Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar

Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar (http://www.sivaslilar.net/forum/index.php)
-   Allah Azze ve Celle (http://www.sivaslilar.net/forum/forumdisplay.php?f=331)
-   -   **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏ (http://www.sivaslilar.net/forum/showthread.php?t=23383)

seva 31.12.2008 12:26

**ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
Hollandalı bir psikolog olan Vander Hoven Kur’an okumanın ve ALLAH kelimesini tekrar etmenin hastalar ve sağlıklı insanlar üzerindeki

etkilerini bulduğunu açıkladı


Hollandalı profesör üç yıldan beri bir çok hasta üzerinde araştırma ve çalışmasını yaparak yeni buluşuna ulaştığını söyledi.


Hastalarından bazılarının Müslüman olmadığını, bazılarının da Arapça bilmediğini belirten Hoven hastalarına ALLAH kelimesini öğrettiğini söyledi.

Alınan sonucun çok mükemmel olduğunu, özellikle depresyon ve tansiyon hastalarında çok daha iyi sonuçlar verdiğini belirtti.

Profesör Haven ALLAH kelimesini oluşturan harflerin psikolojik hastaların üzerindeki etkilerini açıkladı.

-ALLAH kelimesinin ilk harfi olan –A- harfi solunum sisteminden direk çıkıyor ve nefes almayı düzenliyor.

- Damaktan söylenen –L- harfi ise, (Arapçada çıkarıldığı şekilde) dil hafifçe damağın üst kısmına dokunuyor ve çene kısa bir duraklamayla birlikte aynı işlem

tekrarlanıyor.(İki –L- harfi olduğu için) Bu işlem nefes alıp vermeyi rahatlatıyor

- Son harf olan –H- harfi çıkartılırken akciğer ve kalp arasında bir ilişki oluşuyor ve işlem sonucunda kalp atışları düzeliyor.

Bu araştırmayı yapan Hollandalı profesör Müslüman değil, fakat İslam ilimlerine ilgi duyan ve Kur’an-ı Kerim’in sırlarını araştıran bir psikolog



HAYATIMIZIN YUREGIMIZDEKI EN GUZEL SEVGI GIBI GEÇMESI DILEGIYLE....

SAYGILARIMLA.....

EyüphanAydın 31.12.2008 12:33

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[B]Bazen kendi kendime düşünüyorum.Çok şükürki müslüman doğmuşuz,çok şükürki islam ile tanışmışız.[/B]

MeLody58 31.12.2008 12:53

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[COLOR="DarkOrchid"][B] İsim, ifade ettiği ilâhî manasıyla yalnız Allah'a aittir ve hiçbir kelime bu ismin manasını ve muhtevasını ifade gücüne sahip değildir. Bu isim başkası için de kullanılamaz (Meryem Suresi, 19/65).

[/B][/COLOR]
[COLOR="YellowGreen"][B] "Yer ve gökleri yaratan Allah'u Teâlâ'nın varlığında şüphe edilir mi?" (İbrahim, 14/10).
[/B][/COLOR]
[COLOR="SeaGreen"][B] ["Sen yüzünü, Allah'ı birleyici olarak doğruca dîne çevir: Allah'ın yaratma kanununa (uygun olan dîne dön) ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. işte doğru dîn odur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Rûm, 30/30).
[/B][/COLOR]
[COLOR="Plum"][B] Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka "Allah" derler, "Hamd Allah'a lâyıktır" de. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. " (Lokman, 31/25).
[/B][/COLOR]
[COLOR="DarkOrange"][B] "Ey insanlar! Siz, Allah'a muhtaçsınız. Allah ise -her şeyden- müstağnîdir (muhtaç değil), öğünmeye lâyık olandır." (Fâtır, 35/15)

"Şüphe yok ki Allah, bütün âlemlerden müstağnîdir." (el-Ankebut, 29/8).

[/B][/COLOR]
[COLOR="DeepSkyBlue"][B] "De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. (Her şey varlığını ve varlığının devamını O'na borçludur. Her şey O'na muhtaçtır. O, hiç bir , şeye muhtaç değildir. Her şeyin başvuracağı, yardım dileyeceği tek varlık O'dur). Kendisi doğurmamıştır ve (başkası tarafından)doğurulmamıştır. Hiçbirşey O'nun dengi olmamıştır." (İhlâs, 112/1-4) .

b) "De ki: Ey kâfirler! Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır." (Kâfirûn, 109/1-6).

"Allah'tan başka bir yaratıcı var mıdır?" (Fâtır, 35/3).

"O'nunla birlikte hiçbir ilâh yoktur. (Eğer olsaydı) muhakkak ki her tanrı kendi yarattığını kabullenir (ve korur) ve mutlaka kimisi de diğerine galebe ederdi." (Mü'minun, 23/91)
[/B][/COLOR]

goramaz 24.02.2009 12:46

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
arkadaşlar dün i meilime gelen bir mesaj ben çok etkilendim sizlerle paylaşmak istedim lütfen tıklayın:
[url]http://img72.imageshack.us/img72/8034/tespihjv5.swf[/url]

goramaz 24.02.2009 22:35

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
ya niye kimse bu yazdığımı okumamış yorum bekliyodum

titizyiğido 24.02.2009 22:40

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
İLGİNÇ..............PAYŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER

goramaz 24.02.2009 22:42

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
dinledin mi... .....

