![]() |
--->: BİRAZDA GÜLELİM
[QUOTE=arifcoskun;228467]
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir: - Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın? - Ben kız değilim! - Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte. ............ ......... ......... ......... ......... ......... ......... ......... . Kadın: - Kızım dur! Ben vereyim benim ki bozuk zaten... Genc Kız: - Aman ne olacak sanki nasılsa benimki de bozulacak, ben vereyim! :)[/QUOTE] bittim bunlara ya. çok komik ellerine sağlık. |
--->: Fikra(lar)
paylllasim icin tesekürler güzel fikralar komik sizden
daha fazla fikralar bekliyorum:D |
--->: Fikra(lar)
[B]gelin kaynana karsi karsiya oturmuslar kaynana ; -gelin sen daha
yenisin birbirimizin huyunu suyunu oturup konusarak anlayalim demis. gelinde ; tabi anne konusalim demis. kaynana baslamis anlatmaya. - aman kizim benim uc halim vardir dikkat et. sacima gul takmissam; neseli olurum. her yola gelirim. kulagimin arkasina gul takmissam havamda olmam. cok israrci olma. eger ki yakama gul takmissam sakin etrafimda dolasma cok sinirli olurum. gelin, kaynana lafini bitirince baslamis lafa; - anne benim halim malim yoktur. bacak bacak ustune atarim, sigarami yakarim, sen gulu nerene takarsan tak ben keyfime bakarim.[/B] |
--->: Fikra(lar)
[QUOTE=abircan;226548]PAPAZ VE PAPAĞAN
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis. Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah-aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis, papazin cemaatinden bir kadininda 2 tanedisi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli isekadinin disi papaganlarida o kadar ahlaksizmis. Eve gelen misafirlerin onunde erkek istiyoruz! diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.Papaz da 'Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz, 'Benim papaganlar surekli dua eder' demis. Kadinda almis papaganlari getirmis papazin evine... Kafese girergirmez disi papaganlardan birisi 'hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde' demis. Erkek papaganlardan biri otekine donup 'oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda'.....[/QUOTE] saolasın super paylasım :D:D:D |
Taksici
Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?" - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin. - Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin - vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır: - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var - Nedir ? - Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın - Ayıbettin abi tabii... |
--->: Fikra(lar)
Anlamsız evlilik
Çocuk babasına : - Babacığım, annem ile nasıl evlendin? Adam eşine dönüp : - Görüyormusun, çocuk bile anlam veremiyor Evlilik! Her gün düzenli olarak edilen kavgaların birinde dayanamayan adam: Sen öldüğünde mezar taşına ne yazdıracağım biliyormusun ; 'İşte burda benim karım yatıyor,Her zaman ki gibi soğuk'. 'Yaaa??' der kadın 'bende seninkine şöyle yazacağım; İşte burada kocam yatıyor nihayet sertleşti.' Ararsa Adama sormuşlar; - Sevişirken karınızla konuşurmusunuz? adam - Tabii, ararsa neden olmasın. Aksi kadın Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen saga çekmiş ve polis gelmiş: 'buyrun memur bey?' 'beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz' 'yok efendim sadece bip yaptı, ben de sarji mi bitiyor diye baktım' karısı lafa atlamış: 'aaa yapma hayatım.. yarım saattir ortagınla iş görüşmesi yapıyordun telefonda' Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş: 'beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???' 'memur bey takmıştım ama sizin geldiginizi görünce durduktan sonra çözdüm' Karısı yine atlamış: 'aman şekerim sen de o kemeri hayatında bir kere taktın mı acaba....' Adam kadına bi tane patlatmamak için kendini zor tutarken;polis bu sefer de arabayı incelemeye başlamış vee... -'beyefendi bakar mısınız sag sinyaliniz de kırık' 'aaaa.. kırık mı?? sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık diildi...yolda oldu galiba, hiç de farketmedik' karısı çenesini tutamamis yine: 'amma da attın kocacıım, sana 3 haftadır söylüyorum artık şu kırık sinyalin icabına baktır diye.....' Adam en sonunda dayanamamış bagırmış: 'bana bak sen susucak mısın çakıcam şimdi suratının ortasına!!' Polis kadına sormuş: 'hanımefendi eşiniz size hep böyle mi davranır?' Kadın cevap vermiş: 'yok canım....sadece alkollu oldugu zaman..... Kumar Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve Las Vegas'in yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır.Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder: - Hayatim, evde misin? - Evet kocacığım. - İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım.Kadın sevinç dolu bir çığlık atar: - Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Güney Amerika?... Adam cevap verir: - Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol... Evlenirken Neredeydin? Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses: - 'Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış: - Uçak düştü kurtulan olmadı. Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında: - 'Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş: - Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı... Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses: - 'Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, sormuş: - 'Sen kimsin yahu?' - 'Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış: - Ulan evlenirken neredeydin?! 70'lik eş 70lik eşlerin evine adamın 40 yıllık arkadaşı gelmiş. Adam karısına hep canım, cicim, tatlım gibi sözler kullanıyomuş. Misafir merak etmiş ve sormuş: - Yaw biz senle 20 yıllık arkadaşız sen karına hep güzel sözler söyledin niye hiç ismiyle çağırmadın¿ Adam: - İsmini hatırlasam çağıracağım. |
--->: Fikra(lar)
İki deli oturuyormuş, birisi aniden ayağa kalkmış ve yürümeye başlamış. Oturan deli sormuş: - "Nereye?" - "Seni aramaya.." - "İyi.. Çabuk gel, ben seni burda bekliyorum.."
|
--->: Fikra(lar)
İki deli havuzun başında oturuyorlarmış. Biri kalkıp havuza şeker atmış. Havuzdan bir yudum almış ve tükürmüş. Arkadaşına: - "Havuza şeker attım ama tatlı olmadı.." demiş. Arkadaşı: - "Karıştırmadın ki salak!"
|
--->: Fikra(lar)
Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum."
|
--->: Fikra(lar)
Bir akıl hastanesinde deliler iyileşmiş mi, diye bakıyormuş doktorlar. Doktorlar duvara kapı çizmişler. Bütün deliler bu kapıya çarpıyorlarmış. En son bir deli kapının üzerine yürümemiş. "Neden geçmiyorsun?" demişler. "Tabi kapıyı kilitlediniz, anahtarı da aldınız; biz içeriye giremiyoruz." demiş
|
--->: Fikra(lar)
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu: - "Kim o?" İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi: - "Kim var orada?" İkinci deli cevap verdi: - "Bir kedi daha."
|
--->: Fikra(lar)
Deli, kahveye girdiğinde soluk soluğaydı. Boş bir masaya oturup ocağa seslendi: - "Bana bir çay!" Çay geldi, şekerleri atıp karıştırdı. Garsondan yine şeker istedi. Onları da atıp karıştırdı, yeniden istedi. Garson: - "Sekiz şeker koydun çaya", dedi şaşkın şaşkın.. - "Koydum ama, işte görüyorsun, hepsi eriyor.."
|
-->: Fikra(lar)
AZRAIL
Kadinin biri, 46 yasindayken kalp krizi geciriyor ve hastaneye kaldiriliyor. Ameliyat masasindayken, olume yakin, birden bir Hayal goruyor. Azraili goruyor ve soruyor: 'Benim saatim geldimi?' Azrail cevap veriyor: 'Hayir, senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 gunun var'. Narkozdan uyandiginda, estetik yaptirmaya karar veriyor. Yuzunu gerdirttiriyor, dudaklarini doldurtturuyor vede Gogunslerini duzelttiriyor. Kisacasi: 'Yeniden dogmus gibi'. Daha uzun bir sure yasiyacagini bildigi icin simdi, o kadar ameliyatin degdigini dusunuyor. Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi cikiyor. Tam karsidan karsiya geciyor ki, ambulans carpiyor. Oluyor. Obur tarafta Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yasiyacagimi saniyordum! Neden o zaman bana o ambulansin carpmasini saglayip, beni oldurttun?' Azrail cevap veriyor: 'Kiz, allah canini almasin ben seni taniyamadim... |
-->: Fikra(lar)
Değerli fıkranızı Paylaşımın için teşekkürler
|
Fıkra Deyip Geçmeyin
[B]Yenisini Alabilirim
Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş: -Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun ve ilgilendiğin tek şey ben olurdum. Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş: -Evet keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine yeni bir tane alabilirdim ... :rolleyes: Ekmek Var mı? Ördek bara girer ve barmen'e: - ekmek var mı - yok - ekmek var mı - yok - ekmek var mı - yok - ekmek var mı - yok dedik ya - ekmek var mı - eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim - çivi var mı - yok - ekmek var mı :D:D Enayiler Listesi Adamın biri enayilerin listesini yaparmış en büyük enayiyi liste başına, ondan sonrakileri de alt alta sıralarmış. Günün birinde Padişahı enayiler listesinin başında göstermiş. Padişah haberci göndermiş adamı çağırtmış Padişah: -Bre zındık sen beni enayiler listesinin başında göstermişsin Adam: -Evet sultanım Padişah: -Neden yaptın bunu Adam: -Siz falanca kişiyi çağırdınız, ona yüz bin altın verdiniz ve "on tane Arap atı getir" dediniz Padişah: -Ne var bunda Adam: -O kişi gelmez sultanım Padişah ufak bir düşünceye dalarak: -Ya gelirse Adam: -O zaman sizi siler onu listenin başına yazarım sultanım. :D Prensibimdir Memur işe girmiş. Ay başında maaşını alınca bir de ne görsün zarfta 100 milyon fazla var. Sesini çıkarmamış, parayı bir güzel harcamış. Bir sonraki ay gelince bu seferde zarfta 50 milyon eksik çıkmış. Memur köpürmüş: - Maaşım 50 milyon eksik böyle hatayı kabul etmem, diye bağırınca - Peki 100 milyon fazla aldığın zaman niye sesini çıkarmadın, diye sormuşlar. - Prensibimdir ilk hatayı affederim :) Bil Bakalım Şakacı pilot iniş yaparken, kuleye her seferinde "bilin bakalım ben kimim?" der. Kuledekiler çok sinir olur. Bir gece pilot yine: "Bilin bakalım ben kimim?" der. Kuledekilerde ışıkları söndürür. "Bil bakalım pist nerde?" :D:D:D [/B] |
--->: Fıkra Deyip Geçmeyin
[COLOR="Lime"]Bir fıkrada benden[/COLOR]
[B]Fare bir gün peynir kokusu almış kafasını tam dışarı çıkaracakken bunun kedinin bir tuzağı olduğunu düşünerek dışarıya çıkmamış.Biraz bekledikden sonra "miavv" diye bir ses duymuş ve yerinden çıkmadan beklemiş;ertesi gün yine peynir kokusunu alıyormuş ama yine "miaavv" sesini duyunca dışarı çıkamıyormuş;sonraki gün yine kokuyu almış bayağı bir beklemeden sonra "hav hav " diye sesler duymaya başlamış ve kedinin ortalarda olamayacağını düşünerek dışarı çıkmış ama dışarı çıkmasıyla kednin pençesi yemesi bir olmuş.Kedi yerde yarı baygın halde yatan fareyi yanındaki yavrusuna göseterek "Bak yavrum sana dememişmiydim;İkinci bir lisan gibisi yok diye"[/B] :D____:D______:D___:D [COLOR="Red"][B][U]Eğitim Şart[/U][/B][/COLOR]:D |
--->: Fıkra Deyip Geçmeyin
[QUOTE=BAYPİPO;235002][COLOR="Lime"]Bir fıkrada benden[/COLOR]
[B]Fare bir gün peynir kokusu almış kafasını tam dışarı çıkaracakken bunun kedinin bir tuzağı olduğunu düşünerek dışarıya çıkmamış.Biraz bekledikden sonra "miavv" diye bir ses duymuş ve yerinden çıkmadan beklemiş;ertesi gün yine peynir kokusunu alıyormuş ama yine "miaavv" sesini duyunca dışarı çıkamıyormuş;sonraki gün yine kokuyu almış bayağı bir beklemeden sonra "hav hav " diye sesler duymaya başlamış ve kedinin ortalarda olamayacağını düşünerek dışarı çıkmış ama dışarı çıkmasıyla kednin pençesi yemesi bir olmuş.Kedi yerde yarı baygın halde yatan fareyi yanındaki yavrusuna göseterek "Bak yavrum sana dememişmiydim;İkinci bir lisan gibisi yok diye"[/B] :D____:D______:D___:D [COLOR="Red"][B][U]Eğitim Şart[/U][/B][/COLOR]:D[/QUOTE] Bir lisan bir kedi, 2 lisan bir kedi + bir fare :D |
İYİ Kİ..TEMEL VAR
:D İYİ Kİ..TEMEL VAR
1 - Temel yere bir daire çizip bu dairenin içinde horon tepmeye baslamis. Niçin? Kendi çapinda eglenmek için. 2 - Temel sigarasini bir metre uzunlugundaki agizliga takip içiyormus. Niçin? Doktoru sigaradan uzak durmasini söyledigi için. 3 - Temel her gece yatmadan önce ayaklarina böcek ilaci sikiyormus. Niçin? Ayaklarinda karincalanma oldugu için. 4 - Temel esinin yas gününde ne almis? Kurulanmasi için bir havlu. 5 - Temel hamile karisinin çok su içmesine izin vermiyormus. Niçin? Bebek yüzme bilmiyordur diye . . . 6 - Temel her yemekten sonra cebine bir kasik koyuyormus. Niçin? Doktoru yemeklerden sonra bir kasik almasini söyledigi için . . . 7 - Temel hasmina tehtid mektuplari yazarken eldiven giymis. Neden? El yazisi taninmasin diye. 8 - Milyarder Temel'in çocuklari, derslerini villalarinin bahçesinde yapiyorlarmis. Niçin? Temel'e "zengin adamsin, çocuklarini disarida okut" dedikleri için 9 - Temel dolmakalemiyle mektup yazarken birden çok hizli yazmaya baslamis Neden? Dolma kalemin mürekkebi bitmek üzereymis 10 - Temel doktorunun muayenehanesine kocaman bir fiçi ile gitmis Niçin? Doktoru alti ay sonra idrarinla birlikte gel demis. 11 - Temel saçini islatmadan sampuanliyormus. Niçin? Sampuanin etiketinde "kuru saçlar içindir" diye yazdigi için. 12 - Atletizim sampiyonasina katilan Temel, doping yapmasina ragmen sonuncu olmus Neden? Doping yaptigi anlasilmasin diye. 13 - Temel yeni satin aldigi arabasini kullanirken kahkahalarla gülüyormuş. Niçin? Dostlari güle güle kullan demis. 14 - Temel yeni aldigi ayakkabisini bir hafta giymemis Neden? Satici bir hafta kadar ayaginizi sikabilir dedigi için. |
-->: İYİ Kİ..TEMEL VAR
[B]13 - Temel yeni satin aldigi arabasini kullanirken kahkahalarla gülüyormuş. Niçin?
