PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : "Memura süper teklif"


KAOS
29.05.2012, 16:02
Hakem Heyeti'nden çıkan kararla memura yapılacak zam oranları 2012 yılı için için 4 + 4, 2013 yılı için ise 3+3 olarak belirlendi.

Süper süper..

Alibaba58
29.05.2012, 16:28
Bunada şükür diyenler varya. Alsınlar bu zammı şükretmeye devam etsinler.

sivaslınet
29.05.2012, 17:17
3.5 biz verelim 0.5 te siz verin de şu memurlar şımarmasınlar, seslerini de kessinler diye hakem heyetiyle anlaşma yapan hükümettir. Bunu bilmeyecek ne var.

Aslına bakarsanız %45 arttırılması lazım. Kendi maaşları gibi. Memurların onlardan neyi eksik? Eksik değil fazlaları bile var.

_DuMaN_58
29.05.2012, 17:27
Türkiye gibi ekonomisi tavan bir ülkeye çok yakıştı. Herhalde ekonomi geliştikçe bizim zamlar azalıyor. Dünyada ilk 10'a girsek %1-2 zam verirler herhalde.

LaEdri
29.05.2012, 17:48
Parti ayrımı gözetmeden tüm vekiller kendi zamalrında nasıl da birlik oldular.Önce canmış demek ki.Benim zam falan umrumda değil.Yüzde 15+15 verseydi de farketmezdi.Ayakalr altına alınmış,itibarı sıfırlanmış,memleketin yüzde 95'inin düşman kesildiği bir meslek grubu olmuşum.zerre önemi yok zammın..
zammı önemseyen meslekler içinse çok düşük bir zam.

Kibrisli
29.05.2012, 18:01
Tüpraş Petkim Seka 2B Telekom bunca satılan şey var, ekonomi de iyi gidiyor deniyor da paralar nerede ben anlamadım arkadaş...

BOUN
29.05.2012, 18:23
Hemen hemen enflasyon oranlarına yakın zam yapılmış, en azından paranın değer kaybına karşılık memurların reel gelirleri düşmeyecek. Niye sorun varmış gibi yansıtılıyor anlamadım. Ekstradan birşeyler mi isteniyordu acep?

Cley
29.05.2012, 18:54
Hayırlı olsun. Dört dörtlük bir zam aldık :)
Sunu belirtelimki hicbir dönemde öğretmenler bu kadar aşağılanmamıştı itibarsızlaştırılmamıstı. Başbakan özür dilemeli M.E. Bakanı istifa etmelidir.

eyupk
29.05.2012, 20:09
süper teklif mi :D bozdur bozdur harca

Arif Coşkun
29.05.2012, 20:22
Büyüdükçe maaşları eriyen alim gücü azalan yoksullaşan halk, bu büyümenin faturasını dar gelirlimi ödüyor acaba? Böylelikle geniş gelirli kesimler sefasını sürüyorlar. Değerli memurlar zammınız hayırlı olsun güle güle harcayın..

vicente58
29.05.2012, 20:40
Son Dakika!
Hakem heyetinin memur maaş zammı için verdiği % 4+4 kararına memur konfederasyonlarından tepki: "Bugüne kadar hakemler hakkında hiç konuşmadık ama..."

-zaytung-

Alibaba58
29.05.2012, 21:30
1 YILDA

DOĞALGAZA % 24
BENZİNE % 23
KÖMÜRE % 26
ELEKTRİĞE % 19
MAZOTA % 24
VEKİLE % 45
BÜROKRATA % 30
MEMURLARA % 3
İŞÇİYE % 0

DURMAK YOK, YOLA DEVAM...

titizyiğido
29.05.2012, 22:15
iyi zam.......bereketli olsun........memur arkadaşlar gülerek harcasınlar.........

*AHISKALI*
30.05.2012, 01:20
İki öğretmen konuşuyordu...Birincisi:
-Bu ayın sonunu nasıl getireceğim acaba diye dert yanarken diğeri ona şöyle dedi:
-Acaba bir milletvekili ya da bakanın maaşı eline geçse ne yapardın?
Diğer öğretmen tereddütsüz şöyle cevap verdi:

-O değil de benim maaşım bir bakan veya vekilin eline geçse acaba o ne yapardı????

-------------------------------

Burada mesele -öğretmenlik mesleği açısından söylüyorum- maaş oranı veya zam oranı değil...Ben şimdiye kadar hiçbir dönemde öğretmenlerin bu kadar aşşağılandığı, hedef haline konulduğu bir dönem hatırlamıyorum...İyice itibarsızlaştırılmış, hedef haline konulmuş ve en kutsal meslek denilirken eğitimin başına gelen bakan sayesinde en hor görülen meslek haline gelmiş öğretmenlik kurumunun içler acısı hali yanında verilen bu komik zam ya da herneyse işte onun hiç bir anlamı veya önemi yok...Olan eğitime ve öğretmene olmuş zaten, bu meslek grubu birilerinin üst düzey(!) çalışmalarıyla rezilleri oynar hale gelmiş zaten, gerisinin bir önemi var mı???

KAOS
30.05.2012, 15:06
Hemen hemen enflasyon oranlarına yakın zam yapılmış, en azından paranın değer kaybına karşılık memurların reel gelirleri düşmeyecek. Niye sorun varmış gibi yansıtılıyor anlamadım. Ekstradan birşeyler mi isteniyordu acep?

Yav hani şu parmakla gösterilen büyüme, o dünya çapında başarılı ekonomik durumdan azcık ta memura düşsün diye dedik ti ama...

Her ne hikmetse bu büyümeden ülkenin kaymak tabakası nasipleniyor..

Sitemizin o çok bilmiş bazı ekonomi uzmanları ekonomi konusunda kalburda kül bırakmıyorlardı. Memura zam gündeme geldiğinde mi herşey hassas oluyor??

Ülkede kişi başına düşen milli geliri hesaplarken koçun parası ile asgari ücretlininkini toplayıp ikiye bölünce çıkana bakıpta "vayyy!! ne iyiyiz" derseniz ve bunu da yutarssanız, böyle üçün birini alır memur...

Süper, süper...

LaEdri
30.05.2012, 16:13
Parti ayrımı gözetmeden tüm vekiller kendi zamalrında nasıl da birlik oldular.Önce canmış demek ki.Benim zam falan umrumda değil.Yüzde 15+15 verseydi de farketmezdi.Ayakalr altına alınmış,itibarı sıfırlanmış,memleketin yüzde 95'inin düşman kesildiği bir meslek grubu olmuşum.zerre önemi yok zammın..
zammı önemseyen meslekler içinse çok düşük bir zam.

İki öğretmen konuşuyordu...Birincisi:
-Bu ayın sonunu nasıl getireceğim acaba diye dert yanarken diğeri ona şöyle dedi:
-Acaba bir milletvekili ya da bakanın maaşı eline geçse ne yapardın?
Diğer öğretmen tereddütsüz şöyle cevap verdi:

-O değil de benim maaşım bir bakan veya vekilin eline geçse acaba o ne yapardı????

-------------------------------

Burada mesele -öğretmenlik mesleği açısından söylüyorum- maaş oranı veya zam oranı değil...Ben şimdiye kadar hiçbir dönemde öğretmenlerin bu kadar aşşağılandığı, hedef haline konulduğu bir dönem hatırlamıyorum...İyice itibarsızlaştırılmış, hedef haline konulmuş ve en kutsal meslek denilirken eğitimin başına gelen bakan sayesinde en hor görülen meslek haline gelmiş öğretmenlik kurumunun içler acısı hali yanında verilen bu komik zam ya da herneyse işte onun hiç bir anlamı veya önemi yok...Olan eğitime ve öğretmene olmuş zaten, bu meslek grubu birilerinin üst düzey(!) çalışmalarıyla rezilleri oynar hale gelmiş zaten, gerisinin bir önemi var mı???

Bu konuda tüm meslektaşalr aynı düşünüyor hocam.Ha,çok koyu yandaşlar var,onlara da yapacak bir şey yok.Onlar için siyasi görüş,onur denen kavramdan daha önemli..Allah biliyor ya,zam zerre umrumda değildi..Bizim gönlümüz kırıldı.Parayla gönül alınmaz..

BOUN
30.05.2012, 16:51
Yav hani şu parmakla gösterilen büyüme, o dünya çapında başarılı ekonomik durumdan azcık ta memura düşsün diye dedik ti ama...

Her ne hikmetse bu büyümeden ülkenin kaymak tabakası nasipleniyor..

Sitemizin o çok bilmiş bazı ekonomi uzmanları ekonomi konusunda kalburda kül bırakmıyorlardı. Memura zam gündeme geldiğinde mi herşey hassas oluyor??

Ülkede kişi başına düşen milli geliri hesaplarken koçun parası ile asgari ücretlininkini toplayıp ikiye bölünce çıkana bakıpta "vayyy!! ne iyiyiz" derseniz ve bunu da yutarssanız, böyle üçün birini alır memur...

Süper, süper...

Resmin geneline bakıp öyle yorum yapmak lazım. Size resmin genelini görebileceğiniz bazı veriler sunacağım: (Mehmet Şimşek'in verileri)

"2002 yılında bütçe 100 liraysa 18 lirası memur ve işçiye gidiyordu. Şimdi yüzde 28'e çıktı. Memur devletin bütçesinden yüzde 28 pay alıyor, son artışlarla yüzde 30'a çıktı. (...) 2002'de ortalama maaş 578 liraydı.

Yaklaşık 370 dolara denk geliyor. Temmuz başı itibariyle ortalama maaşı 1132 dolara çıkmış olacak. Ortalama memur maaşıyla 2002'de alabildiğiniz elektriğin iki katını alabiliyorsunuz. Memur hem refahtan pay aldı hem de enflasyonun üzerinde artış aldı"

Bugün Gazetesi'nden Gülay Göktürk ise daha çarpıcı veriler sunuyor:

Devlet Personel Başkanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu'ndan derlenen verilere göre, Türkiye'de memur sayısı nüfustan hızlı artıyor. 1980-2010 döneminde Türkiye nüfusu yüzde 62.2 oranında artarken, aynı dönemde memur sayısındaki artış yüzde 92.7 olmuş. Yani memur kadro sayısı son otuz yılda Türkiye nüfusunun 30 puan üzerinde artış göstermiş. 1980 yılında 38 kişiye 1 memurun, 1990 yılında 36,6 kişiye 1 memurun, 2000 yılında 32 kişiye 1 memurun, 2010'da ise 31,7 kişiye 1 memurun düştüğü hesaplanmış.
Oysa son otuz yıl aynı zamanda Türkiye kamuoyunun "optimal devlet" kavramını en çok tartıştığı, devletin küçülmesi gereğinin en fazla ifade edildiği yıllar. Demek ki, bu iş konuşmakla olmuyor. Devlet gizli işsiz deposu ve politikacı arpalığı gibi görülmeye devam ettikçe; lafa gelince devletin küçülmesi gerektiğini söyleyenler bile, özelleştirilen işletmelerde çalışanların devletin başka kurumlarına devrini savundukça da şişmeye devam edecek gibi görünüyor.

Memurlar işçileşmedikçe

Devlet Personel Başkanlığı'nın (DPB) verilerinden derlenen bilgilere göre, 2012 yılı itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarında devlet memuru, sözleşmeli personel, sürekli ve geçici işçi, öğretim üyesi, hakim ve savcı ile askeri personel dahil toplam 2 milyon 832 bin 115 kişi çalışıyor.

DPB'nin görev alanına giren kamu kurumlarında toplam 1 milyon 856 bin 942 devlet memuru, 50 bin sözleşmeli personel, 89 bin 752 sürekli işçi, 7 bin 194 geçici işçi, 17 bin 496 geçici personel istihdam ediliyor. Kamu iktisadi teşebbüslerinde ise 5 bin 993 memur, 76 bin 844 sözleşmeli personel, 65 bin 127 sürekli işçi, bin 873 kapsam dışı personel çalışıyor.

Bu rakamlara baktığımızda, sözleşmeli personel ve işçilerin memur statüsünde çalışanlar yanında devede kulak kaldığını görüyoruz. Öyle bir istihdam tablosu ki, en ufak bir esnekliği yok. Devleti yönetenler ne sayısını azaltabilir ne çalışma koşullarını değiştirebilir; veriminden memnun olsa da olmasa da, ihtiyacı olsa da olmasa da 65 yaşına kadar çalıştırmak zorunda.

Devlet var oldukça devletin sorumluluğunda olan işleri yapmakla görevli insanlar da elbette olacak. Ama bunların diğer çalışanlardan ne farkı var ki, farklı bir statü, farklı bir unvan veriliyor? Diğer çalışanlar için çıkarılmış bir iş kanunu varken neden onların iş koşulları farklı bir kanunla düzenleniyor? Nedir memuru diğer çalışanlardan ayıran? Kamu hizmeti görmesi mi? İyi de, yakın geçmişte özelleştirilen bütün o işletmelerde çalışan insanlar; Türk Telekom'un, İGDAŞ'ın personeli, adları memur olmadığı halde kamu hizmeti yapmıyor mu? Devlet okulu öğretmeni de özel okul öğretmeni de aynı toplumun çocuklarını eğitmiyor mu?

Kabul etmek zorundayız ki, yaptıkları iş bakımından işçi statüsünde çalışan diğer emekçilerden hiçbir farkı olmayan yüz binlerce insanı "memur" tanımına sokup bu kadar katı bir istihdam yapısı yaratarak devleti verimli hale getirmek mümkün değil.

Türkiye'nin bütün akıllı insanları verimli bir devlet için hem devletin küçülmesi gerektiğini hem de küçük bir çekirdek memur kadrosu dışında diğer kamu çalışanlarının işçileşmesi gerektiğini; kamuda esnek istihdam modellerine gidilmeden, verime göre ücret uygulamalarına geçilmeden memur maaşlarını istenilen düzeye getirmenin mümkün olmadığını biliyor.

Ama ne yazık ki, yoğun popülist baskı nedeniyle bırakın bu önlemleri hayata geçirmeyi, savunmaya bile korkuyor.

Kısaca durum böyle. Rakamlar sizin kadar kötümser değil. Kaldı ki devlet kendi bütçesinden daha fazla pay ayırır olmuş. Bir taraftan memurlar, diğer taraftan emekliler... Sosyal, eğitim, savunma vb harcamalar da kendilerine pay bekliyor. Bunları da göz önüne almak lazım.

Bir parantez de emeklilere açmak lazım tabi. Türkiye'de 23 milyon çalışan var, buna karşılık 10 milyon emekli. Bu insanlar her ay düzenli bir şekilde maaşlarının yatmasını bekliyor, üstüne bir de zam vs istiyor tabii ki. Kimse düşünmüyor bu çark nasıl dönecek. Gelişmiş ülkelerde her 4 çalışana 1 emekli düşüyor. Sistem de bu şekilde kendisini çevirebiliyor. Her 4 çalışanın ürettiği katma değerden kesilen bir miktar sosyal güvenlik harcamalarını ve emekli maaşları vs finanse ediyor. Ama Türkiye'de her 2.3 çalışana 1 emekli düşüyor. Zamanında süper emeklilik ve benzeri zırvalarla bu ülkenin sosyal güvenlik sistemini yerle bir eden Demirel denen adamın yatacak yeri yok. Hepimizin geleceğini çaldı. Zehir zıkkım olsun.

Neyse uzatmayalım, ülkenin durumu bu. Memurlar da bu ülkenin en çok ezilen, hor görülen ve zor durumda olan çalışanları değil. Bu yanlış algıyı da düzeltin. Bugün hükumet yapılabilecek olanın en mantıklısını yapmıştır.

Enflasyon etkisinden arındırılmış ve reel alım gücü korunmuş olan maaşlarınız hayırlı uğurlu olsun, Allah bereket versin! ;)

BOUN
30.05.2012, 16:59
.........
Bir parantez de emeklilere açmak lazım tabi. Türkiye'de 23 milyon çalışan var, buna karşılık 10 milyon emekli. Bu insanlar her ay düzenli bir şekilde maaşlarının yatmasını bekliyor, üstüne bir de zam vs istiyor tabii ki. Kimse düşünmüyor bu çark nasıl dönecek. Gelişmiş ülkelerde her 4 çalışana 1 emekli düşüyor. Sistem de bu şekilde kendisini çevirebiliyor. Her 4 çalışanın ürettiği katma değerden kesilen bir miktar sosyal güvenlik harcamalarını ve emekli maaşları vs finanse ediyor. Ama Türkiye'de her 2.3 çalışana 1 emekli düşüyor. Zamanında süper emeklilik ve benzeri zırvalarla bu ülkenin sosyal güvenlik sistemini yerle bir eden Demirel denen adamın yatacak yeri yok. Hepimizin geleceğini çaldı. Zehir zıkkım olsun.


