Cevap: KOYULHİSAR-Sarıkaya
Köyümüzün biraz daha geniş tanıtımı; Sarıkaya, ilçe merkezine 15 km mesafede olup Kelkit Nehri’nin kuzeyinde yeşil, şirin tipik bir Anadolu köyüdür. Merkez Sarıkaya ve Hacılı olmak üzere iki mahalleden oluşan Sarıkaya’nın eski ismi “Çorak”tır. Çorak ismi, bacalara serilen ve su geçirmez özelliği olan topraktan esinlenerek verilmiştir. Köyden çıkan bu topraktan çevre köyler de istifade etmektedir.
1980’li yılların ortasına gelindiğinde ise Koyulhisar’daki bazı köyleri gibi Çorak’ın ismi de Sarıkaya olarak değiştirilmiştir. Sarıkaya ismi ise köyün kuzeybatı yamacında kalan sarı kayalardan esinlenerek verilmiştir.
Sarıkaya’nın kuruluşu hakkında geniş çaplı bir araştırma içerisine girilmesine rağmen tatmin edici bilgilere ulaşılmamıştır. Sarıkaya Köyü Derneği’nin Osmanlı arşivlerinde yaptırdığı araştırmalarda, köyün yaklaşık 365 sene önce yaşayan hane reislerinin isimlerine ulaşılmıştır. Arşivlerde, 9 haneden kurulu olan köydeki hane reisleri;
1. Osman Oğlu Mehmet
2. Emrullah Oğlu Yahya
3. Sefer Oğlu Hikmet
4. Mehmet Oğlu İsmail
5. Mahmut Oğlu Ali
6. Halil oğlu Ali
7. Ethem Oğlu Mehmet
8. Osman Oğlu Abdullah
9. Emrullah Oğlu Ömer olarak görülmüştür.
Yakın zamana kadar, Ordu’nun Mesudiye İlçesi’ne bağlı olan Sarıkaya, ilçeye uzaklığı sebebiyle ile Çaylı Köyü ile birlikte Koyulhisar İlçesi’ne geçmiştir. Sarıkaya halkının başlıca geçim kaynağı yem bitkilerine dayalı tarım ve hayvancılıktır. Arıcılık köyde diğer bir gelir kaynağıdır.
Köyde narenciye ve zeytin hariç birçok meyve ve sebze türü yetişmektedir. Geçim sıkıntısı, Sarıkaya’da da beraberinde göçü getirmiştir. Sarıkayalılar, 1950’li yıllarda Tokat’ın Erbaa İlçesi’ne çalışmaya gitmesiyle gurbet hayatı da başlamıştır. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise İstanbul’a göç başlamıştır. İstanbul’a göçen Sarıkayalılar, genellikle Kadıköy Fikirtepe Tuzcuoğlu ve Çayırova semtleri civarında yerleşmiştir. Gurbetteki Sarıkayalıların çoğu, ticaretle uğraşmaktadır.
1990’lı yıllardan sonra emekli olup ve işlerini çocuklarına devreden Sarıkayalılar, köylerine geri dönerek gerek yeni evler yapmaya gerekse mevcut evleri tamir etmek suretiyle köydeki yeni yapılanmaya ve köy nüfusunun artmasına katkı sağlamaktadır. Modern konutlar köye ayrı bir özellik katmaktadır. Son yapılan nüfus sayımına göre köyün nüfusu 180 kişidir. Köyde altyapı eksikliği devlet vatandaş işbirliği ile önemli ölçüde çözülmüştür.
