mansur58
05.12.2010, 23:25
EGRİ MİNARE
Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti O gün gelince istanbul´un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu Fakat bunlar arasında bulunan bir çocuk, ´Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!´ diye bağırıyordu Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu Çocuğun minarelerden biri için eğri dediği Mimar Sinan´a kadar ulaştı Koca mimar hemen çocuğun yanına geldi ve ona, ´Yavrum hangi minare eğri göster bana´ dedi Çocuk da ´İşte şu´ diye minarelerden birini gösterdi Mimar Sinan hemen adamlarını topladı Uzun halatları biribirine ekletip minareye bağlattı ´Çekin yukarı doğru!´ diye çektirmeye başladı Çocuğa da, ´Oğlum, bak bu minareyi doğrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoğru olunca haber ver´
dedi Adamlar gerçekten düzeltiyormuş gibi çekiyorlardı Çocuk bir süre sonra, ´Tamam, minare doğruldu´ diye bağırdı İşçiler çekme işini bırakıp halatları çözdüler Başından beri olaya tanık olan Sinan´ın ustalarından biri herkesin kafasını kurcalayan soruyu Mimar Sinan´a yöneltti:
- Ulu mimarbaşımız, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok O halde niçin düzeltmeye kalkıştın?
Mimar Sinan´ın cevabı inceliğin, anlayışın, hoşgörünün simgesi idi:
- Ben bilmez miyim minarede eğrilik olmadığını Ama çocuğun kafasındaki ´minare eğri´ intibaını da öyle bırakamazdım Bu yönteme başvurdum ki çocuğun kafasındaki ´eğri´ kanaati silinsin Yoksa her yerde çocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu söyler, sonra gerçekten eğri olduğu şeklinde bir inanç yayılırdı!
Cocuklarımızın kafalarindaki bir yığınn egrileri, mubarek merhum Mimar Sinan´in bu enfes davranışını örnek alarak dogrultabiliriz.
Kalın sağlıcakla
Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti O gün gelince istanbul´un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu Fakat bunlar arasında bulunan bir çocuk, ´Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!´ diye bağırıyordu Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu Çocuğun minarelerden biri için eğri dediği Mimar Sinan´a kadar ulaştı Koca mimar hemen çocuğun yanına geldi ve ona, ´Yavrum hangi minare eğri göster bana´ dedi Çocuk da ´İşte şu´ diye minarelerden birini gösterdi Mimar Sinan hemen adamlarını topladı Uzun halatları biribirine ekletip minareye bağlattı ´Çekin yukarı doğru!´ diye çektirmeye başladı Çocuğa da, ´Oğlum, bak bu minareyi doğrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoğru olunca haber ver´
dedi Adamlar gerçekten düzeltiyormuş gibi çekiyorlardı Çocuk bir süre sonra, ´Tamam, minare doğruldu´ diye bağırdı İşçiler çekme işini bırakıp halatları çözdüler Başından beri olaya tanık olan Sinan´ın ustalarından biri herkesin kafasını kurcalayan soruyu Mimar Sinan´a yöneltti:
- Ulu mimarbaşımız, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok O halde niçin düzeltmeye kalkıştın?
Mimar Sinan´ın cevabı inceliğin, anlayışın, hoşgörünün simgesi idi:
- Ben bilmez miyim minarede eğrilik olmadığını Ama çocuğun kafasındaki ´minare eğri´ intibaını da öyle bırakamazdım Bu yönteme başvurdum ki çocuğun kafasındaki ´eğri´ kanaati silinsin Yoksa her yerde çocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu söyler, sonra gerçekten eğri olduğu şeklinde bir inanç yayılırdı!
Cocuklarımızın kafalarindaki bir yığınn egrileri, mubarek merhum Mimar Sinan´in bu enfes davranışını örnek alarak dogrultabiliriz.
Kalın sağlıcakla