Cevap: KKTC SEÇİMLERİ
2002 yılında,Türkiye'de başlayan AB ye uyumlu siyasallaşma zemini altındaki uzun vadede aldatılma taktiği maalesef o yıllar zarfında Kıbrıs'dada vukuu bulmuştu.
O dönemlerde Türkiye'de siyasal ikdidar değimiş ve ikdidarla başlayan sözde değişim rüzgarı adı altındaki teslimiyetçilik modeli,uzun yıllar dünya siyasetinde var olan,Türkiye'nin uluslararası arenada olmazsa olmaz dediği ''KIBRIS'' ve ''ERMENİ SOYKIRIM'' meseleleri,bir şekil alma yoluna girmişti.
O yıllar zarfında,siyasal ikdidara,boyalı basının silahşörleri tarafındada (Gerçi siyasal ikdidarı koltuğa oturtan zihniyette bu doğrultuda olduğundan siyasetçiler bu sözü vererek oturmuşlardı) basın tarafındanda halka empoze edilen,''Bu kıbrıs bizim için kambur oldu'' İsmet BERKAN ,Ali Berberoğlu ve benzer yazarlar tarafından mütemadiyen dile getirmişlerdi.Yine bu dönemde ermeni konusuda halka bu bağlamda empoze edilirken,ne olacak canım,kabul edilsin gitsin yarın onlarda unutacaklar söylemi vardı, ancak bunu daha sonra ermeni meselesi gündeme geldiğinde açalım.
Türkiye'de siyasal ikdidar değiştiğinde,zaten önceden bu doğrultuda sözler verilmiş olmasına rağmen Kıbrıs'ta Rauf Denktaş ismini yıkmak çok güç bir mesele idi.Bu hedef doğrultusunda basındaki kalemşörler görevini tam layıkı ile yaparken,diğer yandanda kıbrıs'taki seçmeni etkilemek gerekiyordu.Bu hedef doğrultusunda dönemin AB genişlemeden sorumlu bakanları ve BM sekreteri Annan muhtelif defalar giderek halkın huzurunada çıkarak,AB ye evet deyin ve bu doğrultuda M.Ai Talat'ın c.başkanı seçilmesi,akabindede onun partisinin ikdidarında fethi Soyer'de başbakanlığa getirilecekti.Bu amaç doğrultusunda planın diğer boyutuda derin güçler tarafından Kıbrıs'a özellikle siirt üstünden olmak üzere para ödenerek vatandaşlar göç ettirilip orda oy kullanarak siyasal ikdidarın şekillenmesi sağlanmıştır.(Bu bilinçli göç ettirilen siirt'liler daha 3000 kişidirler,yatay geçiş yaptırılarak İstanbul'a yönlendirilmiş ve muhtelif semt pazarlarında pazarcılıkla görevlendirilmiştirlerdir,yakl aşık 5 ay kadar evvel ise o pazarcılar İ.B.B sini baskına gitmişlerdi.)
Başlayan bu süreçte,Kıbrıs halkı AB evet oyunu %60 gibi orana çıkararak AB genişlemeden sorumlu bakanı ve BM sekreteri coffea annan nezdinde sözü tutmuş,Güney kıbrıs ise hayır oyu kullanmıştı.Nihayetinde Güney Kıbrıs AB ye tam üye olurken,AKP ikdidarı tarafından tıpkı 1980 li yılların başında Özal tarafından verilen imza ile Yunanistan'ın AB ye ve üye olduğu gibi Güney Kıbrıs'da oldu.
Peki bunca yıl süre geçmesine rağmen Kuzey Kıbrıs ne oldu,hala görmezden geliniyor,hala ambargoya mahkum,hala ilk şart olarak Türk Askerinin Ada'dan sevk edilmesi ön koşul.
Ya güney kıbrıs ne durumda;Başta uluslararası kadın ticareti,silah ticareti olmak üzere Avrupalı kodamanların para aklaması ile mükellef Dünyaca ünlü bankalar üssü konumunda.
Bunlar su götürmez bir gerçek olmak bir yana,birileri gibi bu seçimler arefesinde sözde Kıbrıs ergenekonu adı altında çıkarılan safsata bile,bilinçli-eğitimli-kültürlü-entelletüel Kıbrıs Türk'ünün gözlerini boyamamıştır.Kıbrıs Türk'ü hala bağımsızlığının yılmaz savunucusu olmakla beraber,hayatları pahasına bile olsa bir metre kare toprağını vermeyeceğini bu seçimle bir daha deklare etmiştir.
Ulusal Birlik partisinde nezdinde 26 milletvekili ve Parlementoda % 52 çogunluk ile kuracağı Derviş EROĞLU hükümetini tebrik eder onurlu duruşlarını ayakta alkışlarım.
Not:Kıbrıs'ta 24 saate yakın evlerin kapısı kapanmaz,Gündüzleri işyerleri bile kah camiye namaza gittiklerinde kah iş geregi bir yere gittiğinde esnaf yine kapı kilitlemek diye bir gelenekleri olmadığı halde,son 6 yıl zarfında sistematik göç ettirilen Türklerin gelmesi ile beraber ilk defa hırsızlık-kapkaç ve benzeri olayların vukuu bulması ile beraber kapı kilitlemeye başladılar.
__________________
.............BU TECRÜBE BU ÖMRE YETMEZ......
|