eyuphulagu
07.04.2012, 01:32
Sivas Artık Değişmeli
03.Nisan.2012, 13:14
Osman Çelik
Sivas’ın değişim sürecine girmesinin zamanının geldiği artık yüksek bir ses ile dillendirilmeye devam ediyor. Türkiye değişiyor. Yaşanan değişimin algılanması noktasında elbette bir birikimin olması lazım. Bu birikimin, nasıl vücut bulması gerektiği, tartışma götürmekle birlikte, bir zihinsel yenilenme gerektiren de bir duruş meselesi bu.
Peki, şehrin yeni gelişmelere karşı bir duruşu bulunmakta mıdır? Veya ülkedeki ve dünyadaki gelişmelere, kendini adapte etme konusunda bir gayreti var mı?..
Bu konuyu, mutlaka tartışmaya açmanın zamanı geldi. Sivas’ın, muntazam bir zihinsel silkinme içerisinde olmasının ve bu zihinsel silkinme akabinde de, gelişim ve değişime başlaması lazım.
***
Yıllardır Sivas’ın, adeta çelik çomak oyunu ile hareket alanı sınırlandırıldı. Bir türlü, büyük hayaller kuramama gibi bir nekahet içerisine dahil edildi. Oysa her ilden, en çok bu kadim şehrin ihtiyacı var hayale ve umuda. Çünkü hayaller, önden giden atlılardır. Gerçek ise, ayan beyan hemen ardından gelir.
Bir umuda bir değişime bir hayale ihtiyacı var Sivas’ın. Yeni yeni yeni…Yeni yüzlere, yeni heyecanlara, yeni ufuklara ihtiyacı var Sivas’ın…
Eskinin basmakalıp alışkanlıkları ve ben merkezli zihniyetinin Sivas’a, vereceği bir şey kalmamıştır. Bunu görmemek, şehrin kadim varlığını iyi okuyamamaktır. Nedendir bilinmez, Sivas’ın günü birlik magazin kültüründen öte gidemeyen bir yaşam algılaması var. Hep başka yerler ve hep başka şeylere yerinen bir şehir varlığının, gelişim sürecine girmesi mümkün müdür?
Bu düşünce tarzı, bir kısır döngüdür. Bunun aşılmasının zamanı geldiği halde, bu minvalde bir adımlar silsilesinin de varlığı elzemdir.
Sivas yeni bir yapılanma içerisine sokulmalıdır. Elbette yeni yapılanma arzusunun muhalifleri de çok olacaktır. Zira niceleri, yıllardır hâkim oldukları Sivas’ı, ancak ve ancak maddi hırslarına hizmet ettirdiler. Kendi gururlarını besledikçe daha çok istediler. Daha, daha, daha…Hep aldılar, hep aldılar…
Sevgili okurlar artık Sivas’ta değişim zamanıdır. Bunu herkesin görmesi lazım… Şehri ancak ve ancak her alanda bir değişimi yakalarsa, ekonomik kalkınmada öncü işlere imza atar.
Eğer yeniden bir yapılanma ve kalkınma içerisine sokamazsak Sivas’ı, göçler daha da artacak ve şehrin yetişmiş beyinleri, öte diyarlara revan olacaklar.
Ama mutlaka, bir yerden de başlamanın zamanı geldi. Mutlaka Sivas’ın gelecek yüzyılını planlamalıyız ve bu plan dâhilinde, adım adım ileriye yönelmeliyiz. Yapacağımız gelecek felsefesi, elbette çok geç kaldı. Ama yine de, yol almamız konusunda ısrarcı bir tutum içerisinde olma mecburiyeti de ortada.
Sanki durağanlık Sivas’ın kaderiymiş gibi yanlış bir saplantı var. “Bizden bir şey olmaz kardeşim” türü bakış açısını terk etmek zorundayız. Bizden çok şey olur inanın.
Bir araya geldiğimizde, bir birimizi anladığımızda, birçok güzel düşüncelerin ortaya çıktığına şahidizdir hepimiz.
Nice güzel fikir ve enerjinin, Sivas ve ülkemiz adına yaşam bulması için, gayretlerimizi birleştirip, güzel çalışmalarda omuz omuza olmak zorundayız. Daraldığımız yerde, içinden çıkamadığımız durumlarda, mutlaka şehrimizin yetiştirdiği akil adamların görüşlerinden de yararlanarak güzel projeler üretebiliriz.
Benlik, hırs ve ihtirasının emrinde koşanlar elbette ki, güzel adımlardan faydalanmak isteyeceklerdir ama, onlarında zamanla olgunlaşıp, ortak şehir potasında enerjilerini bütünleyecekleri de muhakkak.
***
Zaman, Sivas’ı yeniden yorumlama ve bu yorumlamalar akabinde, şehri değişime hazırlama zamanıdır. Zaman yeni adımlarda, yeni anlayışlarda, yeni ufuklarda enerjileri birleştirerek, ortak aklı hâkim kılma zamanıdır. Bu adımı attığımız,bu aşkı mukim kıldığımız an, işte o zaman hakikaten bu Selçuklu şehrini, yeniden bilimle, sanatla, kültürle, ekonomi ile yeniden yüceltebiliriz.Kaynak:Gazeteiz ci.com
03.Nisan.2012, 13:14
Osman Çelik
Sivas’ın değişim sürecine girmesinin zamanının geldiği artık yüksek bir ses ile dillendirilmeye devam ediyor. Türkiye değişiyor. Yaşanan değişimin algılanması noktasında elbette bir birikimin olması lazım. Bu birikimin, nasıl vücut bulması gerektiği, tartışma götürmekle birlikte, bir zihinsel yenilenme gerektiren de bir duruş meselesi bu.
