PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Engin Ardıç Yazıları


hicre58
20.04.2012, 04:38
Hikâyeleri hikâyedir

Bu tür haberler, satışları dibe vurmuş bazı gazetelerin "esasta emekli memur" olan müşterilerini hiç olmazsa bir süre daha ellerinde tutmaya yararlar...
Haber şu, bir araştırmanın haberi : "CHP'nin köşk adayı kim olabilir?..."
Evet, adayları olacak tabii. Okuyan emekli, hani bir zamanlar Yasemin Kumral'ın "Bim Bam Bom" şarkısındaki buldumcuk kız gibi sevinecek, çatlasın düşmanlar, benim de artık bir adayım var!
Sağır sultan bile biliyor: Cumhurbaşkanlığı seçimini AKP'nin adayı kazanacak.
Seçim 2012'de de olsa, 2013'te de olsa, 2014'te de olsa, AKP'nin adayı kazanacak.
AKP ister Recep Tayyip Erdoğan'ı aday göstersin, ister Abdullah Gül'ü, isterse Hacı Mehmet Efendi'yi, kimi gösterirse o kazanacak. (Propaganda yapmıyoruz, tesbit yapıyoruz.)
Ama başka adaylar da çıkacak tabii (örneğin şu günlerde Fransa'da maç Sarkozy ile Hollande arasında oynanıyor ama sağcı aday Le Pen'den solcu aday Melenchon'a kadar, kazanmaları sözkonusu olamayacak birçok figüran da var sahada...)
CHP de elbette bir aday gösterecek, göstermiş olmak için. Göstermemiş olur mu? Hiç olmaz.
Üstelik, toplayacağı oy yüzde 26'yı geçerse, amigo gazetelere "CHP oylarını arttırdı" diye çığlık atma fırsatı çıkacak. (Öyle utanmaz herifler ki, İstanbul belediye seçiminde Kılıçdaroğlu yüzde 39 alınca "kazandı" havalarına girmişlerdi, oysa karşı tarafın oyu yüzde 53 olmuştu!)
İşte bu aday kim olsun diye bir anket yapılmış CHP çevrelerinde.
Bu elbette "resmi" değil, "bilimsel" hiç değil ama genel eğilim hakkında bir fikir de veriyor.
Katılanların hiçbiri, evet, hiçbiri Kılıçdaroğlu dememiş. (Alay edince Kılıçdaroğlu çok bozuluyor, o nedenle yorum yapmayacağım.) Yüzde 29, Eskişehir ilimiz dışında kimsenin tanımadığı Yılmaz Büyükerşen'i öne sürmüş. (Bu ismi, ileride belki lazım olur diye, bir kenarda sürekli tutuyorlar.)
Yüzde 18, bütün olup bitenlere ve herşeye rağmen Deniz Baykal demiş.
Derin devletin adayı Emine Ülker Tarhan, yüzde 15 toplamış.
Olup biten hiçbir şeyin farkında olmayan hakiki gabiler de yüzde 7'yle Hikmet Çetin demişler...
Hayret, Bülent Ecevit'e oy çıkmamış. (Merhum Ecevit beyin kanaması geçirdiğinde partisinin oy oranı sıçrama göstermişti!)
Fakat daha da matrak bir şey olmuş: Ankete katılan CHP seçmeninin yüzde 7'si, aday olarak Hüsametin Cindoruk'u görmek istiyor!
CHP adayı bir Hüsamettin Cindoruk... Demirel'in, özellikle Mehmet Haberal aracılığıyla "CHP'ye çengel attığı" söyleniyordu, çengelin sivri ucu yerine oturmuş galiba!...
Bu size yeterince matrak gelmediyse, en sona sakladım, daha da matrağı var:
Ankete katılan CHP seçmenlerinin yüzde 8'i, CHP adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ı gösteriyor!
Vallahi billahi doğru söylüyorum.
Şimdi, son kitabıyla amigo basında birçok çapsızın gönlünü fetheden Osman Ulagay da otursun, bunlardan "hikâye" beklesin.
Hikâyenin feriştahını yazmışlar da Ulagay farkında değil.
Kara mizah öyküsü müdür, komedya mıdır, tragedya mıdır, artık bilmem.

