Arif Coşkun
16.05.2010, 09:20
Dil, insanın gönlünün, gönül ise ruhun, ruh da, insanın hakikatinin aynasıdır. Dil, iki tarafı keskin bir bıçak gibidir. İnsana zarar, dilinden gelir ve dil, insanı aziz ettiği gibi, zelil de eder. Bunun için Peygamber efendimiz; (Ya hayr söyle, ya sükut et, sus) buyurmuşlardır.
Bir kimse Eyyub Sahtiyani hazretlerine;
-Bana nasihatte bulunur musunuz deyince, cevap olarak;
-Diline sahib ol, az konuşmaya dikkat et buyurmuştur.
Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, Allahü teâlânın razı olmadığı bir şeyi söylememek için, oniki sene mübarek ağzına taş koymuş ve uygun bir şey söyleyeceği zaman, taşı çıkarırlarmış. Resulullah efendimiz; (Bir kimse, dilini tutarsa, Allahü teâlâ onun utanacak şeylerini örter. Gadabını tutarsa, kıyamet günü, Allahü teâlâ azabını ondan çeker. Bir kimse Allahü teâlâya yalvarırsa, onun duasını kabul eder) buyurmuşlardır.
Kalb temiz olursa, dilden güzel sözler çıkar. Kişi, dilinin altında gizlidir, konuşunca belli olur. Zünnun-i Mısri hazretlerine;
-Kalbini en güzel koruyan kimdir? diye sorduklarında;
-Diline en çok hakim olan cevabını vermiştir.
Peygamber efendimiz de; (En kıymetli amel, elinden ve dilinden kimsenin incinmemesidir) buyurmuştur.
Lokman Hakim hazretleri, oğluna nasihat ederek buyurur ki:
“Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükut eden selamete erer. Hayır söyleyen kâr eder. Kötü konuşan günahkâr olur. Diline hakim olmayan pişman olur.”
Bir kimse, dilini kontrol ederse, din ve dünyası da ıslah olur, selamet bulur. Sa’di Şirazi hazretleri buyuruyor ki:
“Dil, şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz. Kulak; Kur’an-ı kerim ve nasihat dinlemek içindir. Batıl ve boş sözler için değildir. Göz; Allahü teâlânın kudret ve sanatını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir.”
Hakiki bir Müslüman, diline sahip olur, yalan söylemez, gıybet etmez, dedikodu yapmaz ve dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Zaten başkasını incitmek haramdır, günahtır ve fitne çıkmasına sebep olur. Fitne çıkmasına sebep olmak ise, ayrıca daha büyük günah olur. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kimse ile münakaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmeyen Müslümanın Cennete gireceğini size söz veriyorum. Şaka ile veya yanındakileri güldürmek için olsa bile, yalan söylemiyenin Cennete gireceğini size söz veriyorum. İyi huylu olanın Cennetin yüksek derecelerine kavuşacağını size söz veriyorum!)
Her Müslümanın dilini koruması, ona sahip olması lazımdır. Zira 54 farzdan birisi de, kişinin dilini haram, fuhuş olan sözlerden korumasıdır. Korumazsa, bu hâl insanı Cehenneme sürükler. Peygamber efendimiz; (Çok namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını incitenin gideceği yer Cehennemdir) buyurmuşlardır.
İbrahim Desuki hazretleri ömrünün son günlerinde talebelerine hitaben; “Ey evlatlarım! Ömrünüz her geçen gün azalmakta, eceliniz yaklaşmaktadır. Bir gün bu üzerinde yaşadığınız dünya dürülecek, kıyamet kopacaktır. Her gün amel defterinizi hayırlı işlerle doldurmaya bakınız. Böyle yapanlara müjdeler olsun. Amel defterlerini, yasaklardan kaçmayarak günahlarla dolduranlara da yazıklar olsun. Vakitlerinizi israf etmeyiniz. Zamanlarınızı boşa geçirmeyip değerlendiriniz. Yoksa pişman olursunuz. Duanızın kabul olmasını istiyorsanız, helalden yiyiniz ve Müslüman kardeşlerinizin hakkında yersiz söz etmekten dilinizi tutunuz” diye nasihat etmişlerdir.
Mansur bin Ammar hazretleri de bir talebesine hitaben; “Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan, dünyayı istemeyi bırak, özür dilemekten kurtulmak istiyorsan, diline hakim ol” buyurmuştur.
Netice olarak, her fenalıktan uzak kalmanın yolu, dili tutmaktır. Zira dil, canavar gibidir, serbest bırakılırsa insanı parçalar. Dili muhafaza etmeli ki, insanı sokmasın. Çünkü dil, büyük bir yılan gibidir. Bişr-i Hafi hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Dünyada aziz olmak, ahirette selamette kalmak isteyen, diline sahib olsun.”
alıntıdır
İnsanın başına gerçekten ne geliyorsa dilinin yüzünden geliyor. En güzeli "Susulması gereken yerde susmak, konuşulması gereken yerde konuşmak" olmalı. Hoşuma giden bir yazıydı, paylaşmak istedim,
Bir kimse Eyyub Sahtiyani hazretlerine;
-Bana nasihatte bulunur musunuz deyince, cevap olarak;
-Diline sahib ol, az konuşmaya dikkat et buyurmuştur.
Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, Allahü teâlânın razı olmadığı bir şeyi söylememek için, oniki sene mübarek ağzına taş koymuş ve uygun bir şey söyleyeceği zaman, taşı çıkarırlarmış. Resulullah efendimiz; (Bir kimse, dilini tutarsa, Allahü teâlâ onun utanacak şeylerini örter. Gadabını tutarsa, kıyamet günü, Allahü teâlâ azabını ondan çeker. Bir kimse Allahü teâlâya yalvarırsa, onun duasını kabul eder) buyurmuşlardır.
Kalb temiz olursa, dilden güzel sözler çıkar. Kişi, dilinin altında gizlidir, konuşunca belli olur. Zünnun-i Mısri hazretlerine;
-Kalbini en güzel koruyan kimdir? diye sorduklarında;
-Diline en çok hakim olan cevabını vermiştir.
Peygamber efendimiz de; (En kıymetli amel, elinden ve dilinden kimsenin incinmemesidir) buyurmuştur.
Lokman Hakim hazretleri, oğluna nasihat ederek buyurur ki:
“Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükut eden selamete erer. Hayır söyleyen kâr eder. Kötü konuşan günahkâr olur. Diline hakim olmayan pişman olur.”
Bir kimse, dilini kontrol ederse, din ve dünyası da ıslah olur, selamet bulur. Sa’di Şirazi hazretleri buyuruyor ki:
“Dil, şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz. Kulak; Kur’an-ı kerim ve nasihat dinlemek içindir. Batıl ve boş sözler için değildir. Göz; Allahü teâlânın kudret ve sanatını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir.”
Hakiki bir Müslüman, diline sahip olur, yalan söylemez, gıybet etmez, dedikodu yapmaz ve dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Zaten başkasını incitmek haramdır, günahtır ve fitne çıkmasına sebep olur. Fitne çıkmasına sebep olmak ise, ayrıca daha büyük günah olur. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kimse ile münakaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmeyen Müslümanın Cennete gireceğini size söz veriyorum. Şaka ile veya yanındakileri güldürmek için olsa bile, yalan söylemiyenin Cennete gireceğini size söz veriyorum. İyi huylu olanın Cennetin yüksek derecelerine kavuşacağını size söz veriyorum!)
Her Müslümanın dilini koruması, ona sahip olması lazımdır. Zira 54 farzdan birisi de, kişinin dilini haram, fuhuş olan sözlerden korumasıdır. Korumazsa, bu hâl insanı Cehenneme sürükler. Peygamber efendimiz; (Çok namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını incitenin gideceği yer Cehennemdir) buyurmuşlardır.
İbrahim Desuki hazretleri ömrünün son günlerinde talebelerine hitaben; “Ey evlatlarım! Ömrünüz her geçen gün azalmakta, eceliniz yaklaşmaktadır. Bir gün bu üzerinde yaşadığınız dünya dürülecek, kıyamet kopacaktır. Her gün amel defterinizi hayırlı işlerle doldurmaya bakınız. Böyle yapanlara müjdeler olsun. Amel defterlerini, yasaklardan kaçmayarak günahlarla dolduranlara da yazıklar olsun. Vakitlerinizi israf etmeyiniz. Zamanlarınızı boşa geçirmeyip değerlendiriniz. Yoksa pişman olursunuz. Duanızın kabul olmasını istiyorsanız, helalden yiyiniz ve Müslüman kardeşlerinizin hakkında yersiz söz etmekten dilinizi tutunuz” diye nasihat etmişlerdir.
Mansur bin Ammar hazretleri de bir talebesine hitaben; “Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan, dünyayı istemeyi bırak, özür dilemekten kurtulmak istiyorsan, diline hakim ol” buyurmuştur.
Netice olarak, her fenalıktan uzak kalmanın yolu, dili tutmaktır. Zira dil, canavar gibidir, serbest bırakılırsa insanı parçalar. Dili muhafaza etmeli ki, insanı sokmasın. Çünkü dil, büyük bir yılan gibidir. Bişr-i Hafi hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Dünyada aziz olmak, ahirette selamette kalmak isteyen, diline sahib olsun.”
alıntıdır
İnsanın başına gerçekten ne geliyorsa dilinin yüzünden geliyor. En güzeli "Susulması gereken yerde susmak, konuşulması gereken yerde konuşmak" olmalı. Hoşuma giden bir yazıydı, paylaşmak istedim,