Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar

Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar (http://www.sivaslilar.net/forum/index.php)
-   Dünya ve Türkiye'den Haberler (http://www.sivaslilar.net/forum/forumdisplay.php?f=202)
-   -   12 Eylül'de sandık başına. (http://www.sivaslilar.net/forum/showthread.php?t=35110)

OSMAN ECE 23.07.2010 09:44

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
[QUOTE=Salim58;566103][CENTER][url=http://resimzade.com/Show.html?i=22273&token=9980][img]http://resimzade.com/Show.html?i=22273&token=9980[/img][/url]

[B]Türkeş'ten Evren'e sert mektup

Merhum Alparslan Türkeş'in 12 Eylül döneminde Kenan Evren'e yazdığı mektup işkencenin boyutlarını ortaya koyuyor.[/B]

[COLOR="Sienna"][FONT="Arial Black"]12 Eylül sonrası Evren'e mektup yazan Alparslan Türkeş, ülkücülerin bölücülükle itham edilmesine de sert tepki gösteriyor: "Bu, gelecek nesiller tarafından unutulmayacaktır."[/FONT][/COLOR]

[COLOR="Indigo"][FONT="Arial Black"]Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, darbe anayasasının değiştirilmesi için destek isterken okuduğu, 12 Eylül'de idam edilen gençlerin mektupları o dönem yaşanan dramı yeniden gündeme getirdi. Zaman gazetesinden Erdal Şen, Evren'e ateş püskürdüğü o mektubu gündeme getirdi.[/FONT][/COLOR]

[B]CİĞERLERE HAVA POMPALANIYOR[/B]

[COLOR="RoyalBlue"][FONT="Arial Black"]Yıllar sonra ortaya çıkan mektubunda Türkeş, "Yurdun birçok yerinde mensuplarımıza ve gözaltına alınan bazı kimselere işkenceler yapılarak bizleri suçlamaya matuf ifadeler alınmaya çalışılmaktadır. Özellikle Ankara ve Adana'da işkencenin kesif olduğu ve ciğerlere hava pompalanmaya kadar vardığı ifade edilmektedir." diyor.[/FONT][/COLOR]

[B]GELECEK NESİLLER UNUTMAYACAK[/B]

[COLOR="DarkOliveGreen"][FONT="Arial Black"]Başbuğ, bölücü akımlarla mücadele eden ülkücü gençlerin bölücülükle itham edilmesine ise şu uyarıyla tepki gösteriyor: "Bu, gelecek nesiller tarafından unutulmayacaktır." Zora dayanan beyanlar ve zorlama yorumların adaleti gölgeleyeceğine de dikkat çeken Türkeş, işkenceyle elde edilen ifadelerin mahkemelerce ciddiye alınmayacağına inandığını vurguluyor. Kamu vicdanının ve tarihin bu konuda vereceği hükme işaret ediyor.[/FONT][/COLOR]

[B]MEKTUBUN HİKAYESİ[/B]

[COLOR="Navy"][FONT="Arial Black"]Türkeş'in Evren'e gönderilmek üzere yazdığı mektup, dönemin MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan'ın 'O Yıllar' kitabıyla birlikte gün yüzüne çıkmış oldu.

Okuyan, mektubun hikâyesini kitabında şöyle aktarıyor: "Türkeş, Evren'e bir mektup göndermeye karar verdi. Türkeş'in gönderdiği ve daha sonra yayımlanan mektup, aslında Kenan Evren'e gönderilecek asıl mektup değildi. Çünkü birincisi Evren'e hiç ulaşmadı. Mektubu Türkeş Bey'le düzelttik ve o mektup 1 Kasım 1980'de Evren'e gitti."[/FONT][/COLOR]

[B]TÜRKEŞ'İN ODA ORKADAŞLARI[/B]