Engin Ardıç /sabah
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

amet_58
20.04.2012, 14:13
Halkını seven sayar da

Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, altmışlı yılların son demlerinde bize şöyle demişti: "Sloganlarla düşünmek mümkün değildir... Türkiye'de sol, sloganlarla düşünmeye çalıştığı için kaybedecek!"
Öyle de oldu.
Hiç akıllanmaya niyetli adamlar olmadıkları için, aynı hatayı bugün de yapıyorlar, herhalde yirmi ikinci yüzyılda da yaparlar.
"Bağımsız Türkiye" diyorlardı. Bunun "NATO'dan çıkalım" anlamına geldiğini biliyorlardı ama Amerikan gizli servislerinin bunu söyleyene neler yapabileceği hakkında bir fikirleri yoktu. Silivri ve Hasdal'a sorup bu konuda bilgi edinebilirler.
"Tek yol devrim"... Oysa evrim diye de bir yol vardı (Rus sosyalistleri dikta kurmak yerine bu yolu seçselerdi yetmiş beş yıl acı çekilmezdi.)
"Mahir, Hüseyin, Ulaş... Kurtuluşa kadar savaş!"... Savaşta yenilmek de vardır. Savaşları haklı olanlar değil, güçlü olanlar kazanırlar.
"Ata binmiş eşekler, millet sizden ne bekler?"... Proje bekler, yatırım bekler, kalkınma bekler, iş bekler, aş bekler...
"Yabancı sermayeye hayır"... Yerli sermaye birikimimiz "otarşi politikası" sürdürebilecek kadar güçlü ve yeterliymiş yani...
"Sermayeye de hayır"... Sermaye olmadan yatırım, Karl Marx'ın bile tasavvur edemeyeceği bir iktisat ucubesi olmalı.
"Herkesten yeteneği oranında, herkese ihtiyacı kadar"... Silinmeye, ortadan kalkmaya yüz tutacak kadar zayıflamış olan devlet aslında o kadar güçlü ki, kaynak toplamadan kaynak dağıtabiliyor! Bu kadar sağlamsa niçin ve nasıl ortadan kalkacak?
"IMF'ye hayır!"... Aynı şeyi söyleyen ve üstelik uygulayan başbakan niçin kötü kişi oluyor acaba?
"Kahrolsun Amerikan emperyalizminin uşağı İsrail!"... Vallahi başbakan da söylüyor, o zaman da "Amerika'nın Ortadoğu projesinin eşbaşkanı" diyorlar, nasıl hem o hem bu olunabiliyorsa?... Ama şu farkla: Başbakanın İsrail'in "hükümetiyle" sorunu var, devletiyle ya da halkıyla değil, bunu da açık seçik belirtti.
Şimdi de slogan atarak düşündüklerini sanıyorlar.
Dahası, slogan atmanın "bir cevap" olduğunu sanıyorlar.
Hani yazısını beğenmediğin köşe yazarına hakaret ettiğin zaman onu altettiğini sanmak gibi bir şey...
Bakınız ne demişler: "Halkını sevmek cesaret ister!"
Ama hiç ummadıkları bir açıdan haklıdırlar bu sefer.
Halkını sevmek, ona kök söktürmüş olan bürokrasiyle çata çat mücadele cesareti ister. Kendin edemiyorsan, edebileni takdirle karşılayacaksın.
Halkını sevmek, halkının tercihini, seçimini de sevmek, en azından saygı göstermektir. Halkının inançlarına da saygılı olacaksın halkını seviyorsan. Temsilcilerinden de, her işlerini beğenmesen bile, nefret etmeyeceksin.
Bu bir cesaret meselesidir, evet.
Kum gibi düşman kazanmaktan ürkmemek, tepki göreceğini, başının derde gireceğini bile bile doğruları yazmaktır örneğin... Yalnız kalmaktan korkmamaktır, küfürden, tehditten yılmamaktır cesaret.
Ayrıca... Hani siz "halkın gücü, zulmün topunu tüfeğini yerle bir eder" diye slogan atmıyor muydunuz canım, ettiği zaman niçin bozuluyorsunuz peki?

sivaslınet
20.04.2012, 14:31
"Bağımsız Türkiye" diyorlardı. Bunun "NATO'dan çıkalım" anlamına geldiğini biliyorlardı ama Amerikan gizli servislerinin bunu söyleyene neler yapabileceği hakkında bir fikirleri yoktu. Silivri ve Hasdal'a sorup bu konuda bilgi edinebilirler.


Evet emperyalizme karşı çıkmanın sonucu Silivri ve Hastal'dır. Doğru..

Peki, Nato'yla birlikte hareket ederek, onlara oyları ile destek olarak, 1.5 milyon müslümanın kanına girmenin diğer yaşamdaki yeri neresidir?

Not: Diğer sloganlara cevap vereceğim. Bu iletiyi buraya asan önce bu soruma cevap versin..

ÖnceVatan_58
20.04.2012, 15:24
Bu adam tam bir yalaka satılmış kalem ve salya, sümük şuğursuzca saldıran bir tip Ergin Ardınç. Bu adam ciddiye de alınmaz. Çünkü kişiliği belli.

mansur58
20.04.2012, 17:31
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Vehbi'nin kerrakesi ekonomiktir