Bu arada Tayyip Erdoğan'ın neden ısrarla en az 3 çocuk istediği de anlaşılmıştır umarım. Nüfus artış hızının bu denli yavaşladığı bir ortamda fazla değil 15-20 yıl sonra sosyal güvenlik sistemimiz iyice çıkmaza girecek ve emekli sayısı 17-18 milyonlara yaklaşırken çalışan sayısı belki 30 milyonu bulmayacak. Yani hiçbir değer üretmeden maaş almak isteyenler, çalışan kesimin sırtına daha çok binecek ve bu sistem çevrilemez hale gelecek. Bugün beğenmediğiniz emeklilik maaşlarınızı bu gidişle 10-15 yıl sonra hiç alamayacaksınız.

Tabii nüfus artışı hızlanır ve çalışabilir genç nüfusa katılımlar artarsa ne ala. O zaman ekonomi büyümeye ve istihdam yaratmaya devam edecek ve bu sistem zor da olsa bugünki gibi bir şekilde çevrilecek.

Benden tavsiye, siz siz olun, bireysel emekliliğe yatırım yapın (tabii faizsiz olanına :) ). İlerde devletin vereceği maaş kuşa dönmüş olabilir.

vicente58
30.05.2012, 17:39
1 YILDA


İŞÇİYE % 0



yav işçiye zam yok diyenler bilmeden yorum yapmayın arkadaşlar. Ben de yoğun işçi çalıştırılan bir kit'te çalışan mühendisim. İşçi mühendisin 2 katı, idari memurun 3 katı maaş alıyor. İşçinin hakları saymakla bitmezken çalıştığı günde 2-3 saati geçmiyor. Ve bizim hiçbir yaptırımımız yok. Çünkü zamanında bu çalışmadan maaş alma durumu sendikal hak olarak sözleşme altına alınmış. İşçi sendikaları işçinin hakkını savunmak için değil işçiye çalışmadan maaş aldırabilmenin derdinde. Haksızın, tembelin, avukatlığını yapma derdinde. Adamlar işçi servisine memurun binmesini bile şikayet ediyorlar. Neden mi memurun servis hakkı yok. Memur işe nasıl giderse gitsin önemli değil.

pover58
30.05.2012, 19:05
yav işçiye zam yok diyenler bilmeden yorum yapmayın arkadaşlar. Ben de yoğun işçi çalıştırılan bir kit'te çalışan mühendisim. İşçi mühendisin 2 katı, idari memurun 3 katı maaş alıyor. İşçinin hakları saymakla bitmezken çalıştığı günde 2-3 saati geçmiyor. Ve bizim hiçbir yaptırımımız yok. Çünkü zamanında bu çalışmadan maaş alma durumu sendikal hak olarak sözleşme altına alınmış. İşçi sendikaları işçinin hakkını savunmak için değil işçiye çalışmadan maaş aldırabilmenin derdinde. Haksızın, tembelin, avukatlığını yapma derdinde. Adamlar işçi servisine memurun binmesini bile şikayet ediyorlar. Neden mi memurun servis hakkı yok. Memur işe nasıl giderse gitsin önemli değil.

sayın mühendis bey sen bilmeden yorum yapma diyorsunda aynısını sende yapıyorsun ben 32 yıllık işçiyim hiç bir mühendisinde memurunda öyle 2 katı 3 katı maaş almıyorum ayrıca 2 3 saat çalışmıyorlar diyorsun sen ne işe yarıyorsun o zaman sen niye ordan maaş alıyorsunsenin işin o insanları çalıştırmak.sen hangi kit te çalışıyorsun bilmiyorum ama hiç bir işçi mühendisin 2 katı maaş almıyor iyice sallamışsın.sana şunu söylüyeyim ben yeni iş başı yapmış bir memurdan daha fazla maaş almıyorum.bir ikramiyemiz var onundavergisi var.lütfen işçi düşmanlıgı yapmıyalım işçi 2-3 saat çalışıyormuş peki sen kaç dakika çalışıyorsun ????emekçiye saygılı olmalıyız biz tüm işçi ve memuru emekçi olarak vede kardeşimiz olarak görüyoruz düşman olarak degil.bişey daha atıyorsun diyeceksin ben demiryollarında çalışıyorum 32 yıllık işçiyim bu ayki maaşım 1600 tl buyur sende gerçek maaşını yazabilecek kadar cesursan hodri meydan.

bilgin_58
31.05.2012, 07:40
3.5 biz verelim 0.5 te siz verin de şu memurlar şımarmasınlar, seslerini de kessinler diye hakem heyetiyle anlaşma yapan hükümettir. Bunu bilmeyecek ne var.

Aslına bakarsanız %45 arttırılması lazım. Kendi maaşları gibi. Memurların onlardan neyi eksik? Eksik değil fazlaları bile var.

3,5 atacakken 4 nala koşturdular memurları daha istenir ki? :confused:
Milletvekili maaşlarını bir gecede sessiz sedasız artırıp bir vekil maaşının eşittir 9-10 devlet memuru maaşına endeksleyenler için alkış tutmaya devam, şükür etmeye devam,

İnandığımız Allah'ım
Sizin emrinizle, uzun çöpün kısa çöpten hakkını alacağı o günde, bizlerde hakkımızı alacağımızı kesinlikle biliyoruz.

Bu hesabı bu vebali nasıl taşıyacaklar düşündüler mi?

bilgin_58
31.05.2012, 07:55
Hani bizler Çinden sonra dünyanın ekonomisi en çok büyüyen ülkesiydik.....
İş emekçilerin nafakasına geldimi? "3,5'dan 0,5 zam yaparsak Allah korusun yunanistana döneriz" diyenler
-Biz nasıl bir ülkeyiz ki?
Dünyanın ekonomisi büyeyen 2. ülkesi olacağız, 0,5 puan daha zam yaparsanız...
Ekonomisi dibe vurmuş bir yunanistana dönüşüyoruz,
Burda bir çelişki yok mu?
Bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor,
Mevlanının bir sözü geldi aklıma
"Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol

sivaslınet
31.05.2012, 08:18
Bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor,

Elbette tutmayacak..

Kapitalist ekonomi politikanın asıl ve birinci görevi, çalışanı kandırmaktır. Çalışan ne kadar kandırılırsa, üzerinden geçinenler o kadar rahat eder.

KAOS
31.05.2012, 08:33
Resmin geneline bakıp öyle yorum yapmak lazım. Size resmin genelini görebileceğiniz bazı veriler sunacağım: (Mehmet Şimşek'in verileri)

"2002 yılında bütçe 100 liraysa 18 lirası memur ve işçiye gidiyordu. Şimdi yüzde 28'e çıktı. Memur devletin bütçesinden yüzde 28 pay alıyor, son artışlarla yüzde 30'a çıktı. (...) 2002'de ortalama maaş 578 liraydı.

Yaklaşık 370 dolara denk geliyor. Temmuz başı itibariyle ortalama maaşı 1132 dolara çıkmış olacak. Ortalama memur maaşıyla 2002'de alabildiğiniz elektriğin iki katını alabiliyorsunuz. Memur hem refahtan pay aldı hem de enflasyonun üzerinde artış aldı"

Bugün Gazetesi'nden Gülay Göktürk ise daha çarpıcı veriler sunuyor:

Devlet Personel Başkanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu'ndan derlenen verilere göre, Türkiye'de memur sayısı nüfustan hızlı artıyor. 1980-2010 döneminde Türkiye nüfusu yüzde 62.2 oranında artarken, aynı dönemde memur sayısındaki artış yüzde 92.7 olmuş. Yani memur kadro sayısı son otuz yılda Türkiye nüfusunun 30 puan üzerinde artış göstermiş. 1980 yılında 38 kişiye 1 memurun, 1990 yılında 36,6 kişiye 1 memurun, 2000 yılında 32 kişiye 1 memurun, 2010'da ise 31,7 kişiye 1 memurun düştüğü hesaplanmış.
Oysa son otuz yıl aynı zamanda Türkiye kamuoyunun "optimal devlet" kavramını en çok tartıştığı, devletin küçülmesi gereğinin en fazla ifade edildiği yıllar. Demek ki, bu iş konuşmakla olmuyor. Devlet gizli işsiz deposu ve politikacı arpalığı gibi görülmeye devam ettikçe; lafa gelince devletin küçülmesi gerektiğini söyleyenler bile, özelleştirilen işletmelerde çalışanların devletin başka kurumlarına devrini savundukça da şişmeye devam edecek gibi görünüyor.

Memurlar işçileşmedikçe

Devlet Personel Başkanlığı'nın (DPB) verilerinden derlenen bilgilere göre, 2012 yılı itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarında devlet memuru, sözleşmeli personel, sürekli ve geçici işçi, öğretim üyesi, hakim ve savcı ile askeri personel dahil toplam 2 milyon 832 bin 115 kişi çalışıyor.

DPB'nin görev alanına giren kamu kurumlarında toplam 1 milyon 856 bin 942 devlet memuru, 50 bin sözleşmeli personel, 89 bin 752 sürekli işçi, 7 bin 194 geçici işçi, 17 bin 496 geçici personel istihdam ediliyor. Kamu iktisadi teşebbüslerinde ise 5 bin 993 memur, 76 bin 844 sözleşmeli personel, 65 bin 127 sürekli işçi, bin 873 kapsam dışı personel çalışıyor.

Bu rakamlara baktığımızda, sözleşmeli personel ve işçilerin memur statüsünde çalışanlar yanında devede kulak kaldığını görüyoruz. Öyle bir istihdam tablosu ki, en ufak bir esnekliği yok. Devleti yönetenler ne sayısını azaltabilir ne çalışma koşullarını değiştirebilir; veriminden memnun olsa da olmasa da, ihtiyacı olsa da olmasa da 65 yaşına kadar çalıştırmak zorunda.

Devlet var oldukça devletin sorumluluğunda olan işleri yapmakla görevli insanlar da elbette olacak. Ama bunların diğer çalışanlardan ne farkı var ki, farklı bir statü, farklı bir unvan veriliyor? Diğer çalışanlar için çıkarılmış bir iş kanunu varken neden onların iş koşulları farklı bir kanunla düzenleniyor? Nedir memuru diğer çalışanlardan ayıran? Kamu hizmeti görmesi mi? İyi de, yakın geçmişte özelleştirilen bütün o işletmelerde çalışan insanlar; Türk Telekom'un, İGDAŞ'ın personeli, adları memur olmadığı halde kamu hizmeti yapmıyor mu? Devlet okulu öğretmeni de özel okul öğretmeni de aynı toplumun çocuklarını eğitmiyor mu?

Kabul etmek zorundayız ki, yaptıkları iş bakımından işçi statüsünde çalışan diğer emekçilerden hiçbir farkı olmayan yüz binlerce insanı "memur" tanımına sokup bu kadar katı bir istihdam yapısı yaratarak devleti verimli hale getirmek mümkün değil.

Türkiye'nin bütün akıllı insanları verimli bir devlet için hem devletin küçülmesi gerektiğini hem de küçük bir çekirdek memur kadrosu dışında diğer kamu çalışanlarının işçileşmesi gerektiğini; kamuda esnek istihdam modellerine gidilmeden, verime göre ücret uygulamalarına geçilmeden memur maaşlarını istenilen düzeye getirmenin mümkün olmadığını biliyor.

Ama ne yazık ki, yoğun popülist baskı nedeniyle bırakın bu önlemleri hayata geçirmeyi, savunmaya bile korkuyor.

Kısaca durum böyle. Rakamlar sizin kadar kötümser değil. Kaldı ki devlet kendi bütçesinden daha fazla pay ayırır olmuş. Bir taraftan memurlar, diğer taraftan emekliler... Sosyal, eğitim, savunma vb harcamalar da kendilerine pay bekliyor. Bunları da göz önüne almak lazım.

Bir parantez de emeklilere açmak lazım tabi. Türkiye'de 23 milyon çalışan var, buna karşılık 10 milyon emekli. Bu insanlar her ay düzenli bir şekilde maaşlarının yatmasını bekliyor, üstüne bir de zam vs istiyor tabii ki. Kimse düşünmüyor bu çark nasıl dönecek. Gelişmiş ülkelerde her 4 çalışana 1 emekli düşüyor. Sistem de bu şekilde kendisini çevirebiliyor. Her 4 çalışanın ürettiği katma değerden kesilen bir miktar sosyal güvenlik harcamalarını ve emekli maaşları vs finanse ediyor. Ama Türkiye'de her 2.3 çalışana 1 emekli düşüyor. Zamanında süper emeklilik ve benzeri zırvalarla bu ülkenin sosyal güvenlik sistemini yerle bir eden Demirel denen adamın yatacak yeri yok. Hepimizin geleceğini çaldı. Zehir zıkkım olsun.

Neyse uzatmayalım, ülkenin durumu bu. Memurlar da bu ülkenin en çok ezilen, hor görülen ve zor durumda olan çalışanları değil. Bu yanlış algıyı da düzeltin. Bugün hükumet yapılabilecek olanın en mantıklısını yapmıştır.

Enflasyon etkisinden arındırılmış ve reel alım gücü korunmuş olan maaşlarınız hayırlı uğurlu olsun, Allah bereket versin! ;)

İyi de bunlardan bana banane?
Başkalarının popülist fikirlerini bana neden aktardığınızı anlamış değilim..
Ben ülke ekonomisinin iyileşmesinden ülkenin alt düzeyde geliri olan bir kesimi neden yararlanmıyor diyorum.
Siz ne diyorsunuz?

Arif Coşkun
31.05.2012, 08:40
Kapitalist sistemin yapısı özü şudur. Ezeceksinki rahat yaşayasın. Yani birileri rahat yaşayabilmesi için kendilerine yüzde 70-80 zam talep edip bunu yüzde 50 ile yasayla bir gecede yasallaştırırken, emekçi kesime gelince yüzde 3 leri layık görmek.
Arkadaşlar uzun lafın kısası şu. Tüm Dünya halkı için geçerli bu. Ya ezenden ya ezilenden yana olmak. Bazı arkadaşların yorumlarını gülerek okudum, sendikaları gereksiz ve bir süs eşyası olarak görmüş, emekçiler ezilenler güçlü bir birlik kurmadığı sürece böyle daha çok ezilir daha çok hor görülür.
Geçmişte sendikaların eli kolu bağlanmamış budanmamış dönemdeki 14-15 Hazariranda neler elde etmişler hangi hakları geri almışlar onlara bir bakalım.
İnsan kendi kendinede sorabilir "Ben hangi tarafta duruyorum ezenin yanındamı ezilenin yanındamı" Kazanımlar birlik beraberlik mücadeleden doğar.

BOUN
31.05.2012, 09:16
İyi de bunlardan bana banane?
Başkalarının popülist fikirlerini bana neden aktardığınızı anlamış değilim..
Ben ülke ekonomisinin iyileşmesinden ülkenin alt düzeyde geliri olan bir kesimi neden yararlanmıyor diyorum.
Siz ne diyorsunuz?

Yazı uzun olduğu için okumadınız herhalde, sizin için özet geçeyim. İki hususa vurguda bulunuyorum:

1) Ülkenin zenginleşmesinden az veya çok herkes payını alıyor.

2) Kaynaklar sınırlı, ilgilenilmeyi bekleyen sorun çok. Herkes emeğinin ve hakettiğinin karşılığını makul sınırlar içerisinde alıyor. Daha fazlası bu şartlarda mümkün değil. Başbakan'ın "Yunanistan'a döneriz" ifadesi boşa söylenmiş bir söz değil. Hakettiği standartın üzerinde yaşayacak bir nesil kendisinden sonraki birkaç nesilin ömrünü/hayat kalitesini vs tüketebilir.

sivaslınet
31.05.2012, 09:25
1) Ülkenin zenginleşmesinden az veya çok herkes payını alıyor.
Şu payı daha açık yazmak lazım.

Asıl çalışana %4 çalışmayanlara %45..

2) Kaynaklar sınırlı, ilgilenilmeyi bekleyen sorun çok. Herkes emeğinin ve hakettiğinin karşılığını makul sınırlar içerisinde alıyor. Daha fazlası bu şartlarda mümkün değil. Başbakan'ın "Yunanistan'a döneriz" ifadesi boşa söylenmiş bir söz değil. Hakettiği standartın üzerinde yaşayacak bir nesil kendisinden sonraki birkaç nesilin ömrünü/hayat kalitesini vs tüketebilir.

