[abircan]

Zübeyde Saraçoğlu



Laiklik yeni dinimiz, Atatürk peygamberimiz

11.04.2008

Laiklik yeni dinimiz, Atatürk peygamberimiz…..

Sanıyorum bu durumda Nut’uk da kutsal kitabımız oluyor.

Öyle mi Manuel Barroso?

Doğru mu anlamışız?

Çünkü, söyleminden başka bir sonuç çıkmıyor.
………………

Önce bir dip not:
AB’nin kötü aktörlerinden politik medet uman AKP bilmelidir ki; AKP’nin kapatılması durumunda bu aktörler yeni gelecek hükümetle de hiç tereddüt etmeden masaya oturacaktır.
……………….

Türkiye AB için çok önemlidir.
Siz bakmayın onların nazlandıklarına, havucu gösterip geri çektiklerine.
Sömürülecek koca bir ülke bulmuşlar, bırakırlar mı?

Ancak 2005’ de resmen başlayan müzakerelere kadar AB, Türkiye ile ilgili değişen niyetlerini gayet iyi anlayan bir halkla karşı karşıyaydı. Bu nedenle hesaplarını masaya koyup, kabul ettirebilecekleri bir muhatap da bulamıyorlardı.

Derken Kemal Derviş geldi vatan topraklarına. Üretim durdu, tarım ve hayvancılık bitme noktasına erişti. Öyle ki bu ülke Avrupa’dan et ithal eder hale geldi. Ülke hızla “borç para ile dönen” ekonomi girdabına sokuldu.

Böylece AB ülkeleri, Kurtuluş Savaşı’nda postallarıyla işgal edemedikleri bu ülkeyi paraları ile işgal etme yolunda en büyük fırsatı yakaladı. Tek eksik AKP anlayışında olan bir partinin olmayışıydı. O da oldu!

Böylece Damat Ferit’in yurt dışına çıkmasıyla kursaklarında kalan hevesleri yeni nesil Damat Ferit’lerle yeniden kabarmış oldu.

İşte bugün kuyruğuna basılmış kedi gibi viyaklamaları, şuursuzca, siyasi etik sınırlarını zorlayıcı beyanları ve AKP ağzı ile konuşmaları bundandır. İkinci kez Damat Ferit’i kaybetmeyi göze alamıyorlar.

Ve çok iyi biliyorlar ki bu ülkenin rejimiyle problemi olmayan bir hükümetle masaya oturduklarında adam gibi müzakere yapmak zorunda kalacaklar. Hatta belki kendileriyle masaya oturacak bir muhatap bile bulamayacaklar. O vakit de Ortadoğu’nun kesin hakimiyetini isteyen Amerika’ya dertlerini anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor olacak.

Hal böyle olunca önüne arkasına bakmadan, siyasi sonuçlarını hesaplamadan boylarından büyük laflar ediyor, olaya sadece AKP’nin gözüyle bakıp, AKP’nin anlayışı ile konuşuyorlar. Mecburlar; AKP fırsatını ellerinden kaçıramazlar.

Bu nedenle Barrosa ve Olli Rehn çok dikkatlice dinlenilmelidir. Onlar “al haberi çocuktan” misali AKP’nin gerçek zihniyetinin en iyi ip uçlarını veren iki afacan çocuk gibiler. Onların söylemlerinde AKP’nin görüşleri hakkında çok fazla detay yakalamak mümkün.

Mesela afacanların söylemlerinden çıkan AKP’nin en son yargısı o ki, biz laikler kendimize yeni bir din icat ettik. Hayırlı olsun(!) Peygamberimiz Atatürk, kutsal kitabımız da Nut’uk. Ve yine görünen o ki biz laikler bir nevi misyoner gibi bu ülkeden İslam’ı kaldırmaya çalışıyoruz.

Bunun en son örneği de Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nde AKP’ye karşı açtığı kapatma davası.
………………………..

Jose Manuel Barroso!

Türk milletine ve Türk yargısına karşı nasıl bu kadar hadsiz ve küstah olabiliyorsunuz?

Sanırım dinimizi bize hatırlatacak olan en son kişi, “Haçlı Seferlerini” gerçekleştiren zihniyetin torunları olsa gerek!

Bu ülkenin insanı dinini ne sizden ne de dini siyasi araç sayan zihniyetten öğrenecek değil. Bu millet AKP’den önce de Müslüman’dı. Kimse dinini AKP ile hatırlamadı. Cuma namazına AKP ile gitmeye başlamadı. Ya da orucunu AKP ile tutmaya başlamadı.

Bu millet o zaman da laikti, bugün de laik. O zaman da Müslüman’dı bugün de Müslüman!

O gün başını kapatan bugün de başını kapatıyor. Ama dikkat! O gün başı açık olan bugün başını kapatıyor. İşte asıl görmen gereken bu. Laiklik zorlanıyor. Asıl baskı laiklere yapılıyor.

Türkiye Cumhuriyet’inin rejimi kökten dinciler tarafından tehdit altında!

Şimdi ya bu gerçeği gör ve haddini aşan açıklamalarını yaparken karşında hasta adam Osmanlı olmadığını aklından çıkarma ya da AB hikayeni de beraberinde al ve ülkene geri dön!

Medeniyetler beşiği olan Anadolu senden medeniyeti hele ki İslam’ı öğrenecek değil!
Bunu asla unutma!

Ve en kısa zamanda bu ülkeden özür dile!
Yoksa buralarda adın sadece barlarda kullanılır; Bar-Roso ya da Roso-Bar.
Hiç fena durmadı, düşünülebilir.