İşin magazin yanını bol bol okudunuz, daha haftalarca da okursunuz: Hangi paşa içeri girmiş, hangi paşa dışarı çıkmış, on beş yıl önce tanklar nereden nereye yürümüşmüş, basında hangi ******** o cuntaya nasıl köpeklik etmişmiş...
Bu arada bendeniz en çok saf ve iyi niyetli arkadaşlara üzülüyorum: "28 Şubat darbesini gönülden destekliyorum" demeye dili varmadığı için "koskoca emekli paşa ayakta bekletilir mi" gibi gülünç kem küm gerekçeleri ardına sığınan Kılıçdaroğlu'nu ve onun partisini "kurtarmaya", adam etmeye çalışan arkadaşlarımın durumuna...
(Osman Ulagay bunların ağababasıdır ama onun hazin açmazını ayrı bir yazıda ele alacağız, sanki yıllardır döne döne hiç değinmedik de...)
28 Şubat darbesinin temeli ekonomikti. Bütün o, karısının eline "ikona" gibi Atatürk fotoğrafı tutuşturan adamın yol açtığı televizyon haber bülteni yaygaraları...
Bütün o, hepi topu yirmi Aczmendi'nin görüntü bantını yirmi kere üstüste oynatınca "bunlar çok kalabalıkmış ayol, gelirlerse ırzımıza geçecekler" korkusu yaratmalar... Bütün o, kontrgerillaya çalışan meşkuk hocalarla yatakta basılan çarşaflı kızcağızlar... On beş yıl öncesinin magazinidir. Bahanesidir. Kılıfıdır.
Hani ak sakallı bir Alman Yahudisi de, bundan yüz elli yıl kadar önce, "altyapı üstapıyı belirler" demişti...
Bununla, "yabancı oyuncu transfer edeceğinize PAF takımından gençleri alıp oynatın" demek istememişti tabii.
"Herşeyin temeli ekonomiktir" diyordu.
28 Şubat darbesinin temeli de ekonomiktir. (Sanki 27 Mayıs, enflasyona ezilip geçim sıkıntısına düşen memurların tepkisi değilmiş gibi!)
28 ŞUBAT, İSTANBUL SERMAYESİYLE EL ELE VEREN BÜROKRASİNİN ANADOLU SERMAYESİNİ EZME PLANIDIR. İstanbul sermayesinin medya ayağı da bu girişimde ayakçı olarak kullanılmıştır.
"Atatürkçülük" bunun kılıfıdır.
"Dipten gelen dalgayı" seziyorlardı, tırpanlamak istediler. Çok ciddi bir rakip çıkıyordu ortaya...
Anadolu sermayesine "yeşil" adını taktılar, "gericilik" salçası dökülürse aydınları kandırmak ve kendi yanına çekmek daha kolaydı. Nitekim birçok avanak, "adamlar Atatürkçü canım" diye darbeye alkış tuttu. (Sanki eski darbelerde farklı olmuş gibi...)
Bugün de muhalif basın işin bu boyutunu özenle gözlerden kaçırmaya çalışıyor. Hesap sorulmasına karşı çıkacaklar da, utanıyorlar, lafı dolandırıyorlar. İstanbul sermayesi ve onun uşağı olan basın kesimi, ekonomik kavgada bugün de Atatürkçülük kılıfını kullanıyor.
Bugün, 28 Şubat darbesinin ekonomiye maliyeti, yani verdiği zarar "300 milyar dolar kadar" olarak hesaplanıyor.
"Memleket elden gidiyor" dediler. "Elimizden gidiyor" demek istediler. Haklıydılar. Memleket bürokrasinin elinden gitti, halkın eline geçti.
Balans ayarında kullanılan terazinin ibresi birilerinin bir tarafına batmıştır.
Nasıl işkence görenler "12 Eylül davasına" müdahil oldularsa, o dönemde hortumlanan bankalarda birikimi buharlaşan, faiz lobisi tarafından soyulan, o korkunç 2001 devalüasyonunda parası pul olan, işsiz kalan, aç kalan vatandaşlar da yakında başlayacak gibi görünen "28 Şubat davasına" müdahil olsunlar!

Engin Ardıç
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Kutluyorum Engin Ardıç'ı çok önemli tesbitlerde bulunmuş.

hicre58
20.04.2012, 17:51
Eğilme Bekir
Bekir Coşkun, uzun süredir "gündemden düşmüş", adı anılmayan bir adam. Yazılarını da okuyan yok, çalıştığı gazeteyi de.
Bunun sıkıntısı içinde, kendini kamuoyuna hatırlatmak için birtakım atraksiyonlara girişti. Önce, işe yaramadığı ya da aldığı yüksek maaşı haketmediği için işten çıkarılan birçok gazeteci gibi "beni başbakan mahvetti" tezini bir süre savundu, söktüremedi. (İlk gazetesinden kovulmamış, kendisi "heyheylenip" tüymüştü.)
Ancak Internet'in "yolcu pisliğiyle geçinen hancı tavuğu" misali basın dedikoduları üzerinden ekmek sağlayan birtakım sitelerinde yankı bulabildi yani... Ama bunların da müşterisi belli ve sınırlıydı, sıradan vatandaş ilgilenmiyor, izlemiyordu.
Belki de hatayı, "küçük olsun bizim olsun" felsefesiyle, az satan gazetede "İlhan Selçuk postuna oturmayı" tercih etmekle yapmış, arkadaşlarının "buraya gel, sana yakışan yer burasıdır" çağrısına uyup cazgırlık ve edepsizlikle satış sağlayan daha etkili "bulvar gazetelerine" gitmemekle iyi etmemişti... Kendi dar çevresinde havası vardı da kitlede etkinliği yoktu.
Bir süre bekledi, baktı ki hepten unutulup gidecek, günün modasına uyup başbakana küfür etmeyi denedi, "belki bana da dava açar" umuduyla... Başbakan aldırmadı, onu Ahmet Altan'ı aldığı kadar ciddiye almamıştı.
Bunun üzerine, son çare olarak, "başıma bir şey gelecek diye ödüm kopuyor, beni öldürecekler, korkuyorum" dümenine yattı.
Nitekim, yalnızca kendi çevresinde bile olsa, beklediği tepkiyi hemen gördü. Onunla aynı kafada gidenler hemen gözyaşları içinde reklamını yapmaya koyuldular.
Eh, biz de bugün burada adını anarak kendisine yardımcı olalım, okurlarımıza "sahi yahu, böyle bir adam vardı" dedirtelim. Birbirimize destek olmalı, meslek dayanışmasına girmeliyiz, öyle değil mi? Düşeni yerden kaldırmak bir görevdir.
Bu da fazla etkili olmazsa, televizyon tartışma programlarına katılıp, bu yolla şöhret bulan bazı kişiler gibi ciyak ciyak cazgırlık ederek ilgi toplamak da bir çözüm olabilir ama Coşkun ekran sevmiyor, "aksanı varmış", onun için halkın karşısında Türkçe konuşmak istemiyor.
Bekir Coşkun, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı gibi öldürülmekten korkuyormuş.
Sözünü ettiği kişileri kontrgerilla öldürdü.
Vallahi, suçu "İslamcılara" yıkabilmek için Coşkun'u da yapar mı yapar, hani şu ünlü Danıştay baskını gibi!... İşin kötüsü, kayıtları da silerler, kimvurduya gider.
Ya da tetikçi giderken şöyle "yaşasın şeriat" diye bir bağırsa hani...
Sonra yakalanınca da "Bekir ağabey Kemalistmiş, bilmiyordum, özür dilerim" diyerek rengini ve kime çalıştığını belli etse salak tetikçi...
Ya da gazeteye yeni bir bomba... Ama atacak olan görevliye eskisi gibi tembih etsinler, bomba fazla hasar vermesin, şöyle güm diye sesi çıksın yeter, ne de olsa gazete yabancı yer değil!
Sayın Coşkun gerçekten korkuyorsa önce kendi arkadaşlarına dikkat etsin, arkasını dönmesin. Örneğin, yerde yirmi beş kuruş görürse sakın eğilip almaya kalkmasın.
İmza: Bir dost.