[COLOR="DarkSlateGray"][FONT="Arial Black"]Kirazlıdere Dil Okulu'nda Alparslan Türkeş'le birlikte MHP kadrolarından Nevzat Köseoğlu, Sadi Somuncuoğlu, MSP kanadından Necmettin Erbakan, Recai Kutan, sol kanattan Bülent Ecevit, Doğu Perinçek ve Ertuğrul Günay gibi isimler yatıyordu.[/FONT][/COLOR]

[B]İŞTE O MEKTUP[/B]

[COLOR="Black"][FONT="Arial"]Türkeş, tutukluyken yazdığı mektubunda, Kenan Evren'e hitaben şunları söylüyor: "... Zora dayanan beyanlar ve zorlama yorumlar adaleti gölgeler. Bu usullerle elde edilen ifadelerin mahkemelerce ciddiye alınmayacağı muhakkaktır. Ne var ki kamu vicdanı ve tarihin böyle bir hazırlık tahkikatı hakkında vereceği hükümler ve bu gibi tutumların kamuoyunda yaratacağı gerilimi şer kuvvetlerin istismar etmesinden endişe ederim."

Türkeş, ülkücü gençlerin ülkeyi bölen akımlarla mücadele ederken bölücülükle itham edilmesinin çelişki olduğunu anlatmaya çalışıyor mektubunda. "Allah bir, devlet bir, vatan bir, bayrak bir" şiarını yücelten siyasi ve fikri bir hareketi yürüttüğünün altını çizen Alparslan Türkeş, milleti bölmek ithamından duyduğu rahatsızlığı, "Böyle bir hareketin milleti bölmek gibi bir ithama konu yapılması herhalde gelecek nesiller tarafından unutulmayacaktır." cümleleriyle ifade ediyor.

Ülkücüleri cezalandırma gayretinin komünist akımların etkisiyle yapıldığına dikkat çeken Türkeş, 27 Mayıs darbesiyle ilgili, "27 Mayıs hareketi yapıldığında uzak veya yakın dahli olan hiç kimse bu kurtarıcı hareketin Marksist emperyalizm propagandasına ortam hazırlayacağını düşünmemiştir. Komünizm, bu hareketin açtığı gediklerden yararlanarak hayatımıza girdi. Atatürk'ün Türk milli eğitimine gösterdiği muhteva ve hedefler canlı tutulabilmiş olsaydı, 27 Mayıs sonrası bu kadar beklenmeyen neticeler vermezdi." itirafında bulunuyor.[/FONT][/COLOR][/CENTER]

[url]http://www.internethaber.com/turkesten-evrene-sert-mektup-274514h.htm[/url][/QUOTE]

RUHUN ŞAAD OLSUN ULU ÇINARIM
BİZLERİ MATEME SALDI BAŞBUĞUM
YERİN DOLDURULMADI ONA YANARIM
PARTİMİZ BAŞSIZ KALDI BAŞBUĞUM

Timur İSLAMOĞLU 24.07.2010 08:49

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
MHP'nin bu günlerdeki tutumunu anlamakta güçlük çektiğimi söyleyebilirim. Bir ara "Anayasa değişikliğini istiyoruz ama 60. değil 61. hükümet yaparsa bu değişikliği destekleriz" :) gibi bir açıklamada bulunmuştular.
Bu referandumdur halk oylamasıdır. seçim gibi düşünmemek lazım bunu. Partiye oy vermilyor pakete oy verliyor.

CHP'ye değinecek olursak; bu hükümetin her yaptığına "hayır" diyen bir grubun başına yeni birisi gelipte "evet" derse o adamı döverler zaten.:) Şaşırmadık yani.