Yaşayan imtiyazlıların rahatlığı hep çalışanların sırtınan sağlandığı gibi, demekki geleceğin rahatlığını da çalışanların üzerinden hesaplıyorsunuz. İmtiyazlılar hariç..

Bu hesap, tarih boyu, bir yerleri kırmızı olanların lehine hep böyle yapılır. :)

bilgin_58
31.05.2012, 10:21
Boun sanırım siz şuanki iktidardan nemalandığınız bir çıkarınız var ki bu kadar olaya iyimser bakıyorsunuz
Bizler nediyoruz
Çalışana %4
Çalışmayana %45
böyle mi payını alıyor ülke ekonomisinden çalışan kesim
güldürmeyin Allah aşkına söylediğiniz söze siz inanıyor musunuz?

Niye bizler çinden sonra 2.gelişn büyüyen ülkeyiz ya;
% 4 lerle yunanistana döneriz ya,
bizim ekonomi bu kadar pamuk ipliğine bağlı
Suriyeden gelen 30-40 bin insana kaynakları peşkeş çekeceğine gerçek halkının refahını düşünmesi daha mantıklı değilmi?

_DuMaN_58
31.05.2012, 10:28
Sendikaların istediği oran yıllık %16 idi. 8+8.

Eğer %16'lık bir zam verilseydi ülkenin ekonomisi nasıl olurdu? Batar mıydık? Sitemizin ekonomi uzmanları birer yorum yazarlarsa sevinirim.

bilgin_58
31.05.2012, 10:34
Kesin batardık

Sabiha Serin
31.05.2012, 15:22
Oh oh maşallah. Artık Başbakanın istediği gibi herkes 3 çocuk sahibi olabilir.Hanımlar artık bizi yönetenlerin emrettiği gibi Sezeryan ve Kürtajda olmasınlar nasıl olsa maaşlara zam geldi yaaa.Bu ne kadar çok para canımm.

Bu zam torunlarınıza bile yeter. Harca harca bitmez.

Yahu Ülkemizde halen soğukta titreyen çocuğunu saç kurutma makinası ile kurutmaya çalışan anneler varken, evine bir ekmek götüremeyen aç,açıkta binlerce yoksul,işsiz güçsüz aileler varken, hem halka çocuk doğur diyip, hemde bir lokmacık zam verenler insanlarla alaymı ediyorsunuz bee..

Yarın bir gün verilen üç kuruşluk zammı nasıl olsa piyasada her şeye zam yaparak geri alırsınız. Çay kaşığı ile zam verip kepçe ile geri alınacaksa hiç vermeyin ondan iyi.

Amanda aman sevsinler bu zammı.Emekli,memur,işçi ne durumda tuzu kuruların sanki haberi yokmu. Var daaa işlerine gelmiyor. Böyle zam verecekseniz hiç vermeyin ondan iyi.

Alibaba58
31.05.2012, 15:57
Ben zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu diyorum tepki gösteriyorlar. Neresi yalan? Halkın düştüğü duruma bakın. Yazıklar olsun!!!

KAOS
31.05.2012, 16:28
Yazı uzun olduğu için okumadınız herhalde, sizin için özet geçeyim. İki hususa vurguda bulunuyorum:

1) Ülkenin zenginleşmesinden az veya çok herkes payını alıyor.

2) Kaynaklar sınırlı, ilgilenilmeyi bekleyen sorun çok. Herkes emeğinin ve hakettiğinin karşılığını makul sınırlar içerisinde alıyor. Daha fazlası bu şartlarda mümkün değil. Başbakan'ın "Yunanistan'a döneriz" ifadesi boşa söylenmiş bir söz değil. Hakettiği standartın üzerinde yaşayacak bir nesil kendisinden sonraki birkaç nesilin ömrünü/hayat kalitesini vs tüketebilir.

Ama yapmayın gözünüzü seveyim, azcık araştırın.

Türkiye'de gelir dağılımın son 10 yıldaki değişimini heryerden bulabilirsiniz..

2011 de en alt gelir gurubu ile en üst gelir gurubu arasındaki fark 8.5 kat, bu mesela 2010 da 8 kat 2009 da 8.5 kat, 2005 de da 7.5 kattı.

Bu nasıl ülkedeki zenginleşmeden herkes payını alıyor.
Aksine alamıyor, ve daha da kötüye gidiyor..
Memura para konusu olduğunda konuyu sadece bütçe kaynakları açısından neden değerlendiriyorsunuz.
Azcık insaf yahu...

vicente58
31.05.2012, 20:27
sayın mühendis bey sen bilmeden yorum yapma diyorsunda aynısını sende yapıyorsun ben 32 yıllık işçiyim hiç bir mühendisinde memurunda öyle 2 katı 3 katı maaş almıyorum ayrıca 2 3 saat çalışmıyorlar diyorsun sen ne işe yarıyorsun o zaman sen niye ordan maaş alıyorsunsenin işin o insanları çalıştırmak.sen hangi kit te çalışıyorsun bilmiyorum ama hiç bir işçi mühendisin 2 katı maaş almıyor iyice sallamışsın.sana şunu söylüyeyim ben yeni iş başı yapmış bir memurdan daha fazla maaş almıyorum.bir ikramiyemiz var onundavergisi var.lütfen işçi düşmanlıgı yapmıyalım işçi 2-3 saat çalışıyormuş peki sen kaç dakika çalışıyorsun ????emekçiye saygılı olmalıyız biz tüm işçi ve memuru emekçi olarak vede kardeşimiz olarak görüyoruz düşman olarak degil.bişey daha atıyorsun diyeceksin ben demiryollarında çalışıyorum 32 yıllık işçiyim bu ayki maaşım 1600 tl buyur sende gerçek maaşını yazabilecek kadar cesursan hodri meydan.

Sen hangi kurumda çalışıyosun ben bilmiyorum ama ben enerji bakanlığında çalışıyorum. Sen beni yalancılıkla itham edemezsin. Benim kurumumdaki işçiler mühendistende memurdanda fazla maaş alıyorlar. 4500-5000 tl lik bordroları gözümle gördüğümden söylüyorum.Almasında demiyorum.Bana niye ondan az veriyor diyorum. Bana niye onlara verilen sosyal hakların aynısı verilmiyor diyorum.Ben işçi memur ayrımına bile karşı bir insanım. Tek tip olması ve herkesin kabiliyeti ve çalıştığı oranda maaş almasından yanayım. Ben işçi düşmanlığı falanda yapmıyorum. Konumuz da o değil zaten. Zorla inandıracak değilim seni. Enerji bakanlığına bağlı kitlerdeki işçilerin aylık ortalaması neymiş araştır öğren bir abiciğim. Kitler dışındakileri bilmiyorum. devlete verdiğin emeğe saygım var ama Sen bana benim ne yaptığımı soramazsın. DEvletteki bütün memurlar çalışıyor diye bir şey yok biliyoruz ama sen Bana ne yaptığımı soruyorsun ya anlatıyım. Akşam mesaiden sonrada çalışmak zorunda kalıyorum, hafta sonu çalışmak zorunda kalıyorum, ama bu fazla çalışmalarım için fazla mesai falan almıyorum. Benim burdaki işçi arkadaşım ise bugün servisle işe gelirken geçen süreyide mesaiye dahil etmek için sendikal çalışma yürütüyor.. FAzla mesai alabilmek için işi sabote eden hainleri bile biliyorum. Adamlara birşey ypamıyorsun sendikası partisi purtisi devreye giriyor hemen. Sen bunları çok iyi bilirsinde neyse. Muhakkak çok iyi, Allah'tan korkan çalışanlarımız var. Bimiyor olabilirsin ama Önce araştır sonra yorumla sayın abim.

pover58
31.05.2012, 21:26
Sen hangi kurumda çalışıyosun ben bilmiyorum ama ben enerji bakanlığında çalışıyorum. Sen beni yalancılıkla itham edemezsin. Benim kurumumdaki işçiler mühendistende memurdanda fazla maaş alıyorlar. 4500-5000 tl lik bordroları gözümle gördüğümden söylüyorum.Almasında demiyorum.Bana niye ondan az veriyor diyorum. Bana niye onlara verilen sosyal hakların aynısı verilmiyor diyorum.Ben işçi memur ayrımına bile karşı bir insanım. Tek tip olması ve herkesin kabiliyeti ve çalıştığı oranda maaş almasından yanayım. Ben işçi düşmanlığı falanda yapmıyorum. Konumuz da o değil zaten. Zorla inandıracak değilim seni. Enerji bakanlığına bağlı kitlerdeki işçilerin aylık ortalaması neymiş araştır öğren bir abiciğim. Kitler dışındakileri bilmiyorum. devlete verdiğin emeğe saygım var ama Sen bana benim ne yaptığımı soramazsın. DEvletteki bütün memurlar çalışıyor diye bir şey yok biliyoruz ama sen Bana ne yaptığımı soruyorsun ya anlatıyım. Akşam mesaiden sonrada çalışmak zorunda kalıyorum, hafta sonu çalışmak zorunda kalıyorum, ama bu fazla çalışmalarım için fazla mesai falan almıyorum. Benim burdaki işçi arkadaşım ise bugün servisle işe gelirken geçen süreyide mesaiye dahil etmek için sendikal çalışma yürütüyor.. FAzla mesai alabilmek için işi sabote eden hainleri bile biliyorum. Adamlara birşey ypamıyorsun sendikası partisi purtisi devreye giriyor hemen. Sen bunları çok iyi bilirsinde neyse. Muhakkak çok iyi, Allah'tan korkan çalışanlarımız var. Bimiyor olabilirsin ama Önce araştır sonra yorumla sayın abim.

sevgili kardeşim öncelikle saygı çerçevesinde cevap verdigin için teşekkür ederim.ben demiryollarında çalışıyorum dedim yorumumu okumadıgın anlaşılıyor.okumadıgın içinde anlamadıgında ortada.ben size ne iş yapıyorsun derken işini sorgulamıyorum bu benim haddimede düşmez.siz mühendisseniz işçiyi çalıştırmak sizin göreviniz demek istedim.sizin ne iş yaptıgınız beni elbet ilgilendirmez.sizin kurumunuzda kaç kişi çalışıyor bilmem ama çok yogun oldugunu sanmıyorum.dolgun ücret alıyorlar diyorsunuz ama ben size bu ayki maaşımı yazdım pardon 19 lira eksik yazmışım 1619 lira bu ayki maaşım kareşim elbet herkes fazla para almak ister ama burası türkiye siz diyorsunuzki 5000 lira maaş alıyor işçi bende diyorumki ben 1619 lira alıyorum ve diyorumki bu ülkede asgari ücret yaklaşık 700 lira ve bu ücretlede çalışanların çok fazlasıda işçi.şimdi siz bana işçi çok fazla maaş alıyor diyemezsiniz rakamlar ortada üç beş kişi fazla maaş alıyor diye tüm işçileri aynı sınıfta degerlendiremezsiniz.evet ben neyin nasıl oldugunu iyi biliyorum bu hükümetin işçileri nasıl bitirdiginide iyi biliyorum bu iktidar gelmeden kamuda birbuçuk milyon işçi vardı şimdi 230 bin işçi var dahada az.ve diyorumki bu işçi düşmanlıgı kimseye bişey kazandırmaz işçinin olmadıgı yerde mühendiste olmaz memurda olmaz bunu düşünün.bu işler zincir halkası gibi bir birine baglıdır işçi olacakki amir olsun memur olsun iş yeri olsun iş yapılsın üretim olsun ekonomi olsun ihraç olsun ve para olsun hor gördügünüz bu işçiler olmazsa hiç biride olaz güzel kardeşim.ülke ekonomisinin gücü üretime baglıdır siz daha iyi bilirsiniz üretim olmayan yerde ne ekonomi nede refah olur buda işçi ile mümkündür saygılarımla.

vicente58
31.05.2012, 21:44
sevgili kardeşim öncelikle saygı çerçevesinde cevap verdigin için teşekkür ederim.ben demiryollarında çalışıyorum dedim yorumumu okumadıgın anlaşılıyor.okumadıgın içinde anlamadıgında ortada.ben size ne iş yapıyorsun derken işini sorgulamıyorum bu benim haddimede düşmez.siz mühendisseniz işçiyi çalıştırmak sizin göreviniz demek istedim.sizin ne iş yaptıgınız beni elbet ilgilendirmez.sizin kurumunuzda kaç kişi çalışıyor bilmem ama çok yogun oldugunu sanmıyorum.dolgun ücret alıyorlar diyorsunuz ama ben size bu ayki maaşımı yazdım pardon 19 lira eksik yazmışım 1619 lira bu ayki maaşım kareşim elbet herkes fazla para almak ister ama burası türkiye siz diyorsunuzki 5000 lira maaş alıyor işçi bende diyorumki ben 1619 lira alıyorum ve diyorumki bu ülkede asgari ücret yaklaşık 700 lira ve bu ücretlede çalışanların çok fazlasıda işçi.şimdi siz bana işçi çok fazla maaş alıyor diyemezsiniz rakamlar ortada üç beş kişi fazla maaş alıyor diye tüm işçileri aynı sınıfta degerlendiremezsiniz.evet ben neyin nasıl oldugunu iyi biliyorum bu hükümetin işçileri nasıl bitirdiginide iyi biliyorum bu iktidar gelmeden kamuda birbuçuk milyon işçi vardı şimdi 230 bin işçi var dahada az.ve diyorumki bu işçi düşmanlıgı kimseye bişey kazandırmaz işçinin olmadıgı yerde mühendiste olmaz memurda olmaz bunu düşünün.bu işler zincir halkası gibi bir birine baglıdır işçi olacakki amir olsun memur olsun iş yeri olsun iş yapılsın üretim olsun ekonomi olsun ihraç olsun ve para olsun hor gördügünüz bu işçiler olmazsa hiç biride olaz güzel kardeşim.ülke ekonomisinin gücü üretime baglıdır siz daha iyi bilirsiniz üretim olmayan yerde ne ekonomi nede refah olur buda işçi ile mümkündür saygılarımla.

sayın abim bizim kurum 24 saat çalışmak zorunda olan dev bir enerji santrali yani elektrik üretiyor iş yükü bir hayli fazla. Türkiye'nin çeşitli illerinde On binden fazla işçisi var. Az bir mevcut değil.İşçi düşmanlığı yapmadığımı anlattım. Bilakis devlette farklı çalışan tipi oluşturulmasınada ( işçi,memur, 4b,4c,sözleşmeli,hizmet alımı, kapsam dışı vs. vs.)karşıyım. Ama anlatamıyorum. Yüzyüze gelebilsek birgün anlatsam şaşırırsın. Neyse önemli değil. İyi akşamlar.

NECMEDDİN ÖZBEK
01.06.2012, 11:05
Refik Kutlu
Emekliyi öldürün gitsin

Sana bir sözüm var sayın baş bakan
Emekli yetimi öldürün gitsin
Zaten gözlerinden akıyor al kan
Toplayın çukura doldurun gitsin

Bütçeye yük gelmez sevinirsiniz
Çıkar kürsülerde övünürsünüz
Siz ancak zengini savunursunuz
Fakirin topunu kaldırın gitsin

Emekli memura adam denilmez
Yetimden yoksuldan fayda olunmaz
Emekli olmasa bütçe delinmez
Yâda vücutların böldürün gitsin

Ayaklar altında sürün yetmez mi?
Bu ıstırap ölüm ile bitmez mi?
Gönderin ülkeden kovun gitmez mi?
Sağa sola çalın yıldırın gitsin

Zengine tapu et fakir malını
Kula kulluk ettir Allah kulunu
Bakıp görmediniz hakkın yolunu
Emeklinin haline güldürün gitsin

Başka ne söyleyim alanı var mı?
Deyin emekliler yalanım var mı?
On yıl oldu çözüm bulanı var mı?
Haksızsa kul refik saldırın gitsin

(kul Refiki)SİVAS
01–06–2012/Refik kutlu
Kül Bak. Halk. Şairi

yüreğin dert görmesin sevgili kutlu tüm yoksulların ortak duygularına ne güzel tercüman olmuşsunuz.

_DuMaN_58
01.06.2012, 14:51
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Halen eş için 141,24 lira olan aile yardımı ödeneği, yeni artış sonrası 146,89 liraya ve Temmuz ayında ise 152,77 liraya çıkacak.