Engin Ardıç...
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

ÖnceVatan_58
21.04.2012, 08:25
Sen kimsin söyle Engin Ardıç
Etmişler seni iktidara savdıç
Olmuşun hakim hem de yargıç
Çirkefleşen diller kesilir bir gün

sivaslınet
21.04.2012, 08:33
"IMF'ye hayır!"... Aynı şeyi söyleyen ve üstelik uygulayan başbakan niçin kötü kişi oluyor acaba?
"Kahrolsun Amerikan emperyalizminin uşağı İsrail!"... Vallahi başbakan da söylüyor, o zaman da "Amerika'nın Ortadoğu projesinin eşbaşkanı" diyorlar, nasıl hem o hem bu olunabiliyorsa?... Ama şu farkla: Başbakanın İsrail'in "hükümetiyle" sorunu var, devletiyle ya da halkıyla değil, bunu da açık seçik belirtti.


Benim bir arkadaşım şöyle derdi: "Kişinin söylediklerine değil yaptıklarına bakarım."

Mesela başbakan; "Nato'nun Libyada ne işi var" demişti. Ama ne yaptı? Irak'ta bitti.. Sıra Suriye'de.

mansur58
21.04.2012, 15:33
Bekir Coşkun, uzun süredir "gündemden düşmüş", adı anılmayan bir adam. Yazılarını da okuyan yok, çalıştığı gazeteyi de.

Eee kıyakçılığın sonu ayakçılıktır demişler.

Bir süre bekledi, baktı ki hepten unutulup gidecek, günün modasına uyup başbakana küfür etmeyi denedi, "belki bana da dava açar" umuduyla... Başbakan aldırmadı, onu Ahmet Altan'ı aldığı kadar ciddiye almamıştı.
Bunun üzerine, son çare olarak, "başıma bir şey gelecek diye ödüm kopuyor, beni öldürecekler, korkuyorum" dümenine yattı.
Nitekim, yalnızca kendi çevresinde bile olsa, beklediği tepkiyi hemen gördü. Onunla aynı kafada gidenler hemen gözyaşları içinde reklamını yapmaya koyuldular.

Kendini, düştüğü çukurdan kurtarma atraksiyonları bunları da geç Bekir.

Eh, biz de bugün burada adını anarak kendisine yardımcı olalım, okurlarımıza "sahi yahu, böyle bir adam vardı" dedirtelim. Birbirimize destek olmalı, meslek dayanışmasına girmeliyiz, öyle değil mi? Düşeni yerden kaldırmak bir görevdir.

Belki bir umut diye Bekir sevinmiştir ama Engin Ardıç sen de kurtaramazsın bu iflah olmaz Bekir'i

Bekir Coşkun, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı gibi öldürülmekten korkuyormuş.
Sözünü ettiği kişileri kontrgerilla öldürdü.
Vallahi, suçu "İslamcılara" yıkabilmek için Coşkun'u da yapar mı yapar, hani şu ünlü Danıştay baskını gibi!... İşin kötüsü, kayıtları da silerler, kimvurduya gider.
Ya da tetikçi giderken şöyle "yaşasın şeriat" diye bir bağırsa hani...
Sonra yakalanınca da "Bekir ağabey Kemalistmiş, bilmiyordum, özür dilerim" diyerek rengini ve kime çalıştığını belli etse salak tetikçi...
Ya da gazeteye yeni bir bomba... Ama atacak olan görevliye eskisi gibi tembih etsinler, bomba fazla hasar vermesin, şöyle güm diye sesi çıksın yeter, ne de olsa gazete yabancı yer değil

Olmuyor Bekir olmuyor. Sen bir kere hiç kaçamayacağın bir şekilde bu milletten şah yemissin. Oyunu geri almak için yalvarma moduna da girsen mat olmaktan kurtulamazsın vesselam.

