[albina58]

Konu malesef her konuda olduğu gbi DİN OLGUSUNA gelmiş tıkanmışdır.Sivas eski esnaf başkanı kimliğindeki şahıs,kanımca SİVAS ESNAF ODASINA bağlı esnafların,belediye icraatları kapsamında içkili mekanlara ruhsat vermediği noktada bu konuya dikkat çekerek gündem yapmak için böylesi bir demeç vermiştir.
Bu demeçte asıl konu,sivas merkezde böylesi bir rant kapısı var ve bunu değerlendirmeyi düşünen bir ticaret anlayışı.
Konumuz devamında,İL merkezinde böyle içkili bir mekanın açılması,faydalımıdır-zararlımıdır.Bu eksende fikir yürütmek daha mantıklıdır.
Evvela,ukala olmaksızın bar-pavyon-cafe bar gibi içkili mekanlar konusunda tecrübelerimi aksettirmek, sonrasında ise bu konuda yorum yapmak isterim.
1994 yılından beri istanbulda ikamet etmekteyim ve uğraştığım ticaret dalıda bu mekanlara hitap etmektedir.Cafe-bar-restourant gibi mekanlara genel ihtiyaç maddelerinin toptan satışını yapmakta ve işim gereği bu mekanlarla fazlasıyla içli dışlı bir konumdayım.Özelliklede beyoğlunda bu mekanların işletmelerini SİVASLI hemşerilerimiz yapmaktadır.
İçkili ve benzeri mekanları, sizlere içişleri bakımından acizane tanıtmak isterim.Beyoğlu bölgesinde içkili olarak,ruhsatlı konumda 4 400 ,kaçak yapıda 2 500 olmak üzere toplamda 6 900 mekan bulunmaktadır.1980 öncesinde içkili mekanlara bakış açısı iki türlü olmaktadır,bunların birinci sırasında gazinola ve barlar gelmekte bu mekanlara genellikle aileler, müzik dinlemek bir kaç duble birşeyler içerek stres atmak üzere giden kişilerin oluşturduğu mekanlar,ikinci kategoride ise karı ayartma olarak tabir edilen,hap veya benzeri kötü alışkanlar bulmak üzere gidenlerin oluşturduğu bataklıklar olmak üzere ayırt edilir, ikinci sıradaki mekanlar çok azınlıkta ve gizlilik esasına göre işletilirdiler.
1980 sonrasında sebest ekonomi anlayışı ile gelişen içkili mekanlar sektöründe kaygan bir yapı arz etmektedir.80 sonrası genelde pavyonlar mevcut olup bu pavyonlarda zengin nitelikteki kişiler gider,konsomatris konumundaki barmeidler ile muhabbetler kurulur,gecenin bittiği yerde akıllı uslu birşekilde evlere gidilirdi(HORTUM SÜLEYMAN FAKTÖRÜ İLE )1990 lı yılların başından itibaren,türkü barlar furyası başladı ve bu mekanların ilk kurucularıda SİVAS lı hemşerilerimizin tekelinde olan ( YÖREM-SILA-ORA-TÜRKÜ-KÖY gibi) mekanlardı.Hemşerilerimiz bu sektöre ticari olarak yap-işlet-devret modeli uyguladılar ve sattılar.1994-1999 yıllarında türkü barlar furyası bu hız ve tutku ile devam etti.İşci-memur-emekçi kesim olarak adlandırılan halk bu mekanlara gelir,türkü dinler,yöresel olarak atışma,saz çalıp kendi söyleme gibi özellikleri ile bu işten zevk alır,eğlenir, genelliklede aileler olarak bu mekanlara gidilirdi.Pavyonlar,eskiden olduğu gibi zengin yapıdaki kişilerin gittiği,kadın kaldırmak olarak adlandırılan mekan özelliği ile ticari olarak uğraş vermekteydi,bu mekanların oranı ise % 5 civarında olurdu.