0-6 yaş grubu çocuklar için 33,09 lira tutarında yer alan aile yardımı ödeneği yeni artış sonrası 34,42 liraya ve Temmuz ayında ise 35,79 liraya yükselecek. Diğer yaş gruplarında yer alan çocuklar için 16,55 lira olarak ödenen tutar ise yeni artış sonrası 17,21 liraya ve Temmuz ayında ise 17,90 liraya çıkacak.

vicente58
01.06.2012, 15:42
Eğer burda yazan ed derssiz ücret iseki öyle olması lazım, Öğretmen 1865 tl almıyor orada bir yanlışlık var.

LaEdri
01.06.2012, 15:45
Bu veriler evli-eşi çalışmayan ve iki çocuklu memurlar için geçerli sanırım.1865 rakamını 9/3 öğretmen Temmuz'da bile göremez..

sivaslınet
01.06.2012, 15:58
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

Yaklaşık 400.000 T.L

mansur58
01.06.2012, 16:00
!0 yıl öncesine bakılırsa Türkiye çok zenginleşmiş.
Biz yurt dışından tatile vardığımız da eski türkiye ile kıyaslanamayacak kadar
durumun çok iyi olduğunu görüyoruz.

Öyle olmasaydı neredeyse herkesin altında sıfır model arabalar nerden olacaktı ?
Daha on yıl öncesine kadar ikinci el Reno 12 ye sahip olmak bile ayrıcalıktı nerden nereye.
Zenginleşmekte gelişmekte benim güzel ülkeme çok yakışmış********************** *******

Arif Coşkun
01.06.2012, 16:50
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Arif Coşkun
01.06.2012, 16:57
!0 yıl öncesine bakılırsa Türkiye çok zenginleşmiş.
Biz yurt dışından tatile vardığımız da eski türkiye ile kıyaslanamayacak kadar
durumun çok iyi olduğunu görüyoruz.

Öyle olmasaydı neredeyse herkesin altında sıfır model arabalar nerden olacaktı ?
Daha on yıl öncesine kadar ikinci el Reno 12 ye sahip olmak bile ayrıcalıktı nerden nereye.
Zenginleşmekte gelişmekte benim güzel ülkeme çok yakışmış********************** *******

Sanırım, yanılmıyorsam siz yurt dışındaydınız mansur bey, buyurun gelin ne arıyorsunuz el kapılarında? Hem vize felanda istemiyoruz eller kollar serbest girişte yapabiliyorsunuz :) Bu nimetten sizde faydalanın, hem gurbetlik çekmek zordur.

BOUN
01.06.2012, 20:25
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Halen eş için 141,24 lira olan aile yardımı ödeneği, yeni artış sonrası 146,89 liraya ve Temmuz ayında ise 152,77 liraya çıkacak.

0-6 yaş grubu çocuklar için 33,09 lira tutarında yer alan aile yardımı ödeneği yeni artış sonrası 34,42 liraya ve Temmuz ayında ise 35,79 liraya yükselecek. Diğer yaş gruplarında yer alan çocuklar için 16,55 lira olarak ödenen tutar ise yeni artış sonrası 17,21 liraya ve Temmuz ayında ise 17,90 liraya çıkacak.

Burada yazan rakamlar net maaş ise -ki öyle gözüküyor- Allah bereket versin, devletimiz memuruna iyi maaş veriyor! ;) İki de şükredin bea!

_DuMaN_58
01.06.2012, 20:39
Burada yazan rakamlar net maaş ise -ki öyle gözüküyor- Allah bereket versin, devletimiz memuruna iyi maaş veriyor! ;) İki de şükredin bea!

İlgili verilere şu notu eklemekte fayda var.

* Bölgesel ödemeler ile ek ders ve yabancı dil tazminatı gibi ödemeler hariç, aile ve çocuk yardımı ödeneği dahil.

mansur58
01.06.2012, 23:07
Sanırım, yanılmıyorsam siz yurt dışındaydınız mansur bey, buyurun gelin ne arıyorsunuz el kapılarında? Hem vize felanda istemiyoruz eller kollar serbest girişte yapabiliyorsunuz :) Bu nimetten sizde faydalanın, hem gurbetlik çekmek zordur.

Artık Türkiye'deki güzel gelişmelere paralel olarak gurbetçilerimiz dönüyor bilginiz olsun Arif Bey. Benim bir ayağım Türkiye de iş yerim dolayısıyla bir iki yıl daha buradayım. Zaten hazırlıklarım neredeyse tamam. Türkiyemiz de aynı çalışmayı yaptığımda aynı geliri elde edebiliyorum.

Yani anlıyacağınız Gurbetten bakan birisi olarak Ülkemiz eksikleriyle birlikte çok güzel günlere ulştı. daha da iyi olacaktır.

amet_58
01.06.2012, 23:11
Kimi Ak Parti yolsuzluk yaptı diyor, kimileri zam yaptı diyor, kimileri ülkeyi sattı diyor, kimileri de bu ülkeye ne yaptı diyor. Hep mağdurumda mağdurum diyenler iyi okusunlar.

Ak Parti son 10 yılda;

- 3 genel seçim
- 2 yerel seçim
- 2 referandum başarıları elde etmiştir.

Hiç bir başarı'nın tesaadüf olmadığını kanıtlayan, resmi kaynaklara dayanan o belgeyi yayınlıyoruz.

DUNYA EKONOMILER SIRALAMASI

- 2002 yılında Türkiye dünya'nın en büyük 26. ekonomisi iken,
- 2011 yılında ülkemiz en büyük 16 büyük ekonomileri arasına girmiştir.

Ülkemiz son 10 yılda toplam 10 basamak yükselmiştir!

______________________________ _____________

YILLIK BUYUME

Bir ülkenin uluslararası ekonomide bir önceki yıla kıyasla ne kadar büyüdüğü veya küçüldüğü orandır.

- 2001 yılında Türkiye ekonomisi % 9,5 daralırken,
- 2011 yılında % 8,5 oranında büyüdü.
______________________________ _____________

MILLI GELIR (GSYH: Gayri Safi Yurtiçi Hasılası)

Bir ülkenin toplam geliri. Millî gelir bir ülkenin ekonomik gücünü gösterir.

- 2002 yılında Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 772 milyar dolar olarak gerçekleşti.
______________________________ _____________

KISI BASINA DUSEN MİLLİ GELİR

Kişi başına düşen millî gelir bir ülkenin yurttaşlarının ortalama gelir düzeyi hakkında fikir verici bir göstergedir. Kişi başına düşen millî gelir, ülkenin millî gelirini nufüs sayısına bölerek hesaplanır.

- 2002 yılında kişi başına düşen gelir 3.500 dolardı,
- 2011 yılında kişi başına düşen milli gelir 10.444 dolar olarak gerçekleşti.

- 2002 nufüsümüz 69 milyon 875 bin iken,
- 2011 yılında nufüsümüz 74 milyon 724 bin 269 kişi oldu.

Hem nüfus artmış hemde kişi başına düşen milli gelir artmış.
______________________________ _____________

IHRACAT

Bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere satması.

- 2002 yılı 36 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 135 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Artış 3,7 kat! Böylece Cumhuriyet rekoru kırılmış oldu.
______________________________ _____________

ISSIZLIK

- 2002 yılında istihdam sayısı 20 milyon 287 bin iken, bu şu an 23 milyon 338 bin'e çıkarılmıştır.

İşsizlik çift hanelerden, tek hanelere indi ama yetersiz. Bu alana biraz daha çalışılması gerekir.
______________________________ _____________

ENFLASYON

Bulunduğunuz ülkedeki hayat pahalılığını gösteren orandır.

- 2001 yılı yıllık enflasyon % 68,5 iken,
- 2011'de bu % 10,45'lere düştü.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı ise % 135,3 olarak gerçekleşmiştir.
______________________________ _____________

ASGARI UCRET

Çalışan bir kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanca yaşamalarına olanak tanıyan ve işveren tarafından ödenmesi zorunlu en düşük ücrettir.

- 2002 yılı NET asgari ücret 184,2 YTL iken,
- 2012 yılında bu 701,14 TL’ye artırılmıştır.

Temmuz 2012 itibari ile bu 739,80 TL’ye çıkarılacaktır.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde NET asgari ücrete yapılan maaş artış ise % 301,63 oranında gerçekleşti. Şimdi hangisi daha fazla?
______________________________ _____________

EN DUSUK MEMUR MAASI

Burada “hizmetli maaşı” baz alınmıştır. Aşağıdaki rakamlarda aile ve çocuk ödeneği dahil hesaplanmıştır.

- Aralık 2002 yılı en düşük memur maaşı 392 YTL iken,
- Temmuz 2012 yılında bu 1.766 TL'ye çıkarılmıştır.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde en düşük memur maaşındaki artış ise % 351 oranında gerçekleşti. Şimdi hangisi daha fazla?
______________________________ _____________

MERKEZ BANKASI REZERVI

Ülkemizin gelecekte olası bir krize karşı tedbir amaçlı ayırdığı döviz miktarıdır.

- 2002 yılı rezervler 27 milyar dolar iken,
- 2012 yılında bu 91 milyar dolara dayandı.

İstikrar ve güven ortamı’nın olmadığı, yolsuzluğun olduğu bir ülkede bu kadar birikmiş rezerv olabilirmiydi?
______________________________ _____________

IMF

IMF: Milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır.

- 2002 yılında IMF’ye olan borcumuz 23,5 milyar dolar iken,
- 2012 yılında bu 2,3 milyar dolara inmiştir.

Borcumuz Nisan 2013'te sıfırlanacaktır.

10 mayıs 2012 - IMF Başkanı Lagarde; "Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı yok, IMF'nin Türkiye gibi güçlü bir ülkeye ihtiyacı var." dedi
______________________________ _____________

AB TANIMLI KAMU BORC YUKU ORANI (TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU):

Euro bölgesine girebilmekte ölçü olarak kabul edilen Maastricht kamu borç yükü kriterinin tavanı % 60'dır.

- 2002 yılında % 74 iken,
- 2011 yılında bu %39 seviyelerinde izlemektedir.

Euro bölgesi üyesi bazı ekonomilerde bu oran sırasıyla şöyledir: Ingiltere % 85.7, Yunanistan % 165.3, Belçika % 98, İtalya % 120.1, Hollanda % 65.2, Portekiz % 107.8, Fransa % 85.8, Almanya % 81.2.
______________________________ _____________

KAMU NET BORC STOKUNUN MILLI GELIRE ORANI

Hükümetlerin önceki yıllardan devir almış oldukları borçlara kamu borç stoku denmektedir.

- 2002 yılında % 61,5 seviyelerindeyken,
- 2012 yılında bu % 22 oranına düşmüştür.

Yani önceden 100 liranın 61,5 lirası borçken, şu an 100 liranın sadece 22 lirası borçtur.
______________________________ _____________

BOLUNMUS YOL

Daha önce sadece 6 ilimiz bölünmüş yol ile birbirine bağlı iken, bugün 74 ilimiz bölünmüş yol bağı ile birbirine bağlı.

- 1923/2001 yılları arası yapılan toplam bölünmüş yol 6.100 KM iken,
- 2002/2012 yılları arası toplam bölünmüş yol 21.277 KM'dir.

Son 9,5 yılda yapılan bölünmüş yol, 79 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanın yaklaşık 3.5 katıdır.
______________________________ _____________

BENZIN

Benzin fiyatlarının iki boyutu vardır.

1- Vergi yükü
2- Maliyet yükü

- 2002 yılında asgari ücretle 98,4 litre benzin alınabiliyorken,
- 2012 yılında ise 151 litre alınabiliniyor.

Benzin fiyatları ve yapılan zamları uluslararası kuruluşlar belirlemektedir. Hükümet bunun sadece vergi kısmından sorumludur.
______________________________ _____________

BENZINDE VERGI

Ülkemizde petrol çıkarılmıyor. Dolayısıyla dışa bağımlıyız. Fiyatlar vergiye zam yapılmasından dolayı değil, Ham petrolun Uluslararası maliyetlerin artmasından dolayıdır.

- 2002 yılında 100 liralık benzinden 70,7 lira VERGI alınırken,
- Mayıs 2012 yılında 100 liralık benzinde sadece 58,7 lira VERGI alınıyor.

Böylece Türkiye vergi yükü bakımından dünya sıralamasında ise 1'incilikten Ak Parti döneminde 7'inciliğe gerilemiştir.
______________________________ _____________

HAM PETROL MALIYETI

Benzine gelen zamları hükümet yapıyor algısı var. Bu çok yanlış bir olgudur.

- 2002'de 1 varil ham petrolün maliyeti 25 dolar iken, halk litre başı 1.66 YTL ödüyordu,
- 2012'de 1 varil ham petrolün maliyeti 125 dolara yükselirken, halk litre başı 4.44 TL ödemektedir.

Yani dünyadaki petrolun maliyeti 5 kat arttığı halde, Türkiye'deki fiyatlar halka sadece 3 katı kadar yansımıştır.
______________________________ _____________

OTOMOBIL SATIS RAKAMLARI

- 2002'de Türkiye'de toplam 91 bin adet otomobil satılırken,
- 2011'de otomobil satışı 593 bin 519 adet seviyesine ulaştı.

Sizce bir vatandaş deposunu dolduramayacağı arabayı alır mı?
______________________________ _____________

GSM ABONELIGI

- 2002'de 20 milyon GSM aboneliği vardı, şimdi 70 milyon abonelik var.

Sizce bir vatandaş faturasını ödeyemeyeceği aboneliği alır mı?
______________________________ _____________

TURIZM

- 2002'de Türkiye'yi ziyaret eden yabancı turist sayısı 13 milyonken, 2011'de bu rakam 31,5 milyona ulaştı.
- 2002 yılında Türkiye'nin turizm geliri 8,5 milyar dolarken 2011'de bu 23 milyar doları aştı.

Vizeler kalktı, ülkemizin güzellikleri dünya’ya açıldı.
______________________________ _____________

HAVA TASIMACILIGINDA YOLCU SAYISI

- İç ve dış hatlarda 2002'de toplam 33.5 milyon yolcu seyahat ederken, 2011'de bu rakam 110 milyona ulaşmıştır. Artış 3.2 kat!

Hava yolu, halkın yolu oldu!
______________________________ _____________

TOKI

- 2001 yılında yapılan toplu konut sayısı 43.145 iken,
- 2012 yılında bu 540.000 konut sayısını aşmış bulunuyor.

Faizler düştü herkes ev sahibi olmaya başladı.
______________________________ _____________

TARIM

- Türkiye tarımda 2002 yılında dünya'nın en büyük 11. ülkesi iken, bugün en büyük 7. ülkesidir.
- 2002 yılında tarımda yalnızca 4 milyar dolar olan ihracatımız, bugün 18 milyar dolara çıktı.
- 2002'de çiftçiye 1,8 milyar lira olan tarımsal destekler 2011 yılında 6,3 milyar liraya yükseldi.
- 2002'de % 59 olan faiz oranı, bugün % 0-5 aralığına çekilmiştir.
______________________________ _____________

IMKB 100 (BORSA)

- 2002 yılında IMKB ortalama endeksi 10.987 iken,
- 2012 yılında bu 60.583’lere ulaşmıştır.
______________________________ _____________

ULKEMIZE YAPILAN YATIRIM

- 2002 yılında, toplam yatırım miktarı 59 milyar lira iken, 2011 sonunda bu miktar, yaklaşık 5 kat artışla 283 milyar lira oldu.
- Özel sektörün yatırımları da, 43 milyar lira'dan 235 milyar liraya yükseldi.

titizyiğido
01.06.2012, 23:37
amet gardaşım veriler için teşekkürler.............gerçi bazılarının gözüne de soksan görmezler.......

_DuMaN_58
01.06.2012, 23:55
Ekonomi de Türkiye hızlı bir ivme kazandı doğru. Fakat bu ivme halka tam anlamıyla yansıtılmadı. Halktan ziyade daha çok hazineye para akışının olduğu düşüncesindeyim. Atıyorum Türkiye yılda %100 para kazandıysa halka yansıması %70 oldu. Buna rağmen halkın alım gücü yeterince arttı. IMF borcunun neredeyse bitmesini de hesaba katarsak azımsanmayacak bir büyümenin olduğu çok net ortaya çıkıyor.

Not: Halktan kasıt orta sınıftır. Zengin sınıf %100lük ivmeden nasibini almıştır.

ÖnceVatan_58
02.06.2012, 00:10
Kimi Ak Parti yolsuzluk yaptı diyor, kimileri zam yaptı diyor, kimileri ülkeyi sattı diyor, kimileri de bu ülkeye ne yaptı diyor. Hep mağdurumda mağdurum diyenler iyi okusunlar.