Eveet işte böyle Allah'a savaş açanların hazin sonu.
Ne diyelim düşünüp akledenler için Bekir'in hazin sonunda ibretler vardır.

hicre58
21.04.2012, 16:35
Sen kimsin söyle Engin Ardıç
Etmişler seni iktidara savdıç
Olmuşun hakim hem de yargıç
Çirkefleşen diller kesilir bir gün

Siz susturmsyı çok iyi bilirsiniz! Ama devir sizin devriniz değil artık.

ÖnceVatan_58
21.04.2012, 23:20
Siz susturmsyı çok iyi bilirsiniz! Ama devir sizin devriniz değil artık.


Devrim yaptınız kurtardınız vatanı
Göremediniz bol kepçeden atanı
Tarih affetmez bu ülkeyi satanı
Az kaldı devriniz yorma kafanı

mansur58
21.04.2012, 23:35
Devrim yapınca işte böyle yaparız
Marş marş Sincan'a adamı kaparız
Darbecilerin de canına ot tıkarız
Sende buralarda ağıt yakarsın.

ÖnceVatan_58
21.04.2012, 23:57
Senin devrimin ancak olur oyuncak
Abd'li başkanın açar sana kucak
Satılmış kalemler sizi savunacak
Acaba sizin haliniz ne olacak

mansur58
22.04.2012, 00:25
Şaşkın ördek saklandığ yerden çıktı ey millet şenlik var. Sağa sola çarpa çarpa kafa tamamen gitmiş bir hal olmuştu en sonundan ortalardan tüymüştü. Aha ortaya çıktı emme kafayı yine toparlayamamış yazık.

ÖnceVatan_58
22.04.2012, 02:47
Bir varmış bir yokmuş günün birinde bir kopişçi varmış birde onun tastikçi gölgesi varmış. Birgün bunları hocaları kopiş çekerken yakalamış. Alışkanlık buya hayati kopiş olmuş .Aldığımız bilgilere göre FOTOKOPİ uzamanı hatta fotokopi makinalarınında mucidi oldukları iddia edilmekte, bizde böle bir kopişçimiz olduğu için gurur duyuyoruz.:)

mansur58
23.04.2012, 04:50
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Bay Kemal'in adayı

Bugün 23 Nisan... Bakalım basında kaç serseri, milletin meclisinde halkın temsilcilerinin çoğunlukta olmasına ağıt yakacak ve "aah ah, nerede o otuzlu yılların meclisi" diye ağlayacak?
Biz de neşe dolmadan önce bürokrasinin temsilcilerinin demeçlerine bakalım, neşemiz artsın:
Bugün doğan ve saltanatı boğan kamutayın saylavlarından ve de Kamubuyurum Tüz Bölemi'nin başkanı Bay Kemal, gönlünden geçen cumhurbaşkanı adayını tarif etmiş.
Yok canım, Atatürk dememiş tabii. İnönü de dememiş.
Şey demiş... "Halkın sevdiği, saygı duyduğu, geçmişiyle halka güven veren, dünya liderleriyle çok rahat ilişki kurabilecek, merkez sağın rahatlıkla oy verebileceği bir aday..."
Hoppala!
Bu tanım Atatürk'e uyuyor da, gene Atatürk'ün deyimiyle "halkın bir türlü sevemediği"
İnönü'ye hiç uymuyor. Ecevit'e, eh belki. Menderes'e tam isabet.
Ama biz yaşayan liderlere bakalım...
Kılıçdaroğlu herhalde kendi kendisini tasvir etmemiş. Internet anketlerinde CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak CHP çevrelerinden ona bir tek oy bile çıkmıyor. (Ama merhum Ecevit'in deyimiyle "herkesin de bilgisayarı yok ki" canım...)
O kadar sevilip sayılsaydı ve de ciddiye alınsaydı şu anda iktidarda olurdu yahu!
Herhalde Baykal'ı da kastetmemiş, "güven" konusunda sabıkalıdır.
CHP çevrelerinde böyle bir adam var mı? Halkın hem sevdiği, hem saydığı, hem geçmişiyle ona güven veren, hem dünya liderleriyle rahat konuşabilen bir adam ya da kadın, üstelik "merkez sağ" da ona oy verecek?
Ulaaan, CHP yoksa Süleyman Demirel'i mi aday gösterecek?
Devlet Bahçeli diyemiyorum, çünkü onda da bir sabıka mevcut, 2001 krizi... Kılıçdaroğlu "bizim göstereceğimiz adaya MHP'lilerin de oy vereceğine inanıyorum" demiş. Bu aday Bahçeli olabilir ama öyle olsaydı "mutlaka verecekler" diye kesin konuşurdu.
Kim öyleyse?
Kılıçdaroğlu'nun tanımına cuk oturan bir tek kişi var:
Recep Tayyip Erdoğan!
Çünkü halk onu hem seviyor, hem sayıyor, hem güven duyuyor. Hem de başbakan dünya liderleriyle çok rahat ilişki kuruyor... Merkez sağın oyları desen, elde bir.
CHP'in adayı yoksa Erdoğan mı?
Bunu yapsınlar, gülecek organ sıkıntısı çekelim vücudumuzda.
Demirel'i gösterseler, bakın o zaman organ sıkıntısı ortadan kalkar.
Kim o zaman, kim?
Yılmaz Büyükerşen.
Mehmet Haberal.
Mustafa Sarıgül. Mahsun Kırmızıgül. Yılmaz Morgül. Futbolcu Ziya Şengül. Hayatta olsaydı, soprano Yasemin Esmergül.
Hadi yürüyün, gidin Ankara Hipodromu'nda tepişin. Bugün 23 Nisan, gerçekten de neşe doldum. Allah politikacılardan razı olsun, beni güldürdüler, Allah da onları güldürsün.