Burda hükümetin yaptığı açıkgözlülükten bahsetmek istiyorum, 24 tane maddenin hepsine ya "evet" ya da "hayır" denilecek. Neden maddelerayrı ayrı oylanmıyor? Maddelerin tek tek oylanması daha sağlıklı olmaz mıydı?
12 Eylül darbecileri yargılanacağı söyleniyor o darbecilerden bir tek Kenan EVREN kaldı. Bu adamı bu yaştan sonra yargılasan n'olacak? Assan n'olacak?
Bunu içinde çıkıp geçmişte idam edilerek ölmüş insanların mektuplarını alıp kameraların karşısında okuyup ağlayıp o insanları üzerinden siyaset yapmak hoş bir davranış değil. Ayıptır! Abestir!

Ben de İmralı'daki katilin yeniden yargılanıp idam edilmesini istiyorum.Bunun için Hakkari'de şehit olan mehmetciğin üzerinden çıkan şu mektubu alıp kameraların karşınısa geçip okuyup ağlamıyorum:
[B]
"Bazı geceler kabuslar görüyorum. Her seferinde başka bir yerde sıkışıp kalıyorum ve onlar geliyor. Bazen bir mağaradayım bazen kayalıkların arasında. Seslerini duyuyorum, yaklaşıyorlar. Çok korkuyorum. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi geliyor. Sonra gözüküyorlar. Peşmerge kıyafetlerini, şalvarlarını ve elerindeki tüfekleri görüyorum. Elim tetiğe gidiyor ama tetiği çekemiyorum. Nişan alıyorum, tüfeğimin emniyetini açıyorum ama olmuyor tetik sıkışıyor sanki. Bir milimetre bile kımıldamıyor. Ve silahlarını bana doğrultuyorlar. Tetiği çekmeye çalışmaktan vazgeçiyorum. Onlara bakıyorum sadece ve rahatlıyorum o an. Şehit olacağım aklıma geliyor. Gülümsüyorum onlar tetiğe basarken..

Bu rüyalar aslında kabus değil sanırım. Kabuslar da korkuyla uyanırsın. Ben ise uyandığımda huzurlu oluyorum. Hem ölmek artık o kadar korkutucu gelmiyor. Anneme, babama kavuşacağımı biliyorum öldüğümde. Belki şehit olursam onları gördüğümde benimle daha çok gurur duyarlar.

Burada Hakkari Dağ Komando Tugayı'na bağlı Üzümlü karakolunda yetmiş kadar asker var. Biz iki tim olarak dün geldik. Gündüzleri uyuyor geceleri ise Irak sınırımdan içeri sızarak karakola olabilecek herhangi bir baskına karşı pusu kuruyoruz. Burası şimdiye kadar üç kere saldırıya uğramış. Bizim buraya geldiğimizi ne korucular ne de yakınımızda bulunan Üzümlü köyündekilerin haberi var. Zaten onlara kimse güvenmiyor. Diğer saldırılarda köylülerin PKK'lılara destek verdiklerini düşünüyorlar. Dağların bembeyaz bir yorganla örtülmüş olduğu bu topraklarda insan sırtının dayadığı arkadaşından başka kimseye güvenemiyor. Belki de güvenmemeli.

Bu yazdıklarımı kendime postalayacağım. Askerden sonra yalnızlığıma geri döndüğümde, posta kutumda görmek istiyorum bu kelimeleri. Belki o zaman daha iyi anlarım savaşsız, kansız yaşayabilmenin değerini. Bu gün burada düşündüğüm tek şey bu karakolu korumak. Ülkemi simgeliyor bu karakol benim için. Artık daha fazla şehit verilmesini istemiyorum. Benim ailem öldü ama buradakilerin annesinin ağlamasını istemiyorum.