HaKaaN 24.02.2009 22:47

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[QUOTE=goramaz;380172]dinledin mi... .....[/QUOTE]

daha önce dinlemiştim goramaz ...tşk ederim....

goramaz 24.02.2009 22:48

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
ben ilk defa dinledim de o yüzden heyecanlandım biraz. demek en son ben dinlemişim:)

kaanansay 07.04.2009 08:46

Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
 
[B]Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak [/B]

Kuşkusuz her iman sahibi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), diğer peygamberler ve Kuran'da bahsedilen salih müminler gibi güçlü bir Allah sevgisine sahip olmak ister. Bu sevginin kalpte sağlanmasının yolu öncelikle halis bir iman ve samimi bir duadır. Unutmayın ki coşkulu Allah sevgisi ve Allah aşkını, kalplere ilham edecek ve yerleşik kılacak olan yalnızca Yüce Rabbimiz'dir.

[B]Sevgi duyulan her şey Allah'ı anmak için bir vesiledir [/B]

Alemleri yoktan var eden Yüce Allah, küçücük bir muhabbet kuşunda dahi insanın çok hoşuna gidecek birçok özellik yaratır. Adeta insan sesi çıkartarak konuşabilen, mavinin, sarının, yeşilin farklı tonlarıyla çok estetik bir görünüme sahip olan ve sevilmekten çok hoşlanan bu küçücük canlılar, Allah'ın sonsuz kainat içinde yarattığı sayısız güzellikten sadece bir tanesidir. Tüm insanlar bu sevimli canlıların görüntüsünden zevk alır. Ancak bu görüntünün ardında, Allah'ın sonsuz ilminin olduğunun şuurunda olan bir insanın tavrı ve düşüncesi diğer insanlara göre oldukça farklıdır. Bu bilinçle hareket eden bir kişi gördüğü bu güzellik karşısında Allah'ı tesbih eder. Allah'ın kendisine verdiği sevgi, şefkat ve merhamet duyguları için de şükreder. Benzer bir durum için Kuran'da şöyle bir örnek verilmektedir:

[B]"Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi. Hani ona akşama yakın, bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu. O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbim'i zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar. "Onları bana geri getirin" (dedi). Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı." (Sad Suresi, 30-33) [/B]

Ayetlerden de anlaşılacağı üzere tüm sevgilerin kaynağında, Allah sevgisi ve Allah'ı zikretme amacı bulunmalıdır. Nitekim, kalbinde derin bir Allah sevgisi olan bir insanın Allah'ı zikretme konusundaki isteği, kararlılığı ve devamlılığı için karşılaştığı her durum bir vesile olmaktadır. Tüm iman edenler için güzel bir yol gösterici olan bu örnek, bizlere şahit olduğumuz tüm güzelliklere karşı nasıl bir tavır içerisinde olmamız gerektiğini de göstermektedir.

[B]Allah Aşkı, Her An, Her Dakika Yaşanan Bir Sevgidir [/B]

Vicdanını kullanarak etrafındaki mükemmel düzeni idrak edebilen insanlar için tüm kainat, Allah'a olan sevgilerini artıracak vesilelerle doludur. Bir ayette şöyle buyurulmaktadır:

[B]"Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır." (Casiye Suresi, 13) [/B]

Ayette bildirildiği gibi 'göklerde ve yerde olanların tümü'nün Allah'ın birer nimeti olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Yağmur getiren bulutlar, yaşamaya elverişli tek gezegen olan Dünya, kesintisiz olarak bize fayda sağlayan Güneş, yüzlerce mineral yerleştirilerek ürün almaya elverişli hale getirilen topraklar ve içinde milyarlarca canlının yaşadığı denizler gibi saymakla bitirilemeyecek pek çok nimet ilk bakışta insan hayatı açısından son derece önem taşıyan ve çıplak gözle de görülebilen nimetlerdir. Bunların yanında bizi bir yerden başka bir yere götüren arabalar, kullandığımız cep telefonları, bilgisayarlar, internet, oturduğumuz evler, musluğu açtığımızda akan sıcak su, soluduğumuz oksijen...

Hepsi, Yüce Allah'ın bizim için boyun eğdirdiği ve faydamıza sunduğu güzellikler ve nimetlerdir. Allah, bir ayette insanların, "O'nun nimetlerini bir genelleme yaparak dahi saymaya güç yetiremeyeceğini" bildirmiştir. (Nahl Suresi, 18) Derin düşünen iman sahipleri bu nimetleri ve nimetlerdeki detayları eksiksiz görmeye gayret ederler. Her an, her dakika Allah'ı hatırlamak, zikretmek, şükretmek ve böylelikle daha çok sevmek iman edenlerin kalplerinin aşk ile Allah'a bağlanmasına vesile olacaktır.

Allah'ı aşkla seven bir kimse hiçbir zaman Allah'ın nimetlerini unutmaz. Güneş'in her sabah yeniden doğuşuna bir nimet olarak bakar, her yağmur yağışında, her yaprak düştüğünde, her yediği lokmada, her nefes alışında Allah'ı anar. Her şey ona Allah'ı hatırlatır ve hiçbir şey ona Allah'ı unutturamaz.

[B]Allah'ı Üstün Sıfatlarıyla Tanımak Rabbimiz'e Olan Sevgimizi Artırır [/B]

Allah Kuran ayetleriyle insanlara Kendisi'ni üstün sıfatlarıyla tanıtmıştır. Rabbimiz'in üstün ahlakının ve benzersiz isimlerinin her birinin öğrenilmesi, insanın Rabbimiz'i tanıyıp Şanını gereği gibi takdir edebilmesi ve O'na derin bir sevgiyle bağlanması için önemli bir yoldur. Allah kullarını seven, onlar için güzellik dileyen, onları bağışlayan, onlara yardım eden, rahmeti çok geniş olan ve karşılıksız olarak lütufta bulunandır. Sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Rabbimiz, iyiliğe kat kat fazlasıyla karşılık veren, koruyan, kollayan, doğru yola ulaştıran, tüm dualara cevap veren, müminlerin gerçek dostu, velisi ve yardımcısı olan ve samimi kulları için sonsuz cennet nimetlerini yaratandır. İnsanın Yüce Allah'ın bu üstün ahlakını düşünüp tefekkür etmesi, yaşamının her anında Allah'ın sonsuz sevgisini, şefkatini ve rahmetini görebilmesi, O'na şükrünün ve sevgisinin sürekli olarak artmasını sağlar.