Engin Ardıç
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

sivaslınet
23.04.2012, 08:16
Ardıç, bu kısacık yazıda tam tamına 28 kez kişi ismi tekrarlanmış. ("Beni" diyerek bir kez de kendisinden bahsetmiş.)

Bunların insanlarla uğraşmaktan başka hiç mi işleri güçleri yok? Bunlar, İnsanları yönlendirecek, onlara yol çizecek hiç mi ideolojiden, fikirden, tezden, teoriden, bilgiden, kültürden anlamazlar? Sürekli kişilikleri çekiştirmeyi iyi ahlak mı sanıyorlar? Allah aşkına yazıda bir tane fikir ve bilgi bulabilen var mı?

"İnsanların fikirleri ne ise zikirleri odur" bilimsel gerçeği varken, neden ideolojileri*(düşünce, fikir, tasarı bilimi) konuşmazlar. Neden "şu ideolojinin şurası şu nedenle doğru, şurası şu nedenle yanlış" tartışmasına girmezler.

İnsanların arkasından konuşmak çok daha kolay da, onları yönlendiren fikirlerin analizi çok mu zor?

Burada yine şu aforizmayı(atasözü, değerli söz) tekrarlamakta yarar görüyorum. "Seviyeli insanlar fikirlerle, normal insanlar olaylarla, seviyesiz insanlar insanlarla uğraşırlar."

*ide= Fikir, düşünce, tasarı.
logie(loji)= bilim.

mansur58
23.04.2012, 15:02
Burada yine şu aforizmayı(atasözü, değerli söz) tekrarlamakta yarar görüyorum. "Seviyeli insanlar fikirlerle, normal insanlar olaylarla, seviyesiz insanlar insanlarla uğraşırlar."



Et tekraru ahsen velev kane yüz seksen.

Senin bir fikrin varmı ki ?

ÖnceVatan_58
23.04.2012, 22:53
Süleyman Demirel'den güzel bir hikaye.

ANANI ÖPEN KADI İSE
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var... Karakuşi Kadı, fırıncıya 'Ben bunu aldım' demiş.Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: 'Hani bizim ördek?'Fırıncı boynunu büküp 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş.Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş.Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadının karşısına çıkarmışlar.Kadı sırayla sormuş... Ördeğin sahibi,'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikáyet etmiş.Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'Fırıncı 'Uçtu' demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış:'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş... Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...'Davacı 'Ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı, 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.'Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı, 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.'Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş.Kadı dönmüş Yahudi'ye: 'Senin şikáyetin ne?'Bre…Yahudi ellerini açmış, 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa sen, e mi !'Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse: Ananı "öpen" kadı ise, kime şikáyet edeceksin?..

Bugün ülkedeki durum bu! Anladın mı?

mansur58
24.04.2012, 00:42
Demirelin deyimiyle sen de öpülenlerdenmisin yoksa ? :)

1960' lı yılarda demirel siyaset sahnesine ilk çıktığı zamanlarda onun siyasi manevralarından başı dönenler Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'ye soruyorlar.
Üstad, Demirel nasıl bir adam sence diye. O da diyor ki valla nasıl olduğunu bilmem ama beş yüz tane hayat kadını bir araya gelse böyle birisini doğuramaz diyor.

Osman Yüksel Serdengeçti

hicre58
24.04.2012, 00:47
Kılavuzu demirel olanın akıbeti senin gibi olur :)

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:00
Demirelin deyimiyle sen de öpülenlerdenmisin yoksa ? :)

1960' lı yılarda demirel siyaset sahnesine ilk çıktığı zamanlarda onun siyasi manevralarından başı dönenler Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'ye soruyorlar.
Üstad, Demirel nasıl bir adam sence diye. O da diyor ki valla nasıl olduğunu bilmem ama beş yüz tane hayat kadını bir araya gelse böyle birisini doğuramaz diyor.

Osman Yüksel Serdengeçti

Sen çok öptürmüşe benziyon tipin öyle gösteriyo, ve halada devam ettiriyon anlaşılan pek parlak çıkmışın resimdede :D

Burada Demirel'in nasıl biri olduğunu tartışmıyoruz anlattığı bir fıkra gününüze çok uyduğu için paylaştık. Bay kopişçi iyi anla okuduğunu :D

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:06
Kılavuzu demirel olanın akıbeti senin gibi olur :)

Bay tastikçi bu kopişçi sana ne ücret veriyor? Asgari ücretmi yoksa extra birşeylerde veriyormu nasıl mutlu ediyo seni?

Aslında sizin seviyenize inmek doğru değil ama tüm site üyelerinden özür diliyorum, ama bunu siz istiyorsunuz bilin.

mansur58
24.04.2012, 01:07
Demirelin fıkrasını kopyalamışsın emme dam başında saksağan gibi olmuş.

Demirelin fıkrasını özene bezene kopyalayıp buraya getirdiğine göre üpülenlerden olmayıda kabul etmişsin demektir. Yoksda içeriğini okumadanmı kopyaladın ? İçeriğini okuduysan öpülenlerden biri olmaktan kaçışın yok demektir.

