fırtına110
29.12.2009, 10:23
Fikir hareketleri,aynı zamanda aksiyoner hareketlerdir. Aksiyon halinde olmayan fikir hareketleri bir süre sonra sadece eskinin tekrarını yapmaya ve taklide başlarlar. Bir süre sonrada tarihteki yerini almaya başlarlar. Liderler ölebilir,fakat fikirler hep yaşar, yaşatılır. Fikirler yaşadıkça da liderler hep hatırlanır.
Nizam-ı Alem davasına inanan kitlelerin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki,aksiyoner olmadıkça aksiyonerliği yaşamadıkça inanılan davaya hizmet bir adım dahi öteye gitmezYeni fikir adamları, yeni aksiyonerler çıkmadıkça, yetişmedikçe, yetiştirilmedikçe fikir hareketlerinin başarılı olma şansları yoktur. Kişilere bağlı kalmış olan fikir hareketleri, kişiler öldükten bir süre sonra ya yok olurlar, ya da marjinalleşirler.
Aksiyonerliğin en üst safhada olduğu dönemlerlerde birçok ilim,fikir ve dava adamı yetiştiren hareketimiz, uzun bir sukünet dönemi geçirdikten sonra artık yeni yeni fikir adamları çıkarmak zorundadır. Tarihte her zaman zor şartlarda önemli kişiler ortaya çıkmıştır. Türkiyemiz yeni bir zor şartlar sürecinden geçmektedir. Fakat hala kitlelere tesir edebilecek, peşinden sürükleyebilecek, yazdığı yazılarda, yaptığı konuşmalarda, duruşuyla, tavrıyla, mücadeleci kişiliğiyle yeni Arvasilerimiz, Necip Fazıllarımız, Erol Güngörlerimiz, Osman Yüksel Serdengeçtilerimiz, Ahmet Kabaklılarımız neden yetişmiyor. Neden çok cılız kalıyor yazarlarımız. Yoksa günümüzün maddeci, menfaatçi zihniyetinden kopamadığımız için mi bu çetin mücadele yolunu seçenlere sahip çıkmıyoruz.
Günümüzde teknoloji, baş döndürücü bir hızla kitleleri etkilerken,teknolojiden de yararlanarak müspet mana da kitleleri etkilemek için fikir adamlarımızı neden ön plana çıkarmıyoruz. Bir yazarımızın yazısını milyonlara ulaştırmak çok zor olmasa gerek.Bugünün imkanlarını değerlendirerek, yeni yeteneklerimizi ön plana çıkarmak son derece kolay aslında. Ekonomik olarak,sosyal imkan olarak,teknolojik imkan olarak, birçok şeyi yapabilecek durumdayden düşünce,fikir, aksiyon ve davca adamlarımıza sahip çıkmamak davaya ihanet değilmidir?
Türkiyemizin yüzde yüz milli ve yerli olan, bir aksiyon hareketine inanıyorsak, Türk Milletine çok rahat bir şekilde fikrini derdini anlatma ve ikna etme kolaylığına sahipsek, bir takım bahaneler üreterek bu sorumluktan kaçmak bizlere hiç mi hiç yakışmıyor.Zaten bir avuç olan, çok okuyup, çok düşünen, kafa yoran, dert edinen, yüreğinde acı hisseden fikir adamlarımıza böylemi sahip çıkacağız?
Fikir hareketlerinin etkinliği, bünyesinde barındırdığı kitleleri etkileyecek insanların varlığıyla doğru orantılıdır. Türkiye de çok güçlü olmak için fikri altyapısı donatılmış,fikir külliyatını oluşturmuş olmak zorunluluğu vardır. Hala gençliğimize kaç kitap okudun, kimleri okudun, şunları okudun mu, sorularını soruyorsak vah halimize. Şu kitabı kaç kez okudun, şu yazarımızın son kitabını okudun mu, aranızda değerlendirdiniz mi, yüz binlerce insanımıza ulaştırdınız mı diye sormamız gerekmiyor mu?
Türkiyemizin içinden geçtiği bu çok hassas döneminde çözüm önerileri sunacak,projeler üretecek,bütün siyasilerin ve fikir hareketlerinin peşinden koşacağı arkadaşlarımızın olması için biraz gayret sarfetmemiz yeterlidir.Çok yetenekli,başarılı,alanında uzman arkadaşlarımız var.Fakat sahip çıkılmadığı için,sadece nefsani hareket ettiğimiz için,arkadaşlarımız ya sessizce yoluna devam ediyor yada başka fikir akımlarımın ikna odalarında kendilerine katkı sağlamaları için uğraşlar verilmektedir.
Aksiyoner olduğunu iddia eden bir fikir hareketi,Özellikle milli meselelerde çok etkili olmak zorundadır.Çözüm üreten etkin,kararlı,bağımsız beyinlere çok ihtiyaç var.Ateş çemberinden geçtiğimiz bugünlerde,çemberleri kıracak çözümleri üretecek olan,gerekirse bir çember olacaksa o çemberi de belirleyecek olanın biz olmasını sağlayacak düşünce,ilim ve fikir adamlarımıza o kadar çok ihtiyacımız var ki.
