PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : GöZdEN IRAkSıN NE GöNüLdEn UZAkSıN..'


Kardelencicegi
01.11.2009, 19:36
Selam olsun aşk sırrına talip olanlara!...

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

İçi hep kaynar Aşığın
Hasret
der kaynar,
Mevla
der kaynar,
Yâr
der kaynar!...

Benliği buhar olur da bulut misali yükselir başının üstüne...

Ateşe vermiştir her şeyi

Gönül Ocağına atmıştır dünyayı ve dünyevî şehvetleri...

Yanan yüreğinden buharlaşan feyizle; başının üzerinde oluşan Muhabbet Bulutu korur Aşığı
Nefsinin Cehennem Sıcağından!...
Gönlünden taşan buhar; bulut bulut dolanır üstünde,

Dolanır ki; Rahmet yağsın üstüne...

Her gittiği yere bulutu (aşkı) ile gider Aşık....

Her gittiği yere Muhabbetini taşır...

Çorak araziler, susuz topraklar Onunla suya kanar...

Bir beldede, bir toplulukta başı dumanlı bir Aşık varsa, orada Muhabbet, orada Feyiz, orada Rahmet, orada Bereket vardır!...

Mekke çölünü hayat membaına dönüştüren bulut
Muhammed'imin bulutuydu...
Meclisleri, Dergahları, Toplulukları, Sohbet ortamlarını Beşeriyet Hararetinden Aşığın gönlüdür koruyan!..
Yanmayı göze almıştır Aşık...
Hem de öyle bir göze alış ki; Cebrail'e (Aklına)
"SEN ÇEKİL ARADAN"
demiş ve atlamıştır ateşe...İzleyenlerin korku dolu bakışları arasında
ATEŞ SERİN VE SELAMET
"olur Aşığa.



Aşık;
"HASBUNALLAH"
demiştir...
VE NİMEL VEKİL, VE NİMENNASIYR
Sırrını görmüştür...

Ve Alemlerin Rabbi;
"EY ATEŞ (EY BENLİK-EY BEŞERİ BOYUT) İBRAHİM'E (Rabbine Teslim Olan Aşığa) SERİN VE SELAMET OL! "
demiştir...

Her Aşığın başında bir bulut gezer!...

Muhammed'in bulutunu herkes görüyordu ama fark eden çok azdı.

Manasını sadece Süt Anne Halime, Rahip Bahira ve Hadice-i Kübra fark etti!...
Aşıkta; bulut görmeye Göz gerek!...Aşıkta; Rahmet sezmeye Öz gerek!...
***


Aşık; bulutun şimşekler saldığını, yıldırımlar boşalttığını çok geç fark etmiştir&

Ve aşık; yıldırımın can aldığını, Azrail''nin buluttan gülümseyeceğini çok geç anlar!..


Anladığında aşık hiçliğe kanat açarken, aşk; yeni arazileri sulamak, taze fidanları yakmak üzere beka yoluna devam edecektir

Aşkın Beka sırrı olduğunu aşıka dost olan bilir

Onun için Ebubekir şöyle demiştir Muhammedimiz irtihal ettiğinde:

Muhammede tapan varsa bilsin ki O ölmüştür!...Ama Allah Bakidir!..

Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!

Selam olsun aşk sırrına talip olanlara!...

Selam olsun Muhammedi Muhabbetten koku alanlara!..



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

Kardelencicegi
01.11.2009, 19:36
GöZdEN IRAkSıN NE GöNüLdEn UZAkSıN..'

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

KİM demişse demiş Gözden ırak olan, gönülden de uzak olurmuş diye.
Kimin için söylenmiş, neden söylemişler bunu?
Birileri için doğru olsa da bu söz,


Senin için yalan yâ
Sen ne gözümüzden ırak, ne de gönlümüzden uzaksın.
Gönül evim Seninle, hatıranla dopdolu.
Ey uzaklarda zannedilen, Mekke'de, Medine'de aranan Şanlı Nebî.
Adınla ve hayatınla gönlümüzde yaşıyorsun.
Adını duyduğum ilk andan beri, o küçücük yüreğime sevgin güneş oldu, içime doğdu.
En başta anacığımın ve çevremdeki insanların, dillerinden düşmezdi adın. Kimdin Sen, o adı dillerden hiç düşmeyen.
En güzel, en seçkin bir kelimeydin, saygıyla söylenirdin.
Mübarek adın anıldığında eller kalplere doğru götürülürdü.
Bir dua yükselirdi dillerden; "Allahümme salli ala seyyidina Muhammed."

