Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - Köşe yazıları paylaşımları(Urumçi)
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 12.01.2010, 12:58   #17
Urumçi
Usta Yiğido
 
Urumçi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Urumçi Şuan Urumçi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.06.2011 15:22

Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 678 Urumçi FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart ABBAS BOZYEL - Kurt Yapmaz Bu Taksimi, Kuzulara Şah olsa!

Kurt Yapmaz Bu Taksimi, Kuzulara Şah Olsa!"


Ekonomik bunalımdan kaynaklanan çaresizliğin toplumu nasıl kuşattığını, toplumsal cinnet noktasına nasıl getirdiğini, gazete sahifelerine baktığımızda, televizyon haberlerini izlediğimizde görüp, irkilmemek mümkün değil… Geçim sıkıntısı karşısında aklıselimini kaybedenlerin cinnet geçirmesi, çoluk-çocuğunu katletmesi tamamen çaresizliğin sonucudur. Böylesi bir drama yeltenenlerin, intihar edenlerin geride bıraktığı veda mektupları, vicdan ve merhamet sahibi her bir kişinin yüreğini delip geçmekte, onu gözyaşına boğmaktadır. Bölücü terör örgütünün yol açtığı ayrışma ve kutuplaşma girdabına karşı çeyrek yüzyıldır mücadele eden Türkiye, bugün bir diğer çatışma ve ayrışmanın göstergesi olan ekonomik sefaletin kıskacındadır. Dolayısıyla yoksulluğun, sosyal çatışmayı tetikleyecek bir boyuta doğru tırmanması ciddi bir tehdittir. Zira bugün ülkemizde; "milli gelirin % 55'ini nüfusumuzun ilk % 20'lik dilimi alırken, nüfusumuzun % 20'lik dilimine sadece % 5'lik bir pay düşmektedir." Tıpkı Şairimizin "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul, Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa!" dediği gibi, bu adaletsiz ve vicdansız paylaşımın hangi politik ve ekonomik çıkar ilişkisinden kaynaklandığını daha iyi anlamış bulunmaktayız. Böylesi bir gelir dağılımı bozukluğunun, uzun vadede toplumsal bütünlüğümüzün hayrına olmayacağını şimdiden özellikle belirtmek zorundayız. Özellikle başında Başbakan Erdoğan'ın olduğu AKP İktidarının son yedi yılında, gelir dağılımındaki artan bu adaletsizliğin sonucunda, bir tarafta meşruiyeti olmayan, gayri ahlaki bir biçimde artan zenginler tabakası, diğer tarafta da yokluk ve sefalet içinde yaşayan insanlarımız… Bir tarafta zirveye tırmandırılanlar diğer tarafta uçurumun kenarına sürüklenenler. Gerçek olan şu ki, yüzleşmek zorunda kaldığımız bu bozuk gelir dağılımının temelinde öncelikli olarak "rüşvet, eş-dost kayırmacılığı, yolsuzluk ve talan" zihniyetine dayalı bir yönetim geleneğinin, bir türlü önlenemeyişi, ekonominin "kötü ellerde yönetilmesidir". Milletimizin tarihi geçmişine, haysiyet ve saygınlığına yakışmayacak biçimde bir zihniyetin iş başında olması bir talihsizlik olmuştur.

