Urumçi Nickli Üyeden Al?nt?
Haklısın kıbrıslı ama kemalizm konusunda bir ayrışmamız var ki inönü başlığında güzel bir yazı yazmışsın, bende cevabını geçte olsa yazdıma aceleci bir şekilde. Kemalizm sol demek değildir, hatta ülkücülükte sağ demek değildir. İnönü kemalizmine az değinmiştim vakti zamanında, İnönü'nün Atatürk'ü lanse ettiriş biçimi de aşikardır. Buna TDK'da dahi bulunan kitapların basım tarihlerine göre ulaşabilirsin. Mesela Atatürk sağ iken Atatürk hatıratlarını yazan kitaplar, ölümünden sonra bu hatıratların içine Atatürk'ü darwinist, dinsiz gösterecek uydurma laflar kondurmuşlardır ve bu lafların inönücü tutumla yazıldığı, lafların söylendiğine şahit olduğunu söyleyen kişilerin inönüye bizzati biatlarıyla aşikardır. Bunun gibi Atatürk'ü yozlaştıran, değiştiren, hatta sol franksiyona çeken bir konjonktür vardır. Bugünse Nasyonal Sosyalist bir yapıya bürümeye başladılar. Ülkücülerde sağcı değildir, zira ülkücüleri sağcı olarak tasnifleyen solculardır. Bu ülkede sağ sol ayrımını yapanda inönücü sol zihniyettir. Hatta malumundur artık sol ve sağ niye kullanılır bilinmez. Liberal oportünist (çıkarcı), pragmatik (faydacı) siyasi düşünceler cibiliyetsiz bir şekilde çıkarları uğruna emperyal kuvvetlerin bir yerlerini yalamaktadır aşikar. Bunun dışında milli bir iktisat teorisi olan hangi siyasi konjonktür vardır peki? Biri Haydar Baş'tır BTP'den, diğeri de 9 Işıkla Alparslan Türkeş'tir ki kendisi asker olması yanısıra nato sınavlarını kazanması vasıtasıyla gittiği amerikada Ekonomi eğitimi almıştır. Bunlar dışında milli bir ekonomi sistemini nerede rastlarız peki? Atatürk döneminde. Peki sözde kemalistlerin (ben onları kemalist olarak göremediğimden sözde), sosyalistlerin, nasyonal sosyalist dediğimiz kesimin, liberallerin, islam bankaları yöneticiliği yapmış faizsiz olarak milletten aldığı paraları kalkınma bankaları vasıtasıyla Amerikan ve Yahudi sanayilerine güçlenmeleri için ucuz kredi olarak peşkeş çekmiş guruhların oluşturduğu Dinci akımların milli bir ekonomi sistemi mevcut mu? Hepsi ister sovyet emperyalizminin ister Amerikan emperyalizminin dayattığı ekonomik 3. dünya kalkınma modellerini baz almakta ki bu modellerle kalkınan hiçbir ülke de yok malesef... Arabistan zengin bir ülke petrol vasıtasıyla, ama halkı gariban. Üstelik arap ekonomisinin yüzde 70'i amerika'da yatırım olarak. Ve petrol şirketlerinin en büyük ortakları yahudi bu arapların. Usame Bin Ladin'in Arap Kraliyet sülalesine karşı cihat ilan etmesinin sebebi de bu. Evet Usame Bin Ladin'in ilk hedefi Arap Şeyhleri... Neden peki: Amerika sömürgesi oldukları için... Sömüren kim Amerika Cihad'ın ikinci hedefi de Amerika bu yüzden. İşte bağımsızlık savaşı olduğu için dinen cihad olarak adlandırıyor Usame Bin Ladin. Neyse işte gördüğümüz üzere ekonomik modeller de sakat... Peki bakıyorum Milli İktisadi Kalkınma Modeli olan ülkelere: Japonya, Amerika, Fransa, İsrail, İngiltere... Bunların kalkınma modellerini neden baz alamıyoruz peki biz, çünkü bize dayatılan kalkınma modelleri libarel ekonomik sistemde bu emperyallerin güçleri vasıtasıyla imf ya da dalalet içinde olan iktidarlarla dayattıkları projeler. Mesela bu projelerden olabildiğince kaçılmaya çalışıldığı bir dönem vardır yakın tarihte. Krize gebe olmuştur. Neden peki? Çünkü Köy-Şehir projesi hayata geçirilmiştir. Nedir köy-şehir projesi mesela, bildiğin 9 ışık'ın köycülük ilkesinin yansımasıdır. O dönemde Türkiye'de sermayenin %30'una hakim olan emperyaller sadece %30'luk bölümünden nakit para çekimi yaparak, türkiyeyi nakde sıkıştırmış dolayısıyla devalüasyona sebebiyet vermişlerdir. Bugün peki bu liberal ılımlı islamcı ekonomik politikalarla bu sermaye bütünlüğü türkiye genel varlığının yüzde kaçına denk düşüyor: %70. Peki bunun sakıncalarını nerde gördük, ABD'de patlak veren küresel krizden en çok etkilenen iki ülkeden birisi olduğumuzda. Bir diğeri de İzlanda'dır. ABD bu krizi en hafif atlatanlardır kendisinde patlak vermesine rağmen. Peki bu krizden hiç yara almayanlar kimler? Kendi milli ekonomi sistemini oluşturmuş, milli sermayeye sahip çıkan Rusya, Çin gibi ülkeler... Biz bugün hala milli sermayemizi yokedip yabancı sermayeye kuçak açıyoruz. Üstelik yabancılarda yatırım yapmıyor borsamıza yatırım yapıp para üstünden para kazanıyor. Peki kazandıkları paralar kimin cebinden çıkıyor? Elbette halkın. Liberal ekonomi sistemine biat etmişiz, kayzeren ekolünü benimsemişiz ama kendi milli sermayemizi oluşturamadıktan sonra bunlar bir hiç. Hoş bizdeki karma ekonomi sistemi ne kadar karma o da tartışılır...