Arkadaş güzel yazmış tebrik ederim. Kılavuzu Demirel olanın akibeti senin gibi olur. Başka varmı kopyalrın yapıştır da biraz daha eğlenelim :)

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:20
Demirelin fıkrasını kopyalamışsın emme dam başında saksağan gibi olmuş.

Demirelin fıkrasını özene bezene kopyalayıp buraya getirdiğine göre üpülenlerden olmayıda kabul etmişsin demektir. Yoksda içeriğini okumadanmı kopyaladın ? İçeriğini okuduysan öpülenlerden biri olmaktan kaçışın yok demektir.

Arkadaş güzel yazmış tebrik ederim. Kılavuzu Demirel olanın akibeti senin gibi olur. Başka varmı kopyalrın yapıştır da biraz daha eğlenelim :)


Eeeee kopişçilik senin mesek huyundanmı suyundanmı :)
O tarihte artık kim kimi öpmüş belli, Demirel'in fıkrası çok eski bir tarihte yaşanan bir olaymış, ama şuan sen birilerince öpüldüğün kesin. Çünkü günümüze çok uyuyor bu fıkra :D

mansur58
24.04.2012, 01:27
ooo fotokopi makinası iş başında.
Ben sana benim yazımı kopyla demedim ki kafan basmıyor mu komik duruma düştüğünü ?:):):) Pardon ben galiba yanlış düğmeye basmış olmalıyım. Ben saa didim ki demirel fıkralarından yohmi onlardan kopyala didim. Sen hala şaşkın ördekliğinden vaz geçmiyeceksin galba. Ben böyle fotkopi makinası istemiyorum seni doğru çöpe sallıyorum yallah.

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:30
Kılavuzu demirel olanın akıbeti senin gibi olur :)

Bak sende aynı patronun gibi anlamadan yazıyosun sayın tastikçi. Demirel bir zamanlar sizin klavuzdu elini eteğini öperdiniz fötr şapkasını alıp kaçardınız, şimdi vefasızlık yapmayın. O fıkrayı Demirel yazmamış sadece anlatmış. Bizde günümüze uyduğundan paylaşmışız sayın tastikçizade :)

hicre58
24.04.2012, 01:30
seni doğru çöpe sallıyorum yallah.

Eyvallah hocam yerini buldu şimdi :)

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:33
ooo fotokopi makinası iş başında.
Ben sana benim yazımı kopyla demedim ki kafan basmıyor mu komik duruma düştüğünü ?:):):) Pardon ben galiba yanlış düğmeye basmış olmalıyım. Ben saa didim ki demirel fıkralarından yohmi onlardan kopyala didim. Sen hala şaşkın ördekliğinden vaz geçmiyeceksin galba. Ben böyle fotkopi makinası istemiyorum seni doğru çöpe sallıyorum yallah.

Bu kadar çocukça bu kadar basit bir yorum daha görmedim, sen git uyu yavru, sabah misket oynarsın arkadaşlarına hayde bakimm yallaaahhh :D

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:35
Eyvallah hocam yerini buldu şimdi :)

İyi çalışıyon sende yavru, maaşına zam işine son ne yazıkki hayde bakemm yallah sendee :D

mansur58
24.04.2012, 01:38
Çöpten bir ses geliyor. Yerini sevmedi galiba. Alooo yerinden memnun musun:):):)

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 01:41
Çöpten bir ses geliyor. Yerini sevmedi galiba. Alooo yerinden memnun musun:):):)

.............................. .............................. ............:D

mansur58
24.04.2012, 01:45
Anlaşıldı aradığı yeri şimdi bulduuu:) Gülüşüne bakılırsa yerinden çok memnun kaldı bu varlık yabancılık çekmiyor.

Sen ordan konuşmaya devam edebilirsin:):):)

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 07:43
Anlaşıldı aradığı yeri şimdi bulduuu:) Gülüşüne bakılırsa yerinden çok memnun kaldı bu varlık yabancılık çekmiyor.

Sen ordan konuşmaya devam edebilirsin:):):)



Tamam arzu ile kamber ikiniz ne laftan ne sözden anlıyorsunuz, anlaşıldı ki anlama özürlüsünüz en kısa zamanda bir psikologa görünmeniz şart. O konuda yardım gerekiyorsa tanıdık var yardımcı oluruz.:):rolleyes::confused:

ÖnceVatan_58
24.04.2012, 07:53
Başbakan Erdoğan, 16 Haziran 2011 itibariyle güncellediği mal varlığını dün Başbakanlık internet sitesinden yayınladı.

Başbakan’ın mal varlığı şöyle:

2011’DEKİ MAL VARLIĞI

A) Taşınmaz mal bilgileri: Güneysu-Dumankaya Köyü’nde 10 bin TL değerinde 2 bin metrekare arsa.

B) Banka ve Menkul değerler: Banka hesaplarında toplam 3 milyon, 390 bin 384 TL ile 25 bin Sterlin ve 199 bin 867 Dolar mevcut.

C) Alacaklar: 500 bin TL.

2010’DAKİ MAL VARLIĞI

Başbakan Erdoğan’ın 1 Mart 2010 tarihli mal bildirimi ise şöyleydi:

A) Taşınmaz mal bilgileri: Güneysu-Dumankaya Köyü’nde 10 bin TL değerinde 2 bin metrekare arsa. Arnavutköy – Bolluca Köyü’nde 40 bin TL değerinde 376 metrekare arsa.