Küçüktüm, bilemezdim o zamanlar bu sırrı.
Büyüdüm, düştüm izinin, sırrının ardına.
Anlayanlar anlamışlardı, bütün esrarın anahtarının Sende olduğunu.
Düğümleri Sen çözebilirdin, şifreleri Sen açabilirdin ancak.
Kimdin Sen, adı dillerden hiç düşmeyen?
Adın bile hayatın kadar nurdan bir alev olup, gönülleri tutuşturuyordu.
Kimdin? Nasıl biriydin ey Nebî? Bilemezdim o zamanlar.
Sonra, çok sonraları da Seni doğru dürüst anlatana pek rastlayamadık hayatımızda.

Fâni bir şahsiyet gibi geçiliyordun.
Yaptıklarının üstünde hiç durulmuyordu.
Hâlbuki o güzel adın vardı dilimizde, hayatımız kadar kıymetli. Anlamasak da hissediyorduk.
Bu her şeyi anlatmaya yetiyordu ama gönlümüz daha fazlasını istiyordu. Bulamıyorduk, öğrenemiyorduk bir türlü. Nice insanlar çıkarıldı karşımıza. Tarihler, kitaplar, birçok meşhur simalardan söz ediyordu uzun uzun ama Sen yoktun onların arasında.
Nice maharetli eller, nice bin ustalıkla bir yerlere atıvermişlerdi Seni.

Tarihin tozlu sayfalarında unutturulmaya çalışılıyordun.
Onlar gizledikçe aklım ve kalbim el ele verip, Senin hayatını en ince noktasına kadar öğrenmenin ve bilmenin heyecanına düştüler.
Ve sonra gökyüzü kadar berrak bir mavilik içinde, bembeyaz pamuk gibi butlularla çerçevelenmiş bir hayat çıktı karşıma.
Sen kitaplara sığamayacak kadar büyüktün, onu anladım çok şükür.
O Sendin işte, O Senin hayatındı.
Bulutların arasından doğan bir güneş gibi içimi ferahlattın.
Kalbimdeki sıkıntıları bir bir yıktın attın. Varlığım varlığınla anlam kazandı.
Şefkat ve rahmet ülkene misafir oldukça çoğaldım, büyüdüm, geliştim.

Kısacık ömürde hiç kimsenin yapamayacaklarını yapmıştın.
Küçük büyük herkes sevdalındı Senin.
Anasından, babasından, nefsinden, her şeyinden çok sevmişlerdi Seni insanlar. Hak ediyordun bunu çünkü. Sen de onları herkesten çok seviyordun...
Yanan kalbe devasın Sen Bulunmaz bir şifasın Sen Habib-i Kibriya'sın Sen Muhammed Mustafa'sın Sen... Yâ Resulallah!

Yanmak mukaddes bir gaye uğruna, gösterdiğin yolda yanmak, tutuşmak güzelmiş meğer.
Senden uzak kalmak, Senden ırak olmak nasipsizliğin en beteridir.
Su Sende, şifa Sende, serinlik, ferahlık Sende.
Adını bir kerecik olsun anınca sönüyor yüreğimizdeki ateş, diniyor sızılar
yâ Resulallah.

Kim demişse demiş ama biz demedik Gözden ırak olan gönülden de olurmuş diye.
Bu söz kim için, hangi zaman ve hangi mekânda söylenmiş olursa olsun asla doğru diyemiyorum.

Senin için ise büsbütün yalan yâ Resulallah.
Senin için yalan Sevgilim.
Biz Seni unutmadık ya Resulallah.
Sen bize içimize çektiğimiz bir nefes hava kadar yakınsın.

Farkında değiliz, dört bir yanı kuşatan ışığının.
O uçsuz bucaksız rahmetinin farkında değiliz.
Rabbim Senin elinle, dilinle uzatmış rahmetini bize.

124 bin peygamber arasından, Sana ümmet etmiş bizi.
Bu şeref yeter bize, yeter de artar ya Resulallah.

Biz Seni hiç unutmadık. Sen gönül tahtımızın tek sultanısın.

Ne gözden ırak, ne de gönülden uzaksın yâ Resulallah.

Sen bize bu kadar yakınsın işte..


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

Salim58
02.11.2009, 07:39
Biz Seni hiç unutmadık. Sen gönül tahtımızın tek sultanısın.