Ak Parti son 10 yılda;

- 3 genel seçim
- 2 yerel seçim
- 2 referandum başarıları elde etmiştir.

Hiç bir başarı'nın tesaadüf olmadığını kanıtlayan, resmi kaynaklara dayanan o belgeyi yayınlıyoruz.

DUNYA EKONOMILER SIRALAMASI

- 2002 yılında Türkiye dünya'nın en büyük 26. ekonomisi iken,
- 2011 yılında ülkemiz en büyük 16 büyük ekonomileri arasına girmiştir.

Ülkemiz son 10 yılda toplam 10 basamak yükselmiştir!

______________________________ _____________

YILLIK BUYUME

Bir ülkenin uluslararası ekonomide bir önceki yıla kıyasla ne kadar büyüdüğü veya küçüldüğü orandır.

- 2001 yılında Türkiye ekonomisi % 9,5 daralırken,
- 2011 yılında % 8,5 oranında büyüdü.
______________________________ _____________

MILLI GELIR (GSYH: Gayri Safi Yurtiçi Hasılası)

Bir ülkenin toplam geliri. Millî gelir bir ülkenin ekonomik gücünü gösterir.

- 2002 yılında Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 772 milyar dolar olarak gerçekleşti.
______________________________ _____________

KISI BASINA DUSEN MİLLİ GELİR

Kişi başına düşen millî gelir bir ülkenin yurttaşlarının ortalama gelir düzeyi hakkında fikir verici bir göstergedir. Kişi başına düşen millî gelir, ülkenin millî gelirini nufüs sayısına bölerek hesaplanır.

- 2002 yılında kişi başına düşen gelir 3.500 dolardı,
- 2011 yılında kişi başına düşen milli gelir 10.444 dolar olarak gerçekleşti.

- 2002 nufüsümüz 69 milyon 875 bin iken,
- 2011 yılında nufüsümüz 74 milyon 724 bin 269 kişi oldu.

Hem nüfus artmış hemde kişi başına düşen milli gelir artmış.
______________________________ _____________

IHRACAT

Bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere satması.

- 2002 yılı 36 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 135 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Artış 3,7 kat! Böylece Cumhuriyet rekoru kırılmış oldu.
______________________________ _____________

ISSIZLIK

- 2002 yılında istihdam sayısı 20 milyon 287 bin iken, bu şu an 23 milyon 338 bin'e çıkarılmıştır.

İşsizlik çift hanelerden, tek hanelere indi ama yetersiz. Bu alana biraz daha çalışılması gerekir.
______________________________ _____________

ENFLASYON

Bulunduğunuz ülkedeki hayat pahalılığını gösteren orandır.

- 2001 yılı yıllık enflasyon % 68,5 iken,
- 2011'de bu % 10,45'lere düştü.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı ise % 135,3 olarak gerçekleşmiştir.
______________________________ _____________

ASGARI UCRET

Çalışan bir kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanca yaşamalarına olanak tanıyan ve işveren tarafından ödenmesi zorunlu en düşük ücrettir.

- 2002 yılı NET asgari ücret 184,2 YTL iken,
- 2012 yılında bu 701,14 TL’ye artırılmıştır.

Temmuz 2012 itibari ile bu 739,80 TL’ye çıkarılacaktır.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde NET asgari ücrete yapılan maaş artış ise % 301,63 oranında gerçekleşti. Şimdi hangisi daha fazla?
______________________________ _____________

EN DUSUK MEMUR MAASI

Burada “hizmetli maaşı” baz alınmıştır. Aşağıdaki rakamlarda aile ve çocuk ödeneği dahil hesaplanmıştır.

- Aralık 2002 yılı en düşük memur maaşı 392 YTL iken,
- Temmuz 2012 yılında bu 1.766 TL'ye çıkarılmıştır.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde en düşük memur maaşındaki artış ise % 351 oranında gerçekleşti. Şimdi hangisi daha fazla?
______________________________ _____________

MERKEZ BANKASI REZERVI

Ülkemizin gelecekte olası bir krize karşı tedbir amaçlı ayırdığı döviz miktarıdır.

- 2002 yılı rezervler 27 milyar dolar iken,
- 2012 yılında bu 91 milyar dolara dayandı.

İstikrar ve güven ortamı’nın olmadığı, yolsuzluğun olduğu bir ülkede bu kadar birikmiş rezerv olabilirmiydi?
______________________________ _____________

IMF

IMF: Milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır.

- 2002 yılında IMF’ye olan borcumuz 23,5 milyar dolar iken,
- 2012 yılında bu 2,3 milyar dolara inmiştir.

Borcumuz Nisan 2013'te sıfırlanacaktır.

10 mayıs 2012 - IMF Başkanı Lagarde; "Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı yok, IMF'nin Türkiye gibi güçlü bir ülkeye ihtiyacı var." dedi
______________________________ _____________

AB TANIMLI KAMU BORC YUKU ORANI (TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU):

Euro bölgesine girebilmekte ölçü olarak kabul edilen Maastricht kamu borç yükü kriterinin tavanı % 60'dır.

- 2002 yılında % 74 iken,
- 2011 yılında bu %39 seviyelerinde izlemektedir.

Euro bölgesi üyesi bazı ekonomilerde bu oran sırasıyla şöyledir: Ingiltere % 85.7, Yunanistan % 165.3, Belçika % 98, İtalya % 120.1, Hollanda % 65.2, Portekiz % 107.8, Fransa % 85.8, Almanya % 81.2.
______________________________ _____________

KAMU NET BORC STOKUNUN MILLI GELIRE ORANI

Hükümetlerin önceki yıllardan devir almış oldukları borçlara kamu borç stoku denmektedir.

- 2002 yılında % 61,5 seviyelerindeyken,
- 2012 yılında bu % 22 oranına düşmüştür.

Yani önceden 100 liranın 61,5 lirası borçken, şu an 100 liranın sadece 22 lirası borçtur.
______________________________ _____________

BOLUNMUS YOL

Daha önce sadece 6 ilimiz bölünmüş yol ile birbirine bağlı iken, bugün 74 ilimiz bölünmüş yol bağı ile birbirine bağlı.

- 1923/2001 yılları arası yapılan toplam bölünmüş yol 6.100 KM iken,
- 2002/2012 yılları arası toplam bölünmüş yol 21.277 KM'dir.

Son 9,5 yılda yapılan bölünmüş yol, 79 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanın yaklaşık 3.5 katıdır.
______________________________ _____________

BENZIN

Benzin fiyatlarının iki boyutu vardır.

1- Vergi yükü
2- Maliyet yükü

- 2002 yılında asgari ücretle 98,4 litre benzin alınabiliyorken,
- 2012 yılında ise 151 litre alınabiliniyor.

Benzin fiyatları ve yapılan zamları uluslararası kuruluşlar belirlemektedir. Hükümet bunun sadece vergi kısmından sorumludur.
______________________________ _____________

BENZINDE VERGI

Ülkemizde petrol çıkarılmıyor. Dolayısıyla dışa bağımlıyız. Fiyatlar vergiye zam yapılmasından dolayı değil, Ham petrolun Uluslararası maliyetlerin artmasından dolayıdır.

- 2002 yılında 100 liralık benzinden 70,7 lira VERGI alınırken,
- Mayıs 2012 yılında 100 liralık benzinde sadece 58,7 lira VERGI alınıyor.

Böylece Türkiye vergi yükü bakımından dünya sıralamasında ise 1'incilikten Ak Parti döneminde 7'inciliğe gerilemiştir.
______________________________ _____________

HAM PETROL MALIYETI

Benzine gelen zamları hükümet yapıyor algısı var. Bu çok yanlış bir olgudur.

- 2002'de 1 varil ham petrolün maliyeti 25 dolar iken, halk litre başı 1.66 YTL ödüyordu,
- 2012'de 1 varil ham petrolün maliyeti 125 dolara yükselirken, halk litre başı 4.44 TL ödemektedir.

Yani dünyadaki petrolun maliyeti 5 kat arttığı halde, Türkiye'deki fiyatlar halka sadece 3 katı kadar yansımıştır.
______________________________ _____________

OTOMOBIL SATIS RAKAMLARI

- 2002'de Türkiye'de toplam 91 bin adet otomobil satılırken,
- 2011'de otomobil satışı 593 bin 519 adet seviyesine ulaştı.

Sizce bir vatandaş deposunu dolduramayacağı arabayı alır mı?
______________________________ _____________

GSM ABONELIGI

- 2002'de 20 milyon GSM aboneliği vardı, şimdi 70 milyon abonelik var.

Sizce bir vatandaş faturasını ödeyemeyeceği aboneliği alır mı?
______________________________ _____________

TURIZM

- 2002'de Türkiye'yi ziyaret eden yabancı turist sayısı 13 milyonken, 2011'de bu rakam 31,5 milyona ulaştı.
- 2002 yılında Türkiye'nin turizm geliri 8,5 milyar dolarken 2011'de bu 23 milyar doları aştı.

Vizeler kalktı, ülkemizin güzellikleri dünya’ya açıldı.
______________________________ _____________

HAVA TASIMACILIGINDA YOLCU SAYISI

- İç ve dış hatlarda 2002'de toplam 33.5 milyon yolcu seyahat ederken, 2011'de bu rakam 110 milyona ulaşmıştır. Artış 3.2 kat!

Hava yolu, halkın yolu oldu!
______________________________ _____________

TOKI

- 2001 yılında yapılan toplu konut sayısı 43.145 iken,
- 2012 yılında bu 540.000 konut sayısını aşmış bulunuyor.

Faizler düştü herkes ev sahibi olmaya başladı.
______________________________ _____________

TARIM

- Türkiye tarımda 2002 yılında dünya'nın en büyük 11. ülkesi iken, bugün en büyük 7. ülkesidir.
- 2002 yılında tarımda yalnızca 4 milyar dolar olan ihracatımız, bugün 18 milyar dolara çıktı.
- 2002'de çiftçiye 1,8 milyar lira olan tarımsal destekler 2011 yılında 6,3 milyar liraya yükseldi.
- 2002'de % 59 olan faiz oranı, bugün % 0-5 aralığına çekilmiştir.
______________________________ _____________

IMKB 100 (BORSA)

- 2002 yılında IMKB ortalama endeksi 10.987 iken,
- 2012 yılında bu 60.583’lere ulaşmıştır.
______________________________ _____________

ULKEMIZE YAPILAN YATIRIM

- 2002 yılında, toplam yatırım miktarı 59 milyar lira iken, 2011 sonunda bu miktar, yaklaşık 5 kat artışla 283 milyar lira oldu.
- Özel sektörün yatırımları da, 43 milyar lira'dan 235 milyar liraya yükseldi.



Son on yılda ne olduda bu başarı elde edildi? Ne ürettik neyi başardık? Ülkede tarımcılık bitmiş hayvancılık bitmiş, çiftçilik bitmiş herşey ithal edilir olmuş ne ürettinizde ihraç ettiniz kaynak nedir? Elde avuçta hangi kaynak varsa bir bir satmaktan başka ne yapılmış?. Bu ekonomi üçkağıt ekonomisi üretime dayalı olmayan ekonomiler iflas etmeye mahkumdur.
Sen bırak yola devamı etmeyi koşmuşun koşmayıda bırak baya yüksek uçmuşun birader. Nereden aldın bu verileri. Kaynak neresi AKP genel merkezimi? Ben şimdi buraya sayfalar dolusu AKP nin yaptığı yolsuzlukları ve bu senin bu yazılanların tam tersi verilerini ve esnafın çiftçinin köylünün ne durumda olduklarını taşıyabilirim. Kimiside inanmış ağzı kulaklarına varmış, kendi gözleri görmüyor herkeside öyle sanıyor galiba. Ya bırakın kendiniz yazın kendiniz inanın ve mutlu olun iyi mutluluklar size..!

sivaslınet
02.06.2012, 03:15
Burada yazan rakamlar net maaş ise -ki öyle gözüküyor- Allah bereket versin, devletimiz memuruna iyi maaş veriyor! ;) İki de şükredin bea!

İşte bir şükürcü daha.. Dini şükür ayrı, politik şükür ayrı.

Biz sosyal adaletçilerin mücadelesi, tüm çalışanların(düşük maaş, asgari icret ve emekli maaşlarının) en yüksek maaşı aratmayacak oranda olması..

Öyle ya, yukardaki tablodaki müsteşarın bir yeri kırmızı mı? Kaldı ki düşük ücretle çalışanlar bir müsteşardan daha fazla çalışıyor.

Günümüzde iktisadi eşitsizlik oranı gittikçe fazlalaşmakta.. %45, %3.5 gibi.

Ali ve ebubekir, yönetimlerinde tüm çalışanlara eşit maaş vermişlerdir. -Subhi Salih, İslam Kurumları-

mansur58
02.06.2012, 04:38
Kimi Ak Parti yolsuzluk yaptı diyor, kimileri zam yaptı diyor, kimileri ülkeyi sattı diyor, kimileri de bu ülkeye ne yaptı diyor. Hep mağdurumda mağdurum diyenler iyi okusunlar.

Ak Parti son 10 yılda;

- 3 genel seçim
- 2 yerel seçim
- 2 referandum başarıları elde etmiştir.

Hiç bir başarı'nın tesaadüf olmadığını kanıtlayan, resmi kaynaklara dayanan o belgeyi yayınlıyoruz.

DUNYA EKONOMILER SIRALAMASI

- 2002 yılında Türkiye dünya'nın en büyük 26. ekonomisi iken,
- 2011 yılında ülkemiz en büyük 16 büyük ekonomileri arasına girmiştir.

Ülkemiz son 10 yılda toplam 10 basamak yükselmiştir!

______________________________ _____________

YILLIK BUYUME

Bir ülkenin uluslararası ekonomide bir önceki yıla kıyasla ne kadar büyüdüğü veya küçüldüğü orandır.

- 2001 yılında Türkiye ekonomisi % 9,5 daralırken,
- 2011 yılında % 8,5 oranında büyüdü.
______________________________ _____________

MILLI GELIR (GSYH: Gayri Safi Yurtiçi Hasılası)

Bir ülkenin toplam geliri. Millî gelir bir ülkenin ekonomik gücünü gösterir.

- 2002 yılında Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 772 milyar dolar olarak gerçekleşti.
______________________________ _____________

KISI BASINA DUSEN MİLLİ GELİR

Kişi başına düşen millî gelir bir ülkenin yurttaşlarının ortalama gelir düzeyi hakkında fikir verici bir göstergedir. Kişi başına düşen millî gelir, ülkenin millî gelirini nufüs sayısına bölerek hesaplanır.

- 2002 yılında kişi başına düşen gelir 3.500 dolardı,
- 2011 yılında kişi başına düşen milli gelir 10.444 dolar olarak gerçekleşti.

- 2002 nufüsümüz 69 milyon 875 bin iken,
- 2011 yılında nufüsümüz 74 milyon 724 bin 269 kişi oldu.

Hem nüfus artmış hemde kişi başına düşen milli gelir artmış.
______________________________ _____________

IHRACAT

Bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere satması.

- 2002 yılı 36 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 135 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Artış 3,7 kat! Böylece Cumhuriyet rekoru kırılmış oldu.
______________________________ _____________

ISSIZLIK

- 2002 yılında istihdam sayısı 20 milyon 287 bin iken, bu şu an 23 milyon 338 bin'e çıkarılmıştır.

İşsizlik çift hanelerden, tek hanelere indi ama yetersiz. Bu alana biraz daha çalışılması gerekir.
______________________________ _____________

ENFLASYON

Bulunduğunuz ülkedeki hayat pahalılığını gösteren orandır.

- 2001 yılı yıllık enflasyon % 68,5 iken,
- 2011'de bu % 10,45'lere düştü.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı ise % 135,3 olarak gerçekleşmiştir.
______________________________ _____________

ASGARI UCRET

Çalışan bir kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanca yaşamalarına olanak tanıyan ve işveren tarafından ödenmesi zorunlu en düşük ücrettir.

- 2002 yılı NET asgari ücret 184,2 YTL iken,
- 2012 yılında bu 701,14 TL’ye artırılmıştır.

Temmuz 2012 itibari ile bu 739,80 TL’ye çıkarılacaktır.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde NET asgari ücrete yapılan maaş artış ise % 301,63 oranında gerçekleşti. Şimdi hangisi daha fazla?
______________________________ _____________

EN DUSUK MEMUR MAASI

Burada “hizmetli maaşı” baz alınmıştır. Aşağıdaki rakamlarda aile ve çocuk ödeneği dahil hesaplanmıştır.