Her türlü gayri milli unsurlara karşı gençlerimizi, kurulan bütün tuzaklara karşı;
ORTAYA KONULACAK MİLLİ ÇÖZÜMLER SAYESİNDE KORUMA KANATLARININ ALTINA ALACAK OLAN GÜNÜMÜZÜN ARVASİLERİNE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR.O GÜNLERİ ÜMİTLE BEKLEMEKTEYİZ…
Osman AZMAN
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Nizam-ı Alem davasına inanan kitlelerin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki,aksiyoner olmadıkça aksiyonerliği yaşamadıkça inanılan davaya hizmet bir adım dahi öteye gitmezYeni fikir adamları, yeni aksiyonerler çıkmadıkça, yetişmedikçe, yetiştirilmedikçe fikir hareketlerinin başarılı olma şansları yoktur. Kişilere bağlı kalmış olan fikir hareketleri, kişiler öldükten bir süre sonra ya yok olurlar, ya da marjinalleşirler.
Aksiyonerliğin en üst safhada olduğu dönemlerlerde birçok ilim,fikir ve dava adamı yetiştiren hareketimiz, uzun bir sukünet dönemi geçirdikten sonra artık yeni yeni fikir adamları çıkarmak zorundadır. Tarihte her zaman zor şartlarda önemli kişiler ortaya çıkmıştır. Türkiyemiz yeni bir zor şartlar sürecinden geçmektedir. Fakat hala kitlelere tesir edebilecek, peşinden sürükleyebilecek, yazdığı yazılarda, yaptığı konuşmalarda, duruşuyla, tavrıyla, mücadeleci kişiliğiyle yeni Arvasilerimiz, Necip Fazıllarımız, Erol Güngörlerimiz, Osman Yüksel Serdengeçtilerimiz, Ahmet Kabaklılarımız neden yetişmiyor. Neden çok cılız kalıyor yazarlarımız. Yoksa günümüzün maddeci, menfaatçi zihniyetinden kopamadığımız için mi bu çetin mücadele yolunu seçenlere sahip çıkmıyoruz.
Günümüzde teknoloji, baş döndürücü bir hızla kitleleri etkilerken,teknolojiden de yararlanarak müspet mana da kitleleri etkilemek için fikir adamlarımızı neden ön plana çıkarmıyoruz. Bir yazarımızın yazısını milyonlara ulaştırmak çok zor olmasa gerek.Bugünün imkanlarını değerlendirerek, yeni yeteneklerimizi ön plana çıkarmak son derece kolay aslında. Ekonomik olarak,sosyal imkan olarak,teknolojik imkan olarak, birçok şeyi yapabilecek durumdayden düşünce,fikir, aksiyon ve davca adamlarımıza sahip çıkmamak davaya ihanet değilmidir?
Türkiyemizin yüzde yüz milli ve yerli olan, bir aksiyon hareketine inanıyorsak, Türk Milletine çok rahat bir şekilde fikrini derdini anlatma ve ikna etme kolaylığına sahipsek, bir takım bahaneler üreterek bu sorumluktan kaçmak bizlere hiç mi hiç yakışmıyor.Zaten bir avuç olan, çok okuyup, çok düşünen, kafa yoran, dert edinen, yüreğinde acı hisseden fikir adamlarımıza böylemi sahip çıkacağız?
Fikir hareketlerinin etkinliği, bünyesinde barındırdığı kitleleri etkileyecek insanların varlığıyla doğru orantılıdır. Türkiye de çok güçlü olmak için fikri altyapısı donatılmış,fikir külliyatını oluşturmuş olmak zorunluluğu vardır. Hala gençliğimize kaç kitap okudun, kimleri okudun, şunları okudun mu, sorularını soruyorsak vah halimize. Şu kitabı kaç kez okudun, şu yazarımızın son kitabını okudun mu, aranızda değerlendirdiniz mi, yüz binlerce insanımıza ulaştırdınız mı diye sormamız gerekmiyor mu?
Türkiyemizin içinden geçtiği bu çok hassas döneminde çözüm önerileri sunacak,projeler üretecek,bütün siyasilerin ve fikir hareketlerinin peşinden koşacağı arkadaşlarımızın olması için biraz gayret sarfetmemiz yeterlidir.Çok yetenekli,başarılı,alanında uzman arkadaşlarımız var.Fakat sahip çıkılmadığı için,sadece nefsani hareket ettiğimiz için,arkadaşlarımız ya sessizce yoluna devam ediyor yada başka fikir akımlarımın ikna odalarında kendilerine katkı sağlamaları için uğraşlar verilmektedir.
Aksiyoner olduğunu iddia eden bir fikir hareketi,Özellikle milli meselelerde çok etkili olmak zorundadır.Çözüm üreten etkin,kararlı,bağımsız beyinlere çok ihtiyaç var.Ateş çemberinden geçtiğimiz bugünlerde,çemberleri kıracak çözümleri üretecek olan,gerekirse bir çember olacaksa o çemberi de belirleyecek olanın biz olmasını sağlayacak düşünce,ilim ve fikir adamlarımıza o kadar çok ihtiyacımız var ki.
Her türlü gayri milli unsurlara karşı gençlerimizi, kurulan bütün tuzaklara karşı;
ORTAYA KONULACAK MİLLİ ÇÖZÜMLER SAYESİNDE KORUMA KANATLARININ ALTINA ALACAK OLAN GÜNÜMÜZÜN ARVASİLERİNE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR.O GÜNLERİ ÜMİTLE BEKLEMEKTEYİZ…
Osman AZMAN
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]