[B]Allah Sevgisinin Önemi[/B]

Bediüzzaman Said Nursi'nin hikmetli sözlerinden biri "Dost istersen Allah yeter. Evet O dost ise, her şey dosttur" şeklindedir. Gerçekten de Allah'ı gereği gibi tanıyan ve takdir eden bir insan için yalnızca Allah'ın kendisine dost olması yeterlidir. Yüce Rabbimiz, sonsuz kainatın, tüm varlıkların tek hakimidir. Her şey O'nun iradesindedir. Tüm kalpler Allah'ın elindedir.

Allah'ı gerçek anlamda dost edinmek, O'nu razı etmek bir müminin yaşamındaki en önemli ve öncelikli hedef olmalıdır. Diğer her şey ertelenebilir, ama bu ertelenmeyecek, bekletilmeyecek, gevşeklik gösterilmeyecek hayati bir konudur. İnsanın kalbinin her an tatmin olması, huzur ve rahat bulabilmesi buna bağlıdır. Bu nedenle insanın Allah'a teslimiyet konusunda son derece titiz olması, Allah'ın hoşnut olacağı bir ahlak sergilemesi ve aksi yöndeki tavırlardan şiddetle kaçınması gerekir. Allah Kuran'da kullarına hoşnut olacağı ahlakı bildirmiş, aynı şekilde razı olmayacağı her şeyi de haber vermiştir. Bu durumda insanın yapması gereken; vicdanının sesini dinlemek, tam bir teslimiyet içinde, halis bir kalple Rabbimiz'e yönelmektir.

Allah'ı seven ve Allah'tan korkan bir insan, O'nun sınırlarını büyük bir şevk ve istekle korur; Allah'ın her emrini kusursuzca yerine getirmek için titizlik gösterir, Allah'ın hoşnutluğunu, sevgisini, rahmetini ve cennetini kazanmak için hayatı boyunca bütün gücüyle çalışır.

sibelYILMAZ 07.04.2009 10:26

Cevap: Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
 
"Allah Aşkı, Her An, Her Dakika Yaşanan Bir Sevgidir "

Allah razı olsun güzel paylaşımın için kardeş......

MeLody58 07.04.2009 11:45

Cevap: Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
 
[url=http://www.sinemovie.com/][img]http://i0904.hizliresim.com/2009/4/7/1134.gif[/img][/url]
[COLOR="Magenta"][B] “De ki Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin”(Ali İmran:31)
“Allah’ın size verdiği sayısız nimetlerden dolayı, Allah’ı sevin Beni de Allah için, Allah beni sevdiği için seviniz”

[/B][/COLOR]

seva 07.04.2009 15:28

Cevap: Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
 
Kainatın yaradılış sebebi Muhabbettir... Duygular, özelliklede Sevgi, Aşk ve Muhabbet gibi duygular bile Ölümün bir son olmadığının ve hayatın da sadece bu dünyadan ibaret olmadığının bir dedlilidir bence.

kaanansay 08.04.2009 13:19

Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
 
[B]Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak [/B]

Kuran'a göre ne çok çalışmak, ne çok yorulmak, ne de insanlardan saygı ve sevgi görmek tek başına bir üstünlük nedeni değildir. İnsanları Allah (cc) Katında üstün kılan özellikler, imanları, Allah (cc)’ın rızasını kazanmak için yaptıkları salih ameller ve tüm bu amelleri yaparken kalplerinde taşıdıkları niyetleridir. Allah (cc) bu gerçeği Kuran'da şöyle açıklamıştır:

[B]Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (Hac Suresi, 37) [/B]

Ayette Allah (cc)’ın rızası doğrultusunda bir faaliyette bulunan kişinin yaptığını Allah (cc) Katında değerli kılanın, bu kişinin takvası, yani Allah (cc) korkusu olduğu bildirilmektedir. Eğer yaptıklarını gerçekte Allah (cc) rızası için yapmıyorsa, bu durumda gösterdiği çabanın Allah (cc) Katında bir değeri yoktur. Önemli olan insanın bir salih amelde ya da bir ibadette bulunurken bunu salih bir niyetle yapması ve Allah (cc)'a karşı samimi olmasıdır. Dolayısıyla kişiye Allah (cc) Katında değer kazandıran sadece yaptığı iyilikler, yerine getirdiği ibadetler, gösterdiği tavırlar, söylediği güzel sözler değildir. Elbette ki tüm bunlar her Müslümanın hayatı boyunca yapması gereken salih davranışlardır ve her birinin hesap gününde güzel bir karşılığı olacağı umulmaktadır. Ancak asıl önemli olan kişinin tüm bunları yaparken Allah (cc)'a karşı ne kadar samimi ve ihlaslı olduğudur.

