mansur58
30.10.2010, 13:59
Seher vakti medeniyeti
Seher vakti; taze bir güneşin dönyayı aydınlatmaya hazırlandığı, acısıyla, tatlısıyla, ölümüyle, doğumuyla, düğünüyle, bayramıyla ve yaşanmamışlıkların yaşanacagı yeni bir güne ilk adımlarımızı atmaya uyandıgımız zaman dilimidir. Yeni gün için dünden kalan hesaplarımız, planlarımız ve umutlarımız vardır. Bir de Yaratıcı’nın hesapladığı bizim hesaplayamadığımız ve adını süpriz koyduğumuz davetsiz gelişmelere de muhatap oluruz. Günün ilk ışıklarında işimize gitmek üzere yola çıktıgımızda, pekte düşünmeyiz fırıncının, bakkalın, manavın, kasabın, ayakkabıcının, manıfaturacının, doktorun, eczacının, tamircinin... günlük yevmiyemizden hisse almak için bizi beklediklerini. Sadece, eve helalinden rızık götürmenin onurlu düşüncesi bunları düşünmektem bizi alıkoyar. Kısacası böyle bir telaşın, koşuşturmanın başlangıcıdır seher vakti.
Sabahı kurtaran günü kurtarmış olur. Çünkü seher vakti bereket vaktidir. Rızıkların dağıtıldığı, yatakta olanların değil ayakta olanların bu rızıklardan fazlasıyla nasiplendiği anlardır
Tarihten bu tarafa, her zaman kazananlar, bu başlangıcı en iyi değerlendirenler olmuştur.
Özellikle İslam medeniyetinin bir diğer adı da seher vakti medeniyetidir. Müslümanın üzerine güneş doğmaz düsturyla hareket ederek; müslümanlar güneş doğmadan güne dua, ibadet ve niyazla başlamanın bereketiyle muhteşem bir medeniyet kurarak insanlığa sayısız hizmetler götürmenin şanını yaşamışlardır. Bu ruh ve imanla Cömert Nil, Yeşil Tuna kıyılarına ulşılmış, Endülüs çiçek çiçek açmış, şimdinin mağrur Avrupa’sının orta çağ karanlıklarından kurtulması için de rönesans gibi büyük bir devrimi yapmasının önünü açmıştır.
Ne zamana kadar ? Seher vakti medeniyeti olma özelliğini bir kuşluk vakti medeniyeti olan hıristiyan alemine devredinceye kadar. Bu özellikler yer değiştirmeye başladıktan sonra sosyolojik olaylar boşluk kabul etmeyeceğne göre yavaş yavaş müslümanlar da eski çağ Avrupa sının terkettiği alışkanlklarına dogru ilerlemeye başlamışlardır.
Bu gün geri kalmışlığımızın, köhnemişliğimizin nedenlerini bir şark kurnazlığıyla kendi dışımızda aramak ve başka ülkelere yüklemek yerine dönüp aynaya bakarak gerçeklerle yüzleşmemiz lazımdır. Bir mirascı çömertliğiyle tarumar ettiğimiz medeniyetimizi nasıl
gözden çıkardığımızın da hesabını vererek.
İslam seher vakti medeniyetidir. Ancak biz müslümanlar ise böyle bir medeniyetin mirasyedi varisleriyiz Dolayısıyla ne yazıkki İslam alemi kuşluk vakti medeniyetinin esiri olduğu bir cğrafya haline düşmüştür. İslam alemi seher vakti uyurken, batı alemi ayakta.
Bir baksana: gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!
M.Akif
Kalın saglıcakla
Seher vakti; taze bir güneşin dönyayı aydınlatmaya hazırlandığı, acısıyla, tatlısıyla, ölümüyle, doğumuyla, düğünüyle, bayramıyla ve yaşanmamışlıkların yaşanacagı yeni bir güne ilk adımlarımızı atmaya uyandıgımız zaman dilimidir. Yeni gün için dünden kalan hesaplarımız, planlarımız ve umutlarımız vardır. Bir de Yaratıcı’nın hesapladığı bizim hesaplayamadığımız ve adını süpriz koyduğumuz davetsiz gelişmelere de muhatap oluruz. Günün ilk ışıklarında işimize gitmek üzere yola çıktıgımızda, pekte düşünmeyiz fırıncının, bakkalın, manavın, kasabın, ayakkabıcının, manıfaturacının, doktorun, eczacının, tamircinin... günlük yevmiyemizden hisse almak için bizi beklediklerini. Sadece, eve helalinden rızık götürmenin onurlu düşüncesi bunları düşünmektem bizi alıkoyar. Kısacası böyle bir telaşın, koşuşturmanın başlangıcıdır seher vakti.
Sabahı kurtaran günü kurtarmış olur. Çünkü seher vakti bereket vaktidir. Rızıkların dağıtıldığı, yatakta olanların değil ayakta olanların bu rızıklardan fazlasıyla nasiplendiği anlardır
Tarihten bu tarafa, her zaman kazananlar, bu başlangıcı en iyi değerlendirenler olmuştur.
Özellikle İslam medeniyetinin bir diğer adı da seher vakti medeniyetidir. Müslümanın üzerine güneş doğmaz düsturyla hareket ederek; müslümanlar güneş doğmadan güne dua, ibadet ve niyazla başlamanın bereketiyle muhteşem bir medeniyet kurarak insanlığa sayısız hizmetler götürmenin şanını yaşamışlardır. Bu ruh ve imanla Cömert Nil, Yeşil Tuna kıyılarına ulşılmış, Endülüs çiçek çiçek açmış, şimdinin mağrur Avrupa’sının orta çağ karanlıklarından kurtulması için de rönesans gibi büyük bir devrimi yapmasının önünü açmıştır.
Ne zamana kadar ? Seher vakti medeniyeti olma özelliğini bir kuşluk vakti medeniyeti olan hıristiyan alemine devredinceye kadar. Bu özellikler yer değiştirmeye başladıktan sonra sosyolojik olaylar boşluk kabul etmeyeceğne göre yavaş yavaş müslümanlar da eski çağ Avrupa sının terkettiği alışkanlklarına dogru ilerlemeye başlamışlardır.
Bu gün geri kalmışlığımızın, köhnemişliğimizin nedenlerini bir şark kurnazlığıyla kendi dışımızda aramak ve başka ülkelere yüklemek yerine dönüp aynaya bakarak gerçeklerle yüzleşmemiz lazımdır. Bir mirascı çömertliğiyle tarumar ettiğimiz medeniyetimizi nasıl
gözden çıkardığımızın da hesabını vererek.
İslam seher vakti medeniyetidir. Ancak biz müslümanlar ise böyle bir medeniyetin mirasyedi varisleriyiz Dolayısıyla ne yazıkki İslam alemi kuşluk vakti medeniyetinin esiri olduğu bir cğrafya haline düşmüştür. İslam alemi seher vakti uyurken, batı alemi ayakta.
Bir baksana: gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!
M.Akif
Kalın saglıcakla