1999 depremi ile beraber,bar-pavyon-disco-kulüp-gazino gibi başlıkları konumu ile farklı olan içkili olmaları özellikleri ile aynı konumdaki mekanlarda bozulma,bilinen faaliyet alanlarında abesle iştigal olarak adlandırılacak yapılanmalara gidildi.
Deprem sonrasında,ekonomik olarak zayıflayan işletmeler, ilkerinden sapma gösterdiler,mesela TÜRKÜ EVİ olarak adlandırılan bir mekanda gelen müşteriyi bırakmamak için,arabesk müzik söylendi,piyanist-şantörlerin sahne aldığı pavyon ve gece kulüplerinde fantezi müziğin yerini protest müzik aldı.Ki bunlarda,piyasa arz dengesinde,eğitim sistemimizdeki eğitim yozlaşması ile parelellik arz etti.Tam kaotik ortama giren sektör,2001 ekonomik krizi ile beraber bir çıkmaza girdi ve faaliyetteki sektörlerin hemen hemen hepsi kazanmak için her yol mubahtır anlayışı içerisinde,yasal veya illegal her yola başvurdular.
2 000 yılında kayıtlı 1 690,kaçak olarak 1 300 mekan varken şuan çarpık yapılanma sürecinde 6 900 mekana ulaşıldı.Bu çarpık yapılanmada,anadoludan gelen, 70 koyun satan biriside,bir kilo toz satan biride bu mekanlarda para var mantığı ile faaliyete başladı.
Sonuç itibari ile bu mekanlar,başta disko olmak ve % 60 ını teşkil etmekte,pavyon % 15 ini teşkil etmekte,cafe-bar ise % 15 ini teşkil ederek ayırt edilir.Konumuz gereği Disco'ların işleyişine bakacak olursak,ki rack bar ve club olarak adlandırılırlar.kendi içlerinde % 20 gibi bir oranda dönme olarak adlandırılan travestilere hitep eder,kalan mekanlar ise genelde ögrencilerin bir nevi ikinci mekanları konumundadır.Bu mekanlarda ne olup bittiğini,nasıl eglenildiği,ne gibi aktivasyonların olduğunu anlatmayacağım zira taraflı bir nitelik kazanır,buna ülke genelinde örnekleme yaparak bakış açısı getirmek ve degerlendirmeyi Sivaslilar.NeT site sakinlerine bırakmak istiyorum.
-1990 sonrası eğitim ve öğretim sistemizdeki yenilikler adı altında yapılan reformlar ile şartsız kurul-kredi sistemleri ile beraber ögrencilerimizin kafasında'' nasıl olsa sınıf geçerim,okula gitmeye ne gerek var'' mantelitesinin yerleşmesi.
-1980 darbesi sonrasında ilk ikdidar olan siyasal parti proğramı ile küçük amerika özentisi ve sonrasında,Baba çalışır, anne evinde çocuğunun eğitimi-örf-ananesi ile uğraşırken,burjuva özentisi,küçük amerika hayali politikalar ve gereği ile babanın maaşının yetmediği yerde anne de çalışmaya başlar.Bunun neticesinde,eğitsel olarak ( 1-anne baba egitimi 2- okul eğitimi 3-çevreye bağlı sokak kültürü)ilk sırada gelen,anne ve babadan başlayan eğitim sisteminin ve dolayısı ilede TÜRK AİLE YAPISI'nın bozulması,
-AB hedef gösterilerek,sözde demokrasi kısvesi ile daha DEMOKRASİ nin ne olduğunu ögretmeden,tepeden inme kural ve kaideler ile bir nevi temeli olmayan bina yapma özelliğinde 1980 sonrası özalizm,1990 milli eğitim bakanı Avni AKYOL'un getirdiği şartsız kurul-kredi sistemi zihniyetinde yetişen neslin geldiği noktada en son basın ve medya dayatmalarında halkımın kafasında var olan KÖŞE DÖNME-BAŞARMAK İÇİN HER YOL MUBAH anlayışı(Eroin satımından-çarpık ilşkilerle) , para kazanmanın sorgulanmadığı bir yapıda,