- Aralık 2002 yılı en düşük memur maaşı 392 YTL iken,
- Temmuz 2012 yılında bu 1.766 TL'ye çıkarılmıştır.

10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde en düşük memur maaşındaki artış ise % 351 oranında gerçekleşti. Şimdi hangisi daha fazla?
______________________________ _____________

MERKEZ BANKASI REZERVI

Ülkemizin gelecekte olası bir krize karşı tedbir amaçlı ayırdığı döviz miktarıdır.

- 2002 yılı rezervler 27 milyar dolar iken,
- 2012 yılında bu 91 milyar dolara dayandı.

İstikrar ve güven ortamı’nın olmadığı, yolsuzluğun olduğu bir ülkede bu kadar birikmiş rezerv olabilirmiydi?
______________________________ _____________

IMF

IMF: Milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır.

- 2002 yılında IMF’ye olan borcumuz 23,5 milyar dolar iken,
- 2012 yılında bu 2,3 milyar dolara inmiştir.

Borcumuz Nisan 2013'te sıfırlanacaktır.

10 mayıs 2012 - IMF Başkanı Lagarde; "Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı yok, IMF'nin Türkiye gibi güçlü bir ülkeye ihtiyacı var." dedi
______________________________ _____________

AB TANIMLI KAMU BORC YUKU ORANI (TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU):

Euro bölgesine girebilmekte ölçü olarak kabul edilen Maastricht kamu borç yükü kriterinin tavanı % 60'dır.

- 2002 yılında % 74 iken,
- 2011 yılında bu %39 seviyelerinde izlemektedir.

Euro bölgesi üyesi bazı ekonomilerde bu oran sırasıyla şöyledir: Ingiltere % 85.7, Yunanistan % 165.3, Belçika % 98, İtalya % 120.1, Hollanda % 65.2, Portekiz % 107.8, Fransa % 85.8, Almanya % 81.2.
______________________________ _____________

KAMU NET BORC STOKUNUN MILLI GELIRE ORANI

Hükümetlerin önceki yıllardan devir almış oldukları borçlara kamu borç stoku denmektedir.

- 2002 yılında % 61,5 seviyelerindeyken,
- 2012 yılında bu % 22 oranına düşmüştür.

Yani önceden 100 liranın 61,5 lirası borçken, şu an 100 liranın sadece 22 lirası borçtur.
______________________________ _____________

BOLUNMUS YOL

Daha önce sadece 6 ilimiz bölünmüş yol ile birbirine bağlı iken, bugün 74 ilimiz bölünmüş yol bağı ile birbirine bağlı.

- 1923/2001 yılları arası yapılan toplam bölünmüş yol 6.100 KM iken,
- 2002/2012 yılları arası toplam bölünmüş yol 21.277 KM'dir.

Son 9,5 yılda yapılan bölünmüş yol, 79 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanın yaklaşık 3.5 katıdır.
______________________________ _____________

BENZIN

Benzin fiyatlarının iki boyutu vardır.

1- Vergi yükü
2- Maliyet yükü

- 2002 yılında asgari ücretle 98,4 litre benzin alınabiliyorken,
- 2012 yılında ise 151 litre alınabiliniyor.

Benzin fiyatları ve yapılan zamları uluslararası kuruluşlar belirlemektedir. Hükümet bunun sadece vergi kısmından sorumludur.
______________________________ _____________

BENZINDE VERGI

Ülkemizde petrol çıkarılmıyor. Dolayısıyla dışa bağımlıyız. Fiyatlar vergiye zam yapılmasından dolayı değil, Ham petrolun Uluslararası maliyetlerin artmasından dolayıdır.

- 2002 yılında 100 liralık benzinden 70,7 lira VERGI alınırken,
- Mayıs 2012 yılında 100 liralık benzinde sadece 58,7 lira VERGI alınıyor.

Böylece Türkiye vergi yükü bakımından dünya sıralamasında ise 1'incilikten Ak Parti döneminde 7'inciliğe gerilemiştir.
______________________________ _____________

HAM PETROL MALIYETI

Benzine gelen zamları hükümet yapıyor algısı var. Bu çok yanlış bir olgudur.

- 2002'de 1 varil ham petrolün maliyeti 25 dolar iken, halk litre başı 1.66 YTL ödüyordu,
- 2012'de 1 varil ham petrolün maliyeti 125 dolara yükselirken, halk litre başı 4.44 TL ödemektedir.

Yani dünyadaki petrolun maliyeti 5 kat arttığı halde, Türkiye'deki fiyatlar halka sadece 3 katı kadar yansımıştır.
______________________________ _____________

OTOMOBIL SATIS RAKAMLARI

- 2002'de Türkiye'de toplam 91 bin adet otomobil satılırken,
- 2011'de otomobil satışı 593 bin 519 adet seviyesine ulaştı.

Sizce bir vatandaş deposunu dolduramayacağı arabayı alır mı?
______________________________ _____________

GSM ABONELIGI

- 2002'de 20 milyon GSM aboneliği vardı, şimdi 70 milyon abonelik var.

Sizce bir vatandaş faturasını ödeyemeyeceği aboneliği alır mı?
______________________________ _____________

TURIZM

- 2002'de Türkiye'yi ziyaret eden yabancı turist sayısı 13 milyonken, 2011'de bu rakam 31,5 milyona ulaştı.
- 2002 yılında Türkiye'nin turizm geliri 8,5 milyar dolarken 2011'de bu 23 milyar doları aştı.

Vizeler kalktı, ülkemizin güzellikleri dünya’ya açıldı.
______________________________ _____________

HAVA TASIMACILIGINDA YOLCU SAYISI

- İç ve dış hatlarda 2002'de toplam 33.5 milyon yolcu seyahat ederken, 2011'de bu rakam 110 milyona ulaşmıştır. Artış 3.2 kat!

Hava yolu, halkın yolu oldu!
______________________________ _____________

TOKI

- 2001 yılında yapılan toplu konut sayısı 43.145 iken,
- 2012 yılında bu 540.000 konut sayısını aşmış bulunuyor.

Faizler düştü herkes ev sahibi olmaya başladı.
______________________________ _____________

TARIM

- Türkiye tarımda 2002 yılında dünya'nın en büyük 11. ülkesi iken, bugün en büyük 7. ülkesidir.
- 2002 yılında tarımda yalnızca 4 milyar dolar olan ihracatımız, bugün 18 milyar dolara çıktı.
- 2002'de çiftçiye 1,8 milyar lira olan tarımsal destekler 2011 yılında 6,3 milyar liraya yükseldi.
- 2002'de % 59 olan faiz oranı, bugün % 0-5 aralığına çekilmiştir.
______________________________ _____________

IMKB 100 (BORSA)

- 2002 yılında IMKB ortalama endeksi 10.987 iken,
- 2012 yılında bu 60.583’lere ulaşmıştır.
______________________________ _____________

ULKEMIZE YAPILAN YATIRIM

- 2002 yılında, toplam yatırım miktarı 59 milyar lira iken, 2011 sonunda bu miktar, yaklaşık 5 kat artışla 283 milyar lira oldu.
- Özel sektörün yatırımları da, 43 milyar lira'dan 235 milyar liraya yükseldi.

Eyvallah kardeşim. Paylaşım açık ve net.

İstatistikler bu ülkenin nerden nereye geldiğinin açık seçik kanıtıdır. Şükürsüzlük nimet azgınlığıdır. Nimet azgınlarına da Anadolumuzda NANKÖR derler.

Sırf muhalefet yapmak için muhalefet yapanları çok gördük. Ne yazıkki ideolojik saplantılar insanları böyle kör edebiliyor. Bütün dünya şu anda Türkiye ekenomisini gıptayla izliyor. Daha yapılacak çok işimiz var haydi Türkiyem ileri.

NECMEDDİN ÖZBEK
02.06.2012, 10:20
özgürlüğün en büyük düşmanı
halinden memnun kölelerdir

_DuMaN_58
02.06.2012, 10:25
Kaldı ki düşük ücretle çalışanlar bir müsteşardan daha fazla çalışıyor.


Şunu mu demek istiyorsun sivaslınet, bir çöpcü bir müsteşardan daha çok çalışıyor, daha fazla mesai saati var, daha yorucu bir işi var. O yüzden daha fazla maaş alması gerekir.(müsteşardan daha fazla)

LaEdri
02.06.2012, 12:39
Hiçbir ekonomik gösterge mühim değil artık benim için..
Maaşıma 2000 tl zam yapsa da zerre umrumda değil..
İnsanın emeğine saygısızlık yapılması,kabul edilebilir bir durum değil..

burak2258
02.06.2012, 15:45
300 tane vekil var 1.5 milyon vekil var.İkisi de aynı şey mi ? Vekillere %50 zam yapıpta yine aynı memurlara %50 zam yaparsan ülke ekonomisi batar.Yunanistandan beter oluruz

sivaslınet
02.06.2012, 17:48
Şunu mu demek istiyorsun sivaslınet, bir çöpcü bir müsteşardan daha çok çalışıyor, daha fazla mesai saati var, daha yorucu bir işi var. O yüzden daha fazla maaş alması gerekir.(müsteşardan daha fazla)

Evet aynen öyle. Çok mu garip ki? Garip olan ne?

sivaslınet
02.06.2012, 18:22
300 tane vekil var 1.5 milyon vekil var.İkisi de aynı şey mi ? Vekillere %50 zam yapıpta yine aynı memurlara %50 zam yaparsan ülke ekonomisi batar.Yunanistandan beter oluruz

Birazcık sorgulamacı olun yahu.. Vekile neden %45 zam yapılsın? Zaten katmerli bir maaşı var. Bunun üzerine bir katmerli artış daha. Bu hakkaniyet mi?

Yine söylüyorum; referans %45 olacaksa eğer, vekilden ve müsteşardan daha çok çalışan kesim, %45 ten daha fazla zam hak ediyor.

KAOS
02.06.2012, 18:28
senin gibi konuştuklarıyla nic i çelişen biriyle muhatab olmamak için elimden geleni yapıyorum ama maalesef kaşınıyosun sende yüksek derece de kaşıntı var......senin de veriler zoruna gitmiş galiba hayli sinirli gördüm seni.......ama en başta demiştim ben senin gibi modelleri iyi bilirim gözüne de soksaK GÖRMEZSİN.......kör olduğun için değil işine gelmediği için......

Pek değerli kardeşim, sorun değilse bize işini söyler misin?

Ayrıca bize yazılan veriler ile ilgili bir analizi yapabilir misin?
O yazıyı yazan pek sevgili kardeşim gibi kopyala yapıştır yapmazsan çok sevinirim..

Mesela merkez bankasının rezervinin ne faydası vardır, gsm aboneliğindeki artış neyi gösterir, kişi başına düşen gelir nasıl hesaplanır ve neyi gösterir?

Ayrıca çok zahmet olmazsa gelir dağılımında ki son durumu ve cari açığın son durumunu bir gözümüze sokarsan ayrıca minnettar olacağız..

Şimdiden emeğine sağlık..

_DuMaN_58
02.06.2012, 18:48
Evet aynen öyle. Çok mu garip ki? Garip olan ne?

Peki, ben hastanede çalışıyorum yada bir öğretmeni düşün. Sanayi de çalışan bir işçi benden yada öğretmenden daha fazla yoruluyor, çalışıyor. Benden yada öğretmenden daha fazla mı alsın?

sivaslınet
02.06.2012, 19:02
Peki, ben hastanede çalışıyorum yada bir öğretmeni düşün. Sanayi de çalışan bir işçi benden yada öğretmenden daha fazla yoruluyor, çalışıyor. Benden yada öğretmenden daha fazla mı alsın?

Senden ve öğretmenden daha fazla çalışıyorsa elbette daha fazla alsın. Kimin fazla yorucu işi varsa o fazla alsın. Sosyal adalet bunu ister. Emeğe göre ücret.

Ayrıca ben çalışan kesim arasındaki eşitsizliği değil, çalışmayan ama 20-30 misli fazla ücret alan kesimi kastediyorum.

Fiyat belirlemeyi siyasilere değil bu işin uzmanlarına bırakmak lazım. Siyasiler rant adına her türlü haksızlığı yapıyor, kimsenin gözünün yaşına bakmıyorlar.

LaEdri
02.06.2012, 19:05
300 tane vekil var 1.5 milyon vekil var.İkisi de aynı şey mi ? Vekillere %50 zam yapıpta yine aynı memurlara %50 zam yaparsan ülke ekonomisi batar.Yunanistandan beter oluruz

vekil sayısı az bir güzel doyuralım yani..:)

_DuMaN_58
02.06.2012, 19:06
Senden ve öğretmenden daha fazla çalışıyorsa elbette daha fazla alsın. Kimin fazla yorucu işi varsa o fazla alsın. Sosyal adalet bunu ister. Emeğe göre ücret.

Ayrıca ben çalışan kesim arasındaki eşitsizliği değil, çalışmayan ama 20-30 misli fazla ücret alan kesimi kastediyorum.

Fiyat belirlemeyi siyasilere değil bu işin uzmanlarına bırakmak lazım. Siyasiler rant adına her türlü haksızlığı yapıyor, kimsenin gözünün yaşına bakmıyorlar.

O zaman kimse öğretmen olmak için, doktor olmak için yıllarca okumasın. Nasıl olsa sana göre en kötü işte çalışan biri diğerlerden daha fazla maaş almalı.

sivaslınet
02.06.2012, 19:20
O zaman kimse öğretmen olmak için, doktor olmak için yıllarca okumasın. Nasıl olsa sana göre en kötü işte çalışan biri diğerlerden daha fazla maaş almalı.

Duman kardeş, bunlar eskinin ülkücülerle solcuların arasındaki basit tartışmalar. Artık eskilerde kaldı. En yüksek değerin emek olduğunu şimdilerde herkes biliyor.

Ayrıca yine sosyal adalet çerçevesinde herkesin kültürleşmesini ve okumasını sağlaması devletin görevi.

Şunu unutmamak lazım ki, vahşi kapitalist düzende her şey çarpık gelişiyor. Kültürleşemiyenin, okumayanın genlerinden gelmiyor bu özellikleri.. Bunlar çarpık düzenin getirileri.

sivaslınet
02.06.2012, 19:24
vekil sayısı az bir güzel doyuralım yani..:)

Süperrr bir cevap.. :) :)

_DuMaN_58
02.06.2012, 19:35
Duman kardeş, bunlar eskinin ülkücülerle solcuların arasındaki basit tartışmalar. Artık eskilerde kaldı. En yüksek değerin emek olduğunu şimdilerde herkes biliyor.

Ayrıca yine sosyal adalet çerçevesinde herkesin kültürleşmesini ve okumasını sağlaması devletin görevi.

Şunu unutmamak lazım ki, vahşi kapitalist düzende her şey çarpık gelişiyor. Kültürleşemiyenin, okumayanın genlerinden gelmiyor bu özellikleri.. Bunlar çarpık düzenin getirileri.

Bizim devlet insanların okumasını sağlamıyor mu. Bir vatandaş okumayacak, sanayi de çalışacak 2binlira maaş alacak. Ben yıllarca okuyacam karşılığında asgari ücret alacam. Kusura bakma sivaslınet benden bu kadar, sen kendi başına kendi fikirlerin ile kavrulmaya devam et. Hayırlı akşamlar.

sivaslınet
02.06.2012, 19:41
Bizim devlet insanların okumasını sağlamıyor mu.

Yarısı açlık sınırında, yarısı yoksulluk sınırında olan çalışanlar hiç bir zaman sağlıklı okutamaz çocuğunu. Okuyamayanların çoğu yoksulluktan okuyamıyor. Ailesine katkı olması için çalışmak zorunda kalıyorlar.

Ayrıca okumak ta gözünde büyüttüğün kadar matah bir şey değil. Aile kültürü almış olan, ekonomisi iyi olan, okumaya özendirilen herkes okur mutlaka. Bu olanakları kesinlikle devletin sağlaması gerekir.

Bir kez daha söyleyeyim. Okumama, kültürleşmeme özelliği insanların gen yapılarından gelmez. %100 düzen etkisiyledir.

KAOS
02.06.2012, 19:42
______________________________ _____________

IHRACAT

Bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere satması.

- 2002 yılı 36 milyar dolar iken,
- 2011 yılında bu 135 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Artış 3,7 kat! Böylece Cumhuriyet rekoru kırılmış oldu.


Şu ihracatı yazdın madem, gel bize aynı dönem ithalatı, ihracatın ithalatı karşılama oranını ve ihracatın katma değerini de yazsana...

