Lisede dersime giren bazı hocalar aynı zamanda boş saatlerini değerlendirip özel okullarda da çalışıyordu.
Bizim derslerde sorularımızı doğru düzgün yanıtlamazken, kimilerinin lakabı kemikkıranken (öğrencilere davranışlarından dolayı), o özel okulda hepsi melek, hiç cevapsız soru bırakmayan hocalardı.
Tarih dersinden iki sene boyunca hiç başarılı olamadım. Tembel olduğumdan değil; hocanın görüşüne uygun kitapları okumadığım için.
Bir sene bir hocamız vardı, şeker hastasıymış. Sinirlenince şekerim çıktı der, izin verir gönderirlerdi. Bizim ders boş. Ama o istirahat etmek yerine koşa koşa açtığı büroya giderdi; özel ders saati gelmiş ya....
Saati gelince ha bire şekeri çıkardı.
DPY sınavına ve Burs almak için girilen sınavlarda aynı puanı almış iki öğrenciden, öğretmen çocuğu olan bursu hakeder. Diğerinin yoksul olup olmaması önemli değil. Bizim öğretmenler memleketin en yoksul insanıdır çünkü. Hep o imaj kazındı beyinlere...
Valla yazacak daha çok şey var ama dellendirmeyelim öğretmenleri.
Kusura bakmayın ama acımasızca gelebilir eleştirilerim ama yurtdışında da okudum ben.
Oradakiler yüksek maaş alıyorsa sonuna kadar hakediyorlar.
Buradakiler de hakettiklerini fazlasıyla alıyorlar.
Gerçekten öğretmen gibi öğretmen olanları kesinlikle ayrı tutuyorum.
Ama o tarz öğretmen Türkiye'deki öğrencilik hayatım boyunca sayılıdır benim için.
Öğretmen adaylarıyla aynı üniversitenin yollarını aşındırdık. İnanın bazen acıdım geleceğin öğrencilerine.
Ve aynı şekilde gençliğin gittiği yolu görünce, geleceğin gerçek öğretmenlerine de acıdım.
Bu her meslek için geçerli. Biz artık sadece mezun veriyoruz.
Kaliteli mezunlar ne kadar?