Cevap: NEYLEYİM YAŞAMAK SEN OLMAYINCA
Baktığım o gözlerin ufuklar kadar derin
Hayaller kadar uzak, cilvesi mi kaderin?
Akıttığım her damla seni sırtında taşır
Uğradığım her delta değişir, başkalaşır
Ey renkleri gözünde sürükleyen nazlı yâr
Kahve kahve bir bak da gönlüm olsun bahtiyar
Boynumda urgan mıdır, zehir midir saçların?
Gönlümde esrar mıdır, sihir midir saçların?
Leylâ edâsı ile son kez gülüver de git
Yorgun düşen gözlerim yarınlara baş olsun
Yanağından derdiğim bana gülü ver de git
Ondan sonra bedenim toprak olsun, taş olsun
Ben bir kızıl şafak da batırdım umutları
Ben yıllardır kaybettim beklediğim mutları
Sancılı yarınları beklerken yaş/lı ebe
Yüreğim sürgünlerde kaldı yarı göçebe
Hayallerin şavkından bahtıma düşen kahır
Seni rüyâda görüp dokunmak bile zehir
Ruhumun girdabında bir düello yaşanır
Zıpkın yemiş bir balık edâsını kuşanır
Mağrur bir cilve ile mâveraya açılan
Zamansız yolculuğun gemisiz kaptanısın
Nasıl bir zehir imiş yudum yudum içilen
Göster ki cemâlini seni herkes tanısın
Nasıl bir kahırdır ki hep gönüllü çekilir
Nasıl bir kuvvettir ki önünde diz çökülür
Anlayamadı beni sevdâlı tek bir yürek
Uzaklaştı yanımdan korktu gitti ürkerek
Titrek hayaller ile ben yine düşler kurdum
Ona ben ne türküler, ne şarkılar okurdum
Sonra kendime geldim geçti epey bir zaman
Üstümden kalktı gitti omzumdaki asuman
Hilâli kaşlarına bir yay gibi takınan
Güneşi cemâline giyindiren ay güzel!
Sekili bir tay gibi ceylan gibi bakınan
Kırk katıra bağladın sen de beni vay güzel!
İster beni deli say, ister mecnun say gülüm
İster isen ölmeden bir mezara koy gülüm
İlletli sevdâların hamalı olan benim
Yüreği kırk yerinden yamalı olan benim
Kuş tüyü hayallerin kanadında uç gülüm
Seni çok sevmek de suç, sevmemek de suç gülüm
Ben müptelâ aşkların yalçın bir dağındayım
Ben yanık bir kavalın esrik dudağındayım
Beni yalçın dağlara şu çöllere sor gülüm
Beni sevdâ çayının deltasında bulursun
Seni kaybetmek kadar kazanmak da zor gülüm
Beni meczup bir aşkın ortasında bulursun
|