B) Banka ve Menkul değerler: Banka hesaplarında toplam 2 milyon, 366 bin 110 TL. (Şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı.)

C) Alacaklar: 500 bin TL.

YÜZDE 49 FAİZ

Başbakan Erdoğan’ın mal varlığının 1 yıllık, daha doğrusu 15 aylık değişiminden şu sonuç çıkıyor:

Başbakan’ın banka hesaplarındaki parası, dövizleri de TL’ye çevirirsek, toplam 3 milyon 819 bin 935 TL olmuş. (Bir önceki mal bildiriminde hiç döviz olmadığına göre, Başbakan’a da dövizle ödeme yapılmayacağına göre, Erdoğan’ın bu dövizi hesabındaki bir miktar TL’den çevirdiğini varsayıyoruz)

Yani Başbakanın bankadaki parası 15 ayda toplam 1 milyon 453 bin 825 TL artmış. Yani bir yılda yüzde 62 artmış!

2010 yılında bankadaki paranın içinde şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı vardı. Yeni bir şirket satılmadığına ve yeniden emekli ikramiyesi alınmadığına göre, bu yılki paranın içinde sadece emekli maaşı ve milletvekili maaşı ile anaparanın faizi var.

Başbakan emekli ve milletvekili maaşlarının toplamını mal bildiriminde gösterdiğine göre bu parayı harcamıyor; yalnızca Başbakanlık maaşıyla geçiniyor.

Emekli ve milletvekili maaşının toplamı yeni düzenlemeyle aylık 20 bin TL civarında. İki mal bildirimi arasında 15 ay olduğuna göre, bu para 300 bin TL eder.

Bu parayı düşersek, Başbakan’ın 1 Mart 2010’da 2 milyon 366 bin 110 TL olan parası 15 ayda tam olarak 1 milyon 153 bin 825 TL faiz getirmiş!

Yani yüzde 49 değer kazanmış!

Başbakan haklıymış; gerçekten de kriz teğet geçmiş!

BAŞBAKAN’A KİMİN BORCU VAR?

Başbakan’ın 1 Mart 2010’da alacağı olan 500 bin TL, 16 Haziran 2011’de de görünüyor. Biri Başbakan Erdoğan’a borcunu ödemiyor!

Ancak anlayamadığımız bir nokta var. Başbakan’ın alacağı, 15 ayda hiç artmamış. Demek ki Başbakan alacağına faiz uygulamamış; herhalde bir yakınıdır… (Yıllar önce ‘oğlumdan borç aldım’ demişti)

Neyse… Zenginin malı, züğürdün çenesini yordu yine…

Üstelik şu İsviçre’deki 8 hesap iddiasına bile hiç girmedik!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
20 Nisan 2012

sivaslınet
24.04.2012, 08:03
Et tekraru ahsen velev kane yüz seksen.

Senin bir fikrin varmı ki ?

Benim sayısız fikrim var. Ama seni davet ettiğim, hodri meydan dediğim halde "fikir tarışması"na gelemedin..

Fikri olmayanlara, başka sitelerden kopya yazı asanlara, önce atasözleri ile hitap etmek gerekir. Zira atasözleri tüm fikirlerin özüdür. Öz'ü öğrenmeden ayrıntılara geçilmez. Kısa ve öz.

Fikirlerimi merak ediyorsan, seni bu forum önünde bir kez daha fikir tartışmasına davet ediyorum. Bilim dersen bilim, sosyal konular ve felsefe. Hangisini istersen..

Ama sadece fikir. Kişileştirme, tribünlere hitap olmadan..

mansur58
24.04.2012, 14:08
Fikirlerimi merak ediyorsan, seni bu forum önünde bir kez daha fikir tartışmasına davet ediyorum. Bilim dersen bilim, sosyal konular ve felsefe. Hangisini istersen..

Ben senin kayda değer bir fikrin olmadığını söylüyorum.
Şu ana kadar ortaya koydukların beni kesinlikle doğruluyor. Bundan dolayı da bende bir merak uyandırmadı.

Sen kimsin diye sorduğumda:

İnsan sevgisi dedin bu forumda insanların dinine, imanına, mukaddesatına... köfreden kalemşörlerin yazılarını yörekten destekledin, takdir teşekkürleri ve tasdik yorumları yazdın.

Özgürlük dedin İnsanlık tarihinin en kanlı diktatörlüklerini kuran eli kanlı zalimler olan marksizme, faşizme ve onların teorisyeni olan Darwinizme yaslanarak özgürlükçü olduğunu anlatmaya çalıştın.

Yani senin fikrinde zikrinde bunlardan ibaret.

Fikir tartışması diyerek kalkıp eli kanlı katilleri ve zalimleri burada aklamaya çalışacaksın.

Sahi sen hala kimliğinin ne olduğunu tam olarak ortaya koymadın.

Sen müslümanmısın değilmisin ?

Olmaya bilirsin o senin özgür seçimin ama. Bazan müslüman, bazan gavur, bazen hümanist, bazen komunist, bazen faşist, bazen de makyevelist olarak ortaya çıkabiliyorsunda onun için sordum. Biliyorum yine topu taça atacaksın ama yine de sormuş olayım.