Burada kış çok çetin. Kar üç metreden fazla. Bazen bu akıl almaz beyazlığın beni yutacağı hissine kapılıyorum. Dağlar, kar denizinin dev dalgaları gibi. Çok büyükler. İnsan onların eteklerinde kendini savunmasız hissediyor. Bir toz zerresi gibi." [/B]


Yine Hakkari'de şehit olan başka bir askerlerin şahsi eşyaları arasından çıkan kendisinin yazdığı şiir:

[B]Olur ya bir çatışmada ölürsem

Arkamdan yas tutmayın

Bırakın, toprağımda rahat içinde yatayım

Bedenimden komandomu çıkarmayın

Onlar benim gururumdur

Botlarımı çıkarmayın

Onlar nice yollar aşacak

Şehit olursam sırat köprüsünden geçecek

Elimden tüfeğimi almayın

O benim namusumdur

Ölünce mezarıma sembol olacak

Yara'mın kanını silmeyin

Ahirette hesabı sorulacak

Göğsümden kör kuşunu çıkarmayın

O benim madalyam olacak[/B]

bilal kose 24.07.2010 08:57

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
Inadina evet evet..:)

ÖnceVatan_58 24.07.2010 09:27

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
Toplumsal bir anayasaya için evet
sivil AKP dikta anayasasına HAYIR

Bu refaranduma hayır demek hereksin HAYIR'ınadır :)

LaEdri 24.07.2010 11:20

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
Bu referandumu partiler seviyesinden çıkarıp devlet meselesi olarak görmeliyiz.Muhalefetin,Ak Parti kazanacağına Türkiye kaybetsin anlayışı geçmişte olduğu gibi şimdi de bir şey kazandırmayacaktır.Yıllar boyu iktidarda kalmışlar,tek kilometre yol bile yapmamışlar.iki kişiye de istihdam sağlamamışlar bu ne biçim bir yüzsüzlülktür.

ÖnceVatan_58 24.07.2010 12:39

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
[QUOTE=LaEdri;566359]Bu referandumu partiler seviyesinden çıkarıp devlet meselesi olarak görmeliyiz.Muhalefetin,Ak Parti kazanacağına Türkiye kaybetsin anlayışı geçmişte olduğu gibi şimdi de bir şey kazandırmayacaktır.Yıllar boyu iktidarda kalmışlar,tek kilometre yol bile yapmamışlar.iki kişiye de istihdam sağlamamışlar bu ne biçim bir yüzsüzlülktür.[/QUOTE]



Aynı gün 7 şehit vermiş yedi ciğer parçalanmış ana yüreklerini unutup, 30 yııl önceki idam edilenlere sol görüşlü şiirleri okuyup idam edilen ülkücü bir gence göz yaşı döküp duygu sömürüsü yapmak ben bunu devletüstü göremem görsem görsem siyasi emelleri üstü görürürüm.

TÜRKİYE UYANDI

Artist güzel bir kadınsa ağlarkende güzeldir.
Çirkinse; ağlarken ne eksik ne afzla aynı çirkinliktedir.
Artist yakışıklı bir erkekse ağlarkende yüzünden kusursuzluğu değişmez,
Artist ağlaması kuru gözyaşı
Türkiye uyandı
Artist ağlamasını tanıyor,
Türkiye iktidar partisi AKP''nin "değme karakter oyunculara taş çıkartacak erkek ve kadın artistlerle dolu olduğunu" görüyor. Dün Ali Rıza Dizdar isimli samimi vicdanlı hak bilir bir avukat ; gerçekten yüreğinde duyarak ağlayanla artist gibi kupkuru ağlayanı" fark etmemizi sağlayacak bir anısını anlattı.

Bakın Avukat Ali Rıza ne anlatıyor:

O yıllarda idamla yargılanan gençlerin yakınlarıyla siyasi partileri ziyaret ediyor "idamların kaldırılması" için destek istiyorduk. Tayyip Erdoğan Refah Partisi İstanbul İl Başkanı idi.
Yer Tarlabaşındaydı randevu aldık.
Akşam saat 18.30 da buluştuk.
"Hayır efendim ne demek idam cezalarının kaldırılması... Haşa idam cezalarının kaldırılması söz konusu değildir. Bir kısmet olur iktidara gelirsek Fatih Sultan Mehmet kanuınları getireceğiz.Düzenin kurulması için idam cezalarının devam etmesni sağlayacağız dahada artacak" dedi.
***
Tayyip Erdoğana döndüm. Bende ona dedimki: "Yani siz iktidar olduğunuzda Fatih Sultan Mehmet Kanunlarını getirirken; " Kardeşin kardeşi katletmesi vacip midir" diyeceksiniz.
Cevabı soğuk bir evet oldu.
Bu anılar oda TV. den alınmıştır.