Dostlari güle güle kullan demis. :D:D Hahay İyi ki Temelimiz var ya... :) yoksa gülemicez...[/B] |
--->: Fikra(lar)
FIKRA
Adamın biri New York, Central Park'ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğinin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. Ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir. Sarılıp teşekkür etikten sonra "Sen" der "bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak; Cesur New York'lu küçük kızın hayatını kurtardı." Adam "Ama ben New York'lu değilim!" der. Polis "Fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı" cevabını verir. "Ama ben Amerikalı da değilim" der adam artık şaşırarak. Polis "Ya, o halde nerelisin?" diye sorunca adam cevap verir; "Ben Iraklıyım!" Polis adama başka bir şey söylemez ve oradan hızla uzaklaşır.. Ama adam ertesi gün gazeteleri aldığında şaşkınlıkla şöyle bir başlıkla karşılaşır; "Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini vahşice öldürdü……J |
--->: Fikra(lar)
dumaN yani yapmışsın yıne yapıcagını :)
|
--->: Fikra(lar)
Temelin babasi vefat eder,cenazeye gelen bir aile dostu temele sorar nasil oldu?Cevap 30.kattan düstü...adam vah vah desene cok feci ölmüs?Temel yok yok öyle ölmedi tam yere düsecekti manavin tentesine carpip tekrar yükseldi adam vah vah daha sitdetli cakildi o zaman Temel yok yok karsidaki kasabin tenteden zipladi bu sefer karsi binanin catisina...Adam demek catiya carpip öldü?Temel yokya catidan yuvarlanip elektirik tellerine gitti adam deme ya carpildi o zaman... Temel yok canim teller yaylandi babami 200 metre yukari firlatti... Adam 200 metreden yere cakildi öylemi yazik der Temel yok ya oradanda yine en bastaki manavin tenteye...Adam oradami öldü diye sorar Temel yoo oradanda tekrar baska kasaba...en sonunda bunalan Adam Temel\'e bagirir ulan nasil öldü bu adam?Temel baktik durmuyo bizde vurduk ;-))
|
--->: Fikra(lar)
Oğlu ,Kayserili\'den para istedi:BAba 500 bin lira verir misin?400bin mi?na pıçan lan 300 bini200bin neyine yetmiyor al sana yüz bin deyip cebinden 50 bin çıkarıp verdi oğluda bana zeten 50 bin lazımdı dedi babası bak kerataya sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.
|
--->: Fikra(lar)
TRAFİK DENETİMİ
-Ehliyet, ruhsat lutfen...! "Tabi buyrun" demis direksiyon basındaki adam ve belgeleri trafik polisine uzatmış. Polis bakmis bi problem yok, "Pekii.." demis, "..cevre vergisi pulu? -Burada, buyrun demis adam. -Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis. -Tabii deyip bagaji acmis adam. Polis bakmis icinde eksik yok. -Yangin sondurucu? -Burada, buyrun. -Zincir? -Derhal cikarayim, buyrun. Polis son bir soru yoneltmis adama: -Mezdeke kaseti var mi? Adam cok sasirmis. -Evet var buyrun demis. Trafik polisi, "Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin" demis ve baslamis oynamaya. Adamın saskinligi daha da artmis ve dayanamayıp sormus. -Hayrola memur bey! Neden oynuyosunuz böyle? Polis cevap vermis:- Eee! Artik takarsin bi 20 milyon... |
--->: Fikra(lar)
Kocanız fazla bilgili olursa...
Karıkoca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir; güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızğın: "Ne oldu?Ne istiyorsun?" diye sorar. Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle." Adam gökyüzüne bakar ve cevap verir: -"Bunun için mi uyandırdın beni?.Baktım işte. Bir sürü yıldız görüyorum,ışıl ışıll parlayan milyonlarca yıldız. Karısı tekrar sorar. Peki, bu sana neyi gösteriyor? Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve cevap verir: "Teolojik olarak Allahin kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Felsefi olarak, evrenin sonsuzlugunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum. Astronomik olarak galaksilerin,yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğununu görüyorum. Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum. Adam Niye sordun bunu bana? Sana neyi gosteriyor der? Karısı "Necati, çadırımızı çalmışlar!!! |
KADINI ELİ NEDEN ÖPÜLÜR?
Fransız erkeğine sormuşlar. "Kadının elini niye öpersiniz?" diye. Fransız cevaplamıs " Kadına saygı duyarım. Erkek ile bir bütünü tamamlar."
Alman erkeğine sormuşlar. "Kadının elini niye öpersiniz?" Alman cevaplamış "Kadın kutsaldır. Hayatın devamını sağlar, doğurur." Türk erkeğine sormuşlar. "Kadının elini niye öpersiniz?" Türk erkeği cevaplamış -" Bir yerden başlamak lazım! "...... |
--->: Fikra(lar)
Asker Temel
Kurtuluş savaşında ordu büyük zayiat vermektedir... Ordu komutanı bu gidişe dur demenin yollarını ararken aklına dahiyane bir fikir gelir. Hemen bölüğü düz bir arazide toplar ve bölüğe hitaben: Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on lira vereceğini söyler ve bölüğü cepheye gönderir. Ertesi gün bölük şaha kalkar ve her kes iki,üç kelle getirip ordu komutanından parasını alır. Savaşın üçüncü günü ordu komutanı postası olan temelin yok olduğunu görür. Bölüğe haber salar ve tüm ölüler ile yaralıların arasında temeli araştırır. Yapılan aramalarda temelden iz yoktur. Temelsiz geçen beş günün sonunda nöbetçilerden birisi bölüğe doğru bir toz bulutunun yaklaştığını alarm verir. Dürbünü eline alan ordu komutanı yaklaşan bulutun bir kamyon olduğunu görür. Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki de temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan ordu komutanı ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır. Odaya giden temele ordu komutanı: -Bak evladım devletimiz savaş halinde,ekonomimiz bozuk ben size kelle başına on lira sözü verdim ama bu kadar kelleye ödeyecek paramız yok gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana altı lira vereyim demiş. Komutanın teklifine şiddetle karşı çıkan temel parasını tam olarak ister. Bir türlü temeli ikna edemeyen komutan kızgın bir ifadeyle altı lirayı neden kabul etmediğini sorar. Temelin cevabı müthiştir. Komutanım vallahi yedi liradan ben aldım onları der. İstikamet Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul a olduğunu, trenin Ankara ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin: - Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi? Bilenler Bilmeyenlere Öğretsin Hoca merhum, bir gün sözde vaaz için kürsüye çıkar; kara kaplı kitabı önüne açtıktan sonra: “Ey cemaat, bugün ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” diye sorar. Cemaat da: “Ne bilelim, bilmiyoruz.” derler. Bunun üzerine Hoca: “Madem ki bilmiyorsunuz, ne söyleyeyim size!” der, kürsüden iner. Vaktin birinde gene kürsüye çıkar Hoca; sarığını kavuğunu düzelttikten sonra, eski nalın, eski tas, eski usul, eski tarz sorar. Cemaat da aralarında ağız birlikleri ettikleri için: “Bilmez olur muyuz, biliyoruz elbet!” derler. Bu defa da Hoca: “Ya, demek biliyorsunuz. O halde ne diye tekrarlayıp da başınızı ağrıtayım!” der, gene kürsüden iner. Gel zaman, git zaman bir gün Hoca gene kürsüye çıkar; şöyle bir öksürdükten sonra, aynı nakaratı okur. Cemaat da daha önce öğütleyip, anlaştıkları için: “Kimimiz biliyoruz, kimimiz bilmiyoruz Hoca’m”, derler. Hoca da: “Öyle ise, ne diye vaktinizi çalıp da işten, güçten edeyim sizi; bilenler bilmeyenlere öğretsin!” deyip tası, tarağı toplar. |
--->: Fikra(lar)
PEDER
Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçreden dönmekteydi. Yanında oturmakta olan rahibe "Özür dilerim peder, sizden bir iyilik isteyebilir miyim?" diye sordu. Rahip "Elbette kızım, senin için ne yapabilirim?" diye cevapladı. Kadın açıkladı: "İşte problemim; kendime yeni bir epilasyon aleti aldım ve buna oldukça yüklü bir para saydım. Sanırım limitlerin oldukça üzerine çıktı ve gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. Acaba gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir misiniz?" Rahip "Tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz ki ben yalan söyleyemem." diye yanıtladı Kadın "Çok temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki size soru filan sormazlar" dedi ve pahalı epilasyon aletini pedere verdi. Uçak havaalanına vardı. Peder gümrükten geçeceği sırada görevli "Peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var mı?" diye sordu. Bunun üzerine Peder "Başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım herhangi birşey yok, evladım" dedi Bu yanıtı garip bulan görevli "Peki kuşağınızın altında kalan bölümde neyiniz var?" diye sordu. Peder yanıtladı: "Kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel, küçük bir alet var, ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!" Görevli kahkahadan kırılarak: "Tamam peder geçebilirsin, sıradaki!.." |
--->: Fikra(lar)
MATEMATiK