Uluslar arası güçlerin destek ve himayeleriyle ve her çeşit seçim hileleriyle iktidar olan AKP zihniyetinin tüm bu gerçeklere rağmen, başta tarım çalışanları, köylü, emekli, işsiz, dul ve yetimin, memurun ve yarınlarından ümidini kesmiş milyonlarca insanımızın içine düştüğü geçim sıkıntısını sanal rakamlarla ortadan kaldırmaya çalışması ancak "deve kuşu" politikası olur. Çünkü soğuğun hâkim olduğu bir odanın sıcaklığını, termometreyle oynayarak 40 dereceye çıkarmaları, odanın sıcaklığını değiştirmez. Bu tür bir kurnazlık, insanın ancak kendisini aldatması olur ve adına sahtekârlık denir. Diğer taraftan Hükümetin en az on ayrı defada açıkladığı, adeta milletimizle alay edercesine ve gözünün içine baka baka ilan ettiği yalan vaatlerle dolu, "ekonomik kalkınma paketi"… Acaba şimdi hangi tozlu raflarda 'yeniden ilan edilmek' üzere sırasını beklemektedir Netice itibariyle bu kötü gidişatın arka planında "kötü yönetim" ve "yolsuzluk kanalının açık tutulması" gerçeği yatmaktadır. Fazla gerilere gitmeye gerek yok. Bir hafta önce tespit ettiği asgari geçim' oranı, sokaktaki enflasyonun en az beş katı aşağısında olan 'düşük zam' artışı, "sadaka" nitelikli ücret politikası, çalışanların aleyhine seyreden gidişat, baş döndürücü bir hızla artmasına vesile olduğu işsizlik, şüphesiz ki "istikrarın" değil "kargaşanın" habercisidir. Uygulamakta olan ekonomik politika kaçınılmaz bir sonla türbülânsa yakalanmış gibi sallanmakta ve hızla irtifa kaybetmektedir. Mecburi iniş yapacağı tek bir hava sahası vardır. Onun adı milli iradedir. Millete emanetini iade etmelidir. Alacağı bir "erken seçim" kararı onu değil, yüce Türk milletini ondan kurtaracaktır. Aksi halde onarılmaz yaraların ve tahribatların müsebbibi olacaktır.

ERDOĞAN'IN ÖVÜNDÜĞÜ EKONOMİNİN GERÇEK YÜZÜ

Yönetim direksiyonun başında Başbakan Erdoğan'ın olduğu bir Türkiye tablosunu kısaca paylaşalım. Bugün Türkiye'de;

Kişi başına düşen borç miktarı, 5000 Dolar. 80 yılda cumhuriyet hükümetlerinin toplam borcu 148 milyar dolar, AKP iktidarının ise 7 yılda yaptığı borç 285 milyar dolar. İç ve dış toplam borç 500 milyar dolar. Cari açık büyümüş, Son 7 yılda Türkiye 225 milyar dolar faiz ödedi. Bu parayla 60 tane Atatürk barajı yapılabilirdi. Oysa Erdoğan Hükümetinin bir tek büyük eseri bile yok. Nüfusumuzun dörtte biri yoksullaşmış. 2 milyon insanımız açlık, 17 milyonu yoksulluk sınırı içinde. Her beş kişiden biri işsiz. 64 bin işyeri kapandı Küçük sanayicimiz ağır vergiler altında boğulmakta, tekstilcimiz can çekişmekte. Dünyanın en pahalı benzini bizde. Dünyanın en yüksek telefon vergisi ülkemizde alınmakta. Çiftçimiz ezilmiş. İhtiyaç sahipleri, enflasyonun beş katı faizle borçlanmış. Son iki yılda karşılıksız çek veren insan sayısı 1,5 milyon. Bugün cezaevlerinde yatanların yüzde 47'si karşılıksız çekten içeride. Protesto olan çeklerin tutarı ise, 3 milyar dolar. Başbakan'ın "Bizi teğet geçti" dediği son dünya ekonomik krizinde 2009'da Türkiye yüzde 6,5 küçüldü ve dünya rekoru kırdı. Şimdi zenginle fakirin arasındaki makasın bu şekilde açılmasının devamlılığın toplumda nelere yol açacağını düşünmek bile dehşet verici bir şeydir. Böyle bir ülkenin huzurlu, böyle bir toplumun sağlam bir dayanışma içinde olması mümkün müdür? Alt yapısı çürük dayanışma ve yardımlaşma hukukunu geliştirmemiş bir toplumun millet özelliğini koruması nasıl sürekli olabilir? Evet bu noktaya gelmiş mazlum ve mağdur insanımız ne yapsın?


Peygamber Efendimizin "Ya Rabbi, ben küfürden ve fakirlikten sana sığınırım." duasıyla…


Abbas Bozyel
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre...
Urumçi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Urumçi'e Teşekkür Ediyor...