Sivaslilar.Net
22.01.2010, 13:25
Özel Sivas Anadolu Hastanesi Pediatri Uzmanı Cahit Gümüşer, ''Solunum yollarının bulaşıcı bir hastalığı olan soğuk algınlığı,, burunu, boğazı, sinüsleri, kulakları, östaki borusunu, nefes borusunu ve bronşları etkileyebilir'' dedi.
Gümüşer, özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan, çocukluk döneminin en sık rastlanan hastalığı olan soğuk algınlığının, çoğunlukla önce hafif bir boğaz şikayeti ve kaşınma, gıdıklanma, ağrı, tıkanan ya da akan bir burun ile başladığını belirtti.
Kimi zaman bunlara öksürük, baş ağrısı, hafif ateş, halsizlik, eklem ağrıları ve iştahsızlık eklendiğini bildiren Gümüşer, ''Burun akıntısı renksiz, su gibi bir kıvamdan, sarı-yeşil koyu renkli bir akıntıya dönüşebilir. Solunum yollarının bulaşıcı bir hastalığı olan soğuk algınlığı,, burunu, boğazı, sinüsleri, kulakları, östaki borusunu, nefes borusunu ve bronşları etkileyebilir.
200e yakın virüsün neden olduğu hastalık, çocuklar,steril ev ortamından dışarı çıktıkları andan itibaren adeta saldırıya geçer ve yuva ve okul dönemi çocuklarında sık görülür ve sıklığı yaş ilerledikçe azalır. Bir çocuğun yılda 6-12 kez soğuk algınlığına yakalanması normaldir ve anne babaların bunun olmaması için çaba göstermeleri gerekmez'' dedi.
Ateşin çok yükselmesi ve genel durumun bozulması, şiddetli öksürük, kusma, ishal gibi ek bulguların varlığı daha çok gribi düşündürmesi gerektiğini bildiren Gümüşer, ''Virüs enfeksiyonları çocukların direncini düşürür. Direnç düşüklüğü de, soğuk algınlığı olarak başlayan hastalığın orta kulak iltihabı, zatürre, sinüzit, bademcik iltihabı ve bronşit gibi başka hastalıklara dönüşmesinin önünü açabilir. Ne yazık ki virüsü vücuttan uzaklaştıracak bir ilacımız yok.
Bu nedenle, çocuğu rahatlatacak önlem ve ilaçları verip, hastalığın doğal seyrini izlemek, komplikasyon dediğimiz yukarıdaki hastalıklara dönüşümü erken fark edip gerekli tedavi desteğini sağlamak gerekir. Bu dönemde çocuğun yeterli sıvı almasını sağlamalı, bulunduğu ortamın iyi havalanmasını ve nemlenmesini sağlamak, burun temizliğine dikkat etmek yeterlidir. Ağızdan ateş düşürücü, soğuk algınlığı ve öksürük ilaçları rahatlatıcı olarak verilebilir.
Ancak hemen antibiyotik kullanmaya başlamak ülkemizde ailelerin çok sık yaptığı yanlışlardan biridir. Antibiyotiklerin virüsler üzerine hiçbir etkisi bulunmadığını unutmamak gerekir. Komplikasyon gelişirse doktor kontrolü altında uygun antibiyotik uygun doz ve sürede kullanılmalıdır'' şeklinde konuştu.
Gümüşer, özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan, çocukluk döneminin en sık rastlanan hastalığı olan soğuk algınlığının, çoğunlukla önce hafif bir boğaz şikayeti ve kaşınma, gıdıklanma, ağrı, tıkanan ya da akan bir burun ile başladığını belirtti.
Kimi zaman bunlara öksürük, baş ağrısı, hafif ateş, halsizlik, eklem ağrıları ve iştahsızlık eklendiğini bildiren Gümüşer, ''Burun akıntısı renksiz, su gibi bir kıvamdan, sarı-yeşil koyu renkli bir akıntıya dönüşebilir. Solunum yollarının bulaşıcı bir hastalığı olan soğuk algınlığı,, burunu, boğazı, sinüsleri, kulakları, östaki borusunu, nefes borusunu ve bronşları etkileyebilir.
200e yakın virüsün neden olduğu hastalık, çocuklar,steril ev ortamından dışarı çıktıkları andan itibaren adeta saldırıya geçer ve yuva ve okul dönemi çocuklarında sık görülür ve sıklığı yaş ilerledikçe azalır. Bir çocuğun yılda 6-12 kez soğuk algınlığına yakalanması normaldir ve anne babaların bunun olmaması için çaba göstermeleri gerekmez'' dedi.
Ateşin çok yükselmesi ve genel durumun bozulması, şiddetli öksürük, kusma, ishal gibi ek bulguların varlığı daha çok gribi düşündürmesi gerektiğini bildiren Gümüşer, ''Virüs enfeksiyonları çocukların direncini düşürür. Direnç düşüklüğü de, soğuk algınlığı olarak başlayan hastalığın orta kulak iltihabı, zatürre, sinüzit, bademcik iltihabı ve bronşit gibi başka hastalıklara dönüşmesinin önünü açabilir. Ne yazık ki virüsü vücuttan uzaklaştıracak bir ilacımız yok.
Bu nedenle, çocuğu rahatlatacak önlem ve ilaçları verip, hastalığın doğal seyrini izlemek, komplikasyon dediğimiz yukarıdaki hastalıklara dönüşümü erken fark edip gerekli tedavi desteğini sağlamak gerekir. Bu dönemde çocuğun yeterli sıvı almasını sağlamalı, bulunduğu ortamın iyi havalanmasını ve nemlenmesini sağlamak, burun temizliğine dikkat etmek yeterlidir. Ağızdan ateş düşürücü, soğuk algınlığı ve öksürük ilaçları rahatlatıcı olarak verilebilir.
Ancak hemen antibiyotik kullanmaya başlamak ülkemizde ailelerin çok sık yaptığı yanlışlardan biridir. Antibiyotiklerin virüsler üzerine hiçbir etkisi bulunmadığını unutmamak gerekir. Komplikasyon gelişirse doktor kontrolü altında uygun antibiyotik uygun doz ve sürede kullanılmalıdır'' şeklinde konuştu.