İhlas, "insanın yaptığı işleri, hiçbir menfaat gözetmeksizin, başka hiçbir beklenti içerisine girmeksizin sadece Allah (cc) emrettiği için yapması"dır. İhlas sahibi bir insan yaptığı her işte, attığı her adımda, söylediği her sözde, ibadetinde ya da günlük hayatında gönülden Allah (cc)'a yönelir ve katıksız olarak Rabbimiz'in rızasını hedefler. İşte bu da ona güçlü bir iman kazandırır ve onu 'takva' sahibi bir insan haline getirir. Allah (cc) Katındaki asıl üstünlük ölçüsünün takva olduğu Kuran’da şöyle bildirilmektedir:

[B]... Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat Suresi, 13) [/B]

Kuran'ın pek çok ayetinde "sadece Allah (cc)'ın rızası gözetilerek" yapılan salih amelin önemi hatırlatılmaktadır. Kuran'da ayrıca, hayatlarının sonuna kadar çalışmış, çaba harcamış olup da yaptıkları boşa gitmiş insanların durumu da haber verilmektedir. "O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.' Çalışmış, boşuna yorulmuştur." (Gaşiye Suresi, 2-3) ayetleri, tüm insanları böyle bir tehlikeye karşı uyarmaktadır. Bu da bize insanların ahirette iki farklı durumla karşılaşabileceğini göstermektedir: Hayatları boyunca görünüşte neredeyse birbirleriyle aynı işleri yapan, aynı çabayı harcayıp, aynı azmi gösteren iki insan sırf niyetlerindeki farklılık nedeniyle ahirette farklı karşılıklar alabilirler. Hesap gününde ihlas sahipleri cennetle müjdelenirken, hayatları boyunca aynı işleri yaptıkları halde ihlası gözetmeyenler ise cehennem azabıyla karşılık görürler.

Allah (cc), "Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir." (Nisa Suresi, 146) ayetiyle müminlere, dini; 'Allah (cc)'a sımsıkı sarılan ve dinlerini katıksız olarak Allah (cc) için halis kılan' kimseler olarak yaşamalarını emretmiştir. Bir kimsenin Allah (cc)'a sımsıkı sarılması, Allah (cc)'tan başka bir İlah olmadığını bilerek, hayatını yalnızca Rabbimiz'i razı etmeye adaması ve her ne olursa olsun Allah (cc)'a olan sadakatinden vazgeçmemesidir. Allah (cc) Kuran'da "... Kim Allah'a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir." (Al-i İmran Suresi, 101) şeklinde buyurur.

İman eden bir kişi Allah (cc)'tan başka hiç kimsenin rızasını gözetme çabasında değildir. Kalplerin Allah (cc)'ın takdirinde olduğunu, Allah (cc) dilediği takdirde tüm insanların kendisinden razı olacağını bilir. Üstelik insan dünya hayatında ne kadar takdir, övgü ya da iltifat görürse görsün, sonsuz ahiret hayatında bunların ona hiçbir şey kazandırmayacağının da bilincindedir. Ahirette her insan tek başına Rabbimiz'in huzurunda hesap verecek ve tüm yapıp ettikleri önüne getirilecektir. O gün asıl olarak, kişinin imanı, takvası, samimiyeti ve teslimiyeti önemli olacaktır. Nitekim Peygamberimiz de "Amellerinizi Allah (cc) için halis kılınız. Zira Allah Teala (cc) ancak kendisi için ihlasla yapılan ameli kabul eder." şeklindeki sözleriyle iman edenlere ihlasın önemini hatırlatmıştır.

MeLody58 08.04.2009 13:26

Cevap: Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
 
[COLOR="black"][B][I] Kuşkusuz her iman sahibi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), diğer peygamberler ve Kuran'da bahsedilen salih müminler gibi güçlü bir Allah sevgisine sahip olmak ister. Bu sevginin kalpte sağlanmasının yolu öncelikle halis bir iman ve samimi bir duadır. Unutmayın ki coşkulu Allah sevgisi ve Allah aşkını, kalplere ilham edecek ve yerleşik kılacak olan yalnızca Yüce Rabbimiz'dir.

Sevgi duyulan her şey Allah'ı anmak için bir vesiledir
[/I][/B][/COLOR]

kaanansay 08.04.2009 13:59

ALLAH RIZASI
 
[B]Allah, Rızasına Uyanları Karanlıklardan Nura Çıkarır [/B]

Akıl ve vicdan sahibi samimi bir insanın yapması gereken, hiç vakit kaybetmeden hayatını, Allah'ın emrettiği ahlakı yani Kuran ahlakını yaşayacak şekilde düzenlemesidir.

Sonsuz rahmet sahibi Yüce Rabbimiz, Kendi rızasına uyanlara kurtuluş yollarını göstereceğini Kuran'da şu şekilde müjdelemektedir:

[B]"Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir." (Maide Suresi, 16) [/B]

Müslümanlar Allah'ın varlığının ve büyüklüğünün farkına varan, O'ndan "korkup-sakınan" ve hayatlarını farkına vardıkları bu büyük gerçeğe göre düzenleyen insanlardır. Din ahlakından uzak yaşayan insanlar ise, ya Allah'ı inkar ederler (Allah'ı tenzih ederiz.), ya da Allah'ın varlığını bilmelerine rağmen Allah'tan "gereği gibi" korkup-sakınmazlar. Bu özellikteki insanların büyük çoğunluğu yaşamlarını, kendilerini yaratmış olan Yüce Allah'ın varlığını ve yaratılış gayelerini düşünmeden geçirirler, hayatlarının kim tarafından, nasıl ve neden başlatıldığını göz ardı ederler. Kuran'da, böyle bir yaşamın boş ve çürük bir temele dayandığını, yıkımla bitmeye mahkum olduğunu Rabbimiz şu hikmetli benzetmeyle bildirmiştir:

[B]"Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez." (Tevbe Suresi, 109) [/B]

Oysa mümin, herşeyi hakkıyla bilen Yüce Allah'ın varlığının ve gücünün farkındadır. Allah'ın onu niçin yarattığını ve ondan neler istediğini bilir. Bu nedenle de dünyadaki asıl amacı Allah'ın razı olacağı bir kul olmak için çalışmaktır. Bu amaç için her yolu dener, tüm yaşamı boyunca bunun için ciddi bir çaba gösterir.

