Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - INSAN KENDINI AYNADA NASIL GORUYOR..?
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 25.08.2010, 23:33   #71
bilal kose
Usta Yiğido
 
bilal kose - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bilal kose Şuan bilal kose isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 16.02.2015 14:33

Üyelik Tarihi: 18.11.2008
Yaş: 51
Mesajlar: 27.062
Tecrübe Puanı: 3315 bilal kose BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: INSAN KENDINI AYNADA NASIL GORUYOR..?

Alıntı:
Kardelencicegi Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]



Özgüvenini geliştirecek aktivitelerde bulunman lazım.
Bazen kendini kandırman lazım.
Sen aynada ne görüyorsan dışarıdaki insanlarda sende onu görür.
Önce aynada kimi görmek istediğine karar ver.




bencil insan kendini dev aynasında görür yada kendini aynaya
bakınca nasıl görmek isterse öle görür


Bencil bir insanı bencil yapan nedir, bu insanlara karşı ne yapılabilir?
Hepimiz bencilliğe olumsuz bir özellik olarak bakarız.
Çevrenizde kimi zaman ne arkadaşlarını, ne ailesini,
nede çocuklarını düşünmeden kendi çıkarlarına göre hareket
ettiğine inandığınız insanlar vardır. Acaba bir an olsun durup
bu insanların neden böyle davrandığını düşündünüz mü?





Bencillik insanın doğasında var olan bir duygudur.
Yeni doğan bir bebek kendi yaşamını sürdürebilmesi için başkalarına ihtiyaç duyar.
Tüm ihtiyaçları karşılandığı zaman ancak size gülümeyerek bir karşılık verir.
Bu kural tüm canlılar için geçerlidir.
Küçük büyük farketmez tüm insanlar ihtiyaçları giderildikten sonra ancak
karşısındaki kişiye bir şeyler verebilir.
Bu karşılık kimi zaman bir gülümseme, kimi zaman teşekkür kimi zaman ise sevgidir.
Fakat aç bir insanın karşısındakini doyurması beklenemez.
Önce kendisini doyurmaya ihtiyacı vardır.




Bir çoğumuz bencillik kelimesini, üzerinde hiç düşünmeden ağız alışkanlığı
ile sarfederiz. Sadece karşımızdaki insanın bizden bir şeyler almaya
çalıştığını ama geri vermediğini ima ederiz. Bu kelimede,
olumsuz bir yükleme vardır, kötü bir davranışı anlatır.
Dolayısıyla tek taraflı bir bakış açısını simgeler.
Oysa bu kelime bencil insanın kendi açlığını, korkularını,
mutsuzluğunu yada nedenlerini yeterince ifade etmez.
Magdur durumda olanın gerçekte kim olduğunu anlatmaz.



Bir an için düşünün, bencil olduğuna inandığınız bir arkadaşınızı,
sevdiğinizi, yakınınızı gözünüzün önüne getirin.
Küçücük bir çocukken neler yaşadığını anlamaya çalışın.
Belkide en zayıf olduğu, en çok sevgiye ihtiyaç duyduğu, en yardıma
muhtaç olduğu bir anda kimseyi etrafında bulamadı.
Belki öyle çok acı çektiki kendi kendine yemin etti bir daha asla başkalarına
muhtaç kalmamaya. Belki çevresindeki insanlar ona zayıf olmayı yasakladılar,
güçlü olması için sürekli zorladılar; kendi başının çaresine bakması gerektiğini
öğrettiler. Belki kimse ihtiyacı olan şefkati, sevgiyi, anlayışı, mutluluğu vermedi,
veremedi ve büyük bir öfke ile dünyaya küstü.
Kimsenin sevgisini haketmediğine karar verdi.
Belkide sadece içindeki bu acı çeken küçük çocuğun etrafına bir duvar
ördü kimse görmesin ve daha fazla kendisini incitemesin diye...


Hiç düşündünüz mü, bencillikle suçladığınız insanların aslında
ne kadar yaralı olabileceğini? Sizin ilginize, şefkatinize,
sevginize ve anlayışınıza herkesten daha çok ihtiyaç duyabileceklerini...
Hiç düşündünüz mü bu bitmek tükenmek bilmeyen alma ihtiyacının altında
aslında hiç tatmin olmamış bir insan yatabileceğini ve açlığını tam olarak
doyurabilecek şefkat ve anlayış dolu bir insanı beklediklerini?
Hani karşılıksız, her şeye rağmen, ne olursa olsun genede
kendilerini sevecek, anlayacak, inanacak, destekleyecek,
hoşgörecek ve şefkatle yaklaşacak bir insanı...


Hiç düşündünüz mü, belkide bütün o sert, katı, olumsuz ve kötü
tavırlarının altında sadece daha fazla incinmekten korkan bir çocuk yatıyordur?
Belkide sizin olumsuz tavırlarınıza karşı kendini korumaya çalışıyordur çünkü
sizin onaylamayan, cezalandıran, dışlayan yaklaşımlarınız onu daha çok
yaralamaktan başka hiç bir işe yaramıyordur.



Hiç düşündünüz mü sevmeyi bilmeyen bir insana sevgiyi nasıl öğretirsiniz?
Vermeyi bilmeyen bir insana vermeyi nasıl öğretirsiniz?
Mutluluğu tadmamış bir insana size mutluluk vermesini nasıl öğretirsiniz?



Bütün bilge sözler, bütün dinler, bütün filozoflar ve bütün olgun insanlar
tek yönteme işaret eder: Göstererek Öğretmek.


Sevmeyi bilmeyen insanı daha çok sevin... ki sevmenin ne demek olduğunu öğrensin...
Vermeyi bilmeyen insana daha çok verin.. ki vermenin ne demek olduğunu öğrensin...
Sizi mutsuz eden bir insanı mutlu edin... ki mutlu etmenin ne demek olduğunu öğrensin...




Dünya üzerinde iki tip insan var bence;
Bir kendisini aşmış ve başkalarına bir şeyler verebilecek insanlar,
bir de bu insanlardan öğrenen ve büyüyen insanlar.
Burda kendinize sormanız gereken soru siz bu iki tip insandan hangisisiniz?
Kendinizi aştınız ve başka insanların büyümesine yardım edebilecek kadar olgunlaştınız mı?
Yoksa aslında o bencil diye nitelediğiniz henüz geçmişten kalan acılarını
iyileştirememiş insanlardan biriside siz misiniz?



Eğer ikinci gruba giriyorsanız, o zaman umarım kendinize yardım etmek için
ya olgun bir insan ile bir arada olabilir ve bu meziyetleri öğrenebilirsiniz,
ya bir psikoloğa giderek ve acılarınızı dindirerek iç huzurunuza kavuşur
ve hayatta verecek çok şeyiniz olduğu gerçeğini anlayabilirsiniz,
yada kendi davranışlarınızın ve çevrenize olan etkilerinin farkına
vararak kendinizi olgunlaştırmak için çaba sarfedersiniz.


Mutluluk sizin olsun


Saygılar



{ İyi Dostu Olanın Aynaya İhtiyacı Yoktur }


Hz Mevlana.







[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Guzel bir paylasim emegine yuregini saglik.
bilal kose isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı bilal kose'e Teşekkür Ediyor...