SONMEZ Nickli Üyeden Al?nt?
Elbetteki her dalda olduğu gibi duada da,
Duyduğumuzu anlamalıyız,
Okuduğumuzu bilmeliyiz.
Bu konuda Arif Abiye ve Abircan Gardaşıma katılıyorum.
Anlamını bilmediğimiz ifadeleri şiir gibi ezbere okumanın veya dinlemenin tadı ve zevki başka,
anlamını bilerek ve özümseyerek okumanın veya dinlemenin tadı ve zevki elbette ki başkadır.
Dua ederken de bilerek ve anlayarak dua etmenin huzuru ve tadı bambaşkadır.
Onun için anlamaya ve bilmeye çalışmalıyız.
Duanın Türkçe olmasında bir mahzur yok bence,
Ancak Ezan veya Namaz da durum farklı.
Eurovision' da ülkemize derece getiren Sertab ERENER' in seslendirdiği
''Every Way that I Can'' isimli parçayı ne kadar anlamaya çalışıyorsak,
ibadet ederken veya dua ederken okuduklarımızı da
en az bu derecede anlamaya, bilmeye ve öğrenmeye gayret edilmelidir diye düşünüyorum.
Ancak, birşeyleri karıştırıyoruz gibime geliyor.
Dua ayrı, Ezan ayrı.
Ezan bir dua olmaktan ziyade; Bir davettir.
Dua kişiseldir, ancak Ezan toplumsal bir davettir ve Evrenseldir.
Ezanın Türkçe olması konusunu bir zamanlar zorbalıkla kabul ettirmeye kalkışan
''Milli Şef'' döneminin karanlık ve yobaz cuhela zorbaları,
Ezanı çok sevdiklerinden değil; Ezanın nezdinde İslam' ın baltalanması için harekete geçmişlerdir.
Gerçekten, ezanın davetine icap edenler,
Türkçe okunduğunda da koşarak namaza gidenler bu işi başlatmış olsalar bir nebze eyvallah denilir de,
''Ne namazda gözü olan, ne de ezanda kulağı olan, ''
devşirmelerin faşizan zorbalıklarıyla Ezanı Türkçeleştirme girişimleri,
şükürler olsun ki milletimizin bu oyuna ve tezgaha gelmemeleriyle hezeyana uğramıştır.
Ezanın Türkçeleştirilmesini isteyenlerin,
Kur' an okuyanlara işkence yapıyorlarsa, ben bu deyyuslarda Ezan Sevgisi aramam...!
(İşkenceye uğrayanın birisi de benim Dedem...!)
Namazı da kişisel bir ibadet olarak değerlendiren olursa,
Hayır namaz sadece kişisel bir ibadet değil, aynı zamanda toplumsal bir ibadettir.
Cemaat olgusu, toplumsallığı, cemiyeti, sosyal boyutu ifade eder.
|