[B]Müminler Tüm Hayatlarını Kuran Ahlakına Göre Yaşar[/B]

Allah kullarına yol gösterici olarak indirdiği hikmet dolu Yüce Kuran'da insanın gerçek yaratılış amacını bildirmiştir. Bu amaç, insanın kendisini yaratan ve yaşatan Rabbimiz'e kulluk etmesidir. Yüce Allah bu amacı Kuran'da [B]"…insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi, 56)[/B] ayetiyle bildirmiştir.

Bazı insanlar ahiretin varlığını kabul ettikleri halde anlaşılmaz bir duyarsızlık içindedir. Hayatlarının gerçek amacını unutarak, kendilerine bambaşka konular bulur, bambaşka amaçlar edinirler. Dünyaya yönelik önemsiz bir konu için aylarca, yıllarca çalışır çabalar, ama Allah'a karşı olan sorumluluklarını akıllarına bile getirmek istemezler. Halbuki yeryüzünde bu gerçeklerden tümüyle habersiz olduğunu söyleyebilecek tek bir kişi bile yoktur.

Allah, insanlara "biz bunlardan habersizdik" gibi mazeretler öne sürememeleri için Hz. Adem'den bu yana her dönemde Kendisi'ni tanıtan, onlara Kendisi'ne nasıl kulluk edeceklerini öğreten kitaplar indirmiş, uyarıcı elçiler göndermiştir. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilir:

[B]"Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir." (Nisa Suresi, 165)[/B]

Önceki satırlarda da belirtildiği gibi, Allah'tan gereği gibi korkup sakınmadıkları için iman ettiklerini söyledikleri halde gaflet içinde olan ve inandıkları gerçekleri hayatlarına geçirip yaşamayan bazı insanlar vardır. Bu kimselerin, genellikle din ahlakından uzak, Kuran hükümlerine uymayan tavır ve düşünceler içinde olduklarını görürüz.

Gaflet içindeki bu insanlar kıyametin kopacağından, cennet ve cehennemin varlığından da emindirler. Ancak bu durum onlarda "vakit varken harekete geçip bir an önce hayatlarını Allah için yaşama" düşüncesini uyandırmaz, sanki o gün hiç gelmeyecekmiş ya da çok uzakmış gibi günlerini tüketirler ve yine ayette buyrulduğu üzere "...önlerinde bulunan ağır bir günü" (İnsan Suresi, 27) bırakırlar.

Allah bir Kuran ayetinde insanların kendilerini kandırıp gerçeklere gözlerini kapatarak kapıldıkları gaflet halini şöyle haber vermiştir:

[B]"İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar." (Enbiya Suresi, 1)[/B]

Allah'ın sonsuz kudretinin farkında olmak ise, yalnızca, bir Yaratıcı'nın var olduğunu tasdik etmek demek değildir. Bu gerçek, Kuran'da hikmetli bir örnekle haber verilmiştir. Ayette haber verildiği üzere soru sorulan kişi, Allah'ın varlığını tasdik ederek O'nun sıfatlarını kabul etmesine rağmen, "Allah'tan korkup-sakınma" özelliğinden yoksun olmayı ve din ahlakından yüz çevirmeyi tercih etmiştir. Kuran'da bu örnek bildirilerek yalnızca Allah'ın varlığını tasdik etmenin yeterli olmadığı, aynı zamanda Rabbimiz'den "korkup-sakınmak" gerektiği şöyle haber verilmiştir:

[B]De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir?" Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup- sakınmayacak mısınız? (Yunus Suresi, 31-32) [/B]

Kuran'da da bildirildiği üzere Allah'ın büyüklüğünü kavramak bunu sözle tasdik etmekten ibaret değildir. Müslümanları diğer insanlardan ayıran temel fark, onların Allah'ın sonsuz kudretinin farkında olan, O'ndan "korkup-sakınan" ve bunun sonucunda hayatlarını farkına vardıkları bu önemli gerçeğe göre düzenleyen insanlar olmalarıdır.

"[B]Kendi Kendini Kandırma" Tehlikesi [/B]

İnsanların gaflet hali içindeyken, hayati gerçekleri göz ardı etmek ve bunu yaparken de kendi kendilerini avutmak için kullandıkları bazı savunma mekanizmaları vardır. Bunlardan biri ve belki de en etkilisi insanın "kendi kendini kandırması"dır.

Kendini kandıran insan, başta ölüm olmak üzere tüm gerçeklerden ve sorumluluklardan kaçabileceğini zanneder. Oysa kendini kandırmak, insanın kurtuluşu için bir çare değildir; aksine dünyada bulunuşunun gerçek amacını anlamazlıktan gelmek, insanı, sonu cehennemle bitecek çıkmaz bir yola sürükler.

Samimi olarak Allah'a iman eden bir kimse ise Allah'a saygı dolu bir korku ve çok büyük bir sevgi duyar. Kendisine "bir genelleme yaparak" (Nahl Suresi, 18) bile sayamayacağı kadar çok nimet veren Rabbimiz'e sürekli şükreder ve O'nu hoşnut edecek bir hayat sürmeyi kendisine tek amaç edinir. "Benim nasılsa kalbim temiz, Allah beni affeder", "tüm bunları biliyorum ve şükrediyorum daha ne yapabilirim ki?" şeklindeki düşüncelerle kendini kandırmaz.

Allah elbette sonsuz merhamet sahibi ve bağışlayıcı olandır; ancak Allah'ın bu merhametini kalben iman ederek hak etmek gerekir. Öyleyse insanın yapması gereken, gerçekleri göz ardı ederek kendisini kandırmayı bir kenara bırakması, bir an önce tevbe edip vakit varken harekete geçmesi ve Allah'ın kendisine dünyada tanıdığı süreyi en iyi şekilde değerlendirmesidir.