Türkiye güzel ülke bu ülkede avukatlar var anılarını gizlemiyorlar.
Biz kimin gerçekten ağladığını kimin "darbelerden hesap soracağı rolünü oynadığını" idrak edebiliyoruz.
Türkiye uyandı,
30 Yıldır kılını oynatmamış
8 yıllık başbakan!
idam edilmiş gence yeni ağlıyor!
Siyasetin rol ağlaması,
Gerçekten 12 Eylül Darbesi ile hesaplaşmak niyeti olsaydı darbeye gerekçe yapılan TSK'nın iç hizmetler kanununn ilgili maddesinin silinmesini isterdi.12 Eylülün ürünü YÖK'ü kaldırmak isterdi.
***
Daha dün gibi yakın.
Genelkurmay Başkanı iken:"Bizzat ben yazdım internet sitesine ben ellerimle koydum" diyen Yaşar Büyükanıt'ın bildirisini Başbakan Tayyip Erdoğan "e-muhtıra" diye adlandırmıştı.
Muhturacı Generale ne yaptı?
Hesap sormadı?
Mezara kadar sırdaş oldu.
"Sayın Büyükanıt ile Dolmabaçe'de aranızda ne konuştuğunuzu mezara götüreceğiz açıklamayacağız" dedi ve kendi iktidarına e-muhtura darbesi oturtan general emekli olunca altına 1 Milyon liralık özel zırhlı Mercedes makam arabası tahsis etti.
Türkiye uyananlar ülkesi,
İktidar yetenekli artistle dolu,
Türkiye artist gözyaşlarını tanıyor.

Necati DOĞRU


Bende ek olarak üstteki leadriye diyorumki aynaya bakmayı unutmayınız.

özgüven 24.07.2010 13:12

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
[url=http://resimzade.com/Show.html?i=22301&token=21464][img]http://resimzade.com/Show.html?i=22301&token=21464[/img][/url]

[B]Sevdamız Millet..[/B]

[B]Kararımız[/B] [COLOR="Sienna"][FONT="Arial Black"][SIZE="3"]Evet.[/SIZE][/FONT][/COLOR]

ŞAHBEY 24.07.2010 14:49

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
EVET ....EVET EVETTT....İNADINA EVET ÜLKEMİN HAYRINA ŞEHİD ÜLKÜCÜLER HATIRINA.
PEHLİVAN OĞLU VEDAHİ NİCELERİ İÇİN...

LaEdri 24.07.2010 15:23

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
E-muhtura yapılalı çok olmadı.O muhtırayı yapan,yarın darbe yapıp ülkemizi 100 yıl geriye atamaz mı,atar! Çocuklarımza rezil bir ülke bırakmaz mı,bırakır!İşte, bırakmasın diyoruz!Ya darbecilerden ya da milleten yana olacağız!

yörem-58 24.07.2010 17:34

Cevap: 12 Eylül'de sandık başına.
 
memleketin daha büyük sorunları varken evine bir ekmek dahi götüremeyenler çığ gibi büyürken terör işsizlik varken, olmadık birşeyler ortaya atarak durup duruken beni devirecekler diye kanunlar çıkarıp kendini korumak isteyen çeşitli iddialarla askeriyeye saldıran ülkenin yazar çizer aydınlarına silivride yapılan bu zulme son vermek için akp nin sivil zorba anayasasına elbetteki hayır


WEZ Format +2. ?uan Saat: 11:55.

Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.


Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.