Matematikten sürekli zayıf notlar alan Temel'i, ailesi bir faydası olur düşüncesiyle Katolik okuluna gönderir. Bakarlar ki Temel hep tam not almaya başlar... Sebebini merak edip sene sonunda Temel'e sorarlar: "Ne değişti?" Temel cevap verir: "Daha ilk günden artı işaretine çivilenmiş adamı görünce durumun ciddiyetini anladım . " |
--->: Fikra(lar)
DÜN GECE
Adamın biri hastalanıyor. O gün canı, işe gitmek istemiyor.İçinden Allah'a şöyle bir dua edeceği tutuyor: -"Allah'ım, her gün işe gidip 8 uzun saat boyunca evim ve eşimin rahatı için çalışıyorum. Eşim ise sadece oturuyor. Ne olur, bir gün benim yerime geçip, ne kadar zor bir hayat yaşadığımı görmesini sağla." Hikaye bu ya, birdenbire adamın dileği yerine geliyor. Ertesi sabah, karısının bedeninde uyanıyor.Hemen yataktan fırlıyor.Eşinin kahvaltısını hazırlıyor.Çocuklarını uyandırıyor.Elbiselerini hazırlıyor.Onların da kahvaltılarını yaptırıyor. Beslenme çantalarını hazırlıyor.Çocukları okula götürüyor.Eve dönüp, evi toparlıyor.Yıkanacak bulaşıkları ve çamaşırları hallediyor.Temizleyiciye götürülecek olanları eline alıp telefon faturasını ödemek için bankaya gidip sıraya giriyor. Faturayı ödedikten ve temizlikçiye uğradıktan sonra, akşam yemeği için alışverişe gidiyor. Eli kolu dolu bir vaziyette eve dönüyor.Bu arada öğlen oluyor.Evi süpürmeye başlıyor.Eşyaların tozunu alıyor.Mutfağı siliyor.Çocuklarının okuldan gelince yiyeceği keki pişiriyor.Eee artık çocukları okuldan alma zamanı da geliyor. Yolda onlarla sohbet ediyor. Okulda olanlar konusunda akıl fikir veriyor.Eve geldiklerinde derslerini kontrol edip, çalışma masalarına oturmalarını sağlıyor.Süt ve kek getiriyor. Bu arada yıkadığı çamaşırları ütülemesi gerekiyor. Ütü bittiğinde ancak akşam yemeğini hazırlayacak kadar vaktinin kaldığını fark ediyor.Hemen patatesleri soymaya başlıyor. Salata malzemelerini yıkıyor.Pilav için pirinci ıslatıyor. Etleri çıkartıp, fırın için hazırlıyor.Kocası eve geldiğinde, onu sofraya tabakları yerleştirirken buluyor.Akşam yemeğinden sonra, önce eşinin kahvesini pişiriyor.Masayı topluyor ve bulaşıkları hallediyor. Eşinin ve çocuklarının ertesi gün giyeceği kıyafetleri kontrol ettikten sonra çocukları yatırıyor. Onlara hikaye okuyor.Televizyon seyretmeye ve biraz da gazete okumaya salona dönüyor ki, eşi onu yatak odasına çağırıyor.Ne de olsa ,adamcağız bütün gün onlar için çalışıp, yoruldu, şimdi rahatlaması ve gevşemesi gerekiyor.Bu da zaten onun görevi. Ertesi sabah uyandığında hemen Allah'a yalvarmaya başlıyor : -"Allah'ım özür dilerim. Ben ne dediğimi bilmiyormuşum. Karımın hayatını rahat zannetmekle ne halt ettiğimi şimdi anladım. Lütfen beni eski halime döndür." bir melek aracılığıyla cvp cevap geliyor : -"Evet, dersini aldığını görüyoruz. Herşeyi değiştireceğim ama maalesef 9 ay beklemek zorundasın, çünkü dün gece hamile kaldın." |
--->: Fikra(lar)
Bir işadamı tavernaya girer,bara oturur ve bir duble martini şipariş
eder.İçkisini bitirdikten sonra,gömleğin cebine bir göz atar,ardından barmane bir duble martini daha hazırlamasını söyler.Bunuda bitirince,eyine gömleğinin cebine bir göz atar,sonra barmane dönüp bir duble daha martini siparişi verir. Barmen; '' Bakın bayım,size bütün bir gece boyunca martini getirebilirim.Fakat, bardağı her doldurmamı istemenizden önce niçin gömleğinizin cebine baktığınızı söylemek zorundasınız.''deyince adam cevap verir; ''Karımın fotoğrafına bakıyorum.Ne zaman gözüme güzel gözükecek,işte o zaman eve gitme zamanı gelmiş olacak'' |
--->: Fikra(lar)
Yaşluluk
Uzun zamandır birbirlerini görmeyen Dursun ile Temel kahvede karşılaşmışlar. Dursun başlamış anlatmaya: - Ula Temel artık yaşlanduk.Ayaklarum, kollarum, başum anlayacağun her tarafum ağriyi. Bu yaşliluk ne kötü bişeydur. Eeee sen nasilsun bakalum ? Temel cevap verir: -Eyiyum eyiyum. Anamdan doğduğum ilk günkü gibiyum. Başumda saçum yok. Ağzumda dişum yok. Altuma yapayrum haberum yok. |
--->: Fikra(lar)
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
|
--->: Fikra(lar)
6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.
Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der. 3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye. Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der |
--->: Fikra(lar)
Sıcağı çok seven bir adam varmış.Ekmek çekilen tandırın üzerine otururmuş.
Bu adam ölmüş ve hesaba çekilmiş. ''Cennetimi istersin yoksa cehennemi mi?'' demişler Adam: neresi sıcaksa orayı isterim demiş. Bu adama ''cehennem sıcaktır'' demişler. Adaam: tamam demiş beni oraya götürün. Adamı isteği üzerine sıcak olan yere yani cehenneme götürmüşler. Bu adamı sonra merak etmişler ''ne yaptı acaba'' diye Adam cehennemde sesli olarak şöyle diyormuş kendi kendine: ne güzel bir yer üstelikte hep sıcak demiş. Aradan 1 hafta geçince cehennem zebanileri cehennem kapısını açmışlar. Adam hemen ayağı kalkmış şöyle demiş: '' içeriyi soğutacaksınız çabuk kapıyı örtün'' demiş. elektrıklı supurge satıcısı bir apartman dairesinin kapısını çalmış, kapıyı açan bayana - "Hanımefendi, bu elimde görmüş olduğunuz kovanın içinde at pisliği var ! " demiş ve bu bir kova pisliği evin içine doğru savurarak döküvermiş. Sonrada - "Hanımefendi, elimdeki elektrik süpürgesi ile 10 dakika içinde bunu temizleyemezsem, bu pisliği yiyeceğim..! "demiş. Kadın satıcıya şöyle bir bakmış. - "Beyefendi, üstüne domates sosu da istermisiniz ? Elektrikler kesik de ....! " |
--->: Fikra(lar)
Bir GS’li, bir FENERLİ ve BJK’li Arabistanda yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar.... Mahkemeye çıkarılırlar... karar İDAM... itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevrilir. Ama o gün bayrama denk geldiği için Prens Hazretleri cezayı kaldırıp hepsine 20 kırbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik bulduğu içinde bi kıyak daha yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır...
BJK’li: "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez. Uyanık FENERLİ bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz. Sıra GALATASARAYlıya gelince Prens Hazretleri: "Bak GALATASARAYLI sana acıdım. Süper Ligi kaçırdınız 100’üncü senenizde başarısız oldunuz,hekemlerden çektiniz. Bu yüzden sana iki istek hakkı veriyorum" Peki der GALATASARAYLI:"O zaman bana 40 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner. Prens Hazretleri:"peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar... GALATASARAYLI pis pis sırıtarak " FENERBAHÇELİYİ sırtıma bağlayın" der... |
--->: Fikra(lar)
İşte Kadın Zekası
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp: "Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der. Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla. "Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar: "Sen içmeyecek misin?" Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!" |
--->: Fikra(lar)
Temel köy yolundan şehre ilerlemektedir, karşıdanda Temelin köyünden biri temele doğru yaklaşmaktadır.. köylü: selamun aleyküm temel.
temel: aleyküm selam hocam. köylü: nasılsın inşaallah ? temel: iyiyim hocam sen nasılsın ? köylü: iyiyim hamdolsun, temel bak sana bir şey anlatacağım. temel: buyur hocam. köylü: temel, sen bir gün öleceksin. sevdiklerin, eşin, dostun seni gömecekler. yeraltı dünyasının bilinmeyen canlıları senin bedenini yiyecekler ve sen toprağa karışacaksın. sonra bir çiçek olup o toprakta yeşereceksin. inekler, danalar gelip seni yiyecekler ve gidip kuytu bir köşeye pisleyecekler. ve ben o pisliğe bakıp diyeceğim ki,'yaaa temel, neydin n´oldun'. temel: peki ben sana bir şey anlatabilir miyim ? köylü: buyur temel. temel: bak, sen bir gün öleceksin. sevdiklerin, eşin, dostun seni gömecekler. yeraltı dünyasının bilinmeyen canlıları senin bedenini yiyecekler ve sen toprağa karışacaksın. sonra bir çiçek olup o toprakta yeşereceksin. inekler, danalar gelip seni yiyecekler ve gidip kuytu bir köşeye pisleyecekler. ve ben o pisliğe bakıp diyeceğim ki, 'yaaa hocam, hiç değişmemişsin'. |
--->: Fikra(lar)
Dünyanın en ünlü kalp doktoru Mehmet Öz'ün arabası bozulmuş arabasını tamire götürmüş.Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Mehmet öz'e dönereksize birşey soracagım nerede ise ben ve siz aynı işleri yapıyoruz mesela ben şimdi itina ile kaputu açacagım bir bakışta problemin nerede oldugunu anlayacagım kapakcıkları,temizleyecegim gerekirse kabloları,motor yagını degiştirecegim hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacagım.Söylesene nasıl ouyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ben metelige kurşun atıyorum?bunun üzerine Mehmet Öz tamircinin kulagına egilmiş ve şöyle demiş.Bunların hepsini motor çalışırken yapmayı denesene!!!!!!!