Ne gözden ırak, ne de gönülden uzaksın yâ Resulallah.

Sen bize bu kadar yakınsın işte...........

sibelYILMAZ
02.11.2009, 08:30
bu ne güzel bir konu ve anlatım Allaha razı olsun teşekkür ederim ablacım....

ayten58
02.11.2009, 10:32
canım günaydın yine kendine yakışır bir konu açmışın eline yüreğine sağlık

o bizim baş tacımız onsuz ne hava alabiliriz nede yaşaya biliriz o hep kalbimizde olmasa inanın yaşamanın hiiiç anlamı olmaz o şefa,atçımız ,o islam güneşimiz o,,mü,minlerin eşi olmayan tek ve emsalsiz havası,suyu yaşama umudu o olmadan asla olmaz asla şefa,at ya resul allah bak dikkat ederseniz her duanın için de ve başında onun adı geçiyor o bizim hayatımız.

Hatice_58
02.11.2009, 11:32
Süper Konu Valla Cok Begendim...
Gözden irak olan gönülden de uzak olmazz ..

ayten58
02.11.2009, 11:35
o gönlümüzün sultanı onu düşünmediğimiz an yokki o gece gök yüzündeki ay gündüzse güneşimiz o bizim sultanımız.resulümüz
canım sana kurban olsun ya resulallah.

Salim58
02.11.2009, 13:17
Mekke çölünü hayat membaına dönüştüren bulut
Muhammed'imin bulutuydu...
Meclisleri, Dergahları, Toplulukları, Sohbet ortamlarını Beşeriyet Hararetinden Aşığın gönlüdür koruyan!..
Yanmayı göze almıştır Aşık...
Hem de öyle bir göze alış ki; Cebrail'e (Aklına)
"SEN ÇEKİL ARADAN"
demiş ve atlamıştır ateşe...İzleyenlerin korku dolu bakışları arasında
ATEŞ SERİN VE SELAMET
"olur Aşığa.

Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!

Selam olsun aşk sırrına talip olanlara!...

Selam olsun Muhammedi Muhabbetten koku alanlara!..

ömer yalcin
02.11.2009, 13:52
Güzel bir konu acmissin, yüregine saglik Kardelencicegi.

seva
02.11.2009, 19:55
Kısacık ömürde hiç kimsenin yapamayacaklarını yapmıştın.
Küçük büyük herkes sevdalındı Senin.
Anasından, babasından, nefsinden, her şeyinden çok sevmişlerdi Seni insanlar. Hak ediyordun bunu çünkü. Sen de onları herkesten çok seviyordun...
Yanan kalbe devasın Sen Bulunmaz bir şifasın Sen Habib-i Kibriya'sın Sen Muhammed Mustafa'sın Sen... Yâ Resulallah!

Kardelencicegi
05.11.2009, 21:18
İçimizdeki Kâbe’yi kim temizler şimdi?



O gecede doğmak isterdi yıldızlar.
O geceden doğmak sonra tüm gecelere.
Rengini, ışığını o geceden alarak doğmak.
O gece olmak isterdi tüm geceler.
O gece;
Hani doğuyla batı arası tüm dünyanın ışıl ışıl olduğu,
O geceye tanık olanların önüne serildiği,
Gözlerin kamaştığı,
Yıldızların tane tane döküldüğü,
Her rüzgarın ese ese aradığı, her yağmur tanesinin toprağa inerken gözlediği...
O gecede esmek isterdi rüzgar,
o gecede inmek isterdi taneler.
O gece Allah’ın Rasulü Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğduğu gecedir.
Bilsin bilmesin tüm gönüllerin beklediği gecedir.
.....
Allah Rasulü (s.a.v) Uhud Savaşı’ndan birkaç yıl sonra oradan geçerken hüzünlenir,
mübarek gözleri yaşla dolar. Sonra buyurur:
"Artık tekrar putperest olmanıza imkan yok. Bundan zerre kadar endişe etmiyorum.
Korktuğum şey sizin dünyaperest olmanızdır!"

Sen ey doğumu güzel!
Doğumunla putlar devrildi, Kâbe temizlendi.
Küfür ateşi söndü, Allah’a meydan okuyan saltanatlar yıkıldı.
Bir daha dikilmez putlar, yanmaz o ateş.
Ya korktuğun...
O yangını kim söndürür?
İçimizdeki Kâbe’yi kim temizler şimdi?

.............................. .............................. ...
__________________
NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!..



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])