kaanansay
27.10.2014, 20:04
“Benim dinime dön! Ya da öl!” Bağnazlığın sloganıdır bu. Bağnazlıkta demokrasi, fikir özgürlüğü, sevgi, saygı, şefkat, dostluk, fedakarlık gibi kavramlar yoktur. Bazı insanlar bağnazlığın ve onun ürünü olan radikalizmin bir hak dinin içine yerleşebileceğini düşünürler. Oysa bağnazlığın kendisi bir dindir. Her düşünce içinde bağnazlık dininin temsilcileri vardır. İslam’da, Musevilikte, Hristiyanlıkta olduğu gibi Marksizm’de, faşizmde, ateizmde de bağnazlar çoktur. Aynı batıl dini savunurlar hep birlikte: “Senin fikrine tahammülüm yok! Ya benimkini kabul et ya da yok ol!”
Özellikle son dönemlerde bu tahammülsüz ve sapkın din, çoğunlukla İslam dini gibi anılmaya başladı. Bir kısım odaklar bağnazlık dinine İslam adını koydular. Bağnazlık dinine yönelik korkularını İslam’a yönelttiler. Öyle ki, bir İbrahimi din “korku” kelimesiyle birlikte anılır oldu. İslamofobia bütün dünyada zikredilir oldu. İnsanlar korkularının İslam’dan değil, bağnazlık dininden kaynaklandığının farkında bile olmadılar. Hurafecilerin yarattığı bağnaz dinin İslam adına ortaya çıktığını göremediler. Çünkü kimse onlara İslam’ın bu olmadığını anlatmadı. Ne İslam adına ortaya çıkan radikaller ne de bu radikallerden korku duyan olan islamofobikler gerçek İslam’ın bu bağnaz, ürkütücü, sevgisiz ve nefret dolu dinle hiçbir alakasının olmadığını gösteremedi. İslam dininin radikalleri tüm dünyaya ama en çok da Müslümanlara zarar vermeye başladılar.
“Ilımlı İslam” kelimesi de bu nedenle ortaya atıldı. Sanki bir vahşi bir de ılımlı İslam modeli varmış gibi radikallerin vahşetine karşı koyan Müslümanlar “ılımlı Müslüman” olarak anılmaya başlandı. İslam karşıtı sesler ılımlı İslam’ın savunucularını takdir ettiler, fakat radikallere karşı onları güçsüz buldular. Zannettiler ki bir vahşet dini, barışçıl bir kısım kimseler tarafından yumuşatılmaya çalışılıyor (İslam’ı tenzih ederiz). Hatta buna İslam’da reform, ılımlı İslam savunucularına da reformist dediler. Oysa bunun bir reform değil, gerçek İslam olduğunu gösterebilen olmadı. İslam karşıtları, “reformist”leri takdir etseler de, radikallerin şiddetten kaynaklanan sahte güçleri ve onların İslam dinini temsil ettikleri şeklindeki inançları daha ağır bastı.
Barışçıl Müslümanlar İslam dinini, yumuşatmaya, reformize etmeye veya ılımlı hale getirmeye çalışmıyorlar. Barışçıl Müslümanlar olarak asıl amacımız, yıllardır İslam adı altında dünyaya yayılan bir yalanı ilimle yok etmektir. Yıllardır İslam adına temsil edilen radikalizmi, bağnazlığı, fanatikliği ve İslam ile alakası olmayan o hurafe dinini ortadan kaldırmaya çalışmak, Kuran’dan delillerle İslam’ın gerçeğini göstermektir. Şu ana kadar bağnazlar tarafından İslam’a yönelik yapılmış en büyük iftiraya son vermektir.
Bu kitapta ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]) gerçekte radikalizme karşı eleştirileriyle ön plana çıkan Batılı bir kısım İslam karşıtlarının iddialarına ve bağnazların korkunç mantıklarına cevaplar verilmektedir. İslam’a dahil edilmeye çalışılan sahte bağnaz dinin çeşitli kaynaklarındaki iddiaların geçersizliği Kuran’dan örneklerle anlatılmaktadır. Özellikle bu iddialara yönelik bir çalışmanın yapılmasının sebebi, İslam’a yöneltilen tüm eleştirilerin benzer yönde olması ve radikalizm dininin “İslam” zannedilmesi yanılgısıdır. Dolayısıyla amaç, İslam’a yöneltilmiş asılsız suçlamalardan yola çıkarak gerçek İslam dini hakkında yanlış bilinenlerin KURAN’DAN DELİLLERLE açıklanması ve bu yanlışın ortadan kaldırılmasıdır.