Yazamazsın eminim...
Çünkü sizler birilerinin göz boyama aracısınız...
Yazar mısın yoksa??

mansur58
02.06.2012, 21:21
Duman kardeş, bunlar eskinin ülkücülerle solcuların arasındaki basit tartışmalar. Artık eskilerde kaldı. En yüksek değerin emek olduğunu şimdilerde herkes biliyor.

Ayrıca yine sosyal adalet çerçevesinde herkesin kültürleşmesini ve okumasını sağlaması devletin görevi.

Şunu unutmamak lazım ki, vahşi kapitalist düzende her şey çarpık gelişiyor. Kültürleşemiyenin, okumayanın genlerinden gelmiyor bu özellikleri.. Bunlar çarpık düzenin getirileri.

Yok be sivaslınet okumaya ne gerek var. sana göre okuyanda okumayanda aynı maaşı alacaktır nasıl olsa.

Bu mantık çarpık bir mantığın hezeyanlarıdır. Ciddiye alınacak hiç bir yönü yoktur.

Böyle bir sosyal adalet dünyada yoktur sen mi uydurdun bunları ?

Ayrıca bunlar eylemiyle söylemi birbirine uyamayan tanıdık solcu edebiyatıdır.

Yani ''lafa geldimi açılır çeneler avaz avaz işe geldimi meydanlarda kimseler kalmaz.''

titizyiğido
02.06.2012, 23:05
Pek değerli kardeşim, sorun değilse bize işini söyler misin?

Ayrıca bize yazılan veriler ile ilgili bir analizi yapabilir misin?
O yazıyı yazan pek sevgili kardeşim gibi kopyala yapıştır yapmazsan çok sevinirim..

Mesela merkez bankasının rezervinin ne faydası vardır, gsm aboneliğindeki artış neyi gösterir, kişi başına düşen gelir nasıl hesaplanır ve neyi gösterir?

Ayrıca çok zahmet olmazsa gelir dağılımında ki son durumu ve cari açığın son durumunu bir gözümüze sokarsan ayrıca minnettar olacağız..

Şimdiden emeğine sağlık..

pek sevgili abim ben pastaneciyim...........ben sana ne analiz yapsam boş sen sadece alacağını alırsın.........o verilerde sadece merkez bankasını,gsm yi görmüşsün bu da bunun açık kanıtı.............cari açığın son durumunu biliyorum sabret bunu sene sonunda görüşelim.........göze sokmaya gelince girmeyince yapacak bişey yok bu birazda sizinle alakalı birazda sizin gayret etmeniz gerekiyor.......

ÖnceVatan_58
02.06.2012, 23:28
AKP ülkeyi ne hale getirdi! Bu rakamlara inanamıyacaksınız…

Dış borç 5 yılda tavan yaptı. 290 milyar dolara dayandı. Türkiye’nindış borç stokuna 120,5 milyar dolar daha eklendi. Bu dönemde kamunun borcu 18,5 milyar artarken özel sektör ise 105,5 milyar dolarla adeta borca battı.

TÜRKIYE’nin dış borç yükü, son 5 yılda yüzde 70.9 artış göstererek, A 169 milyar 872 milyon dolardan, ra 290 milyar 350 milyon dolara yükseldi. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, 2005-2010 döneminde Türkiye’nin dış borç yükündeki artışta özel sektör etkili oldu. 2005 sonunda, 84 milyar 35 milyon dolar dış borcu olan özel sektörün borç tutan, 2010 yılı sonunda 189 milyar 601 milyon dolara ulaşü. Böylece, özel sektör borçları, oransal olarak yüzde i 125.6, parasal olarak da 105 milyar 566 mil-1 yon dolar artış gösterdi. Özel sektör borç-I lanrun 76 milyar 66 milyon lirasının bankalara ait olduğu da dikkat çekti.


Kamu borcu 88.9 milyar

Buna karşılık, 2005 sonunda 70 milyar 411 milyon dolar olan kamunun toplam dış borcu, yüzde 126.3 oranında artarak 2010 yılı sonunda 88 milyar 923 milyon dolara çıktı. Bu şekilde kamunun dış borçlarında 18 milyar 512 milyon dolarlık artış meydana geldi. Bu süreçte, kısa vadeli borçlar yüzde 105.4 artışla 38 milyar 283 milyon dolardan, 78 milyar 641 milyon dolara yükselirken, uzun vadeli dış borçlardaki artış ise yüzde 60.9 olarak belirlendi. 5 yıllık süreçte uzun vadeli dış borçlar 131 milyar 589 milyon dolardan, 211 milyar 709 milyon dolara çıktı.

İstanbul Büyükşehir en borçlu belediye

MAHALLİ idareler arasında en borçlu kuruluş, 197 milyon dolarlık borç ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak belirlenirken, Adana Büyükşehir Belediyesi 177 milyon dolar, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi 150 milyon dolar, İzmir Büyükşehir Belediyesi 129 milyon dolar, Bursa Büyükşehir Belediyesi 110 milyon dolar, Kayseri Büyükşehir Belediyesi de 101 milyon dolarla İstanbul’u takip ediyor. Borçlu belediyeler arasında Antalya Büyükşehir, İzmit Büyükşehir, Samsun Büyükşehir Belediyesi de bulunuyor.

Kamu enerji KİT’lerinde borcu katlandı

HAZİNE garantili dış borç stoku da 4 milyar 381 milyon dolardan, 7 milyar 366 milyon dolara yükseldi. Dış borçta enerji KİT’leri ilk sıralarda yer alıyor. KİT’lerin 1.3 milyar dolarlık Hazine garantili dış borcunun, 1 milyar dolarlık bölümü enerji KİT’lerine ait. Enerji KİT’lerinden Elektrik Üretim AŞ’nin dış borcu 435 milyon, Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’nin 313 milyon, Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin dış borcu da 334 milyon doları buluyor. Halk Bankası’nın da borcu 1 milyar 34 milyon dolar olarak hesaplandı.

Kaynak Sözcü

_DuMaN_58
03.06.2012, 09:15
TÜRKIYE’nin dış borç yükü, son 5 yılda yüzde 70.9 artış göstererek, A 169 milyar 872 milyon dolardan, ra 290 milyar 350 milyon dolara yükseldi.

Burdaki "A", "ra" Nedir ki?
Ayrıca bu uzun yazıyı tümden okudum çıkarılacak sonuç "AKP döneminde dış borç tavan yaptı".
AKP dış borçtan başka ekonomiye başka birşey yapmamış mı? Olumsuz yönde?

amet_58
03.06.2012, 20:48
- 2002'de Türkiye'nin dış borcu 170.2 milyar dolardı,
- 2011'de bu 301.78 milyar dolar oldu.

Borç artmış mı? Artmış… bu doğrudur ancak hesaplama böyle yapılamaz. Bir de milli gelirimiz ne kadar artmış, borcumuzun milli gelire oranı nedir ona bakılmalıdır.

Siz kendinizi devletin yerine koyun ve evinizin gelir, borç hesabı yapıyor gibi düşünün. Bunu daha anlaşılır bir dilde anlatmak için Türkiye’nin milli gelir ve dış borc rakamlarını vatandaşa uyarladık:

- 2002'de geliriniz 230 milyar dolardı ve bunun 170.2 milyar doları borçtu,
- 2011'de geliriniz 772 milyar dolar iken borcunuz 301.78 milyar dolar oldu.

YANI DIGER BIR DEYISLE;

2002'den bu yana geliriniz 3.35 kat artmışken, borcunuz da 1.77 kat artmış. Yani aradaki fark sizin cebinizde kalmış.

MILLI GELIR BORC ILISKISINI ORANLAYACAK OLURSAK EGER:

2002 YILI:

- (2002 dış borç / 2002 milli gelir) x 100 = (bu formül ile milli gelirimizin ne kadarının borç olduğunu buluruz)
- (170.2 / 230) x 100 = % 74
- Yani 2002 yılında her 100 liranın 74 lirası dış borçmuş.

2011 YILI:

- (2011 dış borç / 2011 milli gelir) x 100 = (bu formül ile milli gelirimizin ne kadarının borç olduğunu buluruz)
- (301.78 / 772) x 100 = % 39
- Yani 2011 yılında her 100 liranın 39 lirası dış borçmuş.

Şimdi hangisi daha fazla?

Bu rakamları biz uyduruyoruz sanıyorlar. Halbuki bu rakamlar uluslararası kabul edilen resmi rakamlardır. OECD'nin resmi verileridir. Her ne kadar zorunuza da gitse Ak Parti'nin başardığı rakamlardır bunlar.

kaynaklarınız çok sağlammış sözcü ne has aselsanın israile satıldı palavrasını paylaşmadınız :)

amet_58
03.06.2012, 21:06
Birazcık sorgulamacı olun yahu.. Vekile neden %45 zam yapılsın? Zaten katmerli bir maaşı var. Bunun üzerine bir katmerli artış daha. Bu hakkaniyet mi?

Yine söylüyorum; referans %45 olacaksa eğer, vekilden ve müsteşardan daha çok çalışan kesim, %45 ten daha fazla zam hak ediyor.


ben biraz sorguladım araştırdım %45 lik zammın nasıl olduğunu paylaşmıştım dikkat etmediniz galiba tekrardan paylaşayım yanlışı düzeltelim

Yapılan zam "vekil maaşlarına" değil, "emekli vekillere'dir"
Verilen 2. teklifte ise zam oranı "Emekli Cumhurbaşkanı maaşı'nın" % 45'ine endekslenmiştir ve bu şekliyle Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp yürürlüğe girmiştir.

Şimdi bazıları çıkmış yok efendim vekile % 45, memura ise % 4 + % 4 zam yapıyorsunuz diyorlar.
Memura her yıl düzenli olarak zam yapılıyor.
Emekli vekil maaşlarına Turgut Özal döneminden bu yana yapılmadı. Yani aradan 23 yıl geçmiş ve zam yapılmamış.

son 23 yılda emekli vekil maaşlarına % 45 oranında zam yapılmış son 10 yılda en düşük memur maaşlarına % 316 zam yapılmış

sivaslınet
04.06.2012, 01:26
1923' te geçmiş konuşmadır. Vekil maaşlarına zam yapılması gündemdeydi ve o sırada geçen konuşma şudur:

Yıl 1923. "paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim?"
Atatürk: "öğretmen maaşlarını geçmesin."

sivaslınet
04.06.2012, 01:41
Amet,

Emekli milletvekili de olsa iki yılda emekli oluyor ve 7.750 T.L ömür boyu maaş alıyor.

Çalışan kesim ise açlık sınırında, yoksulluk sınırının altında maaş alıp, ancak mezara yakın emekli oluyor.

Şimdi sana sorularım var.. Bu sosyal adaletmidir? İkincisi, bu imtiyazlı olanları savunma hevesini nasıl kazandın? Üçüncüsü %316 zam yapılmışta, çalışan neden hala aç ve yoksul?

mansur58
04.06.2012, 02:21
Sende mi açsın arkadaşım ?

sivaslınet
04.06.2012, 03:02
Sende mi açsın arkadaşım ?

Hay benim kadar kafana taş düşsün. :) Yahu kişilerle uğraşmayı bırakkkkkkk...

İnsanlar yukarda hep toplumsalı, memleketi, ülkeyi, yazıyor. Sende denesene!..

Bırak kişileri..

amet_58
04.06.2012, 08:34
Amet,

Emekli milletvekili de olsa iki yılda emekli oluyor ve 7.750 T.L ömür boyu maaş alıyor.

Çalışan kesim ise açlık sınırında, yoksulluk sınırının altında maaş alıp, ancak mezara yakın emekli oluyor.

Şimdi sana sorularım var.. Bu sosyal adaletmidir? İkincisi, bu imtiyazlı olanları savunma hevesini nasıl kazandın? Üçüncüsü %316 zam yapılmışta, çalışan neden hala aç ve yoksul?

2 YIL MILLETVEKILLIGI YAPANIN HEMEN MILLETVEKILI EMEKLISI OLACAGI YALANDIR

"2 yıl milletvekilliği yapan birinin kalan tüm primlerini ödeyip yani 25 yıl pirim ödeyip yaşını da doldurması şartıyla milletvekili emeklisi olabilmesi mümkündür."

(AK Parti Sakarya Milletvekili, Adalet Komisyonu Üyesi Ali İhsan Yavuz)

"Benim milletvekilliğinde 10. yılım. Emekli olabilmek için 14 yıl daha çalışmam gerekiyor. TBMM'de veya dışarda."

(Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç)

OSMAN ECE
04.06.2012, 09:07
boşuna kendinizi yırtmayın
eski suçlarınızın üstün örtmeyin
milletin nabzını burda tartmayın
seçim yakın gelin sandık başına görüşelim
kıran krana yarışalım

KAOS
04.06.2012, 11:42
Osman bey, bunun eski suçlarla ne alakası var?
Yapmayın..
Doğruyu söylemek, yanlışları eleştirmek ne zamandan beri suç oldu, siz hiç mi eleştirmiyorsunuz?
Çok kazanıyorsunuz, maddi durumunuz her geçen gün düzeliyor sanırım, Allah daha çok versin...

KAOS
04.06.2012, 11:49
pek sevgili abim ben pastaneciyim...........ben sana ne analiz yapsam boş sen sadece alacağını alırsın.........o verilerde sadece merkez bankasını,gsm yi görmüşsün bu da bunun açık kanıtı.............cari açığın son durumunu biliyorum sabret bunu sene sonunda görüşelim.........göze sokmaya gelince girmeyince yapacak bişey yok bu birazda sizinle alakalı birazda sizin gayret etmeniz gerekiyor.......

Değerli kardeşim, hepsini yazıp da görüntü kalabalığı yapmayayım diye bir kaç tanesini yazdım..

Ben ön yargılı değilim ve asla kanıtsız mantıksız konuşmam, her bir durum için istersen tek tek tartışırız..

Göze sokmak mecazi idi. Nereden kendinizde böyle bir güç görüyorsanız demeye getirmiştim..

Bu verilen örneklerin ülke refahını göstermediği aksine ülkede ki zenginlik diye gösterilenlerin nasıl da sadece kaymak tabakaya daha fazla kar getirdiğinin ispatıdır..

Ayrıca söyler misiniz mesela merkez bankasındaki rezerv artışı senin daha fazla pasta satmana nasıl etki ediyor, rica etsem açıklar mısın?

mansur58
04.06.2012, 14:29
Hay benim kadar kafana taş düşsün. :) Yahu kişilerle uğraşmayı bırakkkkkkk...

İnsanlar yukarda hep toplumsalı, memleketi, ülkeyi, yazıyor. Sende denesene!..

Bırak kişileri..

Açmısın diye sorduk ?

Yoksa yoksulluk, eşitlik edebiyatı yapıpta katlara yatlara sahip tatil köylerinde
hayatını yaşayan solculardan mısın acep ? Bu da bir memleket meselesidir. Kendini niye memeleket meselelrinden ayrı tutarsın onu da anlamış değilim. Sayın hemşerim.

mansur58
04.06.2012, 14:32
boşuna kendinizi yırtmayın
eski suçlarınızın üstün örtmeyin
milletin nabzını burda tartmayın
seçim yakın gelin sandık başına görüşelim
kıran krana yarışalım

Bir ozanın yüreğinden dökülenler.

Bizim insanımız böyledir. Okumamıştır yazmamıştır ama tahsilli cahillere
vereceği cevabı bir dörtlüğe sığdırı vesselam.

Yüreğine sağlım Ozanım.

abircan
04.06.2012, 14:34
hani memeura işçiye grevli sendikalı çalışma hayatıydı

daha ilk grevde thy çalışanlarına grev yasağını apar topar kanunlaştırdılar dünyada bir ilk
hayaldi gerçek oldu ileri demokrasi türkiyesindeeeeee
1. recep sultan erdoğan böyle istedi
300 kişiyi sms le işten kovmak nasıl bir anlayıştırrrrrrrr

bunu mansur cevaplasın mesala avrupada greve gidince aynı şeymi oluyorrrrr,

abircan
04.06.2012, 14:37
Bir ozanın yüreğinden dökülenler.

Bizim insanımız böyledir. Okumamıştır yazmamıştır ama tahsilli cahillere
vereceği cevabı bir dörtlüğe sığdırı vesselam.