[B]Allah Rızasını Seçenleri Karşılayan Müjde: Din Ahlakını Yaşamanın Kolaylığı ve Güzel Bir Hayat [/B]

Gaflet halinden kurtulup, Allah'ın rızasını kazanmak için yaşamaya karar veren birinin fark edeceği ilk şey "din ahlakını yaşamanın kolaylığı" olacaktır. İslam dini, Allah'ın insanlar için, yaratılışlarına en uygun olarak seçtiği dindir. Allah, bildirdiği din ahlakını insanların yaşayabilmesi için çok kolay kılmıştır.

Din ahlakı, insanların üzerindeki tüm külfeti, kısıtlayıcı ve sınırlayıcı, insanlara zorluk getiren ağırlıkları kaldırır; insanın sadece sonsuz merhametli, şefkatli, bağışlayıcı, salih kulları için herşeyi hayırla yaratan, tüm gücün sahibi olan Allah'ın kendisi için belirlediği kadere teslim olmasını, herşeyde sadece O'nun rızasını arayarak O'na yönelmesini buyurur. Allah, Kuran'da din ahlakının kolay olduğunu, bu ahlaka tabi olanların işlerini kolaylaştıracağını şöyle bildirmiştir:

[B]"… O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi)..." (Hac Suresi, 78)[/B]

"Güzel bir hayat" kavramı insanlara çoğu zaman yabancı ve uzak gelir. İnsanların büyük bir çoğunluğu, hiçbir sıkıntı, üzüntü, korku, endişe duymayacakları bir hayatı, erişilmesi imkansız bir hayal olarak görürler. Müminler için çok yakın ve kolay olan bu hayat, din ahlakından uzak yaşayan insanlar için erişilmesi mümkün olmayan bir hayaldir.

İnsan şimdiye kadar Kuran ahlakını yaşamakta zayıflık göstermiş, bu üstün ahlaktan uzak durmuş ve birçok hata yapmış olabilir. Ya da din ahlakını yaşamak konusunda yanlış bilgilerle yönlendirilmiş olabilir. Ama bu üstün ahlakı yaşamaya karar verdikten sonra önemli olan, kişinin samimi olarak Allah'a tevbe edip, ahireti için en hayırlısını yapması, kendisine Kuran ahlakını rehber edinmesi ve kolay olana yönelmesidir. Bu karara vardığında Allah'ın izniyle o ana kadar alıştığından çok farklı ve "güzel bir hayat"a kavuşacağı ise kesin bir gerçektir. (Nahl Suresi, 97)

[B]Sonuç [/B]

Kuran'da, insanın sahip olduğu her imkan ve nimetten sorumlu olduğu "[B]Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz." (Tekasür Suresi, 8)[/B] ayetiyle haber verilmiştir. İnsanın öldüğü zaman Kuran'dan sorguya çekileceği de, "[B]Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız." (Zuhruf Suresi, 44)[/B] ayetiyle bildirilir.

Kuran ayetlerinde de bildirildiği gibi insanın kendisini kandırması değil, son derece açık bir şuurla ve dikkatle kulluk görevini yerine getirmesi gerekir. Bu da, kişinin her an vicdanının sesini dinlemesi ve Kuran ahlakına uyması ile mümkündür. Samimi olarak iman eden bir insan için başka bir yol yoktur.

İnsanın dünyada yaşadığı süre boyunca her geçen saniye ölüme ve hesap gününe biraz daha yaklaştığını, yaptığı her davranışın, aklından geçen her düşüncenin Allah'ın bilgisi dahilinde olduğunu ve bunlardan sorumlu tutulacağını düşünmesi, kendisi için en güzel ve kazançlı olan yoldur.

Bir anlık düşünmenin ve karar almanın ardından insan tüm yaşamı boyunca bu kararın getirdiği şuur açıklığı ile yaşayabilir. Bunun için insanın kendisine bir vesileyle mutlaka ulaşmış olan Kuran ahlakıyla ilgili bilgileri anlamazlıktan gelmeyi bırakması, bunları önemsiz ya da yaşlanınca ilgileneceği konular olarak düşünmemesi gerekir. İnsanın ne zaman öleceği belli değildir. Belki de bu yazı ölümle karşılaşmadan önceki son uyarı olacaktır. Henüz vakit varken bu önemli gerçeğin farkına varmak en doğru davranış olacaktır. İşte tüm bu gerçeklerin bilincine varan her akıllı insan hemen harekete geçmeli, hayatını bu gerçeklere göre düzenlemeli ve bir anlık kararın getireceği sonsuz mutluluğu yani Rabbimiz'in rızasını umut etmelidir. Unutulmamalıdır ki Kuran, kolay olana ileten bir rehberdir:

[B]"Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik. İçi titreyerek korku duyanlara; ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik)." (Taha Suresi, 2-3)[/B]

Huzurlu ve sevinç içinde bir hayatı sadece Allah'ın rızasını, cennetini ve rahmetini kendilerine hedef edinen, Allah'tan korkup sakınan müminler yaşayabilirler. Bu Allah'ın inanan kullarına müjdelediği bir gerçektir:

[B]"Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)[/B]

sibelYILMAZ 08.04.2009 14:02

Cevap: ALLAH RIZASI
 
"Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM HERŞEYİN CEVABI MUHAKKAK Kİ KURAN-I KERİMDE HİÇ ŞÜPHESİZ.....

