam:
-Uyumam, beni rahat bırak.
Hızır a.s. ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek:
-Uyuyacaksın dedim, der.
Adam:
-Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.
Hızır a.s. susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a yönelerek:
-Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştir ki bendeki listede bunun ismi yok.
Cevap gelir:
-Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden...
Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak..
65serdal58
15.10.2009, 21:38
yüreğinize sağlık
CRAZY OSMAN 58
15.10.2009, 21:38
AYNEN ÖYLE..
İŞ SEVİLENLERDEN OLMAK...
Allah c.c cümlemizi sevilenlerden eylesin değerli yorumlarınız için sağolun ...
65serdal58
15.10.2009, 21:42
Allah c.c cümlemizi sevilenlerden eylesin değerli yorumlarınız için sağolun ...
amin.................
emegine sağlık.....guzel paylaşım.......
Teşekkür ederim yorumunuz için sağolun ...
Kardelencicegi
15.10.2009, 21:50
Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak..
Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak..
Amin kesinlikle önemli olan sevilenlerden olmak ... degerli yorumunuz için sağolun ..
Ramazanın ilk günü akrabalarına sürpriz bir ziyaret yap-mış, can yakınlarını sevindirmişti. İlk teravihi şehrin görkemli camilerinden birinde eda ettiler. İlk sahuru memlekette, hem de biten mutfak tüpü macerasıyla yaşamak ayrı bir zevkti. İftara kalmadan yola çıktılar. Dönüş yolu üzerinde şehitliklere uğradı. İnönü Savaşlarının karargahı Metristepe Zafer Anıtında siperleri dolaşırken milli mücadeleyi kazanan ruhu anlattı ailesine. Yol boyunca sağlı sollu şehitliklere Fatihalar okudular.
Sakarya nehri ve demiryolu, karayoluna arkadaşlık ederken Kurtuluş Savaşımızın kahraman ismi Ali Fuat Paşa’nın kabrini buldular sora sora. Kendi beldesinde bir cami avlusunda yatıyordu büyük kumandan!
“Adam eksen biter” dedikleri verimli havzası ile ünlü Pamukova İlçesine girdiklerinde her yıl adına merasimler düzenlenen, beldenin manevi bekçisi; Babam Sultan (k.s)ı ziyaret ettiler.
Babam Sultan Türbesindeki kitabeyi okudu: “ İran Hüküm-darlarından birinin şehzadesi. Hakikati fark edince tacı tahtı bırakmış, yollara düşmüş ve Pamukova’yı mekan tutmuş.”
Mırıldandı: ”Fark edince hep dağlara mı vurmak lazım? Oturup güzel güzel hem dünyayı hem ahireti yaşasalar olmaz mı? Kimi gördüysem boş vermiş dünyaya, ya içine çekilmiş ya-da başını alıp gitmiş!.. Bu mudur yani?..”
Eşi: ” Bildiğimi bilseydiniz Allah Allah diye bağırarak dağlara çıkardınız, hadisini unutma” dedi.
İyi ama, Rasülullah (s.a.v) dağlara vurmadı, toplum içinde yaşadı, bu veliler niye dağlara vuruyor ki? Eşi tekrar uyardı:” O Allah Rasülu!... Bunlar Allah Dostu!..”
Türbeye girip dualar okudular. Bahçedeki çam ağaçları ve yeşil çimenleri gören çocuklar tabiatın kucağına attı kendilerini. Öteden gelen köpek ve enikleri de manzaraya eklenince çocuklara gün doğmuştu. Sevip oynaşmaya başladılar hayvancıklarla.
Bahçeyi dolaşırken köylü kıyafetleri içinde bir ihtiyarın yaklaştığını fark etti. Herhalde türbedarı buranın, üç beş kuruş katkım olsun diye elini cebine attı. İhtiyar: “ Vazgeç, alış veriş yeri değil, pazar yeri değil burası, burası Evliyaullah Meydanı!” dedi…
Tamam, dedi gene bulduk birini, yaptık işi!.. Nerede deli dolu, aykırı tipler, meczuplar, sözüm ona akıl kılıcını sıyırıp benliği bir çırpıda kesenler varsa gelir bulurdu Onu. Onlardan biri daha dedi içinden ve başladılar konuşmaya.
- Ramazan geldi, nasıl ihya edeceksin, dedi adam.
Sinirlenirdi kendi özel ibadetine dair sorulara, ama sabretti:
- Kendimce bir şeyler yapacağım işte.
- Sıradan insanlar gibi oruç tutacak, sıradan insanlar gibi fitre verecek, sıradan insanlar gibi bayram edeceksen bu türbelere hiç uğrama!
Çattık belaya diye iç geçirdi, sabredecekti. Adam devam etti:
- Sen orucu mu tutacaksın, yoksa oruç mu seni tutacak? Oruç seni tutmuyorsa boşuna aç kalmana değmez, ye gitsin!...