Peki, şehrin yeni gelişmelere karşı bir duruşu bulunmakta mıdır? Veya ülkedeki ve dünyadaki gelişmelere, kendini adapte etme konusunda bir gayreti var mı?..
Bu konuyu, mutlaka tartışmaya açmanın zamanı geldi. Sivas’ın, muntazam bir zihinsel silkinme içerisinde olmasının ve bu zihinsel silkinme akabinde de, gelişim ve değişime başlaması lazım.
***
Yıllardır Sivas’ın, adeta çelik çomak oyunu ile hareket alanı sınırlandırıldı. Bir türlü, büyük hayaller kuramama gibi bir nekahet içerisine dahil edildi. Oysa her ilden, en çok bu kadim şehrin ihtiyacı var hayale ve umuda. Çünkü hayaller, önden giden atlılardır. Gerçek ise, ayan beyan hemen ardından gelir.
Bir umuda bir değişime bir hayale ihtiyacı var Sivas’ın. Yeni yeni yeni…Yeni yüzlere, yeni heyecanlara, yeni ufuklara ihtiyacı var Sivas’ın…
Eskinin basmakalıp alışkanlıkları ve ben merkezli zihniyetinin Sivas’a, vereceği bir şey kalmamıştır. Bunu görmemek, şehrin kadim varlığını iyi okuyamamaktır. Nedendir bilinmez, Sivas’ın günü birlik magazin kültüründen öte gidemeyen bir yaşam algılaması var. Hep başka yerler ve hep başka şeylere yerinen bir şehir varlığının, gelişim sürecine girmesi mümkün müdür?
Bu düşünce tarzı, bir kısır döngüdür. Bunun aşılmasının zamanı geldiği halde, bu minvalde bir adımlar silsilesinin de varlığı elzemdir.
Sivas yeni bir yapılanma içerisine sokulmalıdır. Elbette yeni yapılanma arzusunun muhalifleri de çok olacaktır. Zira niceleri, yıllardır hâkim oldukları Sivas’ı, ancak ve ancak maddi hırslarına hizmet ettirdiler. Kendi gururlarını besledikçe daha çok istediler. Daha, daha, daha…Hep aldılar, hep aldılar…
Sevgili okurlar artık Sivas’ta değişim zamanıdır. Bunu herkesin görmesi lazım… Şehri ancak ve ancak her alanda bir değişimi yakalarsa, ekonomik kalkınmada öncü işlere imza atar.
Eğer yeniden bir yapılanma ve kalkınma içerisine sokamazsak Sivas’ı, göçler daha da artacak ve şehrin yetişmiş beyinleri, öte diyarlara revan olacaklar.
Ama mutlaka, bir yerden de başlamanın zamanı geldi. Mutlaka Sivas’ın gelecek yüzyılını planlamalıyız ve bu plan dâhilinde, adım adım ileriye yönelmeliyiz. Yapacağımız gelecek felsefesi, elbette çok geç kaldı. Ama yine de, yol almamız konusunda ısrarcı bir tutum içerisinde olma mecburiyeti de ortada.
Sanki durağanlık Sivas’ın kaderiymiş gibi yanlış bir saplantı var. “Bizden bir şey olmaz kardeşim” türü bakış açısını terk etmek zorundayız. Bizden çok şey olur inanın.
Bir araya geldiğimizde, bir birimizi anladığımızda, birçok güzel düşüncelerin ortaya çıktığına şahidizdir hepimiz.
Nice güzel fikir ve enerjinin, Sivas ve ülkemiz adına yaşam bulması için, gayretlerimizi birleştirip, güzel çalışmalarda omuz omuza olmak zorundayız. Daraldığımız yerde, içinden çıkamadığımız durumlarda, mutlaka şehrimizin yetiştirdiği akil adamların görüşlerinden de yararlanarak güzel projeler üretebiliriz.
Benlik, hırs ve ihtirasının emrinde koşanlar elbette ki, güzel adımlardan faydalanmak isteyeceklerdir ama, onlarında zamanla olgunlaşıp, ortak şehir potasında enerjilerini bütünleyecekleri de muhakkak.
***
Zaman, Sivas’ı yeniden yorumlama ve bu yorumlamalar akabinde, şehri değişime hazırlama zamanıdır. Zaman yeni adımlarda, yeni anlayışlarda, yeni ufuklarda enerjileri birleştirerek, ortak aklı hâkim kılma zamanıdır. Bu adımı attığımız,bu aşkı mukim kıldığımız an, işte o zaman hakikaten bu Selçuklu şehrini, yeniden bilimle, sanatla, kültürle, ekonomi ile yeniden yüceltebiliriz.Kaynak:Gazeteiz ci.com