|
--->: Fikra(lar)
:) FIKRALAR
KAYSERİLİ Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor. Kayseri'li musteri bagirmis.. - "Durdur su arabayi.." Sofor panik icinde haykirmis.. - "Durduramiyorum!.." - "O zaman taksimetreyi durdur hic degilse" demis, Kayserili. -------------------------------------------------------------------------------- KAZA Bir araba yasli Temel'e çarpar. Arabanin soförü bagirir, - Suç sende ben 20 yillik soförüm!.. Temel karsilik verir, - Pen de 80 yildir yüreyrum! -------------------------------------------------------------------------------- SERİNLEMEK İÇİN Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder. Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir. Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler. Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar. - "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.." Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar. - "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin. Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar. - "Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.." -------------------------------------------------------------------------------- UZUN BACAKLI PİLİÇ Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu.. - "Bir bira..!" demis adam.. - "Ben de..!" demis devekusu. Barmen servisi yapmis.. - "Hesap üç dolar kirkiki!" demis.. Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!.. Ertesi gün - "Viski!" demis adam. - "Ben de!" demis, devekusu. - "Yedi dolar ondört!" demis Barmen.. Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para.. Merak etmis barmen sonunda.. - "Kuzum nedir bunlar.. Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.." - "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam.. - "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!" - "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen.. - "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!" -------------------------------------------------------------------------------- EŞEK BORSASI Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus, - "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis. O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun: - "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....! Yanindakine sormus - "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?" Adam hemen yanitlamis; - "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. " -------------------------------------------------------------------------------- KARIM BENİ ALDATIYOR Üç karadenizli bir aksam meyhanede acaip dertli bir sekilde kafa çekiyorlar. Kafalar kiyaklasinca Idris basliyor -"Karim nasil beni aldatir ? Hem de bir yazarla " diye söylenmeye. -"Nereden anladin bir yazarla aldattigini?" diye sorunca digerleri -"Nereden olucak bir aksam eve geldigimde yatagin altinda bir roman buldum" der. Biraz sonra Dursun bir of çeker ve o da baslar derdini anlatmaya -"Benim kari da beni bir ahci ile aldatiyor." -"Nasil anladin?" diye sorunca digerleri. Dursun -"Gecen gün gündüz vakti eve geldigimde bizim yatagin altinda bir kepçe buldum" der. Bunlari dinleyen bizim Temel öyle bir of ceker ki masayi titretir. Hayrola der digerleri. Temel: -"Sormayin arkadaslar sizi dinleyince benim derdim on kat daha artti." der. Digerleri buna bir anlam veremez -"Nasil yani?" diye sorarlar. Temel -"Uzun zamandir bizim karidan supheleneydum. Gecen gun gunduz vakti eve bir baskin yapayim dedim. Bi baktim yatagin altinda bir jokey var. Demekkim bu kari beni bir at ile aldatayi." -------------------------------------------------------------------------------- SÜTANNE Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider. Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde ise hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir. Hanımına sorar: "Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile yok; bu iş nasıl oldu?" Hanım "Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi tuttuk, onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu" der. Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve "bunu bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar. Anne "Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur" der. Seni doğurduğumda benim de sütüm gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim. Bak boynuzların çıkmaya başlamış bile!" -------------------------------------------------------------------------------- ÖNCE SEN BAŞLATTIN Adamin biri isbasvurusunda bulunmus. Görüsmeye çagirmisler; görüsme sonuna dogru ortalama bir tip olan adama yöneticisi sormus; -Peki beklentilerin ne? seni ne tatmin eder? Arkadas saymaya baslamis; -Öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrica su anda bulundugum dairenin kirasi biraz fazla onu da sirketin karsilamasi iyi olur, maas olarak da 3000$ dan asagi calismam. Sirket yöneticisi, dinler ve ; -Biz sana son model bir Cherokee ve Tarabya'da bir villa verecegiz, ayrica bizim bu pozisyonumuz için planladigimiz maas 6000$'di, demis. Bizim elemanin gozleri firlamis; -Saka yapiyorsunuz, demis. Sirket Yoneticisi yapistirmis; -Önce siz baslattiniz... -------------------------------------------------------------------------------- II DÜNYA SAVAŞI BİTTİ Mİ? Yasli Italyan, kasabanin papazina günah çıkarmaya gitmisti.Ihtiyar adam itiraflarina basladi: "Ikinci Dünya savasinin ilk günlerinde bir güzel kiz kapimi çalip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim.Ve Onu asla bulamadilar. "Bu harika birsey" dedi, papaz.. "Devami var" dedi ihtiyar.. "Ben zayif karakterli bir adamim. Birgün ondan, kendisini saklamamin bedelini bazi arzularimi gidererek " odemesini istedim." Papaz bir süre düsündü,sonra.. "Himmm..Savas yillari. Zor günler.. O kosullarda böyle bir zaaf affedilebilir.çok büyük bir riski göze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlarin eline düsse, basina çok daha kötü seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos görülü ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kötülükleri tartar, sizi sefkatle yargilar.." "Tesekkür ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi içim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?." "Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz.. "Ona savasin bittigini söylemem gerekiyor mu?.." -------------------------------------------------------------------------------- SIRANI BEKLE Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken donunce karisini evde baska bir erkekle bulur. Derhal belinde tasidigi tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak uzerine atlar: - Dur Temel'im, kiyma kendine! Temel, sinirden titreyerek haykirir: - Sus, sira sana da gelecek!.. -------------------------------------------------------------------------------- 3 KIZ Üç kiz ölmüs, cennetin kapisinda siraya girmisler. En büyük melek, kizlari karsilamis ve sormus: -"Cennetin kapisinidan girmeden önce size küçük bir sorum var. Hayattayken iyi kizlar miydiniz?" Ilk kiz atilmis: -"Sayin melek hazretleri! Inanin ben daima iyi bir kiz oldum. Evlenmeden önce kimseyle olmadim gibi evlendikten sonra da olmadim" Büyük melek yardimcisina donmus: -"Tamam bu kiza altin anahtari verin" Ikinci kiz; -"Sayin melek hazretleri! Ben evlenmeden kimseyle olmadim ama evlendikten sonra dayanamadim!" -"Bu kiza da gümüs anahtari verin" demis melek hazretleri. Sira üçüncü kiza gelmis; -"Sayin melek ben her önüme gelen erkekle evlenmeden önce ve sonra doyasiya birlikte oldum" demis... Büyük melek söyle bir saginaa ve soluna baktiktan sonra yardimcisina fisildamis: -"Buna da benim odanin anahtarini verin" -------------------------------------------------------------------------------- DİLE BENDEN NE DİLERSEN Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler. Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum" Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir. "Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der. Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir. "Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri. O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir. Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?" Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens. Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar. Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar: - "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin." -------------------------------------------------------------------------------- DON MESELESİ Temel ile Fadime lunaparka giderler. Dolasirlarken bir ara Fadime donme dolaba binmek ister. Temel karsi cikar, "olmaz, donun gozukur" der. Fadime susar. Az sonra Temel balonlara tufek atarken Fadime caktirmadan yanindan ayrilir. On dakika sonra Temel'in yanina doner. Temel sorar: "Neredeydin?" "Donme dolaba bindim" deyince Temel sinirlenir. - Ben sana binme donun gozukur demedim mi? - Dedin ama gozukmedi. Cikardim oni?.. -------------------------------------------------------------------------------- KAHRAMAN ER Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor; - Söyle bakalım nerdensin ? - Maraş'lıyım komutanım.. Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor - bir daha söyle bakalım nerdensin ? - Maraş'lıyım komutanım.. Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor - ulan sona son defa soruyorum nerelisin ? - Kahramanmaraş'lıyım komutanım.. - Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor, - Oğlum sen nerelisin ? - Kahramansinop'luyum komutanım ! -------------------------------------------------------------------------------- AYSE BALKONDA Kari-koca tatil gunu evde televizyon seyretmekten ********, yatak odasina gecmeye karar vermisler.... Ama ne mumkun.....7 yasindaki oglan evde..... Oglum, hadi biraz sokaga cik, gez, oyna! Ihhhhh. Israr faydasiz. Afacanin sokakta gozu yok. - Oyleyse, diyor baba, annenle ben odamiza gecelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et ! Oglan biraz miziklanmakla birlikte caresiz balkona geciyor. Bizimkiler de yataga. Ve afacan canli yayina basliyor: - Su an bizim sitenin otoparkina yabanci bir arac park etti. Simdi de Aygaz arabasi sokaga giris yapti. Yasli bir kadin markete giriyor...... Kisa bir sessizlik...Ve rapora devam: - Yan komsumuz Ahmet Bey amcayla karisi Necla teyze yatak odasinda sevisiyorlar. Yataktakiler sok vaziyette. Baba sesleniyor: - Oglum, nereden cikardin simdi bunu ? - Hicc. Kucuk kizlari Ayse balkonda dikiliyor da. -------------------------------------------------------------------------------- ALTIN ANAHTARLI TAKSİCİ iki adam ölür ve cennetin kapisina gelirler. Cennetin kapisinda Aziz Peter beklemektedir. Aziz Peter ilk adama sorar: - Hayattayken ne is yapardin? - Ben rahiptim, ömrümü Tanri'ya verdim, karima sadiktim, her gün dua ettim, insanlara yardim ettim, çocuklari sevdim, der. - Çok iyi, der Aziz Peter, al sana cennetin gümüs anahtari. Ikinci adama sorar: - Hayattayken ne is yapardin? - New Yorkta taksi soförüydüm, der adam. Çok iyi, al sana cennetin altin anahtari. Rahip bunu görünce öfkelenir. - Aziz Peter, nasil olur bu? Ben ömrümü Tanri' ya adamis bir insanim, bana gümüs anahtari bu taksi soförüne de altin anahtari uygun gorüyorsunuz? Aziz Peter gülerek: - Oglum, der. Sen vaaz verirken herkes uyuyordu, bu adam araba kullanirken herkes dua ediyordu. -------------------------------------------------------------------------------- İNATÇILIK ŞAMPİYONASI Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler. Birinci müsabik: "Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim." Ikinci müsabik: "Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi." Üçüncü müsabik: "Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim." Bu arada jüri baskani "Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?" diye sorunca: "Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim." -------------------------------------------------------------------------------- VAHŞİ PUMA KIZILDERİLİ KABİLESİNİN LİDERİNİN KÜÇÜK OĞLU BABASINA ÇEKİNEREK SORDU: NEDEN BİZİM İSİMLERİMİZ BEYAZLARIN İSİMLERİ GİBİ DEĞİL? REİS "BİZİM İSİMLERİMİZİN BİRER HİKAYESİ VARDIR. BU BİR GELENEKTİR" DEDİ OĞLAN: "NASIL YANI" DEDİ REİS "SANA BİR KAÇ TANE ÖRNEK VEREYİM" DİYEREK AÇIKLAMAYA BAŞLADI. "MESELA BEN DOĞDUĞUMDA ÇADIRIMIZIN ETRAFINDA VAHŞİ BİR PUMA DOLAŞIYORMUŞ BENİM ADIMI VAHŞİ PUMA KOYMUŞLAR. AĞABEYİN DOĞDUĞU ANDA GÖK GÜRLEDİ ADINI GÖK GÜRÜLTÜSÜ KOYDUK. ABLAN DOĞDUĞUNDA AY DOLUNAYDAYDI. ADINI DOLUNAY KOYDUK. KARDEŞİN DOĞDUĞUNDA GÖKKUŞAĞI ÇIKMIŞTI. ADINI GÖKKUŞAĞI KOYDUK. ANLADIN MI ŞİMDİ PATLAK PREZERVATİF" -------------------------------------------------------------------------------- MEDYA Laz hamama peştemal yerine gazete sarınmış olarak girmiş. Bunu görenler: - Ne lan bu halin ? - Medya herseyi büyütüyormuş. -------------------------------------------------------------------------------- GOZLUK Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip bakinca insanlari ciplak gosteren gozluklerden alir. Takar bakar ciplak, cikarir bakar giyinik. Cok hosuna gider. Ikide bir takip, cikarir. Eve gozunde gozluk gider, bakar Fadime'yle sutcu ciplak. Gozlugu cikarir bakar ciplak. Takar bakar ciplak. Muthis cani sikilir ve Fadime'ye der ki: - Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!!! ---------------------------------------------------------------------------------- OLACAKSA OLSUN İki Laz birer turist tavlamışlar ve bir tenhaya çekilmişler. Tam birlikte olacakları sırada iki kızda Lazlardan prezervatif kullanmalarını istemiş ve çıkarıp birer tane vermişler. Lazlar ilk defa gördükleri prezervatiflere bakarak : - Ne yani, şimdi bunları takınca çocuk olmayacak mı ? - Evet Bunun üzerine Lazlar kabul etmişler ve prezervatifleri takmışlar. Aradan bir altı ay geçtikten sonra bir gün tarlada çalışan iki Lazdan biri aniden elindeki kazmayı yere atarak : - Yeter daa ! Ben çıkartıyorum artık, çocuk olacaksa olsun ! -------------------------------------------------------------------------------- ARARSA Hafifme_rep kadina sorarlar: - Sevişirken kocanizla konuşur musunuz? Kadin siritarak cevap verir: - Ararsa neden konuşmayayim? -------------------------------------------------------------------------------- BALONLA CENNETE YOLCULUK Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar; - "Anne,bunlar nedir?" Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek- Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar, - "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak". Birkaç hafta sonra johny'nin babasi eve birkaç saat erken gelir. Johhny aglayarak babasinin yanina kosar. - "Baba kos annem ölüyor." Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar, - "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?" Çocuk aglamaya devam ederken anlatir, - "Harry Amca annemin balonlarini sisiriyordu, ve annem de söyle bagiriyordu," - "Tanrim geliyorum" -------------------------------------------------------------------------------- VİCDANININ SESİ Doktor John hastasıyla ateşli bir seks yaptıktan sonra, oturup düşünmüş: - "Keşke yapmasaydım ama olsun.. Tüm doktorlar meslek hayatında hastasıyla yatmıştır" Der ve kendini avutmaya çalışır. O sırada vicdanından bir ses gelir: - "Ama John sen bir veterinersin." -------------------------------------------------------------------------------- İKİ DENİZCİ Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar; - Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu. - Once kotusunu soyle. - Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!. - Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?. - Senden hoslaniyorum!... -------------------------------------------------------------------------------- MİNİ ETEK Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu: - "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip, - 'Benden ne istersen alabilirsin' dedi, ben de arabasini aldim. Dursun : - "İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi." -------------------------------------------------------------------------------- LASTİK Belediye otobusu agzina kadar dolu, yasli bir adamcagiz ayakta. Elindeki bastonu otobusun her kalkisinda ve durusunda kayiyor ve adamcagiz dusmemek icin olanca gucunu harciyor. Bu sirada oturmakta olan genclerden biri kustahca akil veriyor: -Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz! -Ah oglum, demis yasli adam, senin baban o lastigi zamaninda taksaydi ben simdi bu otobuste oturacak yer bulurdum! -------------------------------------------------------------------------------- YÜZÜNÜ KAPAT Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok. Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden. Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis. Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis: - "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?" -------------------------------------------------------------------------------- LEZBİYEN Temel bara gitmis. Yanindaki kadinla sohbet ederken kadin: - "Ben lezbiyenim" demis. Temel lezbiyenin ne oldugunu sorunca kadin: - "Ben yalnizca kadinlarla beraber olurum" demis. Temel' in hosuna gitmis. - "Pen ta sizin cibu lezbiyenum" demis. -------------------------------------------------------------------------------- GOZLUK Adamın teki bi bara girer, yaslanır bara ve elini vurarak - "Bana 3 viski" der. Barmen viskileri verir adam arka arkaya tak tak tak götürür viskileri, hadi bana ii günler der bardan çıkmaya hazırlanır. - "Hoopp kardeşim nereyee" diye seslenen barmene - "Param yok" diye yanıt verir ve barmeni şöyle bi süzüp - "Ama sana bi teklifim var, bak şimdi cebimde 20 santim boyunda bir piyanist var eğer istersen sana ne istersen çalar biz de ödeşiriz" der. Şaşıran barmen merak ederek "Göster bakalım" der, adam cebinden çıkartır, gerçekten de 20 santim boyunda bi adamcık, geçer piyanonun başına, barmeni iyice eğlendirir. Barmenin çok hoşuna gider bu ve bu piyanisti nereden bulduğunu sorar adama.. Bunun üzerine adam ona piyanisti veren "cin"i çağırır. Barmen bi bakar cinin ahı gitmiş vahı kalmış, yaşlııı, eğilmişşş, bemmbeyaz sakallı bi dede.. Bastonuna dayanmış zar zor ayakta duruyor. - "Dile benden ne dilersen" demiş cin ve barmen yanıt vermiş: - "Yıllardır bu barda sigara, içki ciğerlerim mahvoldu bana iki yeni ciğer ver" demiş. Kulağını daha da barmene yaklaştıran cin "Ha??" diye sormuş, barmen bağırmış - "iki yeni ciğer!!!" "Ha peki" demiş cin ve parmaklarını şıklatmış, hoppp barmenin arkasında zebella gibi iri yarı, parabıyıklı, kılıçlı cengaver. - "Yahu ben yeni ciğer dedim.. yeniçeri demedim ki!!" diye isyan etmiş barmen.. Adam da gülmüş: - "Hah sanki ben de 20 santimlik piyanist istedim!!!" -------------------------------------------------------------------------------- ÇIBAN Varlikli capkinin erkeklik organinda bir ciban cikar. Turkiyede hangi doktora gitse aldigi cevap, "Kokunden kesilmesi lazim. Yoksa olursunuz!" olur. Arkadaslari Fransayi onerirler. Gider, basvurmadigi doktor kalmaz. Cevap aynidir. Amerika' ya gider. Cevap degismez. Cok kizar. Bir zenci doktor, adama acir, "Kimseye soyleme, Afrikada bizim kabilenin buyucusu dedemdir,sana yardimci olabilir" der adresi tarif eder. Adamcagiz, Afrika' ya gider. Kabileyi ve Buyucu dedeyi bin bir guclukle bulur. Utanarak buyucu dedeye, "Butun doktorlar kokunden hemen kesilmesi lazim.Yoksa yakinda olursun dediler" diye uzuntu icinde derdini anlatir. Buyucu dede muayene eder ve kendinden emin bir sekilde guler, "Korkma! Tam zamaninda beni buldun!" Hemen bitkilerden ve yabani hayvan diskilarindan bir merhem yapar. Guzelce surer, sarar. "Her aksam bana gel, 7 aksam merhem surmemiz lazim" der. Adam sevincle ayrilir. Her aksam gelir, merhem surulur, 7.gun aksam yine merhem surulur. Tedavinin iyi gittiginden emin ve mutlu bir sekilde, cok az konusan buyucuye sorar, "Nasil kesilmesinden kurtuluyor muyum?" Buyucu agir agir basini sallar. Cubugundan emin bir eda ile duman ceker. Dumani magrur bir eda ile uflerken, "Yok artik kesmek. Yarin gece Ay dogarken kendiliginden dusecek." -------------------------------------------------------------------------------- YAKA Hemşire, doktora hastayı gösterdi: - Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalpatışları hızlanıyor. Ne yapsak? - Önlüğünün yakasını iliklesen... -------------------------------------------------------------------------------- EVDE İNEK BEKLEMİYOR Bir gün aslan ile boga bara gitmisler bir iki tek attiktan sonra aslan müsade istemis. Boga bununla dalga geçmis : - Koskoca aslansin. Ormanlar kralisin.. Saat daha sekiz. Hiç yakisir mi sana kilibiklik... Aslan kükremis : - Eee beni evde bir aslan bekliyor, seninki gibi bir inek degil... -------------------------------------------------------------------------------- OKULDA NE ÖĞRENDİK Bir iktisat seminerinde kahve ve ihtiyac molasi verilmis. konferans sirasinda arkadas olan uc uzman birlikte tuvalete girerek ihtiyac gidermisler. Isini ilk bitiren ellerini yikadiktan sonra makineden pespese kurulama kagitlari alip ellerini kurulamis tam 16 tane kagit havlu harcamis ve arkadaslarina donmus. Ben bilkent mezunuyum, demis, bizim okulda once temizlik ogretilir. Isini ikinci bitiren tek bir kagit havlu cekmis ellerini o tek havluya dikkatle kurulamis. Diger iki kisiye donmus ben odtü mezunuyum, demis, bize okulda cevreciligi ogrettiler cok kagit harcamak cevreye zararlidir. Ucuncu kisi ne ellerini yikamis, ne kagit almis kendisine saskin saskin bakan arkadaslarina donmus. Ben hacettepe mezunuyum, demis, bize okulda elimize isemeden cis yapmayi ogrettiler. -------------------------------------------------------------------------------- TOKAT Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- çok şiddetli bir şamar sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Herkes şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor. Genç kız düşünüyor; (Benim yerime annemi öperlerse, işte böyle şamarı yerler..) Kızın annesi düşünüyor; (Helal benim kıza, öpüldü ama, hemen şamarı yapıştırdı..) Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan asker kızı öptü, şamarı ben yedim...) Asker gülümsüyor; (İntikamımı aldım daa. Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir şamar!!) -------------------------------------------------------------------------------- KİMİ YİYELİM Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın görürler. Oğul sorar: -Ne dersin baba, yiyelim mi onu? Baba bir an düşündükten sonra: -Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! der. -------------------------------------------------------------------------------- ESKİ GAZETELER Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı : -Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı... Başhekim bu işten hoşlanmış : -Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş. -Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor. Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı! -Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim... -------------------------------------------------------------------------------- MEZARCI Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer.Tezgahtara yaklaşır.Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker.Oradan buradan konuşurlarken sorar : -Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun? Sarhoş : -Günde 2 bin lira. -Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın? Sarhoş : - 4 bın lira. -Peki biraz daha sıkarsak kemerleri? -O zaman 5 bin liraya para demem. Diktatör kızar : -Bu ne biçim iş.Köküne kadar sıkarsak? -O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım. Diktatör şaşırmıştır.Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.Sorar : -Şeytan mısın, nesin.Ne iş yapıyorsun? -Mezarcıyım! -------------------------------------------------------------------------------- İYİ KEKEME Kekemenin biri bir gun Besiktas'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamis, en yakinindaki bir bakkala girip: - Kakakakarrdesssss, bubububurraaalarrrrdaddadadadbi kekekemememe okukukukuluuu varmis, nenenenerededede bibibiliyomusususun ? diye sormus. Bakkalda: - Okulun yerini bilmiyorum ama agbiy, senin okula hic ihtiyacin yok bence gayet iyi kekeliyorsun... -------------------------------------------------------------------------------- MANTAR ZEHİRİ "Heey dostum iyi haberlerini aldim, evlenmissin!!" "Evet bu 4. oldu" "Onceki ücüne ne oldu peki?" "Ücü de öldü.." "Yapma ya.. cok uzuldum.. nasil oldu peki?" "Ilk karim yedigi mantarlardan zehirlenerek öldü" "Bu korkunc bisey.. peki ya ikincisi?" "O da mantar zehirlenmesinden öldü" "Tanrim ne kaderin varmis senin... ya ücüncüsü? Yoksa o da mi..." "Hayir hayir.. o boynu kirilarak öldü" "Anliyorum.. kazaydi yani.." "Hayir... mantarlari yemedi.... " ------------------------------------------------------------------------------- NEDEN Genc deve annesine sormus , anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük? Anne cevap vermis , çölde kuma batmamak için.. Genç deve tekrar sormus , peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür. Anne tekrar cevap vermis , çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye. Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus, bizim niye hörgüçlerimiz var. Anne deve sabirla yanitlamis , çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolariz. Sonunda dayanamayan genç deve sormus , Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne bok yiyoruz??? -------------------------------------------------------------------------------- HOMOSEKSÜELLİK Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen burosundaki Almanlar Temel'i taniyorlar, seviyorlar. Sormuslar; "Niye donuyorsun" diye. Temel "homoseksueller yuzunden" demis. Burodakiler sasirmis ; "Seni rahatsiz filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu yuzden ayrilmana degmez demisler" Temel ; "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis. Burodakiler yine sasirmis ; "Peki neden gidiyorsun?" Temel cevaplamis : "Burada 20 yil once homoseksuellik yasakti, 10 yil once serbest oldu, 5 yil oncede evlenmelerine izin cikti. Homoseksuellik MECBUR olmadan donmek istiyorum." -------------------------------------------------------------------------------- BULMACA Temel uçağa binerken merdivende bir bakmış önünde Sharon Stone haltetmiş bir dilber.. Muhteşem de bir mini.. Temel içini çekerken bir bakmış, yeri dilberin tam yanı.. Oturmuşlar.. Uçak havalanmış. Dilber çantasına uzanmış. İçinden bir bulmaca dergisi, bir kurşun kalem çıkarmış. Başlamış çapraz bulmacayı çözmeye.. Temel heveslenmiş.. "Şimdi bir yerde takılır, bana sorar, böylece muhabbete başlarız" diye.. Beş dakika geçmeden dilber Temel'e dönmüş, gerçekten.. Kısık, seksi bir sesle sormuş: "Beş harfli bir kelime. Sonu arak.. Başına bir harf koyarsanız kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz?" diye.. "Aman Tanrım" demiş Temel, Amerikan filmlerindeki gibi.. "Aman Tanrım.. Bu güzel kadına o kelimeyi nasıl söylerim ben.. Mutlak bir başka kelime olmalı.." Başlamış düşünmeye.. Beş dakika sonra jöton "Dank" diye düşmüş.. Kadına dönmüş: "Tarak olabilir mi, hanımefendi?.. Tarak!.." "Harikasınız" demiş dilber.. "Silginiz var mı acaba? -------------------------------------------------------------------------------- MİGROS Temel tarikata girmek icin muracaat etmis, tarikat seyhi "Bize katilmak icin sinavlardan gecmen gerek. Ilk sinavin.. Kadinlara uc hafta yaklasma.. Dayanabilirsen, uc hafta sonra gel goruselim!" demis... Temel uc hafta sonra gelmis seyhin onune.. Suklum, puklum.. "Ilk hafta kolay gecti" demis, "Ikinci hafta biraz zorlandim, son hafta Fadime ile Migros'a gittik... Fadime ust raftaki konservelere uzaninca icim gitti.. Konserve yere dusup Fadime yere egilince de kendimi tutamadim.." "Yoo" demis seyh "Bu durumda seni tarikata katiyyen alamam.." "Yahu! Ne Tarikati. Ben ondan coktan vazgectim" demis Temel "Beni Migros'a almiyorlar artik!.. Derdim o!.." -------------------------------------------------------------------------------- GÜVENSİZLİK Büyük bir kasa soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri: - Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum. İkincisi elini şöyle bir salladı: - Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı. Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı: - Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz! -------------------------------------------------------------------------------- SOGAN Temel eczacilik fakultesini bitirmis.fakat eczane acacak parasi yok, Girmis bir eczaneye: - Beyefendi sizde sogan var mi? Adam Temel'i basindan savmis. Temel bu durur mu? Hergun yeni sacma sorularla geliyormus.Birgun eczaci Temel'e: -Kardesim senin derdin ne? -Burayi bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmis,birkac gun sonra Eczaneyi satan adam iceri girmis,Temel'e: -Siz de sogan varmi? demis... Temel adama: - Bizde sogan var ama senin receten var mi? demis... -------------------------------------------------------------------------------- MANTIK Temel birgün yolda giderken arkadaşın prof. idrise rastlar idrisin kolunun altında kalın kalın bi sürü kitap temel idrise sorar -ula idris o kitaplar ne kitabudur? -MANTIK KİTABUDUR. -mantık ne demek -valla temel sana nasıl anlatayım. senin evde akvaryum var mı? -var. -o zaman sen balıkları seversin -çok severim. -balıkları çok sevdiğine göre balık tutmayı ve yemeyi de seversin. -bayulurum özellikle hamsiye -balık sevdiğine göre balıkta bol miktarda fosfor azot vs bulunur bunlarda bir erkek olarak seni çok kuvvetlendirir dolayısıyla sen tam bir erkeksin işte mantık ilmi bunu açıklar. bu cevap temelin çok hoşuna gider hemen kitapçıya koşar bir sürü mantık kitabı alır ve okumaya başlar tabi okuduğundan pek bişey anlamaz ama yine devam eder bir gün kolunun altında bisürü kitapla dursun temeli görür. -ula temel o kitaplar nedir. temel kasılarak cevap verir -mantik kitabudur -ula temel mantik ta ne oliyi -valla sana nasıl anlatayım ula dursun senin evde akvaryum varmı? -yook. temel şaşkınlıkla dursuna bakmış, ve -ula dursun yoksa sen i.nemisin? -------------------------------------------------------------------------------- KİM VERECEK? Paris'in ünlü müzikholüne gitti, müdürün karşısına çıktı: - Efendim ben, masaj uzmanıyım. Bu alanda benim gibi bir uzman daha bulamazsınız. - Memnun oldum. Bize niye geldiniz? - Ayda onikibin frank karşılığında, müzikholünüzde çalışan bayan sanatçılara masaj yapmayı öneriyorum. Müdür gülümsedi: - Onikibin frankı peşin verirseniz, hemen başlayabilirsiniz! -------------------------------------------------------------------------------- :) KARA BULUTLAR Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu : -Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur? Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi : -Kirli sulardan olur öğretmenim!.. -------------------------------------------------------------------------------- :) GÜZELLİK Meliha, komşusu Zülbiye'ye: - Sabah sana uğradım, dedi. Evde yoktun. - Güzellik salonundaydım Melihacım. Meliha, Zülbiye'nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak büktü: - Demek bu kadar bekledim, hala sıra gelmedi. -------------------------------------------------------------------------------- :) BELEDİYE DAMGASI Çok mutaasıp bir aile çocuğu yine kendi gibi mutaasıp eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış. Delikanlının ailesi ne hikmettirse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye başlamış ben ne diyeceğim diye, en samimi arkadaşına durumu anlatmış oda "canım bundan kolay ne var,git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı soyup sana versin,tanıdık bir doktor var,ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş. Kızda dediğini aynen yapmış,artık içi rahat muayene olmaya gitmiş.Delikanlı orda, ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş "kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp ordakilere bakmış "allah allah "demiş. Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problemmi var doktor "doktor" bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş. Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa kız değilmi? "Doktor" kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının burda ne işi var?" -------------------------------------------------------------------------------- :) KÖTÜ BIR HABER VERMENIN EN AKILLICA YOLU NEDIR?... Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis: -"Baba, meraba. Ben Lale...." -"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..." -"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..." -"Hayirdir? Bi sorun mu var?... Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir: -"N'ooldu kizim? Anlatsana..." -"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..." -"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..." -"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim." -"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..." -"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...." -"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?" -"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini." -"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..." -"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..." Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur: -"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..." -"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...." Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir: -" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..." -"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..." Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir: -"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...." -"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..." -"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..." -"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..." Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir. -"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..." -" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..." -"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...." -"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..." Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar: -"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..." Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir: -"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...." -------------------------------------------------------------------------------- :) TANRI Zengin bir is adaminin kizi, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadasini anne ve babasiyla tanistirmak icin evlerine yemege cagirdi. Yemekten sonra zengin is adami damat adayiyla basbasa konusmak istedi ve onu calisma odasina goturdu. Senle söyle erkek erkege konusalim yavrum, dedi. - Evlendikten sonra aileni gecindirmek icin ne is yapmayi düsünüyorsun? Damat adayi duraksamadan yanit verdi: - Aslinda benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasil olsa, Tanri yardim eder. Damat adayinin bu yanitini kuskuyla karsilayan is adami, bu kez daha somut bir soru sordu: - Peki icinde kizimi oturtabilecegin bir eve nasil sahip olmayi düsünüyorsun? Damat adayi yine duraksamadan cevap verdi: - Ben aslinda cok caliskan bir insanimdir, dedi. Gece gündüz demez calisir, para biriktiririm. Sonra da nasil olsa Tanri yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz. Kız babasinin nesesi iyice kacti. Bu kez sesini yükselterek sordu: - Peki oglum ilerde cocuklariniz olunca onlara nasil bakacaksiniz? Damat adayi o soruyu da yanitladi: - Biraz önce söyledim ya, gece gündüz calisir kazandigim tüm parayi biriktiririm. Sonrada nasil olsa Tanri'nin yardimiyla cocuklarimizi büyütürüz. Damat gittikten sonra kizi kosarak babasinin yanina geldi: - Damadini begendigini gözlerinden anliyorum babacigim, lütfen söylermisin onun en cok neyini begendin? Babasi kizinin yüzüne dik dik bakti: - Onun en cok hosuma giden yani benim hakkimdaki görüsü, dedi ve ekledi: - Beni Tanri saniyor! -------------------------------------------------------------------------------- :) AFRIKA Bir adam ucagiyla Afrika'nin uzerinde gezerken birden ucagi arizalanir ve ormanlik bir alana duser. Adam ne yapayim ne yapayim diye dusunurken birden bir Afrika kabilesinin ona dogru yaklastigini gorur. Adam icinden "Iste simdi boku yedik" der. O anda dusuncesinde Nur yuzlu dedenin sesini duyar. - Hayir evladim boku yemedin. - Peki ne yapmam gerek. - Suradaki mizragi goruyor musun? - Evet. - Al onu ondeki renkli giysili adamin tam kalbine batir. Adam mizragi alir ve adamin tam kalbine batirir. - Evladim iste simdi boku yedin. -------------------------------------------------------------------------------- :) NASIL DÜNYAYA GELDIM? Ali babasina sormus: - Baba ben nasil dünyaya geldim? - Gece annenle yatmaya gittigimizde yatagin çevresine seker koyduk. Sabah kalktigimizda sen gelmistin. Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmis ve denemeye karar vermis. Yatarken yataginin çevresine seker koymus. Sabah bütün karinca, böcekler, vs yatagin çevresindeymis. Ali: - Ulan demis, simdi size elimin tersiyle bir korum. Ama baba yüregi iste! -------------------------------------------------------------------------------- :) NE GİYERSEN GİY! Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler.. Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş.. Sormuş: - Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler? Mali danışman öğüt vermiş: - En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler.. Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış.. Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş: - En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler.. Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş: - Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler.. Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar: - Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki? Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder: - Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır.. -------------------------------------------------------------------------------- 4 MÜHENDİSLER Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk. Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene. Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek? Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir. -------------------------------------------------------------------------------- OĞLUM BENİM Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder. Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama: - "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der. Bunun üzerine adam üzülerek: - "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." der Yaşlı kadında - "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder." Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona - "Güle güle anne" diyerek veda eder. Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler. Adam şaşırır ve - "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır. Bunun üzerine tezgahtar kız - "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi." -------------------------------------------------------------------------------- 3 ARKADAŞ Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler. Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus. Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus. Adanalinin karisi: - Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim. Kayserili - Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim Karadenizli ise - Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi.. -------------------------------------------------------------------------------- KARISIKLIK Temel oksurukten Dursun da kabizliktan sikayetcidir. Beraber doktora giderler. Doktor Temel'e oksuruk surubu Dursun'a da mushil verir. Bunlar ilaclari karistirirlar. Bir hafta sonra doktor Temel'e: - Nasil oldu? Hala oksuruyor musun? - oksurmeye cesaret bile edemiyorum doktor bey. -------------------------------------------------------------------------------- TED AMCA Amerikada bir ilkokulda ögretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarini, ertesi gün sinifta okuyacaklarini söylemis. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya baslamis. ilk sirada küçük Suzi varmis. Baslamis anlatmaya: - Bizim çiftligimiz var. Bir gün babamla yumurtalari topladik, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtalarin hepsi kirildi. - Güzeel. Peki bu hikayeden alinacak ders nedir? - Bütün yumurtalari ayni sepete koyma. - Aferim çok güzel. Lily sira sende. Küçük Lily tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis: - Bizim de bir çiftligimiz var. Babam yumurtalardan civciv çikmasi için onlari kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacagini saniyordu, ama sadece 8'inden civciv çikti. - Eveeet. Peki burdan alinacak ders nedir? - Yumurtadan çikmamis tavuklari sayma - Aferim bu da çok güzel. Billy, sira sende Küçük Billy tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis: - Amcam Ted Vietnam Savasina katilmisti. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmus. Ted Amcam helikopter düsmeden elinde bir makinali tüfek, bir kasatura ve bir sise bira ile atlamayi basarmis. Parasütüyle yere inerken yolda birayi içip bitirmis. Inince mermisi bitene kadar makinali tüfegiyle 70 kisiyi haklamis. Sonra kasatura kirilana dek onunla 20 kisiyi halletmis. Sonra da son 10 kisiyi de silahsiz bitirmis. - Böyle korkunç bir hikayeden alinacak ne ders olabilir? - Içerken Ted Amcama bulasmayin... -------------------------------------------------------------------------------- CANIM SEVGİLİM Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar. - Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm? - Tabi canim. Al. - Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi? - Hayir, kizmam... - Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?" - Peki, al canim. - Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum... - Kizmam, soyle bakiyim. - Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum.... - Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim. - Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz. Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar: - Bu telefon kimindi yahu?... -------------------------------------------------------------------------------- TETANOS Seksenlik koca, evden çikmak üzere paltosunu giyerken onu gören yasli karisi seslenir: - Bu saatte nereye gidiyorsun? - Doktora gidiyorum - Ne oldu? yine neren agriyor? Yasli adam siritir: - Yok hanim yok, doktora söylicem bana bi VIAGRA yazsin Bunu duyan kadin ayaga kalkar ve o da sokaga çikmak için hazirlanmaya baslar. Ihtiyar sasirir: - Eee hanim, sen nereye? - Doktora gidiyorum der ve adamin saskin bakislari altinda devam eder: - Eger o eski, pasli seyi benim üzerimde kullanacaksan ben de tetanos ignesi yaptirayim bari..! -------------------------------------------------------------------------------- MUTLULUK Büyük bir kedi, kuyruguyla oynayan küçük bir kediye sormus: "Neden kuyrugunu kovaliyorsun?" Yavru kedi yanit vermis: "Bir kedi için en güzel seyin mutluluk, mutlulugun da kuyrugum oldugunu ögrendim. Bu nedenle onu kovaliyorum, yakaladigimda mutluluga kavusacagim." Bunun üzerine yasli kedi söyle demis: "Gencken ben de mutlulugun kuyrugum olduguna karar vermistim. Ama sunu farkettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklasiyor, ne zaman kendi isime baksam hep pesimden geliyor." -------------------------------------------------------------------------------- PERFORMANS Adamin biri, seks hayatindaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve sikayetlerini anlatir: - Doktor bey, bana bir seyler oluyor. Sevisirken bir sicak basiyor, terliyorum, bir soguk basiyor, üsüyorum. Yapilan tahlillerde hiçbir sey çikmamasi üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tip kitaplarina bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben: - Beyefendi, bir de esinizi çagirip onunla konusalim... Ertesi gün, adamin esi gelince doktor durumu kadina anlatir: - Sevisirken esiniz bir terliyormus, bir üsüyormus. Kadin: - Aman körolasica herif, bir Agustosta sevisir, bir de Ocakta!!! -------------------------------------------------------------------------------- BEKARET KEMERİ Sovalyelerin gozupek oldugu eski zamanlarda bu sovalyelerden biri Hacli Seferlerine cikmaya karar verir. Yola cikmadan once kahyayi yanina cagirir: - Hacli Seferlerine katilacagim. Karimin bekaret kemerini sana veriyorum. Sana guveniyorum. 10 yil icinde donmezsem anahtari kullanabilirsin. Sovalye bastan asagi donanir, tozlu yollara revan olmadan once donup son bir kez satosuna bakar. Birden kahyanin, bagirarak nefes nefese satodan disari kostugunu gorur: - Durun! Durun! Majesteleri. Oh, iyi ki size yetisebildim. Yanlis anahtar vermissiniz. -------------------------------------------------------------------------------- İNTİKAM Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- diye çok şiddetli bir toktat sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Ortalık aydınlanınca herkes şaşkın şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor. Genç kız düşünüyor; (Salaklar benim yerime annemi öperlerse, işte böyle annemden şamarı yerler..) Kızın annesi düşünüyor; (Aferin benim kızıma, askerlerden biri kızımı öptü ama, tokatıda hemen yedi..) Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan bizdeki şansa bak, bizim asker kızı öptü, tokadı ben yedim..) Ve Asker kıs kıs gülüyor; (Komutanım'dan intikamımı nasılda aldım Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir tokat!!) -------------------------------------------------------------------------------- YARDIM Temel bir gün dağda giderken ayağı kayar ve uçuruma düşer. Başlar bağırmaya: -"Kimse yok miduur? Kimse yokmiduur?" Böyle bağırırken gece olur. Tanrı bakar kulu çok acı bağırıyor, kendi kendine: -"Şu kulum düzelirim desin kurtaracağımm yahu." Neyse gökten bir ses, Temel'e: -"Ben tanrıyım, sen kulum! Ömrün boyunca içki içtin, kumar oynadın, zamparalık yaptın, bunları bırakacağına bana yemin et seni kurtaracağım" der Temel düşünür ve başlar: -"Başka biri yok miduur? Başka biri yokmiduur?" -------------------------------------------------------------------------------- GEÇEN SENE Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder. Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum". Görevli kiz saskinlikla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil". Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistiniz da! -------------------------------------------------------------------------------- REFERANS BOL Arkadaslari isadamini evlendirmek istiyorlar. Sonunda uygun bir hanim bulunuyor ve isadamina haber veriliyor. "Ben isadamiyim", diyor adam, "Numune görmeden böyle bir ise karar veremem." Genc kadina durumu iletiyorlar: "Ben de is kadiniyim", diyor hos hanim, "Numune veremem ama istedigi kadar referans gösterebilirim " -------------------------------------------------------------------------------- HIZ Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş. Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var. Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş. Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz. Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim! Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz. Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye. Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi! Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler. -------------------------------------------------------------------------------- DAMATIN YEMİNİ Kilisede dugunun baslamasina cok az zaman var.. damat rahibin yanina yaklasip fisildiyor.. "Bakin.. size verecegim $100 karsiliginda evlilik yeminimizde birtakim degisiklikler yapmanizi istiyorum.. hani su bana soracaginiz sonsuza dek seveceginize, koruyacaginiza, sadik kalacaginiza yemin ediyor musunuz?" kismi var ya, onu metinden cikarmanizi istiyorum... " Rahip gulumseyerek basini salliyor ve damat rahibin avucuna $100 sıkıştırıp iceri donuyor... Ve dugun basliyor... herkes yerini aliyor, gelin ve damat rahibin onunde bulusuyor ve yeminler okunmaya baslaniyor.... Sira damadin yeminine gelince damadin gozleri hain hain parliyor.. ve rahip damata soruyor: "....... esinizin daima bir adim gerisinden yuruyeceginize, her emrini ve dilegini yerine getireceginize,her sabah kahvaltisini hazirlayip ayagina kadar gotureceginize,ve ikiniz de yasadiginiz surece baska kadinlara yan gozle bile bakmayacaginiza yemin ediyor musunuz...?" Tabi damat bu beklenmedik is karsisinda gozleri faltasi gibi aciliyor..saga sola bakiyor.. bi yutkunuyor.. ve kisik bir sesle: "E..eee..evet efendim"... Ve toren sona erdikten sonra damat hisimla rahibin karsisina dikiliyor: "Bir anlasma yaptigimizi saniyordum!!!!" Rahip gulumseyerek cevapliyor: "Esiniz daha iyi para verdi.... " -------------------------------------------------------------------------------- MESAJINIZ VAR New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler.. Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün içinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. Fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı için esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider. Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim için koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir. Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir: - Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... Seni özlemle bekliyorum. Kocan... :-)) -------------------------------------------------------------------------------- AHLAKLI PAPAĞANLAR Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis. Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis. Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis. "Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi "hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus. Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?: "oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!" -------------------------------------------------------------------------------- LAZ VAMPİR Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu. - Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti. Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak, - Hani senin az once girdigin agil vardi ya... - Evet.. - Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu? - Evet gordum. - iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti. Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5 dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu. Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler... - Eee? Nasildi? - Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu? - Eveet, gorduk. - Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu? - Eveet, gorduk. - Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu? - Eveet, gorduk. - Hacan pen oni gormedum daa.. -------------------------------------------------------------------------------- CİN Yeni evli çift balayı zamanında golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasına inip golf oynamaya başlarlar. Adam topa bir vurur top direk çalılıkların arasında kaybolup beraberinde bir şeylerin kırıldığına dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camını kırdığını anlarlar. İçeri girdiklerinde iri kıyım bir adam koltukta oturmaktadır. Çift üzgün bir vaziyette, -Kusura bakmayın beyefendi bilerek olmadı çok özür dileriz zararınızı ödemeye de razıyız, diyerek af dilerler. Bunu gören adam: -Hayır hayır esas ben size çok teşekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yıldır bu lambadaydım.. Topunuz lambayı kırarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacağım ikinizinde birer hakkı var, der. Kadın: -Benim içinde hizmetçileri olan kapısında son model arabalar duran bir villam olsun, der. Cin: -İsteginiz yerine getirildi bayan, der. Adam ise düşünür.."Ev var araba var bende 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girişir: -Cin bende hesabımda 1 milyon dolar istiyorum. -Beyefendi sizin de isteğiniz yerine getirildi. Fakat benimde bir isteğim var biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapalıyım ve canım acaip kadın çekiyor. Bu isteklerinizin karşısında bende hanımınızla beraber olmak istiyorum, der. Adam bu istek karşısında sinirlense de cinin yaptıklarından dolayı biraz yumuşar ve cin olduğunu düşünüp bir daha karşılarına çıkmayacağını düşününce karısına bakar. Karısı da yakışıklı cinle bir beraberliğin zararlı olmayacağını düşünüp kabul eder. Kadınla cin arka odada işlerini bitirmişler kadın giyinmektedir. Cin yatakta uzanırken kadına: -Hanfendi kocanız kaç yaşında? -35 nolduki? -Hiiç bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor -------------------------------------------------------------------------------- OTURAN BOĞA AKILLANDI Kizilderililerin genç reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki: - "Oturan Boga kadin ister." Büyücü: - "Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki: - "Oturan Boga hazir." Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir. Reis alir kizi çadira girer. - "90 derece egil" der. Kiz egilince, kiza bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar. Reis söyle cevap verir: - "Oturan Boga akillandi, önce yaban arilarini kontrol!" -------------------------------------------------------------------------------- UĞURSUZ KADIN Cafer komadadir... Yaninda ise karisi... Cafer'in gozleri nemli, kisik sesiyle karisina dogru bakar ve konusmaya baslar: "Ilk isten kovuldugum zaman yanimda idin... Iflas ettigim gun oradaydin... Vuruldugum zaman ilk gozumu actigimda seni gordum... Trafik kazasi gecirdigimde hastanede hep basucumdaydin... Karisi takdir edilmenin mutlulugunda tabii. "Simdi komadayim yine basucumdasin... Sonunda anladim ama, cok gec oldu; yahu sen ne ugursuz karisin..." -------------------------------------------------------------------------------- BURADA KİMSE YOK Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış: "Peder, büyük günah işledim.." "Evet oğlum... Ne yaptığını anlat bana... Tanrı seni affedecektir..." "Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var. Ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim, kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce kardeşiyle beraber olduk..." "Oh, bu çok kötü evlat... Fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun farkındasın. Tanrı affetsin..." "Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. İş arkadaşlarından biri dışında iş yerinde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş arkadaşıyla birlikte olduk." 'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..' "Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk.." Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş: "Peder???? Peder , neredesiniz?? ' Hiç cevap yok... Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu piyanonun arkasındaki masanın altında saklanır bulmuş. "Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?" "Birden ortalıkta senle benden başka kimsenin olmadığını farkettim de!" -------------------------------------------------------------------------------- 100 ÜZERiNDEN 150 Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonuçta 100 üzerinden 150 alip gecer. Bunun üzerine bir sorusturma açilir. Müfettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye. Hoca; - "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi. Müfettis: - "Iyi de neden 100 degil de 150 verdin?" Hoca: - "Bunlarin hepsini egzozdan yapti !" -------------------------------------------------------------------------------- MELEK Mİ? Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu baslar : - Hiç içki içtin mi? - Aman efendim... - Kumar oynadin mi - Aman efendim... - Kadinlarla aran nasildi? - Aman efendim, ben kim çapkinlik kim. Cebrail dönüp bagirir: - Oradan bir çift kanat getirin! Adam çok sevinir : - Melek oluyorum, degil mi efendim? der. Cebrail cevaplar: - Hayir kaz oluyorsun! -------------------------------------------------------------------------------- PATRON Uçakta hostes, papaza sormus : - Viski, cin, sarap...Ne emredersiniz? - Kaç metrede uçuyoruz kizim? - On bin metredeyiz peder! - O halde sen bana su getir kizim, patrona çok yakiniz, ayip olur! -------------------------------------------------------------------------------- KADINLAR AKILLIDIR Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş. Kurbağa ona, "Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım". Kadın onu kurtarmış, kurbağa da "Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!" Kadın "Tamam" demiş. İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek" Kadın, "Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek". KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş. İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da, "Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak" demiş. Kadın, "Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir", KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş. Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda, kadın "Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş... Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın! -------------------------------------------------------------------------------- KOCAN NEREDE Genc bir kadin sol gozu mosmor bir halde evine gelmis. - aman allahim kim yapti bunu kizim? - kocam. - peki ama o londra da degil miydi? - bende oyle zannediyordum anne. -------------------------------------------------------------------------------- SİYANÜRLÜ KARPUZ Bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi: "Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!" Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti: "Şimdi o karpuzlardan iki tane var!" -------------------------------------------------------------------------------- KISSADAN HİSSE Amerikada bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya başlamış. İlk sırada küçük Suzi varmış. Başlamış anlatmaya: - Bizim çiftliğimiz var. Bir gün babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı." Öğretmen: - Güzeel. Peki bu hikayeden alınacak ders nedir? - Bütün yumurtaları aynı sepete koyma. - Aferim çok güzel. Lily sıra sende. Küçük Lily tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: - Bizim de bir çiftliğimiz var. Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacağını sanıyordu, ama sadece 8 inden civciv çıktı. - Eveeet. Peki burdan alınacak ders nedir? - Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma - Aferim bu da çok güzel. Billy, sıra sende Küçük Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: - Amcam Ted Vietnam Savaşına katılmıştı. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makinalı tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış. Paraşütüyle yere inerken yolda birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makinalı tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış. Sonra kasatura kırılana dek onunla 20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş. - Böyle korkunç bir hikayeden alınacak ne ders olabilir? - İçince Ted Amcama bulaşmayın... -------------------------------------------------------------------------------- GÖRGÜSÜZ BAKAN Bakan olan görgüsüz birisi soförüne sorar. "Soför söyle bakalim esekle soför arasinda ne fark vardir? " Soför bir süre düsündükten sonra mahcup bir sekilde; "Bilemedim bakanim" diyor Bakan cevap olarak: "Esege çüs diyince, soföre ise dur diyince durur" demis. Bunun üzerine soför çok sinirlenmis ama karsidaki bakan oldugu için bir sey söyleyememis. Belirli bir süre sonra bu defa soför bakana: "Bir soru sorabilir miyim bakanim" der. Bakan da: "Sor bakalim" der. Soför sorar: "Esekle bakan arasinda ne fark vardir?" Bakan bir süre sonra: "Bulamadim soför söyle bakalim" diyor. Bunun üzerine soför de: " Vallahi bakanim ben de bulamadim... " -------------------------------------------------------------------------------- AVUKATIN SADAKASI Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar : 1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim. 2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim. 3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim. 4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim. Ve liste uzadikça uzaar gider. Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir. "Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?" Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin " Avukat sevinir, " evet,evet "himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..." Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki ! "Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler "Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..." -------------------------------------------------------------------------------- HANGİ SINIF? Bir gözlem: Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi. Sinif hep birden "Günaydin, hocam!" deyince, "A! Siz birinci sinifsiniz," dedi. Sonra açikladi: "Bir hoca sinifa girip "Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin, hocam!" derse, birinci siniftirlar; gazetelerini ortadan kaldirip kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü siniftirlar; ayaklarini siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü siniftirlar. Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not aliyorlarsa master ogrencisidirler." -------------------------------------------------------------------------------- ÇATLAK YUMURTA Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine goturmek istemis. Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis. Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis. Rahibe utana sikila adama donmus: 'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis !' -------------------------------------------------------------------------------- BİYOLOJİ SINAVI Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış" Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu" -------------------------------------------------------------------------------- KUŞ YEMİ Kadinin biri petshop'a gidip bir muhabbet kusu almak istemis.. ordan bir tane erkek kusu gozune kestirmis..adama sormus: "Bu simdi erkek olduguna gore kesin konusur degil mi?" "Tabiii efendim..hem de harika bir secim yaptiniz, bu oyle cinstir ki 2 haftaya kalmaz karsilikli sohbet bile edersiniz" Kadinin cok hosuna gitmis,kusu alip eve goturmus. 2 hafta sonra kadin yine dukkana gelmis: "Bu kus tek kelime etmedi!!" "Imkani yok hanimefendi salincagina cikip sallana sallana gayet guzel konusuyor olmali" "Iyi de siz salincak vermediniz ki bana?" Boylece adam kadina bir salincak satmis, kadin eve donmus.... 2 hafta sonra kadin yine dukkanda: "Bakin beyefendi 4 hafta gecti bu hayvandan hala ses cikmiyor!!!" "Gercekten anlamiyorum.... merdivenine cikip oynarken konusuyor olmasi gerekirdi!!!" "Merdiven mi? Bunun merdiveni yok ki?" Ve adam gule oynaya kadina bir de merdiven satmis. kadin yine evine donmus... 2 hafta sonra: "Beyefendi bir bucuk ay oldu ve bu kustan hala tek bir kelime duyamadim, olmayacak bu is galiba!!" "Bakin hanimefendicigim ben bunlardan onlarca sattim biliyorum merdivenine cikip ordan salincagina konarlar ve aynada kendilerini seyrederken bicir bicir konusurlar" "Ayna mi." Ve adam o gun de bir ayna satmis olmanin mutluluguyla kadini evine gondermis.... 2 hafta sonra petshop'un kapisi acilmis,kadin iceri girmis....elinde kafes, kafesin icinde merdiven, salincak, ayna ve bacaklarini havaya dikmis olu muhabbet kusu.... "BENI KAZIKLADINIZ!!! ISTE KONUSMAYAN KUSUNUZ VE YANINDA BANA KAKALADIGINIZ IVIR ZIVIRLAR!!!" Adam cok sasirmis.... "Hanimefendi bu ilk defa basima geliyor inanamiyorum tek kelime etmedimi bu hayvan??????" "Valla olmeden once tek bir cumle soyledi" "Ne dedi??????????" "O DUKKANDA KUS YEMI SATMAZLAR MI?" -------------------------------------------------------------------------------- KALP KRİZİ Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur: "Neler oluyor???"diye sorar.. Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır.. Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır.. Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır.. Bunun üzerine adam hışımla bağırır: "SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!" -------------------------------------------------------------------------------- RESSAM TEMEL Clinton, Küba'ya gelecekmis.. Kübalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar.. Bir tablo yap.. Adi, 'Clinton Kübada' olsun" diye.. Ressam "Hadi ordan" demis.. "Ben adami görmedim bile.. Adam hayatinda Küba'ya gelmedi. Simdi ben nasil 'Clinton Küba'da' diye resim yaparim?.." Tesadüf bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.. konusmayi duymus.. "Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" demis .. Vermisler.. Temel bir hafta sonra, Küba' lilari cagirmis.. "Iste tablonuz" demis.. Tuvalin üzerini örten bezi hizla asagi cekivermis.. Kübalilar da donuvermisler.. Tabloda, yatakta iki kisi .. "Bu ne" diye gürlemis, Turizm Bakani.: "Bu ne?.. Bu kadin kim?.." "Clinton'un karisi" demis, Temel.. "Peki bu üstündeki adam kim?" "Clinton'un usagi!.." "Peki Clinton nerde ulan!.." "Clinton Küba'da" ..... -------------------------------------------------------------------------------- VİTES Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış; Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs. neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş. Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş. Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.' Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş. Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş. Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler. Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye. Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok. Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok. O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş. Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!. Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş. Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş. -------------------------------------------------------------------------------- AVCI 80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der"; Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almiş ve ... pat ... geyik yere yığılmış. "Adam şaşırmış ve doktora dönerek" olamaz ... başka birisi vurmuş olmalı" demiş. Doktor "KESiNLiKLE!" -------------------------------------------------------------------------------- KÖPRÜ Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış. Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş. Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: ' 'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...' -------------------------------------------------------------------------------- HAMİLE Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayani durdurur. Kadinin karnini isaret ederek Teyze o ne? der. Kadin da O benim çocugum der. Temel Çocugunu seviyor musun teyze sen? der. Kadin da: Tabii ki evladim" diye cevap verir. Temel de O zaman onu niye yedin? der -------------------------------------------------------------------------------- DÖRT KİŞİLİK EĞİTİM UÇAĞI Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş...... Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış. -------------------------------------------------------------------------------- SEKS DERSİ Oglan (O) : Baba sex neden zevklidir? Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer.Burun her zaman parmaktan daha cok zevk alir. O : Neden kadinlar tecavuz edilmekten nefret ederler? B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi? O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar? B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin? O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar? B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde. O : Baba neden sex ozeldir? B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi? O : Baba sen supersin yaa!.... |
| WEZ Format +2. ?uan Saat: 10:31. |
Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.