ŞİİR
Geldim köyün önüne
İndim görün büküne
Mola verdim çukurların dikinde
Erkekleri bahçede kadınları ekinde
Çalışkandır benim köylüm
Kışın soğuk olur ama; güzeldir yazı
İklimleriyle güzeldir benim köyüm
Ne söyleyelim Raif amca ile Oluk Hacı'ya
Elma, kaysı ile çiri sererlerdi bacaya
Soracak olursan Kantarın Temel'i
Ölmeden yeniden evlenmektir onun emeli
Yazan : Taşkın KAYNAR
yukarıdaki şiirin tamamı;
GÜZEL KÖYÜM SARIKAYA
Geldim köyün önüne
İndim gürün büküne
Mola verdim çukurların dibine
Erkekleri bahçede kadınları ekinde
Çalışkandır benim köylüm
Çıktım samanlıkların düzüne
Göründü güzel köyüm gözüme
Gurbette duramadım döndüm özüme
Hasretin çekilmiyor benim güzel köyüm
Okulun önünden girerken köye
Rafet emmi önüne katmış bir inek, birde düğe
Kimsenin yoktur hindisi, ördeği, kazı
Yeğin olur Hurşitgilin balçıktaki vazı
Evi dururken arabada yatar Memüğün Yılmaz'ı
Kışın soğuk olur ama, güzeldir yazı
İklimleriyle güzeldir benim köyüm
Fırının önünden geçtim
Ne patoz yaptım nede ekin biçtim
Her şeyiyle seviyorum köyümü
Ne söyliyeyim Raif amca ile Oluk Hacı'ya
Elma , kayısı ile çiri sererlerdi bacaya
Hamit amca ile Zühtü amcanın vardır çok macerası
Çakır amcayı sorarsan o da sanki köyün ağası
Soracak olursan Kantarın Temeli
Ölmeden yeniden evlenmektir onun emeli
Köyümüzün pek azdır ilim adamı, alimi
Maaşallah koyunlarıda çoğaltmış Gıbıcın Salim'i
Soracak olursan Ethem gilinkileri
Onların evleride pınardan biraz ileri
Bir leş kokusu olsa havada görür kartal
Şavgı amcamda atar biraz partal
Soracak olursan Kapıcıgilin Mustafa’yı
Bir oturuşta yer bir kilo baklavayı
Fadime yengemde baston niyetine kullanır elindeki odunu
Salim dayı konuşurken ne amfiyi aratır nede mikrofonu
İsmail amcamda satardı Melet’e erik ile dutu
Dizlerinde derman kalmadı ondanda elini ayağını yudu
Çıkmış idim tarihi orta oluğa
Kalmış idim soluk soluğa
Burada yıkardı buğdayı
Karşıladı beni gücük Fehmi dayı
İsmail amcamında Cengiz ile boldur muhabbeti
Evlerinin önünden eksik olmazdı köpek ile kedi
Mucuruda yapmışlar su bekçisi
Biraz garibandır yoktur koyunu keçisi
Yazın yeşerir yoncası çayırı
Hümmetlide pek sever hayırı
Bir hayır daha yaptı
Düzelttik hayratutlardaki bayırı
Herkes bilir şinik, halbur, sitili
Gebede değiştirirlerdi kabak ile kili
Yavan yesen bazlama ile fetili
Vallahi tereyağı, baklavadan lezzetlidir benim köyüm
Sapı yığarlar harmanın gaşına
Usanırsan gurbetten değmeden 40 yaşına
Bir cennet köşesidir köyüm başlı başına
Kurban olayım yeşiline toprağına taşına
70’inden sonra reçber olanda var bakmadan yaşına
Sıra ekin biçmeyle patoza gelince
Yemin eder avu gatar aşına
Küçüklerin sevilip büyüklerin sayıldığı
Allah kelamının Sivas ve civarında yayıldığı
Dışarıdan gelenlerin hayran olup bayıldığı
İnsanların kabuk değiştirerek ayıldığı
Kabaklarında araba yapmak için oyulduğu
Bir yer varsa oda benim Sarıkayam
Yokuştur Beyseküsü ile Karamerek arası
Bacalardan belli olur böhrüklerin karası
Yüreğini dağlarsa hasretlik yarası
Hiç düşünme çek gel vereceğin bir yol parası
Uzanalım birde geçmişe hele
Değirmen deresi alışkandır sele
Giderlerdi eskiden iskesüre kile
Şampuan kullanmaya başlamış benim köylüm
Vurdum Beyseküsü'nün yokuşuna
Hayran kaldım suların akışına
Tepeye çıkıpta köye kuş bakışına
Doyum olmaz benim güzel köyümde
Çok istedim ama her yerini gezemedim
İnsanların çoğu birbirine küs çözemedim
Belki şair gibi dizemedim
Varın kusuruma bakmayın hemşehrilerim
TAŞKIN KAYNAR
--------------------------------------------------------------------------------
Konu o diyarın aşığı tarafından (29.04.2009 Saat 00:53 ) değiştirilmiştir..
Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
|