MeLody58 08.04.2009 14:02

Cevap: ALLAH RIZASI
 
[COLOR="DarkOrchid"][B][I] " De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir?" Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup- sakınmayacak mısınız? (Yunus Suresi, 31-32)
[/I][/B][/COLOR]
[COLOR="Gray"][B][I] Allah razı olsun kardeşim çok güzek konulara deginiyorsun [/I][/B][/COLOR]

seva 08.04.2009 15:05

Cevap: Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
 
Allah (c.c.)'ı seven ve Allah (c.c.)'tan korkan bir insan, O'nun sınırlarını büyük bir şevk ve istekle korur; Allah (c.c.)'ın her emrini kusursuzca yerine getirmek için titizlik gösterir, Allah (c.c.)'ın hoşnutluğunu, sevgisini, rahmetini ve cennetini kazanmak için hayatı boyunca bütün gücüyle çalışır.

seva 08.04.2009 15:53

Cevap: ALLAH RIZASI
 
Müslümanin Hayatinin Amaci: Allah Rizasi zaten..

kaanansay 08.04.2009 21:58

Allah’ın İsimleri: MUHSİN
 
[B]MUHSİN (İhsanı olan, veren)[/B]

[B]... De ki: "Şüphesiz 'lütuf ve ihsan (fazl)' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir." O, kime dilerse rahmetini tahsis eder, Allah büyük 'lütuf ve ihsan (fazl)' sahibidir. (Al-i İmran Suresi, 73-74)[/B]

Hem bir mükafat ve şevk kaynağı, hem de karşılıksız bir lütuf ve ihsanın göstergesi olarak salih kullarına dünyada nimet ve güzellik vermesi Allah'ın değişmez bir kanunudur.

Zenginlik, ihtişam ve güzellik cennetin en temel özelliklerinden olduğu için, Allah sevdiği kullarına cenneti hatırlatacak, onların cennete kavuşma arzu ve heyecanlarını artıracak nimetlerin ve ortamların benzerlerini bu dünyada da yaratır. Bu yüzden nasıl inkarcıların ebedi azapları daha bu dünyadan başlıyorsa, salih müminler için vaat edilen ebedi güzellikler de kendilerine dünyadaki hayatlarında gösterilmeye başlanır.

Allah Kendisi'nden bağışlanma dileyen, tevbe eden salih müminleri cennetinin yanı sıra dünyada da güzel bir surette faydalandıracağını ve onlara ihsanda bulunacağını bir ayetlerinde bildirmiştir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

[B]Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım. (Hud Suresi, 3)[/B]

Mümin, Kendisini yaratan Yüce Allah'ın büyüklüğünün bilincinde olmasından, O'nun emir ve yasaklarına uymasından, O'nun insanlar için seçip beğendiği dini yaşamasından ve en önemlisi ölümünden sonrası için çok büyük umut ve beklentiler taşımasından dolayı daima Allah'ın yardımı ve ihsanı ile karşılık görür. Allah tüm yaptıklarına en güzeliyle karşılık verir. Çünkü Allah Kendisi için yapılan hiçbir ihsanı karşılıksız bırakmaz. Bir ayette şöyle buyrulur:

[B]
Küçük, büyük infak ettileri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah'ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır. (Tevbe Suresi, 121)[/B]

seva 09.04.2009 12:11

Cevap: Allah’ın İsimleri: MUHSİN
 
Muhsin;ihsan eden..iyilik eden..

mesela keramet ..ikramdır...arıdan bize bal yedirmesi ikram..ipek böceğinden ipek giydirmesi ikram..baharda meyve ve sebze vermesi ikramdır..

bütün ibadetler ihsandır..

Paylaşım için tşkler..

filografozan 28.07.2010 14:10

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[FONT=Verdana]ALLAH (c.c.)[/FONT]
[FONT=Verdana]Lâfza-i Celâl bu mânâyadır. Onun asü kökü hakkında yani (Allah) kelimesi hangi kelimeden meydâna gelmiştir hususundaki ileri, geri fikirlerin serd edilmesi insana, beyhude çabalamaktan ve yorulmaktan başka bir şey kazandırmaz.[/FONT]
[FONT=Verdana]FAİDE :[/FONT]
[FONT=Verdana]Şunu iyi bil ki, bu isim, (Allah) Allah'ın doksan dokuz isminin en büyüğüdür! Çünkü bu, içinden hiç bir şey müstesna, olmaksızın, bütün ilâhi sıfatlan cem eden zâte delâlet etmektedir.. Diğer isimleri ise, ilim, kudret, fiil gibi yalnız ifade ettikleri mâna birimlerine[/FONT]
[FONT=Verdana]delâlet etmektedir..[/FONT]
[FONT=Verdana]Ve yine bu isim, Allah'dan başkasına, ne hakikat ve ne de mecazen delâlet etmiyeceği cihetiyle, bütün isimlerinden daha ahasdır. Yani daha özellik ve hususiyet ifade etmektedir.. Diğer isimler ise, böyle değildir. Ondan başkasına da itlâk edilip çağınlabilir: Kadîr, • Alîm, Halım gibi.. İşte bu iki sebebdendir ki, Allah ismi, bütün isimlerin en büyüğü olmuştur...[/FONT]
[FONT=Verdana]BİR İNCELİK :[/FONT]
[FONT=Verdana]Diğer isimlerin mânaları, kula sübutu itibarila da . tasavvur edilebilir. Hattâ merhametli kişiye rahim, bilgin olan kişiye âlim, sabırlı olan'a sabûr, çok şükredene şekûr denebüir. Tabiî Allah'a denmesiyle kula denmesi arasında farklar vardır. Lâkin «Allah» ismi ise her ne suretle olursa olsun Allah'dan başkasına itlâk edilemez.. Yukarda arz ettiğimiz gibi, ne hakikat cihetinden ve[/FONT]
[FONT=Verdana] ne de mecaz cihetinden.[/FONT]
[FONT=Verdana]Bu ismin bu özelliği itibarı iledir ki, Es'sâbûr, Eş'-şektr, el'cebbar, el'melik gibi isimler Allah'a izafe edilerek: «Bunlar Allah'ın isimlerindendir» denilmiştir de.[/FONT]
[FONT=Verdana]!ESUk-t HÜSNÂ ŞERHÎ---------------------------------------------75[/FONT]
[FONT=Verdana]Allah ismi, Sebûr ve Şekûr'ün isimlerindendir denilmemiştir. Zaten denemez de'.....[/FONT]
[FONT=Verdana]Neden mi? Çünkü, bu isim (Yani Allah ismi) ilahi mânaların hepsini içine alma itibarı ile daha şümullü ve daha kuvvetli olduğundan, başka isimle tarif edilmesine hacet kalmamıştır. Diğerleri ise ancak O'na (Laf-.za-ı Cellâl'e) izafetle tanımlanmıştır...[/FONT]
[FONT=Verdana]TENBÎH:-[/FONT]
[FONT=Verdana]Kulun bu isimden nasibi, son derece teabbud olmalıdır. Yani Allah'a bütün kalbi ile bağlanmalıdır. Hem de öylesine ki, gözü ondan başkasını görmemeli, ondan başkasına iltifat eylememeli, ondan başka hiç kimseden bir dilekte bulunmamalı (yani kimseye boyun eğme-.meli), ondan başkasından korkmamalı!... Bu niçin olmasın ki, O bu isimden, O'nun (Allah'ın) gerçek varlık olduğunu, O'ndan başka ne varsa, bütün herşeyin fani, "boş ve yokluğa mahkûm olduğunu anlamıştır... Evet kişi, her şeyden önce kendisinin de yok olacağını her fani gibi hayata gözlerini yumacağını bilmelidir. Nitekim Resûlullah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem kendisini yok saymış da şöyle buyurmuştur: Arab'ın söylediği beyitlerin en doğrusu Lebid'in şu sözüdür: «Allah'dan mâada herşey boştur.»[/FONT]

