Yazık tabi ki! Allah bilir o öğretmenimiz de binbir hayallerle mezun olup altın bir nesil yetiştirmeyi planlamıştır. Ama iş başa düşünce değişiyor demek ki(!) Öğretmenlik öyle herkesin yapabileceği bir meslek değildir. İlk bakışta gayet cazip gelir. Herkes hemen” Ooohh keyfinize diyecek yok. Yaz tatili, kar tatili, dini bayram, milli bayram valla iyisiniz” der. Ancak bunu söyleyen kişi resmen öğretmenliği bir meslek olarak algılar. Yani para getiren meslek! Bi de bayan mesleği olarak görürler ya! Halbuki bu işe baş koyan kişi bi kere sevmeli! Hele bu hocamız gibi sınıf öğretmeniyse kat be kat sevmeli. Tamamen gönlünü vermeli. Çünkü çocuk okulla sınıf öğretmeniyle tanışır. Evet, bayan öğretmenler bu konuda biraz daha hassas ama emin olun ki beş parmağın beşi de bir değil. Genelleme yapmamak lazım. O kadar çok tanıdığım var ki… Her yıl binlerce mezun veren eğitim fakülteleri sizce öğretmenleri o şartlara ne kadar hazır bulunarak mezun ediyor? Gidip merkez okullarda staj yaptırıp her şeyi öyle olacakmış gibi idrak ettiriyorlar. Halbuki mezun olduktan sonra gideceği yer sonuçta bir köy. Sürekli merkezde yaşamış birinin de köy şartlarına uyum sağlaması doğal olarak biraz zor olur. Önemli olan da zoru başarmak. Ne demek kalmak istemiyorum? Neyse ki şimdilerde eğitim fakültelerinde az da olsun bunu hissettirmeye başladılar. Bu hocamızın yerinde olmak isteyen o kadar çok mezun öğretmen var ki… Böyleleri de işte… Gerçi bunun gibileri gitse de ne fark edecekti ki? Ha gitmiişş ha gitmemiş. Vardır her şerde bir hayır
Rabbim bizleri örnek teşkil edecek insanlar eylesin…