Bağnazların sorunu, dinlerini hurafelerden öğrenmeleridir. Ne var ki bağnazların sahte dinlerini eleştirenler de kimi zaman onlar kadar radikal olup bağnazların hurafelerini onlar kadar doğru zannedebilmektedirler. Biz Kuran’dan delil getirdikçe onlar bağnazların hurafelerinden delil getirmeye çalışırlar. İşte en büyük hatayı da burada yaparlar. Eğer gerçek İslam’ı tanımak ve bağnazlığa karşı çözüm elde etmek istiyorlarsa burada anlatılan gerçek dine kulak vermelidirler. Eğer bunu yapmazlarsa, radikalizm büyük bir bela olarak dünyayı sarmaya devam edecektir.
Özellikle son dönemlerde bu tahammülsüz ve sapkın din, çoğunlukla İslam dini gibi anılmaya başladı. Bir kısım odaklar bağnazlık dinine İslam adını koydular. Bağnazlık dinine yönelik korkularını İslam’a yönelttiler. Öyle ki, bir İbrahimi din “korku” kelimesiyle birlikte anılır oldu. İslamofobia bütün dünyada zikredilir oldu. İnsanlar korkularının İslam’dan değil, bağnazlık dininden kaynaklandığının farkında bile olmadılar. Hurafecilerin yarattığı bağnaz dinin İslam adına ortaya çıktığını göremediler. Çünkü kimse onlara İslam’ın bu olmadığını anlatmadı. Ne İslam adına ortaya çıkan radikaller ne de bu radikallerden korku duyan olan islamofobikler gerçek İslam’ın bu bağnaz, ürkütücü, sevgisiz ve nefret dolu dinle hiçbir alakasının olmadığını gösteremedi. İslam dininin radikalleri tüm dünyaya ama en çok da Müslümanlara zarar vermeye başladılar.
“Ilımlı İslam” kelimesi de bu nedenle ortaya atıldı. Sanki bir vahşi bir de ılımlı İslam modeli varmış gibi radikallerin vahşetine karşı koyan Müslümanlar “ılımlı Müslüman” olarak anılmaya başlandı. İslam karşıtı sesler ılımlı İslam’ın savunucularını takdir ettiler, fakat radikallere karşı onları güçsüz buldular. Zannettiler ki bir vahşet dini, barışçıl bir kısım kimseler tarafından yumuşatılmaya çalışılıyor (İslam’ı tenzih ederiz). Hatta buna İslam’da reform, ılımlı İslam savunucularına da reformist dediler. Oysa bunun bir reform değil, gerçek İslam olduğunu gösterebilen olmadı. İslam karşıtları, “reformist”leri takdir etseler de, radikallerin şiddetten kaynaklanan sahte güçleri ve onların İslam dinini temsil ettikleri şeklindeki inançları daha ağır bastı.
Barışçıl Müslümanlar İslam dinini, yumuşatmaya, reformize etmeye veya ılımlı hale getirmeye çalışmıyorlar. Barışçıl Müslümanlar olarak asıl amacımız, yıllardır İslam adı altında dünyaya yayılan bir yalanı ilimle yok etmektir. Yıllardır İslam adına temsil edilen radikalizmi, bağnazlığı, fanatikliği ve İslam ile alakası olmayan o hurafe dinini ortadan kaldırmaya çalışmak, Kuran’dan delillerle İslam’ın gerçeğini göstermektir. Şu ana kadar bağnazlar tarafından İslam’a yönelik yapılmış en büyük iftiraya son vermektir.
Bu kitapta ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]) gerçekte radikalizme karşı eleştirileriyle ön plana çıkan Batılı bir kısım İslam karşıtlarının iddialarına ve bağnazların korkunç mantıklarına cevaplar verilmektedir. İslam’a dahil edilmeye çalışılan sahte bağnaz dinin çeşitli kaynaklarındaki iddiaların geçersizliği Kuran’dan örneklerle anlatılmaktadır. Özellikle bu iddialara yönelik bir çalışmanın yapılmasının sebebi, İslam’a yöneltilen tüm eleştirilerin benzer yönde olması ve radikalizm dininin “İslam” zannedilmesi yanılgısıdır. Dolayısıyla amaç, İslam’a yöneltilmiş asılsız suçlamalardan yola çıkarak gerçek İslam dini hakkında yanlış bilinenlerin KURAN’DAN DELİLLERLE açıklanması ve bu yanlışın ortadan kaldırılmasıdır.
Bağnazların sorunu, dinlerini hurafelerden öğrenmeleridir. Ne var ki bağnazların sahte dinlerini eleştirenler de kimi zaman onlar kadar radikal olup bağnazların hurafelerini onlar kadar doğru zannedebilmektedirler. Biz Kuran’dan delil getirdikçe onlar bağnazların hurafelerinden delil getirmeye çalışırlar. İşte en büyük hatayı da burada yaparlar. Eğer gerçek İslam’ı tanımak ve bağnazlığa karşı çözüm elde etmek istiyorlarsa burada anlatılan gerçek dine kulak vermelidirler. Eğer bunu yapmazlarsa, radikalizm büyük bir bela olarak dünyayı sarmaya devam edecektir.