Yüreğine sağlım Ozanım.



o sandıkları biliriz bir seçimden bir seçime 6 milyon seçmen icad edildi

feto efendi amerikadan haber saldı mezardakilere bile oy kullandırın diyee

sadece kendi mahallemizde muhtarlığı geri alınca 15 bin oy içinde 2000 mükerrer sahte seçmen bulduk
sizin demokrasiniz sandığınız şaibeli ayıplı hırsızlık malı

mansur58
04.06.2012, 14:48
o sandıkları biliriz bir seçimden bir seçime 6 milyon seçmen icad edildi

feto efendi amerikadan haber saldı mezardakilere bile oy kullandırın diyee

sadece kendi mahallemizde muhtarlığı geri alınca 15 bin oy içinde 2000 mükerrer sahte seçmen bulduk
sizin demokrasiniz sandığınız şaibeli ayıplı hırsızlık malı

Abircan hemşerim

Bu mükerrer oy tekniklerini siz çok daha iyi bilirsiniz. Bu konuda uzun bir tecrübeniz var.

Onun için bu konuya girersek siz hepten sınıfta kalırsınız.

sivaslınet
04.06.2012, 15:48
2 YIL MILLETVEKILLIGI YAPANIN HEMEN MILLETVEKILI EMEKLISI OLACAGI YALANDIR


Milletvekili 2 yıl görev yaptıktan sonra emekliliğe hak kazanıyor. Tüm eksik primleri de devlet ödüyor. %45 zam alarak 7.700 lira hak kazanıyor.

Memur 65 yaşına kadar bilfiil çalışarak, zaten yoksulluk sınırındaki maaşından SGK ya para ödüyor. Emekli olduktan sonra ise 1000.T.L maaş alıyor. Bu da açlık sınırı.

Durum böyle iken, tuzu kuruları(imtiyazlıları) savunma hevesi sizlere nerden geliyor merak ediyorum.

OSMAN ECE
04.06.2012, 18:40
Osman bey, bunun eski suçlarla ne alakası var?
Yapmayın..
Doğruyu söylemek, yanlışları eleştirmek ne zamandan beri suç oldu, siz hiç mi eleştirmiyorsunuz?
Çok kazanıyorsunuz, maddi durumunuz her geçen gün düzeliyor sanırım, Allah daha çok versin...

ÖNCE BU NAZİK KELİMELERİNİZDEN DOLAYI SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM
SAYGI DEĞER KAOS KARDEŞİM

ben sizin şahsınıza bir suçlama yapmadım önce şunu bilmenizi isterim
ben kesinlıkle akpli değilim açıkça konuşuyum MHP LİYİM
ama ortada bir gerçek var lütven bunu es geçip görmezden gelmiyelim
güney doğuda teröre günlük milyarlar yağıyor her bir top mermisi
bir servet bu bizim bütçemizden harcanıyor senin benim verdiğimiz vergilerle
toplanıyor ve teröre aktarılıyor savaştayıız savaşta başka bir devlet olsa şimdiye çoktan yunan gibi iflas ederdi biz dayanıyoruz
ben emekliyim geçinemiyorum ek iş yapıyorum ama hak vermek lazım
teröre giden para bize dönse inan iççide emekliden ihya olur
saygı sevgiler sunuyorum

sivaslınet
04.06.2012, 19:24
teröre giden para bize dönse inan iççide emekliden ihya olur
saygı sevgiler sunuyorum

Osman bey,

Bu terör belasının asıl bataklığı bulundu. Siz benden daha iyi bilirsiniz ya, diğer okuyanlar için de fikrimi paylaşmak istiyorum.

Terör belasını oluşturanlar, emperyalist(sömürücü) devletlerdir. Farklı inanç, milliyet ve kültürleri barındıran devletlerin içine nifak sokarak, onları birbirlerine kırdırıp yok etmeye çalışırlar. Böl, parçala, yok et veya sömür taktiği yani.

Onlara inat, farklı inanç, milliyet ve kültürleri temsil eden insanlar, "Biz farklıyız ama insanız. Dolayısı ile kardeşiz" demeleri gerekir. Siyaseti takip edip, tuzağa düşmemek gerek.

amet_58
04.06.2012, 20:51
Milletvekili 2 yıl görev yaptıktan sonra emekliliğe hak kazanıyor. Tüm eksik primleri de devlet ödüyor. %45 zam alarak 7.700 lira hak kazanıyor.

Memur 65 yaşına kadar bilfiil çalışarak, zaten yoksulluk sınırındaki maaşından SGK ya para ödüyor. Emekli olduktan sonra ise 1000.T.L maaş alıyor. Bu da açlık sınırı.

Durum böyle iken, tuzu kuruları(imtiyazlıları) savunma hevesi sizlere nerden geliyor merak ediyorum.

ben savunduğumdan değil yanlış bilgi paylaşmanızdan dolayı düzeltme yapıyorum çünkÜ arkadaşların yazdıklarına değer veriyor takip ediyor sana prof diyor sende onları yanlış bilgilendirirsen olmaz

yapılan düzenlemeyle milletvekilliğinden ayrılmış olup da emeklilik için gereken süreyi tamamlayamamış olanların isteğe bağlı primlerini 4 YIL SÜRESİNCE TBMM Başkanlığı ödeyecek. Bir yanlışı daha düzeltelim. Milletvekillerinin emeklilik şartları da diğer kamu görevlileri gibi 25 tam yıl yani 9000 gün prim ödeme şartıdır.

sivaslınet
05.06.2012, 03:32
ben savunduğumdan değil yanlış bilgi paylaşmanızdan dolayı düzeltme yapıyorum çünkÜ arkadaşların yazdıklarına değer veriyor takip ediyor sana prof diyor sende onları yanlış bilgilendirirsen olmaz

yapılan düzenlemeyle milletvekilliğinden ayrılmış olup da emeklilik için gereken süreyi tamamlayamamış olanların isteğe bağlı primlerini 4 YIL SÜRESİNCE TBMM Başkanlığı ödeyecek. Bir yanlışı daha düzeltelim. Milletvekillerinin emeklilik şartları da diğer kamu görevlileri gibi 25 tam yıl yani 9000 gün prim ödeme şartıdır.

Yanlışı düzelttin tamam. Kaldı ki yanlış ta değil. Kelime hatası. 2 yıl çalıştıktan(çalışmaksa..) sonra yan gelip yatsa da devlet pirimini ödüyor. Yani iki yıl dan sonra devlet emekliliğini garantiliyor. Senin 4 yılda da eksiklik var. Çalışmadan 4 Yıldan sonra kalan süreyi de, bir yerden sigortalı gösterse devlet pirimi yine ödüyor.

Bunları dile getirip 65 yaşına kadar bilfiil çalışana, ve bukadar çalışmaktan sonra da açlık sınırında emekli maaşa mahküm edilmesine, adalet mi diye sordum.

Asıl bunları vurgulayacakken, yorumlarınla imtiyazlıları koruma gardını alışın ilginç. Sadece bu konu değil, diğer yorumların da hep imtiyazlılardan yana.

Bak şimdi; bunlar bilgi. Tartışılacak, paylaşılacak şeyler.

Ama kalkıpta arkadaşlarımın bana "ne" söylediğini dillendirmen BOŞ ve KİŞİSEL vurgu olmuş. Kime ne yararı oldu bunun şimdi? Sadece içine dert olduğu gözüktü. Çıkartınca kurtulmuştursun umarım. :)

Cevap vermiştim üstelik. "Kariyer asla önemli değil" demiştim.

Söyleye söyleye bıraktıracağım sizlere umarım bu boş ve kişisel vurguları.

amet_58
05.06.2012, 08:57
beni ne olduğun ilgilendirmez senin iyi yerlerde olman benim içime dert olmazki inşallah en iyi yerlere gelirsin benim belirtmek istediğim arkadaşlarının güvenini yanlış bilgiler paylaşarak boşa çıkartma bu durum aynı zamanda bir partinin genel başkanının durumuna benziyor çıktı elinde dosyalarla seçmenini yalan yanlış bilgilerle kendine inandırdı sonuç ne oldu birinde kendi oy kullanamadı diğerinde beklediği sonucu alamadı

sivaslınet
05.06.2012, 09:43
beni ne olduğun ilgilendirmez senin iyi yerlerde olman benim içime dert olmazki inşallah en iyi yerlere gelirsin benim belirtmek istediğim arkadaşlarının güvenini yanlış bilgiler paylaşarak boşa çıkartma bu durum aynı zamanda bir partinin genel başkanının durumuna benziyor çıktı elinde dosyalarla seçmenini yalan yanlış bilgilerle kendine inandırdı sonuç ne oldu birinde kendi oy kullanamadı diğerinde beklediği sonucu alamadı

Bak halen kişilerle uğraşıyorsun. Benim ne olduğum seni ilgilendirmiyorsa neden "şu sana şunu demişti aslında sen öyle değilsin" anlamında, keza "Kılıçdaroğlu şöyle yapmış ta böyle yapmış". Bunlar boş, kimseye hiç bir yararı olmayan laflar. Sadece polemik. İçinde bilgi yok.

İlgileneceksen fikirle, ideolojilerle ilgilen. Zira dünyadaki tüm kişiler fikirlerin, iedeolojilerin peşinden gider. Bataklık ya da hazine onlardır. Eleştireceksen beğenmediğin fikirleri eleştir ki, kişiler yanlışa düşmesin. Şu fikir şu nedenle yanlış de. Kişileri yanıltır de..

Anladığım kadarıyla sen sol düşünceye karşısın. Ben de sol düşünce taraftarııyım. İşte yapacaksan, eleştireceksen bu düşünceyi eleştir. Zira fikir ne ise zikir odur. Yani kişilerin yanlış veya doğru icraatları fikirlerindendir.

Seviyeli insanlar fikirlerle uğraşır. Özelliksiz insanların da "ne" ile uğraştığını sen söyle.

amet_58
05.06.2012, 10:00
doğru çok seviyelisiniz yıllardan beri başörtüsü , irtica, laiklik elden gidiyor fikirlerini savunarak seviyenizi tavana vurdurdunuz ülkenin bir adım ileriye gitmesini engellediniz

sivaslınet
05.06.2012, 10:07
doğru çok seviyelisiniz yıllardan beri başörtüsü , irtica, laiklik elden gidiyor fikirlerini savunarak seviyenizi tavana vurdurdunuz ülkenin bir adım ileriye gitmesini engellediniz

Evet işte bu. Mesela bizler neden laikliği savunuyoruz. Laiklik nedir, irtica nedir. Türban ve başörtüsü nedir? Tarihçeleri.

Bunları yazarsan hiç olmazsa faydalarını ve zararlarını öğrenmiş olur sana dua ederiz.

Bunlar ideolojidir işte. Kime mantıklı gelirse o, o fikri uygular. Yani asıl konuşulacak fikirlerdir.

Suç arıyorsak insanlarda değil fikirlerde aramalıyız.

amet_58
05.06.2012, 10:19
Evet işte bu. Mesela bizler neden laikliği savunuyoruz. Laiklik nedir, irtica nedir. Türban ve başörtüsü nedir? Tarihçeleri.

Bunları yazarsan hiç olmazsa faydalarını ve zararlarını öğrenmiş olur sana dua ederiz.

Bunlar ideolojidir işte. Kime mantıklı gelirse o, o fikri uygular. Yani asıl konuşulacak fikirlerdir.

Suç arıyorsak insanlarda değil fikirlerde aramalıyız.

Herhalde fikir gökten zembille inmiyor fikiri insanlar üretiyor ve savunuyor şimdi atıyorum ben bir profum :) dersime başı kapalı öğrenci almıyorum bana böylesi mantıklı geliyor doğrumu bu şimdi böyle düşünmelerinden dolayı kişileri eleştirirmde suçlarımda

sivaslınet
05.06.2012, 10:22
asıl konuşulacak fikirlerdir.

Suç arıyorsak insanlarda değil fikirlerde aramalıyız.

Mesela bu başlığa uygun olarak, vahşi kapitalizmde neden çalışan ve varlıklılar arasında çok büyük sosyal imkan farklılıkları vardır. Çalışanların neden hep iktisadi durumları kötüdür. İmtiyazlı olmak nedir? Sömürü nedir? Niçin vardır? Tarihçeleri nerelere kimlere varıyor. Sömürü ideolojileri hangileridir? Bunları konuşalım senle.

İnsanlara faydalı oluruz.

amet_58
05.06.2012, 10:33
dünyada 1 tane ülke göster istediğin gibi bu yazdığın başlıkları yıllarda sürse bir çözüme ulaştıramayız zaten çözüme ulaşmış olsaydı yüzyıllardır devam eden süreçte 2012ye böyle bir sıkıntı kalmazdı hallolurdu

sivaslınet
05.06.2012, 10:36
Herhalde fikir gökten zembille inmiyor fikiri insanlar üretiyor ve savunuyor şimdi atıyorum ben bir profum :) dersime başı kapalı öğrenci almıyorum bana böylesi mantıklı geliyor doğrumu bu şimdi böyle düşünmelerinden dolayı kişileri eleştirirmde suçlarımda

Diyelim ki iki zıt kutuplu düşünce var dünyada. Birisi demokratik(özgür) düşünce olsun, diğerisi muhafazakar(gelenekçi). Bu iki zıt kutuplu düşünce dünyayı ikiye bölmüş. Aşağı yukarı, yarı yarıya inananları, gönül vermişleri var.

Şimdi sen veya ben bu iki düşünceden sadece sivaslınet'i veya amet'i eleştirsek ne yazar. Geride daha dünyanın yarısı olan, üç buçuk milyar nüfus var. Hangi birisine "sen yanlış adamsın, çünkü yanlış fikiri benimsemişsin" diyeceksin? O fırsatı ona vermiş olacaksın. O da aynı tepkiyi sana verecektir. Zira onun da o hakkı doğmuş olacaktır.

Ama kalkıpta, demokratik veya muhafazakar düşüncenyi, bir şeyler yazıp söyleyip, doğruluğunu yada yanlışlığını ispatlayıp insanların mantığına hitap edersen, milyonları yönlendirmiş olursun. Yani bir başka deyişle bataklığı kurutmuş olursun.

Yanlış köleci düşünce, köleleri veya kölecileri öldürerek değil, onlara hakaret edilerek değil, o fikrin yanlışlığı anlatılarak, o fikre karşı mücadele vererek kaldırıldı. Keza demokratik olmayan düzenler vs.

sivaslınet
05.06.2012, 10:50
dünyada 1 tane ülke göster istediğin gibi bu yazdığın başlıkları yıllarda sürse bir çözüme ulaştıramayız zaten çözüme ulaşmış olsaydı yüzyıllardır devam eden süreçte 2012ye böyle bir sıkıntı kalmazdı hallolurdu

Bu şekilde düşünce yanlış. Zira ideolojilerin değişmesi, olumlu hale gelmesi asırlar alıyor.

Zamanında arenalarda insanlar arslanların ağzına atılarak eğleniliyordu. Dünya kaplumbağanın üstünde olduğu savunuluyor, eleştirenler yakılıyordu. İnsanlar pazarlarda alınıp satılıyordu. Şimdilerde nerelere geldik.

Daha da nerelere geleceğiz. Önemli olan ise olumlu, insani, insan yararına olan her fikre yardımcı olup onun gelişmesini sağlamak. Gelişmenin zaman alması, bizim ona karşı kayıtsız kalmamızın nedeni olamaz.

KAOS
05.06.2012, 13:04
ÖNCE BU NAZİK KELİMELERİNİZDEN DOLAYI SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM
SAYGI DEĞER KAOS KARDEŞİM

ben sizin şahsınıza bir suçlama yapmadım önce şunu bilmenizi isterim
ben kesinlıkle akpli değilim açıkça konuşuyum MHP LİYİM
ama ortada bir gerçek var lütven bunu es geçip görmezden gelmiyelim
güney doğuda teröre günlük milyarlar yağıyor her bir top mermisi
bir servet bu bizim bütçemizden harcanıyor senin benim verdiğimiz vergilerle
toplanıyor ve teröre aktarılıyor savaştayıız savaşta başka bir devlet olsa şimdiye çoktan yunan gibi iflas ederdi biz dayanıyoruz
ben emekliyim geçinemiyorum ek iş yapıyorum ama hak vermek lazım
teröre giden para bize dönse inan iççide emekliden ihya olur
saygı sevgiler sunuyorum

Değerli Osman bey,
Bu tespitlerine katılmamak mümkün değil...
Ama sadece teröre mi gidiyor milyarlar..

Yöneticilerimiz ve burada ki pek bilgili ekonomi uzmanlarına göre ülke ekonomisi parmakla gösterilebilecek durumda.

Neden onlara sormuyorsunuz; "ben neden bu kazanımdan faydalanmıyorum" diye de biz eleştirenlere kızıyorsunuz?