Susacaktı. Dinleyecekti. Konuşmanın anlamı yoktu. Bakalım neler dökülecekti yaşlı amcadan. Kim bilir belki de Babam Sultan bu amca kılığına girmiş, sesleniyordu:
- Oruç tutan çoooookk, sürüyle… Orucun tuttuğu erler ge-rek, anlıyor musun? Fitre veren bir dolu insan vaaaarrr… Hani hakiki fakiri bulup ihya edennn?... Nerdeeee?...
Ramazan üzerine epeyce anlattı ihtiyar. Yol uzundu, iftar yaklaşıyordu. Bir yandan yağmur çiselemeye başladı. Saatine bakınca anladı, kısa kesti adam :
- Anladık, gideceksin!.. Rabbinle Bayramlaşmak ister misin?
Sohbetten kopup tam çocuklara toparlanın diyecekti ki Rabbiyle Bayramlaşmak kavramı içine ateş düşürdü. Heyecanla elini tuttu ihtiyarın :
Anlatıver hele! Rabbimle nasıl bayramlaşırım?..
- Ne yapıyorsun bayramda?..
- Eş, dost ziyareti, akraba büyüklerin elini öpme ve bir iki sivil toplum kuruluşunun bayramlaşması. Genellikle hepsi bu!..
- Sıradan insanlar gibi yani?.. Hem avamı kınarlar, hem de avam gibi davranırlar. Avam gibi yaşa, havas gibi düşün, bu da yeni moda!.. Nasıl işse?..
Avam- Havas gibi tasavvuf terimleri geçince kulak kesildi. İhtiyar hiç de boş değildi.
- Canım deyiver hele Rabbimle nasıl bayramlaşırım?
- Acelen var senin, boş ver devam et yoluna.
- Dünyada olmaaazzzz… Öğrenmeden şuradan şuraya adım atmam. Anlat nolur!
Çam ağaçlarından birinin altına oturdular. İhtiyar usul usul anlattı:
- Herkes akrabasını ziyaret eder. Akrabası kalmamış garip-leri, yalnız yaşayan ihtiyarları, müzmin hastalıklarla inleyenleri kim ziyaret edecek?! Huzurevlerine koşar oğullar, gelinler, to-runlar. Ya kimsesi olmayanlara kim koşacak?..
Kışlada bayramlar buruk geçer. Uzak diyarlardan nöbete koşan Mehmetçiklerden pek azının yakını gelir. Yakını gelme-yenleri kim tebrik edecek? Yetiştirme yurtları, yetimhaneler var her şehirde. Çocuğuna bayram harçlığı verirken anasız- baba-sız yavrulara kim harçlık verecek düşündün mü hiç? Yürek yok mu sende?..
Kalbini yokladı. Yüreği atıyordu. İçinden bir şeylerin koptu-ğunu hissetti. Adam sanki sinesine hançer saplamıştı. Gönlünü deşmişti sözleriyle. Devam etti ihtiyar:
- Yatalak hastalar nasıl geceler bilir misin? Ziyaret etmek, üç beş teselli cümlesi edivermek çok mu vakit alır? Çocuklarını lunaparka da götüreceksin değil mi? Mahalledeki şehidin yetim-lerini kim götürecek? Baklava açacak, börek pişirecek hanım-lar!.. Bayram; sanki mide demek!.. Haaa?! Bayram; tıka basa yemek mi? Değil di mi? Ahh ahh! Hakiki lezzeti tatmayan ne anlasın bunlardan? Dediklerimi yapsan, baklava lezzetine teslim olanlara gülüp geçerdin!
Uzun bir sessizlik oldu. Öylece sustular. Ayağa kalkıp mü-saade isterken sordu:
- Bu dediklerini yaparsam Rabbimle bayramlaşmış olur muyum?..
- Hepsini yap demiyorum, hiç olmazsa birini!
- Rabbimle bayramlaştığımı nasıl anlarım?..
- Peşinci, garanticisin. Sağlama alıyorsun işini!
- Yooo öyle değil de, alametini görmek isterdim.
- Ziyaret ettiklerinin; çocukların, yetimlerin, ninelerin, hasta-ların, askerlerin gözlerindeki pırıltıya, simasındaki sevince bak! O zaman anlayacaksın!
O zaman bileceksin ki onlardan sana gülümseyen; Rabbin-dir!
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allahu Teala’dan naklen anlatıyor; " Allahu Teala şöyle buyurdu; ‘ Ey ademoğlu hasta oldum, ziyaretime gelmedin.’ Ademoğlu sordu; ‘Ya Rabbi sen alemlerin Rabbisin… Seni nasıl ziyaret edeyim?’ Allahu Teala buyurdu; ‘Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu… Ama sen onu ziyaret etmedin. Eğer onu ziyaret etseydin Beni yanında bulacaktın’… Allahu Teala devamla buyurdu; ‘ Ey Ademoğlu, senden yemekle doyurulmamı istedim, ama sen Beni doyurmadın’. Ademoğlu sordu; ‘Yarabbi seni yemekle nasıl doyurayım? Sen alemlerin Rabbisin’. Allahu Teala anlattı; ‘Falan kulum senden yemek istedi. Ama ona yedirmedin. Bilemedin mi? Ona yedirseydin Beni yanında bulacaktın’. Allahu Teala devamla buyurdu; ‘ Ey Ademoğlu, senden su istedim, ama vermedin’. Ademoğlu sordu; ‘Ya Rabbi sana nasıl su vereyim? Sen Alemlerin Rabbisin’. Allahu Teala anlattı; ‘Falan kulum senden su istedi, vermedin. Ona su verseydin Beni yanında bulacaktın… Bunu da mı anlayamadın?"
güzel bir paylaşım çok teşekkür ederim güzelim yüreğine sağlık.