Velhasılı kelam 80 öncesi ve sonrası olaylar. 80 öncesi olayların nasıl tetiklendiğini az biraz bilirsin Kıbrıslı. İlk kurşunu sıkanları, en çok cana kıyanları bilirsin. Bunu herkes ülkücüler olarak lanse eder ama ülkücülüğü oluşturan, Sovyet emperyalı güdümlü sol konjonktürler ve onların eylemleridir. Bunları bildiğin için pek girmiyorum. Sovyetlerde ve Türkiye'deki 78 kırılması mevzubahis. Amerika 78'e kadar türkiyedeki olayları Sovyetlerin aleyhine desteklerken 78'de sovyetlerin gardının düşmesiyle sol konjonktürleri himayesi altına almıştır. Bu konjonktürlerden en meşhuru da Marksist-Leninist Kürdistan Partisi-Cephesi-Ordusu'dur ki günümüzdeki PKK'ya denk düşer. Zaten PKK bu yüzden kuruluş yıldönümünü 78 olarak adlandırır. Halbusiki ister siyasi ister militarist temeli 1960larda yani inönü zamanında atılmıştır. Bunu da bilirsin. Peki 78-80 arası çatışmalar amerikanın provokatif eylemleri neticesinde gerçekleşmiş en sonunda da Amerikancı bir cunta darbe yapıp Amerikan'ın istediği ya da izin verdiği siyaseti yapmak zorunda kalmıştır. Sol grupların kullanıldığını darbeden 2 gün sonra neredeyse tamamıyla sol eylemlerin bitmesinden anlarız. Peki 1950lerde 60larda 70lerde sol grupları oluşturan yazarlar,yayınevi sahipleri, sözde aydınlar bugün ne yapmakta? Tüsiad üyeliği, brotherhood mason toplantıları, Yalılarda sefalar, Gazete Patronluğu, AKP yandaşlığı vs yapmakta. Yani demem o ki 80 öncesi Anadolunun bağrından çıkmış Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam sehbasında, Mahir Çayan ve arkadaşları kızıldere'de, yandaşları neruh dağında güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada ölürken, onları tetikleyin insanlar bugün kapitalin dolayısıyla emperyalizmin sefasını sürmekte. Bundan kelli demek istediğin şudur ki 80 öncesi kullanılan ve kışkırtılan iki kitle vardı. 80'ne gelindiğinde ise Amerikancı bir zihniyet ya da Amerika'ya muhtaç bir zihniyet iktidara cebren el koydu. Sonrasında ne oldu sol kendini aklar iken, ülkücüler(bakın sağdemiyorum hala inatla) cani ilan edildi oysa basit bir aritmetik hesapla ölen ülkücü sayısı 4000, solcu sayısı 1600 bu bile inkar ediyor. İlk kurşunları sıkanlarda solcular olduğu biliniyor 68 den 70e kadar sol eylemler var sadece... Taylan özgür muhabbeti döndürür solcular o da polisle girdiği çatışmada ölmüştür... Peki neden 80 sonrası solcular aklanırken ülkücüler karalanmış, dini siyasete alet edenlerse güçlenmiş bunu düşünmek gerekir!.. Oysa 80 evveliyatında cuma namazı çıkışlarında kahpe kurşunlara giden ve müslümanlığa, marksist-materyalist ateist düşünce akımları tarafından sıkılan kurşunlara göğüs gerenler güçsüzlüğe itilmiştir Müslüman bir toplumda? Üstelik bu göğüs gerenlerin birçoğu da Alevi'dir, Bektaşi'dir. Sadece Sunniliğe de bu ulvilik biçilemez. Oysa bugün mütareke medyasının aleviliği tanıttığı şekle bak, sözde ateist aydınların Aleviliği kullanış biçimine bak... Hatırlarsınız bu ülkede Türban sorunu da Erbakan hocanın yobazlıkları tarafından oluşmuştur. Bugün her kesim tarafından İslam'ın kalemi olarak görülen Necip Fazıl bile tenkit etmiştir Erbakan'ı. Erbakan'ınsa iktidara geldiğinde ilk işi türkiye'de Türbanlı-Türbansız ayrımı yaratmak ikinci işi de yahudi işadamlarıyla masaya oturup Türkiye'yi bağlayıcı protokoller oluşturmak olmuştur. Hatta idamın kaldırılması protokolünü imzalayan hükümet Erbakan hükümetidir, ama bilinmez. Neyse şimdi onun öğrencileri iktidarda. Zihniyet farkı da pek yok...
Kıbrıslı yanlış anlama bunu bu kadar uzatmam senin için değil, sen biliyorsun bir çok şeyi zira, belki başkaları da okurda feyz alır gayesindeydim.. Umarım öyle olur.
Saygılar...
|