İMAM GAZALİ..ESMAUL HÜSNA ŞERHİ...

Salim58 28.07.2010 14:22

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[QUOTE=goramaz;379860]arkadaşlar dün i meilime gelen bir mesaj ben çok etkilendim sizlerle paylaşmak istedim lütfen tıklayın:
[url]http://img72.imageshack.us/img72/8034/tespihjv5.swf[/url][/QUOTE]

[I][B]Ben açtım ve dikkatlice okudum zannedersem ses yok sadece yazı.Fakat okudukça insanın düşünmesi gerek.Rabbimiz nelere kadir değilki.[/B][/I]

Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, “Allah, örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?” derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.[B]BAKARA - 26 [/B]

filografozan 28.07.2010 16:58

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[QUOTE=Salim58;567183][I][B]Ben açtım ve dikkatlice okudum zannedersem ses yok sadece yazı.Fakat okudukça insanın düşünmesi gerek.Rabbimiz nelere kadir değilki.[/B][/I]

Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, “Allah, örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?” derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.[B]BAKARA - 26 [/B][/QUOTE]


evet birkaçgün önce face de düştü,ses te var salim kardeş.
ve gerçekten muhteşem

kartal- 28.07.2010 18:08

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
Güzel bir paylasim icin tesekklür

murat tugrul 28.07.2010 20:54

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
Goramaz kardeşim teşekkür ederim güzel paylaşımdı
ben okudum sesi de var ilginç bundan sonra sivri sinegi nasıl öldürecegiz.
Onuda sana bırakıyorum

goramaz 07.08.2010 22:42

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
mürşidin birisi öğrencilerine demiş ki: Gidin en güzel çiçeği getirin.

Öğrenciler dağılmış her birisi güzxel çiçeklerle dönmüşler. Yalnız bir derviş kuru bir çiçekle dönüvermiş.Nedenini şeyhi sorunca demiş ki:'' Baktım hepsi kendi lisanıyla Allah'ı zikrediyor hiçbirisine kıyamadım yalnız bu kurumuş çiçeği bulabildim''

Noxco 09.08.2010 06:07

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[QUOTE=goramaz;379860]arkadaşlar dün i meilime gelen bir mesaj ben çok etkilendim sizlerle paylaşmak istedim lütfen tıklayın:
[url]http://img72.imageshack.us/img72/8034/tespihjv5.swf[/url][/QUOTE]

uydurmasyon değilse eğer, çok etkileyici.

HaZaN 09.08.2010 10:21

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[B][I]Gün içinde karşımıza çıkan tüm varlıklar ALLAH'ın üstün yaratışının birer delilidir. Bu varlıkları yakından inceleyen her dikkatli göz, tamamının mucizevi özelliklere sahip olduğunu görür. Bazı insanların, belki de her gün karşılaştıkları bu muhteşem yaradışı görememeleri, genellikle onlara dikkatle bakmamalarından kaynaklanmaktadır.[/I][/B]
[B][/B]
[B][I]Mevlam bizlere gören göz anlayan gönül ihsan eyle bizi bir an dahi nefsimiz ve şeytanın eline bırakma amin .[/I][/B]
[B][/B]
[B][/B]

filografozan 09.08.2010 13:18

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
[CENTER][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=4][COLOR=black]Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=4][COLOR=black] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=4][COLOR=black] [I][U]isra suresi 44.ayet[/U][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER]

aysima58 09.08.2010 16:19

Cevap: **ALLAH kelimesinin İNANILMAZ SIRRI**‏
 
evet goramazcım bende ilk defa dinledim ve çok şaşırdım ve içimden ağlamak geldi paylaşım için teşekkür ederim.canım.


WEZ Format +2. ?uan Saat: 19:22.

Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.


Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.