Londra'daki camii'ye yeni bir imam gönderilmiş. Adam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman da aynı şoföre rastlıyormuş.
Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 kuruş fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturup da parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine "20 kuruşu geri versem mi şoföre?" diye düşünüyormuş. Ama içinden bir ses diyormuş ki "Çok gülünç bir para ve şoförün umurunda değil. Otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten... Sadece 20 kuruş onlara bir şey yapmaz." Bu parayı saklayabilirim diye düşünmüş, Allahtan gelen bir hediye gibi...
İnecegi durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki: "Paranın üstünü fazla verdiniz."
Şöför gülümsemiş ve demiş ki : "Siz caminin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi caminizde ziyaret etmek istiyordum, islamı öğrenmek için. Bu yüzden bilerek size fazla para verdim. Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim."
İnerken imam artık bacaklarını hissetmiyormuş, yere yığılacakmış neredeyse, bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış. Gözlerinden yaşlar dökülerek demiş ki:
"Allahım az daha İslamı 20 kuruşa satıyordum!. .."
Unutmayın ki siz belki de müslüman olmayan insanlar için dinimizi tanıtan kişilerdensiniz, bu yüzden hareketlerinize dikkat edin. Maalesef insanlar sizinle birlikte dinimizi de yargılayacaklardır!
-alıntıdır-
çok güzel ve bi okadarda anlamlı
paylaşım için teşekkürler
bunu bi kaç kez okudum gerçekten okumaya ve ders çıkarmaya değer bi yazı
teşekkürler ellerinize sağlık
arama yaptım ama çıkmamıştı konuyu açtıktan sonra altında aynısı çıktı yönetici kardeşlerim silersiniz artık :)
bunu bi kaç kez okudum gerçekten okumaya ve ders çıkarmaya değer bi yazı
teşekkürler ellerinize sağlık
teşekkür ederim inceliğiniz için konu sizin tarafınızdan açılmış ve bir şey demediğiniz içinde çok saolun büyük nezaket göstererek yorum yaptınız bunun içinde sağolun ama sile bilirsiniz :)
arama yaptım ama çıkmamıştı konuyu açtıktan sonra altında aynısı çıktı yönetici kardeşlerim silersiniz artık :)
silinsin diye değerlendirmedim siz yanlış anladınız galiba
güzel olan herşey okumaya değer
ben teşekkür ederim sizlerin o güzel gönüllerine sağlık değerli yorumlarınız için sağolun ...
ah canım benim sende sağol tatlım ellerin dert görmesin
silinsin diye değerlendirmedim siz yanlış anladınız galiba
güzel olan herşey okumaya değer
estafirullah asıl siz beni yanlış anladınız orada yazdıklarım samimiydi ben o mesajı yazarken daha siz yorum yapmamıştınız yorumunuzu görmemiştim sonraki mesajımdakilerde samimi sözlerimdi gerçekten çok düşüncelisiniz yanlış allaşıldıysam kusuruma bakmayın :)
haklısın salim kardeşim güzel olan her şey okumaya değer ellerinize sağlık paylaşım için teşekkürler canım kardeşim.
arikarinkuchi
16.10.2009, 16:39
çok güzel ve ders alınacak bi yazıydı
teşekkürler eline sağlık
ben teşekkür ederim değerli yorumlarınız için :)
MİKAİLOGLU
12.11.2009, 02:08
EMEGİNE, ELİNE SAGLIK PAYLAŞIMLARIN HARİKA.
MİKAİLOGLU
12.11.2009, 02:22
O zaman bileceksin ki onlardan sana gülümseyen; Rabbin-dir! İNŞALLAH HER BAYRAM RAB'BİMİZLE BAYRAMLAŞIRIZ.EMEGİNE SAGLIK.
MİKAİLOGLU
12.11.2009, 02:27
O ise benim sevdiklerimden... O SEVİLENLERDEN OLURUZ İNŞALLAH.EMEGİNE SAGLIK.
sizinde gönlünüze sağlık olsun yorumunuz için sağolun...
Allah kendisini sevenlerin sevgisini karşılıksız mı bırakıyor da benim sevdiklerim benim sevenlerim diye ayırmış...''kulum bana bir adım yaklaşırsa ben ona yüz adım yaklaşırım ''diyor cenabı Allah...
İnsan Allahı dert edinirse Allah da onun dertlerini dert edinir...o öyle bir kapı ki sevdasını alıp o kapıya dayananlara kapanmaz...
vBulletin v3.8.3, Copyright ©2000-2024, Jelsoft Enterprises Ltd.